Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - NURCULUK VE FETHULLAH GÜLEN TARİKATI
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5 ... 40, 41, 42  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 4. sayfa (Toplam 42 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
pandulayak
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 28, 2004
İletiler: 1
Şehir: türkiye

İletiTarih: Çar Tem 28, 2004 7:58 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Arkadaşlar ben bu siteye yeni kaydoldum.Bir süredir ülkücü bir site arıyordum.Burayı önerdiler.Bir süre misafir olarak inceledim.Şaşırdım kaldım.Burası herkesin kafasına göre slogan attığı,adeta tarikatların savaş alanı gibi bir yer.Peşinen söyleyeyim,ülkücülüğe büyük sempatim var.Ama ne olduğunu tam bilmiyorum.Ama milliyetçi olduğum kesin.Siteyi inceleyip okuyup anlamaya çalışıyorum.Burada dikkatimi çeken bazı cemaatlerin ülkücü ya da milliyetçilere diyelim;dayatması dikkat çekiyor.Anladığım kadarıyla fethullahçılar ve nurcular burada büyük gayret içerisinde.Peki bunların siteleri yok mu?Niye burada fikirlerini dayatıyorlar?Şimdi bunlara karşı çıkan arkadaşlara da iki çift lafım var.Bir defa ben dahil buradakilerin tamamı Saidi Nursiyi bilmez.Adam neredeyse 100 yıl önce doğmuş OSMANLIYI CUMHURİYETİ GÖRMÜŞ.Bu adamın ne yaptığını bilen yok.Dili ağır.Kitaplarını okumaya kalkıştım bir de osmanlıca gerekiyor.Hiçbirşey anlaşılmıyor.Peki bu adamı neye göre infaz ediyoruz?Onun için bu konuda konuşulanlar lehte ya da aleyhte zan dan başka bir şey değil.Sağlıklı da değil.Ha Tayyip Erdoğan olsa anlarım.İcraatları meydanda.Onun için boşuna dalaşıyor ülkücülerle nurcular.Şimdi gelelim Fethullah Efendiye.Ben bu bir adam hakkında bu kadar konuşulduğunu ilk defa görüyorum.Bu adamın bu kadar konuşulacak nesi var anlamış da değilim.Adam birinci sınıf aktör.Salvar sümük ağlamaktan konuşmaya mecali yok.Arkadaşlar.İnanan bir insan bir defa bu kadar soytarılık yapmaz.Allah ve Rasulünü dünyada seven ve anlayan tek adam bu sanki.Adam konuşurken isteri krizleri geçiriyor.Bu adamın peşinden bu kadar insan nasıl gidiyor hayret?Ben vatan millet için gelin şunu yapalım desem arkamdan üç adam zor gelir.Bu adam bunu nasıl başarıyor?Cevap vereyim mi?Menfaat şebekesi kurarak.Ticari alanda muzzam bir faaliyet,burada çalıştırılan iş verilen onbinlece kişi.Eh bunlar da onun düdüğünü öttürsün o kadarcık.Ülkücü arkadaşlar bırakın cevap vermeyin şu adamlara.Siz dikkate almayın bunlar çeker gider buradan.Sizin bilenleriniz,bizim gibi heveslilere ülkücülüğü anlatsın.nURCULARA DA BİR ÇİFT LAFIM VAR.sİZ Demirele çok oy vermişsiniz bir zamanlar.Büyüklerimden duydum.Sonra Özalcı oldunuz.Ondan sonra da Tayyipçi.Benim aslan kardeşlerim.Siz ülkedeki dengeleri istediğiniz gibi değiştiriyorsunuz.Cemaatiniz kalabalık.Bunların hepsi de ülkeyi çok mu iyi yönettiler de bunları iktidara taşınız.Sakın bunun altında,kendinizi koruma kaygısı olmasın?Ben dinimi yaşayayım da ülke ne olursa olsun zihniyetiyle bu adamlara oy verdiğinizde,bunların ülkeyi getirdiği halden hiç kendinize pay çıkarıp da yüzünüz kızarmıyor mu?Siz bu adamlarda ne buldunuz da bunları desteklediniz?Bu kafayla giderseniz,bu ülke bir gün işgal edilir,minarelerinde de çanlar çalar.O zaman siz görürsünüz dini yaşamayı.Bizim dinimiz çok açık bir din.İslamiyetin yoruma açık hiçbir yönü yok.Emirler kurallar ibadet şekilleri hepsi bir disiplin dahilinde belli.Peki siz günlece toplanıp ne konuşuyorsunuz.Kaç yıldır bu dini anlıyamadınız mı da biriniz Saite biriniz Fethullha takılmış gidiyorsunuz.Adam gelmiş dibinizde kürt devleti kurmuş,harıl harıl toprak alıyor ülkeden,başta evlere şenlik bir hükümet;siz oturmuş buralara kıyamet alametlerini yazıp birbirinizi yiyorsunuz.Kıyamet başımıza kopmuş be kardeşim.Ne zaman uyanacaksınız?Ülkücülere gelince onlara da ayıp.Kaç parça olmuşsunuz.Bir sentez lafı almış başını gidiyor.Yok Allah mı diyelim Tanrı mı?Kardeşim bırakın bunları.Turanı konuşun kızılelmayı konuşun.Türklüğü konuşun.Bunları yapanlar var aranızda sağolsun.Onlardan çok şeyde öğrendim.Ama burada iki adam için bu kadar yazıp durmayın.Değmez.Zaman kaybı bu.Mesele küfürse biz millet olarak en alasını biliyoruz zaten.Buralara yazmanın bir manası yok ki.Milletin bir umudu siz ülkücülere kaldı,siz onlardan beter sürüklenip gidiyorsunuz.Tezkereye hayır dendi.Nerde bu mitingte insanlar.Bu fethullahcılar,nurcular nerde.Cemaatçı arkadaşlar siz ne tavır koydunuz?Ülke işgal edilecekken neden sesiniz çıkmadı meydanlarda niye yoksunuz.Apo salındı,itler affedildi.Siz nerdesiniz?Neye meydanlara dökülmediniz?Burada yazı yazıp propaganda yapmaktan başka bir işiniz yok.Size bu demokrasi de bu özgürlük de bu cumhuriyet de haram olsun.Olacak da.Sizin cemaat liderleriniz bu itler kollanırken nerede?Size kim inanır?Siz oturun daha tartışın.Elin oğlu sizi köle yapınca bakalım haliniz ne olacak.Çok yazık bu ülkeye.Şuraya yazı yazanlar içinde 5-10 kişi gördüm ülkesi için canını verecek.Gerisi efendilerine methiye düzmekle meşgul.Bırakın şu 50 100 yıllık tartışmaları.Bu kafa yapısındaki bir milletten nasıl bir lider çıkacak da bizi tekrar dünya hakimi bir millet yapacak.İşimiz Allah'a kalmış.Sizleri okudukca içim karadı.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bozkurtalpaslan
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 25, 2004
İletiler: 7
Şehir: TÜRKİSTAN

İletiTarih: Per Tem 29, 2004 11:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kurt_ata: Başbuğ Ömer Öngüt ifadesini kullanmışsın ömer öngüt kim ya...sen ona nasıl Başbuğ diye hitap edersin...bu ne küstahlık böyle..ömer öngüt kim bilmiyorum ama Başbuğ olmadıgını iyi biliyorum... Son Başbuğumuzu 4 Nisan 97 de yitirdi bu millet...KALDIK BAŞSIZ VE KOLSUZ...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
hasan13
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 23, 2003
İletiler: 10
Şehir: istanbul

İletiTarih: Cum Tem 30, 2004 1:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

NURCULUK DENEN SAYIKLAMA
Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekasının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekanın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan sonra medeni dünyada din, fertlerin vicdanına sığınmış, bir kanaat olarak saygıdeğer bir yer kazanmıştır. Artık medeni insanlar arasında din tartışması yapılmıyor. Dinler hakkında avamî yazılar değil, ancak bilginlerin etüdleri yayınlanıyor. Medenî insan, başkalarının dini inancına saygı gösteriyor. Kimseyi propaganda ile kendi dinine çağırmıyor.

Türkiye'de bir zamandır dine karşı takınılan yanlış tutum, yemişlerini vermeye başlamıştır. Mabedsiz şehir kurmakla övünen budalalar, çirkin harabelerin mabed haline getirileceğini düşünememiştir. Cumhuriyetin başlarında, artık görevi ve faydası kalmamış Arapçı ve Arapçacı softa takımı tasviye olunurken, milletin manevi ihtiyacı düşünülerek asrî din adamları yetiştirecek özlü bir din okulu açılsaydı, bugün il ve ilçe merkezleri, doktor payesine erişmiş din adamları ile dolar, bunlar köyleri de kontrol ederek yobazlığa engel olur ve İstanbul gibi şehirde çatalı ve radyoyu haram eden beyinsizler halka vaaz edemezdi.


Mabedsiz şehrin ilk yemişi Ticanîlik, onun olup kurtlanmışı da Nurculuk oldu.

Nurculuk nedir? Gazetelerde ikide bir görülen Nurcular, Nur risalesi talebeleri kimdir? Aralarında avamdan aydına kadar, mühendis, avukat ve doktora kadar her türlü adamın bulunduğu Nurculuk, "Saîd-i Nursî" adında cahil bir Kürdün peşine takılmış cahil bir sürü, Nur risalesi talebeleri de Saîd-i Nursî'nin o çetrefil ve cahil Kürt Türkçesiyle yazdığı risaleleri atom fiziği ve Einstein nazariyesi okur gibi toplanıp okuyan bir yığın zavallıdır.

Saîd-i Nursî denilen adam, eskiden Saîd-i Kürd-î diye bir takım risaleler yayınlayan, Türkçe bilmez, daha nokta ile virgülün nerede kullanılacağını bilmekten âciz, Şafiî mezhebinden bir Kürttür. Mütareke yıllarında İstanbul sokaklarında millî Kürt kılığı ile dolaşarak caka yapmıştır. Bu cakacı Kürt kendisine "Bedîüzzaman" demekte, müridleri de bu adı bir övünçmüş gibi kullanarak şeyhlerini bu adla ululamaktadır. Bedîüzzaman, "zamanın harikası" demektir. Kürt Said cidden zamanın harikasıdır. Yirminci yüzyıl gibi bir zamanda bu bilgisizliği ve iptidaîliği ile ortaya atılmakta gösterdiği pişkinlikle zamanın harikası, bundan daha fazla olarak da onbinlerce, belki yüzbinlerce Türk'ü ardına takmakta gösterdiği başarıyla gerçekten zamanın bir harikasıdır.

Zamanın bu harikası, bu Kürt Said, aslında bir Kürt milliyetçisidir. Nasıl Moskofçular Türk milletini yıkmak için ortaya sosyal adalet ilkesiyle atılıyor, yoksulların davasını benimsemiş görünüyorlarsa, Kürt Said de ortaya Müslümanlık ve kardeşlik çığırtkanlığı ile çıkıyor. Kürtçülük davasını açıkça güdemiyeceği için, Türkçülüğü yıkacak ağuları Müslümanlık ve Nurculuk diye ileri sürüyor. Müritlerine veya kendi tabiriyle Risâle-i Nur şakirtlerine evlenmeyi yasak ediyor. Çünkü evlenip çocuk sahibi olurlarsa, o çocukların kötü ve dinsiz olma ihtimali varmış. Tabiî, dağdaki Kürdün bu büyük ve ilâhî buyruktan haberi olamıyacağı için, o evlenecek ve Kürtler çoğalacak. Herkesin sözüne inanan saf Türkler ise, büyük mürşidin buyruğu ile evlenmiyecek, böylelikle Türk soyu azalacak ve Kürt Şeyh Said'in 1924'de yapamadığını, Kürt Molla Said (yani Bedîüzzaman) kırk yıl sonra yapmış olacak.

Kadını şeytanın askeri sayarak evlenmeyi yasak eden dinin, Zerdüşt dini olduğunu bilmeden koyu Müslümanlık adı altında bir nevi Mazdeizm yaptıklarının farkında olmayan bu beyinsizler sürüsüne ne demeli? Urfa'daki mezarının bir baş belası haline gelmemesi için, söylentilere göre, General Mucip Ataklı tarafından ortadan kaldırılmasından sonra, bu kaldırmaya inanmayarak Kürt Said'in oradan uçtuğuna inanacak kadar şuursuz olanlara ne denebilir? Millî talihsizlik, akıl hastanesi kliniklerinde yatması gerekenlerin halk arasında dolaşmasındadır. Ciddi tedbirler alınmazsa, bu dinî cinayet daha yıllarca sürecektir.

Nur risalesi (kendi tâbirleriyle risale-i nur) denilen sayıklama kitapları pek çoktur. Beyni örümceklenmiş zavallılar bu sayıklamaları elle yazarak, yahut şapirografi veya taşbasmasıyla çoğaltarak onbinlerce satarlar. Bunu satmak için kasaba kasaba, köy köy dolaşan Nurcular vardır. Bunları satarak sevaba girerler. Sözde Türkçe olan bu sayıklama kitapları, Kürt hamalların fikir seviyesinde yazıldığı için, kimse birşey anlamaz. Anlamadığı için de, onda gizli hikmetler, yüksek gerçekler olduğu kuruntusuna kapılır.

Bir zamanlar bu sayıklamalardan bana da bir tane yollamışlardı. Kendimi zorlayarak okuyabildiğim bir tanesinde, Kürt Said radyodan bahsediyor, dünyanın bir ucundan söylenen bir sözün kutudan duyulmasını kutudaki meleklerle açıklıyordu.

İşte, aşağı tabaka ile birlikte doktor, mühendis ve avukatın da şeyhi, pirî olan, kendisinden "efendi hazretleri" diye söz ettikleri Kürt Said'in seviyesi budur.

Fizikten, titreşimden haberi olmayan, müsbet bilimin kıyısından dahi geçmeyen bir yobaz, radyo hakkında ancak bu kadar düşünür. Fakat bilgisizliğini de anlamaktan âciz olan o kara cahil, bu katmerli bilgisizliğine bakmadan, Türkler aleyhinde hüküm çıkarmaktan da geri kalmıyor. Nur risalelerinin birinde, Ye'cüc Me'cüc denen ve dünyayı yok edecek olan korkunç yaratıkların Özbek, Tatar ve Kırgız gibi "akvâm-ı vahşiyye" (yani vahşi kavimler) olduğunu yazmıştı. Sevsinler medenî Kürdü!... Özbek, Kırgız ve Tatarlar arasında okuyup yazma nisbeti % 90'dır ve aralarında atom bilginleri de olmak üzere her bilim dalında yüzlerce bilgin ve uzman bulunmaktadır.

Kendisini Nurculuğa kaptırmış olan bir avukatla geçen yıl aramda küçük bir konuşma olmuş, Kürt Said'de ne bulduğunu kendisinden sormuştum. "Kuran'ın en güzel tefsirini yapmıştır." diye cevap vermişti. Bu genç avukat eski yazıyı bilmiyor, Kuran'ın şimdiye dek en büyük İslâm bilginleri tarafından üç İslâm dilinde yapılan tefsirlerinden habersiz bulunuyordu. Bunu kendisine boşuna anlatmaya çalıştım. Bir kere çileden çıkmış, aklın ve mantığın dışına uğramıştı. Bir safsataya inanla uğraşmak neye yarar? Bugün devlete düşen görev, bunun sebeplerini arayıp bularak tedavisine gitmektir.

Bana göre Tîcânilik, Nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur. Tıpkı normal yemek bulamayan aç çocuğun duvarı yalaması, yerde bulduğu faydasız ve zararlı şeyleri yemesi gibi, bağlanacak büyük bir ülkü bulamayan insanlar, abur cubur düşüncelere kurtarıcı diye yapışıyorlar. Çünkü insanlar bir fikre bağlanmaya mecburdur. Bu istidat insanlığın mayasında vardır. Bunu hiçbir kuvvet önleyemez.

Türkiye'de gerçek ülkü olan Türkçülük türlü bahanelerle baltalanmasa, gerçek Türkçü olan eski "Milliyetçiler Derneği" 1953'de kapatılmasaydı, bunlara gelişme imkanı verilseydi, bugün memlekette partiler üstünde, gayet ateşli ve şuurlu bir milliyetçi topluluk bulunacak, hükümetler güç durumlarda bunlardan yardım isteyebileceklerdi.

Türkçülük insanlara hiçbir vaitte bulunmuyor, maddi veya manevi birşey vermiyor. Yalnız istiyor... Fedakarlık ve feragat istiyor. Nurculuk ise cennet va'dinde bulunuyor. Ebedî saadet, cennette köşkler, yemekler, huriler va'dediyor.... Kafası işlemeyen, hatta aslında materyalist olanlar tabiî Nurculuğu seçecektir. Netekim bunu kendileri de söylüyor "Türkçülük mezara kadar... Ondan sonra ne olacak?" diyor... Tabiî ondan sonrasını kendilerine Kürt Said hazırlayacak.

Kürt Said'in 1327 ( 1909 ) yılında, İstanbul'da Vezir hanındaki İkbal-i Millet matbaasında basılmış bir eseri vardır. Adı: "İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi Yahut Divan-i Harb-i Örfî ve Saîd-i Kürd-î" dir. Kendisinin Saîd-i Kürd-î Yani Kürt Said) olduğunu tastik ettiği bu eserde, eserin muharriri diye de kendisini "Bedîüzzaman" diye taktim etmektedir. Eserin tâbii, yani editörü de "Kürdîzade Ahmed Ramiz" dir. yani dört başı mâmur bir eser. Bu 48 sayfalık eserin "hâtime" kısmı (44-48. sayfalar) Kürt Said'iin içyüzünü göstermesi bakımından çok ilgi çekicidir. Bunun aynen alıyor ve ağdalı bir dille yazıldığı için açık Türkçeye çeviriyorum: Ebnâ-i cinsime burada birkaç söz söylemezsem, bence bahs nâtamam kalır. ( Soydaşlarıma burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis eksik kalır.)

Ey Asurîler ve Keyânîlerin cihangirlik zamanından pişdar, kahraman askerleri olan arslan Kürtler!... Beşyüz sene yattınız. Yeter artık. Uyanınız. Sabahtır. Yoksa sahrâ-i vahşette vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrasında yağma edecektir. Hikmet-i ilâhî denilen makine-î alemin nizamı ve telgraf hattı gibi umum âleme mümted ve müteşa'ib kanun-i nûrân-î ilâhînin müessisi olan hikmet-i ilâhî ufk-i ezelden engüşt-i kaderi kaldırmış, size emrediyor ki, tefrika ile katre katre müteferrik su gibi zayi olan hamiyet ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle tevhit ve mezcederek zerrâtın câzibe-i cüz'iyyeleri gibi gibi bir câzibe-i umum-î millî teşkili ile Kürt gibi bir kütle-i azîmi küre gibi tedvir ederek şems-i şevket-i islâmiyye Osmâniyyenîn mevkibinde bir kevgeb-i münevver gibi câzibesini ittiba ile muvazene ve âheng-i umumiyyeyi muhafaza ediniz. ( = Ey Asurlular ve Ahemenidlerin cihangirlik zamanında, onların öncüleri ve kahraman askerleri olan arslan Kürtler! Beşyüz yıldır yattınız. Yeter artık. Uyanınız. Sabahtır. Yoksa vahşet ve gaflet sizi vhşet sahrasında yağma edecektir. İlâhi hikmet denilen âlem makinesinin nizamı ve telgraf hattı gibi bütün âleme dalbudak salan Tanrı'nın nurlu kanununun kurucusu olan ilâhî hikmet, ezel ufkundan kader parmağını kaldırmış size emrediyor ki: Ayrılık, gayrılıkla damla damla dağınık sular gibi boşa giden hamiyet ve kuvvetinizi milliyet fikriyle birleştirip kaynaştırarak zerrelerdeki küçük cazibelerden bir umumî ve millî cazibe teşkili ile Kürtler gibi büyük bir kütleyi dünya gibi döndürerek İslâm ve Osmanlı şevket güneşinin mevkibinde parlak bir yıldız gibi cazibesine uymakla muvazeneyi ve umumî ahengi muhafaza ediniz.)


***

Görülüyor ki Kürt Said, zavallı Kürtlere eski Asur ve İran ordularının hayali öncülüğünü yaptıracak kadar koyu bir Kürt milliyetçisidir ve çapraşık acemî ifadesiyle Kürtleri Kürt milliyetçiliği etrafında birleşmeye çağırmaktadır. Bunun hiçbir tevili, tesfiri yoktur. Beyninde ve gönlünde kötü düşüncesi olmayanlar, bu açıklıktan sonra onun bir İslâmcı değil, bir Kürtçü olduğunu kabule mecburdur.

Bundan sonrasını, zaten anlaşılmaz ve bozuk ifadeli metinden sıyırarak yalnız tercümesini (evet, bu kelime yerindedir) vermek suretiyle okuyucuları boşuna yormaktan alıkoyacağım. Bundan sonra Kürt Said şöyle diyor:
Süphan ve Ağrı dağları gibi geleceğin yüksek dağlarının doruğunda ayağa kalkmış, nefse esir olmayı yasak etmiş ve başkasına tecavüzü caiz görmeyerek şeriata dayanmış olan hürriyet sultanı yüksek sesle sizin gibi mâzinin en derin derelerinde gafil ve dağınık bir kavme, cehalet ve yoksulluğa hücum için "fen, sanat ve silâh başına, ileri arş" emrini veriyor.

Hakikat denilen tabakalar altında örtülü ve mahpus kalmış ve istibdadın yok edilmesiyle omuzu üstünde olan cehalet ve gafletin hafiflemesi sayesinde harekete gelip kalkmaya teşebbüs etmiş bulunan hakikatler habercisi, size her cihetle haber veriyor ki, mahiyetinizde kaderin ektiği istidatları ve mukadderatınızı fiile çıkaran ve kavmi mahiyetinizde saklanmış olan seciyenizi maarifin hayat suyu ile sulamanın vaktidir. Yoksa kuruyup çürüyecektir.

İhtiyaç denilen, medeniyetin babası ve ilerlemelerin kurucusu olan üstad, sillesini kaldırmış, size hükmediyor: Ya hayat ve hürriyetinizi bu vahşet sahasında yağma ettireceksiniz, yahut medeniyet alanında fen ve sanat balon ve trenine binerek istikbali karşılayacak ve olgunluğun Kâbesine koşacaksınz.

Milliyet denilen mâzi derelerinde, hâl sahralarında ve istikbâl dağlarında çadır kurmuş olan Rüstem-i Zâl ve Selâhaddin-i Eyyubî gibi, herkesi başkasını haysiyet ve şerefiyle şereflendiren ve yüksek duyguların timsali olan milliyet fikriniz size kesin emirle emrediyor ki, her biriniz umum bir milletin hayatının mâkesi, saadetinin koruyucusu ve bütün milletin müşahhas misali oldunuz. Şimdiki gibi bir şahıs değil, bir millet kadar büyüyeceksiniz. Zira, maksadın büyümesiyle himmet de büyür ve millî hamiyetin galeyanıyla ahlâk da yükselir.

Kavimlerin saadetinin sebebi olan ve millî hakimiyeti temin ile hayat makinesinin buharı olan hürriyetteki cüz'i iradeyi istibdadın söndürmesinden kurtaran ve şer'î meşveretin mayasıyla mayalandıran meşru meşrutiyet, sizi imtihan meclisine davet ediyor. Erginlik çağına vardığınızı ve vâsîye ihtiyacınız olmadığını görmek istiyor. İmtihana hazırlanınız. Varlığınızı birleşerek gösteriniz. Millî hamiyet ve şahsî fikir ve vicdanınızı milletin müşterek kalbi ve aklı gibi gösteriniz. Yoksa sıfır alacaksınız ve hürriyet şahadetnamesi elinize verilmeyecektir.

Mâzide dağınıklığınıza sebebiyet veren birinizdeki bencillik fikri şimdi istikbalin medeniyet saadethanesinde icad fikrine, şahsî teşebbüse ve hürriyet fikrine inkılâb edecektir. Hattâ diyebilirim ki, başkalarının sükûtî medreselerine nisbetle sizin gürültülü olan medreseleriniz bir ilmî mebuslar meclisini gösteriyor. İmam arkasında fatihalar okuduğunuz zamandaki semâvî ve rûhânî vızıltılarınızda, mezhebî ve kavmî mahiyetinizdeki istidat, meşrutiyet sırrına kaderin bir îmâ ve nişanı vardır.

"İnsan için çalışmaktan başka yol yoktur" sözünün öteki ifadesi, şahsî teşebbüstür. Her kemâlin kurucu ve koruyucusu olan cesaret ve millî namus emrediyor ki, şimdiye kadar nasıl maddi şecaatte terakki ettinizse, şimdi de akıl ve medeniyet meydanında millî namusu çiğnetmeyiniz. Millî duyguların mâkesi olan, kıymetinizin ölçüsü olduğu halde ihmalinizle gayet çapraşık bununan diliniz, tûbâ ağacı gibi bir ağacın tecellisine müstatken, böyle kurumuş, perişan ve edebiyatsız kalmış olduğundan, diliniz sizden millî hamiyete şikâyette bulunuyor. İnsanda kaderin sikkesi sikkesi lisandır. Anadil tabiî olduğundan, kelimeler zihne kendiliğinden gelir. Zihin çatallaşmaz, O zihne giren bilgiler taş üzerinde oyulmuş gibi bâki kalır. Millî dille görünen herşey hoş gelir. Millî hamiyetin bir misalini size takdim ediyorum. O da Mutkili Halil Hayâlî Efendi'dir. Millî hamiyetin her şubesinde olduğu gibi, dil alanında da dilimizin esası olan elifbe, sarf (gramer) ve nahvini (sintaksını) vücuda getirmiştir. Hakikaten Kürdistan madeninde böyle bir hamiyet cevherine ratgeldiğinden, istikbalimizi onun gibi birçok cevherler ışıklandıracaktır.

İşte bu zat bir hamiyet örneği göstermiş ve tekemmüle muhtaç dilimize bir temel atmıştır. Onun izinden gitmeyi ve temeli üzerine bina kurmayı hamiyet sahiplerine tavsiye ediyorum.

Bedîüzzaman Saîd-i Kürdî

Kürt Said'in tam bir Kürt milliyetçisi olduğunun bu yazıdan daha kesin bir tanığı olamaz. Böyle olmayıp da, yalnız geri kalmış Kürtleri kalıkındırmak amacı gütseydi, onlara "Bilgi sahibi olun" demekle yetinir, medeni ve ebedî Türkçe dururken, millî dil diye kaba ve iptidaî Kürtçeyi tavsiye etmezdi. Meşrutiyetin memlekette yaptığı sarsıntıdan ve otoritenin zaruri gevşemesinden faydalanarak, Türkiye'yi parçalamak ve kendi cemaat gayelerini gerçekleştirmek isteyen Hıristiyan tebaalar gibi, bu müslüman kardeş de İmparatorluğun bütün yükünü ve çilesini çekmiş olan Türkleri vurmaya çalışıyor. Kendilerine tarih ve şeref uydurmak ihtiyacında olan bütün iptidaî cemaatler gibi, roman kahramanı olan Zâloğlu Rüstem'i ve ancak anası Kürt olan Selâhaddin Eyyubî'yi Kürt kahramanı diye ileri sürüyor. Kürtlerin mevhum meziyetlerinden bahsediyor. Kısacası, onlara devlet kurdurmaya çalışıyor. Tabiî devletin buna müsaade etmeyeceğini anladıktan sonra, Saîd-i Kürd-î adını Saîd-i Nursî yaparak ve Nur risaleleri diye cehlin ve taassubun örneği olan karalamalar düzerek, bir din mürşidi gibi ortaya çıkmaya başarıyor.

Bizim için şaşılacak nokta, onun şu veya bu davranışı değil, onbinlerce, belki yüzbinlerce gafil Türk'ün, bu cahil Kürd'ün arkasından gitmesi, onun cahilâne ve hâinâne öğütlerine körü-körüne boyun eğmesidir.

Şimdi bu gafil Türklere hitap etmek istiyorum:
Siz, Türk ve Müslüman mısınız? Türkseniz, hangi sebeple cahil bir Kürdün ardından gidiyor, onun telkinleriyle kendi ırkınızı, kendi dilinizi hor görüyorsunuz? Aranızda "Türkçe de dil mi?" diyen ahmaklar, resmî dilin Arapça olmasını isteyen hainler var. Siz ne biçim Müslümansınız ki, cahil bir Kürd'ün telkini ile evlenmeyi lanetliyor, dinsiz çocuklar yetişir de günaha gireriz diye bekâr kalmaya azmediyorsunuz? Putperest olduğunuzun farkında değil misiniz? Bir cahil Kürd'ün sakalını, tırnaklarını, abdest aldığı suyukutsal emanetler gibi saklamak hangi Müslümanlığın, hangi insanlığın, hangi temizlik kaidesinin, hangi şuurun işidir? Uyanın! Radyoyu melekle açıklamaya kalkan bir budalanın müridi olarak eşe dosta, dosta düşmana karşı gülünç olmayın. Müslümanlık, temeli atılmış, büyük bilginlerini yetiştirmiş, tedvin olunmuş bir dindir. Onun yeni baştan açıklanması için Kürt Said gibi maskaralara ihtiyaç yoktur.

Bana bu yazıyı yazdıran, Trabzon'dan yollanan acayip bir nesne oldu. Çok küçük boyda, 8 yapraklık bir broşür olan bu nesne, hangi basımevinde basıldığı belli olmayan bir Said-i Kürd-î reklamıdır. Gönderen, O. Nuri Kurt adında tanımadığım birisidir. İçinde Kürt Said'in sayıklamalarından parçalar var. İkinci yaprağın ikinci yüzündeki şu hezeyana bakın:
"Aziz, sıddık kardeşlerim:

Siz kat'î biliniz ki, risâle-i nur şakirtlerinin meşgul oldukları vazife rûy-i zemindeki en muazzam mesâilden daha büyüktür."


***

Evet! Sizin vazifeniz cidden büyüktür. Haçlıların, bozuk iradenin, azınlık ihanetlerinin yıkamadığı Türkiye'yi cehaletiniz, gafletiniz ve hamakatinizle yıkacaksınız. Türklüğü inkâr ederek, şeriati Anayasa ve Medenî Kanun durumuna getirerek, evlenmiyerek, yalnız kalan kadınları evlere tıkarak, eski yazıyı getirip Arapçayı resmi dil yaparak, İslâmiyetten önceki tarihimizi küfürdür diye kitaplardan kazıyarak Türklüğü yıkacaksınız. Bunu yaparken, ölü Stalin'le, sağ Makaryos'un müttefiki olduğunuzun asla farkında olmıyacaksınız. Müslüman geçindiğiniz halde Peygamber'in "Evlenip çoğalınız" anlamındaki hadîsini hiçe sayarak, Kürt Said'in evlenmemek hususundaki hezeyanlarına baş eğmekle kimin ekmeğine yağ sürdüğünüzün farkında olmıyacak kadar acınacak yaratıklarsınız.

Neymiş o sizin meşgul olduğunuz büyük vazife? Bir odaya kapanıp Kürt Said'in hezeyanlarını okuyarak kendinizden geçmek mi? Bu zavallı ve gülünç halinizle siz, aslında ruhî tababetin ve marazî ruhiyatın konusu olabilirsiniz. Kendisi genç ve güzel bir kadın olduğu halde, ihtiyar, çirkin ve kör bir zenci ile evlenen Amerikalı artist gibi anormal zevk sahipleri dünyada seyrek görülen nesne değildir. Sizinki de kendi içinizde kalsa, Türklüğün aleyhine yönelmese, belki böyle sayılabilir. Fakat Cennet va'di ile gafilleri avlıyor, onların milli duygusunu yıkıyor ve Türklükten ayırıyorsunuz. Araplarla aramızda bir dâva oldu mu, mutlaka Arapları haklı buluyorsunuz. Türk - Arap savaşı olursa, "Din kardeşime silâh çekmem" diyorsunuz.

İşte, sizin üstadınızın kimliğini kendi yazısıyla gösterdim. Onun bir Kürt milliyetçisi olduğu apaçık ortaya çıktı. Bu açıklamadan sonra, gerçeği kabul edip de Türklüğe dönerseniz, hoş... Yine eski sapıklıkta inat ederseniz, sizin vicdanınızdan şüphe etmeli...


Ötüken, 7 Mart 1964, Sayı: 109
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
bidost
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 21, 2004
İletiler: 280

İletiTarih: Pts Ağu 02, 2004 8:35 am    ileti konusu: AĞZINA SAĞLIK Alıntıyla Cevap Gönder

[quote="hasan13"]NURCULUK DENEN SAYIKLAMA

AĞZINA YÜEĞİNE BİLEĞİNE SAĞLIK BU TAKİYECİLERİ GÖRÜN ARTIK UYANIN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurt_ata
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 16, 2004
İletiler: 166
Şehir: TURAN-ADIYAMAN

İletiTarih: Pts Ağu 02, 2004 12:01 pm    ileti konusu: said.mirza dan alıntı... Alıntıyla Cevap Gönder

BEN HAYATIMDA BU KADAR BAĞNAZ VE MUTEASIP İNSANI BİR ARADA GÖRMEDİM...
KARDEŞ SENİN BU YAZDIĞIN YAZI NİHAL ATSIZ TARFINDAN YAZILAN BİR YAZI,

NİHAL ATSIZIN ŞAMAN OLDUĞUNU BİLEN YOK GALİBA İÇİNİZDE?
Nihal Atsız zamanında Bediuzzaman'ın sıkı bir talebesi idi. Ancak, sonradan uzaklaştı. işte o yazısını buraya aktardığın şahıs (NİHAL) , Bediuzzaman'ın ancak ölümünden dört sene sonra arkadan vurmaya cesaret edebilmiş bir hıyanetliğe teşebbüs etmiştir.

Şaman olduğunu ben söylemedim. bir başka ülküdaşdan duydum. bayx rumuzlu arkadaş şaman olduğunu söylüyor. hemen belirteyim, büyük milliyetçi diye bize yutturulan bu adam, şayet şaman ise türk değildir. çünkü Bediuzzaman'ın dediği gibi (müslüman olmayan veya müslümanlıktan çıkan, türklüktende çıkar)...

Amma Bediuzzaman'ın talebesi olduğuna dair belgeyi şu kitapta bulabilirsin (DERDİMİ SEVİYORUM: Hekimoğlu ismail)

birde nihal atsızın oğlu buğra atsızın dediklerine bakarsak bakın ne diyor

"Büyük TÜRKÇÜ H.Nihal ATSIZ’ın Oğlu Buğra Atsız’ın Babasının Ölümünden Önce “Müslüman Olduğu”,”Kuran Okunmasını İstediği” Yolundaki İddialara Açıklık Getirdi,Son Noktayı Koydu:

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ ASLA MÜSLÜMAN OLMADI,OLMAZDI

Atsız Hocanın sözlerini ben size hatırlatayım:
-Hiç kitabı olmayan din olur mu?
-Hoca tarikata gireceksen,Nakşibendi ol.Öz Türk tarikatıdır.
Ve ölüm döşeğinde Refet Körüklü Ağabeye:
-Hoca oku beni.Rahatlıyorum.

Bu palavralara tahammülüm kalmadı artık.Hayatında kuranı eline almamış,camiye bir kere gitmemiş,namaz kılmamış,arada bir içki içen bir adamın tarikata girmesi,ölüm döşeğinde kuran okutması vs. gibi aslı faslı olmayan hikayelere tabi tutulması kısacası beni rahatsız ediyor.Refet Körüklü’nün ölüm döşeğinde olan babama kuran okumasına ATSIZ heralde mani olacak durumda değildi.Kitapsız din de bal gibi olur ve vardır.Dinler illada kitaplı olur diye bir kaide de yoktur.Bir sayımda resmi kayıtlara dinini benim yanımda “GÖKTANRI” diye geçiren bir adamı kimse zorla Müslüman etmeye kalkmasın.Aynı işii Ankara’da,şimdi Orkun Dergisi’nin yazı heyetinde olan Prof. İsmail Hakkı Gökhun da yaptığı için takma adı hala “Şaman’dır”.

Bu gibi saçmalıklarla vakit geçirmek de TÜRKÇÜLER gurubunun işi değildir.Müslüman olanlar,müslümanlıklarını lütfen başka yerde yapsın ve bunu yaparken de babamı alet etmesin.Müslümanlar,eğer TÜRK olduğumuz ve her söylediklerine “he” demediğimiz için bizi kendilerine araptan daha uzak hissedecekse de buyursun.Arap’a TÜRK’ten daha yakın olanın TÜRKÇÜLER GURUBUNDA zaten işi olmaması gerekir.Bu dünya İslamiyet üzerine dönmüyor,kimin Müslüman veya başka bir dinden olup olmadığı da en başta ben olmak üzere kimseyi ilgilendirmez.

Reha Oğuz Türkkan’ı büyük adam saymak içinde Atsız’ı okumamış olmak gerekir.Atsız’ı okumadan da TÜRKÇÜ olunmaz.

Bu yazı 13.11.2000 Tarihinde http://www.ulkucu.org Sitesine Özel bir Yazıyla Buğra ATSIZ Tarafından Gönderilmiş ve Sitenin O Günkü Sayısında Yayınlanmıştır. "
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
bidost
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 21, 2004
İletiler: 280

İletiTarih: Pts Ağu 02, 2004 1:26 pm    ileti konusu: Re: said.mirza dan alıntı... Alıntıyla Cevap Gönder

İSTE TÜRKLÜK SADECE MÜSLÜMANLIKLA DEĞİL KENDİNDE O YAZIYA YER VERMİŞSİN ONUN ÖĞRENCİSİYDİ DİYE DEMEKKİ BEDİUZAMANNIN DA BİR HALT YOKMUŞTA ONUN İÇİN TALEBELİĞİNİ BIRAKMIŞ HİÇ BİR DİN DEĞİL GÖKTÜRK TANRISINA İNANMIŞ 8BENCE KÜRT SAİTTEN VE FETODAN ) DAHA İYİDİR
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
aslanderen40
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 11, 2003
İletiler: 133
Şehir: kırşehir

İletiTarih: Pzr Ağu 29, 2004 4:08 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ARKADAŞLAR FORUMA BU TARTIŞMAYI AÇTIM BİLMEM İYİMİ YAPTIM KÖTÜMÜ YAPTIM? ÜLKÜDAŞLAR VE ARKADAŞLAR ÖLMÜŞ İNSANLARIN DİNİYLE FALAN UĞRAŞMAMALIYIZ HERKEZ ALLAH KATINDA BİR MAKAMDADIR BELKİ YERİN DİBİNDE BELKİ GÖĞÜN YÜZÜNDE AMA BUNU SORGULAMAK TARTIŞMAK KİMSEYE DÜŞMEZ. KAFİR OLMAYAN BİRİNE KAFİR DENİRSE O KAFİR OLUR ONUN İÇİN NİHAL ATSIZ HOCA'NIN DİNİNİ BIRAKINDA GÖRÜŞLERİNDEN NASIL VE NEREDE FAYDALANABİLİRİZ ONA BAKIN. BEN BU KONUYU AÇARKEN KİŞİLERİN DİNLERİYLE UĞRAŞILSIN İSTEMEDİM AMACIM TÜRKİYE VE ÇEŞİTLİ ÜLKELERDE VAR OLAN NURCULUK FAYDALIMIDIR DEĞİLMİDİR. ASIL AMAÇLARI DİNİMİZİ YAYMAKMI YOKSA YENİ BİR DİNMİ BULMAK? LÜTFEN TARTIŞMALARIMIZA VE SÖYLEDİĞİMİZ SÖZLERE BİRAZCIK DİKKAT EDELİM
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM ICQ
hasan13
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 23, 2003
İletiler: 10
Şehir: istanbul

İletiTarih: Pzr Ağu 29, 2004 4:57 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Büyük ATSIZ ATANIN dinini yargılamak size düşmez....
ATSIZ ömrünün bir dönemi şamanistlik yapmış olabilir(ki ben buna inanmıyorum)
Ancak ölmeden önceki isteği şu şekilde
''Bir daha dünyaya gelirsem AYASOYYADA İMAM OLMAK İSTERİM''


GENÇ FATİHİN ORDUSU YİNE 'TEKBİR' ALINCA
SÖNDÜRÜRÜZ KAFİRİN MERYEM ANA MUMUNU
SİLERİZ HARİTADAN TUNAYA AT SALINCA
ULAH'INI SIRB'INI ERMENİ'SİNİ RUM'UNU

Ayrıca 'NURCULUK DENEN SAYIKLAMA' adlı makalesinde
'İslam tedvin olmuş olgunlaşmış.Alimler yetiştirmiş bir dindir.'' demiştir.
Ayrıca ona 'İSLAM' soruloduğunda 'IRKIMIN DİNİDİR'' demiştir.

Hiç açıp okumadığınız KURAN'a bakarsanız 'İFTİRA'nın günah olduğunu görürsünüz!
Üç dört anlamını bilmediğiniz duayla fetvalar yazmayın!'

'ÖLÜM OLSUN FARS MİLLETİNE!'
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
hasan13
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 23, 2003
İletiler: 10
Şehir: istanbul

İletiTarih: Pzr Ağu 29, 2004 4:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

KÜRT_ATA ben o makale benimdir diye birşey söylemedim.
Allahın kürdü ne işi varsa burda.


Defol git nurcu sitelerine....Nam-ı Değer pek şerefsiz Kürt Ata
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
hasan13
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 23, 2003
İletiler: 10
Şehir: istanbul

İletiTarih: Pzr Ağu 29, 2004 5:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

''çünkü Bediuzzaman'ın dediği gibi (müslüman olmayan veya müslümanlıktan çıkan, türklüktende çıkar)... '' (kürt_ata)

Yesinler senin kürt saidini..Aman da aman neler bilirmiş
Sen milliyetçiliği kimden öğrendin?Aslında milliyetçi olmadığında b

Senin ZMANIN HARİKASI dediğin adam değil midir KÜRT TEALİ CEMİYETİNİN KURUCULARI ARASINDA YER ALAN!
O DEĞİL MİDİR TÜRKLERE YEC'ÜC MEC'ÜC DİYEN!

TENGRİ TÜRK IRKINI KORUSUN!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
ozbeken
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 24, 2004
İletiler: 566

İletiTarih: Pzr Ağu 29, 2004 11:45 pm    ileti konusu: nurculuk... Alıntıyla Cevap Gönder

Arkadaşlar bakın bugün mehmet şevket eyginin bir demeci vardı. İslamiyetin önündeki tek engel müslümanlar diye. çok doğru bir ifade bu. Bugün hangi cemaate giderseniz gidin islam'a sadece kendileri hizmet ediyordur ve diğerleri ya batıldır yada yanlış yapıyordur. Arkadaşlar benim 4 sene önce kafam karışmıştı ve oturdum bugüne kadar İslam'ın temel kaynaklarına inmeye çalışıyorum. Atapça çğreniyorum. Bakın sıkıntı bugün tamamen cehalet. Herkes tek kaynaktan besleniyor. Misal nurcular. Sadece Risale-i Nur okurlar. tefsir olarak başka bir tefsir okumazlar. E peki Said Nursi hata yapamaz mı diye sorduğunda alacağın cevap hayırdır. AMa said nursi bile kendisi hata yapabileceğini ifade eder. Neyse bu mevzu uzun. Ama size tavsiyem İslam'ın önce temel kaynaklarını okuyun. İlk tavsiyem de Elmalılı tefsirinden başlamanız. Vesselam
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
liselim
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Mar 05, 2003
İletiler: 83
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Eyl 03, 2004 11:48 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

nur cemaati ve yandaşı akp abd'nin istediği Ilımlı İslam safsatasının mimarı ve piyonlarıdır. bu cemaatte sağ sol gibi bi kavram olduğu gibi tarikattan olmayan Müslüman değildir gibi bir inanç vardır. (dsp nsıl iktidara geldi) ey ülkücülükten dem vurup ülkücü geçinenler..(Servet Kabaklı'nın ifadesiyle ülkücü geçinen ve ülkücülerden geçinenler) nur cemaati asla bi İslam Tarikatı olamaz. asla Nakşibendi, Ahmet Yesevi gibi İslam ve Türk Nurlarının yolunda olamaz. olsa olsa nurcular (çoğu farkında olmasa) abd yanlısıdırlar. Başlarındaki hocaefendi'nin (MİT söylüyor bunu) CIA kampında kalmasından belli. Kimsenin Müslümanlığını kimse tartışamaz fakat bu gibi sapkın diyebileceğimiz (mensuplarını kastetmiyorum baştakileri kastediyorum) vatanı ne yola çekmektedir?
Büyük Bozkurt Mustafa Kemal'e nasıl ithamlarda bulunmaktadırlar? Soruyorum ülkücü geçinen nurcular. İslam dini kimsenin ipoteğinde değildir.
Türk deyince akla Müslüman, Müslüman deyince akla Türk gelmelidir....
MUHABBETLE....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder ICQ
demiryumruk
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 24, 2004
İletiler: 89
Şehir: otuken

İletiTarih: Cum Eyl 03, 2004 7:56 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

çok guzel yazilar var bu dosyada.yanliz sunu itiraf etmek gerekirki gulen cemaati çok iyi calisiyor.adamlarin dunyanin dort bir yaninda gazeteleri cikiyor.onlarca dergi ,internet sitesi,dersana,okul,talabe yurdu,kitapçilari var.
devletin bir cok kurumuna da girmis durumdalar.
yurt disindada etkinler .ozellikle Amerikada. yurtdisinda yasayan vatandaslarin icinde dindar olanlari sohbetlere davet ederek cemaate yakinlasmasini sagliyorlar
yurt disindaki camilerimiz orda yasayan Turk muslumanlarla yeterince ilgilenmiyor.diger tarikatlarda genellikle sadece onlara geleni kabul edip gulen cemaati gibi yayilmaci olmadiklarindan etkin degiller.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kutalmis19
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 03, 2004
İletiler: 12

İletiTarih: Pzr Eyl 05, 2004 1:39 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

selamüm aleyküm arkadaslar ben aslanderen arkadasımızı kutluyorum böyle bir konuyu bizlere tartısma fırsatı verdiği için
günümüzde amerikan hegomanyasını gelistirmek için bushun dini olan evanjelizim adında bir din yaratılmakta herkes bunu bilmekte ve bizler gibi müslümanlığı safiyane olarak yasatma cabası olan tamamen iyi niyetli insanlara gülen eliyle Kuran-ı kerimden ve müslümanlıktan uzaklastırmaya calışılmakta kaldı ki gecmiste bunlar gazetelerde yazılmıştı ve kimse ilgilenmemişti.Evet gülen okullar kuruyor müslüman genclere yardım ediyor ama bu değirmenin suyu nereden geliyor kimse sormuyor.Bizleri ülkücüleri en büyük düşman görüyor ve bitirilmesi gerektiğini söylüyor bunları göz ardı edip sizlerde safca onların söylediğiğ hikayelere kanıyorsunuz ben gülencilerin yapısını biliyorum özellikle polis ve askerlerin içine niçin sızmak istiyorlar ve bunun için bütün cabalarını sarf ediyorlar herhalde tahmin edebilirsiniz . ( bu konuda süphesi olanların merhum hablemitoğlunun son kitabı olan köstebeki okumalarını tavsiye ediyorum) Aslında Atatürk'ün bütün tekke ve zaviyeleri kapatmasının laikliği ilkelerinin başına koymasının temelinde ilerde Türkiye'nin başına böyle bir işin acılacağnı tahmin etmesi vardı bende sefainin bu mısralarını okumanızı ve üzeride düşünmenizi rica ediyorum

Kimi der ki ya hu
Kimi der ki ya hak
Biz diyelim La ilahe illallah
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 4. sayfa (Toplam 42 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5 ... 40, 41, 42  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1