Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - NURCULUK VE FETHULLAH GÜLEN TARİKATI
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... 29, 30, 31 ... 40, 41, 42  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 30. sayfa (Toplam 42 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 1:43 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

“EY İNANANLAR!

MÜMİNLERİ BIRAKIP DA KÂFİRLERİ DOST EDİNMEYİN!”

(NİSÂ: 144)



Küfrü hoş gören narcılar Allah-u Teâlâ’nın koyduğu hudutları inkâr edip kaldırdılar. Onlara tâbi olanların hepsini küfür içine daldırdılar. Hepsi küfre düştüler. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde: “Onlarla dost olan onlardandır.” Beyan-ı ilâhîsini ferman buyurmuştur. “Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Mâide: 51) İşte bu Âyet-i kerime onlara kâfidir. Bu Âyet-i kerime onların işini bitirir. Bu uzun uzun beyanlarımıza gelince halka hakikatı duyurmak içindir. Bu Âyet-i kerime bu hareketleri reddediyor ve “Kim ki kâfirlere uyarsa o onlardandır” buyuruyor. Emr-i ilâhi böyle olduğu halde bu küfrü hoş gören narcılar bu hoşgörüyü narcılık dinine göre mi yoksa İslâm dini namına mı yapıyor?



Küfrü Hoş Görenler:

Küfrü hoş gören narcılar Allah-u Teâlâ’nın koyduğu hudutları inkâr edip kaldırdılar. Kendilerine tâbi olanların hepsini küfür içine daldırdılar. Hepsi küfre düştüler.

Allah-u Teâlâ Mâide sûre-i şerif’inin 51. Âyet-i kerime’sinde:

“Onlarla dost olan onlardandır.”

Beyan-ı ilâhîsini ferman buyurmuştur.

Allah-u Teâlâ yahudi ve hıristiyanlarla dost olmayı, onlarla aynı safta bulunmayı, onlarla müminler gibi haşır-neşir olmayı yasaklamış, onlara gösterilecek bir dostluğun kötü neticesini Âyet-i kerime’sinde ihtar buyurmuştur:

“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin!” (Mâide: 51)

Bu ilâhî hitab, İslâmiyet’in ilk yıllarından itibaren kıyamete kadar gelip geçecek olan bütün müslümanlaradır.

Onlar İslâm’ın ve müslümanların düşmanıdırlar, müslümanların başına daima bir gaile çıkarmaktan ve kötülük etmekten başka bir şey düşünmezler. Dinini terkedip kendilerine tâbi olmadıkça, hiç bir müslümandan memnun olmazlar.

Müslümanlarla savaşmak hususunda tarih boyunca daima dinsizlerden yana olmuşlardır. İki yüz yıl boyunca haçlı seferleriyle İslâm beldelerine saldıranlar onlardır.

İslâm’a ve müslümanlara karşı küfrün tek millet olduğuna delil:

“Onlar birbirinin dostudurlar.” (Mâide: 51)

Onlar hiç bir yerde, hiç bir tarihte müslümanlara dost olmamışlardır. Müslümanlarla savaşmakta her zaman için birbirine dost olmuşlardır. İnkâr ve sapıklıkta birleştikleri için, müslümanlara karşı bir el gibidirler.

“Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Mâide: 51)

Onlara benzemiş, onlardan bir kimse gibi olmuştur. Onların hükmü ne ise, onların da hükmü o olur. O artık İslâm’a değil, onlara ve isteklerine hizmet eder. Netice itibariyle onlardan sayılır, ahirette onlarla beraber haşrolur. Onlardan olandan başkası onlarla dost olmaz.

İşte bu Âyet-i kerime onlara kâfidir. Bu Âyet-i kerime bu hareketleri reddediyor ve “Kim ki kâfirlere uyarsa o onlardandır” buyuruyor. Emr-i ilâhi böyle olduğu halde bu küfrü hoş gören narcılar bu hoşgörüyü narcılık dinine göre mi yoksa İslâm dini namına mı yapıyor?

Bu sert ve şiddetli hüküm, müslümanların onlardan uzak durmalarını ve sakınmalarını ihtar içindir.

“Şüphesiz ki Allah, zâlimler güruhunu hidayete erdirmez.” (Mâide: 51)

İradelerini dalâlete sarfettikleri için, hidayete müstehak değildirler.

Bu halleriyle İslâm’ın izzetini ayaklar altına almış, hem Allah-u Teâlâ’nın dinine, hem kendilerine, hem de müslümanlara zulmetmiş oldular.

İmanın alâmetlerinden birisi de hiç şüphesiz ki Allah-u Teâlâ’nın düşmanlarından nefret duymaktır.

alıntı yapılan kaynak: http://hakikat.com/nur/risaleler/narci/fetu4.html
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 1:48 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

VE YİNE AYNI KAYNAK YAZININ DEVAMI SANA ELMALILI HAKKINDAKİ SÖZÜNÜN BİR YANITIDIR...
İman ve Küfür Berzahı:

Merakla sorulan bir soru:

“Fethullah bunlarla dostluğu yani küfrü hoş görmeyi Narcılık dininin namına mı yapıyor, yoksa kendisini müslümanmış gibi mi göstermeye çalışıyor?”

Böyle bir sapıtmayı İslâm dini reddeder. “O onlardandır” der. O halde bunun açığa çıkması lâzımdır. Narcılık dini namına yaptığını belirtmesi ve ilân etmesi gerekiyor.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde babalar ve oğullar dahi olsa, küfrü imana tercih ettiklerinde, onlarla dostluktan menederek şöyle buyurmuştur:

“Ey iman edenler! Küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dost edinmeyin.

Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerdir.” (Tevbe: 23)

Yani, başkaları şöyle dursun öz babalarınızı, öz kardeşlerinizi bile, kâfirliği müminliğe tercih ettikleri takdirde dost edinmeyin, küfre yardımcı olmayın.

Allah-u Teâlâ bu gibi kimseleri Âyet-i kerime’sinde “Müminler yerine kâfirleri dost edinmek” sıfatı ile vasıflandırmıştır:

“Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah’a aittir.” (Nisâ: 139)

Allah-u Teâlâ böyle buyurduğu halde şu duruma bir bakın!

Bu Âyet-i kerime onların iç durumlarını ne kadar güzel beyan ediyor!

Allah-u Teâlâ’nın izzet vermediği kimseler hiç bir şekilde şerefli olamazlar. O müminleri şerefli kılmıştır. Şu halde kâfirlerin dostluğundan şeref beklemek ne kadar terstir!

Allah-u Teâlâ değil onlarla dost olmayı, onlarla oturup kalkmayı bile yasaklamaktadır:

“O size kitap’ta şunu indirdi:

Allah’ın âyetlerine küfredildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, onlar başka bir söze geçmedikçe yanlarında oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.

Doğrusu Allah münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (Nisâ: 140)

Onlarla aralarında hiç bir fark kalmayacaktır. Çünkü kişi sevdiği ile beraberdir. Dünyada hemhal oldukları gibi cehennemde de beraber bulunacaklardır.

Allah-u Teâlâ Kur’an-ı kerim’inde yahudi ve hıristiyanların, aralarında hüküm vermek üzere Allah’ın kitab’ına çağrıldıkları zaman yüz çevirip geri döndüklerini beyan buyurmaktadır. Bu yüz çevirip geri dönüşlerinin sebebi, onların Allah-u Teâlâ’nın aziz edici, zelil edici, mülkün sahibi, her şeye kâdir olduğunu kabul etmeyişleridir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle duâ etmemizi emir buyurmaktadır:

“De ki: Ey mülkün gerçek sahibi Allah’ım! Sen mülkü kime dilersen ona verirsin, kimden dilersen ondan alırsın. Kime dilersen ona izzet verirsin, yükseltirsin. Kime dilersen ona zillet verirsin, alçaltırsın. Hayır senin elindedir. Sen her şeye kadirsin.” (Âl-i imran: 26)

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Kâfirlere ve münafıklara itaat etme!” (Ahzab: 48)

Bu Âyet-i kerime hakkında Elmalılı Hamdi Yazır Efendi tefsirinde şöyle söylemektedir:

“Dâvet görevini yerine getirirken onlara dost gibi görünmek, alçaktan almak, tebliğde yumuşak davranmak yasaklanıyor. Yasaklama ve uzlaştırma, abartı ile onları heyecana getirmek için mânâ ‘İtaat etme!’ biçiminde olumsuz ifade edilmiş ve Allah’ın emirlerini tebliğde bir nebze hoşgörü, kâfirlere ve münâfıklara itaat etmek mânâsında olduğu anlatılmıştır.”

Müminle Kâfirin Berzahı:

Küfürde olduklarını anlamanız için kâfi olan Âyet-i kerimeler:

Allah-u Teâlâ:

“Birbirine hasım iki zümre.” (Hacc: 19)

Âyet-i kerime’si ile inananlarla inanmayanları ayırmıştır. Hal böyle olunca bir müminin kâfirleri ve münafıkları dost edinmesi yasaklanmıştır.

Allah-u Teâlâ böyle buyuruyor. Bu, Âyet-i kerime’yi inkâr ediyor. Bütün müslümanları küfrü hoş görmeye çağırıyor. Çünkü ona göre her Âyet-i kerime teferruattan ibaret.

Aslında bu Âyet-i kerime mü’min ile kâfiri, imanla küfrü ayırması bakımından kâfidir.

Biz halkın zannına göre hareket edenlerden değiliz. İlâhî hükme bakarız ve ona dayanarak iş ve icraat yaparız.

Diğer bir Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile hiç bir dostluğu kalmaz.” (Âl-i imran: 28)

Bu Âyet-i kerime dahi kâfidir. Bu Âyet-i kerime onların işini bitirir. Bu Âyet-i kerime hakkında ise Elmalılı Hamdi Yazır Efendi, tefsirinde şöyle söylemektedir:

“Müminler iman hasletine küfür hasletini karıştıracak, müminlere şimdiki zamanda veya gelecekte zararı dokunacak, İslâm’a zarar verecek ve ters düşecek bir surette kâfirlerle dostluk ilişkilerine girmesin.”

Bir diğer Âyet-i kerime’de ise:

“Eğer onlara uyarsanız siz de müşrik olursunuz.” buyuruluyor. (En’am: 121)

Burada da apaşikâr görülüyor ki onlara meyledenlerin onlardan olduğunu Allah-u Teâlâ buyuruyor ve iman edenlere duyuruyor.

Küfürde olduklarını anlamanız için bu Âyet-i kerime dahi kâfidir. Bu Âyet-i kerime dahi onların işini bitirir.





Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için buğzetmek değil midir?

“Eğer onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilen Kur’an’a inanmış olsalardı, onları dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardır.” (Mâide: 81)

Onlar küfür ve nifaklarını devam ettiren kimselerdir.

Bu Âyet-i kerime dahi onları tanımanız için kâfi değil midir?

“Kim Allah’ı, Peygamber’ini ve inananları dost edinirse bilsin ki, Allah’tan yana olanlar şüphesiz üstün gelirler.” (Mâide: 56)

Diğerlerinin üstünlüğü görünüştedir veya geçicidir.

Bu Âyet-i kerime dahi kâfi değil midir?

“Onlardan bir çoğunun, kâfirleri dost edindiklerini görürsün.

Nefislerinin kendi önlerine sürdüğü şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir ve azapta ebedi kalıcıdırlar.” (Mâide: 80)

Bu Âyet-i kerime dahi onları tanımanız için yeterlidir. Bu Âyet-i kerime onların işini bitirir.

Küfür içinde olduklarını anlamanız için aslında bir tanesi kâfi idi. Fakat size bunları ayrı ayrı hatırlatıyoruz.

İşte bu Âyet-i kerime’lere bakarak hüküm veriyoruz. Çünkü yaratmak da emretmek de ancak Hazret-i Allah’a mahsustur.

Bütün bu sözlerimiz, bilmeyerek dalâlet çukuruna düşürülür endişesi ile açık olarak söylenmiştir. Yoksa dalâlet ehlini ikna için değildir. Zira onlar Allah ve Resul’ünün emrini dinlemeyip hiçe sayıyorlar, bizi mi dinleyecekler?

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“Müminler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu zaman onların imanlarını artırır ve yalnız Rabblerine tevekkül ederler.” buyuruyor. (Enfâl: 2)

Bunların kalpleri titremek şöyle dursun, kılları kıpırdamıyor. Ruhları öldüğü için. Artık onlar duymazlar.

Hazret-i Allah Âyet-i kerime’sinde:

“Faydalı olacaksa öğüt ver. Allah’tan korkan öğüt alacak, bedbaht olan ise ondan kaçınacaktır.” buyuruyor. (A’lâ: 9-10-11)

Din nasihatla kaim olduğu için, az bile olsa muhakkak ki faydası olur.

Nitekim diğer bir Âyet-i kerime’de:

“Öğüt ver, hatırlat. Çünkü öğüt ve nasihat müminlere fayda verir.” (Zâriyat: 55)

İman etmiş olanların unutmamasına, gaflete düşmemesine, imanlarının kemalleşmesine, kalplerinin itminan olmasına, bilmediklerinin öğrenilmesine sebep olur.

Bu Âyet-i kerimeler bunların durumunu açıkça beyan buyuruyor.





Bunların müslüman olup olmadığını bilmeniz için Hazret-i Allah’a ve Kelâmullah’a iman edip inanan için aslında bir tek Âyet-i kerime kâfidir. Sizin önünüze bunca ilâhi emir ve hükümleri sermekteki gayemiz, bunlara kaçacağı ve yalan uyduracağı yer bırakmamaktır. Artık huzur-u kalb ile rahatça kararınızı verdiniz değil mi?

Zira bütün iğrenç sahne önünüze serildi. Şeref, izzet, azamet Hazret-i Allah’a mahsustur. O’nun gönderdiği Peygamberler’ine, indirdiği Kitab’ına ve içindeki hükümlerine gerçekten iman edip, taat ve takvâsı ile imanını kemalleştirmeye gayret edenlere mahsustur.

Âyet-i kerime’de:

“Ey inananlar! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin! Allah’ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz?” buyuruluyor. (Nisâ: 144)

Allah-u Teâlâ müminlere, dost ve düşmanlarını ayırdetmesini muhakkak emrediyor.

Bu Âyetler doğru ise -ki doğru olduğunda hiç bir şüphe yoktur- kabul etmeleri lâzımdır.

Âyet-i kerime’de;

“Fitneden eser kalmayıp ve din de tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını görendir.” diye emredilmektedir. (Enfâl: 39)

Allah-u Teâlâ’nın kullarını kişilere mahkum tutan bâtıl dinler, Hak din karşısında yıkılıp yokolup gitsin, Hak hâkim olsun, fitne kalksın.

Mümin kardeşlerime hürmet, saygı ve sevgiden başka hiç bir sözümüz yoktur.

Sözümüz sadece İslâm birliğini ve güzel vatanımızı bölmek isteyen bölücülerle, hakikatı aslından çıkarıp dalâlet yollarına saptırmak isteyenleredir.

Bu hareketim bu Âyet-i kerime’ye göredir. Bir diğer Âyet-i kerime’de ise Allah-u Teâlâ cihadı emretmektedir:

“Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et! Onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne kötüdür!” (Tahrim: 9)

Benim bu tutumlarım bu Âyet-i kerime’lere göredir. Hareketim zanna dayanmıyor. Bunun için de bize cevap vermeye kalkışan bir kimse, ancak koyduğum Âyet-i kerime’lere cevap vermek mecburiyetindedir.

Şu Âyet-i kerimeler de onların içyüzünü tarif eder:

“Hayır! Zulmedenler körü körüne heveslerine uymuşlardır. Allah’ın saptırdığı kimseleri kim doğru yola eriştirebilir? Onların yardımcıları da yoktur.” (Rum: 29)

Hevâ ve heveslerinin ardından koştuklarından dolayı şirke saptılar.

“Hakk’a yönelerek kendini Allah’ın insanlara yaratılıştan verdiği dine ver. Zira Allah’ın yaratışında değişme yoktur. Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rum: 30)

Bâtıl yollara, bâtıl dinlere uyar dururlar.

Allah-u Teâlâ kâfirlerle münafıkları aynı seviyede tutmakta ve onlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini emir buyurmaktadır:

“Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münâfıklarla cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne kötüdür.” (Tevbe: 73)

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“İşte bu benim dosdoğru yolumdur. Siz ona uyun. Başkaca yollara gidip de onlar sizi Allah’ın yolundan ayırmasın.” buyuruyor. (En’am: 153)

Ona sımsıkı sarılın, o başkaca yollar sizi parçalar ve doğru yoldan uzaklaştırır.

Fethullah Gülen Allah-u Teâlâ’nın İslâm ile küfür arasındaki berzahını kaldırdı. Küfrü hoş gören narcıları küfrün içine koydu.

“Bu hükümler Allah’ın hudutlarıdır. Kim Allah’ın hudutlarını aşarsa kendine yazık etmiş olur.” (Talâk: 1)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 1:50 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BUDA SANA BİR BAŞKA CEVAP BAK KÜFRE İLTİFAT NE DEMEKMİŞ
Küfre İltifat:

Konuşmasında: “Patrik Hazretleri bu centilmenliği yapmışlardır.” demiştir.

Allah-u Teâlâ’nın en büyük düşmanlarından birine Hazret dediği zaman içi titreyip hiç Hazret-i Allah’tan korkmadı mı?

İmanın hiç mi eseri kalmadı, tamamen mi sukut etmiş? Siz bu ani dönüşün sebebini sorun ve araştırın. Bu sözü söylerken narcılık dini namına mı söyledi, yoksa kendisini müslüman imiş gibi mi gösterdi?

Oysa İslâm dini böyle bir dalâleti kesinlikle reddeder.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerifler’inde:

“Münafık adamlara ‘Efendi’ diye hitap etmeyin. Zira o, efendi denilerek büyütülecek olursa, Allah’ın sevmediğini tâzim ettiğinizden dolayı, Aziz ve Celil olan Rabbinizin gadabını celbetmiş olursunuz.” buyurmuştur. (Ebu Dâvud)

O ise bu emr-i nebevîyi hafife almış, göz göre göre Allah düşmanına Hazret demek küstahlığında bulunmuştur.

Biz de diyoruz ki, biz Hazret-i Allah ile övünüyoruz. Hazretimiz Allah’tır. O ise papaza Hazret diyor. Bizim Mevlâmız Allah, onun mevlâsı ise papaz. Biz varlığımızdan utanıyoruz, Var ile övünüyoruz. O ise varlığı ile, kalabalığı ile övünüyor.





Uhud savaşının son safhaları idi. Yetmiş kadar şehid verilmiş, bir çok mücahid ağır yaralar almış, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise takatsiz kalmıştı. Uhud dağındaki kayalığa çıkıp orada dinlenmek istiyordu. Fakat çok yorgun ve bitkin bir halde olduğu için yürümeye takati yoktu.

Talha bin Ubeydullah -radiyallahu anh- hemen yere çöktü, sırtına alarak kayalığa kadar çıkardı.

Ashab-ı kiram Resulullah Aleyhisselâm’ı görünce sevindiler, etrafında toplanınca üzüntüleri dinmişti.

Müslümanların Uhud kayalığına çıktığını gören Ebu Süfyan da bir takım müşriklerle başka bir yoldan üst tarafa çıkıp ansızın üzerlerine hücum etmek istedi. Müslümanlar üzerlerine taş atarak müşriklerin dağa çıkmasına mani oldular.

Ebu Süfyan Resulullah Aleyhisselâm’ın sağ olup olmadığı hakkındaki şüphesini gidermek için müslümanlara karşı üç kere “İçinizde Muhammed var mı, sağ mı?” diye bağırdı. Resulullah Aleyhisselâm cevap verilmemesini söyledi. Ebu Süfyan “Ebu Bekir sağ mı, Ömer sağ mı?” diye üç kere tekrarladı. Karşılık verilmeyince, ordusuna dönerek “Hepsi ölmüş!” dedi. Sevindiler.

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- dayanamayıp “Ey Allah’ın düşmanı! Vallahi yalan söylüyorsun!” dedi. Ashab da bunu tekrarladı. Ebu Süfyan “Bizim Uzzâ putumuz var, sizin yok!” diye seslendi. Resulullah Aleyhisselâm ashabına “Buna cevap vermeyecek misiniz?” buyurdu. “Ne diyelim?” dediler. “Allah bizim sahibimizdir. Sizin sahibiniz ve Mevlânız yoktur deyiniz.” buyurdu. Onlar da bunu aynen söylediler.

Bizim mevlamız var, biz Hazret-i Allah ile övünüyoruz.

Sizinle bizim aramızda Hakk ile bâtıl berzahı var. Biz Hakk’a uyarız ve Hakk’ı tarif ederiz. Hazret-i Allah ve Resulullah ile övünürüz. Siz ise; bâtıla uyarsınız. Hazretiniz olan papazı tarif etmeye, halka sevdirmeye, bütün müslümanlara küfrü hoş göstermeye çalışırsınız. Hazret-i Allah’ın düşmanını taltif eder, karşısında eğilir büzülürsünüz. Aynaya bakarsanız kendinizi görürsünüz. Zira bu fotoğraflar içinizi dışarıya aksettiriyor. Siz hâlâ müslümanmış gibi görünmeye mi çalışıyorsunuz? Bu perde altında müslümanları soyup yolmuyor musunuz? Bilmeyenler sizin hâlâ müslüman yetiştirdiğinizi zannediyor. Oysa sizin kendi kurduğunuz dininiz için çalıştığınızı çok az kişi biliyor. Siz küfre hizmet etmiyor musunuz? Dininizi kurmuşsunuz, narcı yetiştirmiyor musunuz? Körpe dimağları zehirlemek ve küfre sokabilmek için yurtlar açıp, pansiyonlar kurmadınız mı? Bu vesile ile bir taraftan küfre kaydırıyor, diğer taraftan da bu çalışmaları büyük bir hizmet gibi göstererek, halkın paralarını rahat rahat yemiyor musunuz?





Daha evvel, gazeteleri Zaman’da ve dergileri Aksiyon’da “Papaz çizmeyi aştı” diyorlardı.

Şimdi küfrü hoş görünce hemen koştu, kendisine hazret seçtiğini kucakladı. Yani bu papaz onun hazreti oldu. Küfrünü de, asasını da, haçını da her şeyini hoş gördü ve kabul etti.

Bu hareketi din-i İslâm’a ve güzel vatanımıza en büyük darbe değil midir? Bu dinimize ve vatanımıza ihanet değil midir?

Hadis-i şerif’te: “Dinden çıkıp bir daha dine dönmeyecekler.” diye tarif edilenler, işte bu bölücüler değil midir?

Adam resmen “Küfrü hoş görme” ilânı yapıyor. Buradan da mı bunları tanımayacaksınız?

Ey narcılar! Size sesleniyorum. Önünüze sunduğum bu Âyet-i kerime’lere, Hadis-i şerif’lere, bu iki nûr ışığı altında ifade ettiğimiz beyanlarımıza ya bir bir cevap vereceksiniz, yahut da narcılık dininizi ilân edeceksiniz. İlân edin ki, gerçek yüzünüzü halk bilsin, müslüman olmadığınız bilinsin, hakikat öğrenilsin, size yolunmasınlar.



Hoşgörü Vakfı (!):

“Keşke her köşeye bir hoşgörü vakfı kursak da herkes hoşgörü soluklasa.” diyor.

Bunun öz mânâsını size açıklayayım. “Hoş gören narcılar bana uydular ve onları küfür içine koydum, küfre kaydırdım. Ah keşke bütün müslümanları da küfre kaydırabilsem!” demek istiyor.

Ey müslüman! Gafletten uyan artık!
VE TESETTÜR İÇİN DEDİKLERİNE CEVAP
Tesettürü İnkâr:

Allah-u Teâlâ’nın tesettürü farz kılan Âyet-i kerimeler’ini inkâr ediyor ve “Teferruattır.” diyor. Bunların hiçbirisi yokmuş gibi kendisini haklı göstermeye çalışıyor. Bir taraftan açıktan açığa küfrediyor, bir taraftan İslâm’dan bahsediyor.

Allah-u Teâlâ kesin hükmünü bildiren Âyet-i kerime’sinde bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“Resulüm! Mümin kadınlara da söyle. Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnâdır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler.” (Nûr: 31)

Allah-u Teâlâ bu beyan-ı ilâhi’si ile kadınlara başlarını örtmelerini ve örtüsünün fazlasını da boyun ve yakayı kapamak üzere aşağıya indirmelerini emir buyuruyor.

Diğer bir Âyet-i kerime’sinde ise şöyle buyuruyor:

“Resulüm! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle. Zaruri bir ihtiyaçları olup dışarı çıkmak istedikleri zaman, dış elbiselerini üzerlerine giysinler. Bu onların ahlâksız kadınlardan olmadıklarının bilinmesi ve incitilmemesi için daha elverişlidir.” (Ahzâb: 59)

Tesettürü emreden hicab Âyet-i kerime’leri inmeden önce müslüman kadınlar başörtülerini omuzları arasından salıverirlerdi. Bu yüzden saçlarının bir kısmı, kulakları, boyun ve gerdanları açık kalırdı.

Tesettür emri geldiğinde, hiç bir kadın kalmayıp başlarından aşağı hemen örtündüler. Bu emr-i şerif zaten fıtratlarına da uygundu.

Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- vâlidemiz buyururlar ki:

“Allah-u Teâlâ Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacir kadınların iyiliğini versin. ‘Başörtülerini yakalarının üstüne koyup örtsünler.’ Âyet-i kerime’si indiği zaman, entarilerinin eteklerini keserek başlarını örttüler.” (Buhari)

Bu, İslâm dinine göredir. Kurdukları narcılık dinine göre değil! Tesettür kesin olarak uyulması gereken bir emirdir ve iman meselesidir.

Allah-u Teâlâ emir ve hükümlerini koymuş, onu yasaklarıyla sınırlamıştır.

Âyet-i kerime’sinde:

“Bu hükümler Allah’ın hudutlarıdır. Kim Allah’ın hudutlarını aşarsa kendisine yazık etmiş olur.” (Talâk: 1)

Buyururken, “Tesettür teferruattır!” ya da “İman meselesi değildir.” demek açıkça bu hudutları aşmak demektir. Bu Âyet-i kerime’leri inkâr etmek demektir.

O, kendi kurduğu dinine kendi zan kitabına göre böyle söylüyor.

Nitekim bir Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Doğrusu birçokları bilmeden heva ve heveslerine uyarak halkı şaşırtıyorlar.” (En’am: 119)

Allah-u Teâlâ’nın hükmünü aramayarak, kendi keyfini ölçü kabul ederek halkı şaşırtıp saptırıyorlar.

Âyet-i kerime’lere ve Allah-u Teâlâ’nın hükümlerine ters konuştuğu için nefis arzusunu ilâh edinmiş şirke düşmüştür.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“Resulüm! Gördün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın.)” buyuruyor. (Furkan: 43)

İşte ilâhi hüküm budur, onların icraatı da budur.





Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz hiç bir zaman sizin gibi şöhret ziyafetlerinde, kısa etekli, kadınlı toplantılarda, iftar yemeklerinde bulunmamıştır.

Bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:

“En şerli yemek, sadece zenginlerin çağırılıp, fakirlerin çağırılmadığı yemektir.” (Müslim: 1432)

Bu beyanı ile kendisinden sonraki asırlarda davet yemeklerine zenginlerin çağrılacağını, zenginlere itibar edileceğini, fakirlerin davet edilmeyeceklerini haber vermiş olmaktadır.

Diğer bir Hadis-i şerif’lerinde ise:

“Bir kimse salih bir zengine malı için tevazu gösterirse, dininin üçte ikisi gider.” buyurmuşlardır.

Hiç bir zaman bir futbol takımının başarısı için gözyaşı dökmemiştir.

Bunların hepsi İslâm dinine göre haramdır. Bu yaptıklarının hiç birini Resulullah Aleyhisselâm yapmamıştır. İslâm dininde hiç böyle bir şey görülmüş müdür?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 1:51 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

daha devam edeyimmi?yoksa nurculuğun ne olduğunu anladın mı?(tabii bilmiyorsan)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 2:01 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

bu iletiyi tüm ülküdaşlarıma yazıyorum.....
f.gulen şakirdi alladdin kayanın f.gülen yanındayken papanın elini öptüğünü,papanın sağ kolu kardinal o'conner'ın f.gülenden neden ve nasıl razı olduğunu buna kuranın cevabını,said-i nursinin şakirdi ahmet şahinin fikir babası için KURAN'IN AYETLERİNİ TENKİT EDERDİ dediğini,tevhidden nasıl peygamberimizin atıldığını,papanın f.gülene nasıl ve neden randevu verip görüştüğünü onları görüştüren kurumun bir yahudi siyonist kuruluş olduğunu,said-i nursinin kürt milliyetçisi olduğunu ve kürt teali cemiyetinin kurucularından olduğunu ve bunun gibi daha birçok ihanet ve tahrifatı görmek ve duymak için:
http://fethullahgulen.belgeleri.com/include.php?path=start.php
sitesine okumak için ise bu siteden bağımsız olan:
http://hakikat.com/nur/risaleler/narci/fetu4.html
adreslerine girebilirsiniz

ALLAH!A EMANET OLUNUZ ÜLKÜDAŞLARIM....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Hakan_Kurt
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 03, 2005
İletiler: 46

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 3:06 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

drmfk demiş ki:
Ertuprul Özkök'e verilen röportaj:

Özkök:Bu biraz aşırı alçakgönüllüğünün ifadesi mi yoksa?

FG:Hep kendimi öyle kabul baktım. Hiç farklı konuşmadım. Herkes gibi bilgi imanı açısından Allah'a layık olmaya çalıştım. Acaba ben bunlarla kurtulabilir miyim endişesini taşımışımdır. Fakat peygamberin verdiği bu ölçüyle bir kimse hayatında bir kere ''La İlahe İllallah'' demişse, cennete gireceğine inanmışımdır.

Yeterlimi ehl-i necat dediğine delil olarak bilemiyorum artık!!!

HÜrriyet 26,01,1995
Selametle...


Peygamber efendimizin ölçüsü ne idi. Onları islama davet ederken ne diyordu."Kulu lailahe ilallah tüflühu" Ey insanlar, ey kureyşliler lailahe illallah deyin kurtulun. Peygamber efendimizin mesajına yüz çevirmemiş, ama peygamberinde mesajından haberdar olmamış Allah eş koşmamış insanlara en azından merhamet nazarıyla bakarım ben doğrusunu onların kalplerindekini Allah bilir ona göre onlara muamele eder. O mutlak adildir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Hakan_Kurt
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 03, 2005
İletiler: 46

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 3:41 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

uchilal_19 demiş ki:
VE YİNE AYNI KAYNAK YAZININ DEVAMI SANA ELMALILI HAKKINDAKİ SÖZÜNÜN BİR YANITIDIR...
İman ve Küfür Berzahı: Merakla sorulan bir soru:“Fethullah bunlarla dostluğu yani küfrü hoş görmeyi Narcılık dininin namına mı yapıyor, yoksa kendisini müslümanmış gibi mi göstermeye çalışıyor?”


Bak kardeşim, Ben Elmalılı Hamdi Yazır'ın ayet ile ilgili yorumunu verdim. Elmalılı Hamdi Yazır, Atatürkün kendine meal hazırlattığı günümüzde herkesçe kabul gören bir alimdir.

Sen ise kendinden başka herkesin imanına bir kulp takan marjinal bir adamı referans veriyorsun. (Ömer Öngüt).

Ayrıca yorumları zorlama ve suizan kokuyor. Müslüman, Allahtan korkan bir adam bir başka kelimei şehadet getiren beş vakit namaz kılan kişi yada kişiler hakkında müslüman değil deyimemez... Allahtan korkar. Çünkü büyük vebal altına girmiş olur kendi imanını bile kaybedebilir.

1-İnancımıza göre Kuran gayri müslimler ile diyaloğu yasaklamıyor. Bunu peygamber efendimizin hayatında ve ayetlerde görüyoruz.

2- Dinimizin çekineceği açıklama geitrmediği hiç bir mesele yoktur. Yani bir komplekimizde yok. Hermeseleyi konuşabilir tartışabiliriz.

3- Bunları yaparken dinimizin prensiplerindede taviz vermiyoruz.

4- Diyalogun batıya karşı dinimizi anlatmada gerekli olduğuna inanıyoruz. Ve bu faaliyetler sonucu bir çok insanın müslüman olduğunu bir çok insanında islamı daha iyi tanıdığını ve sevidğini görüyoruz. Peki siz diyalog faaliyetleri sonucunda hristiyan olmuş kaç kişi gösterebilirsiniz.


Amerkadayken arkadaşlar kilise kilise gezip islam hakkında sunumlar gösterdiler. İslam ile ilgili Soruları cevaplandırdılar. KENdim bizaat tanıdğım müslüman olmuş insanlar var. Özel mesajıma mailinizi yazarsanız bu sunumların hepsini size gönderebilirim.

Aşağıdaki görüntülerde kendileriyle diyaloga girilmiş. İslamın nasıl bir din olduğu kendilerine anlatılmış batı toplumundan insanlar var. İslam ile ilgili görüşlerini nasıl değiştiğini anlatıyorlar. Bazıları ABD de Jerry falwel gibi islam düşmanı bir papaza karşı islamiyeti savundular Tv programında. Hristiyan olmalarına rağmen. Bazıları müslüman olmuş bile.

mms://usa.stv.com.tr/samanyolutv/diyalog/02bolum_tr.wmv

Bunlara vesile olmakta mı yanlış?



Dinin anlatılması sevdirilmesinden güzel bir faaliyet var mı?

Peki sizin alternatifiniz nedir. Nasıl anlatalım dinimizi bu insanlara.

Söyleyin onu yapalım.


Suizanlar ile zorlama yorumlar ile vebal altına girmeyin güzel bir alternatif koyun ortaya öyle yapalım.

Allah devletimize milletimize selamet versin. Amin.
[/b]
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 9:41 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Hakan_Kurt demiş ki:
kaganos demiş ki:
hakan -kurt kardeşim,
Peki sizin amacınız yapmak istedikleriniz nelerdir...
Niye 12-13 yaşındaki çocukları derslerine yardım bahanesi ile abi ve ablalar evlerine çağırıyor....
Niye o çocukların evine gidipte yardım etmiyor...
Niye o çocukların belli bir süre sonra ..ruh halleri bozuluyor...
Ana ve babalarını beğenmiyorlar....
( hayır demeyin bizzat 2-3 aile dostumun çocuğunu ben kendi ellerimle kurtardım...)
şu amacınızı açık açık mertçe söylesenizde ....iyi bir şey ise bizde çocuklarımızı göndersek...
Niye bu hocamız.. ülkesine gelmiyor...
Yoksa o da bölücübaşı gibi faaliyetleri....sınırötesinden mi yönetmeyi seviyor?
Niye kendinizi diğer müslümanlardan ayrı tutuyorsunuz.....
İSLAM ve FG dini ayrı ayrı dinlermi?


Sayın kaganos,

Hiç bir şekilde kendimizi diğer müslümanlardan ayrı tutmuyoruz. Fg dini diye irşey yoktur. Müslümanlar neye iman ediyorlarsa bizde ona iman ediyoruz. Diğer din kardeşlerimizin hayırlı işlerine taktir ile bakıyoruz. Onların imanlarını sorgulamıyoruz.

Amaçımız eğitimdir. Bu yolla dinimizi ve kültürmüzü anlatmaktır. İlimde teknikte geri aklmış milletimizi yükseltmektir. Bu yönde bu okulllardadan bir çok bilim olimpiyat şampiyonu çıkmıştır ve çıkmaya devam etmektedir.

Çocukların psikolojisine gelince her yıl okul dersaneler ve yurtlardan bir çok çocuk eğitim görüyor. Bir kaç öğrencinin size göre psikolojisi bozulmuş diye bunu tümüne gelnelleme yapmak bence mantıklı değil.


hakan -kurt kardeşim,
şu verdiğin cevapta bile ayrımcılık kokuyor...
''diğer müslümanlar ''ne demek?
''müslümanlar neye iman ediyorsa'' bizlerde ona ediyoruz...?
müslümanlar kim? sizler kimsiniz...
diğer müslümanlar kim?.....
benim bildiğim..
tüm dünyada İSLAM tektir...
MÜSLÜMANLARIN hepsi birdir...
NE demek diğer müslümanlar...
ŞU basit soruya bile ayrımcılıkla cevap vermişin.....
yorumu tüm kardeşlerime bırakıyorum....
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
drmfk
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 361

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 3:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Evet Hakan_Kurt kıvırırsınız diye tahmin etmiştik tahminimizde yanılmadık.
İşte ıspatı:
Bu sizin ifadeniz:
Alıntı:
Şimdi burda “Muhammed Allah’ın Resulü’dür hükmüne inanmak şart değil” diye bir ibare varmı ? Dikkat edilirse, Hocaefendi 'merhamet' nazarı ile bakılmalıdır, diyor ama ehl-i necattır (kurtulan zümredendir) demiyor.

Bu da FG'nin:
Alıntı:
Hep kendimi öyle kabul baktım. Hiç farklı konuşmadım. Herkes gibi bilgi imanı açısından Allah'a layık olmaya çalıştım. Acaba ben bunlarla kurtulabilir miyim endişesini taşımışımdır. Fakat peygamberin verdiği bu ölçüyle bir kimse hayatında bir kere ''La İlahe İllallah'' demişse, cennete gireceğine inanmışımdır


Ve sizin o muhteşem cevabınız:,
Alıntı:
Peygamber efendimizin ölçüsü ne idi. Onları islama davet ederken ne diyordu."Kulu lailahe ilallah tüflühu" Ey insanlar, ey kureyşliler lailahe illallah deyin kurtulun. Peygamber efendimizin mesajına yüz çevirmemiş, ama peygamberinde mesajından haberdar olmamış Allah eş koşmamış insanlara en azından merhamet nazarıyla bakarım ben doğrusunu onların kalplerindekini Allah bilir ona göre onlara muamele eder. O mutlak adildir.
Ne alaka muhterem bu nasıl bakış açısıdır.
Yani Sizde o muhteşem(!?) hocanız fg gibi muhammedun resulullah ifadesine gerek yokmu diyorsunuz.
Yukarıda ehl-i sünnet alimlerinden tonla nakil yaptık, Resulullah Efendimize imanın ne kadar önemli vede olmazsa olmaz olduğu hakkında.
O mübarek Alimler yanıldılarda siz doğrusunuz öyle mi? Yoksa içtihat mı yapıyorsunuz?Öyle ya sizin içtihatlarınız olmassa islam alemi geriye hep geriye gidecek. Siz büyük kurtarıcısınız.

Ne demişti büyük hocanız, örtünme teferruattır. Hadi ordan pervasız kendini bilmez. Örtmeyebilirsin, kimse seni itham etmez ancak kalkıpta tesettur teferruattır dersen haddini aşarsın.Gerçi bunuda içtihat olarak görüyorsundur zannederim.

Aklınızı başınıza devşirin.Din öyle basit bir mevzu değildir.


Selametle...[/quote]


En son drmfk tarafından Sal Ekm 25, 2005 3:43 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
DOLGAN
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Mar 24, 2005
İletiler: 135

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 3:14 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Hakan_Kurt Demiş ki :
Alıntı:

Amerkadayken arkadaşlar kilise kilise gezip islam hakkında sunumlar gösterdiler. İslam ile ilgili Soruları cevaplandırdılar. KENdim bizaat tanıdğım müslüman olmuş insanlar var. Özel mesajıma mailinizi yazarsanız bu sunumların hepsini size gönderebilirim.


Sen de işi gücü bırakıp mail adreslerinden mi tanıtıma başladın sunumlarınızı.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
drmfk
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 361

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 3:54 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Muhterem Hakan_Kurt;
Sunumlar düzenledikleri doğrudur.Bu sunumları islam adına sergiledikleride doğrudur. Benim baştan beri izahına çalıştığım mesele İslam Adına dedikleri şeylerin, Ehl-i Sünnet akaidiyle tezatlık gösteren, yeni bir islam ortaya koymaya çalışan,hatta moda tabiriyle light islam adına olduğudur.
Ölçümüz bellidir.Ehl-i Sünnetvel cemaat çizgisi, bunun dışındaki herhangi bir yolu benimsemiyoruz.Tasdik etmiyoruz, desteklemiyoruz.Zira Muhteşem bir maziye sahip ecdadımızın çizgisi bizi her iki cihanda saadete götürecek biricik yoldur. Biz mutezileye karşı Ebul Hasen Eşari Hazretleinin bildirdiği itikadi meseleleri kendi devletine resmi mezhep olarak benimsemiş Selçukluların torunlarıyız.Biz Osmanlı Devlet-i Ali'sinin benimsemiş olduğu İmam-ı Maturudi Hazretlerinin çizgisinde yürümeyi kendimize şiar ediniyoruz. Gayrısı boş ve yanlıştır.

Bu arada Ömer Öngüt hakkında söylediklerinize katılmakla beraber fg hakkındaki beyanlarının çokta yanlış veya yanlı olduğunu düşünmüyoruz.

İslam adına diyorsunuz.Bir çok terör örgütüde yaptığı terör eylemlerine mukaddes dinimiz islamın adını kullanarak taraftar topluyor. Şimdi sizin mantığınızla hareket edecek olursak İslamın özüne muhalif olan bu teroristleride mi destekleyeceğiz? Böyle bir saçmalık olabilir mi?

Tekrarlıyorum Allah-u Tealanın aşkına biraz dikkatli olalım, uyanık olalım, temiz ve pak akaid dışındaki herşeyi reddedelim.

Selametle...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 6:24 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

yahu hakan kurt hani f.gnin alimler hk. söylediklerinin ispat edersen yazmayı bırakıyorum dedimiştin...

ama görüyorum ki bu da tıpkı önceki söylediklerin gibi yalanmış çünkü drmfk ülküdaşım bunun ispatını önünüze koymuştur ama siz hala konuşuyorsunuz ve olayı saptırıyorsunuz.....

işte gördüğün gibi f.g. yalnızca merhamet nazarıyla bakın demekle kalmamıştır...
muhammedün resulullah dememeyi de hak çerçeveye koymuştur....
ama sen öyle birşey yok dedin olduğunu ispatladık burada senin yalanını ortaya çıkardık bununla da kalmayıp sana şu ayeti yazıyorum....

MÜMTEHİNE 1 AYET:
ONLAR SİZE GELEN GERÇEĞİ İNKAR ETMİŞKEN ONLARA SEVGİ GÖSTERİYORSUNUZ?

YANİ MERHAMET NAZARIYLA BAKMAK ANCAK SİZİN GİBİLERİN UYDURMASI ALLAH BUNU REDDEDER.....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
uchilal_19
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Oct 15, 2005
İletiler: 217
Şehir: TÜRKİYE CUMHURİYETİ-İZMİR

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 6:56 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

dolaş bakalım hakan...efendi dolaş...
millete özel mesajlar atarak nurculuğu yaymaya çalış benim ömer öngütçü olmadığımı herkes anlayabilir...
ayrıca bunu anlamak için islam alimi veya üstün bir zekaya gerek yoktur,bunu ufakta olsa beyni olan herkes anlar ....
ben sana hiç kafir demediğim halde imanımı sorguluyorsun ,dedin de ben kimseye referans demediğim halde nasıl oluyorda öngütçü oluyorum...
senin taktiğin belli ortalığı karıştırıp yandaş toplayacaksın ...

ama emin ol bunu başaramazsın çünkü biz ALLAH'A,ONUN RESULÜNE VE ONUN KİTABINA GÖNÜLDEN BAĞLANANLARIZ.....
senin efendin siad-i nursi kuran ayetlerini AHMET ŞAHİN (Kİ NURCU ŞAKİRDİDİR)tenkit EDERDİ DİYEBİLİYOR...
şunu bilinizki biz kuran ayetlerini tenkit etmek şöyle dursun bir kelimesi hatta bir harfini bile değiştirmez ona tam bir teslimiyet ile teslim oluruz İMAM-I RABBANİ (K.S.)'nin 163.mektubatını da okuyabilirsiniz.....
ama benim hocam o adamı sevmez dersen;o zamanda kuranı oku bu muhterem zat kuranla ters düşmez ve haşa onu hiçbir şekilde tenkit etmez,f.g. gibi onun hükümlerine çok serttir demez ve tesettür siz istesenizde istemesenizde teferruat değildir......bu kuran hükmü değişmez.....

gördüğünüz gibi her yandan yalan,iftira ve tahrifat kokan nurculuk aynı zamanda insanları senet imzalatan ve ödeyemeyincede evini arabasını alan bir soyguncular güruhu,sizde onlara yardım eden ALLAH düşmanlarına dost birisiniz.....
hidayete ya erin yada biz islamız demeyi kesin kuranı tenkit eden bizden değildir haberiniz ola...sizin yazdığınız her saçmalığa(lahikalar,lem'alar ve f.g. yazılarına) ayetlerle günlerdir karşılık verdim ama sizde bırakın imanı bir susma belirtisi bile yok daha hala milleti nurcu yaparım diye bir kürt milliyetçisinin izinde yürüyorsunuz bu haliniz bana şu ayeti hatırlattı.......

A'RAF SURESİ 179.AYET:
ONLARIN KALBLERİ VARDIR,FAKAT ANLAMAZLAR.GÖZLERİ VARDIR,FAKAT GÖRMEZLER.KULAKLARI VARDIR,FAKAT İŞİTMEZLERLER.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Hakan_Kurt
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 03, 2005
İletiler: 46

İletiTarih: Sal Ekm 25, 2005 7:29 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

DOLGAN demiş ki:
Hakan_Kurt Demiş ki :
Alıntı:

Amerkadayken arkadaşlar kilise kilise gezip islam hakkında sunumlar gösterdiler. İslam ile ilgili Soruları cevaplandırdılar. KENdim bizaat tanıdğım müslüman olmuş insanlar var. Özel mesajıma mailinizi yazarsanız bu sunumların hepsini size gönderebilirim.


Sen de işi gücü bırakıp mail adreslerinden mi tanıtıma başladın sunumlarınızı.


Sevgili kardeşim burada tereciye tere satacak değilim. Bunlar islamı tanıtan özet sunumlar. Burada kimsenin onlara ihtiyacı olacağını da sanmıyorum. Bunun kimseyi rahatsız edeceğişni düşünmemiştim. Bu tür faaliyetler yapıtğımıza inanmayan olursa bunu ispatlamak için böyle bir ifadede bulundum.

kaganos demiş ki:
''diğer müslümanlar ''ne demek?
''müslümanlar neye iman ediyorsa'' bizlerde ona ediyoruz...?
müslümanlar kim? sizler kimsiniz...


Sevgili kardeşim.

"Niye kendinizi diğer müslümanlardan ayrı tutuyorsunuz..... " diye soru sormuşsun.

Sen soruyu sorarken diğer müslümanlar dediğin için beden o şekilde cevap verdim. Ne birisinin inancına laf ederim nede kendimi diğer insanlardan farklı görürüm. Peygamberimizin bu konudaki ölçüsü takvadır. Bu ölçüyü bırakıp başka ölcüler arayanlar sadece en hafif ifade ile gafillerdir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 30. sayfa (Toplam 42 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... 29, 30, 31 ... 40, 41, 42  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1