Bozkurt NET

[kadir45]

Aşağıdaki yazı bir ibret belgesidir.Ülkücü hareket den bir türlü elini çekmeyen,içimize sızarak bizi yanlış yönlendirmeye çalışan fettoşçuların neler yapmaya çalıştıklarını;abd nin istediği biçimde kullanacağı bir milliyetçi hareket oluşturmanın yollarını yapan;kendilerine göre abd nin istediği bir biçimde Türk -İslam ülküsü oluşturmaya çalışan bu çakalların
amaçlarını gösteren bir yazı.Dikkatle okumanızı ve her kelimesi üzerinde düşünmenizi öneririm.
Aksiyon dan alıntı:

Alıntı:

Mehmet Yılmaz - m.yilmaz@aksiyon.com.tr - Sayı: 686 - 28.01.2008 3 yorum MHP hakkında tereddüt niye? 22 Temmuz seçimlerinde sandıktan 70 milletvekili çıkaran Milliyetçi Hareket Partisi, hayata geçirdiği "müspet muhalefet" stratejisiyle muhafazakâr kesime önemli sinyaller gönderiyor son altı aydır. Abdullah Gül'e Çankaya yolunu açan, Demokratik Toplum Partisi’ne mensup milletvekilleriyle Meclis’te tokalaşan ve başörtüsü yasağının kaldırılması için Anayasa’nın 10. maddesinde değişiklik yapılmasını teklif eden MHP’ye kamuoyunun bakışı geneli itibariyle pozitif. Bu olumlu havanın 2009’da yapılacak yerel seçimlere kadar devam edip etmeyeceği biraz da MHP’nin izleyeceği politikalara bağlı. Ancak öteden beri merkez sağ ve sol seçmenin bu partiye “mesafeli” durduğu da muhakkak. Dolayısıyla, sesini daha geniş kitlelere duyurabilmesi için “yeni” siyasi açılımlara ihtiyacı var MHP’nin; özellikle de “temel” bazı meselelerde. Mesela onlardan biri Türkçülük fikriyatı... Osmanlı’nın son döneminde ortaya atılan ve Avrupa menşeli “milliyetçilik” akımından etkilenmiş, değerli fikir adamları tarafından bir “teori” hâline getirilen söz konusu düşünce akımı, yeni ulus-devlet için toplumu bir arada tutacak ortak paydalardan biriydi. Türk milliyetçiliğinin Abdülhamit döneminde dile getirilen Pan-Türkizm idealinden farkı, Misak-ı Millî sınırları içerisinde toplumu bir değerler halitası etrafında buluşturma niyetiydi. Atatürk devrimleri arasında yer alan bu akımın, gelinen noktada başarılı olduğu söylenebilir. Zira bugün Anadolu’da yaşayan insanlar bir “millet” kıvamındadır artık. Etnik Kürt siyaseti güdenler hariç toplumun geneli tarafından “Türk milleti” kavramı bir üst kimliğin ifadesi olarak kabul ediliyor. Ancak bu olumlu tablo mikro milliyetçiliğin hortlatılmasıyla bozulabilir. Burada MHP’ye düşen görev, mikro milliyetçiliği tetikleme potansiyeli taşıyan, çağına ve yerine göre çeşitli ihtiyaçlara konjonktürel uygunluklar ifade ettiği de söylenebilecek olan milliyetçilik geleneğini revize etmesi, demokratik evrensel değerlerle barışık kuşatıcı ve mutedil bir yorumu temellendirmesidir. İkinci husus MHP’nin toplumdaki karşılığıyla ilgili. Bugün MHP çatık kaşlı bir “devlet” partisi şeklinde algılanıyor pek çok insan tarafından. Milletin talepleriyle devletin talepleri karşı karşıya geldiğinde, devletin âli menfaatleri için milletin fedakârlık yapmasını isteyen parti görüntüsünde MHP. Bu da partinin klasik tabanı dışındaki kitlelere ulaşmasına engel teşkil ediyor. MHP’yi vatandaş adına “proje” üreten parti konumundan uzaklaştıran ve daima “reaksiyoner” tavır sergileyen bir “teşkilat” konumuna iten asıl sebep ise, partinin değişen konjonktürlere rağmen sürekli “mevhum” tehdit ve tehlikelere karşı bir “savunma” mekanizması geliştirmesinden kaynaklanıyor. Dün komünizm tehlikesine karşı kelle koltukta “mücadele” veren kadroların bugün hedefinde bir başka düşman, emperyalist ABD-Avrupa ve onlarla “işbirliği” yapan yerli ortakları var. Bu tür “toptancı” siyasi söylemler, partinin politika üretme kabiliyetine ket vurduğu gibi marjinal bir çizgiye hapsolmasına da yol açıyor. MHP’nin aşması gereken üçüncü handikabı ise Türk toplumunun temel değerlerine bakışıyla ilgili. MHP’nin dini siyasete alet etmeme hassasiyeti takdire değer. Aynı özenin dinî değerlere saygı konusunda da gösterilmesi, dinle daha barışık bir politik söylem geliştirilmesi halkla temasın kavileştirilmesi adına büyük önem arz ediyor. Türk-İslam Sentezi gibi kavramsal önermelerin ötesine geçecek bu yeni yaklaşım, MHP üzerinde oluşan birtakım tereddütlerin izale edilmesinde mühim bir rol oynayabilir. Osmanlı’da görülen o engin hoşgörü kültürünün çok uzağında “hazımsız” ve “tahammülsüz” bir siyasi aktör görüntüsü verilmesi, MHP’nin sinelerde yer etmesini zorlaştırıyor. Bu kanaati pekiştiren ve insanları “rencide” eden bir başka faktör ise “hizmet” üreten kurum ve hareketler konusunda “şüphe” izhar eden iddiaları reddetme konusunda hiçbir çaba sarf edilmemesidir. Millet bu tür tavırlara karşı da son derece hassas. İyi haftalar.

Evet bizim akıl hocalarımız çok.Bir taraftan İlhan Selçuk,bir taraftan fettoş tayfası,bir taraftan içimizden davaya ihanet eden bir sürü cemaat uşağı yobaz.Vurdukça vuruyor,saptırdıkça saptırıyorlar.
Ne yüce bir hareket miş ki,içeriden dışarıdan onca vurmaya bitiremediler.
Ayni Türkiye gibi!Bu konuyu çok uzun tartışacağız sizlerle.Ve bunların davamıza nasıl karıştıklarını,bize nasıl akıl vermeye kalkıştıklarını,bizi nasıl içimizden bir ağaca musallat olmuş kakalaklar gibi kemirdiklerini tek tek ülküdaşlarımıza yorumluyacağız.
Ve hepsinden önemlisi,bu oyuna nasıl geldiğimizi,nasıl yanlışlar yaptığımızı anlatacağız.Ülkücü hareketin içine bu sızmalar,artık saklanamayacak bir hale gelmiştir.Mızrak çuvalı çoktan delmiştir.
Davanın bitmemesi adına bu yarayı sonuna kadar deşecek,ve yanlız sanal alanda değil,bunlarla her alanda mücadele edeceğim.Kurt postuna bürünmüş bu çakalları içimizden temizleyinceye kadar bu mücadele devam edecektir.Bu konuda tekrar görüşmek üzere.

[cCc_OzguR_cCc]

Zavallı şahıs, acınası tarih bilgisiyle Türk Milliyetçiliği'ni ve Turan Ülküsü'nü 2 asıra sığdırıp, "batıdan ithal bir ürün" diye teşhir ederek, cehaletini gözler önüne yeterince seriyor.

Bilinç fakirliği önüne geçilemeyecek kadar yüksek olmalı ki, Ülkücü Hareket'in değişmez doktrinini, sanki Türk Milleti için değil; toprak altındaki solucanlar yahut kırlardaki papatyalar için dile getirilmiş bir doktrin olarak sanıyor galiba!

Ülkücü Hareket, düşünsel temelini Türk Tarihi'ne dayandırmış, gücünü binlerce yıldır süregelen geleneğin son halkası olan Büyük Kurtuluş Mücadelesinin yine tek vücud kıldığı Aziz Türk Milleti'nden almış, varoluşunu ise gücünü aldığı bu Yüce Millete adamıştır.

MHP bir Türk'ün Müslüman duruşunun en iyi simgesidir. Üstelik, bu duruşunu Yüce Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün gösterdiği hedef ve vurguladığı ilkeler-temel değerler çervesine sığdırmasını da bilmiştir.

MHP ne fason sosyal demokratlar istedi diye Laik olmuştur, ne de ab-d güdümlü liboş-fettoş tayfası istedi diye muhafazakar olmuştur. MHP'nin muhafazakarlık anlayışı, ülkemiz insanının neredeyse tamamının inancı olan Yüce Dinimiz İslam'ı, akıl ve mantık çerçevesinde ve dini gerekler ışığında tanımlayıp kabul eden bir anlayıştır.

MHP Cumhuriyetimizin temel değerlerinden Laiklik ilkesine sahip çıkarken dinimizi (haşa) taşa tutmadığı gibi, liboş-fettoş tayfası gibi de Kutsal değerlerimizin kulağından köşesinden sündürüp, amuda kaldırıp takla attırıp, şekilci ve çıkarcı bir "batıla" çevirmemiştir.

Ne Cumhuriyetin, ne de İslam'ın öğretilmesine ihtiyacımız yok. Değerler bellidir. Doktrin bellidir. Yüce Kitap Kur'an-ı Kerim bellidir. İ'lay-ı Kelimetullah bellidir.

Biz kendimizden eminiz Allah'a şükrolsun...

[kadir45]

Başlığa konu olan fettoşçu görüş hakkında bu defa tersinden gidip önce genel bir eleştiri yapıp ardından ,nokta eleştirileri yapmak istiyorum.
rte olsun,bu fettoşçu takımı olsun;bunların ikide bir ülkücü camiaya akıl verir tarzdaki konuşmaları nedensiz değildir.Bunlar abd nin emir ve talimatları doğrultusunda,Rusya nın dağılışından sonra değişmiş bulunan tehditlerin camia tarafından iyi kavranmış olması ve ülkeyi asıl karıştıranların abd nin olduğunun anlaşılması üzerine abd ye karşı vermeye başladığı mücadelenin kırılmasını sağlamak;ülkücü hareketi amaç ve hedeflerinden saptırarak kurdu koyunlaştırma ve kendi çıkarlarına hizmete alma programının sadece bir yöntemidir.
Camia ya ve partinin kurmaylarına,seçimlerde istenilen sonuçları alamamasının nedeninin başta kendi deyimleriyle marjinallik olmak üzere,mhp yi mhp yapan özelliklerin;onunu bir kitle değil bir aşırılıklar partisi olduğunu kabul ettirmektir.Çünkü bunu kabul ettiğinizde siz artık mhp ve dolayısıyla bu vatan düşmanlarının kabusu olmaktan çıkıp koyunlaşıyor;bir akepe,bir anap,bir dyp vs.olmaya başlıyorsunuz.Chp yi yazmıyorum,çünkü her ne kadar onlar da bir noktadan sonra iktidar için abd ile işbirliğinden çekinmeseler bile,genel de temel ideoloji olarak o partilerle,özde de sözde de bir takım farkları vardır.Onların gene yalan yanlış da olsa bir Atatürkçülük ve laiklik damarları vardır bu bir,dini siyasete karıştırmamak gibi bir gelenekleri vardır bu iki.
Burada bize tavsiye edilen,ve buna uyduğumuz taktirde kitle partisi olacağımızı iddia eden görüşlerin tamamı bizi biz yapan,MİLLİYETÇİ HAREKETİN AMENTUSU OLAN 9 IŞIK IN REDDEDİLMESİ VE BUNDAN VAZGEÇİLMESİ ANLAMINA GELİR.
9 IŞIK YOKSA MHP DİYE BİR ŞEY DE YOKTUR,ÜLKÜCÜLÜK DE YOKTUR.
Şu yazıda bunların 9 ışıktan nasıl korktuklarını,kendileri için bir kabus olduğunu,vatan düşmanları için bundan vazgeçilmenin nasıl arzulanan bir şey olduğunu ibretle görmekteyiz.
Yanlız 9 ışık değil.Bizim bildiğimiz ülkücülük tanımının da nasıl terle bir edilmek istenildiğini;avlanan ve dişlerinin emeğini yiyen bir Kurd un;nasıl avantacı bir çakal haline dönüştürülmeye çalışıldığını şu sözlerden daha iyi ispatlayacak bir düşünce bulabilir misiniz?

	Alıntı:
	Milletin talepleriyle devletin talepleri karşı karşıya geldiğinde, devletin âli menfaatleri için milletin fedakârlık yapmasını isteyen parti görüntüsünde MHP. Bu da partinin klasik tabanı dışındaki kitlelere ulaşmasına engel teşkil ediyor.

Şu lanet olası düşünceyi bireysel duruma indirdiğinizde ne ortaya çıkar?
Devletin çıkarları ile kendi çıkarları çatıştığında;devletin yanında olmayan kendi istek ve çıkarlarını düşünen bir insan!
BÖYLE BİR İNSAN ÜLKÜCÜ OLABİLİR Mİ?
BU SÖZLER AYNİ ZAMANDA BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE DE AÇIK BİR HAKARETTİR.BU BÜYÜK MİLLET,DEVLETİ NE ZAMAN ÇAĞIRDI DA,CANI İLE MALI İLE BU DEVLETİN BEKASI İÇİN ÇALIŞMADI,NE ZAMAN KENDİ ÇIKARLARINI DÜŞÜNDÜ?ÇOK ESKİ DEĞİL,DAHA DÜN ;BU MİLLET BİR İSTİKLAL HARBİ YAPMADI MI?O YOK HALİ İLE ELİNDE AVUCUNDA NE VARSA VERİP BU DEVLETİ BESLEMEDİ Mİ?MEHMET SAVAŞI KABUL ETMEKTEN NE ZAMAN KAÇINDI?YETER Kİ BAŞINDAKİLER ADAM GİBİ ADAM OLSUN!
Aslında bize hayranlar.Kurt olmanın yollarını da biliyorlar.Ama artık yemeye o kadar alışmış ki bunlar;kendilerini o tasmadan bir türlü koparamıyorlar.
Şu yazının bütününde,bize yönelttikleri uyarılarda ayni zaman da ÜLKÜCÜLERİN GENEL TANIMI VARDIR.DÜŞMAN SİZE KENDİNİZİ ANLATIYOR,NASIL OLDUĞUNUZU NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ SÖYLÜYOR,VE SİZDEN BUNU BIRAKMANIZI İSTİYOR.
ONLARIN DEDİKLERİNİN TERSİNİ YAPIN İYİ BİR ÜLKÜCÜ OLURSUNUZ!
SANAL ALEMDE BEN ŞÖYLE ÜLKÜCÜYÜM BÖYLE ÜLKÜCÜYÜM DİYE SLOGAN ATIP TUTANLAR,ŞU FETTOŞÇULARIN YAZISINA BAKSINLAR VE BİR ÜLKÜCÜNÜN SAHİP OLMASI GEREKEN EN AZ DEĞERLERİ ARTIK GÖRSÜNLER!BUNLARIN ELEŞTİRDİKLERİ TÜM KONULAR BİZİM GERÇEK VE TARTIŞMASIZ,OLMAZSA OLMAZ DEĞERLERİMİZDİR.
ÜLKÜCÜ HAREKET KİTLE PARTİSİ OLMAK SEVDASINA,KENDİSİNİ KENDİ YAPAN DEĞERLERİNİ,GEÇMİŞİNİ VE HELE HELE 9 IŞIK I ASLA TERKEDEMEZ.BUGÜN MİLLİYETÇİ HAREKETE VERİLEN BU KADAR OY;ONLARIN OLMAMIZI İSTEDİKLERİ GİBİ OLMAMIZ İÇİN DEĞİL;BU ÜLKENİN GELECEĞİ,GÜVENCESİ OLDUĞUMUZ İÇİN VERİLMİŞTİR VE HİÇ DE KÜÇÜMSENMEYECEK BİR ORANDIR!
%17 LERE ÇIKMIŞ BİR OY ORANI,BUGÜNKÜ SEÇİM YARIŞININ ADALETSİZ VE ÇIKAR ODAKLARINA DAHA BAŞTAN KAFADAN %20 ÜSTÜNLÜK SAĞLAYAN HAKSIZ REKABETİNDE ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK BİR BAŞARIDIR!BUNU TERKEDEN ÜLKÜCÜ HAREKET,ÖZÜNDEN KOPAN 9 IŞIKI İNKAR EDEN BİR HAREKET,BU ÜLKEDE DEĞİL HASAT TOPLAMAK,DAHA İLK SEÇİMDE BARAJLARA TAKILIP BOĞULUP GİDER VE PARAMPARÇA OLUR.21.YÜZYILDA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ GİBİ ABUK SUBUK DOKTRİNLERE DAYANMAMIZA,VE ETKİ ALTINDA KALMAMIZA GEREK YOKTUR.
BİNLERCE YILLIK TÜRK TARİHİNDEN ESİNLENEREK ORTAYA KONUŞULAN 9 IŞIK BİZE YETER DE ARTAR!

[BOZKURT051]

Dün komünizm tehlikesine karşı kelle koltukta “mücadele” veren kadroların bugün hedefinde bir başka düşman, emperyalist ABD-Avrupa ve onlarla “işbirliği” yapan yerli ortakları var. Bu tür “toptancı” siyasi söylemler, partinin politika üretme kabiliyetine ket vurduğu gibi marjinal bir çizgiye hapsolmasına da yol açıyor.

bu sözlerde adam resmen komünizm le savaşmakta haklı ve başarılıydı ama abd ve ab ile bunu yapması iyi değil diyor

yazıklar olsun resmen millete abd ile ab nin sanki zararsız olduklarını mhp nin ise bunlara karşı olduğunu söylüyor vaybeeee bu kadar mı insan satılmış olur başka birşey demeye lüzum yok zaten


bide


Bu kanaati pekiştiren ve insanları “rencide” eden bir başka faktör ise “hizmet” üreten kurum ve hareketler konusunda “şüphe” izhar eden iddiaları reddetme konusunda hiçbir çaba sarf edilmemesidir. Millet bu tür tavırlara karşı da son derece hassas.


arkadaşlar burda resmen hizmet diyerek nur cemaatini kastetmiş nurcularla bizi birine hedef göstermiş

ben diyecek söz bulamıyorum aslında bulurdum ama buraya yazamam en iyisi izlemek

[kaganos]

kadir21 demiş ki:

Aşağıdaki yazı bir ibret belgesidir.Ülkücü hareket den bir türlü elini çekmeyen,içimize sızarak bizi yanlış yönlendirmeye çalışan fettoşçuların neler yapmaya çalıştıklarını;abd nin istediği biçimde kullanacağı bir milliyetçi hareket oluşturmanın yollarını yapan;kendilerine göre abd nin istediği bir biçimde Türk -İslam ülküsü oluşturmaya çalışan bu çakalların amaçlarını gösteren bir yazı.Dikkatle okumanızı ve her kelimesi üzerinde düşünmenizi öneririm. Aksiyon dan alıntı: Alıntı: Mehmet Yılmaz - m.yilmaz@aksiyon.com.tr - Sayı: 686 - 28.01.2008 3 yorum MHP hakkında tereddüt niye? 22 Temmuz seçimlerinde sandıktan 70 milletvekili çıkaran Milliyetçi Hareket Partisi, hayata geçirdiği "müspet muhalefet" stratejisiyle muhafazakâr kesime önemli sinyaller gönderiyor son altı aydır. Abdullah Gül'e Çankaya yolunu açan, Demokratik Toplum Partisi’ne mensup milletvekilleriyle Meclis’te tokalaşan ve başörtüsü yasağının kaldırılması için Anayasa’nın 10. maddesinde değişiklik yapılmasını teklif eden MHP’ye kamuoyunun bakışı geneli itibariyle pozitif. Bu olumlu havanın 2009’da yapılacak yerel seçimlere kadar devam edip etmeyeceği biraz da MHP’nin izleyeceği politikalara bağlı. Ancak öteden beri merkez sağ ve sol seçmenin bu partiye “mesafeli” durduğu da muhakkak. Dolayısıyla, sesini daha geniş kitlelere duyurabilmesi için “yeni” siyasi açılımlara ihtiyacı var MHP’nin; özellikle de “temel” bazı meselelerde. Mesela onlardan biri Türkçülük fikriyatı... Osmanlı’nın son döneminde ortaya atılan ve Avrupa menşeli “milliyetçilik” akımından etkilenmiş, değerli fikir adamları tarafından bir “teori” hâline getirilen söz konusu düşünce akımı, yeni ulus-devlet için toplumu bir arada tutacak ortak paydalardan biriydi. Türk milliyetçiliğinin Abdülhamit döneminde dile getirilen Pan-Türkizm idealinden farkı, Misak-ı Millî sınırları içerisinde toplumu bir değerler halitası etrafında buluşturma niyetiydi. Atatürk devrimleri arasında yer alan bu akımın, gelinen noktada başarılı olduğu söylenebilir. Zira bugün Anadolu’da yaşayan insanlar bir “millet” kıvamındadır artık. Etnik Kürt siyaseti güdenler hariç toplumun geneli tarafından “Türk milleti” kavramı bir üst kimliğin ifadesi olarak kabul ediliyor. Ancak bu olumlu tablo mikro milliyetçiliğin hortlatılmasıyla bozulabilir. Burada MHP’ye düşen görev, mikro milliyetçiliği tetikleme potansiyeli taşıyan, çağına ve yerine göre çeşitli ihtiyaçlara konjonktürel uygunluklar ifade ettiği de söylenebilecek olan milliyetçilik geleneğini revize etmesi, demokratik evrensel değerlerle barışık kuşatıcı ve mutedil bir yorumu temellendirmesidir. İkinci husus MHP’nin toplumdaki karşılığıyla ilgili. Bugün MHP çatık kaşlı bir “devlet” partisi şeklinde algılanıyor pek çok insan tarafından. Milletin talepleriyle devletin talepleri karşı karşıya geldiğinde, devletin âli menfaatleri için milletin fedakârlık yapmasını isteyen parti görüntüsünde MHP. Bu da partinin klasik tabanı dışındaki kitlelere ulaşmasına engel teşkil ediyor. MHP’yi vatandaş adına “proje” üreten parti konumundan uzaklaştıran ve daima “reaksiyoner” tavır sergileyen bir “teşkilat” konumuna iten asıl sebep ise, partinin değişen konjonktürlere rağmen sürekli “mevhum” tehdit ve tehlikelere karşı bir “savunma” mekanizması geliştirmesinden kaynaklanıyor. Dün komünizm tehlikesine karşı kelle koltukta “mücadele” veren kadroların bugün hedefinde bir başka düşman, emperyalist ABD-Avrupa ve onlarla “işbirliği” yapan yerli ortakları var. Bu tür “toptancı” siyasi söylemler, partinin politika üretme kabiliyetine ket vurduğu gibi marjinal bir çizgiye hapsolmasına da yol açıyor. MHP’nin aşması gereken üçüncü handikabı ise Türk toplumunun temel değerlerine bakışıyla ilgili. MHP’nin dini siyasete alet etmeme hassasiyeti takdire değer. Aynı özenin dinî değerlere saygı konusunda da gösterilmesi, dinle daha barışık bir politik söylem geliştirilmesi halkla temasın kavileştirilmesi adına büyük önem arz ediyor. Türk-İslam Sentezi gibi kavramsal önermelerin ötesine geçecek bu yeni yaklaşım, MHP üzerinde oluşan birtakım tereddütlerin izale edilmesinde mühim bir rol oynayabilir. Osmanlı’da görülen o engin hoşgörü kültürünün çok uzağında “hazımsız” ve “tahammülsüz” bir siyasi aktör görüntüsü verilmesi, MHP’nin sinelerde yer etmesini zorlaştırıyor. Bu kanaati pekiştiren ve insanları “rencide” eden bir başka faktör ise “hizmet” üreten kurum ve hareketler konusunda “şüphe” izhar eden iddiaları reddetme konusunda hiçbir çaba sarf edilmemesidir. Millet bu tür tavırlara karşı da son derece hassas. İyi haftalar. Evet bizim akıl hocalarımız çok.Bir taraftan İlhan Selçuk,bir taraftan fettoş tayfası,bir taraftan içimizden davaya ihanet eden bir sürü cemaat uşağı yobaz.Vurdukça vuruyor,saptırdıkça saptırıyorlar. Ne yüce bir hareket miş ki,içeriden dışarıdan onca vurmaya bitiremediler. Ayni Türkiye gibi!Bu konuyu çok uzun tartışacağız sizlerle.Ve bunların davamıza nasıl karıştıklarını,bize nasıl akıl vermeye kalkıştıklarını,bizi nasıl içimizden bir ağaca musallat olmuş kakalaklar gibi kemirdiklerini tek tek ülküdaşlarımıza yorumluyacağız. Ve hepsinden önemlisi,bu oyuna nasıl geldiğimizi,nasıl yanlışlar yaptığımızı anlatacağız.Ülkücü hareketin içine bu sızmalar,artık saklanamayacak bir hale gelmiştir.Mızrak çuvalı çoktan delmiştir. Davanın bitmemesi adına bu yarayı sonuna kadar deşecek,ve yanlız sanal alanda değil,bunlarla her alanda mücadele edeceğim.Kurt postuna bürünmüş bu çakalları içimizden temizleyinceye kadar bu mücadele devam edecektir.Bu konuda tekrar görüşmek üzere.

Değerli Ağabeyim,

Allah sizden razı olsun.. Bugün , bu konudan rahatsızlık duyan ve istifa etmeye kalkan 6-7 üyeyi vazgeçirdim.. Kalıp savaşacaksınız dedim..

Bu konudaki engin bilgilerinizi ve yazılarınızı ,yorumlarınızı bekliyoruz..

Özelikle bu cemaate görev verildiğini düşünüyorum.. bilinçli olarak partiye üye yapılmışlar.. veya sızmışlar.. Özelikle dikkat ettiğim partide Türklüğü vurgulayan Vatanı çok seven insanlara karşı tavır alıyorlar.. Yolda karşılaştıklarında başlarını çeviriyorlar.. Selam vermiyorlar.. Ellerini sıkmıyorlar.. İnsanları partiden soğutmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Bu mücadelenizde Size gönülden başarılar diliyoruz.. Yanınızdayız...

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...

[cCc_OzguR_cCc]

Bunların "Muhsin Bey" operasyonu doyurmadı karınlarını galiba. Değerli Ülküdaşım kaganos, çabanızın sonuç alması beni gerçekten mutlu etti. Ülkücü Hareket bu sefer çok farklı bir "sabır" sınavından geçiyor. Ülkücü, kişiler için değil; kurum(teşkilat) için var olduğunda gerçek Ülkücüdür. Umarım gerek MHP kurmayları gösterdiği çabanın, gerekse de Camia gösterdiği sabrın karşılığını alır.

Hakkımızda hayırlısı olsun...