Bozkurt NET

[Vuslatim]

Ülküdasimizin Istegi üzerine... Allah (c.c.) kendisinden razi olsun.....

	BozKurt_Han demiş ki:
	selamunaleyküm ülküdasim, Vuslat reisim bu asagidaki yazilar bana mail araciligi ile geldi. Ben sana göndermeyi uygun buldum, cünkü forum icin gerçekten güzel yazilar olduguna inaniyorum. Konu basliklarina göre secip kesebilir veya oldugu gibi koyabilirsin, senin kanaatin. Saglicakla Kal TTkvY

Değerli Arkadaşlar

Aşağıdaki elektronik posta bana geldiğinde sizlerle paylaşmak konusunda en ufak bir tereddüt duymadım.
Ne yazık ki bugünlerde ülkemizin dört bir tarafına şehit cenazeleri postalanmakta, ve yine ülkemin dört bir
tarafındaki hastanelerinde gazilerimiz yatmaktadır.

Diyarbakıra gidip "Kürt Sorunu" vardır ile başlayıp, Şemdinliye gidip terörist Sefer Yılmaz ın sırtının sıvazlanması
ve Van Rektörü ve KK Komutanı hakkında düzmece ve hukukdışı olarak düzenlenen iddianameler ile zaten
bugünlere geleceğimiz çok açıktı.

Değerli Arkadaşlar

Bu vesile ile konu ile ilintili biriki hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bitti dediğimiz terör yine neden hortlatıldı?
Bu bizlere birşey hatırlatmıyormu?
Önceleri içi boşaltılmış sağ-sol kavramları ve çatışmaları ile ülkemizin 15 yılını çaldılar,ardından ermeni-asala terörü
olayları, ardından 15-20 yıllara varan PKK terörü ve yüzmilyarlarca kaynak, ardından hizbullah terörü (domuz bağları
ile çukurlara canlı canlı gömülen insanlarımızı unutmayalım), ardından laik-dinci,alevi-sünni-kürt yapay ayrımları ile
ve bütün bu olayların arasına da olgunlaştıkca serpiştirilen ekonomik krizler (!)

Ve bir iki bağlantı daha:

Medeniyet projesi, uygarlık projesi diye yutturulan Avrupa Birliği diğer üyelerden ve adaylardan farklı olarak bizden yapmamızı
istediği sadece bir-iki hususu dikkatlerinize sunuyorum.

-Fırat ve Dicle sularını uluslararası bir konsorsiyum yönetecek. (Yüzyılımızda en stratejik maddenin - petrolünde önüne geçerek-
su olduğunu herhalde biliyoruzdur.)

-Türkiyede 43 tane etnik azınlığın olduğunu ( aleviler, kürtler, süryaniler, keldaniler, çerkezler, tatarlar vs vs) öne sürüp bunları
ikiz yasalar diye tabir edilen yasaların sözümona koruması altına almak istemektedirler. (Kısaca bu yasalar azınlıkların kendi
kaderlerini tayin hakkını öngörmekte, azınlıkların başka ülke ve organizasyonlarla, TC nin onayı aranmaksızın, ilişki kurup iş
yapabilmesini sağlamaya yöneliktir.) Ne iyi niyetli bir istek değilmi(!)

-Fener Rum patrikliğinin ekümenlik olarak tanınması. ( Ne var canım bunda diyenlere not: İstanbul un göbeğinde Vatikan benzeri
bir ortodoks devlet oluşturuluyor. Arazileri durmadan satınalmalarla genişletiliyor zaten.)

-Komşularınızla sınır sorularınızı hemen çözeceksiniz. ( Tercümesi: Ermenistan doğu sınırımızı tanımamaktadır, bizim için problem
olmayan bu sınırları sınır sorunu vardır çözün demek Ermenistan ın istediğini kabul edin demektir. Kıbrıs ta Rumların, Ege de Yunanis-
tanın dediklerini yapın, yarın da Kuzey Irakta oluşturulmakta olan sözde Güney Kürdistan ın kuzeyini onların istediği şekle getirin
demektir.)

-Ermeni soykırımını kabul edin. ( Bu konunun ne olduğunu açıklamaya gerek yok, çünkü böyle bir soykırım yok, dünyamıza soykırımı
tanıtanlar Avrupalılar ve Amerikalılardır ne yazıkki. Ama bunu mesele yaparak gelecekleri yer önce tazminat sonra toprak talebidir.)

Yukarıdaki örnekler oldukça çoğaltılabilir, ama bu kendini medeniyet projesi olarak lanse eden-edilen Avrupa Birliği (bana göre korku ve
çevresini sömürme projesidir) Türkiye deki gelir adaletsizliğinden, yoksullukların ve yolsuzlukların ortadan kaldırılmasından, siyasi partiler
yasası ve seçim yasalarının demokratik olmayışlarından hiç toz kaldırmamaktadır. Ne iyi proje değilmi.....

Müttefikimiz, dostumuz, stratejik ortağımız(!) ABD ile ilgili de aşağıdaki hatırlatmaları yapmadan geçemeyeceğim.

-Kore den başlayarak Somalide, Kosova da,..... Afganistan da Türk çocukları ve paraları hep ABD nin çıkarları için harcanmıştır ve harcanmaktadır.

-Soğuk savaş döneminde SSCB ve doğu blokuna karşı 50-60 yıl Batı nın bekçiliğini yapmıştır. ( Türk çocuklarının boğazından kısılan
kaynaklar batılı silah sanayinin - ABD nin kasasına girmiştir.)

-Kuzey Irak'a sadece terörist eylemleri önlemeye yönelik bile ne kendisi kılını kıpırdatıyor ( aslında kıpırdatıyor), nede bizim sınırötesi
alabileceğimiz tedbirlere izin veriyor. Güya Büyük Ortadoğu Projesin de eşbaşkanmışız(!). Ne iyi proje değilmi..... Ne muhteşem
stratejik müttefik değilmi?

-Büyük Ortadoğu Projesi nin ( aslında büyük kürdistan projesi, büyük israil projesi deseler lafı dolandırmamış olacaklar) biryerlerinde
Türkiye'nin her bakımdan kardeşimiz ve komşumuz olan İran ile savaştırılmasının planları da hazırlanmaktadır. Ne barış projesi ama
değilmi....



Değerli Arkadaşlar

ABD ve AB ile ilgili kısa hatırlatmalara ilave olarak ülkemiz içinde son haftalarda olup biten bir iki şeyi daha hatırlatmama izin verin.

-Yabancılara toprak satılmasının büyük ülçüde serbest bırakılması yasası kabul edilmiştir. ( Ne var bunda herkes satar demeyiniz,
dünyanın hiçbir yerinde bizdeki gibi toprak ve mülk satışı yoktur. Örneğin İngiltere de evlerin bile özel mülkiyeti yoktur, dışarıya serbest
satış olmadığı gibi kendi vatandaşlarına bile sadece kullanım hakkını satmaktadır. İsrail de bütün toprak devletindir, vb. Ama bizde
bütün kıyılarımızda - karadeniz dahil- ve güneydoğumuzda alabildiğince toprak satılmaktadır. O kadar ki Didim de belediye elektrik ve
su faturalarını ingilizce bastırmaya başlamıştır.İsrail bugünküğü yerine önceden toprak satınalmaları ile yerleşmiştir)

-Vicdani Ret yasası imza aşamasındadır.( Türkiye de askerliğin sulandırılması ve giderekte kaldırılması na yönelik AB dayatma
yasalarındandır. Neden acaba?)

-Güneydoğu sınırımızdaki iki kıbrıs büyüklüğündeki mayınlı arazinin mayınların temizlenmesi karşılığı birilerine verilmesi hazırlığı
(Şartname öyle hazırlanmış ki İsrail li firmaları tarif etmektedir. Neden acaba? Büyük İsrail projesini tasarlayanlar bile bu işlerin
bu kadar kolay olacağını düşünmüşlermidir acaba.)

-TSK nin sınır güvenliğimizi sağlamak görevi - yine AB dayatması ile- TSK dan alınarak kurulacak 70.000 kişilik, içişleri bakanlığına
bağlı özel kuvvetlere verilmek üzeredir. (Neden acaba? Bugün içişleri bakanlığı kendini koruyamamaktadır.)

- AKP kurmayları Sayın Zapsu ve Dişli ABD ye gidip benim ülkemin başbakanını delikten aşağıya süpürülecek bir nesne olarak nitelenebilecek
ifadeler kullanabilmekte, başbakanı devirmeye kalkacağınıza onu kullanmaya devam edin diyebilmektedir.( Aslında biryerde kendileri açısından
doğruyu söylemişlerdir, ancak söyledikleri ülkemizi bağlamakta ve ülkemizin onurunu ayaklar altına almaktadır.)

Değerli Arkadaşlar,

Aşağıda bana gelen elektronik postada da bahsedildiği gibi asabileceğimiz heryere bayraklarımızı asalım ki enazından içerden ve dışardan
bizi yönetenler ne oluyor desinler. Bu ve buna benzer sivil eylemlere artık kulaklarımızı tıkayıp sırtımızı dönmeyelim, destek verelim, içinde
yeralalım. Torunlarımız, çocuklarımız için değil (çünkü böyle bir vade süregelen gelişmelere bakıldığında çok çok uzun gözüküyor ne yazık ki)
kendimiz için yapalım.

Ben evime, arabama, yazlığıma, kişisel geleceğime yatırım yapıyorum, ayrıcada işim gücüm çok fazla yada zamanım yok demeyelim. Ortalık
karıştığı zaman ( içerden ve dışardan) evimize kimlerin çörekleneceğini, arabamızı kimlerin gasp edeceğini, yazlıklarımızda hangi conilerin
fink atacağını da bir hayal etmeye çalışalım. ( Eşimize, çoluğumuza, çocuğumuza yapılabilecekleri aklıma bile getirmek istemiyorum.)

Çok karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım, ama bunlar buzdağının sadece üstü inanın. Bu ülkenin sahibi olduğumuzu göstermeye
başlayalım, gösterelim, göstermeye devam edelim. Başka Türkiye yok. Siyasi bir laf yada slogan gibi oldu ama, bir düşünelim bakalım
başka varmı? Kendisine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığını yakıştıramayan biri ile Kıbrıs'ımızın, ben Türküm diyemeyen
birileri ilede Türkiye'mizin ayaklarımız altından kayıp gitmesine seyirci kalmayalım. Paylaşımlarımızı çoğaltalım, yapılabilecekler üzerinde
düşünelim.

Hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

[sinan37]

VATAN GİDİYOR UYUMA KARDAŞ

Vatanını yağmalıyorlar nerdesin nerde
Zana peşkeş çekiyor yanındaki itleriyle
AB ile mi kurtardık biz bu vatanı ne karışır
FATİH soylu uyuma vatan gidiyor göz göre göre

Hak diyorlar ne hakkı vatanı istiyor bunlar
Ekmek yediği yere utanmadan pisliyorlar
Kardeşlik dedik sustukta ne oldu söyle
SÜLEYMAN soylu uyuma ceddini uyutmuyorlar

Çağ atlamış bütün ırkı barındırmış ceddin yeryüzünde
72 millet ses çıkarmamış bizim adeletimize
Türk asildir silah çekmez aman dileyene
YAVUZ soylu uyuma sayın diyorlar bebek katiline

[bozkurt_1312]

Kardesımız haklı ve guzel bır yazı gondermıs.Ama bunu kımse gercelestıremez ııktıdarımız yakındır.o zaman goruruz fener rum mus ermenıymıs suymus buymus hepsını goruruz.Bıde baskanımızın dedıgı gıbı kurtler burda azınlık degıldır onlarda aslı unsurlarıdır bu memlekketın .Ama pkk lılar ve sempatızanları bu memleketten degıllerdır onlara ınsan bıle demek ıstemıyorum.cunku degıller.eger ınsan olsalardı besıktekı bebegı oldurmezlerdı.Kımse bızı anadolumuzla ayıramaz.buralar turkun yurdudur.

[mustafayaman]

Türkiye AKP iktidarı döneminde ilkleri yaşıyor... Türkiye'nin başbakanının başka bir ülke tarafından kullanılmasını teklif etmek bile her yurtsever vatandaşın tüylerini diken diken eder. Ama Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Cüneyt Zapsu Efendi, gidip Amerika'da " bu adamı kullanın" diyebiliyor. Hem de 2 kez çıkıyor ağzından bu kelime...

Cüneyt Efendi bunu neye dayanarak söylüyor? Acaba ABD'lilere yapılan bu tekliften Tayyip Erdoğan'ın haberi var mı? Olmadığını düşünmek saflık olur. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı sıfatını taşıyan bir kişinin dünyanın en büyük emperyalist gücü ABD tarafından kullanılmasını teklif etmek kimsenin haddine değil. Hele senin hiç haddine değil Cüneyt Efendi...

Bu ülke bağımsız bir ülke. Bu ülkenin sınırları Lozan'da şanla şerefle çizildi. Lozan'a gidene dek bu ülke bağımsızlık adına onbinlerce şehit verdi. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ne başbakanlık eden kişi, yaşadığımız coğrafya üzerinde emperyalist amaçlar güden işgalci ABD tarafından nasıl kullanılabilir?

Cüneyt Efendi, Amerika'da böyle söylüyor, Başbakan'dan çıt yok. Susmak ne anlama geliyor? Başbakan Erdoğan çıkıp, " beni kimse kullanamaz" diyemiyor. Durumun vahametine bakın.

Türk insanı bu iktidar döneminde yaşadığı hayal kırıklıklarını tarihinin hiç bir döneminde yaşamadı. Bu iktidar döneminde Türk askerinin başına Amerikan askerleri çuval geçirdiler. Ve bu iktidar bu olayı aylarca halkımızdan sakladı. Bir gazete haberi yaşanan basiretsizliği ortaya çıkarmasa ruhumuz bile duymayacaktı.

Bize yaşatılan bu onursuzluk hepimizin hafızasına kazındı. Şimdi filmlerdeki sanal kahramanlarla çuval olayının intikamını alıp rahatlıyoruz. İktidar protokolü ve tabii ki Emine Hanım filmin galasında gururla poz verip, kafamıza geçen çuvalı unutturmaya çalışıyor.

Türkiye bu iktidar döneminde K. Irak'taki kontrolü tamamen kaybetti. Oradaki Türkmenler çaresizlik içerisindeler. Kerkük'teki Türkmenler asimile edilmek isteniyor. Kürtler Kerkük'ün demografik yapısını değiştiriyor. Türkiye'yi yöneten iktidar ne yapıyor? Hiçbirşey... Ama Kurtlar Vadisi'nde Türkmenlere sahip çıkıldı ya... Yetmez mi?

Türkiye adeta bir kabus yaşıyor. Siyasal iktidar devletin bütün kurumlarıyla neredeyse kavgalı. Cumhurbaşkanlığı, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, YÖK, Merkez Bankası vs... Böyle ülke yönetilebilir mi? Vekaletle bir ülke yönetilebilir mi? 2 bine yakın kurum vekillerle yönetiliyor. Bu ülkede partizan kadrolaşma adına el atılmadık kurum kaldı mı? Hiçbir siyasal iktidarın dokunmadığı, Tübitak ve Adli Tıp Kurumu bile bu iktidar döneminde kadrolaşmaya kurban gitti. Bu iki kurumdaki çok değerli bilim adamları istifa etmek zorunda kaldı. Deprem konusunda son derece yetkin isimleri kadrosunda bulunduran Tübitak Marmara Araştırmalar Merkezi'ne ne oldu bir bakın... Prof. Naci Görür şimdi nerede? Neden merkezden ayrılmak zorunda kaldı?

AKP iktidarı döneminde yeniden oluk oluk kan akmaya başladı. Terör neden hortladı acaba? Gidip Diyarbakır'da nutuk atık süslü cümlelerle birtakım çevrelere cesaret verirseniz böyle olur efendiler. Beceriksizliğiniz, tutarsızlığınız bakın nelere mal oluyor.

Askerlerimizin şanlı bayrağımıza sarılı tabutları önünüzden geçerken bir düşünün biz nerede hata yaptık diye.

Siz hatanızı düşünedurun vatandaş kimin ne hata yaptığını çok iyi biliyor. Ve bunun bedelini size sandıkta ödetecek emin olun. 1 Mayıs geliyor. İstihbarat birimleri vahşi terör örgütü PKK'nın meydanları provake edeceği ve kanlı olaylar yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Siz ne yapıyorsunuz efendiler? Hangi önlemleri aldınız? Ama yok sizin daha önemli işleriniz var. Birilerinin sizi kullanmasını istiyorsunuz. Kullanırlar emin olun. İşleri bittiğinde sizden geriye ne kalır bilemem ama, bu ülkeye yazık ediyorsunuz bilmiş olun... En iyisi ananızı da alın gidin...

Adnan Bulıt

Kanalturk

[hasan1299]

yüzyıllardır batılı emperyalistlerin türk topraklarındaki stratejik hesaplarını biliyoruz.bir çok defa bu toprklar için savaşmışlığımız bile oldu ama herdefasında şanlı ordumuz tarafından püskürtüldüler.son yüzyılda ilk olarak sözde ermeni soykırımını önümüze koydular v bu yolla toprak talep ettiler,sonra ermeni terör örgütü asalayı başımıza musallat ettiler.1950 yıllarında başlayan kıbrıs meselesi önümüze kondu kıbrıs türklerine rumların yaptığı soykırımı görmezlikten geldiler.sonra ordumuz kıbrısa girerek kıbrıs türklerinin haklarını koruduk.aradan geçen sürede kıbrıs türklerini insandan bilesaymadılar.öyle bir milleti var olmadığına bütün dünyayı inandırdılar.kıbrıstaki asıl amaç türkiyeyi kıbrıstan çıkartıp anadoluda kıstırmaktır çünkü kıbrıs türkiyenin açık denizlere açıldığı tek kapıdır.sonra ülkemizi iç savaşa sürüklediler sağ sol diye kardeşleri birbirlerine kırdırdılar.sonra pkk yı üstümüze saldılar ve 25 yıldır bu illettle mücadele ediyoruz.bütün bunların yanında türkiyedeki azınlıklara kendilerini yöneyme hakkı vereceksiniz diyorlar,türkiyede azınlıklar türkiye nüfusunun %5 ini oluşturuyor.fransa nüfusunun yarısı sömürgeleştirdikleri devletlerin vatandaşları fransada 6 devletin vatandaşı bulunuyor acaba fransada bu insanlara kendilerini yönetmek için haklar verildimi.yada hangi avrupa ülkesi avrupa anayasasını uyguluyor her devletin bir nayasası var ve herkes kendi anayasasını uyguluyor.avrupada azınlık hakları talep edemezsiniz hemen harekete geçerler ve bu hakları talep edenleri tutuklarlar.ama kendilerinin yapmadıklarını şimdi türkiyeden istiyorlar;kıbrısı verin,ermeni soykırımını tanıyın tanıyınca toprak isteyecekler sonra yunanistanla ege sorununu çözün vs şeyler istiyorlar.ama biz bukadar gerçeği bilmemize rağmen teslim olmuş bir şekilde avrupa birliği denen sonu kareanlık bir yolda ilerliyoruz.bu yoldan derhal dönmeliyiz.bizim bu emperyalistlerle kuracağımız bir birlik yok.biz kendi değerlerimizi koruyarak türk birliğini kurmalıyız.kendi yer altı kaynaklarımız ,sularımız avrupaya yada amerikaya peşkeş çekemeyiz bundan 50 yıl sonra dünya enerjisi,su ve bor madenlerinden karşılanacak bizim topraklarımız hem su hemde bor bakımından çoık zengin.avrupa ve amerika bizi istemiyor bizim kaynaklarımız almak istiyorlar uyanalım artık.vazgeçelim bu sevdadan.yoksa geri dönüşü olmayan bir parçalanmaya gideriz.ALLAH TÜRK ü korusun ve yüceltsin

[mustafayaman]

Son haftalarda Türkiye hiç de rahat bir kulvarda yürümüyor. Bastığı zemin kayganlaşıyor, yol gittikçe dikleşiyor ve çalılarla kaplı hale geliyor. Hatta gitmek istediği hedef bile belirsizleşiyor. Kısacası, Türkiye etrafındaki cendere gittikçe daralıyor ve sıkıntılar artıyor.




Bu sıkıntıları gruplamakta fayda vardır. ABD ilişkileri açısından:




1- BOP yani Büyük Orta Doğu Projesinin bir katmanı olarak Iran’a yapılması düşünülen müdahalenin, Türkiye’yi sokacağı güç durum ortada ve herkesçe malumdur.




2- İran’a saldırıldığı takdirde, harekâtın büyük ihtimal ile Türk askeri hava üslerinden yapılması istenecektir. Şayet, Türkiye buna izin verirse, istemese bile Iran’a savaş açmış, cephe açmış duruma düşecektir. Böylece, Iran gibi Müslüman bir ülkenin mahvolmasına seyirci ve hatta katkıcı durumda bırakılacaktır.




3- Irak konusunda 1 Mart tezkeresi ile Kuzey cephesini açmayan Türkiye’yi şimdiden yumuşatmak ve hazırlamak üzere ABD yetkilileri tüm milletvekillerini ve yetkilileri “bire bir markaja almışlardır”.




4- Irak’ta işler bu mihver üstünde gittiği sürece, Türkiye üstünde de, onu parçalamaya yönelik politikalar tek, tek uygulanmaya konacaktır.




5- Bir taraftan “Stratejik Müttefikimiz” olduğunu vurgulayan ABD, diğer taraftan PKK’ya karşı “hiçbir şey yapamayacaklarını” açıklayan ABD askeri güçleri arasında, Türkiye, kendine “ Milli Çıkarları doğrultusunda” bir politika üretmeye mecburdur. Bunu biran önce yapmalıdır.




6- Iki yabancı devlete hesap vermeden, yasal ve demokratik kurallara göre işbaşına gelmiş bir komşu gurubunun ziyaretini bile kabul edemeyen bir Türkiye tam anlamı ile bir “cendere kıskacına” oturtulmuş demektir. Bunun derhal değişmesi gerekmektedir.




Kısacası, nereden bakılırsa bakılsın, Türkiye zararlı çıkacak bir ortam içerisindedir. Yani, o kadar öğünülen, BOP eş başkanlığı, Türkiye’ye yarar değil zarar getirmek üzeredir.









Işe bir de Avrupa Birliği (AB) açısından bakılırsa:




1- AB müzakerelerinin tam başlayacağı sırada, yeni şartlar dayatan bir Fransa’nın kabul edilemez tutumu,




2- Tüm müzakerelerden sonra yine de mutlaka “Referanduma gideceğiz” kararı alan ve bunu yineliyen bir Avusturya ve ona katılan diğer AB ülkelerinin havası,




3- “Türkiye’ye HAYIR” kampanyası başlatıp, 350 milyon oy toplamaya kararlı bir AB gurubunun çalışmaları,




4- Türkiye ve KKTC’ye verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını itiraf eden ama yine de buna karşı Türkiye’nin Rumlara tüm liman ve havaalanlarını açmalarını isteyen, daha doğrusu dayatan ve olmazsa “müzakereler askıya alınır” diye tehdit eden bir AB genel sekreteri ve temsilcisinin istekleri ile karşı karşıya kalan bir Türkiye görülmektedir.




Kısacası, hiçbir şekilde Avrupa Birliği içinde olması istenmeyen, kendisinden sadece bazı çıkarlar kopartılmak istenen ve bu sebeple oyun gibi sahnelenen, bu AB üyeliği müzakere süreci “oyunu” nun nereye gittiğini anlamamak için ya çok saf, ya da kör veya sağır olmak gerekir









Cenderenin Diğer Türleri:




Siyasi alanda bunlar olurken, Ekonomik yönden de vidalar sıkıştırılmaktadır: mesela, geçirilen “kuş gribi” dolayısı ile bazı sektörleri canlandırmak için verilmek istenen ufak bir teşvik bile IMF tarafından veto edilmekte; “yardım ve destek programlarını tekrar gözden geçiririz” diyerek dayatma ve tehdit bir arada Türkiye’nin karşısına konmaktadır.




Diğer birçok örnek verilirse: mesela, son günlerin en son haberi: Türkiye kendi ürettiği pirinç’ini korumak ve halka faydalı olmak için, Mısırdan daha ucuza pirinç getirmek amacı ile gümrük tarifesini ayarlayınca, ABD gidip Dünya Ticaret Örgütüne Türkiye’yi şikayet ederek bu gümrük işlemlerini kaldırtmıştır. Böylece, Amerikan pirinçi, Türkiye’ye hiçbir zorlukla karşılaşmadan girmeye devam etmektedir. Kaybeden sadece Türk halkı olmuştur. Böylece, Amerikan çiftçisi desteklenmiş ve yararlanmıştır. Diğer bir çarpıcı örnek te, şekerde yaşanmıştır: Birkaç yıl önce Türk hükümeti ikna edilerek konan “şeker pancarı kotaları”ndan sonra, Türk şeker üretimi duracak noktaya gelmiştir. Aynı yıllarda Fransadan milyonlarca ton toz seker ithal edilmiştir. Evet, burada da Türk çiftçisi ve Türk şeker işçisi kaybetmiştir ama ne de olsa girmeyi düşündüğümüz Avrupada ve özellikle bize karşı çıkan Fransanın çiftçisini, Türk halkı desteklemeye devam etmiştir. Evet,görüldüğü gibi her sahada Cendere daralmaktadır.




Yerli Türk Bankaları tek tek yabancıların eline geçmektedir. Para geleceğinden bahsedilirken çok daha fazla para dışarı gitmektedir. Ekonomi gittikçe nereden geldiği belli olmayan “sıcak para” ile yürür hale gelmektedir. Haberleşme ve iletişim de yabancıların eline geçmektedir. Milli sır veya Milli zenginlik diye pek birşey kalmamaktadır. Kontrol, para ve haberleşme akımına kadar sirayet etmiştir.




Bu arada, Buluğ çağına gelen çocuğunu tehlikeli dış etkilerden korumak amacı ile din öğretmeye kalkan veliye ceza verilirken, zina gibi, toplumu kökünden sarsacak hareketler cezadan muaf tutulmaktadır. Bütün bunlarda AB baskıları ile hazırlanan kanunlarla sağlanmaktadır. Böylece Türk toplumu, inanılmaz bir psikolojik cendere içine sokulmuş bulunmaktadır.




Başı örtülü kızların okuması engellenirken, sanat ve meslek eğitimi de tırpanlanmaktadır. Çeşitli sebeplerle, bu okulların mezunlarına Türkiye’de hayat hakkı tanınmamaktadır. Böylece Türkiye yetişmiş eleman bulamaz hale getirilmektedir. Bu da teknik gerilemeyi ve başkalarına bağımlılığı gerçekleştirmektedir.. Bu eğitim cenderesinden kimler yararlanıyor sorusunun cevabı, aynı zamanda çözümün de anahtardır.




*İşte, lüzumsuz ve fazla toleransın, gereksiz tavizlerin yol açtığı yıranımlar.




*İşte, Avrupa’ya gösterilen fazla beğeni ve gözde büyütmenin sonuçları,




* işte, “aman AB beğensin, aman AB ne der” tutumlarının tümü ile toplumda ve Türkiye üstünde yarattığı Cendere ve Sıkıntılar.




Ne var ki bunlar, azalacağına, gün geçtikçe artmaktadır. Yavaş, yavaş, fark etmeden Türk halkı psikolojik olarak köleleştirilmekte ve Türkiye bir sömürge ülkesine dönüşmektedir.


Kaynak:temizeller

[mustafa1995]

Aklınıza gelmeyen bir iki konuyuda ben ekleyeyim:AB ye girdiğimizde İstiklal Marşı yerine betevon un 10 yıl senfonisi milli marşımız olacak,bayrağımızın rengi ve şekli değişecek yani Ay-Yıldız yerine hac gelecek,Nüfus cüzdanlarımızda en doğal hakkım olan MÜSLÜMANLIĞIM yazılmayacak.YÜCE ALLAH TÜRK-Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN

[mustafa1995]

Yapılacak tek şey ORKUN ANITLARINDAKİ vasiyeti OSMAN BEYİN vesiyetini ve ATATÜRK ün GENÇLİĞE HİTABESİNİ tekrar elimize alarak bu üç ATAMIZIN bizlere senelerce önce verdikleri vasiyetlerini tekrar gözden geçirerek TİTREYİP KENDİMİZE DÖNMELİYİZ.Artık kaybedecek bir an bile vaktimiz kalmamıştır.Senelerce bizler uyudukca su yani düşman uyumamıştır.Bu gün tüm kalelerimiz,tersanelerimiz,fabrikalarımız,işgal edilmiş durumda.Son va asil olan kale TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ ORDUMUZU yıkmak için de çok büyük çaplı bir taarruz başlamış durumda.Yerel kuvvet yani halk desteği olmadan onlarda çok yıpranır.Yıpranmış bir ordu nunda mücadelesi zayıflar.Başta ORDUMUZ olmak üzere tüm değerlerimize sahip çıkmanın zamanı gelmiş ve geçmektedir.

[kadir45]

Ordumuz bu çakalların yaygarası ile yıpranmayacak kadar güçlü,şerefli,büyük ve gelenekleri olan bir ordudur.Kimse ümitsizliğe kapılmasın.Terör de,bu çanak tutan bu çakallar da,bu ülkeye ihanet eden tüm hainler de bunun cevabını alacaktır.Çuval hadisesi,Büyükanıt paşa'ya yapılan tezgah ile,peygamberi kutlama bahanesi ile yandaşlarını ortaya dökmeye kalkışanlar;ordumuzun gözünü açmıştır.Bunu asla yapamayacaklar.Sen ceza kanunlarını değiştirip,ordunun ve güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayacaksın,sonra da orduyu başarısız ilan edeceksin.Ardından güya yeni kanun çıkaracaksın.Bunlar artık deşifre olmuştur.Çuval hadisesinin de bunların tezgahı olduğu ortaya çıkmıştır.Çünkü o pislikler oraya konuşmak bahanesi ile gelmişler,bir müttefikten beklenmeyecek şekilde kahpeliğe kalkışarak o uğursuz olayı yapmışlardır.Ordu olayların farkındadır.Ben sonbahara kadar bu işin bitirileceğini düşünüyorum.Ülke bu kabustan kurtarılacaktır.Rte de anlamış,seçim rüşvetleri vermeye başlamıştır.Ani bir baskın seçimle tekrar bir beş yıl almaya çalışacaktır.İnşaallah istifa etmez de olacakları görürüz.Çünkü bu kadar belayı başımıza açan bir adam şapkasını alıp çekip gidemez.Bunların hesabını Türk Milletine vermek zorundadır!Bu başbakan iki ateşin arasında kalmış ördeğe döndü.Çekilemiyor,çünkü kendisinin önünü açanlar buna izin vermiyor.Bir gün koşu yaptıktan sonra ani bir kalp krizi ile gidebilir yan çizerse.Kalsa başı zaten dertte her gün batıyor.Geriye tek şansı kalıyor.Rejimi değiştirmek.Tabiii bu onun hayali.
Ama bunu da yapamaz.Ordu asla izin vermeyecek.Yandaşları ayaklanamaz.Keşke ayaklansalar!Eeee nasıl yapacak bu işi?Milleti kandırıp güvn tazeleyerek.Onunkisi boş bir hayal.Bu kadar pis işlere bulaşmış bir adam herhalde yatakta ölmez.Önünde Özal örneği var!

[Sebas]

Ampul sonuyor herkes goruyor
MHP geliyor herkes Umutlaniyor
ulkudaslar kenetleniyor
Vatan ayaga kalkiyor !

Selçuk A.

HERSEY MHP ICIN HERSEY VATAN ICIN