Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - ÖRTÜLÜ HARP (DAR_I HARP)
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 6. sayfa (Toplam 6 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Per Eyl 06, 2007 7:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ALINTI :
Mazeret de Dâr-ül Harb de Artık Yok
Sayın Abdullah Gül 11. Cumhurbaşkanı oldular. Hayırlı olsun. İçeride ve dışarıda, herkesin ortak görüşü “demokrasi kazandı” şeklinde.

Çankaya Köşkü’ne, Müslüman bir Cumhurbaşkanı olarak lanse edildi sayın Gül.

2002 Yılından bu yana Müslüman bir Hükümet iş başında olmasına rağmen, Çankaya’ya, bir türlü İslamiyet hakim olamamıştı (!) Devletin temsili demek olan Çankaya’nın Müslüman olmaması ise, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İslami kurallarla yönetilmediği anlamına geliyordu (!)

Sayın Gül ile beraber şükür bu sorun da halledildi. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti bir İslam Devleti haline geldi. Yani Dâr-ül İslam geldiğine göre, dâr-ül harb sona erdi.

Tekrar söylüyorum, artık Türkiye’de dâr-ül harb yok. Bu ne demek oluyor? Anlatayım.

●Bundan böyle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın atadığı imamların arkasında namaz kılınabilir, tekkelere, şeyhlerin arkalarına sığınmayınız.

●Artık Cuma namazı kılmak zorunludur. Cuma’dan kaçmak isteyenlerin sığındığı dar-ül harb yoktur artık.

●Artık kimse faiz yememelidir. Zira dinimize göre haramdır. Derhal gerçek anlamda bir faizsiz bankacılık kanunu çıkarılmalıdır. Bu güne kadar kâr payı diye bal gibi faiz yedirilerek, Müslümanların günaha sokulmalarına bir son verilmelidir. Aslında faizi gelir kapısı yapan, ancak dini bütün görünen kişilerin kalkan ettiği dar-ül harb bitmiştir artık, bundan böyle faiz yemek haramdır, hem de ne haram.

●Bu güne kadar dar-ül harb koşulları altında bulunan inançlı kızlarımız, okullara türbansız da gidebilirlerdi, bu günah sayılmazdı, ancak bundan sonra katiyen başı açık olamazlar. Sahi kadınların sesi de namahrem değil miydi?

●Artık herkes kanunlara uymak zorundadır. Artık meriyetteki kanunlar küffarın değil dar-ül İslam’ın kanunlarıdır. Bunlara uymak zorunludur.

●Herkes son kuruşuna kadar vergisini hesap edip, devlete yatırmak zorundadır.

●Çalıştırdığınız işçinin sigorta primini de son kuruşuna kadar ödemek, kaçak sigortalı çalıştırmamak zorundasınız artık. Dar-ül harb bitti ya…

●Savaşta her türlü hile yapılabilir. Savaşta bulunan Müslümanlar işte bu nedenle, dinen haram olmasına rağmen, savaş koşulları gereği haram sayılmayan her türlü haramdan sakınmak zorundadır artık.

Yalan söylemek, hırsızlık yapmak, dolandırıcılık, hileli iflas, kumar, içki faiz, fuhuş… vs. vs.

Kısacası, bu güne kadar ülkede İslam hakimiyeti yok diye çiğnenen kanuna uyacaksınız bundan böyle. Devleti soyma faaliyetleri artık dinen meşru değildir.

İkinci bir yaklaşım ise, hükümet tarafından hazırlanan kararnamelerin sayın A.Necdet Sezer tarafından onaylanmayarak, hükümetin icraat yapmasının engellenmesiydi (!) Hükümet Petrol Kanunu çıkarıyor, Cumhurbaşkanı veto ediyor. Hükümet Vakıflar Kanunu çıkarıyor Cumhurbaşkanı veto ediyor. Hatta hapisteki pkk’lılar (Cumhurbaşkanı tarafından) affedilerek, terörle mücadeleyi baltalıyor, hükümetin başarısız olmasını sağlıyor (Bilindiği gibi hapisteki bir mahkumun affedilmesi, ölümcül bir hastalığa yakalanan kişilerin, Adli Tıp dahil her türlü sağlık kuruluşundan raporları alındıktan sonra, Adalet Bakanı tarafından Başbakanlığa ve orada hazırlanan kararname de onay için Cumhurbaşkanına gönderilir. Bu husus geçtiğimiz yasama yılında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Adalet Bakanlığı’na verilen bir soru önergesiyle de kayıtlara aynen geçmiştir. Yani Cumhurbaşkanı oturduğu yerden talimat vererek, falan hapishanedeki falan pkk’lıyı affettim diyemiyor)

Bundan sonra artık bu engellemelerin hiçbirisi olmayacak. İstenilen kadroya atama yapılabilecek, Müslüman Hükümetin, Meclis’ten çıkardığı kanun, anında Müslüman Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girecek. Devletin daha iyi yönetimi ve millete daha iyi hizmet için her türlü imkanı halk sağlamıştır. Yani artık mazeret bitmiştir. Ekonomiden türbana her şey ama her şeyin çözümü hükümetin omuzlarındadır.

Hayırlı olsun sayın Abdullah Gül, güle güle sayın Ahmet Necdet Sezer. Güle güle dar-ül harb, hoş geldin dar-ül İslam.

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)


En son -ULKUCU-GARDAS- tarafından Pts Eyl 10, 2007 7:49 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Per Eyl 06, 2007 8:28 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

-ULKUCU-GARDAS- demiş ki:
ALINTI :
Mazeret de Dâr-ül Harb de Artık Yok
Sayın Abdullah Gül 11. Cumhurbaşkanı oldular. Hayırlı olsun. İçeride ve dışarıda, herkesin ortak görüşü “demokrasi kazandı” şeklinde.

Çankaya Köşkü’ne, Müslüman bir Cumhurbaşkanı olarak lanse edildi sayın Gül.

2002 Yılından bu yana Müslüman bir Hükümet iş başında olmasına rağmen, Çankaya’ya, bir türlü İslamiyet hakim olamamıştı (!) Devletin temsili demek olan Çankaya’nın Müslüman olmaması ise, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İslami kurallarla yönetilmediği anlamına geliyordu (!)

Sayın Gül ile beraber şükür bu sorun da halledildi. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti bir İslam Devleti haline geldi. Yani Dâr-ül İslam geldiğine göre, dâr-ül harb sona erdi.

Tekrar söylüyorum, artık Türkiye’de dâr-ül harb yok. Bu ne demek oluyor? Anlatayım.

●Bundan böyle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın atadığı imamların arkasında namaz kılınabilir, tekkelere, şeyhlerin arkalarına sığınmayınız.

●Artık Cuma namazı kılmak zorunludur. Cuma’dan kaçmak isteyenlerin sığındığı dar-ül harb yoktur artık.

●Artık kimse faiz yememelidir. Zira dinimize göre haramdır. Derhal gerçek anlamda bir faizsiz bankacılık kanunu çıkarılmalıdır. Bu güne kadar kâr payı diye bal gibi faiz yedirilerek, Müslümanların günaha sokulmalarına bir son verilmelidir. Aslında faizi gelir kapısı yapan, ancak dini bütün görünen kişilerin kalkan ettiği dar-ül harb bitmiştir artık, bundan böyle faiz yemek haramdır, hem de ne haram.

●Bu güne kadar dar-ül harb koşulları altında bulunan inançlı kızlarımız, okullara türbansız da gidebilirlerdi, bu günah sayılmazdı, ancak bundan sonra katiyen başı açık olamazlar. Sahi kadınların sesi de namahrem değil miydi?

●Artık herkes kanunlara uymak zorundadır. Artık meriyetteki kanunlar küffarın değil dar-ül İslam’ın kanunlarıdır. Bunlara uymak zorunludur.

●Herkes son kuruşuna kadar vergisini hesap edip, devlete yatırmak zorundadır.

●Çalıştırdığınız işçinin sigorta primini de son kuruşuna kadar ödemek, kaçak sigortalı çalıştırmamak zorundasınız artık. Dar-ül harb bitti ya…

●Savaşta her türlü hile yapılabilir. Savaşta bulunan Müslümanlar işte bu nedenle, dinen haram olmasına rağmen, savaş koşulları gereği haram sayılmayan her türlü haramdan sakınmak zorundadır artık.

Yalan söylemek, hırsızlık yapmak, dolandırıcılık, hileli iflas, kumar, içki faiz, fuhuş… vs. vs.

Kısacası, bu güne kadar ülkede İslam hakimiyeti yok diye çiğnenen kanuna uyacaksınız bundan böyle. Devleti soyma faaliyetleri artık dinen meşru değildir.

İkinci bir yaklaşım ise, hükümet tarafından hazırlanan kararnamelerin sayın A.Necdet Sezer tarafından onaylanmayarak, hükümetin icraat yapmasının engellenmesiydi (!) Hükümet Petrol Kanunu çıkarıyor, Cumhurbaşkanı veto ediyor. Hükümet Vakıflar Kanunu çıkarıyor Cumhurbaşkanı veto ediyor. Hatta hapisteki pkk’lılar (Cumhurbaşkanı tarafından) affedilerek, terörle mücadeleyi baltalıyor, hükümetin başarısız olmasını sağlıyor (Bilindiği gibi hapisteki bir mahkumun affedilmesi, ölümcül bir hastalığa yakalanan kişilerin, Adli Tıp dahil her türlü sağlık kuruluşundan raporları alındıktan sonra, Adalet Bakanı tarafından Başbakanlığa ve orada hazırlanan kararname de onay için Cumhurbaşkanına gönderilir. Bu husus geçtiğimiz yasama yılında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Adalet Bakanlığı’na verilen bir soru önergesiyle de kayıtlara aynen geçmiştir. Yani Cumhurbaşkanı oturduğu yerden talimat vererek, falan hapishanedeki falan pkk’lıyı affettim diyemiyor)

Bundan sonra artık bu engellemelerin hiçbirisi olmayacak. İstenilen kadroya atama yapılabilecek, Müslüman Hükümetin, Meclis’ten çıkardığı kanun, anında Müslüman Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girecek. Devletin daha iyi yönetimi ve millete daha iyi hizmet için her türlü imkanı halk sağlamıştır. Yani artık mazeret bitmiştir. Ekonomiden türbana her şey ama her şeyin çözümü hükümetin omuzlarındadır.

Hayırlı olsun sayın Abdullah Gül, güle güle sayın Ahmet Necdet Sezer. Güle güle dar-ül harb, hoş geldin dar-ül İslam.

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)

Allah,böyle bir yazıyı yazandan da,onu buraya taşıyan -ULKUCU-GARDAS-
dan da sonsuz kez razı olsun.
Dar-ı harpçiler!Hadi gene iyisiniz.Cuma namazında 6 rekat fazladan namazdan kurtuldunuz.Bundan böyle sadece 4 ilk,2 farz,4 son sünnet olarak kılabilirsiniz.Zuhuru ahir ile vakit namazının son sünneti olan 2 rekat artık yok'İslam devleti??!!! olduk ya artık.Cuma yı 10 rekat kılabilirsiniz)))
Yıllardır bir sürü koyun sizin yüzünüzden anlamını bilmediği zuhur-u ahir e diye niyetlenip durdu.Ben akıllılık ettim.sizin gibi 6 rekat değil,4 rekat fazla kıldım,o da her zaman değil canım istediğinde,ve onları da kaza namazı olarak kıldım.Ben hiç olmazsa borç ödedim.Siz,bozgunculuk yaptığınız için,ibadete şüphe soktuğunuz için,devletinize diş bilediğiniz için belki Cuma nız bile kabul olmadı.Ya sizin aklınıza uyan koyunlar?Yarın size uyduklarını söyleyecekler büyük hesap gününde.Ama biliyorsunuz mazeret değil.Ebu leheb de"ben atalarıma uydum" diyecek.
Bundan sonra ilk Cuma da bakacağım,bakalım hala zamlı tarifeyi uygulayan olacak mı?Koyunlar gene uyar da,merak ettiğim dinciler!
Efendim namaz değil mi?Ne olacak 6 rekat fazla kılsan.6 değil istersen 666666 rekat fazla kıl.Ama neden kıldığını bil bu bir!İbadete şüphe karıştırma"Cuma kabul olmazsa o günün öğlenini kılmış olayım bari diye çakallık yapma bu iki.Devletini dinsizlikle suçlama;yapacağın pisliklere devleti böyle ilan edip gerekçe hazırlama bu da üç!Yoksa keyif senin,fazla kılmak istiyorsan,çekil cami dışında bir yere,Allah ile baş başa kal.Kıl Allah kıl!Aslında camii de kaza namazı da kılmak doğru değil.Bunu da bilmeyenler var.Özellikle cemaat ile namazdan sonra kazaya duranlar,camii den ayrılan insanların,acaba namazımızı kabul kılmayacak bir şey mi oldu ki bunlar yeniden kılıyor diye düşünmelerine neden olursun.Bu da bir fitne nedeni olur.
Çok bilmiş dallamalar,bu incelikleri bilmezler!Çünkü onlar için önemli olan gösteriştir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Pts Eyl 10, 2007 7:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Müslümanlık, bizzat Müslümanlık kullanılarak, Cumhuriyet ise demokrasi adına yok ediliyor.

ALINTI :

Ülkenin milli birlik ve bütünlüğünü bozmayı, bunun için de öncelikle rejimini yok etmeyi hedef alan politikaları geliştirenlerin başını ABD ve AB çekmektedir. Ülkeyi AB norm ve standartlarına uydurmak işin bahanesidir.

En önemli araç, İslam Dini'nin sulandırılarak, inanmış temiz insanlarımızı Cumhuriyetimize düşman etmektir. Bu çalışma, ta cumhuriyetin kuruluşundan bu yana adım adım ilerlemiş ve bu günlere gelinmiştir. Artık tehlike zilleri çalmaktadır.

Size İBDA-C isimli(İslami Büyük Doğu Akıncıları Cemiyeti) Örgütü'nün yayın organı "Taraf Dergisi" nde yer alan İslami Nutuklar başlıklı yazıları yorumsuz olarak vereceğim. Din adına varılmak istenilen sonuca siz karar verin.

Sivil Anayasa hazırlayanlar, acaba ,adım adım, bir senaryoyu sahneye mi koymaktalar?

İslami Nutuklar.

"İslami Nutuklar" başlığı ile verilen ve çoğu dönemin Refah Partisi yetkililerinin söylemlerini içeren tespitleri aşağıda okuyucu takdirine sunuyorum. O günlerde söylenen sözlerin birer mizah gibi algılanmasına ve bu nedenle önemsenmemesine rağmen, bugün nasıl gerçekleşmeye başladığını görebilirsiniz. Hatta bu sözleri söyleyen birçok Refah Partili'nin bile pasif görülerek, dışlanmıştır
Bunda sonra okuyağınız aşağıdaki yazı dikkatle okuyunuz asıl tehlike işte bu gibi içimizdeki DALLAMALAR


DAR_I HARP’çilerin sözde İMAMI ( BÜYÜK DALLAMA ) İMDAT KAYA'DAN:

"... Anayasa Mahkemesi' nin başındaki Ebu Cehil kılıklı adam, 'Laik olmayanlar insan değildir' dedi. O öyle dedi de,Yargıtay' ın başı ne dedi? Bundan on beş sene evvel Yargıtay' ın başındaki adam 'Aslında Allah' ı da insanlar yarattı' dedi. Bu kahpe kafir geberince Ankara, Maltepe Camii' ne getirildi. Şimdi Çankırı Milletvekili olan İsmail Coşar; Türkiye Din Görevlileri Federasyonu'nun Başkanı ve o caminin imamı idi. 'Arkadaşlar, kardaşlar. 'Allah'ı da insanlar yarattı' dediği için bu kafirin namazı kılınmaz' dedi. Kulağı sağır paşa, askerleri kullanarak namazı kıldırttı. Birinci kılışı beğenmedi. İkincisini bir avukata kıldırttı. Kim bilir içinden ne okudu? Ah ben kıldırsaydım neler okurdum.İnşallah biri bana düşer; Cenazesini akort süpürgesiyle hem de iyi hortumla yıkarız.

Böyleleri size düşerse namazını kıldırmayın. Laik demokratik kafalı insanların namazı kılınmaz. Zorlarlarsa karşı da gelmeyin. Cenazesini yıkamak için yanına gelenlere yasaktır diyerek kimseyi almayın. Artık baş başasınız. Onu orada bir güzel hallettikten sonra,pamuk kullanmayın bizim memleketimizde budaklı ağaç çok..."

"...Böyle kafirlerin leşlerini omuzlarda taşımayın. Önünüze geldiğinde niyet yok. Zikir olduğu için Allahu Ekber diyerek elleri bağlayın. İçinizden 'Ulan alçak, ulan şerefsiz, ulan inanmıyordun da ne diye önüme uzandın it oğlu it' Birinci tekbir bitti.İkinci tekbir: 'Ulan, on bir ay, on iki ay din iman koymadın, sövdün. Camiden nefret ettin camiye gelmedin. Ulan şimdi niye geldin? Ben sana çok mu hasretim. Alçak, namussuz' İkinci tekbir de bitti.Üçüncü tekbir: ' Ne şehittir ne gazi onun yoluna gitti Niyazi' Onlar zannediyor ki, hoca dua okuyor. Namaz kıldırıyor. Ben leş kargası mıyım? Kafiroğlu kafir.Mesela Altan Öymen, Ersan Öymen, Teoman Erel, Güneri Civaoğlu' nun namazlarını kıldırmayın. Bunlar müslüman değil..." "...Bir müslüman derse ki ben şeriata karşıyım. İslam' da din ve devlet birliği yoktur, o adam kafir olur. O halde böyle bir kafire ne kız verilir, ne de kurban ortaklığına alınır, ne de kestiği hayvanın eti yenir. Ne yıkanır, ne de namazı kılınır. Ne Müslüman kabristanlığına konulur, ne de böyle bir alçaklığın mirasına konulur.O halde 'şeriata karşıyım' diyen kişi, kurum, dernek, parti ne kadar müessese varsa aklınıza getirin, hatta devlet, hükümet, meclis şeriata karşıysa mutlaka kafirdir. Mümin değildir. Şeriat İslam'dır. Anayasa Kuran'dır.Eğer şeriata karşı olduğunu söyleyen bir partiye oy veren kim olursa olsun vebal altındadır. Şeriata karşıyım diyen kişi, Müslüman değildir. O insan kendi kızı ile bile evlenebilir..." "...Ya İran Müslümanları gibi ayağa kalkacağız ve bu kahpe rejimi ayaklarımızın altına alacağız. Ya da Müslüman bir partiyi iktidara getirip işi yumuşakça halledeceğiz. Bu kadar adam, PKK kadar değil. PKK vuruyor, biz de vuralım mı? Yok vurmayak da Ankara' da durak..." "...Çankaya, Ezankaya olana kadar bu savaş sürecek..."

DAR_I HARP’çilerin sözde İMAMI ( BÜYÜK DALLAMA ) İMDAT KAYA'DAN:

"Esselamun aleykum, muhterem kardeşlerim. Aziz Müslümanlar! Artık bu topluluğa devamlı aynı şeyleri belki kabak tadı vereceği düşüncesiyle tekrarlardan uzak duracaktım, ama Kur'an-i Kerim' i okuyunca birçok yerde tekrar görüyorum. Tekrarın Türkçesi yinelemek oluyormuş, yineliyoruz. Yeniden, yeniden tekraren söylediklerimizi söylüyoruz. Hafif bazı değişiklikler yaparak konuşmaya gayret ediyoruz.Kardeşlerim 29 Ekim bin dokuz yüz kaç? Bin dokuz yüz kaçta kuruldu bu Cumhuriyet? Yirmi üç. İlk kurulduğu günlerde 1923' te Cumhuriyet' in dini var mı? 'Var', Yirmi dört? 'Var', Yirmi beş? 'Var', Yirmi altı? 'Var' Yirmi yedi? 'Var', Yirmi sekiz? 'Yok' Peki kurucusu olan Mustafa Kemal kaç tarihinde öldü? 'Otuz sekiz'.Yirmi sekiz-otuz sekiz kaç sene var? 'On sene'. On sene bu devletin dini yokken, o da yaşamış. Kaç sene varken yaşamış? O, Osmanlı çocuğu gibi görünüyor. Tabi Selanik'lidir. Yüz yaşını geçmiş durumdadır.Osmanlı döneminde yaşamıştır. Osmanlı'nın dini vardır, yoktur. Onu söylemiyorum. O, onun içinden gelen, arzu ettiği, gece gündüz düşlediği bu Cumhuriyet' te kaç sene dinli yaşamış devlet? Yirmi üç, yirmi sekize kadar! Kaç sene dinsiz yaşamış devlet? 'On sene.' Onun aleyhinedir bu tablo. Demek ki Cumhuriyet' in onun döneminde dinsiz yaşadığı daha çok! Peki neden Ankara' daki keçiler, bu din ibaresini neden otlamışlardır oradan? Neden merak ettiler? Biz kızıyoruz bazen: 'Namussuzlar, kafirler,alçaklar. İntikamını alacağız.' Tamam da hiç merak ettiniz mi? Neden dini oradan çıkardılar? Kalsaydı ya orda. Pakistan İslam Cumhuriyeti yani ne var ki? Aha bak Butto,diğerlerini yuttu. Hani Islam Cumhuriyeti orada olsa böyle bir silik gelip Başbakan olabilir mi? Ya, bu nasıl iş? Ya, bu namussuzlar, affedersiniz, haşa huzurunuzdan haşa haki payenizden efendim. Acaba bunlarla ne yapmak istiyorlar? Tabi, bizimkiler çok kurnazlar. Osmanlı döneminde başlamışlar bu işe. Tarih tecrübeleri var. Demişler ki: 'Burada bu din olduğu müddetçe rahat içemeyiz. Çok affedersiniz, hele yılbaşı gecelerinde birbirimize köpekçe geçemeyiz.' O halde bunun oradan çıkması lazım. Çıksın ki rahat olsun bu iş. Demezler mi adama ulan baksana senin cüzdanında İslam yazıyor.Yaptığına bak, hani lan yazıyor mu? Yok!Şimdi 1923' te bu devletin dini var değil mi? 'Var' Yirmi şekiz de yok. Acaba bunu niçin kaldırdılar. Neden oradan sildiler? Laiklik yerini bulsun diye, felan feşmekan olsun diye. Uzun boylu konuşulabilir bu. Bir forum..."...29 Ekim 1923, 23 Nisan 1920, 19 Mayıs 1919, 30 Ağustos, felan filan tarih. 27 Mayıs bin dokuz yüz... Ulan, bayram, bayram bayram festival gibi ya. Ulan hep tatildeyiz. Ne biçim iş, çalışan yok ki!.. Şevki kardeşimin çok güzel bir esprisi var: 'İzindeyiz, Atam izindeyiz. Yani sen anla, biz izne çıkıyrık, vaziyeti idare et.' Biz izinde değiliz. Dikkat! Ulan ne kurnaz adamlar bunlar ya. Suç olmaktan da çıkıyor. Biz izne felan çıkmış değiliz ki ya? Çalışıyoruz abi, hem de onun izinde değiliz, anlıyorsun ya. Onun izinde değiliz biz. Biz Hz. Muhammed' in izindeyiz. Bize Kur' an yeter: Ya Muhammed söyle de onlara: ' Eğer Allah' ınızı gerçekten seviyorsanız, beni izlemeye devam edin' Ayet aynen böyle. Bu söz yeni çıktığı için tuhafınıza gidiyor değil mi? Televizyonlardan birisi, 'bizi izlemeye devam ediniz' diyor. Bin dört yüz sene evvel Kur'an söylüyor bunu. 'Eğer Allah'ı seviyosanız, Hz. Muhammed'i izleyin. Onu takip edin' Avrupa'nın, Selanik' in iblislerinin peşinden gitmeyin. Allah şerlerinden emin eylesin. Amin. Kardeşlerim 'Devletin dini Islam'dır' maddesinin Anayasadan kaldırılmasının bayramı... "Neyin bayramı? Kafir şapkasını giymenin, halkevleri açmanın, Hasan Ali Yücel denen kitapsızın sözlerinin halkevlerinde nasıl okunduğunu, ne anlama geldiğini bilenler var mı aranızda? Hasan Ali Yücel denilen kafir, kitapsız söylüyor, Milli Eğitim Bakanı aslında 'M' yanlışlıkla konulmuş. Zilli Eğitim Bakanlığı olsa, daha iyi olur. Kardeşlerim bakın diyor ki; 'Din çıkarcı çevrelerin halkı sömürmek için uydurduğu ve kurduğu bir kurumdur' diyor. Uyy bak aynen Marx gibi, Lenin gibi bu Turkiye Cumhuriyeti' nin Milli Eğitim Bakanı, vay kafir oğlu kafir nereden geldin lan..."


Türk milliyetçisine düşen iş,bütün varlığı ile bu oyunu herşeyden önce kendi yurdunda bozmak olmalıdır. Bu ülkede sun'i olarak birbirine düşman "güya İslamcı" cepheler meydana getirmek isteyen hain ve kahpe oyunların karşısına,bir Müslüman-Türk olarak ve tarihine yaraşır bir biçimde çıkmalıdır. Bunun için,Türk-İslam ülküsüne bağlı,Türklük şuur ve vakarına,İslam iman,aşk,ahlak ve aksiyonuna sahip.Türklüğü bedeni,İslamiyeti ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan,Dünya Türklüğünün,İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur.

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Eyl 10, 2007 9:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu dallamanın yazısını okurken;renkten renge girdim.Bu ne bir adam,ne bir insan!Ne olduğu belirsiz bir yaratık.Fikirleri fikir falan değil olmasına da;dikkatimi en çok çeken şey bu adamın ayni zamanda bir cinsi sapık olduğudur.Kendince kafir ilan ettiği insanların cesetlerinine yapılmasını istediği işlem;bu adamın sapıklığının bir kanıtıdır.Bu yaratık zaten Türk de olamaz.Bir Türk,bu kadar alçak,merhametsiz,sapık ,işkenceci olamaz.
Bu milletin tarihinde böyle bir rezalet ve vahşet olmadığı içindir ki;Türk ün adaleti,edebi ;alemlere örnek olmuş;sürekli Allah ın yardımı üzerine olmuştur.Eğer Türk milleti bu alçak gibi insanlardan oluşsaydı;defalarca yıkılmış devletini yeniden kuramaz,Ergenekondan da çıkamazdı.
İşte şeriat diye bağıran,bir kuduz itin ağzından saçılan salyalar.Sadece şu ifadelerine bakın;bana hak vereceksiniz.
Bu hayvan,bu kudurmuş köpek demiş ki;

Alıntı:
Böyleleri size düşerse namazını kıldırmayın. Laik demokratik kafalı insanların namazı kılınmaz. Zorlarlarsa karşı da gelmeyin. Cenazesini yıkamak için yanına gelenlere yasaktır diyerek kimseyi almayın. Artık baş başasınız. Onu orada bir güzel hallettikten sonra,pamuk kullanmayın bizim memleketimizde budaklı ağaç çok..."

İşte bir şeriatçı.İşte düşünceleri.
Herhalde şeriata neden karşı olduğumuzu;bu sözlerden daha iyi açıklayacak bir ifade tarzı yoktur.
Yuh olsun böyle cinsi sapıkların,işkencecilerin peşinden giden koyunlara.
Bunlar iktidara geldiklerinde,o şeriatı getirdiklerinde;bu iğrenç hareketleri;dirilere de yapacaklardır!
Bu ne dindir,ne islamdır!
Rahmet peygamberinin şeriatını getirmeye kalkışan dallamaların,şu gösterdikleri edepsizlik;islam adına tek kelime ile utanç vericidir.
işte ülkücüyü bunun için uyarıyoruz.Bunlar islam falan değil.Bunlar hiçbir dinden değil.İçine böylesine sapıklık ve nefret girmiş bir düşünce tarzı;hiçbir dinin temsilcisi olamaz.
ŞERİAT İSTEYENLERE KAPAK OLSUN!!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Per Eyl 13, 2007 6:28 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli ÜLKÜDAŞ'larm Sayın Arif AYTÜRK ün yazılarından bazı alıntıları sizinle paylaşmak istiyorum bundaki amacım sizleri böyle DALLAMA lara karşı ülkücüyüm diyenleri uyarmak
adına .................. denen( DALLAMA ) yazıları sayın yazarımızla ilğisi yoktur şahsıma aittir.

adına ZEKİ ERGEZEN'DEN: denen( DALLAMA )
27.05.1993 tarihinde Mekke' de yapılan bir toplantıda Fazilet Partisi Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen şunlari söylüyor:
"Iki Allah'lı, iki peygamberli millet olur mu? Yeryüzünde iki Allah' lı millet haline getirilmişiz biz. Bir tarafta kendi inandığımız Allah'ımız kendi inandığımız ahiretimiz ve peygamberimiz diğer tarafta devletin bize zorla kabul ettirdiği laiklik. Müslüman hem laik hem Müslüman olamaz. Bunu sade burada söylemiyorum. Zannetmeyin ki, Mekke' nin bu mukaddes topraklarında onların ajanlarından ve istihbaratlarından uzak olduğumuz için konuştuğumuzu zannetmeyin. Allah'a şükürler ediyoruz ve hamd ediyoruz, o Meclis' te ben ve kardeşlerim defalarca artık Müslüman, hem Müslüman hem laik olamaz. Biz bu laiklikten kurtulmalıyız.
Müslüman, hem laik, hem Müslüman olamaz. Bunu kabul ediyorlar, ediyorlar da, ne hikmeti ilahi ise, belli yerlerden korkuyorlar...
Ben, her gittiğim yerde kadınları, hanımları görünce onlara diyorum ki; 'Ey analar, sizler evlatlarınızı yiğit yetiştirin. Korkak yetiştirmeyin. Çocuklarınız trafik kazalarında öleceğine, çocuklarınız Guneydogu' da PKK olaylarında öleceklerine,çocuklarınız arazi davası sürdüreceklerine, öyle evlatlar yetiştirin ki, Allah'ın nizamını savunmak için yetişsin. Allah'ın davasını savunmak için öldürülsün..."
adına MÜSLÜM GÜNDÜZ'DEN:denen( DALLAMA )
Nurculuğun bir kolu olan Aczmendilerin lideri Müslüm Gündüz 5 Ekim 1996 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan ropotajında şunları söylemiştir:
"...Rejimin dipten kazınması lazımdır. Bugünkü rejim gitmek istemese de gidecektir. Biz devletin başındakilerin kendi kendine şeriatı tercih etmesini istiyoruz... Devletin başındaki-ler kendileri şeriatı seçmezlerse, bunu halk getirecek. Ve Allah muhafaza o zaman çok kan akacak. Biz sulhcuyuz. Ancak bizim hakkımızdan bir milim taviz vermeyen bir sulh anlayışı var. Biz emniyetten hadiseden korkmayız... Öyle öldürülmeyle falan durmayız. Mecbur kaldık mı hiç bir usul kaide dinlemeyiz. Her birimiz ayrı bir komite vaziyetine geliriz... Ordunun akıllanacağı kanaatindeyiz. Bir nokta gelir ki ordu zayıf kalır. Ordu bir tane oldurur, bin tane oldurur, sonunda aciz kalır. Iran hadisesinde olduğu gibi topyekun bir millet ayağa kalktığı zaman ordunun yapacağı şey, ya millete katılmak ya da kırmızı pasaportunu alıp yurt dışına gitmektir... Şeriat için üç aşama vardır. Üçüncü aşamaya gelindi.Ayrıca şeriat isteyen kimi başka örgütlerin de yer altına kayma süreci başladı."
ŞEVKİ YILMAZ'DAN: denen( DALLAMA )
"Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye' yi koruyamaz. Vatan tehlikede! Onun için MGV' leri (Milli Geçlik Vakıfları) kurduk. Herhangi bir yerdeki bir asker kışla ne ise burası da o. Burada vatan savunması yapılacak..." " ...Buraları çay içilmesi, dedikodu yapılması için açmıyoruz.. Burada düzeni topyekun yıkacak, hakimiyeti milletten alıp Allah' a verecek Allah askerleri alıyoruz..."
mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek"
adına HASAN HÜSEYİN CEYLAN'DAN:denen( DALLAMA )
Refah Partisi Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan, 14.03.1993 tarihinde Kırıkkale'de yaptığı konuşmada:
"Bu vatan bizimdir, rejim bizim değildir kardeşlerim. Rejim ve Kemalizm baskalarınındır.... Türkiye yıkılacak beyler. Türkiye Cezayir olur mu diyorlar? Orada %81 nası olmuşsa, %20 falan değil, %81' lere ulaşacağız. Boşuna uğraşmayın ey emperyalist batının,sömürgeci batının vahşi batinin ve dünyayla beraber olacağız diyerek ırz ve namus düşmanlığı yapan, Müslüman kadının bacakları arasına insan yerine köpek yerleştirecek kadar köpekleşen ve enikleşen batının taklitçiliğine soyunmuş olan sizlere sesleniyorum. Boşuna uğraşmayın. Kırıkkalelilerin ellerinde gebereceksiniz"
24.11.1996 gunlu KANAL D' de yayımlanan Teke-Tek prog-ramına katılan Refah Partisi Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan, görüntülü bant çözümlemelerinden açıkça anlaşıldığı gibi:
"Asker kalkmış diyor ki 'PKK'lı' olmanıza müsaade ederiz ama, şeriatçı olmanıza asla." Bu kafayla çözemezsiniz. Çözüm isterseniz şeriatçılıktır."
adına ŞÜKRÜ KARATEPE'DEN: denen( DALLAMA )
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, 10 Kasım 1996 günü Atatürk' ün hatırasını anmak için yapılan törenden sonra;
"Hakim güçler 'ya bizim gibi yaşarsınız, ya da her türlü fitneyi, fesadı içinize sokarız' diyorlar. Bu yüzden de Refah Partili bakanlar bile kendi dünya görüşlerini bakanlıklarına yansıtamıyorlar. Bu sabah ben de, resmi görevim, sıfatım nedeniyle bir törene gittim Süslü püslü görünüşüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. İçim kan ağlayarak bu günkü törenlere katıldım.Belki Başbakan'ın,bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Bu düzen değişmeli. Bekledik, biraz daha bekleyeceğiz. Gün ola harman ola, Müslümanlar içlerindeki hırsı, kini, nefreti eksik etmesin"
adına İBRAHİM HALİL ÇELİK'TEN: denen( DALLAMA )

8 Mayıs 1997 günü Refah Partisi Şanlıurfa Milletvekili Ibrahim Halil Celik, Meclis kulisinde;
"Refah Partisi iktidarında imam hatipleri kapatmaya kalkarsanız kan dökülür, Cezayir'den beter olur. Ben de kan dökülmesini istemiyorum. Demokrasi böyle gelecek. Fıstık gibi olacak. Ordu, 3.500 PKK' lı ile başedemedi. Altı milyon Islamcıyla nasıl baş edecek? Rüzgara karşı işerlerse yüzlerine gelir. Bana vurana ben de vururum. Ben sapına kadar şeriatçıyım. Şeriatın gelmesini istiyorum"

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Per Eyl 13, 2007 6:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ÜLKÜCÜ, hiçbir işi oluruna bırakmayan, olacakları önceden görüp tedbirini ona göre alan, eski tedbirlerle teşebbüse geçmeyen, yapacağı işleri inceden inceye düşünen ve kendisini de buna hazırlayandır.

ALINTI : Arif AYTÜRK
Rejime, Atatürk Devrimlerine ve Devrim Kanunlarına karşı söylenen sözler, konulan hedefler, kinin, hırsın devam ettirilmesine ilişkin demeçler, Cumhuriyetin belli bir süre sonra yıkılarak yerine yeni bir sistemin getirilmesini amaçlamıyor mu? Sabırla,hırsla, inatla, demokrasi araç yapılarak ve daha önemlisi insancıl, bir İslam dini araç yapılarak söylenen sözleri kabullenmek mümkün mü? Bir Yahudi cenazesi geçer iken ayağa kalkan Hz.Muhammed'in tebliğ ettiği din, kin ve nefreti mi, yoksa sevgi ve hoşgörüyü mü salık veriyor?
Gerçi bazı okuyucular, Taraf Dergisi'nin, yasadışı İBDA-C örgütünün yasadışı bir yayın organı olduğunu, buna dayanılarak Cumhuriyet'in tehlikede olduğunu söylememizin yanlış olduğu eleştirisinde bulunmuşlar. Evet gerçekten İBDA-C yasa dışı bir örgüt, ancak bu örgütün Taraf Dergisi'nde yer alan demeçleri veren kişiler, Türkiye Cumhuriyeti'nde Başbakanlık, Bakanlık, Milletvekilliği, yazarlık yapmış legal kişiler.Bu devlet adamlarının sistemli bir şekilde ve bir planın parçası olarak, geçmişten beri yapa geldikleri ve artık zirveye çıkıp başarılı oldukları eylem ve söylemleri, bırakın yasayı Anayasa'ya aykırı iken, bu güne değin haklarında dişe dokunur bir yaptırım uygulanmamıştır. Açıkça şeriat istiyoruz diyen bakanlar,milletvekilleri,Anayasa'ya göre suç teşkil eden bu eylem ve işlemleri nedeniyle caydırılamamış, aksine her defasında bir basamak daha yükselmişlerdir.
Bu gün gelinen nokta, daha vahimdir. Zira Sayın Erbakan'ı, Şevki Yılmaz'ı, İbrahim Halil Çelik'i, söylemleri nedeniyle eleştirirken, bu kişilerin talebeleri tarafından oluşturulan hükümet, artık hocalarını gerici diye suçlayabilmektedir. Peki hocalarının Anayasa'ya göre suç teşkil eden eylem ve söylemlerini beğenmeyen bu kişiler, daha radikal, daha ileri neyi amaçlamış olabilirler. Son günlerin gündeminde olan Sivil Anayasa hazırlanması ne demektir?
Bilindiği gibi anayasa, devletin temel kuruluşu ile kişilerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen ana, temel kanundur .Basına yansıyan bilgilere göre,hazırlanmakta olan yeni Anayasa, AKP'nin en çok yakındığı ve rahatsız olduğu Yüksek Öğretim Kurumu, Askeri Şûra kararları, türban, dini serbestlik,devletin resmi dili gibi konuların ve Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin sınırlanmasının,Atatürk İlkelerinin gereksizliğinin öne çıkacağı muhtemeldir. Bu düzenlemelerin ise başta federasyon olmak üzere rejimi tehlikeye sokacak yolun başlangıcı olma ihtimali yüksektir.
Yazı dizimizde söylemlerine yer verdiğimiz kişilerin demeçleri üzerinde kısaca duralım.
MGV'larında İslami nutuklar çeken İmdat Kaya (DALLAMA)'nın demeçleri,bırakın rejimi tehdit etmeyi, İslamiyet ile bağdaşır mı? Ne diyor İmdat Kaya (DALLAMA), "ben laik ve demokratım" diyenin cenaze namazı kılınmaz diyor. Bu kişilerin cenaze namazını kıldırmak zorunda kalırsanız, yanınıza kimseyi almayın, pamuk yerine budaklı ağaç kullanın diyor. Güzel ahlakı, her türlü görüşe hoşgörü ile yaklaşılmasını emreden İslamiyet'e yakışıyor mu? Emperyalizm ile mücadele eden, vatan toprağını haçlı seferinden kurtaran Atatürk'e söylediklerine ne buyrulur?
Ya milletvekili Zeki Ergezen'in söylemleri; "Iki Allah'lı, iki peygamberli millet olur mu? Yeryüzünde iki Allah' lı millet haline getirilmişiz biz. Bir tarafta kendi inandığımız Allah'ımız kendi inandığımız ahiretimiz ve peygamberimiz diğer tarafta devletin bize zorla kabul ettirdiği laiklik, biz bu laiklikten kurtulmalıyız."
"Yeni hazırlanmakta olan sivil anayasadaki "Laikliğin yeniden tanımı" acaba yıllardır gizlenen niyetin tezahürümüdür? Rejimden laikliği kaldırırsanız, rejimin adı Cumhuriyet değil "Ilımlı İslam" rejimi olur. Sayın Ergezen devam ediyor; "Ey analar, sizler evlatlarınızı yiğit yetiştirin. Korkak yetiştirmeyin. Çocuklarınız trafik kazalarında öleceğine, çocuklarınız Güneydoğu' da PKK olaylarında öleceklerine,çocuklarınız arazi davası sürdüreceklerine, öyle evlatlar yetiştirin ki, Allah'ın nizamını savunmak için yetişsin. Allah'ın davasını savunmak için öldürülsün..." Bu söz, rejimi yıkmanın PKK ile savaşmaktan daha önemli olduğunu ve bu uğurda gerekirse ölünmesi gerektiğini açıkça söylemiyor mu?
Nikahlı eşi olmamasına rağmen, Fadime Şahin ile uygunsuz vaziyette basılan ve televizyon kanallarında günlerce gösterime giren Müslüm Gündüz, rejimin kökünün kazınması gerektiğini, Milletvekili Şevki Yılmaz, Milli Gençlik Vakıfları'nı, Türkiye'yi koruyamayacağı kanaatına varılan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne alternatif olarak açtıklarını söylüyor.
Bugün pasif davrandığı gerekçesi ile bir kenara itilen ve artık itibar gösterilmeyen dönemin Başbakanı Sayın Necmettin Erbakan, adil düzene geçişin mutlaka olacağını ancak bu geçişin, tatlımı yoksa kanlı mı olacağından dem vurmaktadır.
Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan, Türkiye'nin kendilerinin olduğunu, ancak rejimin ve Kemalizmin kendilerine ait olmadığını, ülkenin Cezayir gibi yapılacağını dile getirmektedir. Tıpkı sivil Anayasa hazırlayan Prof. Özbudun'un yeni anayasa'dan Atatürk ilkelerinin çıkarılmasını söylediği gibi. Bunlar birer tesadüf müdür?
Siyasi mirası reddetmediğini defalarca açıklayan Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Milletvekili seçildiği Kayseri'nin eski belediye Başkanı Şükrü Karatepe ise, on kasım törenleri ile ilgili yaptığı söylemde; " …görünüşüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. İçim kan ağlayarak bu günkü törenlere katıldım. Belki Başbakan'ın,bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Bu düzen değişmeli. Bekledik, biraz daha bekleyeceğiz. Gün ola harman ola, Müslümanlar içlerindeki hırsı, kini, nefreti eksik etmesin" Amacı dini inançlarına göre ibadet etmek isteyenlere, laik Türkiye Cumhuriyeti'nde engel mi vardı? Hangi caminin kapısında kilit bulunmakta, İslamın şartlarını yerine getirmek isteyenlere (namaza,oruca,hacca ) kim engel olmakta ki Müslümanların içine hırsı,kini nefreti sokuyorsunuz. Hoşgörü dininde ne işi var kinin, nefretin? Ancak sorun rejim ile ilgili.
Adına Urfa milletvekili İbrahim Halil Çelik denen DALLAMA bakın! " Ordu, 3.500 PKK'lı ile baş edemedi. Altı milyon Islamcıyla nasıl baş edecek? Rüzgara karşı işerlerse yüzlerine gelir. Bana vurana ben de vururum. Ben sapına kadar şeriatçıyım. Şeriatın gelmesini istiyorum" Orduya olan düşmanlığın asıl nedeni, Cumhuriyet'i koruma ve kollama görevinin orduya verilmesinden kaynaklandığı ne kadar açık değil mi? İnşallah PKK ile de diğer düşmanlarımızla da kahraman Ordumuz baş eder diye dua etmesi beklenen bir Müslüman milletvekili, Müslüman ile orduyu nasıl karşı karşıya getirmek istiyor? Hedefin rejimi yıkmak olduğu anlaşılmıyor mu? Yeni anayasada askere de ince ayar yapılacak söylemleri acaba ne anlama geliyor?
Bir de Oğuzhan Asiltürk'ün söylediklerine bakınız. "Bizim getireceğimiz düzen demokrasiden de laiklikten de üstündür. Bizim getireceğimiz düzenle demokrasi ve laiklik arasında dağlar kadar fark var. Bizim getireceğimiz düzen dağların zirvesinde yer alırken, demokrasi ve laiklik uçurumların dibinde yer alır." Hani 22 Temmuz'da demokrasi kazanmıştı. Madem ki demokrasi ve laiklik şeriat düzenine göre uçurumun dibinde bir sistemdir, o halde demokrasi savunuculuğu gibi görünmek, gerçek niyetleri göstermiyor. Tekrar hatırlatmak istiyorum Oğuzhan Asiltürk ekibinin içinde bulunduğu Milli Görüş çizgisi, bu günkü mevcut durumun oldukça gerisinde sayılıyor ve adeta mumla aranır hali geldi. Varın tehlikenin boyutuna siz karar verin.
Dönemin Adalet Bakanı olup bu düzenin değişmesi gerektiğini söyleyen Şevket Kazan'da artık itibar görmüyor.Artık sadece, düzen değişecek diyenlere, prim yok, yeni dünya düzenine, BOP'ne tam destek verenler itibar sahibi artık.
Sayın Vural Savaş'ın "militan Demokrasi"isimli kitabında yer alan alıntılar ise, gerçekten tüyler ürpertici. Sadi Nursi'nin(doğrusu Sadi Kürdi) özgür bir Kürdistan oluşturmak için Atatürk'e düşman olması ve bu düşmanlığında, Atatürk'ü İslam düşmanı şeklinde göstererek yol almaya çalışması, Sadi Kürdi'nin adeta silahlı gücü gibi çalışan İBDA-C nin açıkça PKK'ya destek vermesi, aynı dönemde vatandaş ile Türk Ordusu'nun arasına nifak tohumlarının ekilmesi, Ordunun din düşmanı gibi gösterilmesi, PKK'nın siyasallaşarak devleti tehdit eder hale gelmesi, Osman Baydemir'in sesinin kesilememesi,Abdullah Öcalan'ın insan hakları yutturmacası adı altında, örgütü ile her türlü temasını cezaevinden devam ettirmesi, daha dün Ankara'nın göbeğine 300 kg. patlayıcının yerleştirilerek iki gün boyunca(ne hikmetse 2 gün bekletiliyor) bir otoparkta bekletilmesi, bu ülkenin artık bir dönüm noktasında olduğunun göstergesidir.
Yapılmak istenilen yalnızca Cumhuriyet rejimini yıkmak değildir elbet. Ülkenin param parça edilmesinde ilk kilometre taşı, Cumhuriyet rejiminin hedef alınması, yok edilemese bile yara almasının sağlanması, bağımsız bir Kürdistan devletinin oluşturulmaya çalışılmasıdır. (güçleri yeterse) Yeni Osmanlı,ikinci Cumhuriyet, Ilımlı İslam, Büyük Ortadoğu Projesi gibi birçok oluşum, bu hedefin birer parçasıdır.
Bazı okuyucularım, yaptıkları yorumlarda sürekli ılımlı İslam v.s den söz ettiğimi eleştirmektedir. Bu ülkenin % 99'u Müslümandır. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız. Bize zarar vermek isteyen bir yabancı, dinine bağlı bir topluma karşı, bizzat dini hedef alarak, zarar verebilir mi? Elbette içimize sinsice girmek için bizzat İslam'ı savunur görünecektir. Siz Cüneyt Zapsu'nun eşinin başının açık olarak İstanbul'da Çamlıca camii'nde erkeklerle saf tutmasını nasıl karşılıyorsunuz? Bunun adı nedir Allah aşkınıza? Ülkenin bir numaralı sorununu türbanın teşkil ettiği bir ortamda, sayın Başbakan'ın danışmanının eşinin, erkeklerle camide başı açık yan yana saf tutması, ABD laboratuarında üretilen Ilımlı İslam denemeleri değil de nedir? ABD'deki bazı camilerde bayan imamların namaz kıldırmasının adı nedir? Sadi Kürdi'nin başlattığı Nur hareketinin devamı durumundaki kişiler neden bu ılımlı İslam hareketine karşı durmamaktadırlar. Niçin Amerika'yı mesken tutmaktadırlar?
Beyler iyice bir düşünün bakalım. Hem Cumhuriyetimiz hem de ülkemiz ciddi anlamda tehlikededir.Bu ülkede, insanların; sağcı,solcu,dinci, İslamcı, gerici,ilerici, laik,antilaik Atatürkçü gibi kamplara bölünmeyi bir kenara bırakması ve aynen büyük Atatürk'ün söylediği gibi "Mesele Vatansa gerisi teferruattır" sözünün etrafında birleşmesi gerekmektedir.

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pzr Kas 23, 2008 12:46 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Dar-ı harbi;çolukları çocukları,eşleri dostları,işbirlikçileri,yandaşları ile sınırsız uygulayan akepenin;dişleri sökülmüş milletvekili harwardlı Şaban,
şu verdiğim link de konuşmuş.
http://pazarvatan.gazetevatan.com/haberdetay.asp?hkat=1&hid=13210&yaz=Güncel
Buraya uzun uzadıya almadım.Merak eden okur.
Ben bu kadar fırıldak bir adam ne gördüm ne duydum.Adam rüşvet için sözleşme yapıyor,altına imza koyuyor;ondan sonra da okumadan imzaladım,karşı tarafa güvendim gibi laflarla işi saflığa vuruyor.Bunu söyleyen bir harward mezunu!Yuh be!Adam bankacı,bu işin kitabını yutmuş,savunmasına bakın.Savunmasının yarısı duygusal laflar.Annesi ölmüş de çok bunalım ve üzüntüde imiş de,rte başta kendisini desteklemiş istifa etme demiş de,sonra başka vekillerin özellikle Bülent Arıncın gazına gelmiş de öyle görevden alınmışmış.Kalp operasyonu geçirmiş de,rte karısı ile beraber başucundan ayrılmamış da vs.vs.
Sonunda da bazı göndermeler yapıyor birilerine ve onları tehdit ediyor.
BU HESABI ALMAN USULÜ ÖDERİZ!
Ne demek bu?Bakın bu işi eşmeyin,bana sahip çıkın,yoksa ben de sizin bir taraflarınızı açarım demek!Adama yaptığı yolsuzluğun hesabını veremediği gibi,tehdit de savuruyor.Ne belli,belki de bu rüşvetin büyük bir kısmı akepe kasasına aktarıldı!Bunu mu demek istiyor acaba?
Ne var bunda çekinecek?Açıkça söylesene be adam.İş verdiğiniz inşaat yüklenicileri sanki size yardım adı altında ya da gizli komisyon ödemiyor mu sanki?Bunu bilmeyen mi kaldı bu ülkede?
1 SAYFALIK KONUŞMANIN DÖRTTE ÜÇÜ DUYGUSAL SÖMÜRÜ.
Tanrı belasını vermiş zaten başına hastalık bulmuş,hala daha pişman olup bunu ödeyeceğine,bedel ödetmeye kalkışıyor.
İşte iblisle arkadaşlık,yoldaşlık diye ben bunu derim.Lan oğlum akıllı ol.
Bak mit de dün garip bir intihar oldu.Sağlığın da bozukmuş.Fillerin ayaklarının altında dolanmaya devam edersen,bir gün ya trafik kazası geçirisin,yahut geri dönemiyeceğin bir kalp krizi!)))Burası Türkiye,akıllı ol,senin etin budun ne ki?Arkanda kimse kalmamış,atılmış kovulmuş,kullanılmış bir kenara atılmışsın sümüklü mendil gibi
Git bir erkeklik yap da suçunu ve suç ortaklarını itiraf et de hiç olmazsa günahlarının küçük bir bölümünü öde!
DAR-I HARB TÜM HZIYLA DEVAM EDİYOR."DEVLET MALI DENİZ,YEMEYEN DOMUZ"zihniyeti ile hareket eden domuzlar malı götürmeye devam ediyorlar.TANRI BELANIZI VERSİN CÜMLENİZİN.CANINIZ KIZIL TAMUYA!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Sal Mar 03, 2009 10:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder






Atatürk ataizme karsi cikmistir.




Bir panelde konuşan Doç. Dr. Ahmet Faruk Kılıç, Atatürk'ün dini, bütün sadeliği ile hurdafelerden arındırılmış olarak yaşanmasını istediğini savundu.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Faruk Kılıç, Atatürk'ün İslam dini ile ilgili sorunu varmış gibi gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek, "Atatürk, dinin bütün sadeliğiyle hurafelerden arındırılmış olarak yaşanmasını istemiştir" dedi.

"Sosyo Kültürel Açıdan Atatürk ve Din" konulu konferansta konuşan Doç. Dr. Kılıç, Atatürk'ün gerek çocukluk, gerek gençlik yıllarında dinle iç içe olduğunu söyledi.

Atatürk'ün bütün konuşma ve yazışmalarında dini terimlerin sık sık kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Kılıç, Atatürk'ün anne ve babasının dindar olduğunu kendisinin de mahalle mektebinde dini eğitim aldığını, Allah'a ve İslam dinine inancının tam olduğunu gösteren yüzlerce konuşması bulunduğunu belirterek şunları devam etti:

"Atatürk Çanakkale'de kazanılan zaferini, söylediği unutulmaz sözleriyle inancın gücüne bağlıyor. İslam dinini savunan Atatürk, şu ifadeleri kullanıyor, 'Bizim dinimiz en makul ve tabii bir dindir. Bundan dolayı da son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, bilme, fenne, mantığa tekabül etmesi lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen mutabıktır."

Fransız bir gazetecinin 29 Ekim 1923'te Atatürk ile mülakat yaptığını ve bu gazetecinin İslam dinine karşı Atatürk'ten birkaç söz almaya çalıştığını belirten Doç. Dr. Kılıç, şöyle konuştu:

"Atatürk gazeteciye, 'Siyasetimizi dine mugayir olmak şöyle dursun, din noktai nazarından eksik bile hissediyoruz. Yani biz daha dindar olmamız lazım. Bütün sadeliğiyle dini yaşamamız gerekir' demiştir. Atatürk ateizme karşı çıkmış, insanların dinsiz olmasının mümkün olmayacağını kaydetmiştir. Dinin bütün sadeliğiyle hurafelerden arındırılmış olarak yaşanmasını istemiştir."

Doç. Dr. Kılıç, Atatürk'ün içki içtiğini ve bunu gizlemediğini, ancak mübarek gün ve gecelerde Çankaya Köşkü'nde içki içmediğinin bilindiğini söyledi.

timetürk
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Nis 01, 2009 10:16 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli ülküdaşlarım.Bugün sizlere; rte nin kendisi hapishanede iken,ona çamaşır,ihtiyaçlarını,ve para taşıyan albayrak gurubunun elemanı ;daha sonra vefa borcu olarak Isparta nın başına atanmış ve bela edilmiş sabık belediye başkanı Hasan Balaman dan biraz bahsedeceğim.
Hani şu turbanlı belediye başkanı da olmalıdır diye ortaya fırlayan,makamında gazeteci döverek(dövdiğü de saman muhabiri,ki şikayetini geri aldı sonradan)gündeme oturan belediye başkanı!
Bu şahıs,Ispartalı olmasına rağmen,tam bir dar-ı harp uygulamıştır bu şehirde.Geçen dönem mhp den aldığı belediyeyi tamam borç ile aldı kabul ediyorum.Ama bu borcu kaça katladığını;devir teslimden sonra göreceğiz.
Isparta belediyesi bu borca rağmen,Türkiye de mal varlığı bakımından
çok zengin bir belediyemizdir.Ama bugün elindeki mal varlığı sıfırlanmıştır.
Isparta nın en değerli merkezi yerindeki eski pazar yeri alanını,yap sat karşılığı bir yandaş firmaya ihale etti.Kadıahmetoğulları diye bir firma.
Bunu daha önce de yazmıştım şimdi sıkı durun!
Bu 52000 m2 alandan belediye mal varlığı olarak ne aldı biliyor musunuz?
bir meydan,cami,kültür merkezi,sinema salonu,bodrumda 1 market ve otopark.
Çok katlı bu inşaat sizin olsaydı,bunu en az %50 ile verirdiniz.
Ama belediye buradan tek dükkan dahi almadı.En güzel cephelerin tamamındaki dükkanlar,hatta bütün dükkan ve iş yerleri müteahhite gitti!
Alan olarak belediye yarısın aldı ama onlar da sosyal tesisler.Şeytanın bile aklına gelmeyecek bir cambazlıktır bu!
Tabii bu ve benzeri şekilde değerinin çok altında elden çıkarılan mallar için hemen tapu iptal davaları açılacak ve gereği yapılacak.Bu konu için bir soruşturma kurulu oluşturuldu.Raporu ibret için ileride sizlere vereceğim.
Şimdi gelelim bunları bir tarafa bırakıp,küçük yolsuzlukları anlatalım.
Bu bilgiler belediyede içeride istihbarat ile.Devirden sonra göreceğiz asıl durumu.
1-Kendisine,doğum yeri olan sütçüler ilçesinde bir villacık,merkez modern evlerde 1 villacık yaptı.Birisinin 40 tane odası var.)
Ne halt edecekse o kadar odayı?Padişahın bile 40 odası yoktu!
2-2 yıl içerisinde belediyeye 8600 kg çukulata faturası ödetti!Ne kadar çok çukulata yemiş?
3-70 milyara yakın nargile faturası.(nargileci,makamında dövdürttüğü,sonra şikayetini geri alan saman muhabiri FATİH SARIOĞLU na ait dir)
4-Sözde merecedese binmem lükse dedi makam aracını sattı,bundan fazla parayı İstanbul firmalarına kira bedeli olarak ödedi.Sıkı durun;o eski merdedes kaç para ederdi ki?Ama şimdi kiralama ücretine bakın.
5.224.343 lira(beş trilyon.........)
Bu yetmedi 3.151.220(3 trilyon........)akaryakıt faturası.bu sadece makam aracı için!
6-Meclis üyelerinin çoğunu 11.000 ytl,7.0000 ytl,2.000 ytl gibi ücretlerle maaşa bağladı!Bir yandaş memuruna 7.000.0000 ytl ek maaş ödemeyi 657 sayılı kanuna rağmen başardı.Toros dogal gaz firmasına da otobüs işletmecisi meşhur GÜRMAN lardan Mustafa GÜRMAN ı 5.000 ytl maaş ile yerleştirdi!
7-2004 de mhp li başkanın 1.200.000 ytl ye toplattığı çöpü;
yandaş İstanbul şirketlerine 2008 de 7.372.000-2009 yılında 9.381.000 ytl ödedi.Bayındırlık birim fiatları ve raiçler 5 yılda yüzde kaç arttı ki sen bu zamları verdin?Bir ara devlet ihalelerindeki artış oranını da vereceğim.

8-personel azltmadı,ama karşılığında su sayaçlarını bile okumayı özelleştirdi.Eskiden belediyenin kendi elemanları ile yaptığı bu iş için 1.310.242 ytl ödedi.Kime gene yandaş şirketlere!
9-Hem temizliği sözde özelleştirsi,buna rağmen işçilik hizmet alımı için 5.781.223 ytl(5 trilyon üzeri)işçilik hizmet alımı bedeli ödedi.Yani bir taraftan da kendi işçi alıp bunları müteahhitin emrine verdi!
10-Muhalif meclis üyelerinin gayretleri ile,i.melih gökçek gibi elektronik su sayacını vatandaşa 280 tl ye satması güç bela önlendi!
11-kebap faturalarını devirden sonra göreceğiz.
Değerli ülküdaşlarım,siz çok küçük bir ilden çok küçük yolsuluklar sundum.Varın büyük şehirleri siz düşünün!
Bu nasıl din?Bu nasıl dindarlık?Bu nasıl turbancılık?Var mı böyle şey ya!?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Nis 01, 2009 10:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

2004 seçimlerinde;akepe adayı Hasan BALAMAN a kaybeden o günün belediye başkanı Y.Ziya GÜNAYDIN belediyeyi kendisine teslim ederek görevi bırakmıştı.
Oysa bugün akepe nin görevi teslim edecek başkanı yoktu.birisine vekalet vererek Isparta dan kaçan,bu albayrak gurubundan gönderilme
sözde Ispartalı şahıs,belediyeyi teslim edecek yüzü,cesareti kendisinde bulamamıştır.Ben burada 5 yıldır bu adamın pisliklerini yazdım.
Bir de kendilerine ak parti diyorlar.Bu hataya ülküdaşlarım sakın ola düşmesinler.Bunlar ak falan değil;yalancı,dolancı,vurguncu;işbirlikçi takımıdır.BU PARTİNİN İSMİ A-KE-PE DİR!Ak kelimesini kullanmaya hakları yoktur!Esnaf deve kesti,helva kardı dağıttı.iMAMIMIZ BÖYLE BİR ADAMDAN ŞEHİR KURTULDUĞU İÇİN HAMD EDEREK DUAYA BAŞLADI.
iNANIN ABARTMIYORUM!DEVEDEN BÜYÜK KURBAN EDİLECEK BİR ŞEY OLSAYDI,ONU KESECEKLERDİ!
Ben hayatımda çok kötü insanlar gördüm.Ama böylesine hiç rastlamadım.
Ben kendisini bu kadar iblis ile özdeşleştirmiş,ruhunu şeytana satmış bir kişiye rastlamadım.
Bu akşamdan tezi yok;soruşturma kurulu çalışmaya başlıyor.Bunun peşi bırakılmayacak.Tüm yaptığı satışlar için tapu iptal davaları açılacak!
Erkek olan,adam olan,insan olan;kendisine teslim edilmiş,emanet edilmiş şehri terkedip kaçmaz!Oturur hesap kitabını verir,rakibini tebrik eder,ondan sonra hangi cehennemin dibine gidecekse gider!
Bunları burada,Isparta sa 4 yıldır anlatıyorum.Belediye içinde çok sağlam kaynaklardan aldığım haberleri sürekli yetkililerle paylaştım.Halkımıza anlattım.Ama buna rağmen,il genel meclisinde birinci parti oldu.
Şimdi bu cemaatlere ben ne diyeyim?Ulan alayınız da,bu adama verdiğiniz destek ile onun suç ortağı oldunuz.Hadi kuldan utanmadınız;tüyü bitmedik yetim malını yeyen biri için Allah dan da mı korkmadınız?Sizin alayınız beyinsizsiniz!Sizlerin alayı zalimin yardakçısısınız!Sizin alayınız koyunsunuz!Allah sizi bildiği gibi etsin,başka diyeceğim yok size!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 6. sayfa (Toplam 6 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1