Bozkurt NET

[funda3307]

Muzaffer Tekin serbest
Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik yapılan saldırılarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında olayların kilit ismi olduğu iddia edilen Muzaffer Tekin, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgusu tamamlanan Muzaffer Tekin bugün adliyeye getirildi. Terör ve organize suçlara bakmakla yükümlü 11. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Şemsettin Özcan tarafından sorgulanan Muzaffer Tekin, tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Nöbetçi Hakimi Rüstem Çiloğlu tarafından sorgulanan Muzaffer Tekin serbest bırakıldı.

Öte yandan Adliye önünde bekleyen Tekin'in yakınları ve arkadaşları kararı büyük sevinçle karşıladı. Bazı yakınlarının ise 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganları attığı görüldü.

İlk önce Terörle Mücadele Şubesi'nin aracına bindirilen Tekin daha sonra bir yakınının arabası olan Audi marka siyah bir araçla adliyeden ayrıldı. Tekin'in ayrılışı sırasında basın mensupları arasında yoğun izdiham yaşandı.

[cCc_OzguR_cCc]

Olayı Milliyetçiler'e yamamaya çalışan medya, bir şekilde bu olayla askeri-Milliyetçi Kesim'i ilişkilendirmek için kıvrım kıvrım kıvrandı... Doymadılar, Susurluk-Musurluk diye diye Rahmetli Büyüklerimiz üstünden bize ulaşmaya çalıştılar... Ama tutmadı, tutmayacak da!..

[1453_fatih]

Zaten içeri alınması da saçmaydı.Sonunda salacaklarını bile bile adamı süründürdüler.Tabi bu sadece suçu çözmek amaçlımıydı yoksa bu vasıtayla onun üzerinden birilerine ulaşma ve suçu onlara bulaştırma isteğide işin içindemiydi ?

Cevabını aslında gazete ve televizyonları son günlerde iyi takip edenler rahatça verebilirler...

[Sebas]

geçmis olsun !!!

[fevzy]

Allah CC yar ve yardımcısı olsun

[_kendim]

Anlı şanlı medyamız olayı 'derin devlet'e yüklemek istedi ama tutmadı..Bugün de 'olamaz nasıl serbest kalır' türünden başlıklar atmışlar..
Her olayda derin devlet parmağı arayan 'paranoyak'lar bu resimlerde kendilerini bulabilirler...

[Ogul50]

Hay ülküdasim ellerine saglik bu resimler onlarin ne mal oldugunu en iyi sekilde ortaya koyuyor. Bizim davamiz ALLAHIN NIZAMINI ALLAHIN ALEMINE YANI DÜNYA´YA YAYMAKTIR. Böyle islerle isimizin olmasi bence katiyen bize yakismaz. Türk olmanin serefini, Müslüman olmanin haysiyetini bilmeye ve iki mánali kavram icindeki Ülkücülüge ulasma gayreti ile yasamaya devam edecegime dair bütün ciddiyetim ve serefim ile yemin ederim.....

ALLAH TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSIN!!!

[uzzyozzy]

Albay Muzaffer Tekin Bey'e geçmis olsun. Allah yardimcisi olsun.

[Delikanli66]

Sasirdi bunlar illa birilerini suclayacaklar ama olmadi iste.

[polat_38]

bu serefsiz yahudi medaysi isi nerelere götürdü
isi MILLIYETCILERE yikmak istediler ama basarili olamadi
susurluk katilar bilmem neyi katilar utanmasalar ABDULLAH CATLININ
olayla balantisi var diyecekler


saygilarimla

NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE

[thegreen_wolf]

Danıştay saldırısından sonra hâdiseleri yorumlayan gazetecileri dinledikçe, okudukça sokaktaki Ahmet Mehmet bunlardan daha akıllı, daha mantıklı, diyorum.
Türkiye'nin neden kamplara ayrıldığını, inançların neden keskinleştiğini bunlara bakarak anlayabilirsiniz.
Önce Susurluk takıntısı…
Ne olmuş Susurluk'ta ki bu kadar işi büyütüldü ve neredeyse 10 yıl geçtiği hâlde mesele kapanmadı?
Danıştay 2. Dairesi üyelerine kurşun yağdırıp birini öldüren Alparslan Aslan'ı Susurluk'a getirip bağladılar.
Muzaffer Tekin adında bir eski yüzbaşı yüzünden… Alparslan Aslan bu yüzbaşıyı tanıyormuş.
Muzafer Aslan Eski Özel Harekâtçı bir kişinin koluna girerek hastaneden çıkarmış ve onunla yakın dostmuş. Öyleyse Susurlukçu!…
Bazı yorumcular bu noktaya gelebilecek kadar bağnaz bir ideolojik saplantı içindeler.

Bir televizyon kanallında "Neo-İslamcı" "usta gazateci"nin yorumunu dinledim…
Hem haberde, hem yorumda elmayla armudu karıştırdılar. Diğer kanalların da cehaleti ekrandan taşıyor…
Birbirlerinden farkı yok…
Üstelik yorumlarını bütün halkın kanaati gibi sunuyorlar.

Çelişkileri, bağnazlıkları halkın bilmeyeceğini sanacak kadar da basiretleri bağlı…
Susurluk'ta hayatlarını kaybeden kişiler ve arkadaş gurubunun bir "çete" olarak adlandırılmaları mümkün değildir.
Kader birliği etmiş bir arkadaş grubu…

akp kendisini kurtarmak için, kendisine karşı güçleri hedef gösteriyor sadece… Başka güç aramak lâzım ve bu güç akp fikriyatıyla çok yakın

[sinan37]

Darbe son anda önlendi!

KANLI Danıştay baskını 17 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşti. Kan gövdeyi götürmüştü. Ölü, yaralılar... Herkes panikteydi. Dört kişi ameliyata alınmıştı.

Aradan sadece birkaç saat geçti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, TBMM kürsüsüne çıktı ve "tarihi" konuşmasını yaptı:

"Sürprizlere hazır olun. Bu olayda karşımıza büyük sürprizler çıkabilir!"

Söyledikleri çok doğruydu. Sürprizler hemen ertesi gün çıkmaya başladı.

Ülkemizde bazı örgütler vardı. Bunlar darbe hazırlığına girmişti. AKP iktidarını darbeyle devirmeyi planlayan bu örgütlerin başkan ve üyeleri askerlerden, emekli generallerden oluşuyordu.

Bunların bütün "belgeleri" İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün yoğun çabasıyla ortalığa döküldü. Aman Allah, ne örgüt bağlantıları vardı.

Ergenekon, Ata Ocakları, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği, Susurluk Çetesi, Sauna çetesi...

Bunların tamamı ulusalcı idi. Darbe hazırlığı tamamdı. Gizli anayasaları masada bekliyordu. Hasan Celal Güzel gibi bir ileri zekálı da "Bunlar TSK'da bir grupla bağlantılı emekli subay ve astsubayların içinde bulunduğu gladyo tipi örgütlenmeyi göstermektedir" diyordu. Valla helal olsun, bizim Hasan bu işlerden çok iyi anlardı.

Gerçi katil yakalanmış, baskın eylemini türban kararı nedeniyle yaptığını itiraf etmişti, ama olsun varsın. Onun arkasındaki bu darbecileri derhal yakalayıp milletin gözüne sokmak gerekirdi.

Katil Ankara'da sorgulanıyor, fakat İstanbul Emniyet Müdürlüğü öncelikle İslamcı basına servis yapıyordu. Darbeci namussuzlar arasında bir emekli yüzbaşı vardı. Nah işte, o yüzbaşının bazı emekli generallerle çekilmiş fotoğrafları bile vardı.

Darbeci örgütler sırf AKP iktidarı zor duruma düşsün diye Danıştay baskınını gerçekleştirmiş, üstelik bir süre önce Cumhuriyet Gazetesi'ne üç kez bomba atmışlardı.

İslamcı medya, kendilerine el altından yapılan bu dolduruşların üzerine balıklama atladı. Atatürkçüler ve laikler darbe hazırlığında idi. Bunların örgütleri çözülmüştü. Gizli anayasaları bile vardı.

İstanbul'dan medya servisi sadece İslamcılara değil, bütün medyaya yapılıyor, bilgiler sızdırılıyor, fotoğraflar geçiliyordu. Örgütün bir numaralı ayağı ise emekli yüzbaşı idi. Kendisine emekli generallerden ve askerlerden destek geliyordu.

Emniyet Genel Müdürü bile basın toplantısı yapmak zorunda kaldı. "Örgüt var" dedi. Fakat gel gelelim, örgütün ismi cismi yoktu, başkanları ve üyeleri bilinmiyordu. Ayrıca örgüt uzun zamandır izleniyordu. Fakat izlenen örgütün Cumhuriyet Gazetesi'ni bombalaması, sonra Danıştay'ı basması her nedense önlenememişti.

Başbakan ve bakanlar bu karambolde boş durur mu. Onlar da konuştu: "Çok yönlü bir örgüt. Bu iş Susurluk, Sauna vesaire gibi çetelere uzanabilir."

Vay beee! Danıştay baskını nerelere gelmiş, işin içinden Atatürkçü-darbeci örgütler fışkırmıştı. Bunlar hükümeti yıpratmak için Danıştay'ı basmıştı.

Gerçi katil Ankara'daki ifadelerinde yalvarıyordu: "Yav abilerim benim bunlarla ilişkim yoktur. Baskını türban kararı nedeniyle yaptım..."

İslamcı basın ve bunların özellikle Fethullahçı takımı bir tek şeyi bekliyordu: "Emekli yüzbaşı tutuklanacak, komplo-tezgáh ortaya çıkarılacak. Böylece Ulusalcı ve Atatürkçü kesimin ne haltlar karıştırdığı yargı kararıyla da belgelenmiş olacak..."

Çünkü İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından medyaya el altından yapılan servis yeterli değildi. Yargı kararı da gerekirdi.

Sonra sıra ileri zekálı Hasan'ın söylediklerine gelecek, şifreler tek tek çözülecekti.

Böylece Şemdinli iddianamesinin rövanşı da alınmış olacaktı. Ayrıca iş -belki de- taaa Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a uzatılacak ve yeni tezgáhlarla Büyükanıt'ın önünün kesilmesi sağlanacaktı.

Verilmiş sadakamız varmış, darbe son anda önlendi. Olayın tek taraflı medya servisiyle getirilmek istendiği yer şöyleydi:

"Danıştay baskını türban nedeniyle değil, AKP iktidarını yıpratmayı amaçlayan Atatürkçü-ulusalcı gizli örgütler tarafından yapıldı. İlişkiler ve örgütler ortaya çıkarıldı. Nitekim örgüt lideri emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, mahkeme tarafından tutuklandı."

* * *

Sevgili okuyucularım, size bu yazı boyunca anlattığım komedi önceki gün sona erdi. "Darbeci elebaşı, baskıncıları yönlendiren" emekli yüzbaşı, mahkeme tarafından serbest bırakıldı... Çünkü hakkında bir tek ciddi belge, delil yoktu.

Senaryo, iktidarın bir kesimi ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yazılmış, buna destek verecek üfürük haberler bütün gazete ve televizyonlara servis edilmiş, oyuna düşenler tarafından yayınlanması sağlanmıştı. Emekli yüzbaşı bir tutuklansaydı, İslamcı medya şamataya ne biçim başlayacaktı!

Ama olmadı. Hadise fos çıktı. Ortada türbancı katil ve baskına katılan yardımcıları dışında ne örgüt çıktı, ne de başka bir şey! Düzmece senaryo çöktü, iflas etti, bir başka bahara kaldı.


Emin ÇÖLAŞANın yazısı bu konudaki yazısı komediyi tam olarak anlatmış.

[mustafayaman]

Komediye bakın komediye.Öyle bir oyun sergileniyorki kaç perde süreceği belli değil.Ama oyun öyle bir oyunki ne senaristi belli nede yönetmeni.Ama oyuncular belli.Katiller ve AB beslemesi medya.....
.Hükümet yanlısı Vakit gazetesinin hedef göstermesiyle başlayan oyun yine hükümet kanadının suçlu üretme yarışıyla devam ediyor.

Hükümet yanlısı medyaya kalsa suçlu belli.Hükümete karşı olan herkes bu komplonun içinde.Mesela Zaman,Y.Şafak'a bir bakın katillerde azmettiricilerde belli.Ülkücüler Ama ne hikmetse AKP medyasınca suçlu ilan edilenler mahkeme tarafından bir bir serbest bırakılıyor.Buda doğal olarak başbakanın sinirlerini bozuyor.

Sayın başbakanın geçtiğimiz aylarda yapılan Kızılcahamam toplantılarında sarf ettiği '' MHP yükselişte.İlkkez oy kullanacakların % 20'si MHP ye oy atacak buna engel olun'' sözleri,hükümet yanlısı medyanın saldırının ardından hemen ülkücüleri hedef göstermesinin nedeni olsa gerek.

Olayın ülkücülerle alakası yok elimiz boşta kalmasın diye başka kesimlerede yoğun bir saldırı başladı.Özellikle Fetullah Gülen'e yakınlığı ile bilinen gazete ve tvlerin yapmış olduğu haberler mahkemelerin ardı ardına vermiş olduğu tahliye kararı ile yalan çıkmış oldu.Özellikle bir emniyet yetkilisinin durduk yerde '' Tarikat bağlantısı yok '' demeside gündemden kaçtı.Ülkücülerin alakası yoktur diyemeyen emniyet yetkilisinin Fethullah Gülen tarikatını bu olayların dışında tutma çabasıda bence araştırılmaya değer.Siz ne dersiniz?

[ihsanalperhan]

Bu ülkede hala suçsuz bi takım insanlar organize şuç şebekesi lider diye içeri alınırsa ve bu insanlar dava uğruna maddi manevi bütün imkanlarını seferber etmiş insanlarsa bazı şeyleri artık normal görmek lazım zaten bu ülkede ülkeni seversin faşist olursun dindar olursun yobaz olursun garipppp