Bozkurt NET

[reis269]

SERKAN-TR demiş ki:

Merhaba arkadaşlar.. Fethullah Gülen cıa ajanıdır.Ve vatikana bağlı ismi açıklanmayan 2 gizli kardinalden biri ve ortadoğu sorumlusur.Büyük ortadoğu projesi ve dinler arası diyolog fikri için çalışan kişidir.Bu fikir vatikan projesidir ve Türk Milletinin değerlerini yıkma projesidir.Diğer dinleri resmileştirme ve ortak Allah (c.c.) inancını yaymak ancak Hz.Muhammed (S.A.V.) adının geçmesini engellemek bu fikrin amaçlarındandır. Saygılarımla..

Çok doğru söylemişsin kardeş.Eline,yüreğine sağlık.

[EgE]

Ya halen bu adami savunanlar var hayret dogrusu. RTE güya zamaninda cok dindardi, simdi bakarsaniz papaz cübbesi bile giymeye hazir. Hani nerde kaldi bu cok dindar kardeslerimiz? Mapusdayken hergün onun icin dua ederlerdi, cok güvenirlerdi, ahada cikti hatta basbakan oldu siz nerdesiniz? Cokmu hosunuza gidiyor bu satilmis rte´nin yaptiklari? Adam müslüman TÜRK´den fazla hiristiyanlara, düsmanlarimiza calisiyor yardim ediyor siz nerdesiniz? Zamaninda sokaklara dökülürdünüz simdi neden yoksunuz ortalikta? Ses yok seda yok sizden! RTE ve Feto ayni kisilere hizmet ediyor. Amac Türkiyeye zarar vermek, Türkiyeyi satmak, Türkiyeyi bölmek...!

[Bilge-Kaan]

bu herifin kolları halen ülkede siyasi çalışmlar yürütüyor.Bunun farkında değilmişiz gibi birde bizi uyuyor zannetmeleri gerçekten nekadar zayıf ve geleceği görmediklerinin bir kanıtı.Hepimiz müslüman olduğumuz için onun oyunlarına göz yumacağımıza aldanmasınlar.Ayrıca "ORDU" hakkında orda burda dinsiz diye propaganda yapması sonlarını dahada hızlandırıyor.Orduyu millet oluşturur.Ozaman millette mi dinsiz?Asla ATA'nın izinden ayrılmayacağız.TEK DİL, TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK MİLLET...

[uchilal_19]

YAHU KARDAŞLAR SİZ NEYİ TARTIŞIYORSUNUZ Kİ...
BU ADAMIN CIA AJANI OLDUĞU GÜN GİBİ MEYDANDA KURANIN AYETLERİNİ AÇIKÇA İNKAR EDİYOR,SAĞ KOLU PAPANIN ELİNİ ÖPÜYOR,PAPAYA PAPA HAZRETLERİ DİYOR BU ADAMIN ARTIK SAVUNULACAK NESİ VAR ALLAH ASKINA DİNİMİZE DAHA NE YAPMASI LAZIM ONUN NE OLDUĞUNU ANLAMAMIZ İÇİN...
KARDAŞLAR AÇALIM GÖZÜMÜZÜ ÖTÜKEN.ORG'A LÜTFEN TIKLAYINIZ...
DİYALOG BELGESELİ Nİ DE İZLEYİNİZ GÖRDÜKLERİNİZE VE DUYDUKLARINIZA İNANAMAYACAKSINIZ...
ADAM RESMEN KURANI İNKAR ETTİĞİ GİBİ KENDİNİ DE MESİH SANIYOR...
EHL-İ KİTAP İLE AMENTÜDE BİRLİĞİMİZ VAR DİYOR...
BİZİM DİNİMİZİN KAYNAĞINDA TEK TANRI İNANCI VE HZ. MUHAMMED SAV VAR
.......
HRİSTYANLARDA İSE TESLİS BABA OĞUL KUTSAL RUH
NASIL TEVHİD İLE TESLİS AYNI OLUYORMUŞ...
HEPSİNİN AYRINTILARI BU SİTEDE MEVCUTTUR VE KANITLARIN HEPSİDE KURANDANDIR KURANA İMANI OLAN HER MÜSLÜMAN BU GERÇEĞİ ANLAYACAKTIR..
ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN...
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...

[ergenekon18]

Arkadaslar bu adam Amerika´da yasayan ve Avrupa´ya dagilmis olan müritlerinden gelen paralarla yasayan bir köstebektir.Avrupa´da müritleri kurmus olduklari gazeteye Zaman Gazetesine üye topluyorlar.Öncelikle dersane adi altinda gencleri topluyor ve beyinlerini yikiyorlar.Bu yobazlar cevrelerindeki kisileri bu dersane süsü verilmis "örgüt evlerine" ve gazetelere üye yapiyorlar.Daha sonra düzenledikleri Kesmeslerle onlarin gözünü boyuyorlar.Bu cemaatin kimin pesinde gittikleri hakkinda bir fikirleri olduguna da inanmiyorum aslinda.Cünkü Nur´cular diye adlandirilan bu cemaat Saidi Kürd-i adli bir maceraperest tarafinda olusturulmustur.Saidi Kürd-i nin hayatini size özetlemek istiyorum.

Said-i Nursi kimdir?
1877 yýlýnda Bitlis'in Hizan ilçesine baðlý Nurs köyünde doðan ve 24 mart 1960 tarihinde ölen ve bidayette Saidi Kürdi diye anýlan bir þahsýn esas gayesi, Türklüðü tahrif ederek ayrý bir Kürt devleti kurmaktýr. Nitekim yaþamý boyunca bu amacýný gerçekleþtirmek için etkinlik göstermiþtir.

Doðduðu bölgeden Ýstanbul'a gelen Said-i Kürdi, 31 Mart ayaklanmasýna katýlmýþ, Milli mücadele döneminde Kürt Teali Cemiyeti kurucularý arasýnda yer almýþtýr.

(kaynak Marmara Brifingi: Orgeneral turgut Sunalp, Korgeneral Abdurrahman Ergeç, Tümgeneral Recai Engin, Tümgeneral, Memduh Ünlütürk, Tümgeneral Fazýl Polat, Kur. Alb. Fikret Küpeli...) Bu zamandan 1950'ye kadar risaleleri yaymaya ve cemaatini büyütmeye devam etmiþtir.

1950 sonrasýnda yazmýþ olduðu risalelere dayanan cemaatini iyice güçlendirmiþ ve bu dönemki DP hükümeti le iþbirliðine girmiþtir. Atatürk'ün baþlatýýðý toprak reformunu yarýda býrakarak bölgesinin aðalara ve þeyhlerin elinde kalmasýnda büyük pay sahibi olan Said-i Nursi zamanýn iktidarý Adnan Menderes tarafýndan eli öpülerek el üstünde tutulmuþtur.

1960 ihtilaliyle birlikte Adnan Menderes ve diðerleri asýlmýþtýr. Said-i Nursi'nin cesedi de Ýhtilal subaylarý tarafýndan ortadan kaldýrýlmýþtýr.



Volkan Gazetesi
Þeriat devleti isteyenlerin bütün hareketlerinin gerisinde emperyalizmin çirkin yüzü sýrýtmaktadýr. 31 Mart irtica olayýnda da Derviþ Vahdeti'nin ve Melanzade Rýfat'larýn iplerini elinde tutan gerçek güç emperyalizmdir.

15 Aralýk 1908 tarihli Volkan, Ýngilizlerin adem-i merkeziyetçiliði sayesinde Kýbrýs'ýn "küçük bir Ýsviçre" haline geldiðini ileri sürmektedirler. Oysa ki Kýbrýs Ýngiltere hükümetinin Osmanlý'dan alacaklarýna akrþýlýk rehin aldýðý fakat ilk bahaneyle el koyduðu veiþgal ettiði, nüfusunun da Yarýya yakýnýnýn Türk olduðu bir topraktýr. Ýngilizlerin burayý tek kurþun bile sýkmadan dalavereyle ele geçirmesini ve sömürge kurmasýný Volkan gazetesi alkýþlamaktadýr.

8 Nisan 1909 tarihli Volkan: "Ýngiliz Hükümetinden, kuvvetli, mütefennin, her surette müterakki, hami-i insaniyet bir hükümetin mevcudiyetini hala mutasavver mir?" diyerek bugünkü Amerikan dalkavukluðuna andýrýr biçimde Ýngiltere'nin her yönden propagandasýný yapmaktadýr.

Ýþta 31 Mart olayýnýn baþkahramaný Derviþ Vahdeti dahi, günümüz Amerikan þeriatçýlarýna benzer biçimde koyu bir Ýngliz Ýngiliz þeriatçýsýdýr. 31 Mart yobazlarý önlerine çýkan ilerici subaylarý þehit ettikleri halde hristiyan kafirlere karþý davranýþlarýnda son derece "centilmen"dirler. Yobazlara 31 Mart günü yollarda rastladýklarý hristiyanlara korkmamalarý için teminat vermiþler, yabancý elçiliklerin kapýlarýna da nöbetçiler dikmiþlerdir.

Ýsyandan sonra hükümet 31 Mart olayýnda ünlü "Intelligence Service"e mensup Ýngiltere elçiliði baþtercümaný Fitz Maurice ile onun ihzmetindeki yerli iþbirlikçilerin marifetlerini saptamýþlar ama bu konuyu kurcalamaktan kaçýnmýþlardýr.



31 Mart Ayaklanmasý
Halkýn temsil edildiði parlamentonun kaldýrýlarak, Padiþahýn mutlak egemenliðinin geri getirilmesi için çýkan ve sloganý: "Halk burada çoban nerede?!" olan bu ayaklanma Mustafa Kemal Atatürk'ün komuta ettiði Yýldýrým Ordularý tarafýndan bastýrýlmýþtýr.

Bu ayaklanmada önemli rol oynayan Volkan gazetesi'nde de yazýlarý çýkan Said-i Kürdi Isparta'ya sürülmüþtür.



Kürt Teali Cemiyeti
1. Dünya savaþýnda yenilince yurd emperyalistler tarafýndan daha önce yapýlmýþ anlaþmaya uygun olarak iþgale baþlandý. Ülkenin her yerinde Yunan ayrýlýkçýsý, Ermeni ayrýlýkçýsý Kürt ayrýlýkçýsý cemiyetler türemeye baþladý.

Isparta'daki sürgünden memleketine dönen Said-i Kürdi yine Ýngilizlerin iþgal planýna uygun olarak Doðu'da ve güneydoðuda Ýngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulmasý amacýyla "Kürt Teali Cemiyeti" kurucularý arasýnda yerini aldý.(kaynak: Marmara brifingi, 1971)

Bir yandan iþgalcilerle mücadele eden Ankara hükümeti bir yandan da Ýngiliz destekli gerici isyanlarý bastýrmakta baþarýlý olunca Said-i Kürdi bu sefer M. Kemal'le görüþmek için Ankara'ya gitti. Amacýn þeriat devleti kurmak olmadýðýný, ulusal temele dayanan devlet kurmak olduðunu anlayýnca bundan vazgeçti.

Bugün dahi Nurculukta cuma namazý kýlýnmasý farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi'nin anlayýþýna göre ülke hala "müslüman" deðildir. "Dar-ül harp"tir. Yani þeriatý getirmek için savaþýlmasý geren topraklardýr.

Bu anlayýþa uygun olarak çýkan ve arkasýnda Ýngiliz desteði olduðu resmi belgelerle kanýtlanmýþ olan Þeyh Sait isyanýna katýldýðý için Ýstiklal Mahkemesince yargýlandý ve birçok ilde sürgün yaþadý. Ýngiliz destekli baðýmsýz Kürdistan isteyen bu ayaklanma birçok þehrin yýkýmýna, ordunun büyük ölçüde kayýp vermesine ve misak-ý Milli sýnýrlarýmýz içinde olan Musul ve Kerkük'ün Ýngilizlere kalmasý ile sonuçlandý.

Nur cemaati'nde Atatürk'ün "Öküz aleyhisselam", "Beton Kemal", "Deccal" gibi isimlerle anýlmasýnýnn arkasýnda bu þeriatçý ayaklanmalarýn uðradýðý hezimetler yatmaktadýr.





Risaleleri ve fikirleri
Said-i Nursi'nin yaþamý boyunca yazmýþ olduðu risalelerin tümüne "Risale-i Nur Külliyatý" denir.

Türkçe konuþan insanlarýn %90'ýnýn anlayamayacaðý bir dil kullanan(ve kiþisel düþünceme göre hiç de derin anlamý olmayan ve birbirinin tekrarý niteliðinde olan) bu eser, baþlarda cifir'in Ýslam dýþý olduðunu söylediði halde("cifir..., gaybý Allah'tan baþkasý bilmez ayetine karþý edep dýþý bir davranýþtýr")(bkz. Lem'alar s. 39(yazýldýðý tarih 1957) daha sonraki kitaplarýnda sýk sýk cifir kullanarak kendisinin ve yazdýklarýnýn ne kadar yüce olduðunu anlatýr. Buna örnek vermek gerekirse:
"-... Ýçlerinde bedbaht olanlar da said olanlar da vardýr- anlamýndaki ayetin cifir yyönünden sayý deðeri 1303 eder. Hud Suresinde -Emrolunduðu gibi hareket et-, anlamýnda bir ayet olduðu gibi Þura suresinin 2. ayetinde de ayný anlamda bir ayet vardýr. -Vav-la baþlayan Þura suresindeki ayetin cifir yönünden sayý deðeri de 1309 eder. Bu tarihte bütün muhataplar içinde özellikle birine Kur'an adýna iltifat ediliyor, doðru olmak yolunda buyruk veriliyor. Birinci tarih(1303)de ise, Risale-i Nurlar müellifi(Said-i Nursi)nin ilim tahsiline baþladýðý tarihtir. Ýkinci ayetin tarihi ise O müellif(Said-i Nursi)nin harika bir þekilde pek az bir zamanda ilimce en son noktaya ulaþtýðý(!), tahsili bitirdikten sonra ders vermeðe baþladýðý ve 3 ayda, bir kýþ içinde, 15 senede ancak okunabilen 100'den çok kitap okuduðu ve o zamanýn o muhitte en ünlü alimlerinin yanýnda o 3 ayýn mahsulu fakat 15 yýlýn mahsulü kadar olan ilimleri kazandýðý, ne kadar büyük bir alim olduðunu; hangi ilimden olursa olsun sorulan her soruya en doðru cevabý vermekle ispat ettiði tarihe rastlar."(Tasdik-i Gaybi, s. 61-62, yýl 1958)

Ayrýca Hz. Ali'nin vbg. Ýslam Dünyasý'ndaki ünlü kiþilerin sözlerinden cifir yaparak kendisini haber verdikleri anlamýný çýkartýr. Oysa Ýslam'da gelecekten haber vermek yasaktýr!...

Said-i Nursi bir yerde de kendisini þöyle tanýtýr:
"Ýngiltere'nin en yüksek bilim kurulu, Þeyhülislamlýk'a 6 soru sorup cevabýný istediði zaman; o 6 soruya 6 kelimeyle cevap veren;
Yabancýlarýn en çok önem verdikleri ve bilginlerinin en esaslý düstur saydýklarý ilkelerine, gerçek ilim ve marifetle karþýlýk verip üstün çýkan;
.... Gerek Avrupa filozoflarýna, gerek ülemasýna ve gerek okullarda yetiþmiþ olanlara meydan okuyan, kendisi hiç soru sormadan sorulan sorularý eksiksiz cevaplandýran..."(Lem'alar Risalesi)

Ýþte Said-i Nursi böyle üstün bir kiþi olduðunu kendisi anlatýyor...

Ayrýca Ýzmir ve Erzincan Depremleri için þöyle dediðini F. Gülen kendisi naklediyor:"Ya oralarda hiç hizmet eden yoktu(dine hizmet eden) veya onlar yenik durumda idiler ki bu bela baþlarýna geldi.". Yani müslümaný varsa bile azýnlýktýaydý. Depremler bu yüzden olmuþtu.

Fethullah Gülen de bu söze dayanrak þunu ekliyor( Prizma 2 sf 66): " -Devlet bu belayý hazrýladý, altyapý hazýr deðildi, inþaat ruhsatý verilmemeliydi vs.- diyorlar. Halbuki Ýslam inancýna göre maziye ve musibetlere kader açýsýndan bakýlýr. Artýk bu safhada bize Allah'a tevekkül etmek düþer. Yoksa böyle bir bakýþ açýsý, musibeti Üstad'ýn ifadesiyle ikileþtirir."



Adnan Menderes ve Said-i Nursi
"Ben kütüðü aday göstersem milletvekili seçtiririm.", "Ýstersem hilafeti geri getiririm" söylemlerinde bulunan ve Anaaysayý ihal ederek diktatörlük yolunda giden Adnan Menderes Doðu'daki ve Güneydoðu'daki þeyh, aðalýk oluþumu düzeltmek için Atatürk döneminde baþlatýlan toprak reformunu sürdürmek bir yana oranýn sömürücüleri olan aðalarla ve þeyhlerle iþbirliðine girmiþtir. Said-i Nursi'nin de elini öpmek seviyesine kadar düþerek cemaate hoþ görünmeye çalýþmýþ ve baþarýlý da olmuþtur.

Yetiþtirilmiþ beyinleri ülkeye kazandýrmak için Atatürk tarafýndan kurulmuþ olan köy enstitülerini kapatan ve yerine imam hatip okularý açan, demiryollarýný "komünist iþi!" diye býrakan ve ulaþýmda, sanayide, ticarette ülkenin geri kalmasýna yol açan Adnan Menderes ülkeyi Amerikan benzinine baðýmlý kýlmayý tercih etmiþ, ABD'nin isteði üzerine uçak fabrikasýný kapatmýþtýr.

Demiryollarýna halen bir çivi bile çakýlmamýþ olmasý ülkemizin Mobil, BP gibi AB güdümlü sermayenin bir nuamralý sömürgesi yapmakta, Avrupa2nýn toplamýnda daha çok kamyona sahip olmamýza neden olmakta ve trafik kazalarýný bir katliam boyutuna çevirmektedir. Bütün bunlarýn sorumlusu halka gerçekleri anlatmak yerine cemaat bilinci aþýlayýp uyutanlardýr.

Nurculuk Cereyani (*)

Dinci, gelenekçi çevrenin bir temsilcisi olduðu "$akirtleri" tarafindan belirtilmi$ olan Said-i Nursi (31 Mart Olaylarindan Said-i Kurdi) ye baglanan cereyan Nurculuk adini almi$tir. Said-i Nursi taraftarlari, Nursi'yi "misilsiz, muellif, hakikat kahramani, Butun islam aleminin muhtac oldugu bir filozof" olarak tanimlami$lardir. Ilmi degeri bakimindan "Aristo'yu, Ibni Sina'yi, Ibnirrust'u, Farabi'yi" geride biraktigi da muritlerince iddia edilmi$tir. Manevi sahada Turkiye'nin Gandisi oldugu belirtilmi$tir. Eseri "Risale-i Nur" Kuran-i kerim'in yirminci asirdaki tefsiri sayilmi$tir.(115) Bu hukmu, eseri hakkinda bizzat Said-i Nursi de tekrarlami$tir. Risale-i Nur'a kimsenin mani olamayacagini, onun manevi bir polis oldugunu, dunya bari$ini saglayacak kudretini kendisi de belirtmi$tir. Bu bakimdan iktidar partisi (DP) ve eski iktidar partisi (CHP), Risale-i Nur'a minnettar olmalidir, cunku o belalari defeder. O'na hucum edilirse mutlaka bir bela ile kar$ila$ilir. Nitekim bir eseri ile ilgili yapilan bir arama sirasinda sifirin altinda 18 derece soguk olmu$tur. (116)

Said-i Nursi'nin Kuran'i yorumlayan yazilari yaninda siyasi ve sosyal fikirlerini içerenler incelendiginde bu alandaki fikirlerinin ilmi açidan zayif olduklari gorulmektedir. Genel olarak Said-i Nursi'nin fikirleriyle dinci çevrenin savundugu fikirler arasinda birlik vardir.

Said-i Nursi ve talebeleri, Cumhuriyet'in 1950 senesine kadar olan devresini mutlak bir istibdat (dikta) saymi$lardir. Bu zaman içinde pek çok tekliflerinin sonuçsuz kaldigini da uzuntuyle kaydetmi$lerdir. Said-i Nursi 1950 genel seçimlerinden sonra ba$layan devreyi fikirleri için bir kabul ve gerçekle$me devri saymi$tir.

Said-i Nursi genel olarak teokratik bir devlet $eklinin taraftarligini yapmi$tir. Bu fikrini El Hutbei $amiye ba$likli 31 Mart olayini konu edinmi$ bir risalesinde ileri surmu$tur. (117) Bu suretle laiklik prensibini de tamamen reddetmi$ olmaktadir.Mesela $apka giyimi ona gore islam'in geleneksel kanunlarina muhaliftir, çar$afa gelince, kadinlar için bir " kale ve siper" anlamindadir. (118) Açik bacak ve yarim çiplak kadinlar iman ehline saldirmaktadirlar. Çiplak bacaklar, "cehennem odunlari" dir. Cehennemde yilan suretinde gorunurler. Tesetture uymayan kadinlar cehennemde azap çekeceklerdir.(119)

Çok kadinla evlenmeye gelince, bir erkek birden çok nikah altina alinamayacagi gibi, ba$ka kadinlari da nikah edebilir. (120) Kadinlarin bo$anmak için mahkemeye ba$vurmalari "islam onuruna ve milli $erefe" yaki$mamaktadir. (121)

Ogretim alaninda da Said-i Nursi'nin bazi fikirleri ve teklifleri vardir. Bir anne çocugunu hafiz mektebinden alip Avrupa'ya gondermekle çocugunun ebedi hayatini tehlikeye koydugunu du$unmemektedir. (122) Yuksek ogretim alaninda Said-i Nursi'nin dikkat çeken teklifi "dogu universitesinin" kuruþu$udur. Bu universite Kahire'deki "camiulezher" in kizkarde$i olacaktir. Ogretim dili bakimindan "Arap vacip, Kurt caiz, Turk lazim" (123) $ark universitesi geleneklere dayanmalidir. "Batilila$maya ve medeniyete muhtaciz" tezi bu universiteye uygulanamaz. (124) Istanbul Universitesinde ileride bir "Nur medresesi" açilmalidir. (125)

Said-i Nursi "Ba$bakan ve dindar milletvekillerine" hitaben yazdigi bir mektupta laiklik prensibinin uygulanma $ekli hakkindaki fikirlerini açiklami$tir. Siyaset gizli dinsizlige degil, dine alet edilmelidir. Bu goru$ bizi Said-i Nursi'nin natilila$ma meselesi uzerindeki du$unceleriyle kar$ila$tirmaktadir. Islamiyet milliyetinden faydalanacak yerde , batilila$mak dalalete, sefahate, yabanci politikaya dayali bir ya$ayi$ $ekli sayilmi$tir. Gizli munafik ve zindiklar, batilila$mak bahanesiyle, dini siyasete alet etmi$lerdir. Avrupa, kulturuyle maddeten islam alemini yenmi$ olabilir. Fakat dinen yenememi$tir.Islam dunyasinda Avrupa kulturuyle iyile$tirme (islahat) yapilamaz.(126) Avrupa medeniyeti artik "kurtlanmi$ bir agaç" halindedir ve Asya medeniyetine yenilecektir. Cumhuriyet rejimini kurmak için "Avrupa'ya dilencilik etmek, islama buyuk cinayettir" Zira islam bu rejimi 13 asir once getirmi$tir.(127)

Nurculuk hareketi bir aksiyon cephesine de sahip olmu$tur. Said-i Nursi propaganda gezilerine çikmi$, genel ortami oldukça me$gul etmi$tir. Zamanin iktidari bu hareketi desteklemi$tir.



Said-i Nursi'nin olumunden sonra Nuculugun durakladigi ve "ittihadi muhammedi firkasi" hakkinda soyledigi gibi bir tunele girdigi soylenebilir. Bu hareketin Turk devrim prensiplerine muhalefetleri kayda deger ozelliktedir.

(*) : 1996 Tarik Z. Tunaya, Turkiye'nin siyasi Hayatinda BATILILASMA HAREKETLERI, sf 190-194

115- Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesinde verilen konferans (Ankara 1957)- E$ref Edip : Risale-i Nur muellifi Bediuzzaman Said-i Nursi (ýstanbul 1952- 1317)

116-Bediuzzaman Hz. Said-i Nursi nihayet konu$tu. (Hur Adam No. 344- 20 $ubat 1959, s 1-4) Ankara'da Nurcular hakkinda devam eden mahkeme safhalari ve Avk. Bekir Berk'in savunmasi için Bkz Hur Adam No 311 den itibaren Said-i Nursi'nin Tesettur Risalesi hakkinda uyesi bulundugumuz bilirki$i heyeti , verdigi rapor dolayisiyla dokuz imzali bir tehdit mektubu almi$tir. (1952) Bu raporda da Risale-i Nur'un tedrisati sayesinde on be$ haftada islah olduklari da belirtilmi$tir.

117-Bu kitabin çe$itli baskilari vardir. 1953 senesinde elimize geçen bir nushasiyla , 1957'de basilan nusha arasinda yazilarin ba$liklari ve yazilar bakimindan farklar vardir. Bu kitabin son baskisi $u ba$ligi ta$imaktadir: Hutbe-i $amiye namindaki Arabi Risale'nin Tercumesi (Antalya-1957)

118-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a (Hanimlar rehberi, Istanbul 1958, sf 24-27)

119-Birden ihtar edilen mesele-i muhimme (Gençlik rehberi, Istanbul 1951, sf 14-15)

120-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a sf 24

121- Bediuzzaman : Ehli iman ahiret taifesi olan kadinlar taifesi ile bir muhaveredir . (Hanimlar rehberi, sf 5-6)

122-123 Ayni yazi

124-Bediuzzaman Said-i Nursi'nin $ark universitesi açilmasina giri$ildigi sirada cumhurba$kani ve ba$bakan'a gonderdigi dilekçeden bir parça (Hur Adam No 33- 26 Aralik1958) s 2 Ayni mektup metni için Bkz Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesi'nde verilen bir konferans s 75-78

125-Bediuzzaman gençlik rehberi s 77

126-Said-i Nursi'nin 1923 tarihinde Millet Meclisi'ne hitaben yazdigi bir hutbe:(Hur Adam No 320- 12 Eylul 1958, s 1)

127- Badiuzzaman: Hutbei $amiye (bkz 117)

[drmfk]

Ne başarı ama, tam körler sağırlar birbirini ağırlar mantığı...


http://www.medyakafe.com/detay.asp?id=13029

[gurbat]

Sayın, hala müslümanlığı savunduğunu iddia eden ve hala kendilerini Müslüman Türk gören arkadaşlar. Önce Müslümanlığın anlamını iyi bilmek gerektir. Mümin olduğunuzdan belki şüphem olmayabilir, ama Müslümanlık bam başka bir şeydir. Gerçekten biz inananlardan mıyız? Yoksa sadece inandığımızı mı iddia ediyoruz? Nelere ve nasıl inanıyoruz? Gerçekten bunların bilincinde miyiz? Dünyaya kimin gözüyle bakıyoruz ve kimlerin inandığı gibi inanıyoruz? Bu sorular üzerinde biraz kafa yormanızı rica edeceğim. Mü'min o kişidir ki, Kur'an-ı Kerimin 6666 Ayetine ve Efendimizin s.a.v. yaklaşık 600.000 kadar olan Hadis-i Şeriflerine kayıtsız ve şartsız inanır ve bunları şeksiz ve şüphesiz kabul eder. Ancak böyle bir kişiye mü'min diyebiliriz. Bizler imanımızı tamamlamadan, kâmil bir mü'min olamadan müslümanlığa soyunmuşuz. Eğer İslamı böyle görüyorsak büyük rüya alemi içindeyiz demektir. Ve birilerinin bizlere "SABAH ŞERİFLRİNİZ HAYIRLI OLSUN" demesini beklemeliyiz. Acizane olarak mü'min olmanın şartlarını okyanusta bir damla misali anlatmaya çalıştım. Müslümanlık ise, inandığımız her konuyu pratiğe dökersek, ancak o konunun müslümanı oluruz. Örnek olarak: İçkinin haram olduğuna inanırsak o konunun mü'mini oluruz. Haram olduğunu bilerek onu içmiyorsak işte o zaman o konunun müslümanı oluruz. Yine, eğer namazın farz olduğuna inanıyorsak namazın mü'mini olmuşuzdur, namazın farz olduğuna inanmak, nazın müslümanı olmak için yeterli değildir. Peki namazın müslümanı olmamız için ne yapmamız lazım? El-cevap: O namazı kılmamız lazım. Birde bunları yaparken sadece ve sadece Allah'ın c.c. rızası için yapmamızı bilmeli ve öyle yapmalıyız.

Bedi'uz-Zaman Said Nurs-i Hz. ve onun nurlu yolunda gitmeğe çaba gösteren değerli insan M. Fetullah Gülen hakkında bu sayfada yapılan yorumları nefretle kınadığımı da bilmenizi isterim. Adamın belkide ateistlerin web sayfasından kopya yoluyla aldığı ve kime ait olduğu bilinmeyen o çirkin iftiralarına kayıtsız kalamazdım. Buraya bir kaç satır yazı yazmamada o saldırılar sebep olmuştur. Ben şahsen, ne Said Nurs-i nin kitaplarını okudum, nede Fethullah hocanın faliyetlerine katıldım. Onları savunmanın benim haddime düşmediğininde bilincindeyim. Ama "HAKSIZLIĞA KARŞI SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR" düstüruna göre susamazdım.

Birde RTE hakkındaki yazılarıda gülerek okudum geçtim. Çükü 4-5 sene önce memleketin ne durumda olduğu ve şimdi nerelere geldiğini, görme işitme engelliler dahil herkese malum.

LÜTFEN NEFSİMİZE DEĞİL AKLIMIZA UYALIM.

Hz. Allahın selamı tüm inananların üzerine olsun.

[asilis]

onların amacı ne ben onu çözeömedim.gülenn okulları baya tutuldu.ilgide war.okuylları baya ii.mesela yamanlar koleji,özyurt koleji izmirin en ii 2 koleji.
ama ne uğuna bu okullar.amacları ne yani.tebliğ falan mı????

[uchilal_19]

[quote="gurbat"]Sayın, hala müslümanlığı savunduğunu iddia eden ve hala kendilerini Müslüman Türk gören arkadaşlar. Önce Müslümanlığın anlamını iyi bilmek gerektir. Mümin olduğunuzdan belki şüphem olmayabilir, ama Müslümanlık bam başka bir şeydir. Gerçekten biz inananlardan mıyız? Yoksa sadece inandığımızı mı iddia ediyoruz? Nelere ve nasıl inanıyoruz? Gerçekten bunların bilincinde miyiz? Dünyaya kimin gözüyle bakıyoruz ve kimlerin inandığı gibi inanıyoruz? Bu sorular üzerinde biraz kafa yormanızı rica edeceğim. Mü'min o kişidir ki, Kur'an-ı Kerimin 6666 Ayetine ve Efendimizin s.a.v. yaklaşık 600.000 kadar olan Hadis-i Şeriflerine kayıtsız ve şartsız inanır ve bunları şeksiz ve şüphesiz kabul eder. Ancak böyle bir kişiye mü'min diyebiliriz. Bizler imanımızı tamamlamadan, kâmil bir mü'min olamadan müslümanlığa soyunmuşuz. Eğer İslamı böyle görüyorsak büyük rüya alemi içindeyiz demektir. Ve birilerinin bizlere "SABAH ŞERİFLRİNİZ HAYIRLI OLSUN" demesini beklemeliyiz. Acizane olarak mü'min olmanın şartlarını okyanusta bir damla misali anlatmaya çalıştım. Müslümanlık ise, inandığımız her konuyu pratiğe dökersek, ancak o konunun müslümanı oluruz. Örnek olarak: İçkinin haram olduğuna inanırsak o konunun mü'mini oluruz. Haram olduğunu bilerek onu içmiyorsak işte o zaman o konunun müslümanı oluruz. Yine, eğer namazın farz olduğuna inanıyorsak namazın mü'mini olmuşuzdur, namazın farz olduğuna inanmak, nazın müslümanı olmak için yeterli değildir. Peki namazın müslümanı olmamız için ne yapmamız lazım? El-cevap: O namazı kılmamız lazım. Birde bunları yaparken sadece ve sadece Allah'ın c.c. rızası için yapmamızı bilmeli ve öyle yapmalıyız.

Bedi'uz-Zaman Said Nurs-i Hz. ve onun nurlu yolunda gitmeğe çaba gösteren değerli insan M. Fetullah Gülen hakkında bu sayfada yapılan yorumları nefretle kınadığımı da bilmenizi isterim. Adamın belkide ateistlerin web sayfasından kopya yoluyla aldığı ve kime ait olduğu bilinmeyen o çirkin iftiralarına kayıtsız kalamazdım. Buraya bir kaç satır yazı yazmamada o saldırılar sebep olmuştur. Ben şahsen, ne Said Nurs-i nin kitaplarını okudum, nede Fethullah hocanın faliyetlerine katıldım. Onları savunmanın benim haddime düşmediğininde bilincindeyim. Ama "HAKSIZLIĞA KARŞI SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR" düstüruna göre susamazdım.

Birde RTE hakkındaki yazılarıda gülerek okudum geçtim. Çükü 4-5 sene önce memleketin ne durumda olduğu ve şimdi nerelere geldiğini, görme işitme engelliler dahil herkese malum.

LÜTFEN NEFSİMİZE DEĞİL AKLIMIZA UYALIM.

Hz. Allahın selamı tüm inananların üzerine olsun.[/quote]

1-peki sevgili arkadaşım anlatırmısın pek sn. fethullah gülen neden acaba adının içinde "M" harfi geçmediği halde adının başına "M" koyuyor....
1-CEVAP:BEN MESİHİM DEMEYE ÇALIŞIYOR....

2-nasıl oluyorda baba-oğul-kutsal ruh inancına dayanan hristyanlık inancıyla,ALLAH birdir diyen bir müslüman(yanlış anlama ben burada senin gibilerden değil müslümanlardan söz ediyorum)amentüde bir olabiliyor.....
2-CEVAP:HRİSTYANLIKLA İSLAMI KARIŞTIRMAK İSTEYEN BİRİNİN SÖYLEYECEĞİ DOĞAL BİR SÖZ BU.....

3-feth.gülen şakirdi AHMET ŞAHİN bir müslüman olarak nasıl oluyorda papanın elini öpebiliyor....
3-CEVAP:MÜSLÜMAN BİRİSİ BUNU YAPAMAZ....

4-fethullah gülenin diyalog toplantıları için cardinal rozzano ne diyor fethullah gülen ne diyor......
4-CEVAP:ROZZANO HRİSTYAN OLMAYANLARI KİLİSEYE KAZANDIRMA MİSYONUNUN BİR PARÇASI,FETHULLAH GÜLEN İSE MUTLAK KÜFRE KARŞI KOYMA ÇABASI.......

5-ve son olarak şakirdi olduğunuz belli olan fethullah gülenin mutlak küfre(ateizm)karşı birlik oluyoruzonun içindir bu dostluğumuz sözüne ALLAH'ın kitabı KURAN-I KERİM'den tokat gibi bir cevap veriyor....MAİDE SURESİ 51.AYET.....
5-CEVAP:EY İMAN EDENLER,YAHUDİLERİ VE HRİSTYANLARI DOST EDİNMEYİN ZİRA ONLAR BİRBİRİNİN DOSTUDURLAR (BİRBİRİNİN TARAFINI TUTARLAR).İÇİNİZDEN ONLARI DOST TUTANLAR,ONLARDANDIR.ŞÜPHESİZ ALLAH ZALİMLER TOPLULUĞUNA YOL GÖSTERMEZ.....

ALLAH TÜM İNANANLARIN YANINDA OLSUN......
ALLAH'A EMANET OLUNUZ ÜLKÜDAŞLARIM......

[uchilal_19]

Ve ülküdaşlarım gerçeği,inanmak istediğini veya başkalarının dediğini değil gerçeği bilmek isteyenler bu sitedeki belgesel çalışmayı izleyebilirler bu sitenin bir linki ülkücü bir site olan www.otuken.org'ta var site adı:
http://fethullahgulen.belgeleri.com/include.php?path=start.php
budur.....

isimde geçen karşı belgelerin tümü YÜCE ALLAH'IN KİTABI KURANDAN ALINMADIR,KİMSENİN ŞAHSİ FİKRİ DEĞİL ALLAH'IN EMİRLERİDİR.....
ZATEN BÖYLE OLDUĞU İÇİN KESİNLİKLE DOĞRU VE YANLIŞSIZDIR....
ŞÜPHESİZ ALLAH HATA YAPMAZ,O BUNDAN MÜNEZZEHTİR...

[drmfk]

Gurbat Efendi;
Size bir tavsiyede bukunacağım.Eğer azıcık aklınız varsa bilmediğiniz meseleler hakkında yorum yapmayın konuşmayın.Susunda bari sizi adamdan saysınlar. O nasıl mü'min, müslüman tarifi ya. Allah Aşkına hangi ehl-i sünnet alimi sizin gibi tarif yapmış?. Hangi din kitabında bu ifadeler geçiyor? Kendi kendinize yeni bir müslüman ve mü'min portresimi çıkarıyorsunuz?
O konunun mü'mini müslümanı ne demektir Allah aşkına?
Tam bir isa imanlısıyım diye ortaya çıkan misyoner ağzıyla konuştuğunuzun farkında değilsiniz zannederim! Yada farkındasınızda bizi kandırmaya çalışıyorsunuz.

Bakın muhterem İslam Dini öyle sizin zannettiğiniz gibi herkesin kendi kafasına göre oluşabilecek bir din değildir. Size tavsiyem undan sonra din hakkında konuşurken nakli tercih etmeniz kendi reyinizle ortaya çıkan fikirleri sunmamanız olacak.

Bu arada rte yandaşı cuhelaya da ancak ve ancak fg'yi savunmak düşecektir.
Aklınızı başınıza devşirin!!!

Selametle...

[uchilal_19]

[quote="drmfk"]Gurbat Efendi;
Size bir tavsiyede bukunacağım.Eğer azıcık aklınız varsa bilmediğiniz meseleler hakkında yorum yapmayın konuşmayın.Susunda bari sizi adamdan saysınlar. O nasıl mü'min, müslüman tarifi ya. Allah Aşkına hangi ehl-i sünnet alimi sizin gibi tarif yapmış?. Hangi din kitabında bu ifadeler geçiyor? Kendi kendinize yeni bir müslüman ve mü'min portresimi çıkarıyorsunuz?
O konunun mü'mini müslümanı ne demektir Allah aşkına?
Tam bir isa imanlısıyım diye ortaya çıkan misyoner ağzıyla konuştuğunuzun farkında değilsiniz zannederim! Yada farkındasınızda bizi kandırmaya çalışıyorsunuz.

Bakın muhterem İslam Dini öyle sizin zannettiğiniz gibi herkesin kendi kafasına göre oluşabilecek bir din değildir. Size tavsiyem undan sonra din hakkında konuşurken nakli tercih etmeniz kendi reyinizle ortaya çıkan fikirleri sunmamanız olacak.

Bu arada rte yandaşı cuhelaya da ancak ve ancak fg'yi savunmak düşecektir.
Aklınızı başınıza devşirin!!!

Selametle...[/quote]

muhterem size sadece ALLAH RAZI OLSUN diyorum.....
söylenecek hiçbir şey kalmadı bu konuda....

[komutan]

Sayın fetullah GÜlen kendi cemaatindeki bir televizyona açıklama yapmış vatan hasreti ile yanıp tutuşuyorum. Evet vatan millet hasreti ile yanıp tutuşmasına hak veriyorum ama kaçmasına asla Peygamber Efendimizde kaçmadı sonuna kadar davasını sürdü ama Feto bey kaçtı...

[kursad88]

	gurbat demiş ki:
	Birde RTE hakkındaki yazılarıda gülerek okudum geçtim. Çükü 4-5 sene önce memleketin ne durumda olduğu ve şimdi nerelere geldiğini, görme işitme engelliler dahil herkese malum.

Evet doğru yazmışsın tayyipin yaptıklarını sağır sultan duydu.Kıbrıs davasındaki başarılı(!) hamlelerini,Kerkükteki öz kardeşlerimize verdiği desteği(!)...
Ekonomide Kemal Derviş'in programıyla bir başaraı sağladılar ama bunda akplilerin hiç bir katkısı yok.Üstüne üstlük bu geçici düzelmeyi de mahvederek yeni bir ekonomik krize yol açıyorlar.Günü kurtarmak adına Türkiye'nin dev kuruluşları peşkeş çekiliyor.Peki yarın ne olacak?Korkarım çok büyük bir kriz kapımızda.
Eğitim ise zaten bitmiş durumda.Kimseye söz geçiremeyen bir bakanla ancak bu kadar oluyor.İlköğretim müfredatının içine ettiler resmen.
Sakal_ı Şerif olayını yazmaya bile gerek duymuyorum.
Aslında her konuda yaptıkları yanlışlar bariz ama Başbakanın tek bir sözü bunların hepsini geride bırakıyor:
''Ben Türkiye'yi pazarlamakla mükellefim!''
İşinizi çok iyi yapıyorsunuz sayın başbakanım.Türkiye'yi çok iyi pazarlıyorsunuz.Ama merak ediyorum bunun sorumluluğunu vicdanınız kaldırabilecek mi????
''Fatih İstanbul'u aldığında zindanlarda yaşlı bir adam bulunup Hz.FAtih'in huzuruna getirilir.Adam kahindir.Bizans imparatoru bu adama İstanbul'un alınıp alınmayacağını sorduğunda adam İstanbul'u Fatih'in alacağını söylediği için hapse atılmıştır.Fatih de sorar adama aldığım bu topraklar kaybedilecek mi?Adam cevap verir.Bu topraklar asker gücüyle alınamayacak ama öyle biri gelecek ki buraları yabancılara satacak.Bunu duyan Fatih kızar ve bir beddua eder:
''Benim askerlerimin kanını dökerek aldığım bu toprakları yabancıya satanlar Allah'tan cezasını bulsunlar''

Allah sonumuzu hayır etsin...