Bozkurt NET

[kadir45]

Dersim olayı resmi tarihimizde çok üstü örtülü geçen bir olaydır.Şimdi sol sitelere ya da kürt sitelerine gidin,şu yukarıda yazılan şeylere benzer şeyler yazılıyor.Üstad da naklen duyduklarından birşeyler yazmış.Ben de Rahmetli dedemden,oradan bizim tarafa tayini çıkmış bir kaymakamdan,ve orada görev yapmış,bir ülkücü kardeşimizden nakledilenleri toplayıp bir şeyler yazdım.Hangisi doğru bilemeyiz.Çünkü tanık yok ortada.Herkes işine geldiği şekliyle yorumluyor olayları.Ama gerçek olan bir şey var.Orada bir ayaklanma,bir isyan yaşanmış.İsyan da cumhuriyete karşı yapılmış.Olaylar ne derece doğru bilemem ama,isyan ediyorsan sonuçlarına da katlanırsın.İsyanlara bakın tarihte.İsyan edenlerle,isyanı bastırmaya çalışanlar,daima karşılıklı insanlık değerlerine aykırı yöntemler uygulamışlardır.İsyancılarla,karşıtları birbirlerine gül atmamışlardır.En büyük örneği de fransız ihtilalidir.Kralcılar bitirildikten sonra,ihtilalciler birbirini yemişlerdir.Yakın tarihte,ispanya iç savaşında da böyle insanlık dışı eylemler olmuştur.Necip Fazıl bence bunları yazmakla yanlış yapmıştır.Hissi davranmıştır.Bu tür olaylarda artık zıvanadan karşılıklı çıkmış insanlardan normal ahlak kurallarını uygulamalarını bekleyemezsiniz.Şimdi sol sitelerde dersim olayına bakın sabiha gökçene lanetler yağdırıp,hiroşima katili olarak gösteriyorlar.İyi de kardeşim bu kadın devlete bağlı bir resmi görevli,veya vatandaş ya da pilot her neyse,gül yaprakları mı atacaktı yani?Devlete isyan edilmez.Devlet sorgulanmaz.Devlet hatalar yapabilir.Yanlış davranabilir.Ama sen kalkıp da bir kaç yüz kişiyle bu devleti yıkmaya yeltenirsen sonuçlarına da katlanırsın.Ben üstada yakıştıramadım.Bunları benden iyi bilmesi gerekir.

[ulkucu_reis]

Ülküdaşlarım
dersim isyanıyla ilgili en gerçekçi araştırmayı yazacağım yakında size. buna emin olun dersimliler de itiraz edemezler çünkü güneş balçıkla sıvanmaz, tarih yalan söylemez

[kadir45]

Ben de yazdım dersim isyanını bu sitede.O karakoldaki 12 asker neden şehit edildi?Bir alay asker niye pusuya düşürülüp kırıldı?Necip Fazıl buna cevap versin de sonra bunları yazsın.Bakın arkadaşlar.Necip Fazıl bunları yazmışsa benim için bitmiştir.Her zaman söylüyorum,kişileri gözünüzde büyütüp de dev aynası yapmayın.Büyük adamlardan küçük fikirler,küçük hareketler çıkıyor.Şunu demek istiyorum.Ne Necip fazılı dinleyin ne de Ziya Gökalp'i.Aklınızı kullanın.Bu ülkede at izi it izine karıştı.Herşey arap saçı.Devlete sıkan insanlar,dindarlık şemsiyesiyle korunulmaya çalışılıp ağıt yakılıyor.Böyle rezalet olmaz.O zaman Deniz Gezmişi de savunsun Necip fazıl,ya da hamascıları,onlar da gelişigüzel devlete sıktılar.İslam ayağına yatınca mazlum,dinsiz olunca kafir.Burada sorgulanması gereken devlete isyan edilir mi edilmez mi olmalıdır.Devlete isyan edilmez.Hele hele Türk askerine,soysuzlar hariç hiçbir Türk sıkmaz.Bu devlete de,askerine de polisine de sıkan eller kırılır.Kırılmalıdır.Dersimde devlet hedef alınmıştır.İdare edenler değil.Ben ismetten hayatım boyunca nefret ettim.Ama ismetin ve hala uzantısı olan ittihatçıların yüzünden,bu şanlı orduya da polise de laf etmedim.Devlet ile idare edenler farklıdır.Yazıklar olsun bunları yazdıysa Necip Fazıl'a.O da fos çıkmıştır.

[ulkucu_reis]

ülküdaşlarım, Dersim isyanı bir değil bir çoktur adeta devlete isyan geleneği yerleşmiştir bölgeye sadece cumhuriyete değil Osmanlılara karşı da bu yöreden pek çok isyan vuku bulmuş dış güçler de bu yarayı kaşımışlardır. Şimdi size Dersim isyanlarının tarihçesini yazıyorum
Osmanlılar zamanında Dersim halkı diğer yerlere nazaran özel bir statüye sahipti. Bölge Aşiret reisleri Dersim'de Yurtluk ve Ocaklık adında idari birimlere sahipti hatta bazıları kendilerini hükümet olarak adlandırarak mülkiyetlerine çevre toprakları da zaptediyorlardı. Bu yüzden devletin kuvvetli zamanlarında boyun eğerken zayıf zamanlarında başkaldırdılar. Beylerin devlete karşı yükümlülükleri de bağlılıkları da zayıftı Bunlardan vergi toplamak, asker almak hemen hemen imkansızdı
Bu çeşit topluluklar çevresinde yaşayan yurttaşlar da bu fiili imtiyazlardan faydalanmak için gerek zihniyetleri gerek yaşayışları bakımından onlara onlara katılmaya ve benzemeye özeniyorlardı. İşte bu şartlar Dersim isyanlarının başlıca sebep ve faktörlerini meydana getirdi.
Tanzimat'tan sonra Dersim, Erzurum vilayetinden ayrılarak bağımsız bir il haline getirilince(1845) şeyhlik, ocaklık ve ağalık düzenine bağlı olan bu bölge halkı yeni düzene karşı direndi. 1862'de Mahmuretülaziz (Elazığ) vilayetinin kurulmasından sonra Dersim bu vilayetin bir sancağı haline geldi fakat bu sefer de şeyhler, ağalar ve eşraf devlet otoritesinin bölgede yerleşmesine şiddetle karşı koydular. Bu suretle Dersim yakınlarında isyan patlak verdi. 1877 de Samih ve Kurt Ali Paşalar, 1878 de Ahmed Muhtar Paşa ve 1885 te Ali Şefik Paşa kumandalarında gönderilen kuvvetler karışıkları yatıştırmağa uğraştı ancak köklü ıslahat yapılamadığı için isyan ve kargaşa devam etti. Abdülhamid II devri hükümetleri durmadan müfrezeler heyetler göndererek ve asileri yola getirmek ümidiyle içlerinden Hamidiye Alayları teşkil ederek geçici bir sükun elde etmeye çalıştılar. 1907 yılında büyük çapta bir isyan görüldü. Nazımiye'nin Kureyşanlı aşireti Kığı köylerine; Hozat'ın Koç-uşağı, Şam-uşağı VE Resik aşiretleri de Kemah ve Çemişkezek köylerine saldırdılar. Şikayetler çoğalınca Harput redif livası kumandanı Neşet Paşa asiler üzerine gönderildi. Aynı yılın sonlarında Dersim bölgesindeki aşiretler toplu olarak intikam almaya kalkıştılar. Hazırlıkları öğrenen hükümet gene Neşet Paşayı görevlendirdi. İsyan hareketi çeşitli safhalar gösterdiği sırada İkinci Meşrutiyetin ilanı Harbiye nazırlığının tenkil harekatına son vermesi üzerine Bahtiyar, Kırgan, Karahanlı, Aşa Abbas, Ferhat ve Laçin-uşağı aşiretleri merkeze boyun eğdiler. Ancak diğer aşiretlerin taşkınlıkları üzerine 1909 da müşir İbrahim Paşa 4.ordu komutanı olarak Dersime gönderildi.Ordugahını Ovacıkta kuran paşa, aşiret reislerinden devlete itaat sözü aldı.
1.Dünya Savaşı sırasında Batı Dersimde önemli bir hadise olmazken, Doğu Dersim bölgesinde Nazımiye ve Kızılkilise taraflarında patlak veren isyan(1916) rus istilası sebebiyle çabuk söndü. Mütareke devrinde Koçgiri aşiretinin isyanına Dersim katılmadı bunda Dersimin Ermenistana bırakılacağı tasarının etkisi bulunabileceği gibi 1920 Büyük Millet Meclisinde mebus olarak bulunan Diyâb Ağa vd.gibi Dersim ağalarının etkisi olmuştur denebilir Aynı surette Dersim 1925 Şeyh Sait isyanının da dışında kaldı. Ancak 1930 da başlayan Ağrı isyanı sırasında Ovacık halkından ve Dersim'de nüfuzlu bir derebeyi olan Seyit Rıza ve adamları çapulculuk ve eşkiyalık ettikleri; vergi vermemekte direndikleri için İcra Vekilleri Heyeti Danzig nahiyesinin Aşgirik, Gürk, Dağbey ve Harsi köylerine karşı tedip harekatına başladı. İsyancılara Haydaranlı ve Mazgirt'teki Yusufanlı aşiretleri de katılınca askeri harekat başladı ve isyan bastırıldı.
Bölgede 1930 dan sonra geniş çaplı reform ve kalkındırma hareketlerine girişildi. Vali olarak bir korgeneral tayin edildi. Ancak 1937 başlarında yine olaylar çıktı. Kendisine Dersim generali sıfatını yakıştıran Seyit Rıza aşiretleri toplayarak isyan başlattı ve İngiliz hükümetinden yardım talep etti. Ayaklanmaya katılanlar Harsik Köprüsünü yıktılar ve ardından telefon tellerini kestiler.Bölgeyle bağlantı kesildi ve asayiş sağlanamadı. Bu sıralar Suriye sınırındaki illerde de benzeri olaylar görüldü. Mart 1937 de Abdullah Alpdoğan Paşa komutasındaki 4.ordu tarafından başlatılan harekat dağlık arazi yapısı nedeniyle 13 Eylül 1937 e kadar devam etti isyana katılan 5000 (beşbin) kişi ölü ele geçirildi, öldürüldü, idam ve hapis cezalarına çarptırıldı.
Ancak olaylar yine dinmedi 1938 de yeni ayaklanmalar baş gösterdi. Bunun üzerine başlatılan kapsamlı harekat sonucunda Eylül 1938 de ayaklanma tamamen bastırıldı. Harekat sonucunda isyancıların kullandığı silahların İngiliz ve Fransız yapısı olduğu ve bu devletlerin isyancılara mali destek verdiği ortaya çıktı. 37-38 isyanları sonucunda Fransızların Hatay, İngilizlerin de Musul-Kerkük meselesini soğutmaya çalışarak Türkiye Cumhuriyetini iç gailelerle meşgul etmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.

[ulkucu_reis]

Ülküdaşlarım; Üstada saygım sonsuz Allah rahmet eylesin ama onun İslam'ı anlama şeklinde biraz eksiklik olduğunun farkındayım. Önceden yaşadığı bohem hayatı ve Arvasi'den etkilenişinden sonra birden İslam'a sarılmış ama İslam'ı akılcı bir şekilde değil tasavvuf-tarikat şeklinde ele almıştır. Hatta bazı rey ekolü İslam büyüklerine örn. Muhammed Hamidullah Hocaya bazı yanlış atıfları vardır. İslam'ı sonradan yaşamaya başlamanın etkisiyle koyu İslam taraftarı olmuş olaylara bu pencereden bakmıştır. DERSİM OLAYININ DİNİ KİMLİKLE İLGİSİ YOKTUR AKSİNE ALEVİ KİMLİĞİN YOĞUN OLDUĞU BÖLGEDİR. Dönemin hükümet anlayışının katı ve sert olduğu doğrudur ama Dersim aşiretleri isyanı adeta geleneğe dönüştürmüştür. Ayrıca olayın kökünü iyi araştırmak gerekir bu benim fikrim

[kadir45]

Bu isyana din gerekçe olamaz.Olay alevi ayaklanmasıdır.12 imama yemin edilerek isyan kararı alınmış,Munzur nehrine de 12 taş atılmıştır.Bu bir.İkincisi;bunlar Osmanlıyı da çok uğraştırmışlardır.Herhalde Necip Fazıl'ınOsmanlıya din konusunda dil uzatması düşünülemez.Osmanlı islamı yaşamaya çalışıyordu.Halife dimdik ayaktaydı.Neden itaat etmediler?Üçüncüsü;devlet hizmete geliyor.Yol yapılıyor,okul açılıyor.İşte bunları asıl rahatsız eden buydu.Demek ki ekonomi de değil.O halk bilinçlenirse,o şeyhler kime tahakküm edecekler?Dördüncüsü;doğunun islamının sulanmamış olduğu ve onların islamı daha iyi yaşadığı iddiası tam bir saçmalıktır.Ne demek doğunun islamı?Doğu ile batının ayrı islamı mı var?İş islamı yaşamak iddiası ise;bugün Konya,Sakarya,Isparta gibi doğu olmayan yerlerde de islamı en iyi yaşadığını iddia eden gruplar var.Bunlar neden ayaklanmıyor?Ya da o zamanlar neden ayaklanmadı?Burada işin aslı şu.Tunceli,bu sakat kafa yapısını bugün bile bırakmış değildir.O isyandan sonra;çok partili dönemde bu defa sol ile hareket etmeye başlamıştır.Hüseyin Cevahir adlı militanı gençler bilmez.Tunceliden çıkmıştır.Bu yörenin özelliği şu.O gün için kim ortalığı karıştıracak kapasitede ise bunlar onların yanında.Nasıl oluyor da,Necip Fazıl'ın dindarlar diye tanımladıklarının torunları,bu gün kıpkırmızı olmuşlar.Yıllarca,kendilerini ezen bir partiyi neden desteklemişler?Neden chp açık ara orada oy toplamış.Sırf şu yazdıklarım dahi olayın din meselesi olmadığını gösteriyor.Orada kanlı bir ayaklanma olmuş,kanlı bir şekilde bastırılmıştır.Bundan kimsenin kuşkusu yok.Ama bu olayı,Mustafa Kemal karşıtları dine karşı yapıldı,taraftarları ise dinciler yaptı demiştir.İki taraf da gerçeği söylemiyor.Ve bu olayı istediği şekilde kullanmaya çalışıyor.İşin aslı tanzimatçılarla,muhafazakarların tepişmesidir.Bu hala bitmiş değil.Bu gün de yapılıyor.Siyasetin,bürokrasinin aşağılık kişileri,bu gün bile 2 gruba bölünmüş;almancı,amerikancı olarak tepişmeye devam ediyor.Milli bir direniş yok.Tunceli de; bu iki grubun tahrikleriyle bir savaş alanı haline gelmiş ve taraflar orada güçlerini denemişlerdir.Menemen hadisesi de böyledir.Orası da bir güç deneme alanı olmuştur.Bu olayın tarafları,bu millete nasıl bir bölünme yapılacağını öğretmişlerdir.O çok bilen kişiler,o üstadlar,o filozoflar;gittikleri yerde işin doğrusunu öğrenmişlerdir.Büyük adam olmak kolay değildir.Bu ülkede ne yazık ki,son yüzyıllarda bu ünvanlar çok kolay verildi.Bunları örnek alarak biz de hala aynı kafayla;onların peşinden gidiyoruz ve birbirimizi kırıp geçiriyoruz.Bu kafayla gidersek;onların gittiği yerde toplanırız.Millet ayağının nasıl kaydığının farkında değil.Şu ikiyüzyıl içinde çok büyük adamlar!!!,üstadlar!!! filozoflar!!!!,şairler,edebiyatçılar!!!! yetiştirdik.Bunların peşine takıldık;geldiğimiz nokta ortada.Bunlar o kadar çok bilmiş,değerli,büyük insanlardı ki;devraldığımız mirasa bakın.Batan geminin ıslak küflü malları.Onlar hatalarıyla tarihteki yerlerini aldılar.Yermek de,övmek te lüzumsuzdur.Biz gerçek büyükleri çıkarmak zorundayız.Gerçek büyükler,birbirini yemezler,milleti gruplara ayırmazlar,insanlara yalan söylemezler.Para pul ile hiç işleri olmaz.İnsanların inançlarını kendi çıkarları doğrultusunda değiştirip,kullanmaz.Büyük denilen adamların ne olduğu birer birer ortaya çıktıkça insan çıldırıyor.Aklımızı kullanmayıp da bunların peşinden bölük börçük olarak gidersek,bizi bekleyen sonun ne olduğunu söylememe gerek yok.

[ozbeken]

.......

[ulkucu_reis]

bana bak evlat..! sen bir kaç yerde dikkatimi çektin sürekli dinden anlarım havası atıyorsun. beni tanımadan, üstüne üstlük yazdığımı anlamadan cevap yetiştiriyorsun

yazdığım her kelimeden bir anlam çıkarmışsın yazıklar olsun sana. ben arvasi onun islama dönüşüne sebep olduğunu belirttim sen hakarettentenkidden bahsediyorsun. ben üstada saygımı belirtmişim sen onu eleştirmeyeceğimden sözediyorsun bir de utanmadan allah'tan korkmadan bana vehhabiliği yakıştırıyorsun senin gibi ham biriyle tartışmak benim işim değil amma açıklamam gereken noktalar var

ben üstadın dersim hakkındaki yanlışı olduğunu biliyorum ve onu islamla bağdaştırmasını eleştirdim kadir21 ülküdaşın da belirttiği gibi bu olaya islami pencereden bakmak yanlıştır

din allahla kul arasındadır. benim dini bilgim bir müslümana fazlasıyla yetecek kadardır ve bunu sorgulamak sana düşmez. dini bilgini ne kadar uygulayabildiğin önemlidir ve uygulaman sana farzdır.

hiçbir insan eleştirilmez veya tenkid edilmez değildir hz. peygamber dışında. kaldıki ben üstadı senden daha çok seven biriyim ancak benim sevgim seninki gibi şovmence değil dürüstçedir.

tarikatı inkar ettiğimi söyleyerek iftira ettin halbuki ben tarikatlara saygım vardır tarikatlar kitle hareketidir ve islamın yayılmasında birinci unsurdur ancak uyguladığı yöntem nakilcidir bazılarının içine israiliyyat girmiştir hz. peygamber'e ait olmayan sözler hadis diye bazı tarikatlarca nakledilegelmiştir.

bir mümine vehhabi yani kafir diyecek kadar ileri giden sen artık hesabını kendin düşün

[ozbeken]

.......

[kadir45]

Özbeken Üstad;
Her nekadar ulkucu_reis e yazmış gibi görünmekle birlikte;yazdıklarının içerisinde beni de ilgilendiren kısımlar var .Zira üstad'ı ben eleştirdim en önce.Konuya başlık olan ilk iletiyi iyice oku.Yunanın Anadolu'da yaptığı mezalim anlatılmıyor.İnsanları yakmaktan,süngüyle hamile kadının karnını deşmekten falan bahsediliyor.Yazının muhatabı da Venizelos değil,Türkiye Cumhuriyetidir.Ben bu yazıyı okuduğumda çıldırdım.Ben böyle yazan bir adamı,bırak Necip Fazıl,babam olsa sorgularım.Kimsenin İsmet'le Çakmağa kızıp da,görmediği ,kendisine anlatılan mahalle karısı dedikodularından havaya girip;Devleti hedef alan,küçülten yazılar yazmaya hakkı yoktur.Devlet bizim devletimiz.Hatasıyla doğrusuyla bizim devletimizdir.Yazıyı tekrar tekrar oku;sonra google'a gir,dersim isyanı yaz.Önüne giren tüm sitelere gir.Sitelerin kime ait olduğuna bak.Sonra da oku.Hepsinde buna benzer yazılar göreceksin.Bu ne demek oluyor?Üstada dil uzzatılmazmış.Neden uzatılmaz.Adam son derece vahim bir yanlışlık yapmış.Ne demek sorgulayamam?Bu adam peygamber mi?Bu adamı nasıl ülkücü gösteriyorsunuz?Bu adam Erbakana parti kurduran kişi değil mi?Onu teşvik eden,ilk kongresine katılan insan değil mi?Sonra aradığını bulamayıp,bir şeyleri beğenmeyip,bu defa ülkücüleri çimento gösteren umut gösteren değil mi?Şu sitede kaç aydır yazıyorum.Ben fikir adamı değilim.Üstad da değilim.Sen benim hiç kıvırıp zikzak yaptığımı gördün mü?Neye inanıyorsam onu yazıyorum.Bir üstadın bu şekilde rezilce bir yazı yazmaya hakkı var mı?Ömrü boyunca böyle zikzaklar çizmeye hakkı var mı?İsmetle mareşalı kötüleyeceğim diye,devleti vahşet yanlısı,bir cani olarak göstermeye hakkı var mı?Bu yetkiyi kimden almış?Adam tanınmış bir yazarsa,her dediğini kabul etmek zorundamıyım?Ben Ziya Gökalb'i de sevmiyorum.Şimdi ben ülkücü değilmiyim?Benim kaç aydır şurada dava hakkında hangi yanlışımı gördün?Neden insanları böyle düşünmeden,sözlerini hareketlerini tartmadan,körü körüne destekliyor,bunun gibi düşünmeyen insanları bir şeye inanmamakla suçluyorsunuz?Bu adamları hata yapmamış birer ideal insan olarak kabul edip,o ne söylediyse tamam diyorsunuz.Bu ülkücü kesimden de dini kesimden de üstadlar için geçerli.Üstadın hayatta yaptığı yüzlerce yanlış ve zikzak var.Dersim konusunda da tam anlamıyla çuvallamış işte.Ne diye kalkıp da üstad eleştirilmez diyorsun?Bunlar,bu tür fikir adamları ya da dini görevi olduğunu iddia edenler peygamber mi?Ben saidi Nursiye inanmıyorum diye dinden mi çıktım sen ce?Ayağım mı kaydı?Ben de en az senin kadar dinime ve Rabbime bağlıyım.Bunları bırakın bir tarafa.Ben aklıma mantığıma ters düşen herşeyi sorgularım.Sorgulamıyacağım sadece üç şey vardır.1-Allahcc 2-hzMuhammed 3-Kuran'ı azümüşşan.Bu 3 şey dışında herşeyi sorgularım.Kimse de karışamaz ve eleştiremez.Sen ayağı kaymış olanları görmek istersen,çok bilmişlere bak.Filozofların,sosyologların,felsefecilerin,ilahiyatçıların ,bir de biyoloji ile uğraşanların çogu maalesef sapmıştır.Bir fransız sözü vardır.Derler ki 3 hekimin olduğu yerde Allahı inkar eden iki insan vardır.Vücut'un o harika yapısın bilip inceleyip,gözüyle gördüğü halde adamlar sapıyor.Çok bilmek adamı kurtarmaz üstad.Az bil,az amelin olsun,ama sırat-ı mustekim üzerine ol.İnsanların Cennete gitmesini hala yalnızca amellerine bağlayıp da,Allah'ın rahmetini unutanlar gittikleri yerde gerçeği göreceklerdir.Üstadın bu yazısı son derce talihsiz,ve çirkin bir yazıdır.Bunun da hiçbir geçerli mazereti yoktur.Allah dostu olduğunu iddia edip de,Allah düşmanlarıyla aynı parelelde yazı yazmanın da savunulacak bir tarafı yoktur.

[ozbeken]

.......

[kadir45]

Ozbeken demiş ki;
"Abim o zaman 3 Mayıstan, tabutluklardan da bahsetmeyelim. 12 Eylül zindanlarında abilerimizin gördüğü işkencelerden de bahsetmeyelim. Allah aşkına mantık mı bu abim ? "
Üstadım,12 Eylülü neden konuşmayalım?Dersim olayı ile 12 eylülün ne alakası var?Bizim ülküdaşlarımız,devlete isyan etti,köprü uçurdu,karakol bastı,1 alay askeri şehit mi etti?12 eylül olayları sırasında,kardeşlerimiz devletin yanında yer almadı mı?Bu devleti yıkıp da marksist düzeni getirmeye uğraşanlarla çatışmadı mı?Ben devlete ayaklanmanın yanlış olduğunu söylüyorum.Ben Osmanlıyı çok arayan özleyen bir insanım.Bu kalkıp da,devleti yıkmamı,devletin aleyhine konuşmamı mı gerektirir?Üstad,bu olayı bahane edip,içindeki Cumhuriyet düşmanlığını kusmuştur.Olaya hiçbir şekilde,Türkçülük açısından bakmıyor.Bakış çerçevesi dindir.Buna da itiraz etmem.Bir görüştür.Ama Cumhuriyeti kötüleyeceğim diye,hiç kimse Türkiyeyi işkenceci,sadist,vicdansız olarak gösteremez.Sana asla çok bilmiş demedim.Çok bilmişler,Ziya Gökalb,bu üstad gibi kişilerdir.Bunların yanlış yönlendirdikleri insanların sıkıntısını çekiyor bu ülke.Bu ikili,uc noktalarda iki güzel örnektir.Bak;orta yolu bırakıp da uclara kayan adamlar burada bizi nasıl çarpıştırıyor.Bugün de dilipak gibi veya karşı taraftan adamlar bunu devam ettiriyor.Benim dediğim bu.Büyük denilen her adamın fikrini sorguladığınızda,biri karşınıza dikilip"sen kim oluyorsun da ona dil uzatıyorsun diyor?Ben de diyorum ki bu adamlar kim?Önce bunları düşünün.şU İNSANLARI TABU TOTEM YAPMAKTAN KURTULALIM ALLAHAŞKINA.Adamın iyi ve doğru fikirlerini alalım buna eyvallah.Ama bu muhterem zattır her dediği doğrudur zihniyetini bırakalım.Bak üstadım.Zaman değişiyor.İnsanlar değişiyor.Yıllar öncesinin fikir ve ilmi ile bu çağda barınamazsın.Adamı oynatırlar.Bundan 500 yıl önce adam Allah'ın varlığını başka izah ediyordu.Bu gün atomla,karadeliklerle,evren teorileriyle izah ediyor.Şimdi bunların hangisi daha alim?Hangisi kitleleri daha fazla etkiler?Benim dediğim bu.Tekrar ediyorum.Dersim asla dini bir ayaklanma değildir.Dini görüş kullanılarak yapılan bir başkaldırmadır.Menemen hadisesi de budur.İşin içinde her ikisinin içinde de dış oyunlar dahil çok iş vardır.Bunu bizden iyi bilen insanların,kitlelerin gözünün içine baktığı,üstad ve filozofların,insanları böyle yanlış yönlendirmeye hakları yoktur.Duygularına hakim olamıyan insanlar büyük değildir.Ben üstad da Ziya da da bu hataları görüyorum.İkisi de psikolojik rahatsızlık,çelişki ve açmazlar ile zikzaklar içerisinde ömürlerini tüketip gitmişlerdir.Bize ne söylediğini bilen,dengeli,kararlı,azimli insanlar gereklidir.Başbuğ gibi.Davayı ortaya koyduğu günden,ruhunu teslim ettiği ana kadar,hiç taviz vermemiştir.Devletin yanında olmuştur.Hakiki bir Türk olarak,her Türk gibi DEVLETİNİ,BAYRAĞINI KUTSAL BİLMİŞTİR.BİR TÜRK'ÜN İNANCINDAN SONRA EN BÜYÜK KUTSALI;DEVLETİ,BAYRAĞI,SANCAĞIDIR.BUNLAR YIPRATILAMAZ.ONUN İÇİN BU PARTİDEYİM.ONUN İÇİN YAŞADIĞIMIZ ÇAĞIN EN BÜYÜK ADAMI BAŞBUĞUN ARKASINDAYIM.ONUN İÇİN MİLLİYETÇİYİM.

[ulkucu_reis]

yine yuvarlak cevaplar verilerek bazı ithamlarda bulunulmuş

benim dini bilgimi ölçmeye kalkıp sonra susanlara cevabım şudur din konusunda kafama göre konuştuğumu iddia eden şahıs

bozulmanıza gerek yok benim cevabım açıktır vehhabiliğin sapık bir fırka olduğunu, tarikatlara değil tüm dini bozmaya kalkıştığı ibni abdulvehhab adlı ajan tarafından tarafından kurulmuş olduğunu bilmelisin.

en doğru yol ehli sünnet'tir. tarikatların bazılarında ilk zamanlarından sonra bazı yanlışlıklar olduğunu israiliyyat olduğunu inkar etmiş. hz.peygambere isnad edilen hadisleri yüzyıllarca ravi-senedine bakmadan nakleden gene nakilcilerdir. tasavvufun içinde mistisizm de vardır. kaç yıldır biz bunları ayıklamaya uğraştık. ha bu demek değildir ki biz büyüklerimizi saymıyoruz.aksine biz onlara tarikat büyüğü değil islam alimi olarak bakarız. arvasi hz.de bunlardan biridir burda eleştirilen necip fazıldır. anlayana..

yaşım ileri olduğundan çevremde bu tip insanlara çok rastladım. yukardaki arkadaşın bağlı olduğu tarikatı savunması doğal onun için fazla tartışmaya lüzum görmüyorum ama özetle şunu söyleyeyim ben hiçbir tarikata mensup değilim türküm ve müslümanım

herkes kendi yoluna
eyvallah.

[ozbeken]

Susmaya ve size cevap vermemeye karar vermiştim ama susmamın da sizin tarafınızdan itham edilme sebebi olduğunu görünce konuşmaya karar verdim.

Yuvarlak cevab vermedim. Cevaplarım hep köşelidir. Bugüne kadar bunu bozkurt.net e yazdığım şu kadar mesajda görürsünüz. Forumda bugüne kadar kimseye elhamdulillah mavi boncuk dağıtmadım ve dağıtanlardan da olmadım. Sitede pek çok arkadaş da bu hususta şahitlik edecektir.

Dini bilgi ölçme işine gelince. Sizin dini bilginiz ehl-i bidat firkalarını kafir yapmanızdan belli. Miftahul Cenneh kitabına bakarsanız görürsünüz ki ehl-i sünnetin özelliklerinden birisi de ehl-i kıbleyi tekfir etmemektir.

	Alıntı:
	TASAVVUFUN İÇİNDE MİSTİSİZM DE VARDIR. KAÇ YILDIR BİZ BUNLARI AYIKLAMAYA UĞRAŞTIK

Hangi aklı başında Ehl-i Sünnet aliminin eserinde okudun tasavvufun içinde mistizm olduğunu. Ne mistizmiymiş bu. EĞer bu hususta bir kaç eser tavsiy edeyim size : Risale-i Halidiye, Rİsale-i Kudsiye ve Rİsale-i Kuşeyri. Bunların tercüme veya şerhlerini değil de Osmanlıca veya ARapça asıllarını okumanızı istirham ederim. Siz kimsiniz de tarikat-i aliyeleri düzeltiyorsunuz ? Bu yetkiyi, bu izni kimden aldınız ?
Bu ne büyük laftır. Bu laf yarın mahşer gününde hazmedilmez haberin
olsun.

	Alıntı:
	YAŞIM İLERİ OLDUĞUNDAN ÇEVREMDE BU TİP İNSANLARA ÇOK RASTLADIM. YUKARDAKİ ARKADAŞIN BAĞLI OLDUĞU TARİKATI SAVUNMASI DOĞAL ONUN İÇİN FAZLA TARTIŞMAYA LÜZUM GÖRMÜYORUM

Neymiş benim tipim? Hangi tipteymişim. Efendi bu ne demek? Foruma dün geldin. Benim bilgimi ve kimliğimi sorgulama hakkını nereden alıyorsun? Bakarsan velitürk gibi, tunabey gibi İslamdan habersiz onlarca adamı elhamdulillah susturduk. Bak bakalım foruma yazdığım şu kadar mesajda ben şuraya bağlıyım. ben buraya bağlıyım diye bir ibare bir ifade kullanmış mıyım ? Ehl-i sünnet dairesi içindeki tüm cemaat, meşrep, tarikat ve ekollere sevgim ve saygım sonsuz.

Haa. Bilgi konusunda ısrar ediyorsanız buyrun. Tunabeye sorduğum soruları size de soruyorum.