Bozkurt NET

[reisim25]

Başbakan Recep T. Erdoğan, AKP iktidarında tek söz sahibidir.


Konuşma tarzı açısından son derece etkili bir tarza sahip olduğu ve kullandığı bir gerçektir. Türk Milletini Türk Milleti yapan büyük mefhumlara sahip olduğu intibaını beyinlerde uyandıran konuşmalarla bunu yapmaktadır.


Türk Milliyetçiliğinin düşünce derinliklerinin mimarı olan Yunus, Mevlana, Edibali gibi tefekkür güneşlerimizi konuşmalarında etkili kullanmaktadır.


Necip Fazıl, Cemil Meriç gibi Türk Milliyetçiliğinin düşüncelerindeki odak noktalarını konuşmalarında son derece ustalıkla işleyebilmektedir.


Türk-İslam motifi olarak ortaya çıkmış “ahilik “sistemini anlattığında ticaretin bel kemiği esnaflığın ahlak sisteminin en büyük savunucusu olarak konuşmayı da başarabiliyor.


Olmadığı düşünce ve davranışlarının aslında mutlak değerlerimiz olduğunu çok iyi biliyor. Bu büyük değerlerin ve çocuklarının gemileri, dev ticaret şirketleri olmadığını da!


Ancak AKP’nin hayata geçirdiklerine dönüp baktığımızda temel görüşlerin ve oluşup oturması gereken yapının tam aksi yönde ve hatta çöken değerlerin kaybolmasını zihinler üzerinde manevralar yaparak anlatabilmektedir.


“Bin yılda aynı topraklarda yaşayan insanlardan tek millet çıkar” fikri maalesef Kürtleri ABD ve AB politikası eşzamanlı ve simetrik uygulamalarıyla tek millet oluşumu bir daha tamir edilemez boyutlarda yara alarak, tek millet yerine birkaç millete bölünmüştür.


Türk Milleti’nin manevi mimarları; hiçbir fikrinde küresel güçlerle kol kola girmeyi, İslam’dan taviz vermeği, Türk Milleti’nin bir başka din ve devletin baskısı altına girmesini, akıl, öğüt, nasihat, emir almayı ise büyük zül olarak görmüşlerdir.


Türk Milleti’nin ilk Haçlı Seferleri başlamasından itibaren haçlı, putlu her türlü maddi ve manevi emperyalist güçlere karşı görüşleri ve duruşları Türk-İslam duruşudur.


Türk-İslam kimliği taşıyan ve bu mübarek topraklarda bayraklaşmış her bir maddi- manevi ilim, tasavvuf, düşünür, yazar ve siyaset adamlarımız, küresel güçlerin buldozer gibi ezerek üzerimizden geçen dev silindirleri altında kalmamıştır.


Küresel güçlerin Ortadoğu projelerini hayata geçirirken, küresel güçlerle “Eşbaşkanlık”ı yürütürken üstün değerleri savunan Başbakan artık inandırıcı değildir.


Ve ne yazık ki; küresel güçlerin istekleri ve idealleri bir bir gerçekleşirken ve bu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti eli ile yapılırken; Başbakan’ın konuşmalarının alkışlar alabildiği bir meclise ve parti toplantılarında alkışlayan taraftarlarına sahibiz.


AKP yanında yer alan insanlar, büyük değerleri, fikirleri savunarak BOP’ un Eşbaşkanı Başbakan Recep T. Erdoğan’ı küresel güçlerin isteklerini gerçekleştirmesini ise önce kendilerince sessiz, sonrada sesli olarak sorgulamamaktadırlar.


Başbakan Recep T. Erdoğan; 2011’den sonra artık milletvekili adayı olmayacağını 8 Kasım 2009’da ilan etti.


Başbakan olarak misyonu, AB-D+ İsrail lehine tamamladı. Sırada cumhurbaşkanlığı var elbette.


Açılım ile iyice arapsaçına dönen sosyal yapımızı, Ermeni’ler ile gelinen taviz vermenin sonunun ucu açık olan siyasi yakınlaşmayı, çöken ekonomiyi, satılan şirketlerle Türk Milleti’nin dünya şirketlerinde ırgat oluşunu kim çözecek? Binlerce AKP’nin altından kalkamayacağı şimdiden belli ve gelecek hükümetlerin çözemeyecekleri garanti görünen başta hukuk meseleleri olmak üzere birçok meselelerimizle artık milletvekili olmayacağını söylüyor.


Kürt açılımından başka görüşü, çalışması, planı-projesi olmayan bir hükümetin bıraktığı ciddi meseleleri sahi kolay çözülebilecek mi?


Enkaz kaç yılda kalkacak?


Son bir yılımız küresel baskı sonucu açılım martavalıyla geçti? Vebali sadece AKP Hükümetine ve yandaş medyasına mı aittir?


Türkiye’de artık birkaç millet, aşiretler ve onların imtiyazlı hakları mevcut. Dün bölücülükten damgalı uyuşturucu tacirleri, bebek katilleri, tarihi Türk Milleti düşmanları artık ülkemizde söz sahipleri.


Şirketlerimiz artık dünya devlerinin ellerinde.


Ancak Başbakan’ın konuşmalarını dinlerseniz şayet düşünmeden, araştırmadan, itiraz etmeden, sorgulamadan kabul ederseniz; size tarihi maneviyattan aldığı sorumluluklarla Türk düşmanlarına bu imtiyazları verdiğini anlatacaktır.


Söz ustalığı budur; ne yaptığınızı nasıl anlatacağınızı bilmek, neyi yaptığınızı, neleri nasıl ve kimler için yaptığınızı değil.


Başbakan, işte bu işi çok iyi biliyor!