Bozkurt NET

[Vuslatim]

Prof. Dr. Mustafa E. Erkal


MHP yönetimi tenkit edilebilir. Haklı veya haksız bazı tenkitler yapılmaktadır. Ancak MHP’ye hâla düşman gözüyle bakarak ne Cumhuriyetçi, ne Ulusalcı, ne de Milli olabilirsiniz. Rey verin ya da vermeyin; içinize sindirin sindirmeyin; MHP milli mücadelenin, Kuvay-i Milliye’nin siyasetteki tek adresidir.


Eski Bir Ezber ve MHP



Türkiye’de gündem çok sık değişiyor ve değiştiriliyor. İktidar-basın ortaklığı gündemi hemen değiştirebiliyor. İleride çok tartışılacak bir kuş gribi hastalığı, Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesi hayati konuları adeta gündemin dışına taşıyıverdi. Basında pek göremediğimiz yolsuzluklar, yoksullaşma, gelir dağılımındaki bozukluklar, perişan edilen tarım sektörü ve ileride tarım alanlarının boşalmasına sebep olabilecek göç dalgası, çöken orta sınıf, Türk dışında kimlik arayışı ve kimlik çatıştırmaları, insanların birbirine başta Sayın Başbakan tarafından ötekileştirilmesi, teslimiyetçi tavır, teröre ve örgüte taviz, Şemdinli olayında sınıfta kalanlar, Ermeni iddialarına göz kırpanlar, terörle mücadele kanununun kuşa çevrilmesi ve tanınmaz hale getirilmesi, garip özelleştirilmeler, artan dış ve iç borcun dış politikadan birçok alana kadar koyduğu sınırlamalar ve ipotekler, artan dış ve iç borç ve cari açık, bugünü kurtarmak için yapılan borçlanmalar bir süre ikinci plana atıldı.


Ağca’nın tahliyesi hukuk devletini hazmetmemiş malûm çevreleri ve bazılarını harekete geçirdi. Yargı üzerindeki baskılar bu iktidar döneminde ulaşılmaz seviyelere çıktı. Utanmasalar başta Sayın Başbakan ve Adalet Bakanı olmak üzere, demokraside derebeylik kurma sevdasında olan bazı meslek kuruluşları oturup mahkeme kararlarını istedikleri gibi yazacaklar. Bazen mahkeme kararları açıklanmadan, bazen de açıklandıktan sonra en büyük hukuk otoritesi olarak bazı bakanlar ve yöneticiler kararları beğenip beğenmediklerini açıklayıveriyorlar. Benim bildiğim hukuk objektif karar ve değerler manzumesidir. Katilin veya maktûlun kim olduğu birinci derecede önem taşımaz. Ama Türkiye’de yargıya müdahale ve hâkimlere baskı öyle bir noktaya varmış ki; mesela Sayın G. Civaoğlu bile bir TV kanalında şöyle diyor: “Ağca tahliye edilirken Abdi İpekçi’nin ailesine soruldu mu?” Hayatlarında insanları methetme ve gerçek yerlerine oturtmaya kimsenin dili varmadığı için ölümünden sonra birçok kişi göklere çıkarılıyor. Buna rahmetli Abdi İpekçi de dahildir. Doğrusu İpekçi’nin hükümetleri ve askeri bu ölçüde yönettiğini ve yönlendirdiğini bugün öğreniyoruz. Önemli olan Ağca’nın hapisten erken mi çıkarıldığı; yoksa daha fazla mı yatması değildir. Üstünde durulması gereken nokta; çelişkili tavır ve beyanlarıyla ortada olan Ağca’nın kim ve kimler tarafından kullanıldığıdır. Acaba bu kullanılma Sayın Aytunç Altındal’ın da dediği gibi; İtalya’da ve bizzat Vatikan’da ortaya çıkan birtakım yolsuzlukların hesaplaşması mıdır? Biz daha ziyade satıhta olan şeylerle ilgileniyoruz. Sıkıştıkça hemen bir hedef tahtası ve öcü yaratıyoruz. “Bizim katil, sizin katil” ayrımına gidiyoruz. Etrafta dün olduğu gibi hâla faşist katiller arıyoruz. Sayın Erol Mütercimler 12 Mart darbecilerini bir TV kanalında faşistlikle suçluyor. Solcu gençler “Bağımsız Türkiye” diyorlarmış. Atatürk de bağımsız Türkiye demiş. Oysa o dönemlerde bu bağımsız Türkiye sloganının bir kamuflaj olduğunu artık öğrenelim. Bazıları da yanlış ve eski sol ezbere dayanarak MHP’ye saldırarak rahatlamaktan kaçınmalıdır.


Vatan Gazetesi tarafından yapılan bir araştırmada DEHAP’ın devamı olan Demokratik Toplum Partisinin oyunun %6’lardan %3’lere düştüğü görülmektedir. Bu oyların artık DTP’ ye değil; Öcalan’la paralel beyanlar veren ve hayali bir AB yolunda her türlü tavizi vermeye yatkın olan AKP’ ye gittiğini anlayalım. Buna rağmen AKP’nin oyu %29’a düşmüştür.


MHP yönetimi tenkit edilebilir. Haklı veya haksız bazı tenkitler yapılmaktadır. Ancak MHP’ye hâla düşman gözüyle bakarak ne Cumhuriyetçi, ne Ulusalcı, ne de Milli olabilirsiniz. Rey verin ya da vermeyin; içinize sindirin sindirmeyin; MHP milli mücadelenin, Kuvay-i Milliye’nin siyasetteki tek adresidir. Bu bakımdan MHP’yi klasik bir siyasi parti zannetmek ne kadar yanlışsa; bu satırları yazanı da bir partili gözüyle görmek o kadar yanlıştır. Türkiye’nin her yönden bir ihanet ittifakıyla sarıldığı, Damat Feritlere özenen yöneticilerin ortada bulunduğu bir dönemde, eski modası geçmiş sol ezberlerden herkes uzaklaşmalıdır. MHP düşmanlığının nüksetmesi, bu ortamda Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmaz. Yanlışlarıyla, teslimiyetçi tavrı ile ortada olan bu iktidara alternatif yaratmak demokrasinin bir icabıdır. Bu açıdan MHP düşmanlığı bu başarısız iktidarı alternatifsiz kılacak ve AKP’ ye hizmet edecektir. O zaman alternatifsizlikten niçin şikâyet ediyoruz?


Kaynak; Ülkücü.org

[konya_42_turk]

MHP_Yİ_TEBRİK_EDİYORUM.İŞTE GERÇEK MİLLİYETÇİLİK BU DUR.BAZİ HAİNLER KATİLİ TÜRK BAYRAĞİ İLE KARŞİLARKEN SAYİN BAHÇELİ BUNA KARŞİ ÇİKMİŞTİR.

[konya_42_turk]

ÜLKÜCÜLÜK NEDİR?.CEVABİNİZİ BEKLİYORUM KARDEŞLERİM.

[kadir45]

Yazıyı ayakta alkışlıyorum.Bir bilim adamına yakışır tarafsızlık ve gerçekçilikle mükemmel bir yazı yazmış.Burada bağırmaktan sesim kısıldı bu güne kadar.BU ÜLKENİN GERÇEK ATATÜRKÇÜLERİ,VE CUMHURİYETİN GERÇEK TEMİNATI MHP DİR.MHP kendisini,değerlerini,davasını satmamış tek siyasal partidir.Elbette Mhp nin yanlışlarını konuşabiliriz.Eksiklerini söyleyebiliriz.Ama Mhp hiçbir zaman kimsenin kapıkulu olmamıştır.Tüm değerlerimizin yerle bir edildiği bu sistemde,mhp bu erozyondan en az nasibini almış siyasal teşkilattır.Bizim,her yapılanı doğru kabul etme gibi bir alışkanlığımız yok.Bunları aramızda da konuşuruz.ASKERLİKTE OLSUN SİVİL HAYATTA OLSUN,MEMURİYET YAPANLAR BİLİRLER.EMRE ASLA KARŞI GELİNMEZ.AST VERİLEN EMRİ UYGULAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR.SADECE EMRİ YAZILI OLARAK ELİNE İSTEYEBİLİR.Sen Türk-İslam davasının neferi olacaksın,varlığını adayacaksın,yemin edeceksin,ondan sonra çapulcu alayı gibi ayaklanacaksın.Yok böyle bir şey.Herkesin kafasına göre hareket ettiği bir topluluk,asla teşkilat olamaz.
İttihat ve terakkiyi,ve Abdülhamit Han azledildikten sonraki,meclis toplantı tutanaklarını bulur da okursanız,o zaman ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız.İşte İttihat burada çökmüştür.Baş ile ucu ayıramadığı,her kafadan bir ses çıktığı için.Davaya küslük olmaz.Gelirsin kongreye,adayını,gönlündekini,inandığını sonuna kadar desteklersin.İş biter,kol kola çıkarız.Artık lidere itaat esastır.Biz robot değiliz.Gider kongrede gönlümüzdekine oy atarız.Neticede her delegenin bir oyu var.O oyun da bir tabanı var.Ama akepenin azıp kudurduğu,ülkeyi darmadağın ettiiği bir ortamda,mhp liderlik tartışması açamaz.Geçmiş hizmeti ne olursa olsun,bunu değerlendiremiyecek kadar basiretsiz insanlara bu partinin genel başkanlığı bırakılamaz.Başta onlar da olsaydı,ben dAvam için,Partim için gene onlara laf söylemez ve söyletmezdim.
İsterseniz,bu milleti tanıyan hem de iyi tanıyan biri olarak,ben tek başına hem de en az yüzde 35 oy ile iktidar garantisinin formülünü vereyim.Bunlar bugünün mhp sinin programında yok.Şimdi ben atıp tutayım mı lider hakkında,benim gibi düşünmüyor diye.Bundan kimin çıkarı olur.Demezler mi adama?"sen içini düzelt önce,birbirinizi yiyorsunuz"diye?Sn Bahçeli çok demokratik bir insan.Size yeminle söylüyorum,ben genel başkan olsaydım,bu gün orada muhalefet yapıyoruz diyen tek adamı bırakmazdım bu partide.Alayını ihraç ederdim.
Bunu da bu Millet,bu dava adına yapardım.Varsın bana despot desinler.Bu saatten sonra ne yakıştırmaların,ne duyulacak küfürlerin bir anlamı kalmadı.Çünkü Türk milleti çok haysiyetsiz ,ezik bir şekilde ayaklara altına paspas yapılmıştır.Burada artık sen ben davası olamaz.Hangi şeref var ortada pay alınacak?rte nin bu kadar yaptıklarından sonra "ben TÜRK'ÜM" DİYE BAŞINIZ YUKARIDA DOLAŞABİLİYORSANIZ,SİZİN HİÇ BİRİNİZ TÜRK DEĞİLDİR.KIBRIS GİDERKEN,KERKÜK GİTMİŞKEN,SINIRLARINDA GİZLİ HENÜZ İLAN EDİLMEMİŞ AMA HER AN EDİLEBİLECEK BİR KÜRT DEVLETİ VARKEN;HİÇBİR TÜRK,NE GÖZYAŞLARINI TUTABİLİR,NE SEN BEN DAVASINDA BULUNABİLİR,NE DE BEN TÜRKÜM DİYE ORTADA DOLAŞABİLİR.VE SEN BU DURUMDA MİLLETİN DEĞERLERİNİ TEK TEMSİL EDEN PARTİDE,BİZANS OYUNLARI OYNUYORSUN.BUNUN ADINA DA DEMOKRASİ DİYORSUN.
Hayır yok böyle bir demokrasi anlayışı.4.Murat gibi,kalkıyanın beynine topuzu indirebiliyor musun?Muhalifmiş,kürtmüş,şeriatçıymış,bilmem ne imiş.Hiç farketmez.Beynine indirebiliyorsan,bu gün nizamını,yarın da alem-i nizamı sağlarsın.Yoksa gerisi boş laf.Biz çok lafla kahraman adam gördük.Onları bi geçin.