Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Kayip Turkmenler
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 5:08 am    ileti konusu: Kayip Turkmenler Alıntıyla Cevap Gönder

Aksiyon Dergisinden:

Kayıp Türkler



Sayı: 554 - 18.07.2005 | Haşim Söylemez - h.soylemez@aksiyon.com.tr


TRABLUS - Tarih eğer yazacaksa muhtemelen onlar için “Kayıp Türkler” notunu düşecektir. Kimsenin bilmediği Göçer köyünde yaşayan 3 bin Türkmen, Türkçe öğrenmek için anavatan dedikleri Türkiye’den yardım istiyor. Yıllarca Osmanlıyı beklemişler. Ne gariptir ki Devlet-i Ali Osman-i’nin yıkıldığını ancak 1935’te öğrenmişler.

Yeşile bürünmüş ağaçların arasından zor seçiliyor, birbirine yapışık taş evler... Yaklaştıkça bir Anadolu köyüne geldiğiniz hissine kapılıyorsunuz. Sokaklarda karşılaştığınız insanların ten rengi sizi bir an için şaşırtıyor. “Acaba?” diye düşünmeye başladığınız sırada asıl şaşkına çeviren manzarayla karşılaşıyorsunuz. Köylüler size Anadolu Türkçesi ile “Hoş geldiniz.” diyor. Sonra köyün ortasında okul olduğu tabelasından güçbela anlaşılan, sıvaları dökülmüş iki katlı binadan yükselen tiz bir sesle merakınız daha da artıyor: “Ah dedim ağladım. Yaremi bağladım. Egdi yar boynum egdi, hançer yarasındaydı domdom kurşunu degdi. Allah kerim könlüm sendegdi.”

Burası Edirne’nin ya da Kars’ın bir köyü değil. Lübnan’la Suriye arasındaki sınırın bittiği yer. Köy halkı ise gözden uzak oldukları için gönülden de uzak kalmış Türkmenler. Daha doğrusu tarih kitaplarında esamisi bile okunmayan “Kayıp Türkler.” Sahi, kim bu Türkler? Bu dar alana nasıl sıkışıp kaldılar?

Göçer (Kwaşra) köyünde yaşayanların hikâyesi oldukça eskiye dayanıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun üç kıtada hüküm sürdüğü dönemde buraya Anadolu’dan getirilip yerleştirilmişler. Osmanlı getirdi diye dedeleri, orada yaşayan yerli Araplar tarafından “Sultan’ın çocukları” diye karşılanır. Ancak bu itibarlı ve huzurlu günler daha sonra acı bir sona doğru sürüklenir. Osmanlı Devleti gücünü kaybedip Ortadoğu’dan çekilince Türkmenler yalnız kalır. Göçer köylüleri Osmanlı’nın peşinden Anadolu’ya göç etmek ister; ancak bu istekleri gerçekleşmez. 1918’de Fransızlar bugünkü Lübnan topraklarını işgal eder ve Türkmenler Fransız hattını yarıp Anadolu’ya geçemez. Dar alana sıkışıp kalan Türkmenler varlıklarını günümüze kadar sürdürmüşler. İşgal sırasında Fransız askerlerinin dokunmadığı Türkmenlere 1986’da Lübnan’ı işgal eden Suriye de “Osmanlı torunları” oldukları gerekçesiyle ilişmez.

İşgaller ve savaşlardan kurtulan Türkmenler farkında olmadan başka yönleriyle bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Bu durumu kavrayan yaşlı Türkmenler anavatanımız dedikleri Türkiye’den “acil” yardım istiyor: “Kültürümüz yok olmadan ne olur bize Türkçe öğretin.” Türkmenler korkularında haksız değil. Çok az kişinin dışında yeni nesil Türkmence bilmiyor. Konuya hassas aileler evlerinde çocuklarına zor da olsa Türkçe öğretmeye çalışıyor. Ancak bu okullarda öğretilen Arapça ve Fransızca karşısında yeterli gelmiyor. Okula giden her çocuk Lübnan’da resmi eğitim dili olan Arapça ve Fransızca’yı gündelik hayatta da kullanıyor. Fransızca şarkı söylüyor, şiirlerini ve mektuplarını Fransızca yazıyorlar. İsimler bile Fransızca yazım biçimi ve okunuşuna göre kullanılıyor. Örneğin 15 yaşındaki Türkmen Yusuf’un adı Youssef olarak yazılıyor ve okunuyor.

Diğer Türkmen köyü artık yok

Trablus’a (Tripoli) bağlı iki Türkmen köyü var; Göçer ve Aydamun. Aydamun Türkmenleri kendi anadilleri olan Türkçe’yi zamanla tamamen unutmuşlar. Bu yetmemiş asıllarıyla birlikte dinlerini de terk etmişler. Şu anda köyde yaşayanların yarısı Müslüman, diğer yarısı ise Hıristiyan inancına sahip. Köyde yaşlılar dahil Türkmence’yi konuşabilen yok. Zaten onlar da artık kendilerini Türkmen olarak pek tanımlamıyorlar. Lübnan’da Türkmen köyü olarak sadece Göçer biliniyor.

Göçer köylülerinde de son yıllarda ciddi bir değişim görülmeye başlanmış. Türkçe’nin Arapça ve Fransızca karşısında direnememesi bir yana yavaş yavaş kültürlerini ve geleneklerini de kaybetmeye başlamışlar. Daha 10 yıl öncesine kadar Göçer köyünde hiçkimse yabancıyla evlenmezken şimdilerde neredeyse her hanede bur tür evliliğe rastlanıyor. Bunlardan biri de Esad ailesi. Bu aileden iki kız, Arap olan komşu köydeki gençerle izdivaç yapmış. Türkmen kızı Duha Esad, Erman Dergiş isimli bir Arapla evli. Bu evliliklerinden bir çocuk dünyaya gelmiş. Duha Esad bir Arapla evli olmasına rağmen çok iyi Türkçe konuşuyor. Esad iki yaşındaki oğluna da Türkçe’yi öğretmeye yemin etmiş. Genç anne Duha Esad evliliğini şöyle anlatıyor: “Allah’a şükür mutlu bir yuvam var. Ben Türkçe’yi ailemden öğrendim. Anadilimi şimdi oğluma öğretiyorum. Bir Arapla evli olabilirim; ama özümü asla eksik etmem.”

Duha Esad’ın kız kardeşi Hanan da bir Arap gençle evliliğe hazırlanıyor. Beyaz tenli, renkli gözlü, kumral saçlı Hanan kendi durumunu anlatırken biraz da acı gerçeğin altını çiziyor: “Ben okula devam edemedim. Her Türkmen kızı gibi benim de ortaokuldan sonra eğitime devam etmem mümkün olmadı. Araplarla evlenmek zorunda kalıyoruz. Köydeki herkes neredeyse akraba olmuş. Türkiye’de olsaydım durum farklı olurdu.”

Okuldan Türkiye’ye selam var

65 yaşındaki Muhamed Hasan Çelem, Hanan’dan farklı düşünmüyor. Ona göre de artık Türkmenler bu bölgede soy anlamında yok oluyorlar. “Köyde kız verecek, kız alacak kimse kalmadı. Herkes daha önce bu işi yapmış. Şimdi mecburen Araplardan kız alınıyor, Araplara kız veriliyor. Ancak biz burada tek bir şey yapabiliriz. O da kendi kültürümüzü, dilimizi, dinimizi çocuklarımıza iyi öğretmeliyiz. Evlendiklerinde de bunu yaşasınlar, çocuklarına aktarsınlar. Başka çözüm yok.” diyor.

“Ah dedim ağladım yaremi bağladım” türküsünü söyleyen 12 yaşındaki Hasan Halit İbrahim, Göçer köyündeki okulda okuyor. Acıklı türküyü sıvası dökülmüş daracık sınıfında haykırırken aslında Türkiye’yi ağıt yaktığını söylüyor: “Türkçe’ye ailemden öğrendim. Çok iyi bilmiyorum. Bu türküyü dedem söylerdi. Ben de canım sıkılınca söylerim, arkadaşlarım da beni dinler. Bu türküyü Türkiye’de yaşayanlar için söylüyorum. Bizim yaramıza derman bulsunlar. Türkçe’yi arkadaşlarım bilmiyor. Ben az biliyorum. Bize yardım etsinler.”

Başı örtülü genç bir kız. İmkanlar elverirse 17 yaşındaki Arife Hanuf önümüzdeki sene liseye gidecek. “Türkiye senin için ne ifade ediyor?” sorusuna Türkmen kızı, diğer arkadaşlarının da duygularına tercümanlık eden bir cevap veriyor: “Hiç bilmesem de görmesem de orası benim anavatanım. Lütfen Türkiye’ye benden ve arkadaşlarımdan selam götürün. Türkmen kardeşlerinizin selamı var deyin.” Arife’nin arkadaşı 16 yaşındaki Ahmet İbrahim de Türkiye hakkında hiçbir şey bilmiyor. İstanbul, İbrahim Tatlıses ve Galatasaray onun için bir anlam ifade etmiyor; çünkü Ahmet Türkiye’yi sadece haritadan biliyor. 14 yaşındaki Yusuf Hayrullah biraz daha şanslı. O dedesi sayesinde Türkiye’yi biraz biliyor. En azından İstanbul’u fotoğraftan görmüşlüğü var. Yusuf’a dedesi Türkiye’yi “vatanımız” olarak öğretmiş. Kadie Muhammed 15 yaşında, Yusuf’la aynı sınıfta okuyor. Bildiği tek Türkçe cümle: “Anavatanımız Türkiye.”

Türk TV kanallarını istiyorlar

23 yaşındaki Velid Bader Salta, Trablus’taki Lübnan Üniversitesi coğrafya bölümünde okuyor. O da diğer Türkmenler gibi Türkçe öğrenmek istiyor. Velid aslında Türkçe’yi biraz biliyor ama daha fazlasını istiyor. “Türkçe bizim anadilimiz. Ben annemden babamdan ancak bu kadarını öğrenebildim. Eğer Türkçe’yi iyi öğrenirsem gelip köyümdeki çocuklara öğretmek istiyorum. Yoksa özümüzü kaybedeceğiz. Türk elçiliği bize kurs açsın. Lütfen bize bu konuda yardım etsinler. Başka bir şey istemiyoruz.” diyor.

Türkçe öğrenmek bir yana Türkiye’de üniversite okuma fırsatı yakalayan Türkmenler var. Ancak bu sayı bir elin parmaklarını geçmiyor. Lübnan’daki Türk elçiliği birkaç öğrenciye burslu olarak Türkiye’de üniversite okumaları için aracı olmuş. Üniversiteyi bitirip köyüne dönen Türkmenler öz kültürlerini yaşatmak için çaba harcıyorlar. Bunlardan biri de Türkiye’ye burslu olarak gelen ilk öğrenci Hıdır Abbas. Abbas Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirip köyüne dönmüş. “Türkiye’ye gidip okuyanların sayısı beşi geçmez. Zaten köyde üniversite okuyan pek yok. Ben eğitimi tamamlayıp döndüm. Orada aldığım burslar sayesinde okulumu bitirip hayatıma burada eczacı olarak devam ediyorum. Türkiye gençlerimize fırsat verirse çok iyi olur. Onlar hem Türkiye’yi tanırlar hem de Türkçe’yi öğrenirler. Ben köyümde ve Lübnan’da herkese Türkiye’yi anlatıyorum.” diyor.

Türkiye’nin Lübnan’daki Türklere yönelik herhangi bir programı yok. Kültür merkezi gibi bir kuruluş olmadığı için Türkmenlerle sosyal ve kültürel anlamda bir ilişki de yaşanmıyor. Geçmiş dönemlerde Türkmenler bayramlarda Beyrut’taki Türk elçiliğine ziyaretlerde bulunmuşlar. Diyalog bununla sınırlı kalınca ciddi bir iletişim sağlanmamış. Göçer köylüleri Türk televizyon kanallarını seyretmek istiyor. Daha önceki yıllarda bu isteklerini Türk elçiliğine bildirmişler; ancak elçilik bu konuda kendilerine bir cevap vermemiş. Lübnan’da yaşayan Ermeniler bile uydu veya kablolu yayın aracılığıyla Türk kanallarını izleyebiliyorken Türkmenlerin böyle bir imkanı bulunmuyor. Maddi olarak durumları iyi olmadığından Göçerliler köylerine verici alamıyor.

Osmanlı gelir diye bekledik

Göçer köyü Trablus bölgesinde en yüksek rakımlı yere konuşlanmış. Tam bir yayla gibi. Suriye tarafında, Humus kentinin hemen yanında. 3 bin kişinin yaşadığı köy yaklaşık bir yıl önce belediye olmuş. Köyün muhtarı Muhammed Abdülkerim Abdo böylece belediye başkanlığına terfi etmiş. Köy tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. İş olmadığı için köyün gençleri daha çok paralı askerlik yapıyor. Halihazırda Lübnan Ordusu’nda 200 Türkmen görev yapıyor.

Lübnan’da yerli halk olarak kabul edilen Türkmenlerin elinde halen Osmanlı tapusu ve madeni paraları bulunuyor. 80 yaşındaki Kemal Ali Yusuf elindeki Osmanlı tapularını gösteriyor, küplere doldurduğu Osmanlı paralarını özenle saklıyor. Yusuf bunların babasından kaldığını belirterek, “Burada herkeste bulunması mümkün. Osmanlı’nın dedelerimize verdiği arazi ve mülk tapuları bunlar. Babam Osmanlı paralarını Osmanlı tekrar geri gelir, o zaman ihtiyaç olur diye saklamış. Dedem çok zengin bir adammış.” diyor.

Bir gün Devlet-i Ali Osmani gelir diye Osmanlı parasını saklayan Türkmenler 1932’de acı ve bir o kadar da “saf” bir tavır ortaya koyuyorlar. Bu tarihte Lübnan’da ilk nüfus sayımı yapılmaktadır. Ancak Göçer köylülerinin büyük bir kısmı Osmanlı Devleti gelip bizi alacak ya da tekrar buraları ele geçirecek düşüncesiyle sayıma katılmaz. Oysa köylülerin beklediği Osmanlı çoktan “tarih” olmuştur. Türkmenler Saltanat’ın 1922’de kaldırıldığından bile haberdar değillerdir. O günlerin canlı tanığı 110 yaşındaki Abdullah Hasan, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Babam köydeki çokları gibi bizi nüfus memurlarına yazdırmadı. Osmanlıyı bekliyorduk. Gelecek demişlerdi. Ama bilmiyorduk. Osmanlı’nın yıkıldığını ancak 1935’te öğrendik. Herkeste Osmanlı tapusu ve parası vardı. Osmanlı gelecek, bizi alıp götürecek, bu sebepten perişan olmayalım diye paraları, tapuları, diğer evrakları elimizde tutuyorduk. Sonra gerçeği öğrenince çok üzüldük. Ağladık. Ama hiçbir şey değişmedi. Sonra nüfusa gidip kendi kaydımızı kendimiz yaptırdık.”

Türkmen köyü çok misafirperver. Gelen yabancılar Türk misafirperverliğine göre ağırlanıyor. Bu yüzden bölgede “cömert” insanlar olarak tanınıyorlar. Eğer misafir Türkiye’den ise hürmet ve ikram iki katına çıkıyor. Sizi bağırlarına basan Türkmenler elde avuçta ne varsa ikram ediyorlar. Sadece bu değil; Türkiye’den gitmiş olmanız onlar için gurur ve onur meselesi halini alıyor. Ömer Esad ailesi bizi baş tacı ediyor. Bütün aile muhabbet ve bol ikramla karşılıyor bizi. Ayrılırken de sevgi ve dualarla gönderiyorlar. Sizi görünce kendilerini Türkiye’de yaşıyor gibi hissediyorlarmış. Öyle ya evin reisi Ömer Esad bizi uğurlarken; “Allah sizleri başımızdan eksik etmesin.” diye dua eder miydi yoksa...



MUHAMMED ABDÜLKADiR ABDO*: KiTAP VE ÖĞRETMEN GÖNDERiN



Biz Türkiye’den yani anavatanımızdan çok şey istemiyoruz. Bizi bilsinler, tanısınlar. Türkçe öğrenmemiz için Türkçe kitaplar ve yaz aylarında bir öğretmen göndersinler. Ben bütün çocukları toplayıp Türkçe kursuna gönderirim. Çocuklar Türkçe’yi bilmiyor. Bizim nesil ölürse burada Türkmence konuşan kimse kalmayacak. Bize bu konuda yardım etsinler, yoksa değerlerimizi kaybederiz. Lübnan’da Türk kültür merkezi kurulursa çok güzel olur. Türk kültürünü burada yaşatıp yeni nesillerimize öğretmek isteriz. Benim belediyemin çok büyük sorunları var. Ama bizim için acil olan kendi kimliğimizi muhafaza etmemiz için gerekli olanlardır. Türk hükümeti sesimize kulak versin. Kardeşleri olarak kültürümüzle birlikte bizi de yaşatsınlar.

*Göçer Köyü Belediye Başkanı
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
buggrahan
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 12, 2005
İletiler: 49

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 10:29 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sevgihan bu insanlara yardım için bir banka hesabı var mı? Yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 11:08 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ben çok miktarda kitap gönderebilirim.Para onların şu anda sorunlarını çözmez.Bu hükümet de bunlara el uzatmaz.Bunlara söyledikleri gibi kültür merkezi kurmak ve asıl öğretmen göndermek gerekir.Bizim bunu yapma şansımız şu an için yok.Ancak yaz tatillerinde gönüllü gidenler olabilir.
Asıl olan bunlara devletçe sahip çıkılması.Aslında en iyisi bunları Türkiyeye getirmek ama kim yapacak?İktidar olsak tamam.Ama Türk kelimesini ağzına almaktan çekinen bu adamların bu konuya nasıl şaşı bakacakları ortada.Bu iktidarın zaten istediği,bizim bu yazıda anlatılan ırkdaşlarımızın durumuna düşmemiz.Konu çok talihsiz bir dönemde ortaya çıktı.Bu iktidarla mümkün değil.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 11:59 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sahsen eger Kerkuk kurtarilmaz ise, hepsinin Turkiyeye gtirilmesi(Guney dogu ve Dogu alisin olduklari iklim ve cografya)
Tabi bunu yapmaya milletini dusunen hukumet sart!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Silver
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 11, 2005
İletiler: 62
Şehir: ÇanaKkale

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 1:43 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu insanlar yardım etmek gerekir çünkü kendi topraklarında bile bizim Türklüğümüzü istiyorlar.Türk olmak istiyorlar.Bir gün iktidara MHP gelicek ve bu çileler bitecek.

Saygılarımla..
Silver.

_______________

Türkiye Türklerindir (TT).
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 4:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

buggrahan demiş ki:
Sevgihan bu insanlara yardım için bir banka hesabı var mı? Yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız.


Abi, yazida bir banka hesabi veya irtibat numarasi verilmiyor. Fakat eger bu sitedeki ulkudaslar bu soydaslarimiz bir yardim kampanyasi baslatmak isterse, bu yazinin yazari (Hasim Soylemez) ile irtibata gecip, Lubnan'daki Turk koyunun muhtari veya buyugu ile bizim icin baglanti kurabilir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Per Eyl 15, 2005 4:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21, size katiliyorum. Ben olsam, Kirgiz Turklere yaptigimiz gibi, bu Turkler icin Turkiye'de ayri bir koy yaptirip arazi veririm. Zaten ciftcilik yapiyorlar...Mesela GAP projesinin bir parcasi olarak Urfa dolaylarinda iyi bir yer verilebilir. Boyle bir teklif yapilsa, emin olunki bu Turklerin hepsi iki saniyede Turkiye'ye donerler. Ama iste dediginiz gibi...adam gibi bir iktidar lazim...

Iktidar degisikligi bekleyecek vaktimiz yok. Bence biz ulkuculer olarak Bugrahan'in tavsiye ettigi gibi bir yardim kampanyasi acmaliyiz. Kitap gonderebiliriz, ve burs icin fon acabiliriz mesela...Turkiye'ye gelip ziyaret etmelerini saglayabiliriz, ulkucu ailelerden bir tanesi belki agirlayabilir mesela...daha neler...iste bence asil ulkuculuk asil hizmet bu tur faaliyetlerden ibarettir. Siyaset disinda cok sey basarilabilir...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
buggrahan
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 12, 2005
İletiler: 49

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 12:52 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kesinlikle katılıyorum, aramızda onları seve seve ağırlayacak insanların olduğuna da inanıyorum ee irtibata geçelim o zaman.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 3:51 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Tek basimiza iktidara gelmedikce, bunlar yapilmiyacak. Insallah milletimiz zamaninda uyanir. Dikkatinizi cektiyse AKP ve AB kesinlikle erken secim istemiyor. Sebebi belli ne kadar zarar versem o kadar kar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 4:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

adigek, abi, yanlis anlama ama hemfikir degilim. Elbette iktidarda olmanin sagladigi bir suru avantaji ve faydasi var; ancak, calisirsak bir cok seyi iktidarda olmadan basarabiliriz. Lubnan'daki "kayip" Turkmenlere mesela iktidarda olmadan yardimci olabiliriz, kitap toplatip burs acip yardimci olabiliriz...Siyasetin disinda Turk toplumlarina yapabilecegimiz cok yardim, verebilecegimiz hizmet vardir...

bugrahan... Yazar Hasim Soylemez ile irtibata gecip, Turkmenlere ulasabilmemiz icin bir yol yada kontak isim ogrenmeye calisacagim. Siz acaba Turkiye'deki bir MHP teskilati vasitasiyla onlara resmi olarak nasil bir yardim fonu acabilecegimizi arastirip bunun onculugunu yaparmisin? Bunu biraz resmiyete doksek daha para/yardim toplayabiliriz. Sizin bu konudaki dusunceniz nedir?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
KaRaCaToLgA
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 16, 2005
İletiler: 103
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 8:54 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

selam herkese yine ben geldim
SAYGILARIMLA
tolgakaraca
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
buggrahan
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 12, 2005
İletiler: 49

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 9:12 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sevgihan ben bu cumartesi akşamı yutdışına gidiyorum üniversiteye, ancak yılbaşı gibi gelirim. Türkiye'dekilerle irtibata geçip fon açtırmam zor sonuçta telefon etmek yetmez bu işlerde, Türkiye'den çok daha kolay olur ama yinede elimden geleni yapmaya çalışırım.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sevgihan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 03, 2005
İletiler: 226
Şehir: Turkiye - Konya ve Corum

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 10:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Anliyorum Bugrahan Abi, iste bende benzer sorunu var bende yurtdisindayim. Eger Turkiye'den bu konuya ilgilenebilecek arkadas var ise, lutfen benimle irtibata gecin...sagolun.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Cmt Eyl 17, 2005 12:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sevgihan bacim,
hemfikir olmaman normal, ama su kadarini soyleyimki bu is o kadar kolay degil. Genel merkezden resmi onay almadan, ic ve dis isleri bakanligi bildirilmeden ufakta olsa bisey yapsaniz basiniz agrir.
Biz Afganistandan 2 Turk aile getirdik, bakanlik ulkucu relami diyerek vize vermedi, sonra genel merkezden resmi belge gidince bakanin kendisi Antepte sasalli torenle vatandaslik verdi.
Bu is icin en iyisini Kadir reis bilir.
Saygilar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1