Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Cengiz Candar neyin nesidir?
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 4:43 am    ileti konusu: Cengiz Candar neyin nesidir? Alıntıyla Cevap Gönder

ya bilenler varsa lutfen bana desin, bu adam kurt mudur, hain midir nedir, her seferinde turkmenleri asagilar ve kurtleri yuceltir, bilmem niye.

iste en son yazisi- sanki turkiyenin dogru durust bir turkmen politikasi varmis da....ve bagimsiz kurt devletine niye karsiymisiz!

"Kürt sorunu" ve Irak'ta "ezber bozmak"...

Önceki gece yarısı, 12'ye 5 kala, Irak Parlamentosu Başkanı Haçim el-Hasani (Kerkük'lü, Türkmen kökenli İslamcı-Sünni), Irak'ın bir anayasa taslağına sahip olduğunu, ancak üzerinde anlaşılamayan hususlar bulunduğu için, parlamentonun son halini vermek üzere 3 gün boyunca taslak üzerinde çalışacağını ilan etti.
Irak'ta en önemli virajlardan biri dönülmüş oldu mu?
Çok kuşkulu. Zira, Sünni Araplar, söz konusu taslakta dışlandıklarını bildirerek metne karşı çıktıklarını, Irak'taki isyan ya da direnişin tırmanacağını bildirdiler.
Şii temsilciler ise, ortada bir takvim bulunduğunu, Sünniler arasında konsansüse varılmasının ilanihaye beklenemeyeceğini belirttiler. Anayasayı hazırlamakla görevli komitenin bir Şii üyesi, ortaya çıkan taslağa, Sünnilerin bir bölümünün onay verdiğini, bir bölümünün itirazları bulunduğunu, bir bölümünün ise tümüne karşı çıktığını söyledi.
Eğer, Irak parlamentosu, üç gün sonunda bir "anayasa"yı 15 Ekim'de referanduma sunulacak hale getirse bile, "sorun" tümüyle aşılmış sayılmayacak. Çünkü, geçici anayasanın (TAL) geçerli hükmüne göre, herhangi üç vilayette üçte ikiden fazla çoğunluk "hayır" dediği takdirde tüm anayasa kabul edilmemiş sayılacak.
Bu durumda, Sünnilerin mutlak çoğunluk sahibi bulundukları El Anbar (Ramadi ve Felluce'yi kapsayan), Selahaddin (Tikrit ve Samarra'yı içeren) ve Ninova (Musul merkezli) vilayetlerinde üçte ikilik bir "red" oyu, anayasayı gömecek.
Sünnilerin, asıl tepkisi "federalizm" hükmüne. Kürtlerden ziyade Şiilerin, Bağdat'ın güneyinde Körfez'e kadar olan alandaki 9 vilayette "özerklik" ve Bağdat merkezinden görece bir yerinden yönetim istemelerinin, Irak'ı böleceğinden kaygılanıyorlar.
Irak petrollerinin üçte iki kadarı güneyde, Basra yakınlarında Şii denetimindeki bölgede Geri kalanı Kerkük ve Hanekin gibi, Kürtlerin ağırlıklı bulunduğu bölgelerde. Federalizm ve merkezle vilayetler arasındaki yetki dağılımı ve ayrıca petrol gelirlerinin bölüşümü, Irak'ın petrolsüz orta bölgelerinde yerleşik bulunan ve nüfusun yüzde 20'sinden azını oluşturan Sünni Arapları korkutuyor.
"Yeni Irak fotoğrafı"nda, en sonuncusu Saddam'ın Bağdat merkezli zulüm rejimi olan, Sünni egemen merkeziyetçi bir Irak'a geri dönülmesi imkansızdan da öteye. Ülke, ya Şii damgalı ve Kürtlerin de hayli "özerk" bulunacağı bir "gevşek federasyon"a gidecek veya parçalanma sürecine girecek.
İlki de, ikincisi de Irak'ı büyük ölçüde "İran nüfuzu"na açık hale getirecek. İkinci şıkkın gerçekleşmesi, bir "İran-Irak Şii teokratik ekseni"nin doğması ihtimallerini de beraberinde taşıyor. Türkiye için "en kabul edilemez" senaryo bu.
Irak jeopolitiği, tarih boyunca, Türkiye ile İran arasında adı konulmamış bir mücadele sahnesi olmuştu. Osmanlılar ile Safeviler, Osmanlılar ile Kaçarlar (her ikisi de Türk hanedanlarıydı ve İran'dakiler Türkiye'deki Osmanlılardan daha "safkan" Türk idiler) Irak üzerinde savaşlara varan çekişmeler yaşamışlardı. Bu, bölgenin "Sünni güç merkezi" ile "Şii güç merkezi" arasındaki çatışmanın bir yansımasıydı.
Türkiye-Kürt ya da Osmanlı-Kürt yakınlaşması da, bu nedenle gerçekleşmişti. İdris Bitlisi liderliğindeki (o günkü anlamı ve görüntüsüyle) Sünni-Kürt konfederal yapısı, Osmanlılar ile birlikte davranmıştı. Bugün, çok değişik şartlar altında benzer bir manzara yine kendisini gösteriyor.
Türkiye'nin Irak politikası, bu nedenlerle, Türkmenlerin haklarını güvence altına alacak biçimde "Kürt eksenli" olmak zorunda. Gerek "federal Irak" olsun, gerekse Irak, kaçınılmaz bir parçalanmaya gitsin, Türkiye'nin Irak sınırının yanıbaşında, Irak'ın ortasına dek alanı kaplayan coğrafyada "komşusu" Kürtler olacak. Üstelik, o Kürtler, Osmanlı Devleti'nin eski tebası ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt vatandaşlarının soydaşları.
Dolayısıyla, Türkiye'nin Irak söz konusu olunca, öncelikle Irak Kürtlerinin "esenliği" için gayret göstermesi, "tarihi, kültürel ve jeopolitik bir zorunluluk".
Türkiye'nin böyle bir tavır içine girmesi, kendiliğinden, "Kürt kimliği"ni tanıması, destek çıkması ve uluslararası planda ona "hami" konuma girmesini ifade edeceği için, Türkiye Kürtleri üzerinde de, gerek bireysel gerekse kolektif platformda olağanüstü olumlu etkiler yaratacaktır. Türkiye'nin "ulusal bütünlüğü" nü pekiştirici, terörü ve terör örgütüyle irtibatlı "ruh hali"ni giderek "marjinalize" edecek sonuçlar üretecektir.
"Kürt sorunu", tarihi ve bölgesel özellikleri nedeniyle, bir "iç politika" ya da "asayiş sorunu" olmanın ötesinde, çok daha geniş "siyasi boyutlar" taşıyor. O boyut, Türkiye'nin Irak politikasında yansımak zorunda.
Türkiye'nin Irak politikasında "ezber bozmadan", kendi "Kürt sorunumuz"u çözemeyiz..





"Bağımsız Kürt devleti"ne niçin karşıyız?

Türkiye'de "bağımsız Kürt devleti" konseptine karşı müthiş bir "alerji" var mı? Böyle bir soru sorulur mu; elbette var. Ancak, kastettiğim Türkiye'de bir "bağımsız Kürt devleti" değil. Bu, Türkiye'nin parçalanması anlamına geliyor. Buna, bu ülkede yaşayanların, bırakın "alerji" duymayı, duymaya bile tahammül edemeyeceklerini, böyle bir ihtimali önlemek için gereken her şeye başvuracaklarından doğal bir şey olamaz. Hiç kimse, göz göre göre, ülkesinin bölünmesini, gerek "ulusal bütünlüğü" nün ve gerekse "toprak bütünlüğü" nün ortadan kalkmasını istemez. İsteyemez değil, istemez.
Kastettiğim, Irak'ta bir "bağımsız Kürt devleti" konsepti. Buna "alerji" var.
Peki, bu "alerji", Kerkük ve petrollerine ve "Türkmen varlığı" nın "Kürt egemenliği" altına girmesini kabullenmemeden mi kaynaklanıyor? Yani, Irak'ın kuzeyinde Türkmenler yaşamasaydı ve Kerkük çevresinde bir damla petrol olmasaydı, Türkiye'de, sınırlarımızın dışında bir
"bağımsız Kürt devleti" ihtimaline karşı yine de "alerji" olur muydu? Elbette olurdu. Yakın geçmişe kadar, Türkiye'de yaşayan insanların çoğunun "Türkmen meselesi" nden ya haberleri yoktu, ya da ilgileri yoktu ama "bağımsız Kürt devleti" ne yine de bir "alerji" vardı.
Soruyu bir de şöyle soralım: Eğer, Türkiye'de tek bir adet Kürt yaşamasaydı, Türkiye'de yine de Irak'ta bir "bağımsız Kürt devleti" kurulması ihtimaline karşı bir "alerji" olur muydu? Olur muydu? Sınırlarımızın güneyinde, sınırlarımızın hemen bitişiğinde yaşamasalar da, Birinci Dünya Savaşı'ndan önce bizim 400 yıl yönettiğimiz eski topraklarımızda, hem de iki Arap devletinin (Irak ve Suriye) kurulmasına karşı olduk mu? Bundan rahatsız olduk mu? Olmadık. Eğer, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu sınırlar içinde, güney sınırlarımıza bitişik bölgelerde, Kürtler değil de, milyonlarca Arap yaşasaydı, Irak ve Suriye'nin birer "egemen Arap devleti" olarak kurulmasına "alerji" olur muydu? Olur muydu? Evet, olurdu. Yani, sorun, aslında, sınırlarımızın ötesinde bir "bağımsız Kürt devleti" nin kurulması sorunu değil. Sorun, "Türkiye'nin sorunu" . Türkiye'nin "Kürt sorunu". O nedenle, "Kürt sorunu mudur; değil midir?" spekülasyonlarının ve tartışmasının alemi yok. Böyle bir sorunumuz var ve ülkemizin "toprak bütünlüğü" ve "ulusal bütünlüğümüz" için çözmemiz gerekiyor.
Bizim böyle bir sorunumuz olmasaydı, Irak'ta bir "bağımsız Kürt devleti" ihtimali, Türkiye'de bu kadar "spazm" yaratır mıydı? Bırakın, "bağımsız Kürt devleti" ni, Irak'ta "federal" bir yapı bile, Türkiye'de "mide krampları" yaratıyor. Dünyada, 100 dolayında federal ülke var, bunların bir çoğu bizim dostumuz ya da müttefikimiz ama "federalizm" Irak'ta söz konusu olacaksa, "mide krampları" başlıyor.
Niçin?
"Federalizm" in "Kürt özerk yönetimi" anlamı taşımasından. Ve, bir "özerk Kürt yönetimi" nin, nihai kertede varılacak "bağımsız Kürt devleti" için "son istasyon" olarak algılanmasından. Eğer, "özerk yönetim" in önünde "Kürt" sözcüğü olmasaydı, bu "mide krampları" yaşanır mıydı? Yaşanmazdı değil mi? Eğer, söz konusu olan "Kürt" sözcüğü olmasaydı, "Kim oluyor bunlar? Aşiretten devlet mi olur? Peşmerge liderlerini adam yerine mi koyacağız?" gibisinden aşağılayıcı öfkeler dışa vurulur muydu? Çünkü, nereden baksanız, komşumuz Arap devletlerinin liderleri de "aşiretler" e mensuplar. Hem biz, "bir cihan devleti yarattık bir aşiretten" övünmesiyle, Osmanlı imparatorluk geçmişimizi anlatmaz mıyız? Ama sorun, zaten onlar, orası, sınırlarımızın ötesindeki oluşumlardan ziyade, bunun bize "sirayet etme" ihtimali üzerinde kaygılanmamız. Çünkü, bizim vatandaşlarımızın bir bölümü, onların soydaşları. Ya, bizimkiler, onlara benzemek, soydaşlarına kapılmak isterlerse? Asıl korkumuzun, kaygımızın ve dolayısıyla, sınırlarımızın ötesine yönelik öfkemizin kaynağı bu. Vatandaşlarımızın bir bölümüne pek güvenemiyoruz.
Bu öfkeleri dile getirirken, kendi vatandaşlarımızı kırdığımızın ve aşağıladığımızın farkına pek varmıyoruz. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın isabetle vurguladığı, "üst-kimliğimiz" in yani "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" nın gerçekten bir "ulusal yapıştırıcı" olabilmesi, "alt-kimliğe" saygıdan ve "alt-kimlik" teki vatandaşlarımızın bu ortak "üst-kimliği" gerçekten "üst kimlik" olarak hissetmesinden geçiyor.
Bu bağlamda, "AB üst-kimliği" de adeta bir ek ve "sağlamlaştırıcı ulusal yapıştırıcı" olarak anlam kazanıyor.
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst-kimliği", eğer bir "demokratik devlet" in ifadesi olur ve "AB üst-kimliği", Türkiye'nin mensubu olacağı bir "uygarlık projesi" ni ifade ederse, Irak'ta "bağımsız Kürt devleti" bir kaygı kaynağı olmak yerine Türkiye'nin, "İran-Irak teokrasisi" ihtimaline karşı "himaye" etmeyi tasarladığı bir "dostluk ekseni" bile olabilir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 6:15 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kuzey Irakli Kurtler:

- Turkiye'yi saldiran PKKya her turlu destegi vermektedirler;

- Cogunlugu teskil ettikleri sehirlerle tatmin olmayip, Turkmen ve Arap sehirlere, koylere dahi goz dikmektedir. Sincar bolgesine yonelik operasyonlari bariz bir sekilde Suriye Kurtlerle toprak sinir olusturmak icindir.

- Kurtler sadece haklarini savunmuyorlar Irakta - baskalarin haklarini gasp ederek resmen herkezin USTUNDE olmaya calisiyorlar. Kendilerinden baska herkezi zulumle eziyorlar.

- Gozleri sadece Kuzey Irak'ta kalmiyor, Kerkuk'te kalmiyor...adamlar hem Turkiye topraklarina hemde Suriye topraklarina goz dikmis durumundalar.

Iste butun bu sebeplerden dolayi Turkiye Kurt devletinin kurulmasina karisidir. Yoksa bizim Kurtlerle alip verdigimiz bir sey yok. Zamaninda biz Irakli Kurt magdurlara sinirlarimiz actik, dostca davrandik, ama onlar karsiliginda sadece Turkiye'nin guvenligini, ve butunlugunu tehdit edecek davranislarinda bulundular. Hic bir ulke sinirinda dusman bir devlet istemezler.

Eger Irakli Kurtler Turkmen ve Araplarla birlikte, hakikaten demokratik, adil, ve bariscil bir sekilde beraber yasamaya calismis olsalardi...kendi yurtlariyla tatmin olup, Turkiye'nin dusmanlarini (PKKlilari) beslememis olsalardi...Turkiye onlara karsi olmazlardi...

Candar bizim Turkmenleri sallayip Irakli Kurtlerle dostluk kurmamizi tavsiye ediyor ama, herhalde unutuyor ki bir dostlugun yurumesi icin, iki tarafinin da iyi niyetli olmasi lazim. Irakli Kurtler ise, her davranisla iyi niyetli OLMADIKLARINI ispat ediyorlar...

Candar gelip bize "Kurtlerle dost olun" diyene kadar, gitsin Irak Kurtlerine "Haddini bilin, Turklerle dost olun" desin...Turkiye Kurtleri ezmekle suclanir ama, Irakli Kurtler Turkmenlere yuz bin kat daha cok zulum etmislerdir. Candar gitsin, Kurtlere "once kendi evinizin onunu temizleyin" desin eger bir sey diyecekse...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
yakuzz
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 24, 2005
İletiler: 3

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 8:27 am    ileti konusu: gazeteci CENGİZ ÇANDAR Alıntıyla Cevap Gönder

BU Cengiz ÇANDAR nam şahsiyetsiz varlık, aslen kürttür. Özalın şahsi danımanı idi. Özalın talabaniyle ve özelliklede kuzey ıraktaki kürtlerle, tabii olarak barzaniyle kişisel diyaloglarını oluşturan ve geliştirende budur. Özal cumhurbaşkanıyken ve de hemen ölmeden önce Özalın özel emriyle ve yanında özel bir komando timiyle öcalanla görüşmüştür. Görüştüğü yer talabanin suriyede ki köylerden birinde bulunan ve öcalanı himaye ettiği evinde gerçekleşmiştir. Çandar o gün , ilk kez devletle pkk yı aynı masada buluşturandır, soysuz ve mesnetsiz pazarlıklara girişien kişidir. Öcalan katiline , "sayın" diyebilen bir acizdir. yine o soysuz kahbe dölünden "silah bırakma" sözünü alanda çandarın ta kendisidir. Özal ve özalın özel ekibi -ki listenin başında çandar gelir- cumhurbaşkanlığını yaptığı devletimizi hakir görmüştür, pkk gibi ne idiği belirsiz bir grup çanakçıyı devletle aynı masaya oturtmuştur.. İşte bu sebepledirki özal öldüğünde aponun ilk tepkisi " bu adamı öldürdüler, anladılarki bu adam bizimle anlaşacaktı." olmuştur.
Özal öldü ama özalın o günlerde ki ekibi hiç bir vakit durmadı, her daim kutsal addettikleri vazifelerini ifa ettiler. Bu ekibi vakt-i zamanında enterne etmek isteyen cem ersever ekibi öldürülmüş, aynı dönem onlarca paşa ya intihar etmek suretiyle yahut çeşitli kazalarla veyahutta görevden azil suretiyle bu ekibe tesir edebilme yetisinden uzakta tutulmuştur.
Unutulmamalıdır ki içinde bulunulan dönem pkkya ait ; dağdaki çakal sürüsünün çekildiği , metropol eylemlerine yöneldiği; siyasi kanadın pkk ismini güya karalamak suretiyle "arabuluculuğa" soyunduğu ve her nasılsa üst düzey devlet adamlarımızla görüşebilme yetisine sahip olduğu SON DERECE TEHLİKELİ BİR DÖNEMDİR. Askerimiz ve polisimiz bilincindedir herşeyin ve gerekeni yapmaktadır.. lakin bu çandar vesair insanlar kamuoyundaki statüleri aracılığıyla , bu ülke için kurşun atmayı ve yemeyi bilmeyenlere yada korkanlara herkesin malumu bazı mesajlar vermektedirler..
Bunlar bilinmeli..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 10:08 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çandar kendi ağzıyla amerikan ajanı olduğunu söylemişti.
Üstelik barzani ve talabinyle 'iş' yaptığı da biliniyor.
Yazılarında Türkmenler'e yer vermesi için bir neden yok.Kabile reisleriyle beraber paraları götürüyor.
Bu adam para için milliyetçi de olur, kürtçü de komünist de olur.Şu an ibresi kürtçü-amerikancı çizgide.Paranın kaynağı orda...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
bozkurt_1977
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 28, 2005
İletiler: 401
Şehir: turkiye

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 11:37 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kerkük_Türk ülküdasim demiski;

Alıntı:

Çünkü, geçici anayasanın (TAL) geçerli hükmüne göre, herhangi üç vilayette üçte ikiden fazla çoğunluk "hayır" dediği takdirde tüm anayasa kabul edilmemiş sayılacak.
Bu durumda, Sünnilerin mutlak çoğunluk sahibi bulundukları El Anbar (Ramadi ve Felluce'yi kapsayan), Selahaddin (Tikrit ve Samarra'yı içeren) ve Ninova (Musul merkezli) vilayetlerinde üçte ikilik bir "red" oyu, anayasayı gömecek.
Sünnilerin, asıl tepkisi "federalizm" hükmüne.


Bu isten Türkmenlerin menfaatine cikabilecek ihtimaller var gibi, ne dersin ülküdasim?

selamlar, saygilar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
bozkurt_1977
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 28, 2005
İletiler: 401
Şehir: turkiye

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 11:46 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:

Türkiye'nin Irak politikası, bu nedenlerle, Türkmenlerin haklarını güvence altına alacak biçimde "Kürt eksenli" olmak zorunda.


Alıntı:

"Kürt sorunu", tarihi ve bölgesel özellikleri nedeniyle, bir "iç politika" ya da "asayiş sorunu" olmanın ötesinde, çok daha geniş "siyasi boyutlar" taşıyor. O boyut, Türkiye'nin Irak politikasında yansımak zorunda.
Türkiye'nin Irak politikasında "ezber bozmadan", kendi "Kürt sorunumuz"u çözemeyiz..


her zararli gördügüm yerleri alinti yapmaktan vazgectim, bayagi sakincali seyler var. ben bu yaziyi sevmedim.

Kerkük_türk ülküdasim, bu yaziyi yazan adam kim olursa olsun, iyi niyetli degil, ince ince sokusturuyor laflari.

selamlar, saygilar,
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 11:56 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

bozkurt_1977 demiş ki:
Kerkük_Türk ülküdasim demiski;

Alıntı:

Çünkü, geçici anayasanın (TAL) geçerli hükmüne göre, herhangi üç vilayette üçte ikiden fazla çoğunluk "hayır" dediği takdirde tüm anayasa kabul edilmemiş sayılacak.
Bu durumda, Sünnilerin mutlak çoğunluk sahibi bulundukları El Anbar (Ramadi ve Felluce'yi kapsayan), Selahaddin (Tikrit ve Samarra'yı içeren) ve Ninova (Musul merkezli) vilayetlerinde üçte ikilik bir "red" oyu, anayasayı gömecek.
Sünnilerin, asıl tepkisi "federalizm" hükmüne.


Bu isten Türkmenlerin menfaatine cikabilecek ihtimaller var gibi, ne dersin ülküdasim?

selamlar, saygilar.



ulkudas Bozkurt_1977,

irakta sadece sunnilerin gorusleri ve cabalari turkmenler ile surtusuyor. sii'ler bile kurtlerle birlesti. (sadr haric)

sunniler ve sadr grubu haric maalesef kalanlar kurtler tarafindan kandirilmislardir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Çar Ağu 24, 2005 4:22 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kerkuk_turk demiş ki:

sunniler ve sadr grubu haric maalesef kalanlar kurtler tarafindan kandirilmislardir.


Kandirilmislar mi yoksa Irak'taki iktidar boslugu ve gucsuzlukten istifade etmek mi? Sii'ler, Kurtler gibi, Irakin zayifligini kendi bolgelerini kuvvetlestirmek icin kullanmaya basladilar. Bence bu kandirilmaktan cok, belirli adamlarin bolgelerinde iktidar pesinde kosmalarindan kaynaklaniyor. Zaten petrol Kuzey ve Guney de imis - nicin paylassinlar ki? Bunun arkasinda her zaman seytanin onumuze getirdigi para ve iktidar hirsi var...

Irak icin calisan, birligi ve huzuru icin calisan bir tek Turkmenler ve Sunni Araplar var...Digerleri hep kendileri icin calisiyorlar...

Tabiki dediginiz gibi butun bunlar Amerika'nin destegiyle oluyor. Gecen gun baska bir yerde okudum ki Amerika Iran'i bile Kurt ve Arap azinliklari kullanarak bolmeye calisiyor, onlari isyana tesvik ediyor. Eski hikaye: bol fethet.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Ağu 25, 2005 5:30 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

sevgihan demiş ki:
kerkuk_turk demiş ki:

sunniler ve sadr grubu haric maalesef kalanlar kurtler tarafindan kandirilmislardir.


Kandirilmislar mi yoksa Irak'taki iktidar boslugu ve gucsuzlukten istifade etmek mi? Sii'ler, Kurtler gibi, Irakin zayifligini kendi bolgelerini kuvvetlestirmek icin kullanmaya basladilar. Bence bu kandirilmaktan cok, belirli adamlarin bolgelerinde iktidar pesinde kosmalarindan kaynaklaniyor. Zaten petrol Kuzey ve Guney de imis - nicin paylassinlar ki? Bunun arkasinda her zaman seytanin onumuze getirdigi para ve iktidar hirsi var...

Irak icin calisan, birligi ve huzuru icin calisan bir tek Turkmenler ve Sunni Araplar var...Digerleri hep kendileri icin calisiyorlar...

Tabiki dediginiz gibi butun bunlar Amerika'nin destegiyle oluyor. Gecen gun baska bir yerde okudum ki Amerika Iran'i bile Kurt ve Arap azinliklari kullanarak bolmeye calisiyor, onlari isyana tesvik ediyor. Eski hikaye: bol fethet.



Ulkudas Sevgihan, yazdiklarin hepsi dogru.
sii'ler kurtler gibi kendi bolgelerini kurmak istiyorlar. ama dun sadr grubu ile ayrilikci sii ler arasinda catisma cikti birbirlerini oldurduler. aslinda irak ta her sey olabilir..zaman gosterecek
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1