Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Rusya Savunma Bakanı İvanov, Milliyet aracılığıyla seslendi
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 3. sayfa (Toplam 4 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kazman
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 06, 2005
İletiler: 26

İletiTarih: Çar Eyl 07, 2005 8:35 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

TÜRKİYE, ABD'DEN 35 MİLYON DOLARLIK F16 FÜZE SİSTEMİ ALIYOR
ABD'den 35 milyon $'lık silah alıyoruz
F-16'larda kullanılan silah sistemleri Türkiye'ye satılacak ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, F-16 uçaklarında kullanılan silah sistemlerinin Türkiye'ye satışı için ABD kongresine yazı gönderdi.









35 milyon dolarlık silah satışını öngören yazıda, Türkiye'ye havadan karaya füze satılacağı belirtiliyor.


ABD Savunma ve Güvenlik İşbirliği ajansından yapılan duyuruya göre, Türkiye'nin elindeki 218 adet F-16 savaş uçağı için silah satışı yapılacağı belirtildi.


Savunma ve Güvenlik İşbirliği ajansının açıklamasında, önerilen satışın Türkiye ile askeri ve siyasi bağları güçlendireceğine de dikkat çekildi.


Kritik öneme sahip silahlar için kongreden 30 günde itiraz gelmezse satış işlemleri başlatılıyor.


ABD hükümeti bir süredir önemli bazı silahların Türkiye'ye satışına soğuk bakıyordu.


Silahların ABD tarafından modernize edilecek Türk F-16 savaş uçaklarında kullanılması bekleniyor ve silah sistemleri modernizasyon projesinin bir parçası olarak ele alınıyordu.
CNNTÜRK


Haber Girişi: 07.09.2005 - 22:19 Arkadaşına Gönder
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Çar Eyl 07, 2005 8:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yurtdışından silah,teknoloji alımını kademe kademe azaltmamız lazım.Bu çok önemli bir mesele.Tamamen yerli teknolojiye yönelmek gerekir.

http://www.bozkurt.net/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&p=25376

Burada 1. sayfanın en altında bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştım.Kurtoglunun yazdığı haber ile ilgili olarak okumanızı tavsiye ederim..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Per Eyl 08, 2005 10:44 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

09:25 08 Eylül 2005 / Perşembe



ABD'li komutanlar PKK gündemiyle Ankara'ya geliyor

ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral James Jones ve Merkezi Kuvvetler Yardımcısı Korgeneral Lance Smith bugün Ankara'ya geliyor.
Türkiye, ABD ile sorun yaratan iki önemli konuyu Irak ve PKK'yı askeri düzeyde ele alıyor. ABD hükümetinin isteği üzerine ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral James Jones ve Irak'taki operasyonu yürüten Merkez Kuvvetler Karargahı'ndan Komutan Yardımcısı Korgeneral Lance Smith bugün Ankara'da olacak.
İki komutana da geniş katılımlı bir heyetin eşlik etmesi bekleniyor. Orgeneral Jones'un Ankara'da ilk durağı Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi olacak. ABD bir süredir subay bulundurduğu merkeze resmen ziyaret sırasında katılacak.
Türkiye ve ABD arasında bu konuda Mutabakat Anlaşması imzalanacak. İmza töreninin ardından ortak basın açıklaması yapılması da planlanıyor.
ABD'li komutanlar cuma günü de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile biraraya gelecekler. Görüşmenin gündemini Irak ve PKK oluşturuyor. Özkök ve komutanlar, Türkiye açısından ciddi güvenlik sorunu yaratan Irak'taki son durumu ele alacaklar.
Kürt grupların bağımsız devlet kurma girişimleri ve Kerkük gibi Türkmen nüfusun yoğun yaşadığı yerlere yönelik izlenen politikanın yarattığı rahatsızlık bir kez daha dile getirilecek.

PKK da gündemde
Türkiye bir süredir ABD ile sorun oluşturan Irak'taki PKK varlığını da gündeme getirecek. Operasyon isteğine olumlu yanıt alamayan Türkiye, Irak'taki kamplardan Türkiye'ye sızan PKK militanlarıyla mücadele konusunda ciddi sorun yaşıyor.
ABD hükümeti ise Türkiye'nin isteklerine Irak'taki karışıklığı gerekçe göstererek, askerlerin direnişçilerle uğraştığını PKK'ya kuvvet ayırmalarının mümkün olmadığı yanıtını veriyor.
ABD ordusu son olarak aralarında PKK yöneticilerinin de bulunduğu 150 terörist için yakalama emri yayınladı ancak henüz yakalanıp Türkiye'ye iade edilen terörist yok. Bu durum da görüşmede ele alınacak.










© 2005 Milliyet
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Per Eyl 08, 2005 7:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Anasayfa Son Güncelleme 18:14
08.09.2005
Straw: Türkiye'nin üyeliği AB için önemli


Paris

Jack Straw: Türkiye'nin AB üyeliği Türkiye'nin geleceği kadar Avrupa ve uluslararası toplumun geleceği açısından da büyük önem taşıyor.


Fransa, tanıma takvimi istedi



Avrupa Birliği Dönem Başkanı İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, Londra'da, Kamu Siyaseti Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen “Türkiye'nin AB Üyeliği Meselesi” konulu toplantıda konuştu.



Straw, Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman, laik bir millet olduğunu hatırlatarak, “Türkiye'ye kapıları açmak, Batı ve İslam kültürlerinin modern dünyada ortak olarak yaşayabileceklerini kanıtlayacaktır” dedi.



Bunun alternatifinin “bedeli ödenemeyecek kadar” kötü olduğunu belirten Straw, konuyla ilgili stratejik öneme haiz adımın gelecek ay AB tarafından atılacağına dikkat çekti.



“TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİK KONUMU BU ÜLKEYE HER AÇIDAN HAYATİ STRATEJİK ÖNEM KAZANDIRIYOR”



Jack Straw, Türkiye'nin jeopolitik konumunun, bu ülkeye her açıdan hayati stratejik bir önem kazandırdığını vurguladı.



Geçen genişleme dalgasıyla birliğe doğu Avrupa ülkelerinin kazandırıldığını hatırlatan İngiltere Dışişleri Bakanı, “Bu adımı atarak demir perdeyle ayrıldığımız ülkelerle farklılıklarımızı giderdik. Şimdi Türkiye'ye tam üyelik yolunu açarak, en az bunun kadar önemli bir başka başarıyı sağlama şansımız var” dedi.



Straw, 2 yıl önce İstanbul'daki İngiliz başkonsolosluğuna yönelik bombalı saldırının sonrasında Türk hükümeti ve halkının gösterdiği yakın dayanışmayı hatırlattı.



ASIRLAR SÜREN İLİŞKİLER



Bu dayanışmanın kendisine terörizmin bütün bölme çabalarına rağmen Türkiye ile ne kadar yakın olunduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten Straw, 3 Ekim'de Türkiye'nin AB yolunda önemli bir “son adıma” yaklaştığını anımsattı.



Bu noktada Türkiye'nin stratejik önemini bir kez daha vurgulamanın önemli olduğunu belirten ve gelecek ay alınacak bu kararın önemli sonuçları olacağını ifade eden Straw, Türkiye ve Avrupa'nın asırlar süren ilişkilerine örneklerle dikkat çekti.



Türkiye'nin 1963'te başlayan AB yolculuğuna ve ondan çok daha önce başlatılan NATO çerçevesindeki işbirliğine değinen Straw, bu yolculuğun son adımlarından birini 2002 yılında Avrupa Konseyi'nin Türkiye ile gecikilmeden müzakerelere başlanması kararının oluşturduğunu anlattı.



UZUN YOLCULUĞUN SON ADIMI



Bu tarihi akışın önemli olduğunu, Türkiye ile Avrupa'nın kaderlerinin ortak olduğunu ortaya koyduğunu da ifade eden Straw, AB Konseyi'nin 3 Ekim'de müzakerelere başlanması kararını ise uzun yolculuğun son adımı olarak niteledi.



Türkiye'nin üyeliğinin kendi geleceği açısından olduğu kadar Avrupa ve uluslararası toplumun geleceği açısından da büyük önem taşıdığını belirten Straw, Türkiye'de nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan laik bir toplum yapısı bulunduğuna işaret etti.



"TÜRKİYE BATI VE İSLAM KÜLTÜRÜ ARASINDA YAŞADIĞINI GÖSTEREBİLİR"



Türkiye'ye kapıları açmanın Batı ve İslam kültürlerinin modern dünyada ortak yaşayabileceklerini göstermesi açısından büyük önem taşıdığını da vurgulayan Straw, bunun alternatifinin ise bedeli ödenemeyecek kadar kötü sonuçlar doğuracağını ifade etti.



Avrupa'nın kendi içine mi dönmesi, yoksa sınırlarının ötesine mi bakması gerektiği sorusuna yanıt da arayan İngiltere Dışişleri Bakanı, ”Hepimiz global güçlükler ve rekabetler arasında yaşıyoruz. Statik bir Avrupa daha güvenli olmayacaktır” dedi.



"GENİŞLEME AB ÜYELERİNİN REHAFINI ARTIRDI"



Avrupa'nın bir tek şeyden emin olması gerektiğini; genişlemenin Avrupa'nın hayrına olduğunu kaydeden Straw, “Genişleme üye ülkelerin istikrar ve refahını olumsuz etkilememiştir. Aksine artırmıştır” diye konuştu.



“Neden Türkiye ve neden şimdi?” sorularını da yanıtlayan Straw, Türkiye'nin her açıdan büyük bir jeopolitik önemi bulunduğunu, bu konumun da uyuşturucuyla mücadeleden yasadışı göçe, uluslararası terörizmden enerji yolu oluşturmasına kadar sayısız faydaları bulunduğunu ifade etti.



"TERÖRİSTLER TÜRKİYE'Yİ AVRUPA'DAN UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR"



Bunun yanı sıra Türkiye'nin üyeliğinin çok daha önemli politik faydaları bulunduğunu vurgulayan Straw, bu nedenle de teröristlerin Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştırmaya çalıştıklarını söyledi.



Teröristlerin böylece medeniyetler çatışmasını daha kolay hale getireceklerinin farkında olduklarına dikkat çeken Jack Straw, ”İstikrarlı, AB'ye demir atmış bir Türkiye güçlü bir sembol oluşturacaktır” dedi.



Türkiye'nin Avrupa güvenliğine yapacağı katkının son derece açık olduğunu da söyleyen Straw, Türkiye'de önemli bir reform hamlesinin gerçekleştirildiğini, bunların kesintiye uğratılmaması gerektiğini de ifade etti.

“AB MÜZAKERELERE BAŞLAMA KARARINA UYMALI”



İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, Avrupa Birliği'nin, daha önce alınmış kararına uygun olarak Türkiye ile müzakereleri başlatması gerektiğini vurguladı. Straw, müzakerelerin Avrupa Komisyonu'nun dikkatli gözetim ve denetimi altında yapılacağını ve sürecin uzun ve karmaşık olabileceğini belirterek, Türkiye'de gerçekleştirilmekte olan reformların da sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

EGE, YUNANİSTAN, KIBRIS



Bunun dışında bir gelişmenin, Türkiye'de ortaya konulan dikkat çekici gelişmeleri de tehlikeye atabileceğini vurgulayan Jack Straw, ”Ortadaki önemli durumu açıkça anlatmalıyız. Türkiye'deki reformlar hepimizin çıkarınadır. Eğer yanlış bir karar verirsek, kendi kapımızın önünde bir krizle karşı karşıya kalabiliriz” dedi.

Türkiye'nin üyelik sürecine en büyük desteğin yakın komşuları Yunanistan ve “Kıbrıs” tarafından verilmekte olduğunu da hatırlatan Straw, “Türkiye'nin üyeliği Kıbrıs ve Ege de dahil bütün bölgenin çıkarınadır” diye konuştu.

KIBRIS DEKLARASYONUNA ELEŞTİRİ



“Türk hükümeti bir deklarasyon yayımlayıp protokolün imzalanmasının 'Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tanınması anlamına gelmediğini belirtmemiş olmasını tercih ederdim” diyen Straw, “Bunun yapılmış olması, süreci daha da güçleştirmiştir. Şimdi AB bu deklarasyonu en uygun biçimde nasıl yanıtlayacağını tartışıyor. Bizim ortak gayemiz, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının 25 üyenin tümünü, ayrımsız kapsayacak şekilde uygulanmasıdır” ifadesini kullandı.

“Türkiye'nin deklarasyonunun kaygılar yaratmasına rağmen, bunun, Türkiye ile başlatılacak üyelik müzakerelerinin gecikmesine yol açmaması gerektiğini” belirten Straw, birliğin sorunu çözecek gücü bulunduğunu söyledi.

Aynı tür sorunların İngiltere'nin üyeliği sırasında da Kuzey İrlanda ve Cebelitarık konularında yaşandığını hatırlatan Straw, sorunun çözüleceğinden emin olduğunu kaydetti.

Adanın iki toplumunun da süreçten azami fayda sağlamasını istediklerini belirten Straw, müzakerelerin 3 Ekim'de başlatılması gereğini vurguladı.





"TÜRKİYE NEREYE DEMİRLEYECEK?"



Bu arada Dışişleri Bakanı Jack Straw, International Herald Tribune gazetesinde yayımladığı makalede üyelik müzakerelerinin öngörüldüğü gibi 3 Ekim’de başlaması gerektiğini kaydetti.





AB’nin uzun bir zaman önce "Türkiye’nin nerede demirlemesini istediği" konusunda karar verdiğini belirten Straw, "AB’nin bir seçim yapma lüksü yok" ifadesini kullandı.



FRANSA: GÜMRÜK BİRLİĞİ UYGULANMAZSA MÜZAKERELER ASKIYA ALINSIN
AB Daimi Temsilcileri Komitesi’nin (COREPER) Türkiye’nin Kıbrıs deklarasyonuna tepki olarak yapılacak karşı deklarasyonda bir uzlaşmaya varamaması üzerine AB Dönem Başkanı İngiltere, mekik diplomasisi başlattı. Fransa ise, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni uygulamaması durumunda müzakerelerin askıya alınmasını istiyor

Brüksel'den yayın yapan "ABHaber"e göre, AB üyesi ülkelerin üzerinde bir türlü anlaşamadığı Türkiye konusunda yayınlanacak karşı deklarasyon ile ilgili AB Dönem Başkanı İngiltere uzlaşıya varılması için mekik diplomasisi başlattı.

İngiltere, Fransa, Rum Kesimi, Yunanistan ve Avusturya ile ikili temaslarda bulunarak deklarasyon metni üzerinde bir an önce görüş birliğine varılmasını hedefliyor.

Fransa ise, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ni uygulamaması durumunda müzakerelerin askıya alınmasını öngören mekanizmanın Müzakereler Çerçevesi belgesine eklenmesi için bastırıyor.

ABHaber’e Brüksel’de yapılan sonuçsuz COREPER toplantısı ile ilgili bilgi veren AB çevreleri, taraflar arasında büyük görüş farklılıkları bulunduğuna işaret ederlerken, AB Dönem Başkanı İngiltere’nin Türkiye konusunda birlik içinde zorlandığını ifade ettiler. (ANKA)



Genişlemenin durdurulmasının Avrupa’nın yükselen Asya ekonomileriyle rekabet etme yeteneğini zayıflayacağını da kaydeden Straw, genişlemenin yeni AB üyeleri ve AB için iyi olduğunu ifade ederek, üyelik olasılığı ve gerçekleşmesinin çok büyük bir değişim motoru olduğunu da belirtti.



Yeni üyelerin bazılarının müzakerelere başladıklarında üyelik standartlarının çok gerisinde olduklarını, ancak süreç sırasında değiştikleri anımsatan İngiliz Dışişleri Bakanı Straw, Türkiye’nin de AB'ye üye olduğunda çok değişmiş olacağını kaydetti.



"TÜRKİYE'NİN YÜZDE 10'LUK BÜYÜME HIZI AB'Yİ AŞACAK"



Jack Straw, Türkiye’nin ekonomisinin gelecek yıl, tüm AB ekonomilerini aşarak yüzde 10’luk bir büyüme kaydedeceğinin tahmin edildiğine dikkat çekti.



Straw, "Türkiye’nin ticaretinin yarısı zaten AB ile yapılıyor ve İngiltere ile AB ihracatçıları için büyük bir pazardır" diye yazdı. Straw, makalesinde şöyle devam etti:



"Türkiye’nin katılımının siyasi nedenleri daha da güçlüdür. Kültür ve din çeşitliliği, amaç birliği ile bağdaşabileceğini gösterir. AB’ye demirlemiş olan, istikrarlı, refah içinde bir Türkiye, nüfusu çoğu Müslüman olan laik bir ülke, çok güçlü bir sembol olur."



KAPSAMLI VE CESUR REFORM PROGRAMI



Jack Straw, müzakerelerin zamanlamasını da savunurken AB üyeliği hedefinin Türkiye’de etkileyici bir değişim sürecinin lokomotifi olduğunu, AKP hükümetinin kapsamlı ve cesur bir reform programını izlediğini kaydetti.



17 Aralık 2004'deki AB Zirvesinde Türkiye’nin yeterince Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğine karar verildiğini anımsatan Straw şöyle devam etti:



"O zaman sorun nedir? Kısmen hala çözümlenmemiş bölünmüş Kıbrıs adası sorunudur. 1997 yılında çözüm bulunmamasının, Kıbrıs’ın (Rum Kesimi) AB’ye katılmasını bir duvar olmaması gerektiğini savunmada öncülük eden İngiltere oldu ve geçen yıl Kıbrıs’ı AB’ye aldık. Maalesef AB tarafından desteklenen BM sponsorluğundaki süreç başarılı olmadı. Ancak BM çabalarını desteklemeyi sürdürüyoruz."



AB'DE KRİZ UYARISI



3 Ekim öncesi yapılacak daha çok iş olduğunu ifade eden Straw, şu ifadelere yer verdi:



"İyi bir niyet ile olabilir. Ancak AB’nin, Avrupa Komisyonu’nun sıkı kontrolü altındaki müzakereleri başlatma kararını uygulaması gerektiği açıktır. Tersine yapmak sadece AB’nin kredibilitesinin sorgulanması değil, aynı zamanda Türkiye’nin şimdiye kadar kaydettiği önemli ilerlemeyi de tehlikeye atabilir. Bunun oluşturduğu tehlike konusunda çok açık olmalıyız. Eğer şimdi yanlış yaparsak kendi kapımızın eşiğinde bir kriz bulabiliriz."

(ANKA)



arkadaşıma yolla arşivime ekle yazıcı için




Yorum Sayısı: 3 / 50 Yorumlarınızı Yazınız diğer yorumlar >>>


b s 08.09.2005 - 16:19
Boşverin AB 'yi .Zaten bunlar yakında dağılır.Öz be öz a.b ya da en hakiki a.b. kurarlar.Ondan sonra uğraş yeni birlikle...



Oğuzhan Karaçoban 08.09.2005 - 15:49
AB'ye girmek,küresel emperyalizmin bir üyesi ve onun taşeronu olmak demektir.Kürsel emperyalistler, kendi aralarinda güç dösterisinde bulunurlarken,her şeyi bizim üzerimizden harcıyorlar.Bu olayın 1:görünen,2: görünmiyen yüzü var.Görünen yüzünü,Fransa+Avusturya
vb.ülkeler,görünmiyen yüzü:Belçika, ...devamı



Özer Hatay 08.09.2005 - 15:13
İngiliz Politikası, Tavşana kaç tazıya tut..
İngiltere Dışişleri Bakanı beyanatında güzel şeyler söylüyor.
Ancak Dönem Başkanı İngiltere olarak karşı deklerasyona Rum, Fransız ve Yunanistan'ın beklentilerine de yanıt verecek taslak hazırlamaktan da kaçınmıyor. İngiliz diplomasisini yıllardır ...devamı


Yorum Sayısı: 3 / 50 Yorumlarınızı Yazınız diğer yorumlar >>>
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
fevzy
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 18, 2005
İletiler: 80

İletiTarih: Per Eyl 08, 2005 8:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

NE DOST RUSYASI GARDAŞIM,BENİM MÜSLÜMAN ÇEÇEN`İMİN KAFASINI KESEN DOSTA İHTİYACIM YOK..
SEN ŞUNU UNUTMA TÜRK`ÜN TÜRK`TEN BAŞKA DOSTU YOKKK..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 9:35 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Amerika tükeniyor

Irak ve Afganistan'da bir türlü istediği ortamı yakalayamayan dünyanın tek süper gücü ABD'yi vuran Katrina kasırgası ekonomik çöküntüye yol açtı

ABD'nin Louisiana ve Missisipi eyaletlerini vuran Katrina kasırgasının ardından ABD halkı da yavaş yavaş sesini duyurmaya başladı.Kasırga sonrası bölgeye geç yardım gönderilmesini protesto eden bir grup ABD'li dün Beyaz Saray'ın önünde toplanarak Başkan George W. Bush ve yönetimini protesto etti. Gösteriye katılım sayısının düşük olması ise dikkat çekti. Evlerinden ve işlerinden olan felaketzedeler için yeni ev ve iş bulunması çabalarının hızlandırılmasını talep eden kalabalık, ırkçılık karşıtı sloganlar attı. Nüfusunun çoğunluğu Siyah ABD'lilerden oluşan Louisiana'ya kasırga yardımının geç ulaştırılması ve zamanında müdahale edilmemesi ABD'de hükümetin ırkçılık yaptığı iddialarına neden olmuştu.

Kasırgada hayatını yitirenlerin sayısı tam olarak belirlenemezken Louisiana Valisi ölü sayısının 10 bini bulabileceğini belirtmişti. Binlerce kişi şehri terk ederek yakın çevredeki spor salonlarına yerleştirilirken halen kurtarılmayı bekleyen yaklaşık 50 bin kişinin varlığına dikkat çekiliyor. Öte yandan evlerini bırakmak istemeyen vatandaşlar ile polis arasında zorlu anlar yaşanıyor. Kasırganın getirdiği doğal felaketlerin yanı sıra yağmalamaya karşı da önlem alınmasına çalışılıyor. Louisiana ve Güney Missisipı'de halk yemek ve benzin sıkıntısı çekerken bir çok bölgede halen elektrik ve telefon hizmeti verilemiyor.Fırtına sonrası petrol sıkıntısını fırsat bilen petrol şirketleri ise benzinin fiyatını günden güne artırıyor. Son bir hafta içinde 1 dolardan fazla artış gösteren benzin ABD'lileri iyice zora sokmuş durumda.

Dünya yardıma koştu

ABD yönetimi, Katrina kasırgasının ardından 95 ülkeden yaklaşık 1 milyar dolarlık yardımı kabul etti. ABD sadece İran'dan gelen şartlı yardım teklifini reddetti. ABD yönetimi, Katrina kasırgasının ardından 95 ülkeden yaklaşık 1 milyar dolarlık yardımı kabul etti. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerine göre, bu rakamın dışında kalan ülkelerin önerdiği yardımlar "reddedilmedi, ancak değerlendiriliyor."Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Harry K. Thomas, sadece İran'ın, Amerikan yaptırımlarının kaldırılması karşılığında 20 milyon varil ham petrol önerisinin koşullu olduğu için reddedildiğini söyledi. Thomas, Rusya'nın da helikopter önerdiğini, ancak helikoptere değil acil durumda kullanılabilecek yiyecek paketlerine ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Her ülkeye yardım önerileri için tek tek teşekkür ettiklerini belirten Thomas, Küba ve Venezuela'nın yardım önerileri de dahil, "hiçkimseye hayır demedik" dedi. ABD'ye Katrina nedeniyle Hindistan 5 milyon dolar nakit, Güney Kore 30 milyon dolar nakit ve malzeme, Japonya 200 bin dolar nakit ve 844 bin dolar değerinde yardım malzemesiyle 1.5 milyon dolar değerinde özel bağış, Almanya hazır yiyecek paketleri ve adli tıp uzmanlarıyla, yüksek hızlı pompa gönderdi

Rusya ABD'ye 2 uçak daha gönderdi

Rusya, Katrina kasırgası mağdurlarına yardım için 2 nakliye uçağını ABD'ye gönderdi.Interfax Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, Rusya 121 büyük çadır, 10 bin kumanya ve 4 bin battaniyeden oluşan yardım paketini II-76 nakliye uçaklarıyla ABD'ye gönderdi.Söz konusu uçakların hafta başında hazır oldukları, ancak ABD'den gelen cevaba göre bu gece yola çıktığı bildirildi.Rusya Pazartesi günü de araştırma helikopteri ve yadım malzemesi taşıyan 3 nakliye uçağı göndermişti.

Bu haber 164 kez okunmuştur Kategori: Dünya







ORTADOĞU BASIN MESLEK İLKELERINE UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.
İLERİ GAZETECİLİK adına Zeki SARAÇOĞLU
Ortadoğu Gazetesi © 2005
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 11:11 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kazman komistlerin aklından istafede ile nereye gidebilecegini düşünüyorsun?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 11:33 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alper_Tunga72 demiş ki:
Alıntı:
ülkücü bir sitede bir düşmanımızın başarısından yada iyi yönünden bahsedilecekse genç kardeşlerimizi dogru bilgilendirmek adına ilk olarak şahsın gerçek yüzü vurgulanmalıdır


Bu başlığı okuyacaklar senin yazdığın mesajı önce okuyup benimkini sonra okurlarsa daha iyi olacaktır kanısındayım.Teşekkürler.

Alıntı:
Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'ndaki durumu stratejik konumunun önemi dolayısıyla, gerek Müttefiklerin, gerek Mihverin Türkiye'yi kendi yanlarında savaşa sokmak için harcadıkları çabaların Ve Türkiye üzerinde yaptıkları baskıların hikâyesinden başka bir şey değildir. Buna karşılık Türkiye'nin politikası ise savaşın dışında kalmak Ve ülkeyi savaşın yıkıntılarından korumak olmuştur .

Yaznını anafikri bu pargrafta.Ki benim de demek istediğim buydu.





BAk güzel kardeşim yukardaki paragrafta ismet inenü bizi savaştan kurtardı demiyor. Tütk devletinin guzel bir politikayla savaşa girmediginden bahsediyor..............



Ayrıca dönemin başbakanı peker hatta ozaman muhalefet partisinden millet vekili bayarın amerikalı dostları.....Ayrıca askeri yönetimde ve askeri çabalrımızı unutuyorsun cumhur başkanı sezer ama ab olsun ırak olsun gördügün gibi yük tayipte emir ondan gelir cumhur başkanı sadece onar yada veto eder....


Olmadı ama diyelimki ismet paşa senin dedigin gibi savaşa girmemizi engelledi öyleyse altaki tarihi bilgisinden şüphe duymadıgımız yavuz bahadır oglu imzalı yazı ne anlatıyor bir oku...

Türkiye bu savaşa katılmamıştı, ama zaten bıçak sırtında giden ülke ekonomisi çok kötü etkilendi. Sanayileşme kesintiye uğradı. Geliri daralan devlet, Milli Koruma Kanunu gibi yasal düzenlemelerle ekonomiye doğrudan müdahaleye başladı.
Artan fiyatları kontrol altında tutmak için, ekonominin kurallarına başvuracağı yerde, yasaklara başvurdu. Her şeye narh koydu. Tabii, bu kabil düzenlemeler "arz-talep" dengesine bağlı fiyat artışlarını engelleyemedi, tam tersine müthiş bir "karaborsa" doğurdu. Halkın büyük kesimi daha da fakirleşti. Hatta bazı kesimlerde açlık başgösterdi. CHP'yi bir daha gelememek kaydıyla iktidardan düşüren saiklerin içinde, yanlış bir savaş ekonomisi uygulaması da var.
Yöneticiler, son çare olarak dış kredi arayışına çıktılar? 1938 yılında yapılan bir anlaşma ile İngiltere'den satın alınacak sanayi makine ve gereçleri için 10 milyon, silah ve askeri gereçler için 6 milyon sterlinlik İngiliz kredisi sağlandı. 1939'da, Karşılıklı Yardım Anlaşması çerçevesinde İngiltere'den tekrar 42 milyon, Fransa'dan ise 1.5 milyon sterlinlik borç daha alındı.
ABD'den Türkiye'nin borç almasının tarihi de savaş yılları içinde oldu. Daha önceki borç başvurularını geri çeviren ABD, Ankara'nın 1939 ve 1940'daki kredi isteklerine de olumsuz cevap verdi. Savaşa katılmasıyla birlikte Türkiye'ye 45 milyon dolarlık savaş malzemesi verdi. Türkiye, bu borcun 5 milyon dolarını geri öderken, geri kalanı 1946'da yapılan bir anlaşma gereğince iptal edildi.
Yani bazılarının iddia ettiği gibi dış borç sarmalını Demokrat Parti başlatmadı, "devletçi"liğiyle tanınmış İsmet İnönü başlattı.
Dünya, penisilin gibi insan sağlığı açısından son derece önemli bazı bilimsel gelişmelerin yanı sıra, insanlık tarihinin kaydettiği en büyük tahribatlarla da bu savaşta tanıştı?
Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentleri, İkinci Dünya Savaşı'nda, atom bombasının yakıcı etkisine hedef oldular?
Dresten'de bir gece bombardımanında, çoluk-çocuk 35 bin insan katledildi.
Kısacası; Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında, Batı Medeniyeti "canavar" yüzünü cihana göstermiştir.
Bugün bize "insanlık" dersi vermeye kalkışanların bu yüzlerine de bakmak ve bu yüzlerini yüzlerine vurmak gerekiyor.





BAk burda da inenünün ikinci dünya savaşında ülkeye neler yaşattıgını gör... Normalde isim verden senin olsun başkalrının yazılarını olsun eleştirdigim olur ama bir insan hem suçlu(bilgisiz) hemde güçlü(atıp tutmayacak) polemige gerek olmadıgını düşünerek bir daha söylüyorum bütün yazılarını ilk girdigin günden beri takip ediyorum.(sadece senin degil onlarca kişinin) Atmayın sallamayın bilmediginiz konuda yorum yapmayın en azın internet gibi bir nimet ülküocakları.org gibi bir arşiv var araştırın

11 Kasım 1938 - 14 Mayıs 1950

11 Kasım 1938 İsmet İnönü, TBMM'de 348 üyenin oybirliğiyle Türkiye'nin ikinci cumhurbaşkanlığına seçildi. Celal Bayar, başbakan.

12 Aralık 1938 Sivas-Erzincan demiryolu hizmete girdi.

21 Aralık 1938 Devlet Şûrası Kanunu kabul edildi.

1 Ocak 1939 İstanbul Tramvay Şirketi ve tüm tesisleri devlet tarafından satın alınıp İstanbul Belediyesi'ne devredildi.

2 Ocak 1939 Bursa Merinos Fabrikası üretime başladı.

1 Nisan 1939 Ergani Bakır Madeni işletmeye açıldı.

2 Mayıs 1939 Ulaştırma Bakanlığı Vazife ve Teşkilat Kanunu kabul edildi.

8 Mayıs 1939 Türk-Alman kredi antlaşması imzalandı.

10 Mayıs 1939 Sümerbank, piyasaya ucuz "köy" tipi elbise çıkardı. Elbise 360 kuruşa satılacak.

27 Mayıs 1939 Ticaret Bakanlığı Vazife ve Teşkilat Kanunu kabul edildi.

6 Haziran 1939 Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları Kuvvet Santralı hizmete girdi.

12 Haziran 1939 3645 sayılı kanunla İstanbul Elektrik Tünel ve Tramvay idaresi kuruldu.

18 Haziran 1939 Bursa ve Mersin elektrik tesisleri devletleştirildi.

22 Haziran 1939 Adana Elektrik Şirketi satın alınarak devletleştirildi.

26 Haziran 1939 Ankara Havagazı Şirketi devletleştirildi.

1 Temmuz 1939 Malatya İplik Fabrikası satın alınarak devletleştirildi.

3 Temmuz 1939 Liman işletmeleri denizyollarına bağlandı.

5 Temmuz 1939 Milli Piyango İdaresi kuruluş kanunu kabul edildi.

6 Temmuz 1939 Ankara Bira Fabrikası İnhisarlar İdaresi tarafından satın alındı.

19 Temmuz 1939 Takas Limited Şirketi kuruldu.

27 Temmuz 1939 Karabük Demir Çelik Fabrikası birinci kok fabrika üretime başladı.

28 Temmuz 1939 Doğu'da demiryolu Aşkale'ye ulaştı.

1 Eylül 1939 Almanya'nın Polonya'ya saldırmasıyla II. Dünya Savaşı başladı.

6 Eylül 1939 Erzincan-Erzurum demiryolunun tamamlanmasından sonra ilk tren Erzurum'a vardı. Çiçeklerle süslü katar, halk tarafından coşkuyla karşılandı.

9 Eylül 1939 Karabük Demir Çelik Fabrikası yüksek fırınları hizmete girdi.

22 Eylül 1939 Tekirdağ Şarap Fabrikası üretime girdi.

23 Eylül 1939 Altın ve gümüşten yapılmış süs eşyaları da "ihracatı yasal mallar" kapsamına alındı.

19 Ekim 1939 Almanya'ya yapılan krom ihracatı hükümet kararıyla durduruldu.

22 Ekim 1939 Sivas lokomotif vagon atelyesi hizmete girdi.

15 Kasım 1939 Karabük Demir Çelik fabrikaları "şakuli boru fabrikası" hizmete girdi.

1 Ocak 1940 Garp Linyitleri İşl., Kütahya'da Türkiye'nin en büyük linyit madeni işleme tesisi olarak faaliyete geçti. Halen linyit üretimi gerçekleştiriyor.

8 Ocak 1940 Türkiye, İngiltere ve Fransa ile iki yıl süreyle krom satış antlaşması imzaladı.

12 Ocak 1940 Türk Petrol Şirketi kuruldu.

15 Ocak 1940 İhraç mallarına "Türk Malı" olduğunu göstermek amacıyla "TM" damgası vurulması kararlaştırıldı.

18 Ocak 1940 "Milli Korunma Kanunu" TBMM'de kabul edildi. Yasa hükümete olağanüstü durumlarda, örneğin genel ya da kısmi seferberlik halinde, ülkenin savaşa girme ihtimali, ya da yabancı devletler arasında Türkiye'yi de yakından ilgilendiren bir savaş durumunda, olağanüstü nitelikte yeni görev ve yetkiler vermekteydi. Hükümet buna gerekçe olarak olağanüstü durumlarda her defasında ayrı bir yasa çıkarmanın zorluğunu göstermiş, bütün yetkilerin tek bir yasa başlığı altında toplanmasını önermişti.

13 Mart 1940 İthalatçı tüccarlarla, toptan ve yarı toptancı tüccarlar ve sanayiciler arasında birlik oluşturulması için "ihracatçı birlikleri" kurulması kararlaştırıldı. Karardan amaç ithalatçıları birlik kanalıyla kontrol altına almak. Karardan sonra kurulan 8 ihracatçı birliği 11 Nisan 1940 günü tasdik edildi.

31 Mart 1940 Bursa Gölbaşı Barajı hizmete girdi.

3 Nisan 1940 Karabük Demir Çelik Fabrikası haddehanesi hizmete girdi.

17 Nisan 1940 Köy Enstitüleri Kanunu TBMM'de kabul edildi.

22 Nisan 1940 Raman'da 1042 metre derinlikte petrol bulundu.

17 Mayıs 1940 Savaşın getirdiği ekonomik güçlükler nedeniyle gelir vergisi, yüzde 50 oranında artırıldı.

22 Mayıs 1940 Türkiye'de olağanüstü durum ilan edildi.

28 Mayıs 1940 Kozabirlik Bursa'da kuruldu. İpekböcekçiliğini geliştirmek amacıyla kurulan ve üretici kooperatifi olan Kozabirlik ipek işliyor.

8 Haziran 1940 Savaş nedeniyle fırsatçıların fiyatları keyfi zamlarla yükseltmelerini önlemek amacıyla "fiyat murakabe encümenleri" (fiyat kontrol komisyonları) kuruldu.

12 Haziran 1940 Türkiye savaş dışı kalacak. Bakanlar Kurulu kararı açıklanırken İtalya ile ticari ilişkilerin kesildiği bildirildi.

2 Eylül 1940 İlk tren Bismil'e ulaştı.

20 Ekim 1940 Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü nüfus sayımı yapıldı. Türkiye'nin nüfusu 17 milyon 869 bin 901 kişi olarak saptandı.

28 Ekim 1940 İtalya, Arnavutluk ve Yunanistan'a saldırdı.

29 Ekim 1940 İstanbul Kağıthane'de yeni su ve elektrik tesisleri hizmete girdi.

18 Kasım 1940 Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde İnönü portrelerinin yeraldığı ilk kağıt paraları tedavüle çıkarıldı. İngiltere'de Thomas De La Rue firmasında bastırılan banknotlar ikinci emisyon ikinci tertipten olup 500 ve 1000 lira değerde. (1952 yılından itibaren bastırılan paralarda Atatürk portrelerine yeniden yer verilecektir.)

22 Kasım 1940 Benzin sıkıntısı nedeniyle özel araçların seyrüsefere çıkması yasaklandı.

28 Kasım 1940 Savaş şartları nedeniyle Milli Korunma Kanunu hükümlerine dayanılarak üreticilerin 500 kilonun üstündeki tahıl ürünlerini (buğday, arpa, yulaf, çavdar) Toprak Mahsulleri Ofisi'ne teslim etme zorunluluğu getirildi.

2 Aralık 1940 Kağıt sıkıntısı nedeniyle gazetelerin sayfa sayısına kısıtlama getirildi. Gazeteler en fazla 6 sayfa olarak çıkabilecek. CHP'nin yayın organı Ulus bu kararın kapsamı dışında tutuldu.

3 Aralık 1940 Hububat fiyatlarına hükümetçe narh konuldu. Savaş boyunca temel tüketim maddelerine (Başta ekmek olmak üzere, un, yağ, şeker et gibi) narh konulacak ayrıca bu maddelerin dağıtımı karne yöntemiyle yapılacaktır.

4 Şubat 1941 "Ticaret Ofisi" kuruldu. Ofisin görevi her türlü yiyecek maddelerini satın almak ya da ithal etmek. Ofis aynı zamanda alanına giren malların satış fiyatını belirleyip dağıtımını yapacak.

18 Şubat 1941 Petrol ürünlerinin ithali, dağıtımı, stoklanması ve petrol tasfiyehaneleri kurulması alanında çalışmalar yapmak üzere "Petrol Ofisi" kuruldu.

24 Şubat 1941 Ülkenin iaşe (yedirip, içirme, besleme) işlerini düzenlemek, yönetmek ve kontrol amacıyla, Ticaret Bakanlığı"na bağlı olarak çalışacak "İaşe Müsteşarlığı" kuruldu. Ankara, İstanbul ve İzmir"de müsteşarlığa bağlı olarak "iaşe müdürlükleri", diğer illerde de "iaşe heyetleri" oluşturuluyor.

1 Mart 1941 Bütçe, 304 milyon 971 bin 662 lira olarak bağlandı. Geçen yılın bütçesine gre 36 milyon 495 bin 341 lira artış var.

1 Nisan 1941 Ankara"daki "kambiyo, esham ve tahvilat borsası" kapatıldı. İstanbul Borsası açıldı.

17 Nisan 1941 İngiltere'de Thomas De La Rue firmasına bastırılan cumhuriyet tarihinin ilk 50 kuruşluk ile 100 liralıkların, daha tedavüle çıkarılmadan "geçersiz" olduğu hükümet tarafından açıklandı. Parayı getiren İngiliz gemisinin Pire Limanı'nda Alman savaş uçakları tarafından bombalanmasından sonra denize saçılan banknotlar Yunanlılar tarafından toplanınca, hükümet çareyi bu paraların geçersiz olduğunu açıklamakta buldu. (Bu açıklamaya rağmen bu paraların daha sonra tedavülde dolaştığı görülecektir.)

25 Nisan 1941 Üreticiler ellerindeki mısır stoklarını hükümete bildirmeye zorunlu tutuldu.

28 Nisan 1941 Antakya ve İskenderun Elektrik tesislerinin devletleştirilmesini öngören kanun kabul edildi.

1 Mayıs 1941 Savaşın kapılarımıza kadar dayanması üzerine İstanbul'un tahliyesine (boşaltılmasına) başlandı.

29 Mayıs 1941 Savaş ihtimali nedeniyle artan harcamaları karşılamak amacıyla istihlak (tüketim), Milli Müdafaa (Milli Savunma) bina ve hayvan vergileri artırıldı.

15 Temmuz 1941 Kağıt sıkıntısı nedeniyle gazetelerin 4 sayfadan fazla çıkması yasaklandı.

18 Temmuz 1941 Savaş nedeniyle artan Milli Müdafaa ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla piyasaya "tasarruf bonosu" çıkarıldı. 5, 25, 100, 1000 liralık tasarruf bonoları 3, 6 aylık ve bir sene vadeli olarak düzenlendi. Faizleri ise yüzde 4 ile 6 arasında değişiyor. 25 milyon tutarındaki bu bonolara halk büyük ilgi gösterdi.

28 Temmuz 1941 Benzin sıkıntısı nedeniyle bir süreden beri taksilerde tek-çift plaka uygulaması kaldırıldı.

9 Eylül 1941 Benzin tüketimine kısıtlama getirildi. Taksilere ayda 210 litre benzin verilecek. Bu arada İstanbul'da bazı otobüs seferleri de aynı nedenle iptal edildi.

10 Eylül 1941 Van ve çevresinde 7 şiddetinde deprem oldu. Erciş'de 194 kişi öldü.

15 Eylül 1941 Etibank tarafından Zonguldak-Çatalağzı elektrik santralının yapımına başlandı. Kömürle işleyecek olan santral 60 bin kilovatsaat gücünde olacak.

22 Eylül 1941 Hazine kefaleti altında 25 milyon liralık tasarruf bonosu daha çıkarılması kararlaştırıldı.

2 Ekim 1941 Milli Korunma Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca 31 il ve bir ilçede (Polatlı) yapağılara el konuldu. Ellerinde yapağı bulunduranlar 10 gün içinde Ziraat Bankası'na beyanname verecek. Yapağı alımını devlet adına Sümerbank yürütecek.

8 Ekim 1941 Elazığ Havaalanı ulaşıma açıldı.

9 Ekim 1941 Türk-Alman ticaret antlaşması imzalandı. Antlaşma uyarınca iki ülke iki sene içinde toplam 200 milyon liralık mal mübadele edilecek (değiş-tokuş).

7 Kasım 1941 Karabük Demir Çelik Fabrikaları sac haddesi ünitesi hizmete girdi.

23 Kasım 1941 İstanbul'da un ve şeker sıkıntısı nedeniyle pasta çörek ve benzeri yiyecek maddelerinin yapımı ve satışı yasaklandı.

3 Aralık 1941 Amerika, Türkiye'nin "Ödünç Verme ve Kiralama" kanunundan yararlandırılmasına karar verdi.

8 Aralık 1941 Amerika Pearl Harbour Baskını (7 Aralık 1941) üzerine Japonya'ya savaş açarak İkinci Dünya Harbi'ne girdi. Türkiye bu gelişme üzerine "tarafsız" olduğunu bir kez daha (II. kez) açıkladı.

19 Aralık 1941 Ekmek 8 kuruştan 16.5 kuruşa çıktı.

25 Aralık 1941 Buğday koruma vergisi kaldırıldı. Ekmek fiyatlarında ucuzluk sağlamak amacıyla alınan kararla, devletin 2 milyon 800 bin lira tutarında vergi kaybı oluyor.

26 Aralık 1941 İstanbul çevresinde yetiştirilen yulaf, buğday ve arpaya devlet tarafından el konuldu.

1 Ocak 1942 Bismil-Sinan demiryolu ulaşıma açıldı.

7 Ocak 1942 Benzin kısıtlaması uygulama süresi 6 ay daha uzatıldı. Buğday Koruma Vergisi'nin kaldırılmasından doğan ucuzluk ekmek fiyatlarına yansıtıldı. İstanbul'da ekmek, 1 kuruşluk indirimle 15.5 kuruş oldu.

11 Ocak 1942 Ankara'da halka ekmek karnelerinin dağıtımına başlandı.

13 Ocak 1942 İstanbul'da halka ekmek karnelerinin dağıtımına başlandı. Kaymakamlıklara gidemeyecek durumda olanların karneleri liseli kız ve erkek öğrenciler tarafından evlerine teslim ediliyor. Yapılan açıklamaya göre 7 yaşına kadar olan çocuklara günde 187.5 gram, erişkinlere 375 gram, ağır işçilere ise 750 gram ekmek verilecek.

19 Ocak 1942 İstanbul'da karne ile ekmek dağıtımı uygulamasında ilk gün. 1946 yılına kadar sürecek olan karne yöntemi daha sonra bazı temel tüketim mallarına da uygulanacaktı. Muhtemel bir savaşa karşı, hazırlık olarak tahrip edilen Meriç Köprüsü onarılarak yeniden hizmete girdi.

28 Ocak 1942 Memur maaşlarına yüzde 15 ile 25 oranları arasında zam yapılması kabul edildi.

28 Şubat 1942 İstanbul'da karne ile kişi başına verilen günlük ekmek miktarı erişkinler için 300, çocukları için 150 grama düşürüldü.

6 Mart 1942 Taksilerde benzin kısıtlaması üç ay daha uzatıldı.

7 Mart 1942 2 Haziran 1941 tarihinde çıkarılan 4057 sayılı yasaya dayanılarak "demiryolu istikraz tahvilleri" çıkarıldı.

10 Mart 1942 Savaş nedeniyle artan Milli Müdafaa harcamalarını karşılamak amacıyla tütün ve içkiye yüzde 35-55 oranında zam yapıldı.

4 Mayıs 1942 Türkiye'de gelecek yılın ürününü tarlalarda tahmin ve tespit ederek hükümete bilgi vermesini sağlayacak "subaşı" teşkilatı kurulmasına karar verildi. Her köyden "subaşı" adı verilen bir kişi, muayyen bir ücret karşılığı, tarlalardaki ürünün rekoltesini tahmin ve tespit edecek.

6 Mayıs 1942 Karne ile ekmek istihkakı giderek azalıyor. Kişi başına verilen ekmek miktarı 150 grama düşürüldü.

9 Mayıs 1942 Her türl tahıl ürününün devlete teslim edilmesi zorunlu hale getirildi.

16 Mayıs 1942 Her türlü ihracat için önceden lisans (izin) alınması zorunluluğu getirildi. Buna göre, milli mahsul ve mamuller, Türkiye'ye ithal edilen yabancı mahsul ve mamuller hariçten gümrük kontrolu bulunan yerlere çıkarılmış eşyaların ihracı izne bağlandı.

21 Mayıs 1942 İstanbul'un odun, kömür ve akaryakıt ihtiyacını karşılamak, satış ve dağıtımını yapmak için "İstanbul Mahrukat Ofisi" kuruldu.

25 Mayıs 1942 Ereğli ve çevresinde yaşayan erkekler için konulan "kömür madenlerinde çalışma zorunluluğu" kaldırıldı.

27 Mayıs 1942 1942 bütçesi 394 milyon 314 bin 918 lira olarak bağlandı. Bu rakamın 221 milyon lirası Milli Savunma ihtiyaçları için ayrıldı.

29 Mayıs 1942 Fevkalede hallerde haksız olarak mal iktisap edenler hakkındaki kanun TBMM'de kabul edildi.

30 Mayıs 1942 İstihlak (tüketim) ve muamele vergilerine yüzde 40 ile 50 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. İhraç mallarından alınan vergi yüzde 10'a, banka, banker ve sigorta şirketlerinin muamele vergisi yüzde 7.5'a çıkarıldı. Şeker istihlak vergisine de kilo başına 15 kuruş zam yapıldı.

17 Haziran 1942 Savaş olasılığı nedeniyle Trakya Bölgesi'nde tahrip edilmiş demiryolu köprülerinin onarımının tamamlanmasından sonra Avrupa ülkelerine tren seferleri yeniden başladı. İlk Avrupa ekspresi saat 21.00'de Sirkeci'den hareket etti.

15 Temmuz 1942 Hükümet, hububat ürünlerinin fiyatlarına yüzde 50 oranında zam yaptıktan sonra, küçük üreticilere mahsullerinin yüzde 25'ini orta çiftçilere yüzde 50'sini yeni fiyatlarla devlete satma zorunluluğu getirdi.

24 Temmuz 1942 Fiyat murakebe komisyonları-Vilayet İaşe Teşkilatı, subaşılık teşkilatları kaldırıldı. Üretim bölgelerinde subaşının yerine tahmin heyeti görev yapacak.

28 Temmuz 1942 İstanbul'un iaşesi (beslenmesi) Belediye'ye devredildi. Piyasayı ve bütün eşya fiyatlarını belediye tanzim edecek.

1 Ağustos 1942 Savaş nedeniyle bir süre önce yasaklanmış olan pasta, çörek ve benzeri yiyeceklerin yapımı ve satışı serbest bırakıldı.

25 Ağustos 1942 Amerika'dan ithal edilen 4500 ton buğday deniz yoluyla İstanbul Limanı'na geldi.

1 Eylül 1942 Ekmekte karne uygulamasına üç büyük şehirde (İstanbul, Ankara, İzmir) sürdürülmesine, diğer illerde kaldırılmasına karar verildi.

4 Eylül 1942 Günümüzdeki Eczacıbaşı Holding'in çekirdeğini oluşturan Eczacıbaşı Firması kuruldu. Kuran İzmirli eczacı Ferit Bey.

11 Kasım 1942 Saraçoğlu Hükümeti tarafından hazırlanan "Varlık Vergisi" Kanunu TBMM'de kabul edildi. Türk demokrasi tarihinin acı ve kara bir sayfasını oluşturan varlık vergisi 16 ay yürürlükte kaldıktan sonra 15 Mart 1944 ve 4530 sayılı kanun ile yürürlükten kaldırıldı.

13 Kasım 1942 Devlet memurlarına parasız elbise ve ayakkabı verilmesine ilişkin kanun kabul edildi.

16 Kasım 1942 Şeker satışı fiyatları yeniden belirlenerek serbest bırakıldı.

1 Aralık 1942 İstanbul'da yoksul ve işsizler için çeşitli semtlerde 6 aşevi açıldı.

5 Aralık 1942 Erbaa ve Niksar'da meydana gelen depremde 500 kişi öldü.

9 Aralık 1942 Türkiye ile İsviçre arasında 'mamul mallar değiş tokuş antlaşması" imzalandı.

31 Aralık 1942 Türkiye ile Almanya arasında savaş malzemesi alımı için kredi antlaşması imzalandı.

4 Ocak 1943 Kömür tasarrufu sağlamak amacıyla bazı tren seferleri iptal edildi.

30 Ocak 1943 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Adana'ya 23 kilometre uzaklıkta Yenice İstasyonu'nda kör bir hatta çekilmiş bir vagonda İngiltere Başbakanı Churchill'le görüştü.

2 Şubat 1943 Türkiye-Romanya ticaret antlaşması imzalandı.

2 Nisan 1943 Türkiye-Finlandiya ticaret antlaşması imzalandı.

2 Mayıs 1943 Zonguldak-Kozlu demiryolu ulaşıma açıldı.

25 Mayıs 1943 Savaş nedeniyle oluşan fevkalede durum nedeniyle muamele vergilerine yüzde 2.5 oranında zam yapıldı. Buna göre Türkiye'de üretilen maddelerle, yabancı ülkelerde üretilip Türkiye'ye ithal edilen maddelerin muamele vergileri yüzde 2.5 zamla, yüzde 15'e, banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinden alınan muamele vergileri ise yüzde 2.5 zamla yüzde 10'a çıkarıldı.

27 Mayıs 1943 1943 bütçesi 486 milyon 717 bin 349 lira olarak bağlandı.

4 Haziran 1943 Toprak mahsullerinden vergi alınmasını öngören yasa kabul edildi. Buna göre her çeşit toprak ürünü vergiye tabi oluyor.

5 Haziran 1943 Sivas Çimento Fabrikası üretime başladı. Fabrikada yılda 90 bin ton çimento üretilecek.

20 Haziran 1943 Adapazarı'nda meydana gelen 5.6 şiddetindeki depremde 346 kişi öldü.

28 Haziran 1943 Diyarbakır-Batman demiryolu törenle ulaşıma açıldı.

30 Haziran 1943 Seyhan Barajı (regülatörü) işletmeye açıldı.

7 Temmuz 1943 Geliri, demiryollarımızı İran ve Irak sınırlarına ulaştıracak hatların yapımına tahsis edilen "demiryolu istikrazı" üçüncü tertip tahvilleri satışa çıkarıldı.

21 Eylül 1943 Hükümet İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, Balıkesir, İçel, Seyhan, İstanbul, Kars, Malatya, Kayseri ve Gaziantep'te bulunan 1942 ürünü pamuklara, 1942'de tespit edilen fiyatla ve peşin ödenmesi şartıyla elkoydu.

18 Ekim 1943 Artan hayat pahalılığı nedeniyle memurlara verilmesi kararlaştırılan birer maaş ikramiyenin dağıtımına başlandı. Bazı özel kuruluşlar da bu kararı örnek alarak çalışanlarına ikramiye veriyor.

8 Kasım 1943 Şeker fiyatlarında yeni bir indirim daha yapıldı.

14 Kasım 1943 Rakı, votka ve kanyağın litresine 2 lira zam yapıldı.

27 Kasım 1943 Tosya, Osmancık, Erbaa, Vesirköprü, Ladik ve Havza'da deprem sonucu 5000 kişi öldü, 40 bine yakın bina yıkıldı.

4 Aralık 1943 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 4 Kasım'da Kahire'de başlayan konferansa katılarak, ABD Başkanı Roosevelt ve İngiltere Başbakanı Churchill'le görüştü.

24 Aralık 1943 Halk Sigorta kuruldu. Kuruluş sigortacılık alanında faaliyet gösteriyor.

31 Aralık 1943 Geçim endeksi 1930: 100 olarak alındığı takdirde 1941'de yüzde 132.5. 1942'de yüzde 220.9, 1943'te ise 339.9'u buldu. En fazla artış yüzde 465'le giyim sektöründe olurken onu yüzde 409 ile gıda sektörü izliyor.

2 Ocak 1944 Karne ile çay dağıtımına başlandı. Halka iki aylık istihkak olarak 20 gram çay veriliyor.

11 Ocak 1944 Un fiyatlarındaki artış nedeniyle ekmeğe zam yapıldı.

1 Şubat 1944 Bolu, Gerede ve Çankırı'da meydana gelen depremde 4600 kişi öldü, 50 bine yakın ev yıkıldı. 4517 sayılı kanunla Devlet Denizyolları ve Limanları Umum Müdürlüğü kuruldu. Ülkenin yünlü mensucat ihtiyacını karşılamak üzere Hindistan, İngiltere ve Amerika'dan 9 bin ton yünlü kumaş getirilmesi için anlaşmaya varıldı.

8 Mart 1944 Paşabahçe Şişe ve Cam eklenen "pencere camı" yapacak bölümün inşaatı tamamlandı. Bu bölümde 500 işçi çalışacak. Yılda 500 bin metrekare cam üretilecek.

11 Mart 1944 Sümerbank tarafından kurulan İzmit Klor Alkali Fabrikası hizmete girdi.

15 Mart 1944 Varlık Vergisi Kanunu yürürlükten kaldırıldı. "Ticaretin tanzimi ve intikarla mücadele" için hazırlanan kararname çıktı. Buna göre kararnamede tüccarlar "İthalatçı, imalatçı, toptancı, ihracatçı ve perakendeci" olarak beş gruba ayrılıyor. Aynı gruplardan biri diğerine, imalatçı, toptancı ve ihracatçılar ithalatçılara, perakendeciler diğer gruplara mal satamayacak.

1 Mayıs 1944 Tokat'ta Gürmenek Barajı açıldı.

6 Mayıs 1944 İngiltere, bazı Türk ihraç mallarına ambargo koyduğunu açıkladı.

27 Mayıs 1944 "Yeni Türk harfleriyle ilk cumhuriyet altını" Darphane'de basıldı. Darphanede, Merkez Bankası için 10 bin adet altın basılacak. Diyarbakır-Beşiri Demiryolu ulaşıma açıldı.

2 Haziran 1944 Kazanç vergisi artırıldı. Buna göre kazanç vergisi mükellefleri ikamet ettikleri yerlerin bir yıllık kirası tutarında ek vergi ödeyecekler. İkamet ettiği yer, mükellefin kendisine aitse bu yerin bir yıllık kirası belirlenerek vergi tahakkuk ettirilecek.

4 Haziran 1944 Duyun-u Umumiye İdaresi ve Osmanlı borçları son buldu.

15 Haziran 1944 Karabük Demir Çelik Fabrikası sülfürik asit ve süperfosfat fabrikası üretime başladı.

26 Haziran 1944 İkinci emisyon ikinci tertip olarak Almanya'da bastırılan kağıt 50 kuruşlukların tedavüle çıkarılmasına ilişkin karar Resmi Gazete'de yayınlandı. Zirai Donatım Kurumu Kanunu TBMM'de kabul edildi.

14 Ağustos 1944 Beşiri-Garzan demiryolu ulaşıma açıldı.

22 Ağustos 1944 Halkapınar Dokuma Fabrikası'nın temeli atıldı.

3 Eylül 1944 Memur ve emeklilere "aynı yardım" yapılması kararlaştırıldı. Karara göre memur ve emeklilere üç ay için 45 lira yardım yapılacak. Mahsupları bu paradan yapılmak üzere 120 kuruştan 6'şar kilo şeker, 42 kuruştan da 12'şer kilo has un verilecek.

9 Eylül 1944 "Yapı ve Kredi Bankası" 1 milyon lira sermaye, 17 personelle 72 hissedar tarafından kuruldu. Bankanın kurucuları arasında işadamı kimya mühendisi Kazım Taşkent de bulunuyor. İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu açıldı.

16 Eylül 1944 "Ülker Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ" işadamları Sabri ve Asım Ülker tarafından kuruldu.

29 Ekim 1944 Fevzipaşa-Malatya-Diyarbakır-Kurtalan demiryolu işletmeye açıldı.

1 Kasım 1944 "Unlu gıda maddeleri imal yasağı" kaldırıldı.

15 Kasım 1944 Ticaret Bakanlığı, Amerika ile ilişkilerin geliştirilmesini sağlamak amacıyla bu ülkeye yapılacak ihracatta dolara yüzde 40 prim verilmesini kararlaştırdı. İthalatta ise yüzde 48 prim tahsil edilecek. Bu primlerin ödenmesi ve tahsili için Takas Limited Şirketi görevlendirildi.

19 Kasım 1944 Elazığ-Van demiryolu hattının temeli atıldı.

7 Aralık 1944 Türkiye Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi'ne (ICAO) katıldı. 52 devletin imzaladığı, "Şikago sözleşmesi" olarak da adlandırılan sözleşme, uluslararası sivil havacılık taşımacılığının güvenli ve düzenli bir şekilde yapılmasını sağlamak için uluslararasında işbirliğini öngörüyor. (Antlaşma 5 Haziran 1945'te TBMM tarafından onaylanacaktır).

27 Ocak 1945 Mutlu Akü ve Malzemeleri Sanayi kuruldu. Kuruluş akümülatör ve malzemesi üretiyor.

23 Şubat 1945 Türkiye-ABD ikili yatırım antlaşması imzalandı. Türkiye Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etti. Türkiye-Afganistan "Kiralama ve ödünç verme antlaşması" imzalandı.

7 Mayıs 1945 Almanya'nın teslim olmasıyla İkinci Dünya Savaşı Avrupa'da sona erdi. Uzakdoğu'da ise Japonya hala savaşıyor.

2 Haziran 1945 Kastamonu Taşköprü'de Sümerbank'a ait Sulukilise Kendir Fabrikası'nın temeli atıldı.

7 Haziran 1945 Celal Bayar ve 3 arkadaşı (Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü) parti meclis grubu başkanlığına ortak bir önerge vererek parti tüzüğü ile bazı konularda değişiklik yapılmasını istediler. Çalışma Bakanlığı kuruldu. İlk Çalışma Bakanı Sadi Irmak oldu.

11 Haziran 1945 Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu TBMM'de kabul edildi.

12 Haziran 1945 CHP Meclis Grubu, 7 saat süren gizli toplantısında 'dörtlü takrir'i reddetti. İnönü "Bunu parti içinde yapmasınlar. Çıksınlar karşımıza geçsinler teşkilatlarını kursunlar ve ayrı bir parti olarak mücadeleye girsinler" diyerek, yeni bir parti kurulmasına yeşil ışık yaktı.

22 Haziran 1945 İller Bankası Kuruluş Kanunu kabul edildi.

26 Haziran 1945 Türkiye, San Fransisko'da Birleşmiş Milletler Antlaşması'nı imzaladı.

27 Haziran 1945 İş Kazaları Sigortası, İş Hastalıkları ve Doğum Yardımı Kanunu kabul edildi.

1 Temmuz 1945 Toprak Dağıtma Genel Müdürlüğü kuruldu.

6 Temmuz 1945 Ulaştırma Bakanlığı Kuruluş Kanunu kabul edildi.

9 Temmuz 1945 İşçi Sigortaları Genel Müdürlüğü'nün kuruluşuna ilişkin kanun kabul edildi.

18 Temmuz 1945 Çok partili demokratik yaşamın ilk adımı : İstanbul'da işadamı Nuri Demirağ, Hüseyin Avni Ulaş ve Cevat Rifat Atılhan'la birlikte "Milli Kalkınma Partisi"ni kurdu.

29 Temmuz 1945 Ereğli Limanı'nın temeli atıldı.

6 Ağustos 1945 Savaşı sürdüren Japonya'yı teslim olmaya zorlamak amacıyla Amerika tarafından Hiroşima kentine ilk atom bombası atıldı. Şehirde 10 kilometrekarelik alan yerlebir olurken, 66 bin kişi öldü, 70 bin kişi yaralandı.

9 Ağustos 1945 İkinci atom bombası Japonya'nın Nagasaki kentine atıldı. 37 bin kişi öldü, 40 bin kişi de yaralandı.

10 Ağustos 1945 Japonya teslim olmayı kabul etti. II. Dünya Savaşı sona erdi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 11:37 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kazman kardeş ticari işbirlikleri yapılabilir zaten bu arada ben zaten hükümetimizin politika yetkilisi degilim ama ikinci üniversitemi uluslar arası ilişkiler üzerine okuyorum ...


Dış politika bence ihtiraslı bir ilişki gibidir kimin eli kimin cebinde kim neyi amaçlıyor bilemezsin ama bence ülkeler kendileri tek başına sıfırdan teknoloji geliştirerek büyümelidir...

Amerikadan aldıgımız f16 ların uçaksavarları düşman ülkede olduktan sonra ne anlamı var bilmem anlata biliyormuyum ama bende zaten belirttim ekonomik işbirlikleri olmalıdır tabiki
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 12:09 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Tütk devletinin guzel bir politikayla savaşa girmediginden bahsediyor..............

O zamanın cumhurbaşkanı İnönü'nün bugünkü Sezer'den çok daha fazla yetkisi vardı.Yani 'İnönü'ye rağmen' savaşa girmeme kararı uygulanamazdı.
Evet çok doğru;Türk devleti güzel (denge) bir politikayla savaşa girmemiştir.Türk devleti sadece İnönü'den oluşmamaktadır o da doğru.Maviyle yazılan yazıya zaten katılmamak mümkün değil.
Kaldı ki ben uygulanan politikanın millete refah getirdiğini söylememiştim.
Ordunun Kurtuluş Savaşı'ndan kalma teknolojisiyle Almanlar veya Sovyet ordusu 1 haftada Ankaraya girebilirdi.(gerçi biz eninde sonunda atmasını bilirdik ama olan olurdu sonuçta)Ayrıca 1.savaştan kalma acı hatıralarımız da vardı.

Sonuç olarak savaşın dışında kalmak için başarılı(=savaşın dışında kalmak) bir politika izlenmiştir, doğrusuyla yanlışıyla.
Bir daha söyleyeyim sadece İnönü'nün yaptığı birşey de değildir..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 12:52 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sanli ordumuzun o yillardaki durumunu u yazi iyi acikliyor.
LAİK CUMHURİYET'İN ŞEHİDİ KUBİLAY



Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında 24 yaşında iken, İzmir'in Menemen İlçesinde askerlik görevini yapıyor.

Bundan tam 74 yıl önce, 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de irticaî bir isyan meydana geliyor. Sabahın erken saatlerinde başlarında Derviş Mehmet isimli bir yobaz olmak üzere dördü silahlı, altı kişi belediye meydanında tekbir getirerek dolaşmaya başlıyorlar. Daha sonra "Biz şeriat ordusuyuz" diye bağırarak Müftü Camii'ne giriyorlar. Camiye giren bu grup üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önünde toplananları birlik olmaya davet ediyorlar. Elebaşıları olan Derviş Mehmet adlı salyalı yobaz camiide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıtıyor ve dini korumaya geldiklerini söylüyor. Arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ ediyor. Derviş Mehmet halka hitap ederek: "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" diye bağırıyor.

Daha sonra Derviş Mehmet ve arkasına takılan yobazlar, ellerindeki üzerinde dini ibareler bulunan yeşil bayrağı alıp uzunca bir sopaya takıyorlar. Yoldan geçen birine de meydanda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya dikiyorlar.

Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, hep birlikte tekbir getirip zikrederek bağırıyorlar:

"Şapka giyen kâfirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir... Bize kurşun işlemez..."

Bunun üzerine yöre ahalisinden de bir alkış kopuyor... Çok geçmeden olup bitenler, ilçedeki Askeri birliğin kulağına gidiyor. Alay komutanı, Cumhuriyet öğretmeni yedeksubay Kubilay'ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderiyor. Kubilay ve emrindeki askerlerin silahlarında mermi yok. Süngülerini takıp olay yerine gidiyorlar.

Kubilay, kimsenin bu işten zarar görmemesini ve kan akmamasını istiyor. Bunun içinde emrindeki askerlerini meydanın girişinde bırakıyor ve gözlerini kan bürümüş, "Şeriat" çığlıkları atan yobazların karşısına tek başına dikilip, kan dökülmesini istemediğini ve bunun içinde teslim olmalarını istiyor. Daha Kubilay'ın son sözleri dudaklarından ayrılmadan bir silah sesi duyulur. Silahını ateşleyen bir yobazın kurşunu, silahında mermisi bile olmayan yiğit Kubilay'ı yaralayıp yere düşürüyor. Hemen ayağa kalkan Kubilay güç bir hamle ile doğruluyor ve camii avlusuna doğru kaçıyor ama yarası ona daha fazla müsaade etmiyor ve tekrar yere düşüyor...

Çevredeki kalabalık bu olayı sadece seyrediyor... Derviş Mehmet ve yobaz arkadaşları o sırada Kubilay'ın başına çöküyorlar. Derviş Mehmet çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkarıyor ve yaralı yedeksubay yiğit Kubilay'ın başını orada kesip gövdesinden ayırıyor.

Kin ve nefret yobazların gözlerini öylesine bürümüş ki, tekbir sesleri ile kesik baştan akan kanı içiyorlar. Derviş Mehmet yiğit Kubilay'ın kesik başını saçlarından tutup havaya kaldırıyor... Ve tekbir sesleri çınlatıyor meydanı... Yiğit Kubilay'ın kesik başını ellerindeki yeşil bayrağın sopasına geçirmeye çalışıyorlar ama bir türlü başaramıyorlar. Bunun üzerine oradan geçen biri kendilerine ip getiriyor ve kesik başı yeşil bayrağın sopasına ip ile bağlıyorlar...

Şehit Kubilay'ın kesik başı meydanda bir sancak gibi dururken... Tekbir sesleri yükseliyor ve "Ey ahali, din elden gidiyor" çığlıkları Menemen'de yankılanıyor.

Silah seslerini ve tekbirleri duyan bir mahalle bekçisi koşarak olay yerine yetişiyor. Bekçi Hasan belindeki silahını ateşleyip yobazlardan birini yaralıyor. Hemen ardından da yobazların açtığı ateş sonucu Kubilay'ın başucunda bekçi Hasan da şehit ediliyor. Arkadaşının yardımına koşan bekçi Şevki de yine yobazların silahından çıkan kurşunlarla şehit ediliyor...

Menemen meydanında üç şehit kanlar içinde yatıyor ve Kubilay'ın kesik başı yeşil bayrağın sopasında bir sancak gibi dalgalanıyor... Bu manzara yobazları mutlu ediyor...Bu sırada askerler olay yerine yetişiyorlar. Komutan bu manzaranın karşısında irkiliyor. Ve karşısındaki yobazlara "Teslim olun" diye bağırıyor... Yobazların yanıtı kesin oluyor:

"Bize kurşun işlemez."

Bu sözlerinin üzerine askeri birlik ateş eder. Yobazlardan bazıları orada yere serilirken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.

Menemen olayı, genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. Ve yiğit bir Cumhuriyet öğretmeni ile yiğit iki tane mahalle bekçisinin hayatına mal olmuştur...

Hükümet sıkıyönetim ilan eder. Orgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Harp Divanı kurulur. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan bütün sanıklar Menemen'de yargılanır. 18 gün süren yargılama sonucunda karar açıklanır:

40 kişi sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmiş, 27 sanık beraat etmiş, 41 suçlu çeşitli hapis cezaları almıştır.

36 kişiye idam cezası verilmiştir.

Ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrilmiştir.

Sanıklardan 28 kişi, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Atatürk'ün emri üzerine yobazlardan bazıları Kubilay'ın şehit edilip başının kesildiği yerde asıldı.

Bir sanık sehpaya götürülürken kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehitleri bekçi Hasan, bekçi Şevki ve yedeksubay Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:

"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."

Olaydan hemen sonra Atatürk, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa'ya 28 Aralık 1930 günü bir taziye telgrafı göndererek, Cumhuriyet'e karşı suikast tertipleyen mütecavizleri lanetlemiş ve yiğit Kubilay'ı görevini yapan şehit olarak takdirle anmıştır. Atatürk; "Hepimizin, dikkatimiz, bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkıyla yerine getirmeye matuftur. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Beğ, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır." demiştir.

Laik Cumhuriyet'in genç öğretmeni, Atatürk'ün askeri Kubilay'ı, şeriatçı yobazlar tarafından şehit edilişinin 74. yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz...

İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.


A L M I L A
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 1:34 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alper_Tunga72 demiş ki:
Alıntı:
Tütk devletinin guzel bir politikayla savaşa girmediginden bahsediyor..............

O zamanın cumhurbaşkanı İnönü'nün bugünkü Sezer'den çok daha fazla yetkisi vardı.Yani 'İnönü'ye rağmen' savaşa girmeme kararı uygulanamazdı.
Evet çok doğru;Türk devleti güzel (denge) bir politikayla savaşa girmemiştir.Türk devleti sadece İnönü'den oluşmamaktadır o da doğru.Maviyle yazılan yazıya zaten katılmamak mümkün değil.
Kaldı ki ben uygulanan politikanın millete refah getirdiğini söylememiştim.
Ordunun Kurtuluş Savaşı'ndan kalma teknolojisiyle Almanlar veya Sovyet ordusu 1 haftada Ankaraya girebilirdi.(gerçi biz eninde sonunda atmasını bilirdik ama olan olurdu sonuçta)Ayrıca 1.savaştan kalma acı hatıralarımız da vardı.

Sonuç olarak savaşın dışında kalmak için başarılı(=savaşın dışında kalmak) bir politika izlenmiştir, doğrusuyla yanlışıyla.
Bir daha söyleyeyim sadece İnönü'nün yaptığı birşey de değildir..




Alpertunga72 BAna bak kardeşim kıvır makla ben şunu kastettimle bu iş olmaz sakin olayım altan alıyım diyorum ama haketmiyorsun ...... BAk guzel kardeşim ilk yazılarında kaç ay önce uyardım seni ülkücüysen isim ver dedim izmirli isen bende izmirliyim hani kimlerle görüşüyorsun dedim cevap gelmedi en az 6 başlıkta uyardım yine anlamıyorsun .................

Ülkücü bir sitede türkiyede kominizm kelimesini ilk kullananlardan biri olan ülkenin manevi havasını yok eden bir şahsı övemessin bu sana son uyarım olsun bir dahaki sefere agır konuşurum................................................

Gecen seferlerde de düzgüncene cevap yazmadın. Ben senin yazdıgın konularda katıldıgım sadece bir kaç mesajın olsada iyi bak bunu belirttim ilk önce ne söyledigini kimden bahsettigini bilki sonu GELSİN


Bu arada savaşa girmemek başarıda degildir yani senin söyledigin başlı başına bir saçmalıktır. Osmanlı savaşmasaydı 24 milyon km2 hükmedemezdi. Artık polemik yapma yada bana cevap vereceksen sana yazdıgım mesajın tümüne cevap ver her soruma yada fikrime içinden sadece bir yerini alıp ta tekrar aynı şeyleri yazdırmaaaaaaaaaaaaaa.....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 1:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ismet Inonu ve Ozal'in yaptiklari soysuzlari bu hale getirmedimi? Bu sahislarin adlarini dahi yazmak aci veriyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Eyl 09, 2005 3:54 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

yahyaoglu demiş ki:
kazman komistlerin aklından istafede ile nereye gidebilecegini düşünüyorsun?




ülküdasim


ben sunu demek istiyorum
bügüne kadar ABD nin bize cok mu faydasi oldu yani ?
ABD eski silahlari bize satar ,ama o tedarik i lerini yine onlardan oluyor ve bizi borcalandiriyor

saygilar


ben bu konuya daha fazla sonra tekrar girecegim
ülkücüligüm den yalniz süphen olmasin dostum

fikir jimnastik yapiyoruz !!!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 3. sayfa (Toplam 4 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1