Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - DİNLER ARASI DİYALOGLA NE HEDEFLENMEKTE
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 4. sayfa (Toplam 6 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
gazibaba
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 28, 2004
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 11:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Aşağıda okuyacağınız yazı 14 Nisan 1998 tarihinde Porf. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alındı.
Aradan yedi yıl geçmiş olmasından çok, son birkaç yıldır, yüksek sesle dillendirilmeye başlanan “Müslüman olmak için Muhammed’e (as) iman şart değildir, belki kemaldir, hatta bir takdir meselesidir, hatta hatta bir centilmenlik sayılır” ve “Müslüman olmayan da kurtulmuştur” gibi sözlere en müdellel cevap var bu yazıda.

Bütün bu İslam akaidi ölçülerince “küfür” olan bu iddialara cevap veren, işte o tarihi yazı.

“Bizler dinî konularda Cenabı Hakk’ın koyduğu ölçülere harfiyyen uymak zorunda olan varlıklarız. Bilerek ya da bilmeyerek bu hududu aşmak Allah’ın üzerimizdeki en büyük musibeti olur. Onun için nefsimiz ve milletimiz ile ilgili ‘Kaderi İlahî’nin Hududullah’a mutabık olmasını daima Cenabı Hakk’tan niyaz etmeliyiz. Aksi takdirde akıbetimiz hüsran olur ki, Allah böyle bir akıbetten bütün Ümmeti Muhammedi korusun.
Bu cümleden olarak, bazen kardeşlerimize yol gösterir mahiyetteki ikaz veya tembihimiz asla nefsanî bir hesabın neticesi değildir. İnsanların akıbeti hüsran olursa, uğrayacakları ‘azab–ı elim’in vahim olması durumundadır ki, sevdiğimiz bütün kardeşlerimizi ve de bütün Ümmeti Muhammedi şefkatle ve merhametle kucaklayıp onları sarmak, ebedi hayata takatımız nispetinde hazırlamak inancımızın gereğidir.
Onun için tenkitlerimiz, tembihlerimiz hiçbir zaman bir Müslüman kardeşimizi hakir görmek, hor görmek veya aşağılamak anlayışıyla olmamıştır ve de olmayacaktır. Böyle bir nefsanî duygudan da Allah’a sığınırız. Elbette ki gayretimiz kardeşlerimizin akıbetini heder edecek yanlışlıktan onları korumak ve de “Ancak Müminler birbirinin kardeşidir” inancıyla gerek maddi gerekse manevi yardımlarda bulunmaktır.
Bu sebeple Müminlerin, Musevi ve İsevilere karşı davranış biçimlerini ayetler ve hadisi şerifler ışığı altında seyretmeye devam edip gerekli dersi alalım.


1. “Ey inananlar; kitap verilen her hangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra (onlar) sizi döndürüp kafir yaparlar“ (Ali İmran: 101)

2. “Benim peygamber olduğumu duymadığı halde İsa’ya inanan, onun dini üzere yaşayıp ölen hayır üzere ölmüştür. Ancak benim peygamber olduğumu duyduğu halde bana inanmadan ölen kişi helak olmuştur.” (Ruhu’l Meani, 1279)

3. “Allah Yahudi ve Hıristiyanlara lanet etsin! Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler. Arap topraklarında iki din birlikte yaşayamayacaktır.” (Sahihi Buhari, Kitabu’l Cenaiz 62; Sahihi Müslim, Kitabu’l Mesacid, 3; İmamı Malik Muvatta, Kitabu’l Cami, 5)

4. (Ey Muhammed) seninle tartışmaya girişirlerse de ki: Ben “Bana uyanlarla birlikte kendimi Allah’a teslim ettim. Kendilerine kitap verilenlere ve verilmeyenlere ‘Siz de İslam oldunuz mu?’” de. Şayet İslam olurlarsa doğru yola girmişlerdir. Yüz çevirirlerse sana yalnız tebliğ etmek düşer. Allah kullarını görür.” (Ali imran: 20)

5. Hazreti Peygamberin tanıdığı genç bir Yahudi hastalanmıştı. Onu ziyaret eden Hz. Peygamber kendisini İslam’a davet etti. Yahudi genç bu daveti kabul ederek şahadet getirdi ve Müslüman oldu. Bu olaya sevinen Hz. Peygamber evden çıkarken şöyle demiştir: “Onu cehennemden kurtaran Allah’a hamd olsun.” (Sahihi Buhari, Kitabul Cenaiz: 80.)

6. “Ehli Kitaba din konusunda hiçbir şey sormayınız. Çünkü kendileri sapıklığa düşmüş haldeyken elbette size doğru yolu göstermezler. Şüphe yok ki bu durumda siz (onlara bir şey sorduğunuz) taktirde ya batıl bir şeyi tasdik eder, ya da doğru olan bir şeyi yalanlarsınız. Allah’a yemin ederim ki! Musa hayatta olup aranızda bulunsaydı, bana tâbi olmak (uymak) tan başka bir yol asla helal olmazdı.” (Kenzul Ummal, 152; Tefsiru’l Kuran’il Azim 1378; Ruhul Meani 1244 ve 111210)

7. “Ancak mü’minler kardeştir.” (Hucurat: 10)

Ehli kitap olduğu iddia edilen insanların, Muhammed Aleyhisselam’ı peygamber olarak kabul edip, O’nun yoluna girmedikten, getirdiği kitabı kabul etmedikten sonra Mümin sayılmaları ve de kurtuluşa ermeleri kesinlikle mümkün değildir. Peygamber efendimiz devlet başkanlarına ve kabile reislerine yazdığı mektupların tamamında “Allah ve resulü Muhammed’e uyun ki kurtulasınız. Şayet uymazsanız kesinlikle hüsrandasınız” tebliğinde bulunmuştur.

Onun için bir Müslüman ancak bir Müslüman’la kardeş olabilir. Onun dışındaki Musevi ve Hıristiyanlarla din adına uzlaşması ve de anlaşması kesinlikle mümkün değildir. Din adına böyle bir uzlaşma ve anlaşma tamamen İslam dışı bir akidedir.

Ehli Kitap’la din adına uzlaşma ve kardeşlik mümkün olmadığına göre bunlarla münasebetlerimizde İslam’a davet ve tebliğ şartı vardır. Davet ve tebliğ Müslüman’ın vazifesi olduğuna göre, bu münasebetlerin kesinlikle devam etmesi lazımdır. Onun için Musevi ve İsevilere hatta bütün insanlara merhamet, onları Azabı elim’den kurtaracak olan İslam’a davet etmek ve İslam’ı tebliğ etmekle mümkündür.
Bu manada Müslüman sadece Musevi ve İseviler için değil, bütün insanlık için rahmet ve merhamet kaynağıdır. Peygamberimiz Hazreti Muhammed alemlere rahmettir. Ve bütün insanlığı Hakka davet edip, İslam’ı tebliğ etmiştir.

Selam her şartta Allah’ın yoluna davet edenlere...“
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 12:17 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

haydar boş da fetoş da 'boş' insanlardır.
Alıntı:
İnanmassınız ama ben söyleyim o okullarda okuyan öğrenciler türk bayrağı ve attatürk posteri altında sizden benden daha duygulu bi şekilde İstiklal marşımızı söylüyorlar..

Ankara'da, andımızın ve istiklal marşının okutulduğu bir okulda da, çocuklara Atatürk fotoğraflarının gözlerinin oydurulduğu ortaya çıkmıştı.
Demek istediğim sadece istiklal marşını okumaları,bu okulların Atatürkçü çağdaş, vatanına nilletine yararlı nesiller yetiştirdiğini kanıtlamaz.Sonuçta bu fetoş, müritlerine 'Evinizin kapı önlerine veya görünür yerlerine büyük Atatürk posterleri asın ki sizden şüphelenmesinler' şeklinde nasihatte bulunan bir adamdır.
Bugün fetoş yalakalığı yapan kanallar da seneler önce fetoşun sinsi planlarını gösteren kasetler yayınlamışlardı.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
ceyhanli
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 19, 2005
İletiler: 174
Şehir: -

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 12:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

mustafa kardas, baska forumdada yazmistim ama sanada sunu tekrar hatirlatmakta fayda var diye dusunuyorum.

bu davanin insanlari ile, diger senin soyledigin gibi, istiklal marsini cani gonulden okuyanlarin arasindaki fark sudur.

Basbugun bir sozu: "Hangi partiden olursa olsun veya partisiz bulunsun, her vatandaşın refahını, hürriyetini, şerefini korumayı ve sağlamayı bu milletin bir ferdi olarak namus borcu saymaktayız."

karsiliksiz sevmekte budur, adalette, bu davanin buyuklugude
budur.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
sancaktar
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 30, 2004
İletiler: 90

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 12:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

dinler arası diyalogun samimiyetine inanmıyorum. bizlere bu tip ağdalı kıvrak kavramlarla falan gelmesinler. hristiyanlar içimize girip halkımızı misyonerleri ile zehirlesinler, yahudiler filistinli mazlum halka zulmetsin, ve bu katiller Hz. Muhammed'e hipnuzcu desinler, ilk müsümanlara(Hz. Ali, Hz.Zeyd... ) büyücüler desinler,sonra da tutup dinler arası diyalogdan bahsetsinler. olacak iş mi bu! siz ilşk önce o kanlı ellerinizi doğu'nun üzerinden çekin!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 12:51 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
kafanızda bi şekil oluşmuş hiç başka şeyler almıyo kafanız..

Ben kafamdaki şekli kanıtlara dayanarak oluşturdum.Adamın kılığını kıyafetini, saçını başını beğenmediğim için yada başka bir sebeple değil.

Alıntı:
Başbuğumuz takdir etmişken sen veya sizler neyinize güveniyosunuz başbuğudan daha iyi bir milliyetçi olduğunuzu mu sanıyosunuzda hala bu hizmeti eleştiriyosunuz

Hiç Türkeş sömürüsü yapıp da fg ilgili iddaalarına dayanak arama.Rahmetli Türkeş'in bu açıklaması onun fethullahçı olduğunu göstermiyor.
Mesela rahmetli Barış Manço'nun da fetoşla çekilmiş resimleri var ama o da asla bir fethullahçı değildi.
Bazı insanları bir süreliğine kandırabilmiş olması fgyi kurtaramıyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
ceyhanli
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 19, 2005
İletiler: 174
Şehir: -

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 12:56 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Mustafa senin bana kullandigin uslubu ben sana kullanmayacagim, ben hanciyim burda, sen gelip gecen bir yolcusun.

bundan bir onceki , yukaridaki yazimda, ulkuculer ile fethullahcilar arasindaki farki sana anlattim.

simdide, ikimizin arasindaki kisisel farki dile getirecegim.

oldugun gibi gorun yada gorundugun gibi ol;

ben bu kistasa uyan bir kisilige sahibim.
sen bir muallaksin...ne oldugunu bildigin gun, seninle yine konusalim...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
gazibaba
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 28, 2004
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 1:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Mustafa isimli şahıs bak aslanım ifadelerini düzgün kullan akıllı konuş, edep fukaralığı yapma. Ben Haydar Baş beyin yıllar önce yapmış olduğu tesbiti aktardım. Yoksa biryerine birşeymi battı da terbiyesizce cümle kuruyorsun. O tesbitler yüzde yüz doğru zamanında bu uyarıları fetullah gülen ve avanesi dikkate alsaydı bu kadar sapıtmazdı. Açılan kilise ev sayısı 37 bine dayanmış, 40 binden fazla insanımız hristiyan olmuş ve sen daha bile boş işlerle meşgulsün aslanım. Adam gibi konuşta seni adam yerine koyup cevap verelim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 1:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

mustafa kardeş Bir insanın arkasından iki milyon kişi gidiyor diye oinsan evliya olmaz . buna açıkisbat titan gurubu ve ali kalkancı ahmethoca gibilerdir.


Ayrıcana devrimizde islam alimiolmayacak diyen yok ama ben islam alimiyim diyenler bence en son evliya olmaihtimaliolanlardır. İşte bu sebeble ülküdaşlarınmın islama ve vatanımıza malesef son 6 yıldır haddiniaşan zararlar veren ve dinler arası diyalog ortak kitap gibi kavramların çıkışında roloynayan bir şahsa karşı haklı eleştiri ve savunma hareketine saçma ve uslıbsuz bir biçimdekarşılık veripte zaten başlarındaki şahsın hatalarından dolayı sorunlu birgrupolan nur cematine daha çok zarar verme.


Bu arada gazi baba kardeşim araştırmacı olmak nurcuıların yaptıgıgibi fettullah hoca ne derse dogrudur mantıgı degildir. Seveyinin korunması bence her insan hata yapar mantıgındadır. HAydar baş sana göre milliyetçisana göredindardır. Yeni bir tartışmaya ne zamanım ne de şuan itibariile uygunkoşullarım var lakin haydar hocamız sadece fettullah beye degilbüyük zat saiinursihzlerinede çokagıreleştirive hakaretlerdebulunuyor. ......


Allah islamı ve türk halkını korusun ve yüceltsin insAllah...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
ozbeken
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 24, 2004
İletiler: 566

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 1:43 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Fethullah Hocanın İslam'a aykırı sözler söylediği diğer nurcu abiler tarafından da söylenmektedir.

Bu hususta www.ittihad.com.tr adresinde Resullah demeden ehl-i necat olunur mu ? ve hocanın beyanatları adlı yazılara bakılabilir . Arşivde mevcuttur.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 1:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yazımdaki eksigin devamı;



YAni gazi baba ülküdaşım artık yazıların haydar hocam şöyle diyor böylediyor böyle demiştiile başlayacagına bence . Kendişahsının daha iradesel ve daha mantıklı görüşleriyle devam edersen hem yazıları okuyanları ispatlarınla hemde güzel mantıklı görüşlerinle daha iyietkilersin. Şahsen haydar hocamızın degil senin görüşlerin veya diger çogu arkadaşlarımın görüşü bir nefer olarak benim için daha önemli saygılar.....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
ozbeken
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 24, 2004
İletiler: 566

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 2:00 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

GARİB BİR İDDİA
Hamiyet-i İslamiye sahibi bir zat, din hakkında ileri sürülen ve neşredilen bir garib iddia hakkında ne denmeli diye soruyor. Böyle hamiyetli zatlara çokça minnetdarız.

İddiaya göre:

"Herkes kelime-i tevhid-i esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın Resulüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve
merhamet bakışıyla bakmalıdır"

Yani, küreselleşmek için, Resulullaha inanmayı ifade eden “Muhammedü’r resulullah” hükm-ü imaniyesini söylemenin gerekmediği iddia ediliyor.

Biz, mecburiyet olmadan kişilerle meşgul olmayız. Ancak bazıların aldanma ihtimali olursa, sadece iddiayı ele alıp cevab veriyoruz. Sözü kıyamete kadar geçerli olan Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bu tarz anlayışa hafifden benzer ve iyi niyetle sorulan suale verdiği cevabı, efkâr-ı ammeye arzediyoruz. Çünkü böyle acib iddialara karşı susmanın dahi mesuliyeti bulunduğu için ve Hz. Bediüzzamanın irşad ve ikazları da her zaman ve mekâna baktığından bilmecburiye o cevabı yazıyoruz. Şöyle ki:

“Sâniyen: Mektubunuzda "Mücerred Lâ ilahe illallah kâfi midir? Yani Muhammedürresulullah demezse ehl-i necat olabilir mi?" diye diğer bir maksadı soruyorsunuz. Bunun cevabı uzundur. Yalnız şimdi bu kadar deriz ki:

Kelime-i şehadetin iki kelâmı birbirinden ayrılmaz, birbirini isbat eder, birbirini tazammun eder, biribirisiz olmaz. Madem Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm Hâtem-ül Enbiya'dır, bütün enbiyanın vârisidir; elbette bütün vusul yollarının başındadır. Onun cadde-i kübrasından hariç, hakikat ve necat yolu olamaz. Umum ehl-i marifetin ve tahkikin imamları, Sa'dî-i Şirazî gibi derler:

[1]
Hemö demişler.[2]

Fakat bazan oluyor ki: Cadde-i Ahmediyede (A.S.M.) gittikleri halde, bilmiyorlar ki cadde-i Ahmediyedir ve cadde-i Ahmediye dâhilindedir.

Hem bazan oluyor ki: Peygamber'i bilmiyorlar, fakat gittikleri yol, cadde-i Ahmediyenin eczasındandır.

Hem bazan oluyor ki: Bir keyfiyet-i meczubane veya bir halet-i istiğrakkârane veya bir vaziyet-i münzeviyane ve bedeviyane suretinde cadde-i Muhammediyeyi düşünmeyerek, yalnız Lâ ilahe illallah onlara kâfi geliyor. Fakat bununla beraber, en mühim bir cihet budur ki: "Adem-i kabul" başkadır, "kabul-ü adem" başkadır. Bu çeşit ehl-i cezbe ve ehl-i uzlet veya işitmeyen veya bilmeyen adamlar; Peygamber'i bilmiyorlar veya düşünmüyorlar ki kabul etsinler. O noktada cahil kalıyorlar. Marifet-i İlahiyeye karşı, yalnız Lâ ilahe illallah biliyorlar.Bunlar ehl-i necat olabilirler. Fakat Peygamber'i işiten ve davasını bilen adamlar onu tasdik etmezse, Cenab-ı Hakk'ı tanımaz. Onun hakkında, yalnız Lâ ilahe illallah kelâmı, sebeb-i necat olan tevhidi ifade edemez. Çünki o hal, bir derece medar-ı özür olan cahilane adem-i kabul değil, belki o kabul-ü ademdir ve o inkârdır. Mu'cizatıyla, âsârıyla kâinatın medar-ı fahri ve nev'-i beşerin medar-ı şerefi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ı inkâr eden adam, elbette hiçbir cihette hiçbir nura mazhar olamaz ve Allah'ı tanımaz. Her ne ise, şimdilik bu kadar yeter.” (Mektubat:335)

Bu kısımda, Resulullahın A.S.M. tasdikı, iman şartı olup ancak Resulullahı bilmeyen meczub ve münzeviler hakkında bir özür olabileceği bildirildi.

O halde Muhammedürresulullah denilmezse, beşeriyeti cehenneme dökmek yolunu açmak demek olduğunda, ehl-i Sünnet mezhebinin icmaı var demektir ve bu hükümde hiç kimse hiçbir tasarruf yapamaz.

Böyle i’tikadiyatın zaruri hükümlerinde söz sahibi olan Ehl-i Sünnet imamlarının icmaını aşmak, kat’iyetle caiz değildir. Bediüzzaman Hazretleri diyor:

“ “Zaruriyat-ı Diniye” denilen ve kabil-i tevil olmayan ve "Muhkemat" denilen düsturları ise, hiç bir cihette kabil-i tebdil değildir ve medar-ı içtihad olamaz. Onları tebdil eden, başını dinden çıkarıyor; kaidesine dâhil oluyor.” (Mektubat:435)

Keza, “ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:

Yani sırrı ile: Kavaid-i Şeriat-ı Garra ve desatir-i Sünnet-i Seniye, tamam ve kemalini bulduktan sonra, yeni icadlarla o düsturları beğenmemek veyahut hâşâ ve kellâ, nâkıs görmek hissini veren bid'aları icad etmek, dalalettir, ateştir.

Sünnet-i Seniyenin meratibi var. Bir kısmı vâcibdir, terkedilmez. O kısım, Şeriat-ı Garra'da tafsilâtıyla beyan edilmiş. Onlar muhkemattır, hiçbir cihette tebeddül etmez.” (Lem’alar:53)

Yine Bediüzzaman Hazretleri diyor:

“Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten-lil-âlemîn Zât'ın (A.S.M.) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değildir; belki dalalete ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı ruhî ve bir sekam-ı kalbîdir.

Meselâ: Kâfir ve münafıkların Cehennem'de yanmalarını ve azab ve cihad gibi hâdiseleri kendi şefkatine sığıştırmamak ve tevile sapmak; Kur'anın ve edyan-ı semaviyenin bir kısm-ı azîmini inkâr ve tekzib olduğu gibi, bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir. Çünki masum hayvanları parçalayan canavarlara himayetkârane şefkat etmek, o bîçare hayvanlara şedid bir gadir ve vahşi bir vicdansızlıktır. Ve binler müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i imanın sû'-i akibetine ve müdhiş günahlara sevkeden adamlara şefkatkârane tarafdar olmak ve merhametkârane cezadan kurtulmalarına dua etmek, elbette o mazlum ehl-i imana dehşetli bir merhametsizlik ve şeni' bir gadirdir.” (Kastamonu Lahikası:75)

Bu kısımda da ayrım yapmadan ve iddiada denildiği gibi herkese merhamet gözüyle bakmak, “Kur'anın ve edyan-ı semaviyenin bir kısm-ı azîmini inkâr ve tekzib olduğu gibi, bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir.” Şeklindeki tavsif dikkat çekicidir.

İşte kısmen tesbit edilen bu beyan ve ifadelerde, böyle dinî ve imanî esaslara ve ehl-i sünnet imamlarının ittifakla tesbit ettikleri zaruriyat-ı diniyeye yapılan muhalefetin felaketi anlatıldı.

Kur’an (48/28,29.)âyetlerinde şöyle buyruluyor:


Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahid olarak Allah yeter.


Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler......”

Mezkür âyeti Elmalı Tefsirinde şöyle izah eder:

“O (Allah) indirdiği âyetler ve fiilen ortaya koyduğu mucizeler ile şehadet eder ki Muhammed Allah'ın resulüdür. Bundan dolayı, ona olan vaadlerini fiilen gerçekleştirerek ispat edecek olan da O'dur. Allah'ın bu şehadetine karşı Muhammed Allah'ın Resulüdür demek istemeyen kâfirler gerçekte kendileri zarar etmiş olurlar. Onunla beraber olanlar da (yani sahabeleri de) kâfirlere karşı çok çetin, çok şiddetlidirler, onların küfürlerine karşı zayıflık, yılgınlık göstermez, sert ve güçlü davranırlar. Onun için barış görüşmeleri sırasında kâfirlerin sözlerine karşı galeyana gelmişlerdi. Fakat kendi aralarında merhametlidirler. Birbirlerine karşı çok yumuşak, çok nazik, merhametli hareket ederler.

İleri sürülen iddia ise, burada anlatılan sahabe ahlâkının tam tersidir.

Hz. Bediüzzaman, Peygamberimizi unutanların halini şöyle tavsif eder:

“Meselâ: Nasılki bir saray bulunsa, büyük bir dairesinde büyük bir elektrik lâmbası bulunur. O elektrikten teşa'ub etmiş ve onunla bağlı küçük küçük elektrikler, küçük menzillere taksim edilmiş. Şimdi birisi o büyük elektrik lâmbasının düğmesini çevirip ziyayı kapatsa, bütün menziller derin bir karanlık içine ve bir vahşete düşer. Ve başka sarayda büyük elektrik lâmbasıyla merbut olmayan küçük elektrik lâmbaları, her menzilde bulunuyor. O saray sahibi büyük elektrik lâmbasının düğmesini çevirerek kapatsa, sair menzillerde ışıklar bulunabilir. Onunla işini görebilir, hırsızlar istifade edemezler.

İşte ey nefsim! Birinci saray, bir müslümandır. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, onun kalbinde o büyük elektrik lâmbasıdır. Eğer onu unutsa, el'iyazü billah kalbinden onu çıkarsa, hiçbir peygamberi daha kabul edemez. Belki hiçbir kemalâtın yeri ruhunda kalamaz, hattâ Rabbini de tanımaz. Mahiyetindeki bütün menziller ve latifeler, karanlığa düşer ve kalbinde müdhiş bir tahribat ve vahşet oluyor.” Sözler:363

Biz müslümanları sinsi yollarla dinden uzaklaştırmak isteyen çok kere gizli şer cereyanıdır. Zahiren parlak laflar ederek insanları ve bilhassa hakiki müslümanları aldatmak isterler.

İslâm Prensipleri Ansiklopedisinde şu tesbit var:

Masonluk cereyanı mensubları, masonluğu tarif ederlerken: “Din ve ırk farkı gözetmeden insanlar arasında sevgiyi geliştirmek gayesini güden” şeklinde ifade ederler. Bir cihette Hümanizm’in de mahiyetini teşkil eden bu ifade, zahiren parlak görünürken, hakikatta dine ve Kur’ana şiddet derecesiyle muhaliftir. Çünki ırk farkı olmamalıdır, fakat din farkı gözetmeden kâfir ve mü’minleri birbirini sevmeye, yani Allah’ın sevmediği ve buğzettiği münafık ve kâfirleri sevmeye davet etmek, müslümanı sinsice dalalete atmak ve dalaletle hidayeti, imanla küfrü müsavi görmek ve göstermek demektir. Halbuki Kur’anın müteaddid âyetlerinde mü’minler kâfire muhabbetten şiddetle menedilmişlerdir. Ezcümle bir âyette şöyle buyurulur:

“(60:l) “Ey o bütün iman edenler! Adüvvümü ve adüvvünüzü dostlar yerine tutmayın.” Allah düşmanı, Allah’a adavet eden, Allah dinini, Allah hukukunu tanımayan Allah ve Resulü ile yarışa kalkışan ve Sure-i Mücadele’de (58:5) ve emsali âyetlerde halleri beyan olunan kâfirler, müşrikler, zâlimlerdir..” (Elmalı Tefsiri. 4890-4895)

“Bir hadis-i şerifte: [3]
Kişi, halilinin yani sır dostunun dini üzeredir. Onun için her biriniz iyi bakın, kime dostluk ediyor, kiminle sevişiyor buyuruluyor.” (Elmalı Tefsiri: 4459)

Mezkûr misalleri hayli çoğaltmak mümkündür. Demek masonların din farkı gözetmeden bütün insanları sevmek iddiası; Kur’ana, dine tamamen aykırı bir iddia ve sinsice bir idlaldir.

Bilhassa son zamanlarda en üstün insaniyet olduğu iddiasıyla yapılan ve yaptırılan telkinler ki: Bütün insanlara bakışta “evrensellik” ve “küresellik” diyerek ortaya atılan ve müslümanı sinsice aldatmak isteyenlerin, insanları bu anlayışta ortak kılıp “tek insan sınıfı”, yani bir nevi hayvan sınıfı meydana getirmek gibi saptırıcı cerbezelerle efkar-ı ammenin ifsad edilmesi isteniyor.

Halbuki Allah Kur’anda mü’min ve kafirlere eşitlik nazarıyla bakmaz ve baktırmaz. Çünkü Allah’ın hakimiyetine inanmayan kafirler ve müşrikler, kendilerini yaratıp yaşatanı ve O’nun esas gayesini inkâr etmeleri sebebiyle ebedi ceza ve nefrete layık olmuşlardır.

Bu hakikatı en veciz tarzda anlatan Hz. Bediüzzaman şöyle diyor:

“Fakat nev-i beşerin fıtratı ve sırr-ı hikmeti, müsavat-ı mutlaka kanununa zıddır. Çünki Fâtır-ı Hakîm, kemal-i kudret ve hikmetini göstermek için, az bir şeyden çok mahsulât aldırır ve bir sahifede çok kitabları yazdırır ve birşey ile çok vazifeleri yaptırdığı gibi, beşer nev'i ile de binler nev'in vazifelerini gördürür.

İşte o sırr-ı azîmdendir ki: Cenab-ı Hak, insan nev'ini binler nevileri sünbül verecek ve hayvanatın sair binler nevileri kadar tabakat gösterecek bir fıtratta yaratmıştır. Sair hayvanat gibi kuvalarına, latifelerine, duygularına hadd konulmamış; serbest bırakıp hadsiz makamatta gezecek istidad verdiğinden, bir nevi iken binler nevi hükmüne geçtiği içindir ki, arzın halifesi ve kâinatın neticesi ve zîhayatın sultanı hükmüne geçmiştir.

İşte nev-i insanın tenevvüünün en mühim mayesi ve zenbereği; müsabaka ile, hakikî imanlı fazilettir. Fazileti kaldırmak, mahiyet-i beşeriyenin tebdiliyle, aklın söndürülmesiyle, kalbin öldürülmesiyle, ruhun mahvedilmesiyle olabilir.” (Lem’alar:171)

Evet mezkür fâsid iddialar, Allah’ın sonsuz hikmet ve iradesiyle vahyen gönderdiği ahkâm-ı Kur’aniyesine ve kâinatta koyduğu şeriat-ı fıtriye-i kübrasına karşı bir isyandır ve beşerî anlayışı ve temayülat-ı nefsiyeyi, Allah’ın sonsuz ilmine karşı çıkarmak çılgınlığıdır.



--------------------------------------------------------------------------------

[1] “Yani: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın caddesinden hariç ve onun arkasından gitmeyen muhaldir ki; hakikî envâr-ı hakikata vâsıl olabilsin." (Mektubat:452)

[2] Hak ve hakikata ve kurtuluşa giden) bütün yollar kapalıdır. Ancak cadde-i Kübra-i Muhammediye açıktır. (Naşirler)

[3] Ebu Davud edeb/l6; Tirmizi zühd/45İbn-i Hanbel 2/303,334; Tac 5/59


Bu yazı Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Abdulkadir Badıllı Hocaefendi tarafından hazırlanmıştır. Yazının aslı www.ittihad.com.tr adresinde bulunabilir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Bozkurt_net
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Mar 24, 2005
İletiler: 166

İletiTarih: Pzr Tem 24, 2005 2:08 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MuSTaFaCcC,
Anlaşılan sen ve senin gibiler laftan anlamayacaksınız.Ya kırk defa söyledim kimse burada cemaat propagandası yapamaz diyehala daha anlayamıyorsunuz üyeliğin iptal edilmiştir...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
BOZKURT051
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 26, 2004
İletiler: 14
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pts Tem 25, 2005 7:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ulkucu_reis isimli arkadaşım ben nurcu değilim bunu herkes bilsin ama benim çevremin %80 i nurcudur ve ben onların içinde olduğum için onların söylediklerini onların düşüncelerini biliyorum buradaki forumlarda fettoş diyen amerikan cıa ajanı diyen kürtleri kışkırtıp bölücülük yapıyor diyen papa dan emir alıyor diyen ve daha fazlasını yazan bi sürü kişi var

Ben bu konuyu diyalog başlığı altında açmayacaktım konu diyalog değil (fakat yeni başlık açmak için özel kullanıcı olman gerekiyor diye bişeyler çıktı bende bu konuya biraz benzerlik taşıdığı için buraya ek yaptım) benim amacım cıa diyenler bölücü diyenlerin BAŞBUĞ un konuşmasına ne cevap vereceklerini nasıl yalanlar uydurup ta bir insanı aşağıladıklarını anlamalarını sağlamaktı yine söylüyorum ben davamdan vazgeçmem ama bildiğim saygı duyduğum konuyu aşağılayıcı bir dille yansıtılması beni çok üzdü benim BAŞBUĞA YALANCI DİYECEKLER SÖZÜM BU İNSANLAR İÇİN GEÇERLİDİR lütfen kulaktan dolma bilgilerle insanları kötülemeyin.

Başbuğa ben nurcu demedim benim bunu kesip sunduğum belgeselde konuşan kişiler fatih tarim, turgay şener, süleyman demirel, barış manço, bülent ecevit ve daha bir çok ünlü isim vardı hepsi nurcudur diye bi kavram olamaz zaten.

Başbuğa dayanıp fettullah gülen e dayanak aramıyorum sadece BAŞBUĞ un bile takdir ettiği adama bu sözleri söylemeniz yakışmıyor..


En son BOZKURT051 tarafından Pts Tem 25, 2005 10:31 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Pts Tem 25, 2005 9:26 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

''Milliyetçilik ülküsü, ideolojisi her türlü sınıf sistemine karşıdır.'' Alparslan TÜRKEŞ
Yüce Başbuğ'un bu sözlerini hatırlatıp, bu gereksiz tartışma ve probagandayı protesto ediyorum...
O veya bu tarikat ya da cemaat liderinin ne olduğunu değil, dinler arası diyolog konusunu okumak için bu sayfaları açmıştım...
Tam yeni şeyler öğreniyorm derken fg tartışmalarının içinde buldum kendimi...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 4. sayfa (Toplam 6 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1