Bozkurt NET

[bozkurthann]

"Yine dava seyrinde satır aralarında ısrarla söylenen, ancak üzerinde bugüne kadar durulmamış bir husus da, darbeciler kadrosunda bulunan Alpaslan Türkeş'in darbenin hemen ertesinde, 27 veya 29 mayıs günü, Ankara'da Harp Okulu'na gelerek Müsteşar Ahmet Salih Korur'dan Başvekalet kasasının şifresini temin ettiği ve kasada bulunan yüklü miktarda bir paranın-270 bin dolar ve 250 bin Türk Lirası- yok olduğudur. Başvekalet'teki kasalar, daha sonraki günlerde, haziran ayı içinde, heyet huzurunda kırılarak açılmış, fakat içinde Müsteşar Ahmet Salih Korur'un sözünü ettiği para bulunamamıştır. Türkeş'in Ahmet Salih Korur'u tokatlayarak şifreyi temin ettiğini Korur, yine o sırada Harbiye'de tutuklu bulunan Ahmet İhsan Gürsoy'a anlatmıştır. Şifreyi Türkeş'e vermek istemeyen Korur, şifreyi ezberden hatırlamadığını ancak el alışkanlığıyla açabileceğini söylemiş, Başvekalete birlikte gitmeyi teklif etmiştir. Maksat, kasa açılırken başında bulunabilmektir. Darbenin ilk gününden itibaren Başvekalet Müsteşarlığı'nı üstlenen Türkeş'in Başvekaleti işgal ettiği herkesin malumudur ve kayıtlarla sabittir..."

Prof Dr. Emine Yüksel NASKALİ nin Yassıada Zabıtları-1 Örtülü Ödenek Davası adlı kitabından alıntıdır...

Elbette ki cevapsız bırakmayacağız ve bırakmamalıyız da...

Hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz.

Aşağıda Naskaliye ulaşabileceğiniz ileti adresleri ve üyesi olduğu, görev yaptığı kuruluşların listeside bulunmaktadır.

Gönüldaşlarım sizler de Naskali nin bu kitabını fırsat bilip gazetelerde, dergilerde vs. Başbuğumuzla alakalı olumsuz düşüncelerini dile getirenlerin ileti adreslerini araştırıp bizlerle paylaşın. Başbuğa saldırmanın ne demek olduğunu anlasınlar...




naskali@turk.net
naskali@tnn.net


Marmara Üniversitesi

Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı



MÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü



MÜ Fen Edebiyat Fakültesi

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Dili Anabilim Dalı Başkanı



MÜ Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi

Müdürü ve yönetim kurulu başkanı



Kafkasya Kültürleri Anabilim Dalı Başkanı

MÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü



Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Genel Kurul Üyesi

Bahçelievler, Ankara



Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, Mütevelli Heyeti Üyesi

Yıldız Sarayı, İstanbul



Uluslararası Türk Akademisi, Asli Üye

Mejdunarodnaya Tyurkskaya Akademiya, Moskova



Celal Bayar Vakfı, Yönetim Kurulu Üyesi

Umurbey, Bursa



Tarih Vakfı , Genel Kurul Üyesi

[polat_38]

devleti kimin soydu beli ÜLKÜDASIM hic üstünde bile durmaya deymez
bizim kimseye veremeyecek hasabimiz yok

NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE

[bozkurthann]

Yazdıklarımın altına mafyacılık dizisinin etkisinden kurtulamamış yeni yetmeler, slogan ve sembollerle kendilerini avutanlar, bilgi sahibi olmadan fikir beyan etmeye kalkanlar ... lütfedipte birşeyler yazmasınlar.

Neyin önemsenmesi gerektiğini neye ne zaman tepki verileceğini ve bu tepki için de birilerinin gördüklerini diğerleriyle paylaşmaları gerektiğini Samimi Ülkücüler çok iyi bilirler... Onun için çağrım fikri doygunluğa ulaşmış, inancı için birşeyler yapma gayretinde olanlaradır....

Susmak gaflet olur ve biz susmayacağız...

[tatvanbozkurt]

onu yapan akp dir. başka da kimse değildir.

[delikurt_emre]

hiç bir ülkücü harama el uzatmaz

[polat_38]

devleti soyan sözde müslüman akp ve hocalari erkbakandir ÜLKÜCÜLER hicbir zaman devleti soymazlar

NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE

[guldilek]

arkadaslar camur at izi kalsin prensibi bullar ki neden bundan dort bes sene geriye gitmiyorsunuz suleyman mercimek akp li ne yapti toplanan bagis paralarini ve mal varligini aciklaya mayan lar kim calmis biraz dusun sunler bizler ulkucuyuz lutfen baskalariyla karistirmasin lar

[akifatila]

önce meclisi temizlesinler. içişler bakanı hortumcu artı pkk lı dış işleri bakanı davası var başbakanın dosyaları kabarıyor maliye bakanı götürüyor oglunun agzı kokuyordu tirilyoner oldu. Rahmetliden ne istiyorlar anlamıyorum

[Vuslatim]

Konu basligi tarafimdan degistirilmistir. Ülküdasimiz mutlaka Basbug´a atilan iftiraya dikkat cekmek istedi. Ve bunun cevapsiz birakilmamasini duyurmak icin ugras verdi. Lakin baslik rahatsiz edici idi.

Basbug´umuz ile soygunun ayni cümlede bulunmasi dahi kabul edilemez. Ülküdasimiza özel ileti ile degistirmesini istedim. Lakin kendisi burda olmadigindan kendim degistirmek zorunda kaldim... Bilginize...

[Genckurt03]

BU SEREFSIZLER HALA BU DÜNYADA OLAN KISILERE BULASMAYA CEKINIYORLAR VE RAHMETLI BASBUGUMUZA IFTIRA ATIYORLAR. BIZIM BASBUGUMUZ GÖKDEN DÜSEN BIR KAR TANESI KADAR TEMIZ VE NAMUSLUYDU BUNU GURURUNA YEDIREMEYENLERE SESLENIYORUM BIZ ÖLMEDIKCE ONA VE ONUN RUHUNA LAF GETIRTMEYIZ LAF ATANIN ÖNCE DILINI SONRA BASINI UCURURUZ!!! RUHUN SAD MEKANIN CENNET OLSUN BASBUGUM...HERZAMAN IZINDEYIZ!
ALLAH TÜRKÜ LORUSUN VE YÜCELTSIN...

[mustafayaman]

Türkeş Düşmanlığının Maksadı.!!!
27 Mayıs ihtilâliyle ve Alparslan Türkeş ile Amerikan gizli servislerinin herhangi bir ilişkisi olsaydı Başbuğ, CIA’nın Ankara’daki karargâhını dağıtabilir miydi?
Dağıtmıştır!
Rahmetli Türkeş’i gladyonun uzantısı olmakla suçlamaya yeltenenlerin yüzleri kızarır mı bilmem ama, Amerika’nın ısrarlı taleplerine rağmen bu karargâhın yeniden faaliyete geçmesine izin verilmemiş, dostluk-kardeşlik, NATO içinde müttefiklik, karşılıklı işbirliği ve saire gibi palavralara da itibar edilmemiştir.
Şimdi Amerikan Başkanı’nın surat asmasını bile hizaya gelmek için kâfi bir işaret olarak telâkki edenlere anlatmakta müşkülat çekilecektir ama, gerçek şudur ki Amerika’ya boyun eğmemiştir Türkeş! Sözünden de, kararından da dönmemiştir.
Bakın nasıl olmuştur bu iş.
Necdet Sevinç/Tercuman
Türkeş, Başbakanlık Müşteşarı sıfatıyla devleti bilfiil yönetmeye başlayınca, Amerikan İstihbarat Teşkilatı’nın, bizim İçişleri Bakanlığı’nda bir karargâhı olduğunu öğrenir. Çılgına döner. karargâhı derhal dağıtır.
Herhalde, Amerikalılar’ın randevu taleplerini reddetmiş olmalı ki bir süre sonra, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Birinci Sekreteri William H. Doyle’den bir mektup gelir.
Sevgili Rasim Ekşi, Turan Dergisi’nin 3. sayısında bu mektubun tam metnini yayınlamıştır, merak edenler oradan okuyabilirler.
Türkeş’i kararından döndürmek amacıyla yazıldığı anlaşılan bu mektupta “CIA’nın Türk polisiyle 10 yıldan beri irtibat hâlinde çalıştığı, Türk polisinin CIA elemanları tarafından yetiştirildiği, Polis teşkilâtında küçük grupların teşkil edildiği anlatıldıktan sonra Arthur Miler denen bir ajandan bahsedilmektedir.
Bu Arthur Miler, Türk polisiyle CIA’nın irtibatını temsil eden adamdır! Üst düzeyli bir Amerikan görevlisi olması gereken Miler’e, Türk memurların “çık buradan” demesi, Amerikalılar’ı hem şaşırtmış, hem de rahatsız etmiştir.
Bu mesele Amerikalılar’ın onurlarına da dokunmuştur ama “bir yanlış anlama olduğundan da faaliyetlerine devam edeceklerinden de emindirler.”
Onlar emindirler ama, Türkeş asla geri adım atmayacak, CIA karargâhının faaliyet göstermesine izin vermeyecektir.
Başbuğ’un CIA’ya karşı aldığı tavır, nasıl Amerikalılar’ı rahatsız ettiyse, Fransız emperyalizmiyle savaşan Cezayir Millîyetçileri’ne destek vermesi de Paris’in hop oturup, hop kalkmasına sebep olmuştur.
Burada hatırlatmak durumundayız ki, Cezayir Millîyetçilerini “isyancılar” olarak niteleyen Ankara Radyosu, 27 Mayıs’tan sonra Cezayir Millî Kurtuluş Cephesi’nden bahsetmeye başlamıştır.
Türkiye’nin Cezayir’i desteklediğini açıklayan bildirinin, Ankara Radyosu’nda yayınlanmasından sadece 5 gün sonra Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Spitzmüller, Fransız Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği 20 Eylül 1960 tarihli raporda “Ankara’nın ittifaklarının ötesinde bir bağımsızlık siyaseti uygulamak istediğini” bildirecek ve diyecektir ki: “...mesela Türkiye ile ABD arasındaki ikili antlaşmaların özel hükümlerini kabul etmiyor. Egemenlik haklarına sınırlama getirilmesini kabul etmiyor. (....) Öteki az gelişmiş ülkelerde önemli rol oynamaya çalışıyor. Buna lider olmaya çalışıyor da diyebiliriz. Cezayir isyancıları hakkında sık sık dile getirdiği sempatinin anlamı budur.”
Rapor uzayıp gidiyor ama biz burada noktalamak zorundayız.
Türkiye için ne acıdır ki Alparslan Türkeş hep, sırtında sadak, elinde ok, atın üzerinde Türkistan’a giderken gösterilmiştir!
Hiç şüpheniz olmasın ki, Türkeş aleyhindeki propaganda dün nasıl Türkiye’nin Ankara’dan yönetilmesini engellemek için pompalandı ise bugün de maksat aynıdır.

KAYNAK:Estergon.net
Sevgili Ülküdaşlarım haberin başlığındanda anlaşılacağı gibi sağlığında BAŞBUĞUMUZDAN korkanlar şimdi'de onun fikirlerinin iktidar olmasından korktukları için hakkın rahmetine kavuşan BAŞBUĞUMUZA çamur atmaya devam etmektedirler. Bu şerefsizler vatanını, milletini seven kimseye tahammülleri yoktur. Çünkü onlarda biliyorlar ki biz Ülkücüler olduğu sürece bu vatanı bölüp parçalamaya güçleri yetmeyecektir.
Onun içindir ki asılsız haberlerle davamızı karalayıp bizleri yüce Türk milleti karşısında kötü götermeye çalışmaktadırlar. Ne kadar çabalasalar da bu millet kendisine hizmet için var olanıda kendisine ihanet edenleride çok iyi bilmektedir ve layık olanı layık olduğu yere getirecektir. Şuna son derece eminimki bütün bu oyunlar milliyetçi hareketin iktidar yürüyüşüne engel olamayacaktır.

Bu yazımı rahmetli BAŞBUĞ'umuzun şu sözleriyle noktalamak istiyorum

Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

ALLAH TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN

[gelibolulu]

Eyvallah mustafayaman ülküdaşım...Eyvallah...

Milli duyguların ve MHP'nin yükselmeye başlamasını hazmedemeyen zavallıların boş çabalarından biride bu işte...

Birileri Ağca ile saldırıyor...

Erkan Mumcu kızılelma diyor...

Birileri perinçek ile bir haltlar karıştırıyor...

Öbür tarafta başka sözde milliyetçi gruplar çıkıyor...

Ülkü Ocakları'na ses bombaları konuyor...

Birileri de Başbuğ'a iftira atıyor...

Etrafımızda oldukça güçlü bir fırtına esiyor... Essin...

Ne kadar güçlü eserse essin bu koca kayadan alabileceği yalnızca üstündeki tozdur...

[gururbiyerde]

Bir Ülkücü asla harama el uzatmaz bunu mal varlığını açıklayamayacak kadar aciz insanlar yapar suandada yapıyorlar bu iftirayı atan serefsizler bizim davamızı kıskandıkları için böle çirkin iftiralar atıyorlar kanıtlasınlar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!11

[bozkurthann]

Arkadaşlar ben bu yazıyı konuyla alakalı tepkimizi ortaya koyalım diye buraya aktardım... Elbette ki Başbuğun böyle birşeyle ilintilendirilmesini dahi kabul edemeyiz. Yalnız burda kendi bildiklerimizi, inandıklarımızı birbirimize aktarmamızın bir anlamı yok.
Ha bir de bakıyorum savunmaya geçiş tarzımız çok yanlış. Başkalarının çirkefliği bizim üzerimize atılan çamuru temizlemez. Ya başkalarının hırsızları olmasaydı ne yapacaktık o zaman tamam kabul ediyormuyuz diyecektik.
BU yöntemle ancak kendimizi avuturuz... Diğerleri gene kendilerine gösterilen ne ise o filmi seyre devam ederler. Onun için biz izletilen filmin seyrine işin doğru tarafından yön vermeliyiz...
Tepki verilecekse, saldırıda bulunanlara karşı tepki vermeli... Birbirimize Ülkücülük oynamayı bırakıp en kısa zamanda harekete geçmeliyiz...