Bozkurt NET

[halilozbay]

ALLAH RAHMET EYLESİN . HİC BİR ZAMAN BİR TURKUN KANI YERDE KALMADIGI GİBİ ONLARIN KİDE KALMAYACAKTIR . ALLAH TURKU KORUSUN VE YUCELTSİN.....

[Cagan]

İnanın Ülküdaşlarım Can gardaşlarım BU çok acı verıor Ama ama Elbet elbet kanları yerde kalmayacak Ceza kesilecek.Allah Rahmet eylesin onları Rahmetle ve Saygı İle Anıyorum

[gelibolulu]

	Alıntı:
	Vatan toprağının tek karışının bile satılmadığı, hırsızlığın arsızlığın olmadığı, insanların kardeşçe yaşadığı, ihanetin her türlüsünün cezasız kalmadığı bir iktidarda buluşmak üzere…

AMİN...

[Vuslatim]

Artık Görüntüler İhanet Düzleminde ve Tek Boyutlu


Tarihin bilinen en eski milletlerinden olan Türk Milleti, Türkistan Coğrafyası, Kafkaslar, Mezopotamya, Anadolu, Balkanlar ve Afrika'nın kuzeyinde sayısız devlet kurmuştur. Bu gün Türklüğün bağımsız devletleri ve bağımsızlık mücadelesi veren toplulukları vardır. Ülkemizin Türklük Alemi için bir dinamo vazifesi görmesi ve coğrafyasında sözü geçen bir lider ülke olması gerekirken bu gün maalesef senaryolara müdahil olamayan, çevresindeki gelişmeleri izlemekten ve “en az zararla atlatmaktan” başka bir marifeti olmayan bir ülke halini almıştır.

ABD'nin Irak'a saldırması sürecinde Türkiye'nin önemi muhakkaktır. Bu operasyonun meşruluğu, bu coğrafyaya faydası (!) tartışılmaktadır. Ama tartışma götürmeyen tek konu Türkiye'nin pısırık dış politikasıdır. Irak'ın kuzeyinde yaşanan gerginlikte Türkiye söz hakkı yokmuş gibi davranmaktadır. Bölge, Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı, Misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan bir bölgedir. Türkiye sınırına 50 km. mesafedeki Telafer'de soydaşlarımız katledilmektedir. İşkencelere maruz kalmaktadır. Ayrıca bölge Türklüğü için Türkiye hâla bir umuttur. Türk Dış Politika yetkilileri bu gerçekler yokmuş gibi davranamaz. Ama bölgeyi çevreleyen güçler Türkiye yokmuş davranıyor. Irak'ta yaşananları geri alamayız fakat bölge önümüzdeki günlerde daha da karışacağa benziyor. Kuvvetle muhtemel yaşanacak gerginliklerde ve hatta olası bir İran müdahalesinde Türkiye'nin tavrı ne olacaktır?

İran'da yaşayan 35 milyon soydaşımız yine yokluğa, sefalete ve hatta işkencelere mi terk edilecektir? Türk Milleti olarak zaten yeteri kadar soykırım ve katliamın yıldönümünde şehitlerimizi anmaktayız. Şubat ayı dolayısıyla Hocalı Katliamının 14. yıldönümündeyiz. Türk Milliyetçileri olarak Erdebil, Tebriz, Urmiye katliamları görmek istemiyoruz. Ayrıca Orta Doğu'da yaşanan son gelişmeler ve Batı dünyasının yüce peygamberimizin Hz. Muhammed (SAV) ile ilgili yayımlanmış aşağılar aşağısı karikatürlere batılı her ferdin bilinçaltlarında yer etmiş olan İslam korkusu ve düşmanlığı sebebiyle arka çıkması Huntington'un Medeniyetler Çatışması tezini doğrularcasına Batı ile İslam dünyası arasındaki uçurumun giderek açılmasına, aradaki düşmanlıkların bilenmesine neden oluyor.

Batılı Emperyalist güçler tarafından Orta Doğu'nun yeniden şekillendirilmesi ve İsrail'in güvenliğinin sağlanması, enerji kaynaklarının güvenliğinin sağlanması amacıyla başlatılan işgal, diplomatik baskı, tecrit vb. politikaları içeren Büyük Orta Doğu ya da Genişletilmiş Orta Doğu projesi çerçevesinde öncelikle Amerikan Başkanı Bush tarafından şer ekseni olarak nitelendirilen üç ülkeden birisi olan Irak'a, yalanlarla örülmüş bir kimyasal ve biyolojik silah bulundurma bahanesiyle müdahale edilmesinin ardından bugün sıra şer eksenini oluşturan diğer iki ülkeden birisi olan İran'a gelmiş gibi gözüküyor. İran'ın Nükleer Enerji için yaptığı araştırmaları ve kurulan santrallerin aslında Nükleer silah sahibi olmak adına yapılmış bir hareket olduğu iddiasını Irak'a müdahale öncesinde alamadığı uluslar arası desteği İran üzerindeki tasarruflarını gerçekleştirmek adına dünya gündemine taşıyan ABD, Mart ayı içerisinde BM Güvenlik Konseyinde görüşülmesi planlanan konuyla ilgili diplomatik olarak başlattığı saldırıyı bir silahlı müdahaleye veya işgale dönüştürebileceğini de saklama gereği duymuyor. Ülkemizi çok yakından ilgilendiren bu gelişmelerde Türkiye'nin takınacağı tavır vereceği ya da vermeyeceği destek, Irak'ın işgalinden önce olduğu kadar önemli olamasa da yine de büyük önem arz ediyor. Irak savaşında ABD'nin Türkiye'den açacağı Kuzey cephesi işgalin gidişatı açısından fevkalade değer taşıyordu, fakat İran'ın etrafındaki hemen her ülkede şu an ABD güçlerinin konuçlu olduğu düşünülürse Türkiye'den bir cephe açılması ya da açılmaması çok sorun değil gibi görünüyor. Fakat yine de Türkiye'nin, İran vatandaşı olan büyük Türk kitlesi üzerinde etkili olabileceği düşünülürse Türkiye'nin doğru politikalar takip edilmesi durumunda etkin olması ihtimal dahilindedir. Türkiye2nin burada atacağı adımları çok dikkatli seçmesi ve geçmişte Irak işgali sırasında yapılan stratejik hataları tekrarlamaması lazımdır.

Bölgedeki dengeleri derinden sarsan bir diğer gelişme de Filistin'deki seçimlerden Hamas'ın galibiyetle çıkması. Bu durum İsrail-Filistin arasında azda olsa rayına girme temayülü gösteren ilişkilerin tekrar en başa dönmesi anlamına geliyor. Hamas'ın güttüğü politikalarda değişiklik yapacağına dair pek bir belirti gözükmemesine rağmen, Hamas'ın seçimlerden galibiyetle çıkmasına Batı dünyasından beklenilenden daha düşük yoğunluklu tepkilerin gelmesi Batılı emperyalistlerin radikal İslamcı unsurları iktidar nimetlerinden faydalandırıp, sisteme entegre ederek, demokrasinin içerisinde ehilleştirilmesi ve ılımlılaştırılması politikasının bir parçasının mı yürürlükte olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Bu kritik dönemde Hamas'ın liderlerinin ülkemize yaptığı ziyaret de dünya kamuoyunda oldukça yankı buldu. ABD'nin gösterdiği tepkiden anlaşıldığı kadarıyla bu, ABD'den habersiz yapılmış bir girişim değil. Akıllara hemen Orta Doğu'da soğuk savaş döneminde olan etkinliğini tekrara kazanmak peşinde olan ve bu çerçevede Hamas'ı seçim zaferinin hemen ardından ülkesine davet eden Rusya'nın bu hesaplarının Türkiye aracılığıyla sekteye uğratılması politikasının güdülebileceği geliyor.

Bütün bu gelişmeler merkezi ülkemiz olan bir coğrafyanın mukadderatını belirleyecektir. Türk hükümeti bu konularda milli çıkarlarımızı gözetmeli, Türk'ün itibarını muhafaza etmelidir.

Diğer yandan sözüm ona kültürel bir alt yapı çalışması ve siyasi noktada bir temel olarak düşünülen “dinler arası diyalog” faaliyetlerinde ülkemizin takınacağı rol oldukça önemlidir. Türk'ün hakimiyetinde yıllar boyu ahlak ve adalet üzere yaşayan Orta Doğu halkı kavmiyetçi tesirlerle 20. yüz yılda Osmanlı'nın yıkılışına sebep olmuştur. Burada kullanılan propaganda “nifak ve iftira” iken bu gün ulus devlet anlayışı küreselleşme ile yok edilmeye çalışılıyor, İslam Alemi, dinler arası diyalog söylemi ile temellerinden uzaklaştırılıyor. İşin merkezinde hristiyanlık inancını anlamak ve anlamlandırmak yatıyor. Orta Doğu'da teslimiyetçi bir anlayış hakim kılınmak isteniyor. Ülkemizdeki hoşgörü rüzgarları ne hikmetse hoşgörünün hiç uğramadığı küresel güçlerden besleniyor.

Biz inanıyoruz ki; “İslamın içinde hiçbir kötülük yoktur” ve yine inanıyoruz ki; “İslamın dışında hiçbir iyilik yoktur”.

Çözüm, Başbuğumuzun ifade ettiği gibi “Türk'ün cevheri aslisinde”.

Son olarak milli şairimiz Akif'e kulak verelim;

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
' Tarih ' i ' tekerrür ' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN.

Harun ÖZTÜRK
Ülkü Ocakları Eğitim Kültür Vakfı
Genel Başkanı

[Vuslatim]

PANEL

Ülkücü kuruluşlar (Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi, TÜRKAV, Ülkücü İşçiler, TİSAV, ÜlküTek) tarafından, vefatının 9.yılında Merhum Liderimiz Başbuğ Alparslan Türkeş'in aziz hatırasına binaen, 02.04.2006 tarihinde saat:14.00'da Kocatepe konferans salonunda bir panel düzenlenecektir. Düzenlenecek olan panele, tüm ülküdaşlarımızı bekleriz.

Program:

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
Kuran-ı Kerim okunuşu
Açılış konuşması (Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Merkezi Genel Merkezi)
Şiir dinletisi
Sinevizyon gösterisi

Panel:

Oturum Başkanı:

Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Yalçın

Konuşmacılar:

MHP Genel Başkan Yardımcısı Metin Çobanoğlu
MHP MYK üyesi Meral AKŞENER
Hamit Homriş

Yer: Kocatepe Konferans Salonu
Tarih ve Saat: 01.04.2006 saat:14:00

[BasbugAtilla]

O kanı bozuk ermeniler sağda solda sözde soykırımdan bahsettiler.Bu konu hakkında ne düşünüyorlar merak ediyorum.
Tarihi çarptırabilirsin ama değiştirezsin.

TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR

[Sebas]

Hocali'da tanklar geçiyordu
Hocali'da Türk Irki kiriliyordu
Hocali'da gardaslarimiz vuruluyordu, yere düsüyordu
Hocali'da Bayragimiz yakiliyordu Türk Irki zarar göruyordu !

Ermeni tanklari çocuklari eziyordu !
Ermeni katliam düzenliyordu
Dünya seyrediyordu, bu zulmü bu vahseti !
Bakü hocali nerde su an nerde o yigitler ? hepsi toprak oldular
katledildiler !

Ne zaman alinacak bu öç ?
Ne zaman dalgalanacak AY YILDIZ ?
ne zaman Semaya yükselecek Ezan sesleri ?
Biz gelecegiz Türkiyem, Biz gelecegiz Can Azerbaycan !

Turan kurulacak
Türk yurtlari kurtulacak
Tam Bagimsiz Tek Cumhuriyet
uzak degil yakindir !

Haydi Milyonlar
Haydi Bozkurt'lar
haydi Meydanlara
Edirne'den Dogu Türkistan'a !

Söz verdi Basbug'a
Tek vucut olduk huzurunda
Tek bayrak aldik elimize
yürüyecegiz TURAN'a

Selçuk A.

Allah Türk Irkini Korusun ve yüceltsin

[sinan37]

	gelibolulu demiş ki:
	Alıntı: Vatan toprağının tek karışının bile satılmadığı, hırsızlığın arsızlığın olmadığı, insanların kardeşçe yaşadığı, ihanetin her türlüsünün cezasız kalmadığı bir iktidarda buluşmak üzere… AMİN...

""60.HÜKÜMET MİLLİYETÇİ HAREKET""

Türk milletinin çelik çekirdeği olan milliyetçilerin, bu ülkenin birliği, bu milletin dirliği için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen ülkücülerin siyasi birliği olan MHP, yaklaşık 40 senedir bir milim bile sapmadan bu davanın peşindedir. Bu açık gerçeğe rağmen kim, neyi arıyor? MHP gibi Türk milletinin sarsılmaz kalesi olan bir parti varken başka arayışlara yönelmek ne kadar ciddiyet taşır? Aklı ve vicdanı olan herkes görüyor, herkes biliyor ki, Türkiye'yi bu girdaptan çıkaracak tek parti MHP'dir. Geçmişiyle, bugünüyle, duruşuyla, söylemiyle, kadrolarıyla ve lideriyle AKP'nin tek alternatifidir.
Türkiye'nin milli birliğinin ve kardeşliğinin teminatı ve milli vicdanın sesi olan MHP varken başka arayışlara yönelmek, olmayacak işlerle vakit geçirip, milleti oyalamak, ümit tacirliği ile kafaları karıştırmak ne kadar iyi niyet sayılabilir? MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli neredeyse her açıklamasında, her basın toplantısında partisinin kapılarının, bu ülkenin birliğinden yana olan herkese sonuna kadar açık olduğunu söyleyip, davette bulunuyor. Bu davet, sadece MHP'nin şerefli geçmişinde çok değerli hizmetleri ve katkıları bulunan, ancak siyasi rüzgarların ve gelişen diğer bazı şartların sonucu ayrı kalanlara değildir. Bu çağrı, Türk milletinin temiz ve vatansever insanlarınadır. Bu çağrı, Türkiye'nin önünü ve ufkunu açmak ve onurlu geleceğini hazırlamak isteyenleredir. Türkiye'yi bu bataklıktan çıkarmak isteyen herkesedir.
Adres bellidir. Türk milleti bu adresi zaten görüyor ve biliyor. Bütün araştırmalar, bütün toplum mühendisleri, bütün siyaset ulemaları, MHP'nin iktidara yürüdüğünü kabul ediyor. AKP'nin yaptırdığı araştırmalarda bile MHP'nin önlenemez bir yükselişi olduğunu, Başbakan, basına kapalı toplantılarda itiraf ediyor. Gün, bugündür. Zaman, birlik zamanıdır. Beyhude arayışlarla zaman kaybetmek, kafa karıştırmak, şahsi hesapları, beklentileri, kinleri öne çıkarmaya çalışmak bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bir daha düşünmek gerekiyor. Kaş yaparken göz çıkarmak, bölerek, bölünerek AKP'nin işini kolaylaştırmak bir hizmet değil vebaldir...