Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Şehitlerimizi anıyoruz (16 OCAK 1980)
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pzr Oca 15, 2006 11:23 am    ileti konusu: Şehitlerimizi anıyoruz (16 OCAK 1980) Alıntıyla Cevap Gönder

Şehitlerimizi anıyoruz (16 OCAK 1980)



Irak’taki Baas rejiminin Türkler üzerindeki baskıları, 1979 yılında iyice arttı. Irak Türklerin lider durumunda olan önemli şahsiyetleri, 1979 yılında gözaltına alınarak, ağır işkencelere maruz kaldı. Bunların arasında, Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın uzun yıllar başkanlığını yapmış Emekli Albay Abdullah Abdurrahman ile Bağdat Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Necdet KOÇAK başta geliyordu. Ayrıca Abdullah Abdurrahman‘ın yakın çalışma arkadaşı Dr. Rıza DEMİRCİ ve Müteahhit Adil Şerif de tutuklanarak, işkencelere tabi tutulmuşlardı. Bu tutuklamalar Türk halkı üzerinde büyük tepki ve üzüntü yaratmıştı. Emekli Albay A. Abdurrahman, Irak ordusunda önemli hizmetler görmüş değerli bir subaydı. Ordudaki görevinden ayrıldıktan sonra, Bağdat’ta açılan Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın yıllarca başkanlığını yapmış ve hizmetlerinden dolayı, Irak‘teki Türklerin büyük sevgisini kazanmıştı. Doç. Dr. Necdet Koçak ise, Ziraat Makineleri alanında yetişmiş değerli bir uzman ve bilim adamı idi. Bağdat Üniversitesi’nde, Ziraat Makineleri Bölümünü kurarak, bu dalda yüzlerce öğrenci yetiştirmişti. Bunun ötesinde, insan sevgisi ve geniş hoşgörüsü sayesinde Türk toplumu arasında gerçekten çok sevilen ve sayılan kişiliğe sahipti.
Dr. Rıza Demirci; Orman Bakanlığı’nda Müsteşar, Ocağın çalışkan elemanı, öğrenci yurdunu kuran, gençlerin yetiştirmesinde büyük katkısından dolayı özellikle sevilen ve sayılan, sözü dinlenen bir kişi.
Adil Şerif: Kerkük’te esnaf arasında, yardımlaşmayı, birleşmeyi, örgütleşmeyi isteyen, bu uğurda çalışır, maddi destek sağlardı.
Baas yönetimi günlerce baskı ve insanlık dışı işkence ederek, Türklerin sevilen liderlerini suçlu göstermeğe gayret sarf etmesine rağmen, hiçbir sonuç alamamıştı. Özellikle şeker hastası olan A. Abdurrahman‘a aldığı ilaçlar verilmeyince, gözlerini kaybetmesine ve karanlık bir dünyaya mahkum edilmesine sebebiyet verilmişti. Sonunda Bağdat yönetimi, Türk toplumuna korku vermek gayesiyle, Abdullah Abdurrahman, Necdet Koçak ve Adil Şerifi, 16 Ocak 1980 tarihinde idam etti. Ağır işkence altında can verdiği için, Rıza Demirci’nin akıbeti hakkında uzun yıllar cevap alınamadı. Ancak 1998 yılında ailesine gönderilen bir yazıda; Rıza Demirci idam edilmiş. O’nu bir daha aramayın. Mezarı bulunulamadı. Türk toplumunun bu gözde ve değerli şahsiyetlerinin haksız yere idam edilmeleri, Irak Türkleri arasında büyük tepki ve nefrete yol açtı. Tek amaçları, ülkede insanca yaşama isteği gibi Türk toplumunu en doğal hakkını savunan bu liderlerin idamları, Türk halkını yönetime karşı küstürdü.


"26 YIL OLDU"

İdam sehpasına onur yürüdü; inancın boynuna ipi geçirdiler ve Türk’ü idam ettiler. Tarih 16 Ocak 1980. Türkmen bağrına yirmi yıl önce şerefsizce saplanan kirli hançer, zalim Irak rejimi tarafından değil ki, insan haklarına aykırılık, Allah’ın iyice onuruna hakarete varan işkencelere uğradılar. Yargılama adı altında, küfre maruz kaldılar ve öpülesi boyunlarına ipi geçirdiler.
Onlar ölmediler; Türk’e yapılan zulümleri anlatmak ve zalimleri şikâyet için Allah’ın huzuruna çıktılar. 24 yıl önce Abdullah olarak, Nejdet olarak, Adil ve Rıza olarak gittiler. Simdi Mehmet olarak, Kemal ve Ahmet olarak yüzlercesi geri döndü. Türkmen onuruna derin bir iz bırakan 16 Ocak tarihinde, varlıkları, Türkmen milli mücadelesinin abidesi olan Albay Abdurrahman‘ı, Nejdet Koçak’ı, Adil Şerif’i ve Rıza Demirci’yi rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Necdet Koçak, 07.04.1939 tarihinde Kerkük’te doğmuştur. Babası Nurettin Ali Tevfik’tir. N. Ali Tevfik, Türk çocuğuna Türk kültürünü, örf ve âdetlerini aşılayan başöğretmendi. Necdet, ilk, orta ve lise tahsilini Kerkük’te tamamladı. 1958 yılında Türkiye’ye gelerek Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bölümü’ne girdi. 1962 yılında bu fakülteden Yüksek Ziraat Mühendisi olarak mezun oldu. Kerkük’e döndü, 1962-64 yılları arasında Tarım Bakanlığı’na bağlı Zirai Donatım Müdürlüğü’nde çalıştı. 1964 yılında Türkiye’ye dönerek, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde master öğrenimini 1966 yılında tamamladı. 1969 yılında da doktorasını verdi. Daha sonra Irak’a dönerek 1970 tarihinden itibaren Bağdat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1976 yılında doçent, daha sonra da profesörlük tezini takdim eder. 22.03.1979 tarihinde kendisine Türkçülük suçu isnat edilerek tutuklanır ve 16 Ocak 1980 tarihinde Bağdat’ta Saddam rejimi tarafından idam edilir.

Necdet Koçak, milli dava uğruna daha orta ve lise dönemlerinde çalışmıştır. Nitekim 1959 yılında Kerkük Katliamı’nda şehit edilen lider, Ata Hayrullah’ın kurduğu Gençlik Teşkilatında çalışmış ve başkanlık yapmıştır.
Necdet Koçak tam manasıyla bir lider ve dava adamıydı. İnsani değerlerin en üst kademesine ulaşan, milletine ve dinine sımsıkı bağlı bir insandı. Hayatını Irak Türklerinin milli kimliklerinin korunması ve Irak Türklerinin meşru siyasi, kültürel haklarının elde edilmesi uğruna hiç çekinmeden harcadı. İleri sürdüğü fikirleri, bizzat yaşayan ve yaşamında uygulayan gerçek bir fikir adamıydı.
Koçak’ın Eşi Ayten Koçak: Saddam’ın adamları 15 Ocak 1980 tarihinde, gece geç vakit eve geliyorlar. Yarın gelip eşleri Necdet Koçak’ı hapishanede görebileceklerini haber veriyorlar. Ertesi gün hapishanenin bulunduğu "Ebu Grep" denilen Bağdat yakınlarındaki hapishaneye gidiliyor. İçeri girdiklerinde, bir insanın çok zor sığabileceği yan yana üç demir hücre içerisinde Necdet Koçak, Albay Abdullah Abdurrahman ve Adil Şerif’in kendilerine aylardır uygulanan insanlık dışı işkence sonucu, son derece bitkin ve yorgun oldukları görülüyor. Albay Abdullah Abdurrahman şeker hastasıydı, ilaçları verilmediği için gözlerini kaybetmiş acılar içinde kıvranıyordu. Her üçünün de vücutları yara bere içindeydi.
Birkaç saat sonra asılacak olan Necdet Koçak ailesine ve kendisini son saatlerinde yalnız bırakmayan kalabalık dava arkadaşlarına hitaben şöyle diyordu: "Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Sizden ricam davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allah’ımın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size teslim ediyorum…


NEJDET’İN RUHUNA SESLENİŞ
Sevgili Nejdet,

"Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük" diyordun. Gerçekten öyleymiş.. Irkdaşım, arkadaşım, dostum ve eşim Nejdet, şahadetinin 18’den 19 uncu yıla dönüşünde, ülküdeşlerin, can kardeşlerin Türk Ocaklılar, benden seni anlatmamı istediler. Seninle ilgili bir şeyler anlatmak benim için çok zor. Nereden başlayıp, ne kadar anlatmalıyım? Her şeyi söylemem. Çünkü, sen yaptığın her harekette mensup olduğun toplumu düşünüyordun ve biliyorum ki; hayatın boyunca gördüğün, hissettiğin, yaşadığın, fiilen yaptığın her eylem, o toplumu yüceltmek, layık olduğu ortamda yaşatmak içindi. Sorumluluk duygusunu bir an bile terk etmedin. Rüyalarında bile bu problemi çözmenin yollarını arıyordun. Kişiliğine nakşettiğin bu tarzda, kendin için istediğin hiçbir şey yoktu. Seni kayıtsız, serazat anlatmak güzel; gerçeklerin bir kısmını ayıklayarak anlatmak zor ve üstelik maksadı da yarım bırakacak, ama ne yapayım ki, çaresizim; senin milli sorumluluk duygun bende de var. Evet Nejdet, bu bir başlangıç olmalı. Şimdi senin de bizimle beraber olduğunu düşünüyorum; beni, bizi anladığını çok iyi biliyorum.
Eşi
Ayten Erdem Koçak


NEJDET KOÇAK
(Bir İdealist Hemşerimizin Öyküsü)

Nejdet Koçak küçük yaşlardan beri liderlik vasfına sahip, doğruyu savunan ve Irak Türklerinin hür iradesine kavuşması gereğine inanmış bir kişiydi. Bu özellikleri ve üstün yeteneği 1959 katliamında öldürülen lider, Ata Hayrullah tarafından keşfedilmişti. Ata Hayrulah’ın vefatından sonra Nejdet Koçak’ın yetenekleri ve liderlik vasfı tecelli etmeye başlamıştı. Daha üniversite talebesi iken her girdiği toplulukta derin düşünce, analiz kabiliyeti, ileri kültürü ve akışkan konuşma yeteneği sayesinde öne çıkmakta, insanları bir araya toplama özelliği ile de herkeste onun yanında çalışma isteği uyandırmakta idi. Eline geçen her kitabı okuyan Nejdet Koçak, mesleği olan ziraat mühendisliği yanı sıra, ekonomi, politika, sosyal bilimler ve uluslararası ilişkiler dallarında uzmanlaşmış, toplum psikolojisini iyi bilen biriydi ve liderliğe adım adım ilerliyordu. Talebelik süresi içerisinde dünyada ve Irak’ta her olup biteni dikkatle izledi. Nejdet Koçak açık ve sarih konuşması sayesinde Türkiye’de görüştüğü her politikacının sevgi ve sempatisini kazanmıştı.

Prof. Dr. İhsan DOĞRAMACI


EM. ALBAY ABDULLAH
ABDURRAHMAN

1913 tarihinde Kerkük’te doğmuştur. Öğrenimini burada tamamladıktan sonra Bağdat’a gitmiştir. Burada Bağdat Harp Okulu’na girdi. Harp Okulu’nu başarı ile tamamladıktan sonra 1941 yılında İngilizlere karşı olan milli harekette yer aldı. 1948 yılında büyük Türk Generali Mustafa Ragıp ve Ömer Ali Paşalarla birlikte başarılı bir şekilde Filistin’i kurtarma harekâtına katılır. 1958 yılında Irak’ta Krallığa karşı yapılan ihtilalden sonra Kerkük İkinci Tümen Komutan Yardımcılığı görevinde bulunur.

19 Temmuz 1959 yılında Kerkük Katliamı’ndan kurtulmuş ve Bağdat’a giderek, burada Irak’ın o zamanki devrimi yapan Devrim Komuta Konseyi Başkanı General Abdulkerim Kasım ile görüşerek, kendilerine Kerkük’teki olayları haber verir. Bunun üzerine General Kasım Kerkük’e bir ordu gönderir. Böylece Kerkük’ü daha büyük bir katliamdan ve felaketten kurtarmış olur. Emekli olan Albay Abdullah Abdurrahman, 1960 yılında kurulan Türkmen Kardaşlık Ocağı’nın 1964-73, 1973-76 tarihleri arasında başkanlığını yürütmüştür. Başkanlık yaptığı zaman zarfı içerisinde diğer arkadaşları ile birlikte Türkmen köy, kasaba ve şehirleri dolaşmış, buralardaki Türkmenlerin meseleleri ile yakından ilgilenmiş. İnsanları için elinden gelen her türlü çalışmayı yapmıştır.
Albay Abdullah Abdurrahman milliyetçi, mert, cesur ve vatanını seven birisiydi. Baas Partisi’nin Irak Türklerine karşı güttüğü yok etme politikası sebebiyle Albay, 1976 yılında, Kardaşlık Ocağı başkanı iken, rejim tarafından Ocak’tan uzaklaştırılmış. 1979 yılında tutuklanmış. "Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolunda asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz." Bu son derece kısa konuşmasından birkaç saat sonra, diğer dava arkadaşlarıyla birlikte asılarak şehit edilmiştir.
16 Ocak 1980 tarihinde, 65 yaşını geçmiş olmasına rağmen idam edilerek şahadet mertebesine ulaşır.

ADİL ŞERİF

1928 yılında Kerkük’te doğmuştur. İlkokul tahsilini burada tamamlamış. İlkokul tahsilinden sonra iş hayatına atılır. İş hayatında yaptıklarıyla çok başarılı olur. İş hayatındaki başarıların yanında, milli davada büyük özveriler gösterir. Milli dava uğruna her türlü çalışmayı, gerek maddi gerekse manevi her türlü fedakârlığı yapar. Kerkük’ün yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden birisidir. Tüm maddi ve manevi imkânlarını milleti uğruna sarf etmekten çekinmemiştir. Sevilen ve sayılan ve sözü dinlenen birisiydi. Halk içinde yetiştiği için halkın büyük sevgisini ve saygısını kazanmış.
1959 yılında yapılan katliamın intikamını almak için kurulan mücadele timlerinin başına geçip, milletine her şeyini vererek hizmette bulunmuş. Bir süre sonra Bağdat’a yerleşir. Burada milli davaya elinden gelen her türlü yardımı yapmaya devam eder. Mart 1979 yılında tutuklanır ve 16 Ocak 1980 günü diğer dava arkadaşları ile birlikte idam edilerek diğer arkadaşları gibi şahadet mertebesine ulaşır.

DR.RIZA DEMİRCİ

Rıza Demirci 1928 yılında Kerkük’te doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Liseyi Kerkük Lisesi’nde bitirdi. Liseden mezun olduktan sonra yüksek tahsilini yapmak üzere Türkiye’ye geldi. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne girdi. Orman Fakültesi’ni 1951 yılında bitirdi. Buradan mezun olduktan sonra aynı yıldan itibaren Erbil ve Kerkük Orman Bölge Müdürlüklerini kurdu. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Ambalaj Bölümü’nden doktorasını aldı. Daha sonra Bağdat Orman Genel Müdürlüğü Teknik İşleri Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Dr. Rıza Demirci, 07.05.1960 yılında Bağdat’ta kurulan Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın kurucularındandır. Türkmen Kardeşlik Ocağı içerisinde çok başarılı işler yapmıştır. Bunların en önemlilerinden birisi, Kardeşlik Ocağı içerisinde bir Öğrenci yurdu açıp, burayı yönetmesidir. Bu vesile ile yüzlerce Türk öğrencisinin en iyi şekilde tahsillerini yapmalarını sağlamıştır. Ayrıca, Kardaşlık Dergisi’nin çıkarılmasında, Irak Türkleri tarihi araştırmalar yapmasında, Irak’ta bulunan Türk nüfusunun yerleşim sahalarının tespitinde büyük çabalar harcamıştır.
Dr. Rıza Demirci, Irak Ormancılık İhtisasındaki gelişmeler büyük katkılar sağlayıp, başarılı bir bilim adamı olduğunu ispatlamıştır. Bununla birlikte milli şuuru yüksek, mütevazı, yardımsever, görevine bağlı ve cesur bir kişiliğe sahipti. Mart 1979 tarihinde diğer dava arkadaşları ile birlikte tutuklanıp idam edilmiştir. Ancak bugüne kadar cenazesi teslim edilmemiş, 1989 yılında ailesine bildirilmiş.
Bu ve bunun gibi canlarını hiç düşünmeden inançları, vatanları, milletleri, bayrakları ve ülküleri uğruna verenlere selam olsun.

Şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Şemsettin KÜZECİ
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Pzr Oca 15, 2006 2:37 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ALLAH bütün şehitlerimizden razı olsun mekanları cennet olsun.unutmadık unutmayacağız.unutmak tükenmektir bunu bilerek davamıza sahip çıkacağız bu davayı dünyada son türk kalana kadar devam ettireceğiz bizi yolumuzdan döndüremezler.ALLAH TÜRK ü korusun ve yüceltsin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sefik_ascieli
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 05, 2006
İletiler: 45

İletiTarih: Pzr Oca 15, 2006 3:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Can Dostlarim,

Tum Sehitlerimiz icin Allahtan rahmet dilerim.

Sehitlerimiz olmediler, yuregimizde yasiyorlar.

Vatan icin olmek bir serefdir.

Sehit olmez, vatan BOLUNMEZ.

ALLAH TURKLERI KORUSUN VE YUCELTSIN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pts Oca 16, 2006 1:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Şehitlerimizi Rahmetle Anıyoruz


ITC Basın Bürosu 16.01.2006


Irak Türklerinin verdiği mücadele tarihinde 16 Ocak 1980'in büyük bir yeri vardır. Bilindiği gibi o tarihte Irak Türklüğünün önde gelen en büyük şahsiyetleri idam edilerek, Türkmen Toplumunu derin acılara boğan bir matem günü yaşatmıştır. Uzun yıllar Bağdat'taki Türkmen Kardaşlık Ocağı'nın başkanlığını yapan Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, değerli bilim adamı olan ve yüzlerce öğrenci yetiştirerek, topluma büyük hizmette bulunan Doç. Dr. Necdet Koçak, toplum tarafından sevilen iş adamı Adil Şerif gibi önemli şahsiyetler, o tarihte idam edilmişlerdir.

Daha önce bunlarla beraber tutuklanmış olmasına rağmen, büyük bir ihtimalle insanlık dışı işkencelere dayanamayarak şehit olan değerli bilim adamı Dr. Rıza Demirci'nin ise vefat tarihini bilmiyoruz. Bu bakımdan aynı kaderi paylaşmış bu dört dava arkadaşını, aynı tarihte şahadet mertebesine erişmiş kabul ediyoruz.

Milli davaların, o dava uğruna mücadele ederek, şehit olanları, o yolda can verenlerin kanları ile can kazanacağı unutulmamalıdır. "Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" sözünün, bu ideali en güzel biçimde ifade ettiğine inanıyoruz. Bu bakımdan, Millî Mücadele yolunda can veren dava adamlarını her zaman coşku ile anmak, bu yüce şahsiyetleri yeni kuşaklara anlatarak tanıtmak görevi, yine bu yolda mücadele eden dava adamlarına düşer.
Bu yüzden bizde bu konuda yüklendiğimiz misyona uygun olarak, değerli liderlerimizi rahmetle anıyoruz. Türkmen toplumu olarak, sevilen liderlerimizi hiç bir zaman unutmayacağız. Davamızın gücünü, mücadelemizin hızını onlardan alacağız.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 1:25 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ITC BAŞKANI SADETTİN ERGEÇ, ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜNDE HALKA SESLENDİ..

özel 17.01.2006

Aziz Türkmen Milletti, bu gün lider şehitlerimizi anma günüdür.Tertemiz hislerle bu topraklar için canlarını feda eden ve bizlerin bugün her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış bu toprak üzerlerinde varlığımızı sürdürmemize vesile olan tüm şehitlerimizi saygı ve sevgiyle anıyoruz.1980’li yıllarda şehit olan liderlerimiz hem hayatları boyunca bize milli mücadelede rehber oldular hem de şahadetleriyle en ulu fedakarlık timsali oldular. Bunlar fikir ve aksiyon adamıydılar, tüm hayatlarını bu millette adadıkları gibi ruhlarını da bu toprağa bahşettiler.
Bu liderlerin kimileri bu millet, bu toprak için şahadet şerbeti içti, kimileride bu gün bu topraklar bu millet için Türkmen kuruluşlarının devamı için evlatlar yetiştirdiler. Bu liderlerin misyonları şehit olmalarıyla bitmedi. Hala içimizde, ruhları aramızda, her adımımızda bizlerin mücadelemize ışık tutup yönlendirmektedirler.

Rahmetli şehit Necdet KOÇAK’ın şunları söylemişti:
“Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Bayrağı sizlere teslim ediyorum. Bu bayrağı layıkıyla taşıyacağınızdan eminim. Allah’ın yolundan asla şaşmayın sevgili Türkmen gençleri sizlere sesleniyorum; bu dava büyük ,bu dava kutsal bu dava öksüzdür. Şehitlerimizin ruhlarını şad etmek için ve her karış toprağı şehit kanıyla yıkanmış Türkmeneli için bu kutsal bayrağı layıkıyla taşıyalım ve şehitlerimizin ruhunu şad edelim”

Bu günlerde Kerkük’te, petrol için binlerce oyun oynayanlara sesleniyorum. Bilsinler ki bu toprakların altındaki sadece petrol değil taş, kaya, toprak değil, Atalarımız yatmakta ,Türkmen şehitlerin kanlarıyla sulanmış olan bu toprakların altında şehitlerimiz yatmaktadır. O yüzden Kerkük bizim mukaddes şehrimizdir ve hep öyle kalacaktır. Biz bu topraklara dal budak kök salmışızdır, üzerine kaçak binalar dikerek değil… Kök saldığım bu topraklara elbette ki üzerinde yaşamakta olan gençlerimiz, altındaki zenginliklere de sahip olacaktır. Büyüklerimizin kanlarıyla miras bıraktığı bu ata topraklarına elbetteki sahip çıkağız ve mücadeleye devam edeceğiz.

Her Türkmen, bugün ben ne yaptım, neyimden fedakarlık ettim, milletim benden ne istiyor şeklinde düşünmeli, şehitlerimizin anısına sahip çıkabilme adına harekete geçmelidir. Irak Türkmen Cephesi olarak, Şehit liderlerimiz ve özellikle Abdulah ABDURAHMAN, Necdet KOÇAK, Adil ŞERİF ve Rıza DEMİRÇİ başta olmak üzere tüm şehitlerimizin izinden yürüyeceğimize, tutukları ışıklı yoldan hiç sapmayacağımıza, teslim aldığımız bu bayrağı layıkıyla taşıyacağımıza söz veriyoruz.

Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Allah sizleri korusun… Var olun sağ olun…
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bedirhan2323
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 18, 2006
İletiler: 6

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 8:39 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yalniz_asena
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Oct 27, 2005
İletiler: 31
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 8:50 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

RUHLARI ŞAAD OLSUN!
RABBİM BİZLERE DE
BU YÜCE VATAN UĞRUNA,
DALGALANAN AY YILDIZ UĞRUNA,
BU ŞEREFLİ MERTEBEYE ULAŞMAYI NASİP ETSİN!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
DERT35
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 06, 2006
İletiler: 1

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 10:18 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

TÜM ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ. DAİMA KALPLER DE YAŞAYACAKLARINI BİLDİRİRİZ BİR ÖLÜR BİN DİRİLİRİZ.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
turgay-ulutas
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 19, 2006
İletiler: 4
Şehir: türkiye

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 10:29 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu vatan için ölen tüm sehitlerimizi yüce tanrimizdan rahmet dilerim.kim ki bu vatana kursun sikar ben onu yüce rabbimin yarattigi demem o zaman acimiyacaksin bi kiprit cakip yakacaksin canli canli.
dagdaki domuzlar bvizler kafan1za sikmadan siz kendi kafaniza sikin bari biraz olsun seytanin yanina yakisikli gitmis olursunuz damuz evlatlari
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
bozkurt1992
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 18, 2006
İletiler: 31
Şehir: Almanya

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 3:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu VATAN icin ölen sehitleri hic bir zaman unutmayacagiz hepsini rahmetle aniyoruz
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kasgar
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 11, 2003
İletiler: 40
Şehir: Türkiye

İletiTarih: Per Oca 19, 2006 3:47 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Tüm şehidlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz...
Allah'ın (c.c.) cennetinin en güzel köşesinde misafir olan bu aziz insanları asla unutmayacağız...

*************************************************************
Ey Şehid oğlu şehid isteme benden makber.
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber.
*************************************************************

İşte bu iman ve bilinçte olduğumuz için rahat olun...
Bu Topraklar sahipsiz değil ve kalmayacak...


Allah Türk'ü Korusun ve Yüceltsin...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1