Bozkurt NET

[kadir45]

Şu kısır tartışmalara girmeyeyim diyorum;bir karar alıp uygulamaya geçiyorum;kendini ve haddini bilmez biri çıkıyor ortaya;hadi herşeye baştan başla.Şu şeref edebiyatı yapan adam;senden bahsediyorum.Şu iletinle ne kadar çapsız,kapasitesiz,bilgisiz bir adam olduğunu kendi laflarınla kanıtladın.Burada şerefini ispatlama durumunda olan kişi sensin.Biz burada farklı düşüncede olan arkadaşlarımızla tartışırken;kimsenin şerefiyle ilgili bir şey konuşmadık bu güne kadar.Daha kendini belli etmeden,adam gibi doğru dürüst bir yazı yollamadan burada milleti sorgulama.Biz şerefsiz kelimesini provakatör olduğundan kuşkumuz olmayan insanlar için kullanırız.Bir şiir gönderip,2-3 satır yazar yazmaz,milletin şerefini sorgulayan senin gibi bir adama;bu kafayla gidersen yukarıda belirttiğimiz statüyü uygularız.Edebinle ;bildiğin bir şeyler varsa yaz.Oraya Aroğlu yazmakla;ar'lı olunmaz.Burada yahudi oyununa gelecek kadar saf adam da yok.Yazılarına dikkat et.

[tanülkü]

	stataroglu demiş ki:
	GÖKALP Türk-İslam Ülküsünün mimarıdır.

TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜNÜN MİMARI DEMEK ÇOK AĞIR BİR LAF.
ATTİLALAR,FATİHLER,YAVUZLAR NE İÇİN SAVAŞTILAR?
FATİH İSTANBULU ALIRKEN, KIZIL ELMA ÜLKÜSÜNÜ ARAMIYOR MUYDU?
VE DE PEYGAMBER EFENDİMİZİN ''İSTANBUL'U ALAN, NE MUTLU KUMANDANDIR'' HADİSİYLE ,FATİHİN KENDİNE ATFETTİĞİ ÜLKÜSÜYLE HAREKET ETMEMİŞ MİYDİ?

ÜLKÜ TÜRKLE,TÜRKLÜKLE BAŞLAR.

AMA SEN TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜNDEN NE ANLIYORSUN ,ÖNCE ONU SÖYLE.

[stataroglu]

Arkadaşım GÖKALP Türk-İslam felsefesin sistematiğe döken kişidir,Tüm kitaplarını okudum söylediğin söz yok!!!

Bana tanımadan bilmeden saldırmayın,yok diyorum böyle bir söz!!!

"Kabe onların olsun,bize çankaya yeter"

Sadece bu söz hangi kitabında geçiyor onu merak ediyorum...

Benim Necip Fazıl'ı küçümsediğim falan yok nerden çıkardınız bilmiyorum Sevmeyebilir GÖKALP'i benim için ne Kısakürek ne de Gökalp bir peygamber değildir,hepsinin yanlışları ve hataları olmuştur,Üstad'ın da hemen hemen tüm kitaplarını okudum,hatasıyla sevabıyla ikiside önemli insanlardır.Gökalp i bilmeden yetişen gençler kimseye bir şey kazandırmaz,aynı şekilde tüm Türk gençliğininde Kısaküreği okuması anlaması gereklisir.Burada önemli olan bu kişilerin günahını yanlışını ortaya sürüp karalamak yerine doğrularını gençliğe örnek haline getirmektir...

Gökalp ATATÜRK'ün de dediği gibi Türk Milletinin en önemli araştırmacılarından birisidir...

Olmayan sözleriyle karalamak ne onu küçültür ne davasını yalnızca mahrum edeceğiniz insanlar etkilenir bu durumdan...

Artık Türk Büyüklerini şuncu buncu diye ayırmaktan vaz geçin Türk Milleti'ne hizmet etmiş herkesten Allah razı olsun,mekanları cennet olsun...

Saygılarımla

Serhan TATAROGLU

(benim sorduğum gökalpin hangi kitabında bu sözün geçtiğiydi CEVAPLAYAMADIĞINIZ için teşekkürler...)

[stataroglu]

"Etimin ve kemiğimin babası Ali Rıza Efendi ise,Fikrimin babası Ziya GÖKALP'tir"

M.Kemal ATATÜRK

Sorgulanan sadece GÖKALP değil,aynı zaman da ATATÜRK'tür...

GÖKALP okumadan Türkçü olunmaz,GÖKALP'i tanımadan Atatürkçü olunmaz...

Tüm bu söylediklerim elbetteki sadece GÖKALP'i tanımaklada olmaz ama komunistlere ATATÜRK'çülüğü kaptırdık,dinsizlere Türkçülüğü kaptırmayalım,Türkçülüğün değerlerini biz reddedersek elbet birileri bu boşluğu doldurur...

Bu gün İslamiyetle Türklüğü aynı kefeye koyamayan bir takım Türkçü geçinen zevatın GÖKALP'i kendi çizgilerinde gösterme çabasına şahit oluyoruz,Gökalp'e göre Millet tanımı Dili ve Dini bir olan şeklindeyken,aynı zevat tarafından Millet tanımının Kan la sınırlandırıldığını ısrarla İslamiyetin soyutlanmaya çalışıldığını gözlemliyoruz.

Bu noktada Türk-İslam Ülkücüleri olarak Elimizdeki tüm değerlere sonuna kadar sahip çıkmalıyız,söylemek istediğim budur...

Konu başlığını açan arkadaş GÖKALP'i bu kadar güzel açıklamışken tartışmak ve şüpheyle yaklaşmak anlamsızdır,Hataları mutlaka olabilir ancak Türk-İslam Ülkücülerinin GÖKALP ve benzeri Türkçülere anlamsız şüphesi bu insanların zararlı oluşumar tarafından bayraklaştırılıp bizlere karşı kullanılması anlamına gelmektedir ki,bu hem bu kişilerin kemiklerini sızlatacak,hemde davaya zarar verecektir...

Yukarıda yazdığım söz ışığında GÖKALP'in yargılanması ATATÜRK'ün yargılanması anlamınada geleceği için abartılı bir şekilde tartışılmasını anlamsız görüyorum...

[stataroglu]

M.Kemal ATATÜRK,H.Nihal ATSIZ,Alparslan TÜRKEŞ hepsi kendi beyanlarıylada GÖKALP'in oluşturduğu TÜRKÇÜLÜK Sistematiğinden yetişmiş,GÖKALP'in kitaplarıyla Fikri Altyapılarını oluşturmuş Türk Büyükleridir.

Beni arsızlık ve bilimum hakaretle suçlayanlar davanın köküne balta vurduklarının farkındalarmı acaba...

[stataroglu]

Bana Örnek Olarak Gösterilen "Son Devrin Din Mazlumları"Kitabından inciler

SON DEVRIN DIN MAZLUMLARI
NECIP FAZIL KISAKÜREK
(Son Devrin Din Mazlumlari, Büyük Doğu Yayınlari 10. basim, Nisan 1990, adlı kitabının DOGU FACİASI bölümünden aynen alınmıştır.)
En aşağı 50.000 müslümanın kanını ve canını ihtiva etmesi bakımından, kalın hatlarıyle bir harita gibi çizdiğimiz ve şu anda yalnız ana prensip ve mânasıyle tesbit ettiğimiz bu facianın, tarihte bir benzeri gösterilemez.
Babalarını arayan ve yanına gitmek istediklerini söyleyen iki mâsum çocuğun Hozat Kaymakamı tarafından süngületilerek babalarının yanına gönderilmesi... Kendisinin öğretmen ve köy halkıyle alâkasız bir şahıs olduğunu iddia ederek alevler içinden fırlamak isteyen bir gencin, kalasla itilip alevler içine atılması ve karşı -sında sigara içilmesi... Buğday sapları üstünde yakılan, daha evvel kurşunlanmış bütün bir köy halkı... Annesinin karnından sivri uçlu âletle çıkartıldıktan sonra yaşamakta devam eden ve
hala topuğunda bu sivri uçlu âletin izini taşıyan çocuk... Bir dere içinde boğazlanan ve bu fiili yerine getiren cellâdın bulunması bir hayli zorluğa yol açan yirmi mâsum... Ve buna benzer daha neler, dalıa neler!..
Cesetleri değil, mânaları muhakeme ve idam eden tarih, bakalım bu 50.000, çocuk, genç, ihtiyar, kız, kadın, hasta, alil müslüman cesedine karşılık kaç ferdin mânası üzerinde ebedî idam karari verecektir?
Elâzığ Ortaokulunda okuyan iki çocuk... Tatili geçirmek üzere memleketleri olan Hozat'a geliyorlar ve facianın tam üstüne düşüyorlar. Hozat yakınlanndaki köylerine geldikleri zaman babaları Yusuf Cemil'in öldürtülmüş olduğunu öğreniyorlar ve ağlama ya başlıyorlar. Onlara şu karşılık veriliyor:
"- Sizi de onun yanına götüreceğiz!"
Çocuklar odadan sürükletilerek çıkartılıyor ve jandarma muhafazasında gittikleri yolda süngületiliyorlar. Böylece babalarnin yanına gönderilmişlerdir.
Her evi ayrı ayrı tutuşturulduktan sonra dört bir etrafı ayrıca çalı çırpı içine alınıp alev alev yakılan bir köyden, deli gibi bir adam çıkıp, çalı yığınları gerisinde manzarayı seyredenlere doğru ilerliyor ve haykırıyor:
"Durun, ben köy ahalisinden değilim! Muallimim! Müsaade edin, kendimi size isbat edeyim!"
Fakat sözüne mukabele, bir kalasla itilerek alevler içine atılması oluyor. Adam, evvelâ göğsünün kılları tutuşarak alev alev yanarken, çalı yığınlari gerisinde âmir, zevk ve istihza ile sigarasını içmektedir. (Bu vak'a, bana, 1944 yılında, Eğridir'de askerliğimi yaparken, resmî şahıslar huzurunda, yanan adama karşı sigarasını zevkle içtiğini söyleyen Amirden bizzat dinleyenlerce anlatılmıştır.)
Yusuf Cemil'in köyünden 200 kadın ve çocuk öldürtülmüş ve bunların cesetleri buğday sapları üzerinde yakılmıştır. Öldürülenler arasında, Elâzığ'da askerliğini yapan ve o sırada izinli olarak köyünde bulunan Rüstem adında biri de vardır. Bu zavallı, mezun olduğunu ve isterlerse hüvviyet ve izin kâğıdını da gösterebileceğini söylediği halde derdini dinletemiyor ve dört çocuğu ile seksenlik anası arasında, onlarla berabır, kurşunlanıyor.
Hozat'ın Karaca köyünden Cafer oğlu Kasım... Bu adam, o tarihten 30 sene kadar evvel Amerika'ya gitmiş, orada 15 yıl kalmış, epeyce para kazanmış ve sonra köyüne dönmüştür. Kasım, Amerika dönüşünde, Birinci Dünya Harbinde Kafkas cephesi
Köprüköy muharebesinde şehit düşen kardeşi Yüzbaşı Şükrü'nün iki çocuklu karısı Şirin Hatun'la evlenmiş, Hozata gelip yerleşmiş, orada bir mağaza açmış ve ticarete başlamıştır. Hükûmetle de bazı taahhüt işlerine girişmektedir. Dersim hareketi esnasında, işbu Cafer oğlu Kasım, taahhüt bedelinden alacağı olan 6.000 lirayı tahsil etmek üzere Ovacık Kaymakamlığına müracaat ediyor. Muamelesini tekemmül ettirip parayı kendisine veriyorlar.
Muamele biter bitmez "Seni Hozat'tan çağırıyorlar!" diyerek,onu, mahfuzen yola çıkariyorlar. Cafer oğlu Kasım, kasabadan ayrıldıktan bir saat sonra jandarmalara öldürtülüyor. Koynundaki 6.000 lira da, iki alâkalı idare âmiri arasında taksim ediliyor.
Zavallının zevcesi Şirin Hatun, o esnada, dört çocuğuyla birlikte, komşularına oturmaya gitmiştir. Kadın, evine döndüğü zaman bir de görüyor ki, kapısı kırılmiş ve bütün eşyası etrafa dökülüp saçılmıştır. Haykırmaya başlıyor:
"- Yetişin, evimize eşkiya girdi!.."
Bu feryadına karşılık olarak kadın, kapısının önünde, çocuklarıyla beraber öldürülüyor ve dolgun miktarda altını, parası ve eşyası yağma ediliyor.
Bu arada Hozat'ın Zımbık köyünde (Şekspir)in hayaline bile taş çıkartacak, bir vak'a cereyan etmektedir. Erkekleri tamamıyle doğranmış olan köyün 100 kadar kadın ve çocuğu, sivri uçlu âletle (süngü) öldürülüyor.Oldurulen kadinlar arasinda biri doğurmak üzere bir gebedir. Bu kadının karnına giren sivri uçlu alet, barsaklarını yere döküyor, rahmini parçalıyor ve kendisini öldürüyor. Tehlike geçtikten sonra gizlendikleri yerden çıkan birkaç kadın, ölüleri gözden geçirirken, bu kadının rahminden düşen çocuğun sag olduğunu dehşetler içinde görüyorlar. Muazzam bir kader cilvesi olarak yaşamakta devam eden çocuğu alıyorlar,emzirtip büyütüyorlar ve ona "Besi" adını koyuyorlar. Bu kız bugün hâlâ aynı köyde ve hayattadır. Sivri uçlu alet annesinin karnına girip rahmini deldiği zaman da onun topukçuğunda bir yara açmıştır ve kız hâlâ bu yarayı topuğunda taşimaktadır.

(24 yil evvelki Büyük Doğu 'lardan)

Hozat'ın Dolantanır köyünden Veli isminde bir genç, Elâzığ Muallim Mektebinde okuduktan sonra öğretmen olarak Trakya'ya gönderilmiş, orada evlenmiş, 3 çocuk sahibi olmuş ve tam da Dersim hareketi başlamak üzereyken, karısı ve çocuklarıyle, yaz tatilini geçirmek üzere köyüne gitmiştir. Genç muallimin köyü, erkekli ve kadınlı, çocuklu ve ihtiyarlı doğranırken, kendisi, karısı ve çocukları da aynı âkıbete mahkûm edilmiş ve cesetleri yakılmıştır.
Mazgirt Tersemek nahiyesinin halkı doğranmakta... Merhamet sahiplerinden biri, birle on yaşı arasında 20 kadar çocuğu alıp bir derenin içine saklamıştır.Vazivet birden haber aliniyor.
Cocuklarin oldurulmeleri emriveriliyor. Fakat bu emri yerine getirebilecek kimse zuhur edemiyor. En katı yürekliler bile, böyle müdafaasız mâsumlara silâh kullanamayacaklarını söylemeye mecbur kalıyorlar. Tecrübe birkaç defa akamete uğruyor ve hayli sıkıntı mevzuu oluyor. Nihayet en kara yüzlü çingenelerden daha karanlık suratlı bir adam bulunuyor ve bir dere içinde titreşe titreşe bekleyen 20 mâsumun işi bitiriliyor.
Murat suyunun kandan kıpkızıl aktığını görenler olmustur.
Celâl Bayar'ın Başvekil ve Mareşal Fevzi Çakmak'in Genelkurmay Başkanı bulunduğu 1938 yılında cereyan eden Dersim faciası, bütünleştirilmesini okuyucularimizin hayaline ve istikbaldeki tarihçinin kalemine bıraktığımız birkaç teferruat çizgisi halinde budur! Dayandığı tek sebep de birtakım âsâyişsizlik ve itaatsizlik bahanesi altında, bütün Doğu Anadolu'yu kapsayıcı olarak, o mıntıkanın bir türlü sulandırılamayan koyu İslâmi rengidir.
Bir kıvılcım halinde gösterdiğimiz Dersim yangınının kömürleştirilmiş 50.000 cesedinde, kutup şahsiyetler dışı bir yığın olarak din mazlumluğuııun en çarpıcı levhasını seyredebilirsiniz.

N.F.Kısakürek


Şimdi yukarıda GÖKALP'le ilgili aleyhte görüş belirten arkadaşlarım bu satırlarıda onaylıyor,ATATÜRK'ün dersim de Müslüman katliamı yaptığına katılıyorsanız söylenecek bir söz kalmamış demektir...

[stataroglu]

Bak ya anlamıyorsun,ya da işine gelmiyor...

Ben sana diyorumki dediğin kitabın yazdığım bölümünü onaylıyormusun???

Evet ya da Hayır bu kadar basit...

[stataroglu]

Necip Fazıl'ı sorgulayamazsın gibi bir şey demişsin,Benim peygamberim H.z. Muhammed(s.a.v.)...

Başka kimseyi sorgulanamaz sınıfına koymam özellikle senin ismini verdiğin kitapta yazdığım bölümü bırak sorgulamayı onaylayan insanla bile işim olmaz...

[stataroglu]

Ülkü Ocakları Genel Merkezi Sayfasında Ziya GÖKALP


"Hamdullah Suphi, Türk gençliğinin ruhunu etkilemeye ve ocakların örgütlenmesine çalışırken, Türk milliyetçiliği fikrinin teorisini düzenlemeye, onu sistem haline getirmeye de Türk Ocağı'ndaki konferans ve sohbetleri, Türk Yurdu'ndaki makaleleri ile bilhassa Ziya Gökalp Bey çalışıyordu."...


Ziya Gökalp, bugün var olmamızı sağlayan mücadelenin fikir babasıydı. Şimdi Türk Ocağının İstanbul şubesi olarak da faaliyet gösteren II. Mahmut türbesinin arkasında yatarken diğer Türkçüler'le birlikte üçüncü bin yıla hazırlanan bugünkü Türkçüler'e güç veriyor, fikir veriyor, ilham veriyor.


Ruhu Şad Olsun.

Ülkü Ocakları Genel Merkezi
---------------------------------------------------------------------------------------

GÖKALP hakkında çelişkileri bulunanlara Genel Merkezin sayfasında Abide Şahsiyetler başlığı altında bulunan Ziya GÖKALP biyografisini okumalarını tavsiye ederim...

[panturkist]

Ziya Gökalp'in mason olduğu iddiasından habersizseniz şunu da ekliyeyim ki Türkçü olarak tanınan kim varsa mason olduğu söylenir.Zira Masonlar bu yöntemle Türk Milliyetçilerinin kendilerine yüklenmelerini engellemek isterler. Aynı bu forumlar da olan tarzda iç karışıklıklarla kendilerini unutturmak isterler.Bu daha ziyade 80 öncesi uygulanan bir yöntemdi çünkü masonlar o zaman ziyadesiyle gündemimizdelerdi.
Bugün nedense unuttuk. Yaşı müsait olanlar varsa bazı Ülkücü dergilerde "Gökalpçilere cevaplar" diğer bazı ülkücü dergilerdeki "Atsızcılar dinsiz ve ırkçı" gibi başlıkları hatırlasınlar .
Bu tartışmalar boşaymış baksanıza Atsız da ,Gökalp de masonmuş (!).

[idealistturk]

ya bunları nasıl uyduruyorlarsa.kürtlerde Gökalp kürttü diyoo. vallahi ya sabırr

[yahyaoglu]

asenaturk

Alıntı:

Atatürk döneminde Hac'a gitmek yasaklanmıştı. Bunu bilir misiniz? On yıTürkçe ezan okunduğunu da bilirsiniz. Adnan Menderes adlı yaratığın yüzünden bu uygulama sona erdirilmişti. Bu çok uzun bir konu. Atatürk düşmanı çok insan var. Daha fazlası olmasın diye bu konularda yazmaktan hoşlanmıyorum. Yani hac'a gitmek yasaklanmışken "Kabe onların olsun, Bize Çankaya yeter" denilebilir de. Ziya Gökalp laikliğin mimarlarından birisidir. Bu nedenle O'nu eleştirenlerin de genelde laiklik karşıtları veya bölücüler oluyor, bir de ikinci cumhuriyetçiler var. Ziya Gökalp'i eleştirenlerin Atatürk'ü sevdiklerini de sanmıyorum. Kadir, başka konuda "yurtta sulh cihanda sulh" sözü ile dalga geçmişti. Halbuki bu söz şu an yürürlükte olmasa da eski anayasamız olan 1961 Anayasasında geçer. Necip Fazıl'ı bir düşünce adamı olarak görmüyorum. Ziya Gökalp'in ayarında bir insan da değil ki Ziya Gökalp ile Necip Fazıl karşılaştırılabilsin. Neden Ziya Gökalp ile ilgili bir konuda sanki Necip Fazıl'ı gündeme getirip, insanların ikisinin karşılaştırmasına neden olmak için çaba harcıyorsun

Bacım ne diyorsun sen. Bence yapılan yozlaştırmaların en önde gelenlerinden türkçe ezan ve hac yasagı sanki mantıklı bir şey gibi söylemişsin. Yeter ama bak güzel kardeşim biz faşist degiliz sadece türklerin varlıgını ve üstünlügünüde savunmuyoruz bu dava türk islam ülküsü ilk önce din gelir sonra yüce türk milleti vatanımız vs... davamızı yozlaştırmak isteyen önümüzde dinimizi görmek istemeyenlere hizmet edercesine konuşmayın artık ......

[idealistturk]

s.a
asenaturk arkadasım ellerine sağlık cok güzel özetlemişin. Hala içimizde Ziya Gökalp gibi bi insanı eleştirenler olduguna inanmak cok zor..
saygılar!!!

[yahyaoglu]

asena türk demişki:

	Alıntı:
	Ben senin akraban değilim, dolayısıyla bacı diye yazma... Kardeşin hiç değilim... Anlıyor musun?

Biz bacım lafını saygı için seviye için kullanırız akrabalıkla bunun bir alakası yok . Kardeş bu sitede olan ve ülkücü oldugunu söyleyen herkez kardeşimdir. Zorla bir şey diretecek bir konu degil bundan sonra istesende sana bacım demem zaten. Örfüm törem dedemden atamdan gördügüm gibi davranırım bunun için kimsenin kanunu beni alakadar etmez dedigim gibi ASENATÜRK bundan sonra isminle anılırsın.



asenatürk demişki:

	Alıntı:
	Atatürk'ün yaptıklarını ne sorgulama ne de yargılama organı değilsin. Atatürk ne yapmışsa doğru yapmıştır. Terbiyesizlik edip de Atatürk'ü eleştirme.

Allah ve peygamberler hariç eleştirme yapmayacagım yani bunu yapmaya hakkım olmayan kimse yoook. Atatürk hakkında bir çok konu içerisinde düşüncelerimi yazdım.Benim için vazgeçilmez bir devlet adamı bugunlerdeki konumumuzu iyisiyle kötüsüyle saglayan liderimdir. Haksız yere kimsenin laf söylemesine izin vermem ama o da insandır mükemmel düşünceler ve faliyetleri arasında yaptıgı hataları da olmuştur....

Ayrıcana ben atatürk hakkında hiçbir eleştiridede direk olarak bulunmadım. Türkçe ezan konusundaki degişiklik bizzat onun emri ile yapılmamıştır. Atatürkçüyüm diye geçinen binlerce ahmak onun yaşadıgı dönemdeki her olayı ona itaf ediyor. Bir insan tek başına okadar kanunu ortaya atıp okadar savaşı yapıp okadar ant... imzalayıp okadar dili geliştirip vs.... tek başına yapamaz(bunu yazma gayem türkçe ezan ve haç yasagında direk onun rolü olduguna inanmayışımdandır)

Ayrıcana her kim böyle bir uygulamayı faliyete geçirirse benim için aynı şey geçerlidir bu dünya 60 sene yaşayıp yoook olmamız için var olmadı hanım efendi.Kimsenin özgür iradesine karıştıgım yok ama ben inançlarım ve ögrendiklerim geregi okudugumu sorgulayıp cevap vermeye çalışıyorum umarım anlaya bilirsin......


asena türk demişki

	Alıntı:
	Ve bunların ötesinde nasıl konuşacağımı (yazacağımı) senden öğrenecek değilim

Sana konuşmayı(yazmayı) ögretmeye kalkacak kadar küstah degilim gördügüm kadarıyla gayet güzel yazabiliyor konuşabiliyorsun. Konuştuklarının içerigi ve bunları nerde söyledigin benim için önemli olan.
Senin o yazdıklarını burda onlarca genç ülküdaşım okuyacak bu noktada sen benim ben senin konuşmalarına bir nevi ijtarlar veya ricalarla karışma hakkına sahip oldugumuzu düşünüyorum. Tabi benim uyarımı kale alıp düzeltirsin düzeltmessin burdan sonrası beni ilgilendirmez yöneticilerin yada okuyanların işidir........

Alıntı:

asenatürk demişki: Sen kendi bakış açını ön planda tutarak bazı uygulamaların yanlış olduğunu kendi inancınla söylerken ben bu uygulamanın doğruluğunu yine kendi inancımda buluyorum. Önde din falan gelmez. Din geliyorsa git Fethullah'ın peşine takıl. Ne kadar tarikat varsa gir içlerine izlerinden yürü. Bak bakalım senin nereye götürecekler? Atatürk'ün heykellerine tükürülen milliyetçiliğin ve Türklüğün küfür kabul edildiği yerlerden başka bir ortama getirmeyeceğini sende biliyorsun

..

Bak asenatürk Ben burak yahyaoglu tanıyan tanır nurcuların içinde bazı şartlardan dolayı bulundum bir fiil tabiii. Nerdeyse on sene bir şekilde onlarla aynı okullarda okudum. Bu benim teşkilat kurmamı yada teşkilata girmemi engellemedi hem reis hem onların okulunda okayan birisi idim. Onun haricinde kadiri bir islam alemini Allah rahmet eylesin manisada şekerci hüseyindede uzun süre(5 sene ) ziyaret ettim konuşmalarnı dinledim vatanımın bagımsız kalmasının dinimin ülkümün önemini ondan ögrendim. Saymakla gerçekten bitiremeyecegim bir çok mübarek zat ile görüştüm konuşmalarını dinledim bana vatanımın dinimin öneminden başka bir şey söylemediler. Sosyetik bir ülkücü degillerdi belki ama bana kendimi geliştirmem gerektigi kitaplarla haşıneşir olamam gerektigi onlarca ögretildi. Şuan nakşı bendi lideri Abdulbaki hz adıyaman menzil irtibatım var Allah dosları bence zarar veren degil bizim kurtuluşumuzun tek ümitleridir. Onlara dil uzatan gözümde aşagılıkların en aşşalıgıdır...................................................................................

Asenatürk ben bu sitedeki herkez gibi senin de yazdıklarını takip ediyorum. Araştırıyorsun bu bence çook güzel işte bu özelligine binayen sana bir tavsiye Dinimizi veya evliyaları degil kuranı bir araştır müslümansındır herhalde. Ozaman bir düşün müslümanlık veya başka bir din ben müslümanım demekle bitmiyor dinimizin kuralları var önem verdigi şeyler var bunu senden gerçekten rica ediyorum kuranı kerimi araştır. Zaten benim söylemem gerek yok her müslümanım diyenin görevi sende bunu biliyorsundur herhalde. Başbugumuz rahmetli davamızın adını türk islam ülküsü olarak anmış ne güzel anmış....