Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - BEYAN DERGİSİNİN SAPIK YAZISI (Editörden)
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 4. sayfa (Toplam 7 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cmt Tem 09, 2005 10:15 am    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

baksana üstadım adam hala seçim zamanında sizler refah partisi için oy topluyorsunuz toplarkende biz Hacı Mahmud Efendinin ihvanlarıyız dediğimizi düşünüyor bence bu adam için konuşmak boş be üstadım ben sana karışmamamda ama bu adam ilmi ile kavrulmuş olan bedeninde o kocaman beyninde boş işlerle uğraşıyor.... Allah ( azze ve celleye ) emanet olun inş. s.a
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
ozbeken
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 24, 2004
İletiler: 566

İletiTarih: Cmt Tem 09, 2005 11:37 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Meseleyi uzatıp polemik yaratmak gayemiz değildir , konu başlığını da tasvip tmiyorum zaten , ancak yorumları okuyarak , meyanı boş gören arkadaşlara , bazı gerçekleri göstermek istedim


Ahhh evet üstadım. Ben meydanı boş bulmuştum. Zat-ı aliniz gibi süper kafa süper ahlak birisinin bu foruma gelebileceğini bilmiyordum.

Şimdi kalkıp da size Molla Hüsrevin Dürer ve Gürerine atıfta bulunsam siz dersiniz ki ben iranlı mollaların kitaplarını okumam. Damat adlı fıkıh kitabı desem kim evleniyor dersiniz. Kuduri desem siz köpek mi kudurmuş dersiniz.

Aslında size Kur'an bir kimsenin günahından ötürü başka kimsenin suçlanamayacağını Celaleyn veya Ruhul Beyan tefsirlerinden deliller vermeye kalksam anlamayacaksınız .

Hayran bıraktınız beni kendinize. Allahaşkına zat-ı aliniz o kadar süper kafa ve süper ahlaka sahip ki ; sayenizde şu son mesajınızdan sonra söylenen bazı şeylere bakınız.

Milleti başka forumlar tavsiye ederek ; fitne çıkarıyorsunuz.

Allah aşkına ;

Size o insanlar geldikten sonra siz bir ekip yapıp Mahmud Efendie gönderdiniz mi ? O kendi ağzından evet ben böyle bir şey söylüyorum dedi mi ? Eğer bunu yapmadıysanız Allah katında müfteri olursunuz diyeceğim ama neyse demiyorum.

Aslında siz İstanbuldaysanız bugün bir İsmail Ağa Camiine gitseniz. Ha ne dersiniz ?

Ben beyaz sarık sarıyorlar diye bilioyrum ben ama siz belki de Saadet Partisi bayrağından sarık sardıklarını tespit edersiniz.

Efendimize sav. salavat getiriyorlar ama belki siz Erbakana salavat getirdiklerini tespit edersiniz.

Çamdeviren üstadım ; siz cehaletinizle övünmezsiniz ama şu ketebe fiilinin emr-i hazir sigasına göre bir çekiverseniz dicem . Hemen aynı tartımaya girceniz. İlim ikidir. Biz Allah'tan aldık falan. O yüzden demiyorum.

Allah yolunuzu açık etsin .
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cmt Tem 09, 2005 5:27 pm    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

GÜVENİYORSANIZ İDDİALARINIZA
HAYDİ LÂNETLEŞMEYE



GÖZYAŞI İLE
YAZILAN MEKTUP
Rahmân ve Rahîm olan Rabbimizin adı ile…
Muhterem kardeşlerim!
Öncelikle sizleri selâmların en güzeli ile selâmlar, en kalbî muhabbetlerimi her birinize ayrı ayrı arz ederim.
Muhterem kardeşlerim!
Sorumluluğumuzun ne kadar büyük, üzerimize aldığımız yükün ne kadar ağır olduğunun bilinci içindeyiz. Bu konuda bizde en küçük bir şüphe ve tereddüt yok, siz değerli okuyucu kardeşlerimizde de olmasın. Yaklaşık yedi yıldır Beyan dergisi ile sizlerin huzurlarındayız. Bu zaman içinde özellikle bu sayfalarda (editör) sizlerle birlikte olduk.
Yazılarımız olumlu ya da olumsuz çok yoğun eleştiriler aldı. İnsan tabiatı olarak takdir alınca bir şey demiyor da, eleştiri bir de haksız eleştiri olursa, bu burada biraz zorlanıyor.
Sizlerden gelen binlerce mesaj, bizlere güç kattı ve katmaya da devam ediyor. Bu mektupların içinde öyleleri var ki, inanın abartmıyorum insana hayat veriyor. Hele bir kardeşimiz, gözyaşı ile yazılmış bir mektup göndermişti. Evet, yanlış okumadınız, gözyaşı ile yazılmış bir mektup. İşte bunun için yazımızın başında dedik ki; bizim sorumluluğumuz çok, yükümüz ağırdır. Size gözyaşı ile yazılmış mektup geliyorsa, burada durup düşünmek zorundasınız.
Çok açık bir dille ifade ediyorum ki, okuyucusu ile bu kadar güzel diyalog kuran bir ikinci dergi bulamazsınız. Bunun için ne kadar şükretsek azdır.
Bu sayfalarda yazdığım yazılar bir kısım eleştirilere maruz kaldı. Bu eleştirilere cevap vermek durumu hâsıl olmuştur. Bizim sokak ağzı ile yazdığımızdan, bu ağzı değiştirmemiz istenmiştir.
Muhterem kardeşlerim!
Biz bu köşede yazımızı içimizden geldiği gibi kaleme alıyoruz; edebî cümlelerle süsleyerek, akademik yazı türünden yazmıyoruz, kaldı ki bu şekilde yazamayız da. İşin açıkçası, biz, allı pullu, süslü kelimeleri bir araya getirerek yazı yazmayı bilmiyor ve beceremiyoruz. Kalbimizin derinliklerinden ne çıkıyorsa, onu yazıyoruz. Özellikle son bir iki yıldır, dergi olarak az da olsa güncel meselelere değinmeye, inancımızın söz konusu olduğu meselelerde, sert üslup kullanmaya başladık. Bu tavrımız, bazı kardeşlerimizi rahatsız etti.
Özellikle editör yazımızda, bir kısım eksikleri tespit ettik ve bu eksikleri, yapılan yanlışları okurlarımızla paylaştık. Bu paylaşım da sıkıntı meydana getirdi.
Değerli kardeşlerim!
Allah rızası için bu yazıyı çok iyi okuyun!
Bir yazımızda dedik ki: "Dinler arası diyalog olmaz. Bu, çok yanlış bir söylem ve uygulamadır." Bu tezi savunan kesimin hedef tahtası olduk, bizim için demediklerini bırakmadılar.
Bir sayımızda dedik ki: "İçimizde dünyaperest sahtekâr, ilim ehli, yazar, çizer, hoca vesaireler var. Bunlara pirim vermemek lâzım. Bunlara karşı uyanık olun." dedik. Bu dünyaperest din hırsızlarının ve taraftarlarının saldırısına uğradık.
Bir sayımızda saltanat peşinde koşan dava adamlarını anlattık. "Allah ve Resûl'ünün davasını sahiplenen dava adamları, şan, şöhret, saltanat ve lüks içinde bulunamazlar, israf edemezler, etmeye hakları yoktur." dedik. Yine malûm kesim tarafından saldırıya uğradık.
Bir sayımızda dünyayı ve ülkemizi tehdit eden Siyonizm ile ilgili yazılar yazdık. Bunu da mü'min kardeşlerimiz eleştirdi. "Sıkıntıya düşeriz, falan olur, filan olur." dendi.
Başörtüsü ile ilgili yazı yazdık. "Başörtüsünden amaç, ziynet mi yoksa ziyneti örtmek için kullanılan örtü mü?" diye sorguladık. "Efendim başörtülüleri nasıl rencide edersiniz…?" denildi.

SAYIMIZ

HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Ne yazdıysak tepki alıyoruz. Ne yapalım, yani hakkı yazmayalım, herkesin hoşuna gidecek olan şeyleri yazalım, öyle mi? Allah şahittir ki; şu Beyan dergisinin tirajı bir tek dergiye inse, yine de hakkı ve hakikati yazmaktan geri durmayacağız. Bizim yazdığımız hak ve hakikatten kimin başı ağrır, kimin karnı ağrır, hiç mi hiç umurumuzda değil. Kimin neresi ağrırsa ağrısın. Bizim çabamız; Mevlâ'mızı üzmeyelim, Mevlâ'mızı darıltmayalım yönünde. Gerisi çok da önemli değil.
Resûlullah'ın yapmadığı ve yapılmasını da uygun bulmadığı..
Allah dostlarının yapmadıkları ve yapılmasını da uygun bulmadıkları hususları utanmadan yapacaksın.
Sonra bunu Beyan dergisi gündeme getirince, "vay efendim", deyip eleştireceksin, beğenmeyeceksin. İşte kimse kusura bakmasın, biz buna güleriz. Aboneliğinizi mi iptal ettireceksiniz, ettiriniz. Derginin aleyhinde mi konuşacaksınız, konuşunuz. Son bir yıldır, aboneliğini iptal ettirenlerin sayısı artmaya başladı, iyi ki artıyor. Ya diğer tarafta ne oluyor, benim canım kardeşlerim. Benim Muhammedî, dünya ve âhiret kardeşlerim, yeni aboneler buluyorlar ve sayımız her geçen ay artıyor. Yani bir yandan aboneliklerin iptali, diğer yandan derginin tirajı artıyor.

BEN DUA EDECEĞİM

SİZDE ÂMİN DİYECEKSİNİZ
Muhterem kardeşlerim!
Efendimizin başından geçen bir hadiseyi sizlere nakledeceğim ve bu hadiseyi de inşallah uygulamaya çalışacağım.
Necran Hıristiyanları, Efendimizi ziyarete gelir. Ziyarette, kendi dinleri ve inanışları hakkında Efendimize sorular sorarlar. Sordukları sorulara Kâinatın Efendisi o kadar güzel ve ikna edici cevaplara verdi ki, Necran Hıristiyanlarının en küçük bir itiraz edebilecekleri bir husus kalmadı. Bu kadar açık ve net beyana rağmen, Hıristiyanların küfürlerinde direttiklerini gören Efendimiz onlara son bir teklifte bulunur: "Bu kadar kat'i deliller getirmeme rağmen hâlâ inanmamada ısrar ediyorsanız, gelin aile efradımızı bir araya toplayalım ve tam bir ciddiyet ve ihlâs ile 'Allah'ın gazabı ve lâneti yalancıların üzerine olsun!' diye beddua edelim."
Bu olay Kur'an–ı Kerim'de şöyle haber verilmektedir:
"Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dâhil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı, biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim." (Âl–i İmran, 3/61)
Bu teklif Necranlıları şaşkına çevirmişti. Dediler ki:
"Bize müsaade edin, düşünüp kararımızı aramızda istişare ederek verelim."
Necranlılar bir kenara çekilip istişareye başladılar. Yapılan istişare sonunda Hazreti Muhammed'in hak peygamber olduğu, bir hak peygamberle lânetleşmenin doğru olmayacağı, eğer bunu yaparlarsa, zararının kendilerine olacağına karar verirler. Onlar istişare ederlerken, Efendimiz de evinden çıkmış onların bulunduğu mahalle doğru ilerliyordu.
Kâinatın Efendisi, torunu Hazreti Hüseyin'i kucağına almış, Hazreti Hasan'ın da elinden tutmuş, arkasında Hazreti Fatıma, onun da arkasında Hazreti Ali olduğu hâlde kendilerinden tarafa doğru ilerliyordu. Efendimiz aile efradına dedi ki:
"Ben dua edeceğim, sizde âmin diyeceksiniz."
Bu şekilde Necranlıların yanına gelmişti ki, Necranlıların lideri olan rahip arkadaşlarına şöyle dedi:
"Ey Hıristiyan cemaati! Ben öyle yüzler görüyorum ki, onlar Allah'tan bir dağı yerinden koparmasını isteseler, Allah onların isteğini yerine getirir. Sakın lânetleşmeyi kabul etmeyin, sonra hepimiz helâk oluruz."
Lânetleşmeyi de kabul etmezler ve netice itibariyle İslâm devletinin idaresi altında yaşamayı ve devlete karşı vazifelerini yerine getirmeyi kabul ederler.

VARMISINIZ
LÂNETLEŞMEYE
Biz de diyoruz ki, Efendimizin yaptığı bu teklifi, biz de, içimizdeki yalan, fitne, fesat, güzel dinimizi, çıkar ve menfaati için kullananlara, bizi karalama gayretinde olanlara yapıyoruz.
Kim davasında samimi değilse, kim davasını dünyalık için kullanıyorsa, kim mü'minlere haset ve kin içinde ise, kim herhangi bir Müslümana nefsi için kötülük besliyorsa, kim dünyalık için mü'min kardeşini satıyorsa, kim saltanat ve zevk peşinde koşuyorsa, gelin, hep birlikte lânetleşelim.
Gelecek sayımız (Ağustos 2005) dua zamanında bu lânetleşmeyi yapacağız. Bu lânetleşmeyi yapmaktan ancak bir şartla vazgeçeriz. O da şudur: Bizden değil ama bizim güzel okuyucu kardeşlerimizden özür dileyecekler, hata yaptıklarını söyleyecekler ve bir daha mü'minler aleyhine fitne fesat girişiminde bulunmayacaklar. Mü'min kardeşlerine kin ve nefret beslemeyecekler. Bunu en azından bize bildirecekler. Bunlar kimlerdir derseniz, biz onları biliyoruz.
Değerli Beyan okurları!
Beyan'ın öyle değerli okuyucuları var ki, vallahi Allah onların isteklerini geri çevirmez. Düşünebiliyor musunuz, seher vaktinde gözyaşı ile mektup yazan bir kardeşimin duası reddolunur mu?
Ey fitne, fesat ve nifak odakları! Mü'minlerin yakasından düşün. Eğer düşmezseniz, iki elimiz de yakanızda olacak, sizlerin peşini bırakmayacağız. Allah ve Resûl'ünü dünyalık için kullanma zamanı geçmiştir. Bundan sonra bu ve bunun gibi pis işlerle uğraşanların yüzleri kara olacaktır.
Değerli kardeşlerim!
Gelecek sayılarda sizlere çok farklı haberler vereceğiz. Öyle farklı haberler vereceğiz ki; münafıklar, fitne ve fesat ehli sıtmaya tutulmuşa dönecekler. Sizlerden talebimiz bize destek olmanızdır. Bir de cezaevinde olan kardeşlerimize dergi gönderiyoruz, onlar çekinmeden, sıkılmadan taleplerini bize bildirsinler. Yine ekonomik durumu iyi olmayan kardeşlerimiz de bize yazsınlar, onlara da bedelsiz dergi göndereceğiz. Aldığımız haberlere göre; bundan utanan, çekinen kardeşlerimiz varmış. Bunda utanılacak, çekinilecek bir şey yok. Daha önce de yazdık, sizin ücretinizi, ödeyenlerin en hayırlısı ödüyor; bu bakımdan gönlünüz rahat olsun.
Dergimiz her tarafa ulaşacak, her köşeye varacak, her yerde hakkı ve hakikati haykıracağız. Rabbimiz bizlerin yardımcısıdır.
Gelecek ay buluşmak üzere her birinizi en kalbî duygu ve muhabbetlerimizle selâmlıyoruz.
Rabbimizin mağfireti, bereketi, rahmeti üzerinize olsun...
Selâm ve dualarımızla...sarıhan
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
gazibaba
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 28, 2004
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cmt Tem 09, 2005 6:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Allah razı olsun. Dinler arası diyaloğculara tüm ehl-i sünnet alimleri karşıdır. İlmiyle amil olan Allah dostu Peygamber sav. aşığı Hacı Mahmut Efendide dinin emri gereği bu hristiyanı hoş gösterme çalışmasına karşıdır. Kendisi bir Müfessir olduğundan ayetlerin iniş sebebini (esbab-ı nuzul) bildiğinden ve Peygamber efendimizin açıklamalarını iyi bildiğinden dini hassasiyeti çok mükemmel bir insandır. Günümüzde Peygamberimiz sav. Efendimizin unutturulmaya çalışılmış, yasaklanmış, yok sayılmış bir çok Sünnetini yaşamakta ve yaşatmaya çalışmaktadır. Her insanın yanında çok iyi talebeler oluduğu gibi bozuk tehlikeli, yaramaz, ve satılmış talebeler de olmaktadır. Bunun sebebleri vardır. Bu insanlar kimseyi yanından kovamazlar çünkü herkes onların ilmine muhtaçtır. Hacı Mahmut efeninde çevresinde bu insanlardan olması çok tabiidir. Bu insanları kovmamasının sebebleri vardır. Belki ıslah olurlar diye onlara bir baba şefkatiyle yaklaşır bir mürebbi bilgisiyle yetiştirir ama bu nasib meselesidir, ama Allah dostlarına düşen irşat ve ikazdır. Gene bazı bozuk insanlar vardır ki bunların kontrol altında tutulması gerekir, yanınızdan uzaklaşırlarsa sağa sola salyalarını akıtabilirler ve bu toplumun zehirlenmesine sebeb olur. Bir ilahide denirki;
Kimi hocam seni uzaktan tanır
kimi yaklaşırda kör olur gideer...
Kaldıki Hacı Mahmut Efendinin yanında dizinin dibinde yetişen çok değerli alim insanlar mevcuttur bunlar varken diğer basit kişileri görmek Mümin'e yakışmaz. Hangi partiye oy verdiklerine gelirse her insan inancının gereği oy vermektedir. Cemaate olup bir parti için çalışan insanların olması çok normaldir. Adamlar gidip kominist partiye oy verin demediler ki, bazen bizim bu sitede bile oluyor adam çıkıyor dini müesseselere cemaatlere dahi dil uzatıyor. Yani biz başkalarının kusurunu görmektense kente hatalarımızı temizlesek daha iyi olur.
Ne diyor Erzurumlu İbrahim Hakkı hz.leri
"Harabat ehline hor bakma Zakir
Defineye malik nice viraneler vardır."
Konuyu cemaatcilik meselesine indirmenin faydası olmaz. Bu bu insanların büyüklüğüne şahidiz. Yeterki onlar bizim imanımıza şahit olsunlar...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 10, 2005 2:30 am    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

Allah ( azze ve celle) razı olsun açıklamalarından için abicim ama bunu anlamayan ve o Ehl-i Sünnet Vel Cemaat üzere giden mübarek zatan dil uzatanlar buna ne demeli abicim Allah ( azze ve celleye ) emanet olun inş. sa.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
gazibaba
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 28, 2004
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 10, 2005 9:20 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Her devirde Allah dostalarını anlamayan hatta düşmanlık eden insanlar olmuştur. Bakınız tarihe Ahmet Bin Hanbel hapishanelerde gün yüzü görmemiş ve şehit olmuştur, Ahmet el Bedevi haz.leri insanları uyarmasına rağmen İnsanlar onu anlayamamış, Abdulkadir Geylani, Bahattin Nakşibendi haz.leri hep aynı yolun yolcuları ve çilekeşleri olmuşlar. Ama unutma harçağ kendi Üstadını okur ve yaşar bu Sünnetullah gereğidir.
Bir Kudsi Hadis'de Peygamberimiz sav. Efendimiz buyurmaktadır ki; Her asırda İbrahim as. Meşrebinden (Ahlakıyla ahlaklandıran) 40 kişi, Musa as. Meşrebinden 7, İsa as. Meşrebinden 3, Benim sav. Meşrebimden 1 kişi gelecek bunlar mertebelerine göre insanarın efendisidir. Allah Bunların Yüzüsuyu hürmetine nebadatı yeşertir, bunların yüzüsuyu hürmetine insanların başındaki belaları def eder, Bunların yüzüsuyu hürmetine insanlara rızık dağıdır" diye müjdelemektedir. Onun için bu insanlara uymak farzdır. ve Bu insanlara kötü söz söylemek iyi olmaz .Çünkü O'nlar elmasdır kir kabul etmez. Kötü söz söylenmişsede bu insanları etkilemez çünkü onar bir ummandır kir barınmaz. Selat ve Selam Allah Resulü Sav.nün üzerine olsun.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sonkurt45
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 10, 2005
İletiler: 33

İletiTarih: Pzr Tem 10, 2005 7:00 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Arkadaşlar o yazıyı bende okudum.
Kusura bakmasınlar ama baştan aşağı gıybet kokuyor.
Sarhan ona buna saldırırken o kadar açık verdiki bu kadarınada yuh dedirtti?

1-Borcunu ödeyemediği bir insanı oracıkta teşhir edip rezil etti. Bir müslümana yakışırmı. Senin sorunun varsa kardeşim böyle yapmak mertlik mi? Ayrıca ona kudurdu demenin vebalinide kendisi düşünsün?

2- hadisi şerif :"BİR MÜSLÜMANIN CANI,MALI,NAMUSU VE ŞEREFİ BİR BAŞKA MÜSLÜMANA HARAMDIR " O burada önüne gelene uçkurcu bilmem neci diyerek delilsiz isnatsız yaparak BİR BAŞKASININ ŞEREFİNE VE NAMUSUNA DİL UZATMIYORMU?
3-İSPATLIYAMIYORSA İSLAMİ KAİDELERE GÖRE İSPATINI YAPAMADIĞI KADAR KİŞİ BAŞINA 100 ADET SOPAYA YESİN TABİ YAPARSA? MEYDANDA NUTUK ATMAK KOLAYMI?
VEBALİNİ DÜŞÜNEN NEREDE?
4-Bize ALLAHU TEALA SUİ ZANI DEĞİL HÜSNÜ ZANI EMRETMİYORMU? Okuyun Baştan aşağı sui zan.

5-Bir şeyi merak ediyorum Peygamber efendimizden buyana kaç kişi ALLAH bilir birden fazla evlilik yapmıştır. Bunlardamı uçkurcu oldu? Kendilerine yakınlığı ile bilinen Hüseyin Üzmezde genç bir kızla evlenmişti. Şimdide budamı uçkurcu olmuş oluyor.
6-İMAM NİKAHINI KIYIP VE MEHİRİNİ VERMİŞSE SİZ BU ADAMA UÇKURCU DİYEBİLİRMİSİNİZ

Muhterem yazar, ilgili vakıf ve vakfın onursal başkanı saygıdeğer Hocaefendi!Biz, sizleri seviyoruz ve yaptığınız hizmetleri memnuniyetle izliyoruz. Allah için yapılan her icraatı desteklemek mecburiyetinde olduğumuzun şuurundayız. Bu hizmetlere vesile olanları sevmek de birinci vazifemiz ve inancımızın gereğidir

Bunu yazan KENDİLERİ

"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah'a ve Peygamber'ine muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin." (Mücâdele: 22)

Ayeti kerimede bu?

Peki bunun yaptığına ne diyeceksiniz. madem yerden yere vuruyorsun niye yazıyorsun Bir insan durduk yere onu oraya yazmaz arkadaşlar. Bilmiyorlarmıydı FETULLAH GÜLENİN DİYALOGCU olduğunu. Yukardaki ayet hepsine yeterli cevabı vermiştir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 10, 2005 7:46 pm    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
GÜVENİYORSANIZ İDDİALARINIZA
HAYDİ LÂNETLEŞMEYE



GÖZYAŞI İLE
YAZILAN MEKTUP
Rahmân ve Rahîm olan Rabbimizin adı ile…
Muhterem kardeşlerim!
Öncelikle sizleri selâmların en güzeli ile selâmlar, en kalbî muhabbetlerimi her birinize ayrı ayrı arz ederim.
Muhterem kardeşlerim!
Sorumluluğumuzun ne kadar büyük, üzerimize aldığımız yükün ne kadar ağır olduğunun bilinci içindeyiz. Bu konuda bizde en küçük bir şüphe ve tereddüt yok, siz değerli okuyucu kardeşlerimizde de olmasın. Yaklaşık yedi yıldır Beyan dergisi ile sizlerin huzurlarındayız. Bu zaman içinde özellikle bu sayfalarda (editör) sizlerle birlikte olduk.
Yazılarımız olumlu ya da olumsuz çok yoğun eleştiriler aldı. İnsan tabiatı olarak takdir alınca bir şey demiyor da, eleştiri bir de haksız eleştiri olursa, bu burada biraz zorlanıyor.
Sizlerden gelen binlerce mesaj, bizlere güç kattı ve katmaya da devam ediyor. Bu mektupların içinde öyleleri var ki, inanın abartmıyorum insana hayat veriyor. Hele bir kardeşimiz, gözyaşı ile yazılmış bir mektup göndermişti. Evet, yanlış okumadınız, gözyaşı ile yazılmış bir mektup. İşte bunun için yazımızın başında dedik ki; bizim sorumluluğumuz çok, yükümüz ağırdır. Size gözyaşı ile yazılmış mektup geliyorsa, burada durup düşünmek zorundasınız.
Çok açık bir dille ifade ediyorum ki, okuyucusu ile bu kadar güzel diyalog kuran bir ikinci dergi bulamazsınız. Bunun için ne kadar şükretsek azdır.
Bu sayfalarda yazdığım yazılar bir kısım eleştirilere maruz kaldı. Bu eleştirilere cevap vermek durumu hâsıl olmuştur. Bizim sokak ağzı ile yazdığımızdan, bu ağzı değiştirmemiz istenmiştir.
Muhterem kardeşlerim!
Biz bu köşede yazımızı içimizden geldiği gibi kaleme alıyoruz; edebî cümlelerle süsleyerek, akademik yazı türünden yazmıyoruz, kaldı ki bu şekilde yazamayız da. İşin açıkçası, biz, allı pullu, süslü kelimeleri bir araya getirerek yazı yazmayı bilmiyor ve beceremiyoruz. Kalbimizin derinliklerinden ne çıkıyorsa, onu yazıyoruz. Özellikle son bir iki yıldır, dergi olarak az da olsa güncel meselelere değinmeye, inancımızın söz konusu olduğu meselelerde, sert üslup kullanmaya başladık. Bu tavrımız, bazı kardeşlerimizi rahatsız etti.
Özellikle editör yazımızda, bir kısım eksikleri tespit ettik ve bu eksikleri, yapılan yanlışları okurlarımızla paylaştık. Bu paylaşım da sıkıntı meydana getirdi.
Değerli kardeşlerim!
Allah rızası için bu yazıyı çok iyi okuyun!
Bir yazımızda dedik ki: "Dinler arası diyalog olmaz. Bu, çok yanlış bir söylem ve uygulamadır." Bu tezi savunan kesimin hedef tahtası olduk, bizim için demediklerini bırakmadılar.
Bir sayımızda dedik ki: "İçimizde dünyaperest sahtekâr, ilim ehli, yazar, çizer, hoca vesaireler var. Bunlara pirim vermemek lâzım. Bunlara karşı uyanık olun." dedik. Bu dünyaperest din hırsızlarının ve taraftarlarının saldırısına uğradık.
Bir sayımızda saltanat peşinde koşan dava adamlarını anlattık. "Allah ve Resûl'ünün davasını sahiplenen dava adamları, şan, şöhret, saltanat ve lüks içinde bulunamazlar, israf edemezler, etmeye hakları yoktur." dedik. Yine malûm kesim tarafından saldırıya uğradık.
Bir sayımızda dünyayı ve ülkemizi tehdit eden Siyonizm ile ilgili yazılar yazdık. Bunu da mü'min kardeşlerimiz eleştirdi. "Sıkıntıya düşeriz, falan olur, filan olur." dendi.
Başörtüsü ile ilgili yazı yazdık. "Başörtüsünden amaç, ziynet mi yoksa ziyneti örtmek için kullanılan örtü mü?" diye sorguladık. "Efendim başörtülüleri nasıl rencide edersiniz…?" denildi.

SAYIMIZ

HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Ne yazdıysak tepki alıyoruz. Ne yapalım, yani hakkı yazmayalım, herkesin hoşuna gidecek olan şeyleri yazalım, öyle mi? Allah şahittir ki; şu Beyan dergisinin tirajı bir tek dergiye inse, yine de hakkı ve hakikati yazmaktan geri durmayacağız. Bizim yazdığımız hak ve hakikatten kimin başı ağrır, kimin karnı ağrır, hiç mi hiç umurumuzda değil. Kimin neresi ağrırsa ağrısın. Bizim çabamız; Mevlâ'mızı üzmeyelim, Mevlâ'mızı darıltmayalım yönünde. Gerisi çok da önemli değil.
Resûlullah'ın yapmadığı ve yapılmasını da uygun bulmadığı..
Allah dostlarının yapmadıkları ve yapılmasını da uygun bulmadıkları hususları utanmadan yapacaksın.
Sonra bunu Beyan dergisi gündeme getirince, "vay efendim", deyip eleştireceksin, beğenmeyeceksin. İşte kimse kusura bakmasın, biz buna güleriz. Aboneliğinizi mi iptal ettireceksiniz, ettiriniz. Derginin aleyhinde mi konuşacaksınız, konuşunuz. Son bir yıldır, aboneliğini iptal ettirenlerin sayısı artmaya başladı, iyi ki artıyor. Ya diğer tarafta ne oluyor, benim canım kardeşlerim. Benim Muhammedî, dünya ve âhiret kardeşlerim, yeni aboneler buluyorlar ve sayımız her geçen ay artıyor. Yani bir yandan aboneliklerin iptali, diğer yandan derginin tirajı artıyor.

BEN DUA EDECEĞİM

SİZDE ÂMİN DİYECEKSİNİZ
Muhterem kardeşlerim!
Efendimizin başından geçen bir hadiseyi sizlere nakledeceğim ve bu hadiseyi de inşallah uygulamaya çalışacağım.
Necran Hıristiyanları, Efendimizi ziyarete gelir. Ziyarette, kendi dinleri ve inanışları hakkında Efendimize sorular sorarlar. Sordukları sorulara Kâinatın Efendisi o kadar güzel ve ikna edici cevaplara verdi ki, Necran Hıristiyanlarının en küçük bir itiraz edebilecekleri bir husus kalmadı. Bu kadar açık ve net beyana rağmen, Hıristiyanların küfürlerinde direttiklerini gören Efendimiz onlara son bir teklifte bulunur: "Bu kadar kat'i deliller getirmeme rağmen hâlâ inanmamada ısrar ediyorsanız, gelin aile efradımızı bir araya toplayalım ve tam bir ciddiyet ve ihlâs ile 'Allah'ın gazabı ve lâneti yalancıların üzerine olsun!' diye beddua edelim."
Bu olay Kur'an–ı Kerim'de şöyle haber verilmektedir:
"Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dâhil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı, biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim." (Âl–i İmran, 3/61)
Bu teklif Necranlıları şaşkına çevirmişti. Dediler ki:
"Bize müsaade edin, düşünüp kararımızı aramızda istişare ederek verelim."
Necranlılar bir kenara çekilip istişareye başladılar. Yapılan istişare sonunda Hazreti Muhammed'in hak peygamber olduğu, bir hak peygamberle lânetleşmenin doğru olmayacağı, eğer bunu yaparlarsa, zararının kendilerine olacağına karar verirler. Onlar istişare ederlerken, Efendimiz de evinden çıkmış onların bulunduğu mahalle doğru ilerliyordu.
Kâinatın Efendisi, torunu Hazreti Hüseyin'i kucağına almış, Hazreti Hasan'ın da elinden tutmuş, arkasında Hazreti Fatıma, onun da arkasında Hazreti Ali olduğu hâlde kendilerinden tarafa doğru ilerliyordu. Efendimiz aile efradına dedi ki:
"Ben dua edeceğim, sizde âmin diyeceksiniz."
Bu şekilde Necranlıların yanına gelmişti ki, Necranlıların lideri olan rahip arkadaşlarına şöyle dedi:
"Ey Hıristiyan cemaati! Ben öyle yüzler görüyorum ki, onlar Allah'tan bir dağı yerinden koparmasını isteseler, Allah onların isteğini yerine getirir. Sakın lânetleşmeyi kabul etmeyin, sonra hepimiz helâk oluruz."
Lânetleşmeyi de kabul etmezler ve netice itibariyle İslâm devletinin idaresi altında yaşamayı ve devlete karşı vazifelerini yerine getirmeyi kabul ederler.

VARMISINIZ
LÂNETLEŞMEYE
Biz de diyoruz ki, Efendimizin yaptığı bu teklifi, biz de, içimizdeki yalan, fitne, fesat, güzel dinimizi, çıkar ve menfaati için kullananlara, bizi karalama gayretinde olanlara yapıyoruz.
Kim davasında samimi değilse, kim davasını dünyalık için kullanıyorsa, kim mü'minlere haset ve kin içinde ise, kim herhangi bir Müslümana nefsi için kötülük besliyorsa, kim dünyalık için mü'min kardeşini satıyorsa, kim saltanat ve zevk peşinde koşuyorsa, gelin, hep birlikte lânetleşelim.
Gelecek sayımız (Ağustos 2005) dua zamanında bu lânetleşmeyi yapacağız. Bu lânetleşmeyi yapmaktan ancak bir şartla vazgeçeriz. O da şudur: Bizden değil ama bizim güzel okuyucu kardeşlerimizden özür dileyecekler, hata yaptıklarını söyleyecekler ve bir daha mü'minler aleyhine fitne fesat girişiminde bulunmayacaklar. Mü'min kardeşlerine kin ve nefret beslemeyecekler. Bunu en azından bize bildirecekler. Bunlar kimlerdir derseniz, biz onları biliyoruz.
Değerli Beyan okurları!
Beyan'ın öyle değerli okuyucuları var ki, vallahi Allah onların isteklerini geri çevirmez. Düşünebiliyor musunuz, seher vaktinde gözyaşı ile mektup yazan bir kardeşimin duası reddolunur mu?
Ey fitne, fesat ve nifak odakları! Mü'minlerin yakasından düşün. Eğer düşmezseniz, iki elimiz de yakanızda olacak, sizlerin peşini bırakmayacağız. Allah ve Resûl'ünü dünyalık için kullanma zamanı geçmiştir. Bundan sonra bu ve bunun gibi pis işlerle uğraşanların yüzleri kara olacaktır.
Değerli kardeşlerim!
Gelecek sayılarda sizlere çok farklı haberler vereceğiz. Öyle farklı haberler vereceğiz ki; münafıklar, fitne ve fesat ehli sıtmaya tutulmuşa dönecekler. Sizlerden talebimiz bize destek olmanızdır. Bir de cezaevinde olan kardeşlerimize dergi gönderiyoruz, onlar çekinmeden, sıkılmadan taleplerini bize bildirsinler. Yine ekonomik durumu iyi olmayan kardeşlerimiz de bize yazsınlar, onlara da bedelsiz dergi göndereceğiz. Aldığımız haberlere göre; bundan utanan, çekinen kardeşlerimiz varmış. Bunda utanılacak, çekinilecek bir şey yok. Daha önce de yazdık, sizin ücretinizi, ödeyenlerin en hayırlısı ödüyor; bu bakımdan gönlünüz rahat olsun.
Dergimiz her tarafa ulaşacak, her köşeye varacak, her yerde hakkı ve hakikati haykıracağız. Rabbimiz bizlerin yardımcısıdır.
Gelecek ay buluşmak üzere her birinizi en kalbî duygu ve muhabbetlerimizle selâmlıyoruz.
Rabbimizin mağfireti, bereketi, rahmeti üzerinize olsun...
Selâm ve dualarımızla...sarıhan



buyrun size cevap

Allah ( azze ve celleye ) emanet olun inş.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 10, 2005 7:49 pm    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

bu arada sen kimsin sonkurt45 kardeşim... yoksa dağdevşren veya yunusatmacanın kullandıkları niklerden birisimi yoksa bu bu şekilde suçlama yapıyorsun peki kardeşim verilen cavaplkarı okuma teşebbüsünde bulunursan neyin ne olduğunu anlayacaksın....
Allah ( azze ve celleye ) emanet olun inşal.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 10, 2005 7:55 pm    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

kardeşlerim son bir şey daha bizim beyan dergisinin editör kısmını yazan ve düzenleyenleri savunmamıza gerek yok bu gözlede görülmektedir neden derseniz haziran ayında yazılan editörden kısmındakilere burada yapılan suçlamalardan dolayımı yoksa başka sebepten dolayımı bilemiyorum ama temmuz ayının editörden kısmında açıklama yapılmış herhalde bu suçlamaları yapanlatı kendi hallerine bırakıyoruz allah ( azze ve celleye ) emanet olun inş. sa.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
berr
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 12, 2005
İletiler: 18

İletiTarih: Sal Tem 12, 2005 12:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Onu duyduğunuz zaman: Bunu söylemek bize yakışmaz. Haşa bu büyük bir iftiradır. demeniz gerekmez miydi?(Nur: 16)

Bu beyan dergisinin editörü kendi eliyle kendini ele vermiş...

Peygamber efendimiz (s.av) "Kim bir müslümanı kınarda o hal onda bulunmazsa söz sahibine döner o hali yaşamadıkça ölmez" buyuruyorlar.Peygamber efendimiz (s.a.v) Hz.Aişe validemizle kaç yaşında izdivac ettiğini düşünürsek bu editörün ne kadar uçkur düşkünü olduğunu buradan anlayabiliriz....

İsmâil Hakkı Bursevî -kuddise sırruh- Hazretleri peygamberlerin ve velîlerin, derecelerinin yüksekliğine göre birtakım ibtilâ ve ithamlara uğradıklarını ifâde etmiş; bu hususta Hâtemü’l-enbiyâ ve Hatemü’l-evliyâ’dan daha fazla pay alan kimse bulunmadığını haber vererek şöyle buyurmuştur:

"Bu dünyâda kimse selâmette olmaz; ya umum mü’minler gibi kefaret için bir ibtilâsı olur, veyâ husûsî mü’minler gibi, derecelere yükselmek için bir ibtilâsı bulunur.. Ve bu bâbda en kâmil olan, Ekmelü’l-Beşer ve Efdâlü’l-Kâinât’tır. Zîrâ o, bütün mertebeleri kuşatmıştır.

Bu mânâyâ işâret eden şöyle bir Hadîs gelmiştir:

"Hiçbir nebîye bana yapılan eziyet kadar eziyet edilmemiştir."

Yâni bütün peygamberlerde bulunan eziyet bende toplandıktan sonra fazlası dahî vardır. Zîrâ belânın artması velâ’nın (dostluk ve velâyet’in) dahî artmasına sebeptir."

"Bu belâlar peygamberlerde farklı olduğu gibi, ümmetin velîlerinde dahî farklı olmuştur. Hatmü’l-evliyâ üzerine inkârın çok ve fazla oluşu, tam mazhar oluşundandır." (Kitâbu’n-Netîce, Genel, no: 506; 246a yaprağı)

Ona itham ve düşmanlığa yeltenenlerin ezâ ve kötülüklerinin, yalan ve iftirâlarının şiddeti diğer velîlerinkinden daha ziyâdedir. Zîrâ her velînin ibtilâ derecesi, mânevî derecesinin yüksekliği nispetindedir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et ICQ
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Sal Tem 12, 2005 12:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Helal olsun ya. Adam siteye yeni üye oluyor ve ilk yazdığı yazı Beyan Dergisi hakkında . En ilginç tarafı da Hakikatçılardan alıntı yapıyor.

Efendiler bu yaptığınız ayıptır ayıp. Eğer ilminiz varsa bahsedeceğim kaynakları okuyabilecek Arapça bilginiz varsa gelin tartışalım, konuşalım.

Ama böyle yeni üyelikler ile konuyu gündem de tutmaya çalışmak sahtekarlık değil midir ? Site yönetiminden bu arkadaşların İP adreslerini kontrol etmelerini arz ediyorum.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Tem 12, 2005 1:19 pm    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

çok haklısın üstadım benimde dikkatimi çekti bu konuya eksi yolda yorum yapanların hepsi yeni üye bu şekilde yapılarak gündemde tutulmaya çalışıyor olmalı.... bende site yönetiminden gereğinin yapılmasını arz ediyorum Allah ( azze ve celle ) yar ve yardımcımız olsun Allah ( azze ve celleye ) emanet olun inş. sa.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
berr
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 12, 2005
İletiler: 18

İletiTarih: Sal Tem 12, 2005 1:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Asıl sizin bu yaptığınız ayıp. Fetullahçıların oyununa geliyorsunuz.İçinize kadar sızmışlar gözleriniz kapalı duruyor.

Rahmetli türkeş in elimde imzalı mektubu var Muhterem Ömer Öngüt hocaefendinin kitaplarının yayılmasında yardımcı olun diye ülkü ocaklarına yazdığı mektup...

Alternatifforum.com da bir fetullahçı her yazdığımız ayet ve hadisin altına ana avrad küfür etmiştir. oğuz-oğuzhan ve arkadaşı faraklid ateizmdüşmanı vesaire şimdi bu küfürbaz oğuz-oğuzhan a ülkücünün forumu diye bir site kurdurup orada yönetici yapmışlar.Ülkücüler gibi vatanına ve dinine düşkün kişileri gerçekten dinine düşkün ve vatınını seven müslümanlarla arasını açmaları için...

Şairin dediği gibi

Bize bir nazar oldu ,Ne olduysa azar azar oldu.

Size tavsiye içinize kadar sızan fetullahçıların oyununa gelmeyin.Onlar talebeleri ile birlikte çeşitli yasalarla dayatmalarla kardeşlik hoşgörü adına vatan topraklarımızı satıp insanlarımızı hıristiyanlaştırmaya çalışmadılarmı...?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et ICQ
Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 4. sayfa (Toplam 7 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1