Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - ABD NİN EL KAİDESİ
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:21 pm    ileti konusu: ABD NİN EL KAİDESİ Alıntıyla Cevap Gönder



Ladinin El kaidesi varsa ABD nin pkk sı var.Dün Ladinin destekleyerek afganistanın başına bela eden amerika beslediği yılanı yok etmek bahanesiyle binlerce masum insanın kanına girdi.Doymadı Uşağı olan birini yıllarca beslediği ve İrana karşı desteklediği oğlunu binlerce km uzaktan gelerek demokrasi adı altında ortadan kaldırdı.Binlerce masum genç yaşlı demeden katline ferman verdi halen daha vermekte.Şimdi ise
tetikçisi olarak pkk denen it sürülerini kendine emir eri tayin etti türkmen katliamı yapıyor.
Evet, PKK kesinlikle ABD''nin el Kaidesi''dir ve en ufak bir utanma duygusu taşımadan korunup kollanmakta ve vatanımızda Türkiye, Irak ve Suriye''de ise, ABD''nin Mondoros ve Sevr''den beri peşinde koştuğu "Kürdistan için" kullanılmaktadır
Medyanız hemen her dış politika sorununa, ABD''yle ilgili komplocu bir bakışla yaklaşıyor. Bu yanlış. Son 50 yılda Türkiye''den daha fazla dostluk gösterdiğimiz bir ülke yok" deyip duruyor.

Evet, biliyoruz, PKK konusunda çok şey yaptı ABD. Meselâ Öcalan''ı, "Asılmamak kaydıyla" yani işte tam da bugünlerde "kullanmak için" Türkiye''ye verdi. Bu ifadelerimiz Büyükelçi Jeffrey''e göre bir "komplo" tabi ki. Ama Diyarbakır''dan kalkan Çekiç Güç helikopterleri PKK''ya malzeme atarken yakalandı, buna ne diyecek. Yine, Türkiye Barzani güzergahının çevresinden dolaşmak için Irak''a ikinci bir gümrük kapısı açmak istemişti de, İncirlik''ten kalkan ABD uçakları 2001 yılının 4 Temmuz''unda Telafer''i bombalamamışlar mıydı?
Şimdi gizli toplantılar yaparak bu ülkeyi nasıl işgal eder ele geçiririz planlarını yapıyorsunuz.İsraili Gazzeden çekip 38 yıllık işgali bitirdiğinizi savunuyor bu taraftan Tğrkmenleri göçe zorluyor yanaşmayanlara soy kırım uyguluyorsunuz.Yoksa duyduklarımız doğrumu.Boşalan bu yerlere yahudi piçlerinimi yerleştiriyorsunuz:Yok artık şüpemiz kalmadı evet evet siz büyük ortadoğu projesinin ilk bölümünü faaliyete geçirdiniz.

ABD bütün bunlara hayır diyorsa tutsun Lozan''ın altını imzalasın, yani "Ben Türkiye''nin doğu ve güney sınırlarını tanıyorum" desin de görelim..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

REIS MUS25

NE DIYELIM SU MAHLUK;LAR CETESI ;ZATEN FARKINDAYSAN
BIR KAC GÜNDÜR YINE TEKRAR ZIRVALAMAYA BASLADA !!
ANLADI ABD ONUN YARDIMINA KOSAMICAK DIYE !!!

SAYGILAR


Talabani'nin Türkiye korkusu

IRAK Devlet Başkani Celal Talabani, ABD akerlerinin Irak'tan çıkması halinde, ülkede iç savaş başlayacağını ileri sürdü. Talabani, "O zaman Türkiye'nin Türkmenleri savunmak iddiası ile ülkenin kuzeyine girmesine kim engel olacak?" dedi. Talabani, Rus İnterfaks ajansına verdiği demeçte, Rusya'nın ABD askerlerinin Irak'tan çekilmesiyle ilgili talebini değerlendirdi.

Celal Talabani, "ABD askerlerinin yarın gittiğini düşünün. Sizce bu Irak'ta iç savaş başlatmaz mi? Türkiye'nin Türkmenlerin hakkını savunma iddiasıyla ülkenin kuzeyine girmesini kim engelleyecek? Suriye'yi kim engelleyecek?" dedi. Irak Devlet Başkani, bu nedenle Rusya'nın mevcut politikasının gerçekçi olmadığını savundu.

Talabani, Rus şirketlerinin Irak'a yeniden dönebilmesi için Kremlin yönetiminin Irak'a yönelik tutarlı bir politika izlemesi gerektiğini söyledi
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
cengizhan_333
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 01, 2004
İletiler: 472
Şehir: Türk´ün oldugu her yerden

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

mus25 ve kurtoglu1919 gardaşlarım o abd denen kendisini dünyanın özgürlük dagıtıcısı ve dünyanın jandarması ilan eden köpeklerin cezası verilecektir. o da
ALLAH TÜRK-İSLAM ALEMİNİ YENİDEN HÜKÜM SÜRDÜRMEYE başladıgı zaman olacaktır bu da çok yakındır...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BATI BASININDA PEŞPEŞE HABERLER

Çin ejderhası, Amerikan kartalını boğuyor

Çin'in zirveye doğru dimdik yükselişi Amerika'yı şoka soktu. Artık yeni bir dönemin içindeyiz. Amerikan hakimiyetine dayalı dönem biterken, Çin'in merkezinde yer aldığı Asya yüzyılı başladı. 25 yıldan beri Çin ekonomisi her yıl ortalama yüzde dokuzluk bir artış gösteriyor. "Bu temponun sürdürülmesi imkânsız" şeklindeki kehanetler boş çıktı.



Batı basını bir süredir ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti'ni kıyaslayan yayınlar yapıyor. Der Spiegel, The Economist, Newsweek, Le Monde Diplomatiqe gibi, Batının en etkili dergileri konuyu kapaktan işleyerek durumu saptıyor: ABD çöküşte, Çin hızla yükseliyor.

DER SPIEGEL: ÇİN'İN ABD'Yİ GEÇMESİ ZAMAN SORUNU

Almanya'nın 500 binden fazla satan en etkili haftalık dergisi Der Spiegel editörlerinden Frank Hornig ve Wieland Wagner kapak araştırmasını dergide şöyle özetliyor:
"Çin'in ABD'yi geride bırakması sadece zaman sorunu. Çin, ekonominin yanı sıra siyasi, ideolojik, kültürel alanlarda da ABD'yi geçiyor."
Hornig ve Wieland iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri ise şu tabloyla anlatıyor:
"Şu sıralar New York limanında her hafta Çin'den gelen 24 gemi yük boşaltıyor. Çin'den getirdikleri cep telefonu, bilgisayar ve giysileri indiren gemilerdeki konteynırların yarısı geri dönüşte boş; diğer yarısı ise, karton haline getirilip Amerika'ya gönderilecek yeni mallara paket yapılmak üzere eski kağıt yüklü. Çin ekonomisi ABD'nin önünü kesiyor. Çünkü çok ucuza mâl ediyor. Taşıması da çok uygun koşullarda. New York mağazalarında 100 dolara satılan bir Çin ayakkabısının nakliyesi sadece 50 sente mâl oluyor. Serbest ticaretin Çin'in bu kadar işine yaraması Amerika'yı çok korkutuyor."

NEWSWEEK: ÇİN, DÜNYANIN FABRİKASI

Amerikan Newsweek dergisinde Fareed Zakaria imzasıyla 9 Mayıs'ta yayınlanan yazıda Çin, "dünyanın fabrikası" olarak nitelendi: "Sanayi Devrimi'nin zirvesinde, İngiltere'ye 'dünyanın fabrikası' denirdi. Bu unvan şimdi kesinlikle Çin'e aittir. Dünyada üretilen kopyalama cihazlarının, mikrodalga fırınlarının, DVD oynatıcılarının ve ayakkabılarının üçte ikisi Çin'de yapılıyor."
Zakaria ABD'nin büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Ama bu meydan okuma yalnızca üretim maliyetlerinin düşük olmasından kaynaklanmıyor. Çin, her alanda ABD hakimiyetini geride bırakacak istatistikler üretiyor. Zakaria, Çin'in büyümesine ilişkin en şaşırtıcı örneğin Şanghay olduğunu söylüyor: "Onbeş yıl önce Şanghay'ın doğu yakasındaki Pudong gelişmemiş kırsal bir bölgeydi. Bugün Pudong Şanghay'ın finans merkezi ve Londra'daki yeni finans merkezi Canary Whorf'tan sekiz kat büyük."

THE ECONOMIST: DÜNYA EKONOMİSİNİ ÇİN YÖNETİYOR

Aslında bu türden kıyaslamalar da durumu tam olarak ortaya koymuyor. Çünkü, Çin'in büyümesi etkisini tüm dünya üzerinde hissettiriyor. Çin'in dünya ekonomisi üzerindeki etkisi The Economist dergisinde yayınlanan "The Great Wall Street: Dünya ekonomisini Çin yönetiyor" başlıklı bir yazıyla saptanıyor. Çin'in finans piyasaları üzerindeki etkisi "The Great Wall Street" şeklinde özetleniyor. Bilindiği gibi, "Çin Seddi" İngilizce'ye "Büyük Duvar" (The Great Wall) olarak çevriliyor. Wall Street ise ABD finans merkezi.
Yazının özeti şu: Çin'in dünya ekonomisi üzerindeki etkisini yalnızca ihracat ve ticaret fazlası üzerinden değerlendirmek, Çin'i anlamamak ve bu ülkenin büyümesinin ardındaki derin kuvveti hesaba katmamak olur. Televizyon cihazlarının ve tişörtlerin büyük çoğunluğunun Çin'de imâl edildiğini herkes biliyor. Ama Batı ülkelerindeki enflasyon ve faiz oranlarının, ücretlerin, petrol fiyatlarının ve hatta konut fiyatlarının Çin'de olup bitenlerden güçlü bir şekilde etkilendiğini de artık yavaş yavaş herkes öğreniyor.
Le Monde Diplomatique'de Martine Bulard imzasıyla çıkan bir yazıda ise, Çin sözcüğünün Çince'de "Orta Krallık" anlamına geldiği hatırlatılarak, Çin'in dünya ekonomisinin merkezi haline geldiği söyleniyor.

OKUYUCULAR DA KATILDI

Newsweek dergisinde Fareed Zakaria'nın yazısı yayınlandıktan sonra pek çok okuyucu mektup göndererek konuyla ilgili görüşlerini açıkladı. Bu mektuplardan birinde Schmidhuber adlı bir okuyucu şu yorumları yapıyor: "20. yüzyılın başında Avrupa ekonomisi ABD'ninkinden hâlâ büyüktü. Yüzyılın sonunda iki ekonominin büyüklüğü aşağı yukarı eşitti. Her biri dünya GSMH'sinin yüzde 30'unu üretiyordu. 21. yüzyılda ise Çin, ABD'nin 20. yüzyıldaki yükselişinden de büyük bir hızla ilerleyecek. Hem de bunu, ABD ve Avrupa'nın toplam nüfusunun iki katı nüfusa sahip olduğu ve kişi başına düşen gelirin daha az olduğu şartlarda işe başlayarak yapacak. Çin sadece tek tek bütün Batı ülkelerini değil, hepsinin toplamını geride bırakacak."

LE MONDE DIPLOMATIQUE: ÇİN İÇİN HERŞEY EKONOMİ DEĞİL

Çin'in ekonomi alanındaki başarıları herkesçe teslim edilirken, yönetimin her şeyi ekonomi olarak görmediği, gözünü yalnızca ekonominin bürümediği de saptanıyor. Tersine, ekonomi Çin'in daha geniş ulusal hedefleri içinde bir yere oturuyor. Le Monde Diplomatique'in Ağustos sayısında Martine Bulard tarafından yazılan yazıda şu görüşlere yer veriliyor:
"Genel görüşün aksine, Çin diplomasisi tümüyle ekonomik mülâhazalarla yönlendiriliyor değil. Tabii ki, uluslararası ilişkiler enerji ve yiyecek tedarikini güvence altına almaya katkıda bulunuyor. Ama ekonomi, Çin'in bölgede ve dünyada oynayacağı role ilişkin daha geniş bakışın bir parçası. Size 'Son 500 yıllık tarihe bir bakın, güçlü ekonomisi olmayan bir ülkenin sözünü kimse dinlemez' deniyor."

ÇİN'İN EZİLEN DÜNYAYA DESTEĞİ

Çin ekonomik alanda güçlendikçe başta Afrika ve Latin Amerika ülkeleri olmak üzere Ezilen Dünya'ya önemli destekler veriyor. Çin'in Latin Amerika'ya verdiği destekle, bu kıta da devrimin kulvarında aktif olarak yer almış durumda. Şimdi Afrika'ya da omuz veriyor. Britanya Başbakanı Tony Blair'in G-8 zirvesine Afrika gündemini taşımasının tek nedeni buydu. Tarihsel olarak, Afrika birleşmeye başladığında Avrupa dağılmaya başlıyor. Buna bir ölçüde tanık olmaya başladık. Önümüzdeki dönemin dünya çapındaki büyük kapışması Asya'da yaşanacak. Ama bu, büyük ölçüde Afrika üzerindeki kapışma ile birlikte olacak.
Türk medyasında yer almadı ama, Mugabe devlet başkanlığına yeniden seçilmesi dolayısıyla yaptığı konuşmasında şunları söyledi: "Zimbabve bugünden itibaren yüzünü güneşin doğduğu yere Doğu'ya, sırtını da güneşin battığı yere Batı'ya dönecektir." Batılı ajanslar, Mugabe bu konuşmayı yaptığı sırada Zimbabve semalarında Çin'in hediye ettiği savaş jetlerinin uçtuğunu da duyurdular.
Çin, Sudan'da müthiş bir imar planına başlamış durumda. Güney Afrika ve Zimbabve eksenini de hararetle destekleyerek Batı'nın karşısına çıkıyor. Avrupa açısından en güçlü olasılık şu: Fransa sonunda bu güce yaslanmayı seçecek. Almanya da Fransa'yı izleyecek. 2014 tüm bu ülkelerin kısa vadeli planları açısından bir dönüm noktası. Bu tarihte Çin ekonomisini oturtmuş ve uzay teknolojisine de iyice girmiş olacak. Anglo-Sakson güdümlü Atlantik Paktı bu gidişatı durdurmaya çalışıyor.

EJDERHA KÜKRÜYOR, BATI TİTRİYOR

Der Spiegel dergisine geri dönelim. "Devlerin düellosu" başlıklı araştırmanın özeti şu: Çin'in zirveye doğru dimdik yükselişi Amerika'yı şoka soktu. Artık yeni bir dönemin içindeyiz. Amerikan hakimiyetine dayalı dönem biterken, Çin'in merkezinde yer aldığı Asya yüzyılı başladı.
25 yıldan beri Çin ekonomisi her yıl ortalama yüzde dokuzluk bir artış gösteriyor. Bütün karamsar analizcilerin "bu temponun sürdürülmesi imkânsızdır" şeklindeki kehanetleri hep boş çıktı. Ekonomi uzmanlarına göre Çin'in ABD'yi yaya bırakması sadece bir zaman sorunu. Bu 10 ilâ 20 yıl arasında bir süre içinde kesinlikle gerçekleşecek ve Çin'in dünyanın bir numaralı ekonomisi olacak.
İki ülke arasındaki ticarete ilişkin olarak aktardığımız bilgileri Der Spiegel editörlerine veren New York Limanı yöneticisi Zantal, "Her hafta daha çok mal geliyor ve ABD'deki mağazaların raflarını dolduruyor" diyor. İşyerlerinin de Asya'ya kaydığına dikkat çekerek çocuklarına bırakacakları birer işleri kalmayacağı kaygısını dile getiren Zantal "Bu durum ekonomimiz için bir depremdir" diye hayıflanıyor.
Amerikalıların şok halinde yaptıkları tespit şöyle: Çin, ucuz mal satarak dolar depoluyor. Asıl önemlisi, artık bu dolarlarla ne yapacaklarını da öğrendiler. Çin, ABD'nin "kutsal varlıklarından" IBM'in bilgisayar bölümünü almakla kalmayıp enerji alanına da el attı. Amerikan petrol firması UNOCAL'ın Çin ejderhası tarafından satın alınması olasılığı Amerika'yı yerinden hoplattı. Bu ilk salvoların devamının gelmesi bekleniyor ve bütün analizciler aynı noktada birleşiyor: Korkunun ecele faydası yok. Amerika'nın devri bitti.

GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK TİCARET AÇIĞI ABD'NİN

ABD, tarihteki en büyük açığı, Çin ile yaptığı ticarette veriyor. Çin'in Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) girdiği 2001 yılından beri, ABD'nin dış ticaretteki açığı katlanarak arttı ve 162 milyar doları buldu. Bu rakamın 2005 sonunda 200 milyar dolar olması bekleniyor. Çünkü ABD tasarruf yapmıyor. Ürettiğinden çok tüketiyor. İnsanlık tarihi boyunca, birbiriyle ticarete yapan iki ülke arasındaki ticaret açığı hiç bu kadar büyük olmamıştı.1990 dan beri Çin'in ABD'ye ihracatı yüzde bin 200 arttı. Çin Merkez Bankası'nda şu sıralar 700 milyar dolar döviz rezervi bulunuyor. Bu miktar, Çin'e bir müdahaleyle dolar kurunu cendereye alama olanağı verebilecek kadar büyük. Ayrıca bu döviz rezervi, Çin'in Amerikan firmalarına talip olması için kolayca yönlendirilebiliyor.
Der Spiegel'e göre, en büyük marketler zinciri Wal-Mart ABD'nin çıkmazını ortaya koyan tipik bir örnek. Cirosu Microsoft'un yedi katı ve 1,6 milyon kişi çalıştırıyor. Böyle bir kuruluşun ısmarladığı malların büyük çoğunluğu Çin kaynaklı olması, ABD için büyük bir problem demek. Bu marketler zincirine mal hazırlayan şirketlerin yüzde 80'ini oluşturan 5 bin firma Çin'de bulunuyor. Der Spiegel devam ediyor: "Dünya bir kere daha yeni bir düzen kurma sorunuyla karşı karşıya. Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra ABD uzun bir tarihî dönem liderlik için beton döktüğünü sanıyordu. Ama aniden yeni birisi ortaya çıktı. Üstelik Batı'nın kendi silahlarıyla, ekonomik gücüyle onu vuran birisi. Ucuz malları yayıyor ve döviz dağlarını yiyor. Çin nefes kesen bir hızla dünyanın fabrikası oldu. Reagan'ın ekonomi danışmanı durumu, 'ekonomide 11 Eylül' olarak tanımlıyor."

ÇİN TEKSTİLİ BATI PAZARLARINI FETHETTİ

Çin artık sadece dünyanın dokuma tezgâhı değil, aynı zamanda bir tekstil devi. Almanya Başbakanlarından Helmut Schmidt'in yönettiği haftalık Die Zeit bu tespitleri yapıyor. 1 Ocak 2005'te kapıların açılmasıyla birlikte Çin tekstil alanında Batı'yı fethetmiş durumda. Çin, yılbaşından itibaren Avrupa'ya 373 milyon tişört gönderme izni almış. Geçen yılın aynı dönemine göre bu ihracat beş misli büyümüş. Örme ürünler dokuz misli artmış; iç çamaşırındaki artış yüzde 84 olmuş. Fiyatlar ise yüzde 40 azalmış. 1995 ten 2004 e kadar Çin tekstil ihracatı yılda ortalama yüzde 11 artarak 36 milyar dolardan 95 milyar dolara çıkmış. Dünya ticaret örgütüne göre önümüzdeki yıllarda Çin'in tekstil ihracatı çok belirgin olarak artacak. AB ve ABD'nin Çin tekstil ürünleri sınırlama getirme çabalarına Alman ekonomistler itiraz ettiler. Bunun ancak bir üretim alanı yok olmayla karşı karşıya kalırsa uygulanabileceğini ifade ettiler.
Şimdiye kadar bir çelik ithalatçısı olan Çin yakında bu dalda da ihracatçı olacak. Bu, tekstil ve ayakkabı branşlarında olduğu gibi yeni bir deprem yaratacak. Asya 2010 yılına kadar Çin'le birlikte 2 milyarın üzerinde insanı kapsayan devasa ekonomik bir blok haline geliyor. Çin bu arada Japonya ve Güney Kore ile ilişkilerini de geliştirerek onlarla Amerika'yı geride bırakan ticaret ortağı oldu. Çin petrol tekeli Sinopek İran'la 70 milyar dolarlık bir enerji anlaşması imzaladı. Çin, ABD'yi sadece ekonomik alanda değil, politik, ideolojik ve askeri alanlarda da zorluyor.

DTÖ: ABD ASYA'DAN DEFOL!

Çin'in Asya'daki etkin rolü Şanghay işbirliği örgütünde de kendisini gösteriyor. Son zirvede ABD'ye "Asya'dan defol" uyarısı yapıldı. Çin, Rusya ile birlikte Almanya ve Fransa eksenli Avrupa'yı Avrasya ilişkilerine çekiyor. Uluslararası planda bu ülkeler ABD baskısına karşı destekleniyor. Çin dünya çapında sempati topluyor. Avustralya parlamentosunda George W. Bush çok soğuk karşılanırken, Çin Başkanı Hu Jintao kahraman gibi karşılandı. Sanki Çin uzun yılların müttefiki ve Bush ise tehdit unsuruydu. Malezya'nın yeni başbakanı Abdullah Badavi ilk dış ziyaretinde 800 iş adamıyla birlikte beklenenin aksine ABD yerine Çin'e gitti. Singapur liderlerinden Lee Kuan Yev, "Çin'in bu gelişmesinden korkmak için aptal olmak lazım" diyor. Der Spiegel'in sorularına verdiği yanıtta Lee, "Ekonomik merkez Atlantik'ten Pasifik'e kaymıştır" diyor. Çinli bir general, Tayvan sorunu nedeniyle saldırıya uğramaları durumunda ABD'ye karşı atom bombası kullanacaklarını açıkladı. Çin, İran atom programının BM Güvenlik Konseyi'ne getirilmesine karşı çıktı.

KAPI LİBERALİZME KAPALI TUTULACAK

18 Ağustos tarihli The Economist, İngilizce sözcük oyunu içeren bir başlık kullanmış: "Hu's in charge." Buradaki Hu, Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri Hu Jintao, ama İngilizce'deki "kim" (who) sözcüğü ile ses benzeşimine gönderme yapılıyor. "İpler kimin elinde" yerine "İpler Hu'nun elinde" denmiş oluyor. Böyle denmesinin nedeni dergide şöyle açıklanıyor: "Hu Jintao'nun ÇKP liderliğine gelmesinden bu yana geçen yaklaşık üç yıllık süre içinde, imajı gözle görünür şekilde değişti. Hu bir zamanlar pek çok kişi tarafından potansiyel bir liberal reformcu olarak görülüyordu. Şimdi anlaşılıyor ki, bu sınırlı kanıtta dayalı olarak yapılmış bir değerlendirme. Şimdi Hu, tutucu bir otoriter olarak görülüyor. Birçok Hu gözlemcisi, Hu'nun Çin'deki gizli bürokrasiyi gün ışığına çıkarmaya kararlı olduğu yolunda işaretler yakalamaya çalışıyordu. Ama şimdi, Parti'nin ideolojik denetimini sürdürmesi için Küba'yı ve Kuzey Kore'yi örnek olarak gördüğü söyleniyor." Yazıda daha sonra Hu'nun önderliği altında Çin'in ekonomik açılmayı sürdürürken siyasal liberalizme kapıyı kapalı tutacağı öngörüsünde bulunuluyor. Hu'nun yolsuzluklara karşı mücadelede de etkili sonuçlar aldığına değinilerek her düzeyde milyonlarca parti yöneticisinin ideolojik eğitimine önem verdiği belirtilen yazıda, parti disiplinini güçlendirmek için "Komünist Partisi üyelerinin ileri niteliğini korumak için eğitim kampanyası" başlatıldığı hatırlatılıyor.

DENGELİ GELİŞME

The Economist şöyle devam ediyor: "Daha da ciddi olanı ise, ekonomik reformların daha cesurca yapılmasını savunanların, geçen yılın başlarında hayata geçirilen 'neo-liberal' ekonomik teorilere karşı kampanyadan kaygı duyması." Böyle bir kampanya başlatılmasına neden olarak da, Hu ve diğer Parti liderlerinin, serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerden çıkarılan dersleri dikkate alması olduğu gösteriliyor.
Partinin üst düzey yöneticilerinin talimatıyla Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nde bir araştırma ekibi kurulmuş ve bu ekip geçen Haziran ayında bir kitap yayınlamış. Bu kitapta Latin Amerika ülkeleri ve eski Sovyetler Birliği'nde yaşanan toplumsal felaketlerden çıkarılan dersler ele alınmış. Kitapta "Devlet mülkiyetindeki şirketlerde yapılacak olan reform, Marksist teoriyi rehber almalıdır" deniyor. Derginin Hu ile ilgili yargısı şu: "Kamuoyu önünde ılımlı bir üslupla konuşuyor. Ama kapalı toplantılarda çok daha sert. Örneğin geçen yıl Eylül ayında toplanan parti Merkez Komitesi toplantısında böyle yapmıştı." Konuşma metni resmen açıklanmamakla birlikte, Hu'nun bu toplantıda, "düşman Batılı güçlere" ve "burjuva liberalleşmesine" karşı defalarca hücum ettiği söyleniyor.
Hu'nun en çok kullandığı ifade "dengeli gelişme". The Economist'e göre, önümüzdeki beş yıllık planın temel ilkesi bu olacak. Ekonomideki hızlı gelişme sürecek, ama buna toplumsal eşitsizlikleri giderici politikalar eşlik edecek.

KÜLTÜREL GELİŞMEDE DE ÖNCÜ

Çin, kültürel gelişmede de yaratıcı. Hiçbir uluslararası festivalden ödülsüz dönmüyor. Batı ahlâki-ideolojik olarak her bakımdan çökerken, Çin merkezli Asya insanlığın geleceği için çıkış yolları üretiyor, toplumsal projelere yöneliyor. Silah harcamaları sınırlı tutulurken, ABD'nin aksine sosyal alana yatırım yapılıyor. Mao Zedung'un yönettiği devrim öncesi şartlarla kıyaslandığında Çin halkının toptan zenginleştiği herkesin gözlemi. "Sarı Tehlike", "Kızıl Tehlike" gibi korkular yayan Batı, Çin'in eskiden beri bilim ve sanattaki önemini hatırlamaya başlıyor. Pusulanın, barutun, matbaanın icadı, yeraltı su kanalları, kağıt paranın ilk defa kullanılması vb. bu konuda akla gelen ilk örnekler.
Çin'le ilgili ortak kanı şu: Çin dev bir güç haline geliyor, ama şimdiye kadarki süper güçler gibi hegemonyacılığa kapılmıyor. Mao Zedung'un "Çin eğer süper bir güç olur ve hegemonyacılık yaparsa, halk birleşerek onu yıksın" çağrısını geçen yıl Gazi Üniversitesinde yapılan Avrasya Sempozyumunda Çin temsilcisi tekrar ederek hafızalarımızı tazelemişti. Çin'in başarılarının temelinde "Büyük İleri Atılım", "On Bin Yıllık Mücadele Azmi" gibi büyük kitleleri harekete geçiren politikalar yatıyor. "Amerikan emperyalizmi kağıttan kaplandır" diyen cesaret ve öngörü yatıyor.





ABD,TÜRKİYE ÜZERİNDEN ÇİN'E PROVOKASYON TERTİPLİYOR
Uygur Özerk Bölgesi 50. yıl kutlamalarına hazırlanıyor
Çin, ilk etnik özerk bölgesi Sincian'da, ÇKP önderliğinde 50 yılda kazanılan başarıları göstermek için yoğun çaba içinde. ABD, ise Uygur Özerk Bölgesi'nin Çin'in yumuşak karnı olarak seçmiş, bütün imkanlarıyla ayrılıkçılığı destekliyor. "Uygurların Leyla Zana'sı" rolü verilen Rabiye Kadir önümüzdeki günlerde Türkiye'ye getiriliyor.

ADNAN AKFIRAT

Çin'in Sincian Uygur Özrek Bölgesi'nin başkenti 2 milyon nüfuslu Urumçi'deyiz. Gece saat bir buçuk. Tarihi sinemanın önündeki meydan cıvıl cıvıl. Sanki, Özerk Bölge'de yaşayan 47 etnik grup temsilcilerini bu çay bahçesine yollamış. Neredeyse hepsi genç. Çin'de nüfusun çoğunluğunu oluşturan Han milliyetinden olanlarla, Uygurlar, Kazaklar, Moğollar, Tatarlar, Huiler içiçe. Hanlar Sincian'da azınlık. Ayrılık gayrılık çıkarma çabaları etkisiz. Farklı milliyetler birbirlerine karışmış, güzelleşmişler. Hanlar bariz şekilde Uygurlaşmış, Uygurlar biraz Han olmuş. Asya'nın birlikte yaşama geleneği, buna kardeşlik kültürü de diyebiliriz, ÇKP'nin doğru politikalarıyla yaşama geçmiş.
Oturduğumuz masanın çevresiyle yetinmedim, sinemanın balkonuna çıkıp meydanı gözledim. Şahit oldum; neşe ve huzur hakimdi.
Her milliyet kendi dilinde eğitim görme ve yayın yapma hakkına sahip. Sincian Radyo Televizyonu 4 dilde yayın yapıyor: Uygurca, Kazakça, Çince, Moğolca. Merkezi 7 tv kanalı var. Ayrıca her il merkezinde yerel tv istasyonuna sahipler. İnançlara saygı benimsenmiş. İbadet özgürlüğünün önünde engel yok.
Sincian-Uygur Özerk Bölgesi'ndeki 50 yıllık uygulama, kardeşlik kültürüyle birlikte refahı artırma, Batı'nın milletleri birbirine boğazlatma politikasına karşı insanlığın umudunu oluşturuyor.

1 EKİM 1955- 1 EKİM 2005

Çin Komünist Partisi 1 Ekim 1949'da Mao Zedung önderliğinde iktidara geldi. Çin'in kuzey batısında yoğun olarak Uygurların yaşadığı Sincian da aşamalı bir şekilde kurtuldu. Çin Anayasası, farklı milliyetlerin haklarını güvence altına alıyordu. Anayasa'nın gereği olarak Çin Halk Cumhuriyeti'nin ilanından 6 yıl sonra Çin'in ilk etnik özerk bölgesi Sincian Uygur'da kuruldu. Şu günlerde Uygur Özerk Bölgesi hummalı bir şekilde 1 Ekim 2005'teki 50. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor.

URUMÇİ'DEN İSTANBUL'A UZANAN KÖPRÜ

11 Ağustos akşamı Urumçi'nin önemli 5 yıldızlı otellerinden Hualing Grand'ın devlet konukları için ayrılan yemek salonundayız. 2004 yılı Haziran'ında da Doğu Perinçek başkanlığındaki İşçi Partisi heyetiyle aynı salonda Özerk Bölge'nin Başkanı İsmail Taliveldi'nin konuğu olmuştuk. Bizi ağırlayan, Sincian Uygur Özerk Bölgesi Dışişleri Bakanlığı Parti Komitesi Genel Sekreteri Qu Wen Zhi. Qu, ÇKP Politbüro üyesi ve Sincian Uygur Özerk Bölgesi Parti Sekreteri Wang Lequan'ın adına bizi ağırladığını belirterek, 50. yıl kutlamaları hakkında bilgi verdi.
Sincian Halk Hükümeti Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Yabancı Ülke Halkları Dostluk Derneği Başkan Yardımcısı Konduz Yusuf, Dışişleri Bakanlığı'nda Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Macit, Sincian Radyo Tv Genel Müdür Yardımcısı İdris Kaysa, Sincian İnşaat ve Mühendislik Şirketi Başkanı Zheng San Chen, Hükümet Ekonomik İşler Dairesi'nden Dilşat, Karız Araştırmaları Derneği Başkanı Gafur Nurettin de ev sahibi olarak masadaydı. Çevirmenliğimizi Dışişleri Bakanlığı'ndan Erkin Ahmet yaptı. Erkin bey iki seferde toplam bir ay kalarak Türkiye Türkçesini başarıyla konuşma becerisini edinmiş.
ÇKP'nin deneyimli yöneticisi Qu Wen Zhi, Han milliyetinden. Dış görünüşü olmasa Uygur sanırsınız. Sincian'da doğmuş, büyümüş. Uygur kültürünü, tarihini çok iyi biliyor. İslamiyeti derinlemesine incelemiş. Uygurlardan saygıyla, sevecenlikle kendi milliyetiymiş gibi söz ediyor. Uygurların hepsinde varolan Türkiye sevgisi ona da sirayet etmiş. Gözlerini kapatarak bir kez ziyaret ettiği İstanbul Boğazı'nın güzelliklerini anlatıyor. Bir de talebi var: "birlikte çalışalım. İstanbul-Urumçi arasında uçak seferi biran önce başlatılsın." Qu Wen Zhi, Uygurların Türkiye ile Çin arasında bir dostluk köprüsü olması için yaptığımız önerileri içten benimsiyor. 50. yıl kutlamalarının Uygur Özerk Bölgesi'ne ilişkin yalan haberleri çürütmek için de etkili bir çıkış olacağını belirtiyor.

SİNCİAN'I KALKINDIRMA ÇİN'İN 21. YÜZYIL PROJESİ

Sincian, Çin'in 21. Yüzyıl'da uygulamaya koyduğu "Batı Kesimini Kalkındırma Stratejisi"nin öncelikli bölgesi. Büyük kaynaklar ayrılıyor.
ABD ise Sincian Uygur Özerk Bölgesi'ni Çin'in yumuşak karnı olarak belirlemiş durumda. Çin'i parçalama projesinin odak noktasında Uygurlar var. ABD yönetimi, Çin'i bölemese bile, ekonomik gelişmeyi engellemek için terör yoluyla istikrarsızlık yaratmayı hedefliyor. Bu amaçla Doğu Türkistan ayrılıkçılığına son bir yılda hız verdi.
Çin'in bu politikalara yanıtı, Sincian Uygur Özerk Bölgesi'ne ekonomi, kültür ve güvenlik alanında ciddi bir tahkimat yapmak. Bölge güvenliği için kurulan ama Asya'nın büyük kısmını birleştiren Şanghay İşbirliği Örgütü ile Sincian'ın çevresinde güvenlik kuşağı kuruldu.
Merkezi Hükümet, Uygur Özerk Bölgesi'nin 50. yıl kutlamalarına büyük önem veriyor. Çin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zeng Qinghong, kutlama hazırlıklarını denetlemek için 19-24 Ağustos tarihleri arasında Sincian'da incelemelerde bulundu. Vatandaşlarla yakın diyalog kuran Zeng Qinghong, Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan farklı etnik gruplardan vatandaşların, Sincian'ı, Çin'in en büyük petrol ve doğalgaz üretim merkezi, önemli petro-kimya merkezi ve Çin'in 21. yüzyıldaki modernleşme inşasının yeni "güç kaynağı" haline getirmelerini istedi.
Yüzölçümü Türkiye'nin iki buçuk katı olan Sincian Uygur Özerk Bölgesi'nin önemli kısmı çöl ve çorak dağlar. Nüfusu 21 milyon. 10 milyondan fazlası Uygur.
2003 yılında 21 milyon ton ham petrol, 5 milyon metreküp doğal gaz çıkarılmış. Doğalgazın Çin'in doğu bölgelerine ulaştırılması için boru hattı inşa edilmiş.

OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 90

Sincian ekonomisinin gelişmesi ile birlikte son yıllarda özerk bölgedeki eğitim çalışmalarında büyük gelişmeler kaydedilmiş. 9 yıllık zorunlu eğitim, Sincian'ın tarım ve hayvancılık bölgelerinde yaşayan çocukları da kapsıyor. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde Sincian'da bir yüksek öğretim kurumu varmış ve burada sadece 300 kişi okuyormuş. Bugün ise Sincian'daki 26 yüksek öğretim kurumunda 140 binden fazla öğrenci var.
Sincian'da her düzeyden 8 bin 700'den fazla okulda, 4 milyon 300 bin öğrenci okuyor. İlkokul çağında olan çocukların okula girme oranının yüzde 90'ı geçtiği açıklandı.
Sincian Uygur Özerk Bölgesi Eğitim İdaresi yetkililerinden Nur Bekli "Sincian'ın köylerinde ve ücra yoksul bölgelerde gördüğünüz en güzel bina, kesinlikle okul binasıdır" diyor.

RABİYE KADİR'LE TÜRKİYE ÜZERİNDEN PROVOKASYON HAZIRLIĞI

Sincian Uygur Özerk Bölgesi Parti Sekreteri Wang Lequan ve Özerk Bölge Hükümet Başkanı İsmail Taliverdi, 25 Ağustos'ta Çin Devlet Konseyi'ne bağlı Basın Ofisi tarafından Beijing'de düzenlenen basın toplantısında Sincian Uygur Özerk Bölgesi'nin kuruluşundan bu yana geçen 50 yıl içinde bölgedeki toplumsal ve ekonomik gelişmede kaydedilen ilerlemeler hakkında bilgi verdiler ve özellikle terörle mücadele konusunda yerli ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Wang Lequan, bu konuda şu bilgileri verdi:
"Şanghay İşbirliği Örgütü, ülkemizin güvenliğinin korunması ve terör faaliyetlerin önlenmesi için önemli bir uluslararası örgüt. Sincian yönetimi, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye komşu ülkelerimizle terörle mücadele alanında verimli işbirliği ilişkilerini sürdürüyor." Wang Lequan, Sincian'a en çok zarar verenlerin etnik bölücüler, şiddete başvuran teröristler ve aşırı dini güçler olduğunu belirterek, bu güçlerin ortak amacının ülkeyi bölmek, ülkenin güvenliğine ve bütün etnik gruplardan vatandaşların temel hak ve çıkarlarına zarar vermek olduğunu kaydetti. Özerk Bölge Başkanı İsmail Taliverdi, Sincianlı iki Uygur yazarın tutuklanmasıyla ilgili soruya şu cevabı verdi: "Sincian'da yaşayan bütün etnik gruplar arasında vatanseverlik geleneği var. Geçen 50 yılda harcanan çabalar sonucunda Sincian'ın kültüründe önemli atılımlar gerçekleştirildi, 1000'den fazla yazar yetiştirildi. Reform ve dışa açılma politikasının uygulandığı son 20 yılı aşkın sürede Sincianlı yazarlar, 150'den fazla roman yazdılar. Bununla birlikte bölgemizde 80'den fazla sanat topluluğu ve çok sayıda kütüphane ve kültür merkezi kuruldu. Uygurların Kutadgu Bilig ve Divanü Lügat-it Türk gibi şaheserleri, Moğolların Cangır Destanı, Kırgızların Manas Destanı ve Kazakların Akın Türküleri, koruma altına alındı. Ancak bir avuç insan, şiir ve roman aracılığı ile bölücülük faaliyetlerinde bulundu, farklı etnik gruplar arasındaki dayanışmayı bozmak için provokasyonlara girişti. Etnik kökeni ne olursa olsun, Sincian'da yaşayan herkes, herhangi bir kimsenin herhangi bir yöntemle ülkenin güvenliğini ve halkın can ve mal güvenliğini tehdit etmesine asla izin vermeyecektir. Bölücülük girişimlerinde bulunanlar, Sincian'da artık 'sokak ortasından geçen fareler' gibi gülünç bir duruma düştüler." Parti Sekreteri Wang Lequan, basın toplantısının sonunda bir Amerikalı gazetecinin sorusu üzerine, ülke dışında yaşayan "Doğu Türkistan" terör güçlerinin kısa süre önce Avrupa ülkelerinde bazı toplantılar düzenleyerek, Özerk Bölge'nin kuruluşunun 50. yıldönümü kutlamalarını sabote etme planları hazırladıkları yönünde kesin bilgilere sahip olduklarını açıkladı.
Aydınlık'a ulaşan bilgiler, bu provokasyonun Türkiye üzerinden yürütüleceği yönünde. Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran'daki Bush ile görüşmesinden sonra, Türkiye'nin Asya'ya karşı örtülü operasyonlar için merkez olarak kullanılmasına hız verildi. Washington'da geçen Eylül'de kurulan "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti ve Parlamentosu" 8 ayda bir etkinlik gösteremeyince Türkiye'ye taşındı. Şimdi de, ABD Dışişlerı Bakanı Rice'ın özel çabalarıyla Urumçi Cezaevi'nden çıkarılarak Washington'a götürülen Rabiye Kadir, Türkiye'ye getiriliyor. "Uygurların Leyla Zana'sı" rolü verilen Rabiye Kadir'le, çok hizipli Uygur ayrılıkçıları biraraya getirilmek isteniyor. AKP hükümeti, boylu boyunca bu CIA planının içinde. Bush yönetimi, AKP hükümetine bu politikayı dayatarak, Türkiye'nin Çin ve Asya ile ilişkilerini dinamitliyor.




KAYNAK : http://www.aydinlik.com.tr/


En son kurtoglu1919 tarafından Çar Eyl 14, 2005 2:00 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

SILIMISTIR
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Silver
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 11, 2005
İletiler: 62
Şehir: ÇanaKkale

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 5:14 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ABD girdiği yerlere demokrasi ve adalet getireceğim diyor ve vuruyor daha sonra FBI yanlıs kararı diyor..yanlıs bilgi verilmiştir diyor..Olan masum insanlara oluyor..

Saygılarımla..
Silver.

Türkiye Türklerindir (TT)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 6:32 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

mus25 güzel yazın ve yorumların için seni kutlarım.Çok doğru
tesbitler bunlar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 6:43 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Mus25 gonuldasim,
Yazin profosyonel tebrikler.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 6:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Amerikan halkı tarihleri boyunca işgalci, sömürücü hatta kıyıcı olmuştur. Barbar kelimesi onlara çok yakışıyor. Amerikan ekonomisi ve yönetimi yahudilerin eline geçincede şimdiki manzaralar oluştu. Artık barbarlığıda aştılar cani oldular. Ekonomileri o kadar kötü ki birkaç yahudi şirketi biz çekiliyoruz, biz yokuz dese iç savaş çıkacak. Yahudilere bu yüzden bunca yalakalık. Amerika çıkarı olmadan hiçbirşey yapmaz. Bosna-Hersek te bunu gördük. Ortadoğuda da kendisine ait petrol vs. politikası olduğunu sanmıyorum. Amaç yahudilerin politikalarına hizmet etmek. Bunu yapmazlarsa batacaklar. Göründükleri kadar güçlü değiller. Vietnam da hüsrana uğradılar. Bakalım Çin'in bu yükselişine yahudi iş adamları nasıl bir çare bulacak ?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 7:07 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çin konusunda yabancı yayınları okuyunca epeyi güldüm.
Değerli ülküdaşlarım,çin'den bir şey olmaz.Çin ,olduğundan çok fazla abartılıyor.Bana kalırsa bu da abd nin büyük bir oyunu.Abd ,Rusyanın zayıflamasından sonra,dünya jandarmalığını devam ettirebilmek ve dağılmakta olan natoyu tekrar diriltmek için yeni tehditler ortaya çıkarmak zorunda.
Çıkardığı suni islami terör iddiası tutmadı.Şimdi nüfus olarak batı insanlarını korkutan ve geçmişi çok sabıkalı olan bir milleti kullanarak bı oyunu sürdürüyor.Orta doğunun kuşatması bitti.Rusyayı da gürcistanı ele geçirerek ,karadenizin batısından romanya ve bulgaristanı alarak kuşattı,sıra asyaya geldi.Oradaki Türk cumhuriyetlerinde kendi yanlısı darbeler yaptırtarak oraları da ele geçirmek suretiyle Çini kuşatıyor.Yani abd çıldırdı.Dünyanın her yerini,kiralık adamlarla darbeler yaptırmak suretiyle ele geçiriyor.Bu işi askeri olarak yapamıyacağı belli.İçeriden satın alıyor yandaş hükümetler kurdurup,kendine uydu devletler olarak bağlıyor.Çin çok abartılıyor.Asya ekonomileri tamamen abd nin denetiminde.Abd aksırdığı zaman onlar grip oluyorlar.Yanlız Türkistandaki oyunlara katılıyorum.Bu çok ciddi bir ihtimal.Abd çini, ırkdaşlarımızı kullanarak rahatsız edecek.Bu iktidarın buna maşa olacağı zaten orlardaki ırkdaşlarımıza bakış açısıyla iyice belli oldu.Çini büyük tehdit gösterme oyunlarına gelmeyelim.Kiralık kalemlere bunları yazdırıyorlar.
Bugün abd bittiğinde çin de biter.Çünkü elinde milyarlarca karşılıksız dolarları var.Tam tersine çin ile abd gizli pazarlıklar ve işbirliği içerisinde bile olabilir.Çin abd ile ticarete girmişse,müttefik de olabilir.Avrupanın çinin denetimine gireceği ise gülünç.Teknolojisi ve kaynakları olmayan Çinin işini istedikleri anda bitirirler.Çok büyük oyunlar oynanıyor.Çinle ittifak yapamayız.Bunu düşünmek dahi çılgınlıktır.Kendi kaynaklarımızla kendi ayaklarımız üzerinde duracağız.Yoksa bize kimse acımaz.Bir de Çin ile ticaret falan deniliyor.Çok saçma.Bu ticaret daima bizim aleyhimize açık verecektir, veriyor da.Bizim iş yapacağımız insanlar Asyadaki Türk cumhuriyetleridir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 7:11 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yine güzel ve gerçek bir tespit Kadir Ağabey. Bizi yine aydınlattın. Teşekkürler...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tolgakaraca
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 10, 2005
İletiler: 116
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 7:14 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

iyi konuştun kadir.tebrik ederim.....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 7:19 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

tolgakaraca demiş ki:
iyi konuştun kadir.tebrik ederim.....

Kadir diye hitab ttigin reis baban yasinda. Ayrica reis senden kucuk dahi olsa dahi boyle hitab etmek bizde saygisizlik olarak alinir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tolgakaraca
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 10, 2005
İletiler: 116
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 7:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Tamam özürdilerim kadir abi..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1