Bozkurt NET

[funda3307]

PATAGONYA ÜLKESİ

Bir varmış, bir yokmuş... PATAGONYA diye bir ülke varmış... Bu ülkenin GEÇİM(ekonomi) ve SEÇİM işlerini IMF(International Mafia Fonu) idare ediyormuş... İç ve dış siyasetine MASONLAR yön veriyormuş... Köşe başlarını Devşirme-Dönme Sabetayistler ve Misyonerler tutmuş, dış ülkelere casusluk yapıyorlarmış... Kısacası bu ülke CASUS CENNETİ imiş... İktidara gelmek isteyen, önceden PENTAGON'dan, YAHUDİ LOBİSİ'nden İCAZET alırmış... Bu ülkede MASON DERNEKLERİ serbest imiş... Üst düzey BÜRO KIRATLAR'dan MASON olmayan terfi edemiyormuş... Bir çoban, bu ülkeyi 30 yıl boyunca yalan söyleyerek idare etmiş...
IMF denen Mafia, Tütün ve Şeker Pancarı ekimini yasaklamış... Kısacası herkesin bir MAFİA'sı varmış... Sulukule Mafiası, Futbol Mafiası, İhale Mafiası, Kumar Mafiası, Çek-Senet Mafiası, Gecekondu Mafiası, Arazi Mafiası, Sahil Mafiası, Uyuşturucu Mafiası, İlaç Mafiası, Vize Mafiası, Organ Mafiası, Gümrük Mafiası, Sahte Para Mafiası, Naylon Fatura Mafiası, Tayin Atama Mafiası, Otopark Mafiası, Kapkaç Mafiası, hatta Umumi Tuvalet Mafiası dahi varmış... Daha saymayı unuttuğumuz mafialar da varmış... Kısacası hiç kimse devlete baş vurmadan, kendi Mafiasına müracaat edermiş ve işini halledermiş...
Bu ülkenin Devşirmeleri yağ-bal içerisinde yaşarmış, öz evlatları hastahanelerde rehin kalırmış... Ceza evleri dolunca, on yılda bir AF çıkartıp boşaltırlarmış... Terör örgütleri Ceza evlerinde otomatik silah ve cep telefonu ile eğitim görürlermiş... Ülkenin genç nüfusu Eroin, Esrar ve Extazi hapı kullanırmış... Okullarında uyuşturucu kullanma yaşı 13'e kadar inmiş... Çocukların bir kısmı küçük yaşta TİNERCİ olmuşlar...
PATAGONYA Ülkesinde BAKİRE olan kızlar ayıplanırmış... Bu nedenle ülkede Bakire bulmak çok zormuş... Eşini Kıskananı ayıplarlarmış... Ülkenin Başbakanı tarafından, vergi rekortmeni olan Kadın Tüccarlarına, Genelevi Patronlarına (Manukyan ve Sümbül Hanım) PLAKET verilirmiş... Adım başı CAFE'ler ve SULU KULE'ler varmış, çöpçatanlık yaparlarmış... Bu ülkede en kolay para kazanma yolu kadın ve adam satmaktan geçermiş... Aynı zamanda yaklaşık 25 bin civarında HOMOSEKSÜEL varmış (vay erkeklik vay, ne hallere düşmüşsün) ... Beş Yıldızlı otellerine Polis giremezmiş... Otobüsten yapma GEZİCİ GENEL EVLERİ de varmış... Hem seyahat ederlermiş, hem de nefsini körlerlermiş. Kısacası AB'ye girecek kıvama gelmişler...
Sigaradan, Kanserden hastahaneler dolup taşarmış... Gizli AİDS hastaları varmış... Her yıl binlercesi ölürmüş... Dünya Devletlerine borcu çokmuş... Yeni doğan her bebek, borçlu doğarmış... Ülkede RÜŞVETSİZ hiç bir iş görülmezmiş... Vatandaşını dolandıran Bankerler, Çingen Civanlar, Uzananlar, Kısalanlar banka batırıp yurt dışına kaçarlarmış... Bu vurgunlardan dolayı ENFLASYON denen bir HIRSIZ, her gün vatandaşın cebinden parasını çalarmış... Bu yoksulluğun cezasını fakirler çekermiş... Kısacası ülkenin parası pul olmuş, boşanmalardan dolayı çoğunluğu dul kalmış...
İşçileri SARI SENDİKALAR'a üye imiş... İşçilerin Bayramı varmış ama, İşsizlerin Bayramı yokmuş... İnsanlara Deniz Kumundan Toplu Konut yaparlarmış, depremlerde en az 20 bin kişi ölürmüş... Hazine arazileri, deniz sahilleri Mafialar tarafından parsellenmiş... Bu ülkede Kömür varmış, ama ne tuhaftır ki, Kömürleri dışarıdan gelirmiş... Petrolleri ve Yer altı Madenleri yabancıların elinde imiş... Çiftçilik ve Hayvancılık yok edilmiş, ülkenin et ihtiyacı dışarıdan temin edilirmiş...
Kendi okulunu kendin yapıyormuşsun... Kendi can güvenliğini kendin sağlıyormuşsun... Lokantalarında; “kendin pişir kendin ye” yazıyormuş... Mezar yerleri para ile satılıyormuş... Mezar soyguncuları ORGAN ve CESET çalıyorlarmış... ASİLLER asgari ücretle çalışmaya razı oldukları halde iş bulamazlarmış, ama VEKİLLERİ 6 bin Dolar aylık ile geçinemezlermiş... Bu ülke VEKİLLER CENNETİ imiş...
Dillerine sahip çıkamamışlar, okullarında İngilizce zorunlu okutulurmuş... Ülkede 22 ayrı dil varmış gibi, Ana Dilde Eğitim hakkı veren kanunlar çıkarılmış... Yabancı Vakıflara mal edinme ve Apartman Kilisesi açma yetkisi verilmiş... Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ülkenin TELEVOLECİLERİ mutlu imişler...
Bilin bakalım bu ülke dünyanın neresinde...? 15.6.2005 Mehmet Demir Atmalı
Gazeteci-Yazar Gaziantep Kuvva-i Milliye Derneği
BaşkanYardımcısı

Tahmin hakkını size bırakıyorum...............

[kaganos]

funda kardeşim,

Böyle nefis bir yazıyı bize aktardığın için çok teşekkürler...

30 kupona alınmayan bu vatan...

Ne yazık ki, borsadan üç beş kuruş kazanılacak diye...

İki model daha üst arabaya ...

bir avanta yazlığa...

Onurlu işşiz, kalmaktansa.. onursuz bir iş uğruna .. satılıyor....

Çanakkale 18 mart törenlerinde Anadoludan gelen arap -kürt partisi yandaşlarını görünce , inan içim bir tuhaf oldu...

ATA'mızın sayesinde, Anadoluda kimlikleri ,isimleri ile bağımsız yaşama hakkına sahip olanları ...

Cumhuriyet düşmanı olanlarla kolkola görmek....

beni oldukça umutsuzluğa itiyor...

Bir halk kendisini kurtaran bir lidere bu kadar nasıl düşman olabilir...

Bunu aklım almıyor...

ikiyüzlülükleride yüzlerinden akıyordu...

18 mart törenlerinde timsah gözyaşları döküyorlardı....

BUnların yanında kandırılmış halkımızda çok...

Bunlara gerçekleri anlatıp ,zararın neresinden dönülürse kar olacağını..

anlatmalıyız...


saygılarımla.

[Vuslatim]

Ülküdasim, kac cevap hakkimiz oldugunu yazmamissin. Birinci cevap hakkimi kullanmak istiyorum...


Tayyipler alemi olabilir mi?

[funda3307]

	Vuslatim demiş ki:
	Ülküdasim, kac cevap hakkimiz oldugunu yazmamissin. Birinci cevap hakkimi kullanmak istiyorum... Tayyipler alemi olabilir mi?

evet yanıt buydu tebrikler kandaşım..başka cevaba sence gerek varmı ki

[funda3307]

kaganos demiş ki:

funda kardeşim, Böyle nefis bir yazıyı bize aktardığın için çok teşekkürler... 30 kupona alınmayan bu vatan... Ne yazık ki, borsadan üç beş kuruş kazanılacak diye... İki model daha üst arabaya ... bir avanta yazlığa... Onurlu işşiz, kalmaktansa.. onursuz bir iş uğruna .. satılıyor.... Çanakkale 18 mart törenlerinde Anadoludan gelen arap -kürt partisi yandaşlarını görünce , inan içim bir tuhaf oldu... ATA'mızın sayesinde, Anadoluda kimlikleri ,isimleri ile bağımsız yaşama hakkına sahip olanları ... Cumhuriyet düşmanı olanlarla kolkola görmek.... beni oldukça umutsuzluğa itiyor... Bir halk kendisini kurtaran bir lidere bu kadar nasıl düşman olabilir... Bunu aklım almıyor... ikiyüzlülükleride yüzlerinden akıyordu... 18 mart törenlerinde timsah gözyaşları döküyorlardı.... BUnların yanında kandırılmış halkımızda çok... Bunlara gerçekleri anlatıp ,zararın neresinden dönülürse kar olacağını.. anlatmalıyız... saygılarımla.

rica ederim kandaşım amacımız birazcıkta olsa içinde bulunduğumuz durumu anlatmaya çalışmak ne kadar anlatabilirsek tabii su kaynadı ama herkes hala serin sularda seyrediyor ülkeyi bakmakla görmek farkını aralamaya çaılışıyoruz inşallah bir nebze de olsun anlatabilmişizdir...................saygıyla

[Vuslatim]

O zaman biraz inceleyelim bu ülkeyi... Tabiki konu basligina uygun olarak...

Hirsizlik almis basini yürümüstür

Papaz ,iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş .
- ''Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?'' Zangoçta derin bir sessizlik...İyice köpürmüş
- Papaz: ''Sana soruyorum be adam!Duymuyormusun beni?
-''Hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim''
- "Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun ..'' Zangoç bıyık altından gülmüş,
- '' İsterseniz yer değiştirelim anlarsınız...'' Yer değiştirmişler.Bu kez zangoç seslenmiş
-''Kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?' Papaz kendi kendine söylenmiş.
-''Hakikaten yahu! Buradan hiç bir şey duyulmuyor.''


Bu ülkeyi bir ucak ve bosbakanini da pilot oldugunu düsünürsek;

Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.. Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler..Yolcular fena halde şaşırmışlar.. Nasıl şaşırmasınlar.. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant.. yardımcı pilotun elinde bir köpek taşması.. Tasmanın ucunda bir Köpek.. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.. Günlerden bir nisan değil ama, "Saka herhalde" demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa.. Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda, uçak hızlanmış.. Yolcular endişelenmeye başlamışlar.. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.. uçak iyice hızlanmış.. Bazı yolcular paniklemiş dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip cimlerin başladığı gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış. Derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
-"Biliyor musun?" demiş,"Bir gün çığlık atmayacaklar ve hepimiz öleceğiz!


Isbasindakileri sorumsuzluk ve beceriksizlerini de gözlemlersek;

Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün Patagonya üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.
-"Pardon. Ben neredeyim acaba?" diye sorar.
- "Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin" der adam. Yönetici sinirlenir:
-"Sen mühendissin değil mi?" diye sorar.
-"Evet." der adam. "Nereden bildin?"
- "Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor."
-"Sen de yöneticisin değil mi?" diye sorar Adam.
-"Evet sen nereden bildin?"
–Adam "Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim sucum oldu." ...!!


Hele bir de yalanciliklari basa beladir

Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Patagonya'da dolaşıyorlarmış. Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş. Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kusa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış. Ertesi sabah,Şerif soruşturma için çiftliğe gelmiş.Çiftçiye sormuş:
-"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?"
- Çiftçi cevap vermiş: "Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz....Nasıl yalan söylerler!!!".


Insallah böylesi politikacilari sandiga gömecegiz...

Saygilarimla..

[Goykultu]

he kardeş Tanri akibetimizi bir yazmiş
bu anlatımların bazı şekilleri de Azerbaycanda vakf oluyor
bizim ellerde şöyle bir onurlandırıcı bir mükafat vardır-----VATANINI EN İYİ SATANA, TALAYANA, ÖKSÜZ BIRAKANA, NAMUSUNU SATANA HALK KAHRAMANI ADINI VERİRLE ve hiç bitmeyen manşetler---HALK KAHRAMANI--
bizim ellerde şöyle bir diyim vardır:
--"dilsizim, sağırım, günahkarım..."
evet yıllarca başka bir milletden olanlar bizim başımızın üzürinde durarken ona korkudan başka bir duyqu beslemedik....
--bizim ellerde vazife başına ancak ya vazifeli akrabası olan gelir, ya da parası ve yalakalığı olanlar gelir....
bir diyim: "halıya bürün, el ile sürün..."
yani kim ne yaparsa yapsın sana ne kardeşım? bu insanların derdi sanamı kaldı derler ve bir şeyler yapmana hiç izin vermezler

[sinan37]

Bizim köylü recep dayıya` sormuşlar: ``Ankara`nın en çok nesini seversiniz?`` ``Brüksel`e dönüşünü`` demiş.
-recep dayıya `a sormuşlar: ``Ankara`da, `AB bizim içişlerimize karışamaz, kararları kendimiz alırız,` demiştiniz. Sonra da Meclis`i toplama kararını Brüksel`de aldınız. `AB`nin istediklerini yapacağız` dediniz. Bu çelişki değil mi?`` ``Hayır, ben içişlerimiz derken bizim ak köyün içişlerini kastettim. AB Türkiye`nin her şeyine karışabilir ama ak köyün`nin içine karışamaz`` demiş.


-recep dayıya - sormuşlar: ``Sizce parti içi uyum nedir?`` Yanıt: ``Herkesin benim görüşüme görüşlerine katılmam ise, uyumun güçlenmesidir.`
`
- -recep dayıya sormuşlar: ``Türk Ceza Yasası`na ilişkin görüşünüz nedir?`` Yanıt: ``Neredeki görüşümü istiyorsunuz, Ankara`dakini mi, Brüksel`dekini mi?``
-recep dayıya - sormuşlar: ``En çok sevdiğiniz iki şeyi söyler misiniz?`` ``Birincisi kriz yaratmak, ikincisi yarattığım krizi çözmek..
.``
- -recep dayıya sormuşlar: ``Yokuşu mu seversiniz, inişi mi?`` ``Kardeşim bunun zikzaklısı yok mu`` demiş.

- -recep dayıya sormuşlar: ``İki kere iki kaç eder?`` O da soruyla karşılık vermiş: ``Satın alırken mi, satarken mi?`
`
- -recep dayıya sormuşlar: ``Ekonomiyi nasıl yönetirsiniz?`` ``İş alemini karşıma alırım`` deyip yanıtlamış: ``Bana ters çıkarsanız kriz çıkar. Sessiz olun her şeyin iyiye gittiğini söyleyin başka bir şey söylemeyin derim. Böylece ekonomi nereye giderse gitsin iyiye gitmiş olur.``
- -recep dayıya sormuşlar: ``Sizce muhalefet nedir?`` ``İktidara yardımcı olan partiye muhalefet partisi denir`` demiş.
- -recep dayıya : ``Uzay teknolojisinde neden yokuz?`` ``Yakında olacağız`` deyip şu karşılığı vermiş: ``Ben İstanbul Belediyesindeyken dolmuş seferlerini çok düzenli hale getirmiştim. Şimdi uzaya da dolmuş seferi planlanıyormuş. İstanbul Belediyesindeki deneyimi buraya aktarıp projeye ortak olacağız. Almazlarsa biz değil onlar kaybeder...``
- -recep dayıya sormuşlar Demokrasi benim için tramvaydır... onunla istediğim yere kadar gider inerim` demiştiniz. Hala aynı görüşte misiniz?`` ``Hayır`` deyip devam etmiş: ``Değilim ben de değiştim. Tramvay raydan çıkabiliyor. Hedefi sağlama almak lazım. Demokrasi benim için tramvay değil raydır. İstediğim yere kadar döşerim, üzerinde istediğim hızla giderim...``

[funda3307]

Goykultu demiş ki:

he kardeş Tanri akibetimizi bir yazmiş bu anlatımların bazı şekilleri de Azerbaycanda vakf oluyor bizim ellerde şöyle bir onurlandırıcı bir mükafat vardır-----VATANINI EN İYİ SATANA, TALAYANA, ÖKSÜZ BIRAKANA, NAMUSUNU SATANA HALK KAHRAMANI ADINI VERİRLE ve hiç bitmeyen manşetler---HALK KAHRAMANI-- bizim ellerde şöyle bir diyim vardır: --"dilsizim, sağırım, günahkarım..." evet yıllarca başka bir milletden olanlar bizim başımızın üzürinde durarken ona korkudan başka bir duyqu beslemedik.... --bizim ellerde vazife başına ancak ya vazifeli akrabası olan gelir, ya da parası ve yalakalığı olanlar gelir.... bir diyim: "halıya bürün, el ile sürün..." yani kim ne yaparsa yapsın sana ne kardeşım? bu insanların derdi sanamı kaldı derler ve bir şeyler yapmana hiç izin vermezler

Ne denir bilmem ama kandaş olduğumuz burdan belli değil mi?...TÜRK halkının malesef en ortak yönü ''bana dokunmayan yılan bin yaşasın''.........

[Ogul50]

Degerli kardeslerim,
Sizlere ilk önce böyle ilginc ve önemli bir forum actiginiz icin tesekkür ederim. Yazdiklariniz komik ama aci gercekleri yansitan metinlerdir. Evet biz türk halki nice bobakanlari pilot olarak veya recep dayilar görmüsüz. Bunlari bizim halkimiz buraya cikardiysa halk da geri indirmeli. Ama malesef bizim milletimiz hayli zorluk cekmete gercekleri görmekte. Belkide sizin dediginiz gibi ''bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' düsüncesi nedeniyle bizim devletimiz kendi kendini ucuruma sürüklemekte. Biz ülkücüler yalniz kurtlugumuzu su günlerde de göstermekteyiz. Milletimiz medyanin ve politikanin oyunlarina kanarak arkamizdan cevrilen sinsi ve etkisi korkunc olabilecek gercekleri görememekte. Bazen soruyorum kendi kedime "BIZ BU HALLERE DÜSECEK ADAMIYDIK?" diye. Malesef bizim bugünkü durumun ciddiyeti daha vahim. Bu yüzden el ele vermeyi Vatan icin KÜSLÜKLERI SONA ERDIRMEYI. Bu yol hak yoludur gönüldaslarim. Seven bilir bizim ne hissettigimizi. ÜLKÜYE ASIK olan bilir bu durumuzun bize verdigi aciyi.

YA RAB´ BU FANI DÜNYAYI TÜRKSÜZ KOYMA.
MAZLUMLARIN ABISI ÜLKÜCÜLERI HAKK YOLUNDAN AYIRMA.

[Vuslatim]

Allah (c.c.) hakkimizda hayirlisini versin insallah...


Yetim hakki yediklerinin farkinda olmadan hazine arazisine gecekondu yapip daha sonra akp yalanlarina inandigini söyleyenlere acisak mi, gülsek mi, sövsek mi?

O hazine arazilerinde senin, benim, evlatlarimizin hakki var. Ve isgal etmissiniz. Bir de magduriyet palavrasi...

Isin diger yani ise bir baska trajedi. akp (aldatma kandirma partisinin) secim beyanlarina inanip secim kazandirmislar da ayni adayi tekrar istiyorlarmis. Yoksa tapuyu alamazlarmis... ALAMAZ OLUN INSALLAH... Hakkimizi helal etmiyoruz. "Siz yalancisiniz, yalandan besleniyorsunuz" deyip dogruyu bulacaklarina ayni yalanciyi tekrar basa istiyorlar...

Allah´im (c.c.) aklimiza mukayyet ol...


Ilgili haber.



Sultanbeyli AKP önünde eylem



Seçim sözleri tutulmayınca gecekondu sahipleri Sultanbeyli'de eylem yaptı.

İstanbul'da kamu arazilerine kaçak yapılaşmanın en yoğun olduğu ilçelerden Sultanbeyli'de, belediyenin verdiği sözleri tutmadığını öne süren bir grup eylem yaptı. Sabah saatlerinde Sultanbeyli Belediyesi'ne giderek başkan Alaattin Ersoy ile görüşmek isteyen yaklaşık 200 gecekondu sahibi istedikleri cevabı alamayınca AKP ilçe binasına kadar yürüdü.

Yaklaşan yerel seçimler öncesinde AKP'li belediye başkanının kendilerine verdiği sözleri tutmadığını söyleyen gecekondu sahipleri dün eylem yaptı.

2004 seçimlerinde AKP adayı olarak seçimi kazanan Alaattin Ersoy'un kamu arazilerine yapılan gecekonduların tapu sorununun çözemediğini belirten vatandaşlar, Ersoy'un tekrar aday gösterilmemesi üzerine sabah saatlerinde belediye önünde toplandı.

AKP'nin 2009 seçimlerine başka adayla girmesinin evlerinin yıkılması anlamına geleceğini savunan gecekondu sahipleri, Sultanbeyli Belediyesi'ne ödedikleri "İşgaliye" paralarının makbuzlarını göstererek başkanla görüşmek istedi.

Belediye başkanı Alaattin Ersoy ile görüşen gecekondu sahipleri, kendilerine yeterli cevabı vermeyen ve para ödemelerine rağmen tapu sorunlarını halledemeyen başkan tarafından azarlanarak dışarı çıkartıldıklarını iddia ettiler.

Kalabalık, son günlerde zabıtaların evlerine gelerek "Yakında yıkım yapılacak" şeklindeki sözleri üzerine AKP Sultanbeyli İlçe Başkanlığı'na kadar yürüdü.

AKP ilçe binası önünde toplanarak Sultanbeyli Belediye Başkanı Alaattin Ersoy'u istifaya çağıran kalabalık, belediyeye ödedikleri işgaliye paralarının alınmasına da tepki gösterdi. AKP'nin 2004 seçimleri öncesinde %95'i kaçak yapılaşma üzerine kurulu Sultanbeyli'nin tapu sorununu çözeceği vaadinde bulunduğunu söyleyen kalabalık sloganlar atarak başkan Ersoy'u protesto etti. Sultanbeyli emniyeti AKP binası çevresinde geniş güvenlik önlemi alırken, vatandaşlar bir açıklama yaptı.

Hasanpaşa Mahallesi'ndeki gecekondusunun çatı katı için belediyeye 4 bin TL para ödedeğini söyleyen Harun Üneş, seçim sonrasında gecekondusunun yıkılacağının söylenmesi üzerine harekete geçtiğini vurguladı. Üneş, "2004 seçimleri öncesinde AKP adayı, ilçenin en büyük sorunu olan tapu sorununu çözeceğini ve 2 yıl içinde herkesin tapuya kavuşacağını vaad etmişti. Herkesten belirledikleri bedelleri aldılar. Ama ne tapumuzu verdiler ne de bu konuda bir çalışma yaptılar" dedi.

Alparslan Yaşaroğlu ise, "Seçim öncesinde başkan bizden tapu vaadiyle oy aldı. Bu insanların hepsi gecekondularına tapu verileceğine inanarak AKP'ye seçim kazandırdı. Şimdi başkan aday olamadığı gibi sorunumuzu halledemeden görevden ayrılıyor" dedi.

Harun Güçlü ise, "Hamidiye Mahallesi'ndeki çatı katım için bende para ödedim. Şimdi evlerimizin seçim sonrasında yıkılacağı endişesi yaşıyoruz. Oy kaygısıyla verdikleri hiçbir sözü tutmadılar" diye konuştu. Vatandaşlar çevik kuvvetin bariyer oluşturmasının ardından dağıldı.


Etikhaber