Bozkurt NET

[murat25]

Cennet vatanımızın bir ucunda, Çanakkale Zaferinin 90. yıldönümü dolayısıyla törenler yapılıyor, bir başka köşede Erzurum’da kurtuluşun 87. yıldönümü ilçe ilçe kutlanıyor.


Mesela Narman ilçesinin yıldönümü de 18 Mart tarihidir, 25 Mart ise Oltu’nun kurtuluş yıldönümüdür.

Vatan için, bayrak bağımsızlık için, mukaddesat için şehadete koşmasını bilen bir milletiz, bunda hiç bir tereddüt yok, çünkü tarih ortada. Fakat, yüzbinlerce şehit mukabilinde elde ettiğimiz istiklalimizin, kazanımlarımızın elde tutulması noktasında aynı beceriyi, aynı titizliği gösterdiğimiz ne yazık ki söylenemez.

18 Mart 1915’de 253 bin şehit vererek “Çanakkale geçilmez” destanını yazmışız. Coğrafyamıza musallat olan sülükleri, hindu ve yamyamları yakamızdan söküp atmışız, sağ kalanlarına, “hadi güle güle, bu yerler size göre değil” demiş göndermişiz. Fakat, Çanakkale’de okkalı bir Osmanlı tokadı ile sarsılan hindu ve yamyamlar gitmiş üçbeş yılda toparlanmış tekrar Anadolu’nun işgali için yollara düşmüşler. Kapıdan kovmuşuz bacadan gelmişler, bacadan kovmuşuz kapıdan gelmişler. Cumhuriyetin ilanına, devletimizin kuruluşuna kadar, yine aynı haçlılara karşı istiklal savaşı vermişiz. Yokluk, yoksulluk içinde, aç biilaç, savaşlar ve şehidler, şehidler... Nüfusumuz neredeyse sıfır noktasına yaklaşmış.

Ardından derlenip toparlanmaya, yaralarımızı sarmaya fırsat vermeden yönetimimize burunlarını sokmuşlar, ihtilaller, karışıklıklar, kardeş kavgaları yine onların marifeti ile yıllarımızı yemiş bitirmiş ve bitirmeye devam ediyor. Yani cephede yenip def ettiğimiz haçlıların, işlerimize, yönetimimize burunlarını sokmalarını engelleyememişiz.

Son yıllarda da, onların Çanakkale’ye üşüşürken, Anadolu’yu paylaşırken taşıdıkları kinleri, nefretleri, ihanetleri, sinsi tuzakları aynen devam ettiği halde bizlerden sevgi, muhabbet teslimiyet, itaat beklemektedirler. İçimize yerleştirdikleri sözcülerini de kullanarak bizden diyalog, bizden hoşgörü beklemektedirler.

Kargalar malum vazifelerini sürdürürken, haçlı saldırıları her cephede devam ederken, Anadolu’yu bölme tuzakları gün gün hayata geçirilirken, bu mazlum millete sürekli diyalog ve hoşgörü tavsiye edenleri yine bu milletin iz’anına, idrakine havale ediyoruz.