Bozkurt NET

[kurtoglu1919]

Emin ÇÖLAŞAN
Buyurun cenaze namazına!

ecolasan@hurriyet.com.tr

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi, önceden bilinen kararını dün resmen açıkladı: Abdullah Öcalan’ın yargılanması aşamasında adil davranılmamıştır. Yeniden yargılanmalıdır.

Bu kararın kesinleşmesi için belli aşamalar olacakmış, AB’nin falanca konseyinde, filanca kurulunda görüşülüp sonra kesinleşecekmiş vesaire!

Aşamalar hiç önemli değil.

Burada bundan sonra sık sık söyleyeceğim bir şeyi size hemen ileteyim.

‘Hükümet Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasını kabul ederse, kıyamet kopar. Ortalık birbirine girer. Türk milleti bu saygısızlığı kaldırmaz. Hükümet bunu kabul etmeyeceğini derhal açıklamalıdır.’

***

AKP iktidarı da olacakları ve başına gelecekleri biliyor. Hem de hepimizden çok daha iyi biliyor. O yüzden sürekli demeç veriyorlar:

‘Bu konuyu iç siyaset malzemesi yapmayalım. Bu bir devlet meselesidir.’

Yine yanılıyorlar, hadiseyi saptırmaya kalkışıyorlar.

Ortada iç siyaset değil, bir ülkenin şerefi, onuru var. Eğer biz AB karşısında ulusal onurumuzu tümüyle yitirdikse, o zaman yeniden yargılarız.

Yine aynı iktidar çevrelerinden, ortaya son derece ‘parlak’ bir öneri getiriliyor:

‘Canım, yeniden yargılansa bile sonuç değişmez ki! Yine ömür boyu hapis alır!’

Biz neler gördük son yıllarda.

AB’nin baskısı, direktif ve telkinleriyle Leyla Zana ve saz arkadaşları durup dururken cezaevinden tahliye edilmedi mi?

***

Bu konu devlet meselesi değil. Devletin üç erki var: Yasama (TBMM), yürütme (hükümet), yargı.

Burada, yani bu adamın yeniden yargılanması kararı verilmesinde yasama organının, yani TBMM’nin bir fonksiyonu olmayacak. Yargının da olmayacak.

O halde kararı kim verecek? Hükümet!

Dolayısıyla ortada devletin değil, hükümetin kararı olacak.

Bütün sorumluluk, hükümetin üzerinde olacak.

***

Öcalan’ın yeniden yargılandığını düşünün. Bu, Türkiye Cumhuriyeti için bir kábus olacaktır.

Avrupa’dan heyetler, gözlemciler akın edecek. Hani sık sık Güneydoğu’ya giden, orada bir sürü terbiyesizlik ve saygısızlık sergileyen heyetler ve gözlemciler. Duruşmalarda onlar bulunacak.

AB başkentlerinden mesajlar yağacak. Türkiye’ye karşı yüzlerce saygısızlık sergilenecek.

Öcalan ve avukatları, savunma yapma bahanesiyle bütün dünyaya mesajlar gönderecek. Terör örgütünün reklamı ve propagandası yapılacak. İmralı’dan bile avukat görüşmesi bahanesiyle yapıyorlar, bir de açık duruşmada olacakları düşünün! Duruşmalar uzatıldıkça uzatılacak.

AKP bunlara razı mı? AB hülyaları uğruna bunları bile içine sindirecek mi?

***

Ama en tehlikeli olanı, bu yargılama süreci içerisinde, özellikle öncesinde kitlelerin sokaklara dökülmesi.

Türkiye, bu yeniden yargılama olayını hazmetmez.

Bu ülke PKK teröründe 35 bin can yitirmiş, binlerce güvenlik görevlisi şehit düşmüş, küçücük bebekler, öğretmenler, dedeler ve nineler bile öldürülmüş.

Onların kanı henüz kurumadı.

‘Efendim merak etmeyin, yeniden yargılanır ve nasılsa ömür boyu hapis alır’ masalı kimseyi uyutmaya yetmez.

Söz konusu olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal onurudur.

***

Eğer ortada yürekli ve AB karşısında eğilip bükülmeyen bir iktidar olsaydı, onlara bütün içtenliğimle şu öneride bulunurdum:

‘Arkadaş, bu işi en baştan, şimdiden reddedin. Öcalan’ın yeniden yargılanmayacağını bugünden tezi yok bütün dünyaya açıklayın. Bu durumda AB üyeliği tehlikeye girermiş, varsın girsin.

Ne yapacaksanız yapın, bu mahkemeyi yeniden kurmayın. Olacakların hesabını iyi yapın.

Yoksa o dev kasırga bizi incitir ama sizi silindir gibi ezer. Siler süpürür. Ayakta duramazsınız.’