Bozkurt NET

[sinan37]

hasan1299 demiş ki:

türkiye cumhuriyeti devleti kuruluş ideolojisiyle yönetilmiyor atatürk öldükten sonra.türkiye cumhuriyeti devleti türkçülük fikri üzerine kurulmuştur devletin resmi ideolojisi türkçülüktür.ama ne tyazıkki atatürkten sonra başımıza geçenler bu ideolojiyi silmeye çalıştılar.bu ideolojiyi savunanları ezmeye çalıştılar.devletin resmi ideolojisini yaşatmak için mhp,üzerimize oynanan oyunları bertaraf etmek için mhp.büyük türkiye için mhp diyorum.başka yolu yok davamızı iktidar yapacağız.ALLAH TÜRK Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN

Ülküdaşım senden acizane bir isteğim olacak..

Türk , Atatürk ve Türkiye yazarken baş harflerini büyük kullanmamak Türk Milliyetçilerine yakışmaz..

Saygılar..

[bozkurtlugenc]

evet harfleri lütfen büyük yaz be abi

[-ULKUCU-GARDAS-]

Oylar niçin mi MHP ye TÜRKİYE böyle bir LİDER e sahip olduğu için istese ne yapmazdı
AKP gibi toplama ve omurgasız bir partinin, dağılmadan, çözülmeden nasıl ayakta kaldığı, cevap arayan bir sorudur. Bunun iki cevabı var. Birincisi AKP'nin, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde yandaşlarına menfaat sağlamasıdır. Bu menfaat ortaklığı, açıkları ve yetersizlikleri kapatmaya yetmiştir. İkinci sebep ise gidecek kapı olmamasıdır. Bu sebebin ne kadar önemli olduğunu anlamak için, daha önce istifa eden milletvekillerinin durumuna bakmak gerekiyor. Gidilen adres, ANAP ve DYP olmuştur. Kamuoyu yoklamaları ve milletin meyli, bu iki partinin de baraja dahi yaklaşamadıklarını ortaya koyuyor. Bu şartlarda iktidar partisinden ayrılıp bu partilere gitmenin, akıllı bir iş olduğunu kimse söyleyemez. AKP'den ayrılacakların sola sinyal verme ihtimallerinin yok denecek kadar az olduğu da düşünülürse geriye kalıyor MHP ve SP. Kendi derdine düşmüş SP'nin varlığı ile yokluğu arasında bir fark yok. Geriye kalıyor MHP.
Temiz siyaset
Hiç uzatmadan söyleyelim. AKP, eğer bugün hala çözülmediyse, Recep Tayyip Erdoğan hala o koltukta oturabiliyorsa, bunu Devlet Bahçeli'nin onurlu, kararlı, dikkatli ve temiz siyaset anlayışına borçludur. Bu bir iddia, bir görüş, bir yakıştırma değil, Türk siyasetine Bahçeli ile birlikte gelen seviyenin sonucudur ve net bir tespittir. Bugün herkes çok iyi biliyor ki, Devlet Bahçeli ülkenin geleceğini bir an için düşünmese ve ipin ucunu bıraksa, bu hükümet bugüne kadar duman olurdu.
Muhalefet anlayışı
Burada bir noktanın altını önemle çizmekte fayda görüyorum. Muhalefet yapmakla, siyasi rant uğruna ülkeyi felakete sürüklemek arasında, ince bir çizgi vardır. Eğer bu çizgiye dikkat edilmezse, provokatörlerin de gayretiyle sonunun nereye varacağı belli olmayan gelişmeler, kaçınılmaz hale gelir. Nitekim AKP iktidarı döneminde bu tür girişimler sıkça yaşanmış ve her defasında MHP yönetiminin dikkatli üslubu, Genel Başkan Dr. Devlet Bahçeli'nin yerinde uyarıları ve ülkücülerin bekası sayesinde ucuz atlatılmıştır. Ülkücüler ve Türk milliyetçileri millet ve ülke meselelerinde elbette duyarlı olacak ve emsali görülmemiş teslimiyet karşısında demokratik tepkilerini ortaya koyacaklardır. Ancak bu, hükümeti yıpratmak ve yıkmak gibi bir sonuç doğuracak olsa bile, hiçbir zaman Türkiye'nin istikrarını ve faydasını bozacak şekilde olmayacaktır. Olmamıştır da. Milletle kucaklaşmak ayrı şeydir, milleti istismar etmek ayrı şey. Bu istismarı zaten yeteri kadar yapanlar var. Hatta, AKP ve yandaşlarının politik anlayışının tamamen bu istismara dayandığı siyaset bilimcilerinin de kabul ettikleri bir gerçektir.
Transfer
Biz yine transfer meselesine dönelim. Bir kere "milletvekili" kelimesi ile "transfer" kelimesinin yan yana getirilmesi siyaset adına son derece çirkin ve utandırıcıdır. Çünkü, transfer aynı zamanda bir menfaati de çağrıştırıyor. Menfaat üzerine siyaset yapmanın ahlakla ilgisi olamayacağına göre, transferin siyasi literatüre girmiş olması bile büyük ayıptır. Böyle bir ayıbı kimse MHP'den bekleyemez. İşte, "AKP bugün hale çözülmedi ise bunu Bahçeli'nin örnek duruşuna borçludur" tespitimizin altında yatan bir önemli sebep de budur. Çünkü MHP bugün bile kapılarını açsa, AKP'den belki de hükümetin arkasındaki çoğunluğu bozacak kadar milletvekilinin akın etmesi kuvvetle muhtemeldir. Bunun bir sebebi, AKP içinde mevcut politikalardan gerçekten rahatsız olan milletvekillerinin kendilerine en yakın olarak MHP'yi görmeleri ise, diğer sebebi de MHP'nin yükselen ve artık tek alternatif durumuna gelen grafiğidir. Yani, MHP hem alternatif, hem istikbaldir. Ancak, MHP'ye geçiş hiçbir zaman olmayacaktır. MHP'nin milletvekili transferine kesinlikle kapalı olduğu defalarca ilan edilmiştir.
Millettin vermediğini vekilden istemedi
AKP'den gelecek hiçbir milletvekili MHP'ye alınmamıştır ve alınmayacaktır. Bugüne kadar yapılan girişimlerin hepsi geri çevrilmiştir. Bahçeli'nin bu konularda ne kadar duyarlı ve dikkatli olduğunun bir örneği de hükümet olunan dönemde yaşanmıştır. MHP ile DSP arasında milletvekili sayısında çok az bir fark olmasına ve bu farkın milletvekili transferleri ile kapatılmasının gündeme gelmesine rağmen, Bahçeli milletin vermediğini, vekillerinden istememiş ve Türk siyaset tarihine tertemiz bir sayfa açmıştır.
Şansı şanssızlığı olacak.
MHP ve Bahçeli'nin temiz siyaset anlayışı, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık koltuğunda rahat oturmasının ve Cumhurbaşkanlığı hesapları yapmasını kolaylaştırmış gibi görünebilir. Ancak, bu yaptıklarının yanına kalacağı anlamına gelmez. Erdoğan mutlaka ve mutlaka hesap verecektir. Kısacası Erdoğan'ın şansı belki de en büyük şanssızlığı olacaktır.
Ortadoğu gazetesi yazarı Orhan KARATAŞ

[-ULKUCU-GARDAS-]

BAHÇELİ GELİRSE ( Orhan KARATAŞ )
Teslimiyetçiler, sandıkta yiyecekleri şamarın acısını şimdiden hissetmeye başlamış olacaklar ki, toplu ağlaşma seansları düzenliyor, iktidarla karşılıklı paslaşarak iftira kampanyalarına hız veriyorlar. İçine düştükleri cenderede, korkularını saklayamıyor ve zaman zaman itiraflarda bulunuyorlar. Uykuları kaçıyor, renkleri atıyor, kasıklarına sancı giriyor, yüreklerine ateş düşüyor. En büyük korkuları da "ya Erdoğan gider Bahçeli gelirse" Bunu dillendirmekte bile sakınca görmüyor, ellerine geçirdikleri kalemlerle zehir saçıyor, kin kusuyorlar.
Korku ve telaş
Bre gafiller... Neden korkuyor, niye bu kadar telaşlanıyorsunuz? Erdoğan'ın gitmesi, Bahçeli'nin gelmesi belki sizin düzeninizi bozar, sizin maskenizi düşürür ama hiç şüpheniz olmasın, bu milletin geleceğini, bu ülkenin itibarını kurtarır. Türkiye çok daha saygın, çok daha etkin, çok daha iddialı bir ülke olur. Bu konuda size garanti veriyorum. Bunların nasıl olacağını soruyorsanız, aklımın erdiği, dilimin döndüğü, yerimin müsaade ettiği kadarını anlatayım.
Neler olur
Bahçeli gelirse, Türkiye ilk adım olarak teslimiyetten kurtulur ve kendi ayakları üzerinde durur. AB ve ABD başta olmak üzere bütün ilişkilerinde tarihine yakışır bir şekilde, asil bir millet, büyük bir devlet gibi hareket eder. Her isteneni "emir" sayıp, sonunun nereye varacağını düşünmeden kararlar almaz. AB'ye üye olunacaksa bunun eşit ve onurlu bir şekilde olmasını ister ve bunun gereğini yapar. Türkiye'nin bir müstemleke gibi sık sık teftiş edilmesine, gözümüzün içine baka baka hakaretler yağdırılmasına müsaade etmez. Bölücü mihrakların bütün tezgahlarını boşa çıkarır. Bölücübaşının, mahkemenin verdiği ceza doğrultusunda, azılı bir katil gibi muamele görmesini sağlar. Çapulcularına emirler yağdırmasını, talimatlar vermesini engeller. Mahkeme kararıyla ihanetleri belgelenmiş bölücülerin, hak ettikleri cezayı sonuna kadar çekmelerinin ve hukukun üstünlüğünün mutlaka hakim kılınmasının yolunu açar. Çıkarılan aflarla dağlardan inenlerin, meydanı boş bulup her yerde kin kusmalarının, propaganda yapmalarının önünü keser.
Dış politika değişir
Bu ülkedeki mezhep farklılıklarını körükleyerek "yeni azınlıklar" oluşturmak isteyenlere, hak ettikleri cevabı verir. Milletin birliğini, ülkenin geleceğini herşeyin üstünde tutar. Kıbrıs'ı Rum'a teslim etmez. KKTC'nin bağımsız ve hür bir Türk devleti olarak ebediyen yaşaması için girişimlerde bulunur ve sonuna kadar arkasında durur. Papaz Barholomeos'un kulağını çekip, Patrikhane'nin şer yuvası gibi çalışmasını durdurur. Ekümenik beklentilerinin iyi niyetle bağdaşmadığını ve bunu asla kabul edilemeyeceğini kesin bir dille ilan eder ve bu tartışmayı kapatır. AB'yi tek ve vazgeçilmez bir kurtuluş olarak görmez. Kendi milletine, kendi gücüne, kendi birikimine, kendi kaynaklarına, kendi tarihine güvenir ve inanır. Gücünü buradan alır, eksiğini buralarda arar. AB dayatmaları karşısında elindeki kozları doğru kullanır. Gümrük Birliği denilen belayı yeniden gözden geçirir ve Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusunu, askeri gücünü, kaynaklarını, birikimlerini, stratejik konumunu, coğrafi durumunu, bölgedeki yerini doğru değerlendirip, buna göre politika belirler. Masaya eşit ve karşılıklı menfaatleri dikkate alan bir tavırla oturur. Sevr'i özleyenlerin, Lozan'ı delmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakır.
Türk Cumhuriyetleri
ABD ile ilişkileri yeniden gözden geçirir. Irak'da olup bitenlere sessiz kalmaz. Kuzey Irak'da Türkmen kardeşlerimizin yok edilmesine göz yummaz. Komşuları ile iyi geçinmenin ve işbirliğinin yollarını arar. Hainlik edenin, arkadan vuranın, bölücülük yapanın anında karşılık göreceğini gösterir. Türk Cumhuriyetlerine özel bir önem verir. Her türlü işbirliğini geliştirir. Ortak dil, ortak gelecek ve ortak ülkü etrafında bir ittifak oluşmasını sağlar.
İçeride olacaklar
İşsizliği ve yoksulluğu gündemden çıkarmak, dışa bağımlılığı azaltmak, borçları hafifletmek için yatırım ve üretime dayalı bir ekonomik yapılanma geliştirir. Bürokrasiyi yeniden düzenler. Devleti ehil ve emin ellere teslim eder. Hırsızlığı, yolsuzluğu, hortumculuğu ortadan kaldırır. Devletin malını çalana, milleti dolandırana, hortumcuya, mafyaya, çeteye göz açtırmaz. Medya gücünü elinde bulunduranlarla işbirliği yapıp, kendi doğrultusunda yazmak ve yayın yapmak karşılığında onların borçlarını, soygunlarını örtbas etmez. Teslimiyetçilerden, iftiracılardan, işbirlikçilerden, devleti ele geçirmeye çalışanlardan, milletin malını birilerine peşkeş çekenlerden, hainlerden, mal varlığının hesabını veremeyenlerden, Ofer ve Oger soygunlarına sebep olanlardan, Ali Dibo'lardan bağımsız Türk mahkemeleri önünde hesap sorar. Türkiye Cumhuriyeti Atatürk'ün gösterdiği gibi bağımsız ve hür bir ülke olarak dünyadaki yerini alır ve dünya siyasetine yön verir. Kısacası Türkiye'nin kaderi üzerinde oynanan oyunu bozar ve bu topraklar, Türkiyeli olanların değil, "Ne mutlu Türküm diyene"diyenlerin gururla yaşayacağı bir ülke haline gelir. Eğer korkunuz buysa, bunların olmasıysa gerçekten de sizin korkacak ve kaybedecek çok şeyiniz var.

[GENC-REIS]

Önce yüce ALLAH c.c. sonrada Biz Ülkücüler sayesinde partimiz tek basina iktidara gelecek...
Bizim Baskanimiz ve Bakanlarimiz kendi evine giden yolu yaptirmak, kendi ogluna güzel bir askerlik yasatmak akrabalarina is sunmak icin degil biricik ve Güzel Vatanimiz Türkiyemizi en ileriye tasimak ve bütün herkeze esit ve güzel bir Türkiye sunmak icin caba gösterip ugrasiyorlar.
Lütfen artik uyuyan Milletimiz uyansin ve partimiz MHP yi tek basina iktidara getirsin ve büyük farki yasasinlar...

OYLAR MHP ye...

ALLAH c.c. TÜRKÜ korusun ve yüceltsin...

[-ULKUCU-GARDAS-]

Ülkücü Türk Gençliği ve Milliyetçi Hareket Partisi var oldukça, bu ülkenin bölünemeyeceğinin, bu bayrağın inmeyeceğinin, bu milletin dirlik ve düzenin bozulmayacağının garantisidir. Dr. Bahçeli'nin konuşmasında ifade ettiği gibi, Başbuğ Alpaslan Türkeş, Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan sadakatin birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile hepimize göstermiştir. Bugün Türkiye'nin ihtiyacı olan şey tam da budur.

Tarihi çağrı

MHP, tek alternatif olarak Türkiye'nin son ümididir. Siyasetteki gidiş, ülkenin gün geçtikçe artan ve ağırlaşan sorunları, MHP'yi ülkenin tek ve son şansı haline getirmiştir. Bu durumda, Başbuğ'un emaneti etrafında tek yürek, tek ses olmak, kucaklaşmak, kenetlenmek her şeyden önce bu ülkeye, bu millete karşı mutlak ödenmesi gereken bir borçtur. Nitekim, Dr. Devlet Bahçeli de bu anlamlı günde ve bu anlamlı törende, "yüreği vatan için çarpan, ruhu millet sevgisi ile dolu, tüm vatan evlatlarını, Milliyetçi Hareket Partisi'nin çatısı altında buluşmaya, Türkeş Bey'in emanetini kucaklamaya çağırıyorum. Türkiye'ye, Türk milliyetçiliği ile hizmet vermenin adresi Milliyetçi Hareket Partisidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin engin hoşgörüsü ve sevgisi herkesi buluşturmak için yeterlidir." Diyerek çok önemli ve tarihi bir çağrı yapmıştır.

Kimse bahane üretmek, şahsi hesaplarını düşünmek, özel davetler beklemek hakkına sahip değildir. Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. MHP'ye güç vermek, destek vermek, Alpaslan Türkeş'in emanetine sahip çıkmak ve bu ülkeyi yüceltip, yükseltmek isteyen herkes için bir görevdir.

Ortadoğu gazetesi yazarı Sayın Orhan KARATAŞ'ın yazısından alıntı

[-ULKUCU-GARDAS-]

ALLAH ( c.c.) Sizin gibi düşünenleri çoğaltsın

ALINTI : Selahaddin Doğan


ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKALIM MHP ÇATISI ALTINDA TOPLANALIM Ülkemiz yüzyılın kırılmasını yaşıyor


Mart 2009 seçimleri ülkemizin en önemli seçim tarihi olacak. Bu seçimleri ya onlar, ya biz kazanacağız. Tarih bu günü ya insan ve milli onurun kazandığı gün olarak yazacak yada onları yazacak…Başbuğumuzu yalnız bırakanların hiç yanında olmadım. Onu üzenleri hiç affetmedim. Onları kıracak hiç laf etmedim.Arkalarından konuşmadım.Başbuğumuzu neden yalnız bıraktıklarının muhasebesini vicdanlarında yaparlar ve tekrar baba ocağına dönerler diye bekledim. Onlardan gelen veya partim dışından gelen teklifleri hamdolsun makam ve mevki hırsına kapılmadan red ettim.Çizgimde hiç kırıklık yapmadım. Ülkemizin en önemli seçim olacağını düşündüğüm bu geldiğimiz noktada, M.H.P den kopup parti kurmuş,başka partilerde yer almış,bir kenara çekilmiş M.H.P den uzak kalmış,küsmüş,darılmış,gücenmiş,kırılmış,üzülmüş bütün herkesi M.H.P çatısı altına davet ediyorum. Bu tarihi dönemeç de M.H.P yi yalnız bırakmayın. Herkesin baba ocağına gelerek, ülkenin kaderine el koyması gerekiyor. Toplanılacak tek çatı M.H.P çatısıdır. Dr.Devlet Bahçelinin liderliğinde, ülke genelinde 1000 belediye kazanmalıyız. Tek başına iktidarın yolunu açacak olan bu hedefe mutlaka ulaşmalıyız. İnsanlık ve Milli onurumuz için M.H.P nin en az 1000 belediye kazanması şarttır. Karşımız da,çok büyük güçler vardır. Yandaş medyası ile,iş adamları ile dış destekleri ile ülkemiz bugün alacakaranlık kuşağına girmiştir. Mart 2009 seçimleri Bu gidişatın daha da güçlendirilerek devam etmesini isteyen malum güç odakları ile İnsanlık ve Milli onur mücadelesi veren M.H.P arasında geçecektir. Benim tahminlerim bu seçim sonrası,bölgemiz de çok büyük değişikler olacaktır. Güçlendirilmiş olarak çıkacak malum güçleri ile işbirliği içinde olan küresel güçlerin bu coğrafyada neler yapabildiklerini gözyaşları içinde izlemek zorunda kalabiliriz. M.H.P ,Ülkemizin Milli direniş ve uyanış ,Türkiye merkezli siyasetin tek merkezidir. M.H.P nin oylarını bölecek, siyasi hırsların kurbanı olanlar,bırakın ülkücülere kendilerini anlatmayı,tarih huzurunda gelecek nesillere karşı mahcup olacaklardır. Sebebleri ne olursa olsun. M.H.P dışında kalarak siyasi inat sergilenemez. Onun oyları bölünerek , harekete hizmet edilemez. Ülkücülük M.H.P dışında yaşanamaz,temsil edilemez. M.H.P dışında partilerden aday olmayı düşünen,ülküdaşlarımıza bir daha düşünmeye davet ediyorum. Her şey makam ve mevki değildir. İnandığın davanın kazanması için karınca misali katkıda bulunmak bence daha önemlidir. Adımları sizler atın. Kapıları sizler çalın.Gönüllerdeki buzları sizler eritin. M.H.P çatısı altında toplanmaya nehirlerin denizlere döküldüğü gibi çoğalmamıza,büyümemize,hedeflerimize ulaşmaya yardımcı olun. Bırakın inatlarınızı, Üzmeyin Ülkücüleri. Gelin elbirliği içinde 1000 belediye başkanlığını kazanalım. Genel merkezimizin açıklamalarında gördüğünüz gibi şaibeli hiç kimse aday yapılmacak. Hedefimiz İnsanlık ve Milli onurumuz için M.H.P nin ülke genelinde en az 1000 belediye kazanmasıdır. Dr:Devlet Bahçelinin liderliğindeki, ülkücüleri yalnız bırakmayın.. Tek yürek-Tek bilek-Tek çatı hareketi ile ülkemizin kaderine el koyalım.

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)

[EgE]

-Orhan KARATAŞ- demiş ki:

Ülkücü Türk Gençliği ve Milliyetçi Hareket Partisi var oldukça, bu ülkenin bölünemeyeceğinin, bu bayrağın inmeyeceğinin, bu milletin dirlik ve düzenin bozulmayacağının garantisidir. Dr. Bahçeli'nin konuşmasında ifade ettiği gibi, Başbuğ Alpaslan Türkeş, Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan sadakatin birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile hepimize göstermiştir. Bugün Türkiye'nin ihtiyacı olan şey tam da budur. Tarihi çağrı MHP, tek alternatif olarak Türkiye'nin son ümididir. Siyasetteki gidiş, ülkenin gün geçtikçe artan ve ağırlaşan sorunları, MHP'yi ülkenin tek ve son şansı haline getirmiştir. Bu durumda, Başbuğ'un emaneti etrafında tek yürek, tek ses olmak, kucaklaşmak, kenetlenmek her şeyden önce bu ülkeye, bu millete karşı mutlak ödenmesi gereken bir borçtur. Nitekim, Dr. Devlet Bahçeli de bu anlamlı günde ve bu anlamlı törende, "yüreği vatan için çarpan, ruhu millet sevgisi ile dolu, tüm vatan evlatlarını, Milliyetçi Hareket Partisi'nin çatısı altında buluşmaya, Türkeş Bey'in emanetini kucaklamaya çağırıyorum. Türkiye'ye, Türk milliyetçiliği ile hizmet vermenin adresi Milliyetçi Hareket Partisidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin engin hoşgörüsü ve sevgisi herkesi buluşturmak için yeterlidir." Diyerek çok önemli ve tarihi bir çağrı yapmıştır. Kimse bahane üretmek, şahsi hesaplarını düşünmek, özel davetler beklemek hakkına sahip değildir. Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. MHP'ye güç vermek, destek vermek, Alpaslan Türkeş'in emanetine sahip çıkmak ve bu ülkeyi yüceltip, yükseltmek isteyen herkes için bir görevdir.

-Selahaddin Doğan- demiş ki:

ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKALIM MHP ÇATISI ALTINDA TOPLANALIM Ülkemiz yüzyılın kırılmasını yaşıyor Mart 2009 seçimleri ülkemizin en önemli seçim tarihi olacak. Bu seçimleri ya onlar, ya biz kazanacağız. Tarih bu günü ya insan ve milli onurun kazandığı gün olarak yazacak yada onları yazacak…Başbuğumuzu yalnız bırakanların hiç yanında olmadım. Onu üzenleri hiç affetmedim. Onları kıracak hiç laf etmedim.Arkalarından konuşmadım.Başbuğumuzu neden yalnız bıraktıklarının muhasebesini vicdanlarında yaparlar ve tekrar baba ocağına dönerler diye bekledim. Onlardan gelen veya partim dışından gelen teklifleri hamdolsun makam ve mevki hırsına kapılmadan red ettim.Çizgimde hiç kırıklık yapmadım. Ülkemizin en önemli seçim olacağını düşündüğüm bu geldiğimiz noktada, M.H.P den kopup parti kurmuş,başka partilerde yer almış,bir kenara çekilmiş M.H.P den uzak kalmış,küsmüş,darılmış,gücenmiş,kırılmış,üzülmüş bütün herkesi M.H.P çatısı altına davet ediyorum. Bu tarihi dönemeç de M.H.P yi yalnız bırakmayın. Herkesin baba ocağına gelerek, ülkenin kaderine el koyması gerekiyor. Toplanılacak tek çatı M.H.P çatısıdır. Dr.Devlet Bahçelinin liderliğinde, ülke genelinde 1000 belediye kazanmalıyız. Tek başına iktidarın yolunu açacak olan bu hedefe mutlaka ulaşmalıyız. İnsanlık ve Milli onurumuz için M.H.P nin en az 1000 belediye kazanması şarttır. Karşımız da,çok büyük güçler vardır. Yandaş medyası ile,iş adamları ile dış destekleri ile ülkemiz bugün alacakaranlık kuşağına girmiştir. Mart 2009 seçimleri Bu gidişatın daha da güçlendirilerek devam etmesini isteyen malum güç odakları ile İnsanlık ve Milli onur mücadelesi veren M.H.P arasında geçecektir. Benim tahminlerim bu seçim sonrası,bölgemiz de çok büyük değişikler olacaktır. Güçlendirilmiş olarak çıkacak malum güçleri ile işbirliği içinde olan küresel güçlerin bu coğrafyada neler yapabildiklerini gözyaşları içinde izlemek zorunda kalabiliriz. M.H.P ,Ülkemizin Milli direniş ve uyanış ,Türkiye merkezli siyasetin tek merkezidir. M.H.P nin oylarını bölecek, siyasi hırsların kurbanı olanlar,bırakın ülkücülere kendilerini anlatmayı,tarih huzurunda gelecek nesillere karşı mahcup olacaklardır. Sebebleri ne olursa olsun. M.H.P dışında kalarak siyasi inat sergilenemez. Onun oyları bölünerek , harekete hizmet edilemez. Ülkücülük M.H.P dışında yaşanamaz,temsil edilemez. M.H.P dışında partilerden aday olmayı düşünen,ülküdaşlarımıza bir daha düşünmeye davet ediyorum. Her şey makam ve mevki değildir. İnandığın davanın kazanması için karınca misali katkıda bulunmak bence daha önemlidir. Adımları sizler atın. Kapıları sizler çalın.Gönüllerdeki buzları sizler eritin. M.H.P çatısı altında toplanmaya nehirlerin denizlere döküldüğü gibi çoğalmamıza,büyümemize,hedeflerimize ulaşmaya yardımcı olun. Bırakın inatlarınızı, Üzmeyin Ülkücüleri. Gelin elbirliği içinde 1000 belediye başkanlığını kazanalım. Genel merkezimizin açıklamalarında gördüğünüz gibi şaibeli hiç kimse aday yapılmacak. Hedefimiz İnsanlık ve Milli onurumuz için M.H.P nin ülke genelinde en az 1000 belediye kazanmasıdır. Dr.Devlet Bahçelinin liderliğindeki, ülkücüleri yalnız bırakmayın.. Tek yürek-Tek bilek-Tek çatı hareketi ile ülkemizin kaderine el koyalım.

Dogru söze ne denir?!

Vatanini zerre kadar seviyorsan oyun MHP´ye gitmelidir.

[-ULKUCU-GARDAS-]

akp ve chp’nin 2009 belediye seçimlerini bir ideolojik savaşa dönüştürdükleri açıkca görünmektedir.

Sözde bir birlerine saldırmaları ise BİRBİRLERİNE OY Kazandırmaktan öte değildir..

Şimdiden adil bir seçim olmayacağı kesindir. Bir tarafta devletin tüm İmkanlarına sahip akp, diğer tarafta Biz Türk Milliyetçileri..

Bir Yardım Paketi bir Oy mantığı ile hareket eden Benim Milletimi, Vatandaşımı sadaka almaya zorlayan, sadaka ve muhtaç etme Hareketi, Fakir Fukarayı sözde düşünen ama onların geleceğini satan bu hükümet den mutlaka Benim Aziz Milletimi kurtarmak için bütün gönüldaşlarım seferber olmalı..

En yakınlarımızla başlayarak Bu akp zihniyetini vatandaşına komşularına anlatmalı bir tek Boş saniye bile geçirmemelidir.

Unutmayın akp iktidarı Devletin her imkanını kullanmaktadır..

Siz den; sermayemiz inancımız ve insan olan kaynaklarımızı iyi kullanmak ve onu zayi etmemek...

Hodri Meydan...

Bir tarafda bu vatan ı karşılıksız seven ve karşılık beklemeden hizmet eden Türk Milliyetçileri.

Bir Taraf ta Emperyalistlerin uşaklığını yapan, ecdat saygısı olmayan, nene hatun, ve Çanakkaleyi yok sayan, Masa başı silahşörleri..

Yerel Seçim dönüm noktası.

Bu seçim akp ye osmanlı tokatı atmakla kalmayıp Tüm dünya devlerine de,Biz geliyoruz,biz varız dedirtmeliyiz..

Cenab-I Allah şimdiden çalışmalarınızı daim ve muzaffer eylesin...

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)

[-ULKUCU-GARDAS-]

ALINTI: www.yıldırayçiçek.com sitesinden Süleyman ÇELİK

BEN amerikalı VEYA pkk’LI OLSAYDIM OYUMU akp’YE VERİRDİM


YA SİZ KARARSIZLAR NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ
Ne Dediler?
Memura, işçiye, çalışana insanca maaş vereceğiz.
Tarımı, sanayiyi destekleyeceğiz.
Başörtüsü namusumuzdur, yasağı kaldıracağız.
IMF’yi kovacağız.
Avrupa Birliği Hıristiyan kulübüdür.
“Allah indinde tek hak din İslam’dır”
Hıristiyan dünyası, akıttığı Müslüman kanında boğulacaktır.
İktidara geldiğimizde, AB-D İslam ülkelerini işgal edemeyecek.
Bizim kimseden izin ve icazet almaya ihtiyacımız yok.
Bağımsızlık ve hürriyetimiz şerefimizdir.
“Şehitlere öldü demeyiniz, onlar diridir.”
Ayasofya Cami olacak.
Borçları sıfırlayacağız.
Siyonizm insanlığın düşmanıdır.
...
Ne Yaptılar?
Gözünüzü toprak doyursun ulan.
Al ananı da git lan.
Biz bedel ödeyemeyiz. Başörtüsü yüzde bir buçuğun sıkıntısı, bize ne.
IMF ile çok iyi anlaşıyoruz.
Avrupa Birliği bir medeniyet projesidir. Girmek için her şeyi yapacağız.
“Tüm dinlere eşit mesafedeyiz.”
Irak’taki ABD’li askerlerin sağ salim evlerine dönmeleri için duacıyız.
Barış için en çok ABD askeri şehit oldu.
ABD ile anlaştık. ABD’nin izni ile 22 İslam ülkesinin rejimi değişecek.
Bu konuyu ABD ile görüşeceğiz. Biz BOP eşbaşkanıyız. Bu görevi yapıyoruz biz.
Bağımsızlığımızın bir kısmını paylaşmakta bir sorun yok.
SAYIN Öcalan aldığı Kelle’lerin bedelini ödüyor.
Akdamar’a Ermeni Kilisesi bir medeniyet projesidir.
Borçları 3 katına çıkarttılar.
Siyonistler hiç de kötü değillermiş. Bakın onlara hizmet ettiğimiz için bize ödül bile verdiler.
...
“Ya hocam, içimizi kararttın.Hiç mi iyi bir şey olmadı, hep kötü şeyler mi oldu” dediğinizi duyar gibiyim..

İyi şeyler de oldu elbette. Mesela;
Maliye bakanımız devleti, Başbakanımız İstanbul belediyesini dolandırmaktan yargılanıyordu.
Maliye Bakanını ve Başbakanı değiştiremedik ama, yasaları değiştirip suçlarını suç olmaktan çıkarttık. Artık “Dolandırıcı” bir Maliye Bakanımız ve Başbakanımız yok, hamdolsun. Tertemizler maşallah.
Kayıp Trilyon dolandırıcılığından yargılanan ve özel giderlerini devlete ödettirmekten hükümlü Abdulah Gül’ün dokunulmazlığı vardı da yırttı Allah’tan. Yoksa “Müslüman Cumhurbaşkanımız” olmayacaktı maazallah.
**
Daha iyi şeyler de oldu tabi.
Testis kanseri sebebiyle Başbakanımızın oğlu çürük raporu aldı, askerlikten yırttı.
(Doktorların dediğine göre Testis kanseri, sadece askerliğe değil, evlenmeye de engel hastalıkmış. Evlense de çocuğu olmazmış.)
Kardeşimiz 1 yıl sonra evlendi. Sonra çocuğu oldu. (Durun hemen fesatlaşmayın, belki tüp müp bir şeyler yapmışlardır, boru değil ya koca Amerika’da yaşıyorlar.)

En iyi gelişme de şu bence.
Meteliğe kurşun atan, çocuklarını hayırsever bir işadamının bursu ile okutan Başbakanımız bugün milyar dolarların sahibi ve evlatları da gemicik, pırlanta, şirket sahibi birer büyük işadamı.
“Kıskanmayın ne olur, çalışın sizin de olur.” Ve “Babaları sağ olsun.”
İşin en kötüsü de nedir biliyor musunuz?
Başbakanımızın bakanlarımızın çocukları trilyonlar kazandıkça benim babam da beni arıyor.
“Eşek sıpası, üniversite, yüksek lisans, dil... hepsi sende de var, bak elin çocukları trilyonlar kazanıyor, sen hala benden para istiyorsun!”
Tabi babamın, kalbini kırmak istemiyorum da artık benim de canıma tak etti.
“Ya babam, sen başbakan veya bakan ol, söz, ben de trilyonlar kazanacağım.”

Diyor ki Başbakan meydanlarda.
“Ne söz verdiysek yaptık, durmak yok, yola devam”
Şöyle düşünüyorum da 7 yıllık icraatlarını.
“Hamdolsun, sözünün eri bir başbakanımız var”, daha ne istiyorsunuz, Allah’tan belanızı mı?
AB-D’ye ne söz vermişlerse, pkk ne istemişse yapmışlar.
Ben Amerikalı veya pkk’lı olsaydım oyumu kesin akp’ye verirdim.


YA SİZ KARARSIZLAR NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ HALA KARARSIZMISINIZ
ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)