Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - AKSİYONUN YALANINI ZAMAN ORTAYA ÇIKARIYOR...!!!!!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Cum Mar 25, 2005 1:15 pm    ileti konusu: AKSİYONUN YALANINI ZAMAN ORTAYA ÇIKARIYOR...!!!!! Alıntıyla Cevap Gönder

Samanyolu TV ve Zaman gazetesi son günlerde, Türkiye’de misyonerliğin bir tehlike boyutunda olmadığını ısrarla vurgulamaya başladılar. Aynı yayın organları “80 yıldan beri Türkiye’de sadece 3000 kişinin Hristiyan olduğunu” büyük habercilik başarısı olarak da aktarıyorlar.

Yani Zaman grubuna göre “misyoner tehlike yok, kiliseler hiç de birilerinin abarttığı gibi fazlalaşmadı.”

Bütün bu habercilik mantığında, “dinlerarası diyalog çalışmalarının kiliseleri atağa kaldırdığı, misyoner faaliyetleri yoğunlaştırdığı” iddialarına cevap vererek “diyalogcu kesimi” aklama stratejisinin yattığı açıkça ortada.

Ama gelin görün ki, Samanyolu TV geçtiğimiz hafta günlerce süren yayınında “uzakça bir yerden gelen talimatla” olsa gerek “kilise tehlikesi yok!” diye haykırırcasına haberler yayınlarken, çok değil 3 hafta evvel Zaman gazetesi tam tersi haberler yayınlıyordu.

02.03.2005 tarihli Zaman gazetesinde Serkan Talan’ın haberinde şu bilgilere yer veriliyordu:

“Misyonerler faaliyetini yaygınlaştırdı:

Son çıkan AB uyum yasaları çerçevesinde yapılan kanun değişikliği ile başlatılan ibadethane açma serbestliğinden dolayı Hristiyan misyonerler faaliyetlerini yaygınlaştırdı.

Edinilen bilgilere göre, Türkiye’de Hristiyan misyonerlerin başlattığı çalışmalar sonucunda dağıtılan İncil sayısının miktarı milyonlarca, açılan kilise evlerin sayısı 25 bine ulaştı.

Ekonomik yönden geri kalmış yörelerde ve Alevi kesimlerde propagandasını yoğunlaştıran Hristiyan misyonerler Toprakkale’de 100 adet İncil dağıttılar.”

“Kilise evlerin sayısı 25 bine ulaştı” diye haber yapan Zaman gazetesinin haberinin virgülüne dahi dokunmadım.

Bugün “Türkiye’de onbinlerce kilise açıldı” diyen vatansever Müslümanlara, “yok böyle bir şey, abartıyorsunuz, iftira atıyorsunuz” diyenlerin “kendi haberlerine başvurmalarını” tavsiye ediyoruz.

Anlaşılan Zaman gazetesinde bazen gözden kaçmış bu nevi haberler az da olsa yayınlanıyor. Eminim gözden kaçmasa idi, “misyoner tehlikesine dikkat çeken” bu haberi sayfalarına almazlardı.

İlginçtir, aynı gazetede yazan Ali Bulaç, “Türkler Hristiyan olabilir mi?” başlıklı yazısında şöyle diyor:

“Türkler Hristiyan olabilir mi? Kısaca cevap vermek gerekirse “evet” olabilir. Türkler asla Hristiyan olmaz, dermek basit bir iddia veya bomboş bir temenni...” (Zaman 23.02.2005)

Türklerin Hristiyan olabileceğinin altını çizen Bulaç, “Misyonerlik ile diyalog” arasında irtibat kuranlara da öfkesini belirtip, Türklerin Hristiyanlaşmasına giden yollardan birisini şöyle anlatıyor:

“Görünmez kilise öğretisi çerçevesinde gelişen veya bu öğretiyi dolaylı yollardan besleyen mevcut kültürel hayatın (sivil/pop kültürün) toplumun bilinç altına Hristiyanlığı telkin etmesi...” (A.g.y.)

Bulaç, istediği kadar reddetsin: Türkiye’de misyonerlik, diyalog faaliyetlerinden sonra azıttı. Çünkü Vatikan’ın bizzat kendi kaynakları ve kardinalleri diyaloğu misyonerlik olarak tanımlıyor.

Görünmez kilise öğretisi ise, pop kültürü ile değil, diyalog faaliyetlerinin ur gibi topluma yaygınlaştırılması ile asıl zemini yakaladı.

Bir gün bu gerçeği kabul edeceksiniz ama maalesef “pek çok gencinizin vaftiz olduğunu gördükten sonra.”

Dün “25 bin kilise evi açıldı” diye haber yapan Zaman gazetesi, bugün aynı şeyleri söyleyenleri yalanlayadursun, bu yaman çelişki kuşkusuz insanı güldürüyor.

25 bin kilisenin her biri sadece 2 kişiyi Hristiyan yapsa 50 bin Hristiyan Türk var demektir.

Zaman grubu, diyalogculara bulaşan misyonerlik yaftasını silebilmek için “80 yılda 3 bin kişi Hristiyan oldu” haberiyle birilerini tatmin edebilir ama kendi gazetelerinin haberi kendilerini yalanlıyor.

Ve asıl tehlike ise “Görünmez Kilise.”

Kültürel faaliyetler, hoşgörü çalışmaları, tanış olma gibi bahanelerle körpe çocukların okullardan, dersanelerden gruplar halinde kiliselere taşınması.


Bu yazı yeni mesaj gazetesinden alındı.

Haberin aslını merak edenler [url] http://www.zaman.com.tr/?hn=148612&bl=bolgehaberleri[/url] linkini kullanarak ulaşabilirler


En son ilteris-kaan tarafından Cum Mar 25, 2005 1:19 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Cum Mar 25, 2005 1:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Zaman Gazetesi bunu hep yapıyor.

Tıpkı 1995’in son çeyreğine kadar şiddetle karşı olduğu, patrikhane/patrik; Vatikan/papa; misyoner/misyonerlik; İncil ve tüm İslam dışı faaliyetlere, 1995’in son çeyreğinden sonra ise, bu kurum, kişi ve inanışlara methiyeler dizmeye başlaması gibi.

İsteyen “diyalogmasali.com” sitesinde örnekleriyle okuyabilir. Ya da arzu edene ben e–mail olarak gönderebilirim.

İşte size birkaç misal;

Değişim öncesi

“Papa yine sahnede...” (Zaman, 22 Nisan 1990).

“Vatikan ve İngiltere Tarsus’u, ABD Patrikhane’yi merkez yapmak istiyor”. (Zaman, 17 Haziran 1990).

“Patrikhane entrika peşinde... İstanbul’a gelen Yunan milletvekilleri hezeyan kustu: Patrikhane İstanbul’da mahpusmuş” (Zaman, 18 Haziran 1991).

“Hıristiyan teşkilatlarının Müslümanlara yönelik çalışmaları endişe ile takip ediliyor. İslam Dünyası’nda Hıristiyanlık atağı” (Zaman, 31 Ekim 1991).

“...Bizans Hayali: Bir yıl önce kararlaştırılan ve adım adım hayata geçirilen bu plana göre; 1– Ortodoks dinine mensup Sırp Milleti’nin devleti olan Sırbistan kurulacak. 2– Hıristiyan halkların, tarihlerinin, törenlerinin tanımaları için yoğun faaliyetler yapılacak. 3– Son olarak güçlü bir Ortodoks–Hıristiyan ittifakı ile başkentin İstanbul olacağı... Büyük Bizans İmparatorluğu kurulacak” (Zaman, 11Ekim 1991).

...değişim sonrası;

... Ve “değişim” sonrası

“Vatikan’dan sıcak mesaj...” (Zaman, 17 Nisan 1996).

“Patrik Bartholomoes ve Fethullah Gülen Hocaefendi toplumsal barışın önemini vurgulayan konuşmalar yaptılar” (Zaman, 1 Ekim 1996).

"Medeniyetlerarası diyalog için ilk adım; Fener Rum Patriği Bartholomoes konuşmasının ardından, Fethullah Gülen’e bir hediye takdim etti” (Zaman, 2 Ekim 1996).

“Vatikan’da uzlaşma zirvesi” (Zaman, 9 Şubat 1998).

“Fethullah Gülen Hocaefendi, İslam ve Hıristiyan dünyasını temsilen ‘Dinlerarası Diyalog’ çerçevesinde Papa 2. Jean Paul ile yarım saat görüştü.” Bartholomoes: “Bol ürün bekliyoruz” (Zaman, 10 Şubat 1998).

Şunu da kaydedin.

Önce;

“Patriğin cihan rüyası: Gazetemizin sempozyumu izlemesine yasak getiren Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos; Rum Fener Patrikhanesi ekümeniktir dedi” (Zaman, 25 Eylül 1995).

...ve sonra;

“Zaman’a özel açılamalarda bulunan Protestan Kiliseleri Birliği İslam Dünyası ile İlişkiler Başkanı...” (Zaman, 30 Kasım 1998).

Geçmişten edinilen bu huy şimdi de, önce; “İçişleri Bakanlığı raporuna göre, İzmir’de 400 gayri resmi kilise var” diye yazıp sonra “Türkiye’de iddia edildiği kadar ne misyonerlik faaliyeti var, ne açılan kilise, ne de din değiştiren kişi” iddiasıyla depreşti.

İşte size fazla değil, bundan yaklaşık iki sene önce, 10.10.2002 tarihli Zaman Gazetesi’nde bakın nasıl bir haber vardı. Arzu eden aynı tarihli gazetenin arşivine müracaat etsin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Cum Mar 25, 2005 1:48 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Zaman gibi yobaz bir gazeteden de bu beklenir.Yani döneklik :!:
Zaten tüm dinciler öyle değil mi :?: Para,güç,iktidar kimdeyse ona yalakalık yapmak :evil:
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
Ancestor
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 29, 2005
İletiler: 26
Şehir: Türkiye

İletiTarih: Cum Mar 25, 2005 8:31 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Evet. Zamancılar hala bizi kıskanıyorsunuz desinler dursunlar. Mızrak çuvala sığmaz beyler. Kabul edin " hoşgörü ve diyalog süreci yanlıştı biz bu işten vazgeçtik. Tevbe estağfirullah " deyin. İş bitsin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
gazibaba
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 28, 2004
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cmt Mar 26, 2005 9:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ilteris-kaan Allah razi olsun kardesim ne güzel konular buluyorsun.
Herhalde bu diyalogdan kiliseye giden yoldaki arkadaslar uyanirlarda sana dua ederler....
Bunlar misyonerlik çalismalarini yok saymaya çalissalarda milletimiz gerçekleri ögreniyor. Bazen hata yapip kendi yalanlarinida ortaya çikartiyorlar.
Milletimiz ögreniyor ama bu siteye giren bazi arkadaslar hala onlari savunuyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pzr Mar 27, 2005 6:19 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

tek bir şey yazacagım balık baştan kokar
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
akarademr
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jun 11, 2004
İletiler: 23

İletiTarih: Pzr Mar 27, 2005 12:46 pm    ileti konusu: evet balık bastan kokar Alıntıyla Cevap Gönder

ıktıdara gelmeden once esının basortusu ıcın avrupa adaletınden medet umanlar sımdı ıktıdar oldular bunlardan ne beklenebılır. Dıyemedıler "KOL KIRILIR YINE ICINDE KALIR". kosa kosa avrupaya Turkıye Cumhurıyetını sıkayet ettıler ne acıdırkı sımdı turkıyeyı yonetıyorlar bunlar. Basbakanın danısmanlarının hepsı Kürt. Selametçiler için Türklük hiç önemli değil önce ümmet gelir. Daha ne beklenirki bunlardan. Simdi Devletimize, Milletimize, Bayragımıza, yüce Atatürk'e ve Silah Arkadaşlarına dahada sahip çıkma zamanı

Yüce Atatürk diyorki;

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

20 Ekim 1927
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hayridede
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Mar 29, 2005
İletiler: 60

İletiTarih: Çar Mar 30, 2005 1:03 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alper_Tunga72 demiş ki:
Zaman gibi yobaz bir gazeteden de bu beklenir.Yani döneklik :!:
Zaten tüm dinciler öyle değil mi :?: Para,güç,iktidar kimdeyse ona yalakalık yapmak :evil:


haklısın kardeşim..tum dinciler oyledir..ama biz dindarız..dinci deiliz..!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Cmt Nis 02, 2005 2:57 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Önceki haftasonu Samanaltı’ndaki “Pazar Sohbeti”nden “Papa VI. Paul’un dinlerarası diyalog misyonu”nu pompalayan pişkin bir diyalogcu, “Efendim, bana namazında–niyazında bir Müslüman’ın Hıristiyanlığa geçtiğini göstersinler, ben bu diyalog işinden vazgeçeceğim” diye keyif bağışlamıştı. Ben de, Diyanet Vakıf–Sen Genel Başkanı Bilal Eser’in içi kavrularak belirttiği 40 bini aşkın Hıristiyanlaştırılan gençlerimizden örnekler vermekten ziyade, ola ki diyalogcu pişkinler ve aymazlar ayıkır ümidiyle “nurculuktan papazlığa ve baş papazlığa geçenlerden misaller” sundum, sunmaya devam edeceğim… Gören göz için misal çoook.

Nurculuktan baş papazlığa geçiş yapanlardan biri, kendisi gibi 17 bini aşkın “dinlerarası diyalog misyonu”nu üstlenmiş “gizli–açık pastör ve papaz kimliği”nde “nurcu–Hıristiyan gönüllü görevli”den bahsediyor.

Gıpta edilecek hizmet!

Bu sebeple, ister istemez milletimizin aklını “Bu ne biçim hizmet, bu ne biçim diyalog ki, parmağını kaptıran papaz olup çıkıyor; bu ne biçim himmet ki, sohbetlerine–muhabbetlerine yolları düşen insan pastör, baş pastör olup çıkıyor!?” soruları kemiriyor.

Bir taraftan “Papa VI. Paul’un başlattığı dinlerarası diyalog ile Hıristiyanlaştırma furyası” yaşanırken; öte taraftan oralara yolları düşenler, “perde arkasındaki vahim gerçekler”i fark edince tekrar kendi ifadeleriyle “milletimizin dinine”, İslam’a dönüş yapıyorlar. Nitekim 1987’de İzmir’deki bir diyalog seansının akabinde Hıristiyan olan ve baş papazlığa kadar uzanan Tarsus Uluslararası Protestan Kilisesi Başpapazı İlker Çınar ve papaz yardımcısı Sinan Yorulmaz, BTP’nin Ankara Tandoğan’daki “Kıbrıs vatandır” mitinginde “Milletimizin dinine yeniden dönüş yapmanın ve Bağımsız Türkiye saflarına katılmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” diye haykırdılar.

“Efendim, bana namazında–niyazında bir Müslüman’ın Hıristiyanlığa geçtiğini göstersinler, ben bu diyalog işinden vazgeçeceğim” diye keyif bağışlayan pişkin diyalogcu, al sana Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçtikten sonra tekrar “milletimizin dini”ne dönüş yapan iki papaz daha!..

Bu arada eski papaz yardımcısı Sinan Yorulmaz’dan, Hıristiyanlığa geçtiği günlerde, dini bütün bir Müslüman olan muhterem babasının nasıl kahrından öldüğünü ve bu acıyla Hakk’a rihlet ettiğini dinleyip ağlayın!.. Neslimize, artık bu acı akıbetleri yaşatmayın ey diyalogcu pişkinler ve aymazlar!

İmdi ne dersiniz ey diyalogcu pişkinler ve aymazlar, bu işlerden hangisi gıpta veya hased edilecek hizmet ve gayret!?

Birinde Müslüman evladımız papaz oluyor, diğerinde papaz tekrar milletimizin dinine döndürülüyor… Birinde insanlar küfür ve şirke batıyor, diğerinde küfürden ve şirkten İslam’a ve imana döndürülüyor… Hangisi gıpta veya hased edilecek hizmet!?

Al sana bir nurcu

papaz daha!

Hala ayıkmadıysanız; alın size bir tane daha “eski nurcu başpapaz” hikayesi… Tempo’dan aynen aktarıyorum:

“Türk Dünyası Ankara Presbiteryen Kilisesi Başpastörü Yavuz Kapusuz: Ateistti, nurcu oldu şimdi başpastör… AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz’un akrabası olan Yavuz Kapusuz, gençliğinde ateistmiş. Üniversite ile birlikte Nur Cemaati’ne girmiş, ardından da başka bir gruba. Yıllar sonra Hıristiyanlığı seçmiş. Bugünse başpastör… Türk Dünyası Ankara Presbiteryen Kilisesi Başpastörü Yavuz Kapusuz’un hikâyesi ise artık son yıllarda dindar Müslümanların bile Hıristiyanlık dinini seçebildiğini ortaya koyuyor. Gençlik yıllarında ateist olan Yavuz Kapusuz, üniversiteye başlamasıyla birlikte Fethullah Gülen Cemaati’yle tanıştı. Bir süre bu cemaatin içinde kaldıktan sonra, başka bir tarikata bağlandı. Daha sonra kendi kendine Hıristiyanlığı benimseyen Kapusuz, zamanla Kilise’nin hizmetine girerek başpastörlüğe kadar yükseldi. İmar planına aykırı olduğu için mevcut kilisede faaliyet göstermelerinde sorunlar yaşadıklarını, yeni kilise için arsa tahsisi ve izin alınması için İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun devreye girmesine rağmen sorunun halen çözülmediğini belirten Kapusuz, “AB’ye gitsek kazanırız ama o zaman bize vatan haini derler” diyor. Kapusuz, Hıristiyanlığa geçişini şu sözlerle anlatıyor: “Üniversiteye başladığım yıllarda Nur Cemaati ile tanıştım. Ankara Üniversitesi Kırıkkale Kampusu’nda okula başladım 1990’da. Bu cemaatin mensupları gerçekten hoşgörülü insanlar, saygı gösteren insanlar. Onlar gibi düşünmeseniz bile size saygı gösteriyorlar. Sıkıntılı zamanlarımda da gerçekten büyük desteklerini gördüm, yardım ettiler. Ateist olduğumu bildikleri halde saygı gösteriyorlardı ve bundan etkilendim. Onların yurdunda kalmak istediğimde ‘Buyurun, kapımız herkese açık’ dediler ve aldılar. Bu tutumları beni çok etkilemişti, halen de değer veriyorum o cemaatin üyelerine” (Tempo dergisi, 21–28 Mart 2005 sayısı).

Kızına ağlayan profesör!

Bir başka olayı da Ankara Kulisi’nde kalem oynatan değerli gazeteciler Mustafa Kurdaş–Mustafa Yılmaz’dan aynen nakledelim:

“Profesörün sıkıntısı yüzüne yansımıştı. Diğer profesör arkadaşına “Bir gün kızımın karşıma geçip Baba ben Hıristiyan oldum diyeceği 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi” dedi. Üstelik kızı İmam Hatip mezunuydu. Profesör arkadaşından kızıyla konuşup ikna etmesini istedi. Kıza ilk soru “Neden Hıristiyan olduğu” sorusuydu. Kızın cevabı, Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü söylemiyle birebir örtüşüyordu: Kızcağız tıpkı diyalogcular gibi; “Hristiyanlar da cennete girecek diyen sizsiniz. Lailahe İllallah diyen herkesin mutlaka cennete gireceğini söylüyorsunuz” dedikten sonra “O zaman niye Hıristiyan olmayayım. Hıristiyanlık, İslam’a göre çok daha kolay bir din. Başörtüsü mecburiyeti yok, 5 vakit Namaz zorunluluğu yok, Haftada bir kiliseye gitmek yeterli. Sonunda cennete gireceksem neden kolay olanını tercih etmeyeyim”.

Bu diyalog işinin gelip dayandığı noktayı görebiliyor musunuz ey diyalogcu aymaz ve pişkinler!?

Sözünüzde samimi iseniz, Samanaltı’ndaki Pazar Sohbeti’nizde ilan ettiğiniz üzere “bu diyalog işinden vazgeçtiğiniz”i açıklamanızı bekliyorum ey pişkin diyalogcu.


Bu yazı Yeni Mesaj gazetesinden Mehmet Emin Koç'dan iktibas edilmiştir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Cmt Nis 02, 2005 3:10 pm    ileti konusu: Dinler Arası Diyalog Alıntıyla Cevap Gönder

Zaman gazetesinin dış mihraklı bir gazete olduğu "efendisi"nden belli. Dışarıda yşıyor malum.
Ancak saf ve yobaz bazı cemaat içindeki arkadaşlarımızı ikna mümkün görünmüyor. Adamlar göz göre göre misyonerlik faaliyetlerine alet oluyorlar. Ne kadar da önemliymiş diyalog.
Etyen Mutafyan' a inanan kaz kafalılar bizlere veya onları uyaran yazarlara da inanmıyorlar. Zaten çoğusu rant peşinde. Ne diyelim Rabbim hidayet etsin.

Düşünüyorum::
Diğer ülkelerde insanları kendi dinleri, devletleri hakkında bu kadar basit şekilde kandırabilmek mümkün müdür? Evet diyinde içim rahat etsin.
Bu kadar hain, bu kadar tuzakları göremeyen başka ülke insanları herhalde yoktur.
Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
gazibaba
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 28, 2004
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cmt Nis 02, 2005 8:58 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Papazlarınızı ve hahamlarınızı da yanlarınıza alarak geliniz!

Bu mübarek Cuma gününde, Müslümanlardan ziyade Hıristiyan Yahudi, Budist ve Zerdüştlere muhabbet ve hoşgörü kanatlarını gererek Papa’nın ve papazların ellerini ve bilmem nerelerini öpen “diyalogcu aymaz”ların, Hz. Muhammed’e sevdalı Müslüman’a karşı “mülaane ve mübahale istismarları”na karşılık, aynen Necran Hıristiyanlarının karşısına Hamse–i Âl–i Aba olarak çıkan Alemlere Rahmet Hz. Muhammed’in ve Ehl–i Beyti’nin vahiyle müeyyed edaları ve ruhaniyetiyle “hodri meydan” diyorum.

Gözünü ve gönlünü dört açıp dinle ey diyalogcu aymaz!

“ABD’de Yahudi mafyası: ADL” diye başlık atıp “ADL (Anti–Defamation League) adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir… Kurdukları ‘Denizaşırı Yatırımcılar Servisi’ adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir… ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığı’na bağlı Özel Soruşturmalar Ofisi’nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv’de çalıştırmaktadır… İsrail Devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail Gizli Servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur…” diye siz yazdınız (Zaman gazetesi, 20 Kasım 1992, Yunus Altınöz).

Bu ve buna benzer daha çok şeyler yazdınız ADL ile ilgili; bizim tek kelime ilavemiz yok ey aymaz! İşte bu ma’lum–meçhul ADL’nin Gülen Efendi’ye “hoşgörü ve diyalogla ilgili bir kitap” yazdırdığını da kendi mevkutenizde aynen aşağıdaki gibi siz aktardınız kamuoyuna…

“3 gündür Türkiye’de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM Başkanı Çetin ve Dışişleri Bakanı Cem’den sonra Fethullah Gülen ile görüştü… 55 Yahudi örgütünü temsilen Türkiye’de bulunan 59 kişilik (AYÖBK) Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti, Fethullah Gülen’in Türkiye’deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın ‘barış’ asrı olması açısından önemsediklerini ve sözkonusu projeye büyük ilgi duyduklarını belirttiler… Görüşmede; Gülen’in, ABD’nin en etkili Yahudi Lobisi olan ‘ADL’nin (Anti–Defamation League) teklifi’yle hazırladığı ‘hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap’ da gündeme geldi. Gülen, İngilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak…” (Zaman gazetesi, 10 Mart 1998, Selçuk Gültaşlı).

Bizden bir ilave yok, yalan yok, iftira yok; yaptığınız iş ve kimin teklifiyle olduğu ortada. Tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu bir.

“Papa VI. Paul tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz… Rabbin aciz kulu Fethullah Gülen– 9 Şubat 1998” diye başlayan mektubu Papa II. Paul’un elini öperek siz takdim ettiniz ve birgün sonra mevkutenizde yayınladınız (Zaman gazetesi,10 Şubat 1998).

Bu işte de bizden bir ilave yok, uydurma yok, iftira yok; tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu iki.

“Bu bir devrim… Hz. İbrahim Sempozyumu ilginç bir evliliğe de vesile oldu. Diyalogdan düğüne. Sosyoloji profesörü Hıristiyan Lester Kurtz ile gazeteci Müslüman Meryem Kurtz’un nikahları, Urfa’da İbrahim Camii’nde müftü, haham ve papazın huzurunda kıyıldı. Hem Hıristiyan hem Müslüman… aynen çifte vatandaşlıkta olduğu gibi çifte dinli…” diye siz manşet yaptınız (Zaman gazetesi, 14 Nisan 2000)

Bunda bizden bir ekleme yok, ilave yok, iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu üç.

“Ehl–i kitapla amentüde ittifakımız var… Garip olan şudur ki ittifak ettiğimiz amentüyü öne geçirmiyor da ihtilaf ettiğimiz teferruatı ileri sürüp mutlak küfre karşı dayanışmamıza engel olarak görüyoruz. Halbuki temelde ittifak varken teferruattaki ihtilaflara takılıp kalmak makul değildir…” diye yazı döşenerek “ehli kitapla amentüdeki ittifakınız”ı siz ilan ettiniz (Zaman gazetesi, Ahmet Şahin, 17 Nisan 2000).

Bunda bizden bir ekleme yok, ilave yok, iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu dört.

Papa ile görüşmesinin akabinde Gülen Efendi “Herkes kelime–i tevhid–i esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime–i tevhidin ikinci bölümünü, yani ‘Muhammed Allah’ın Rasulüdür’ kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır” diyor (Bkz. Küresel Barışa Doğru, s. 131).

Bunda bizden bir ekleme yok, ilave yok, iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu beş.

Aynı Gülen Efendi, “Yahudi ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler, ya Hazret–i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hristiyanlar hakkındadır” (Bkz. Küresel Barışa Doğru, s. 45) diyor.

Bunda bizden bir ekleme yok, ilave yok, iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu altı.

Diyalog çalışmalarınızın demirbaşı olarak STV’deki Pazar Sohbeti’nizde de arz–ı endam eden felsefeci–teolog “İslam bilginleri Hıristiyanların, Yahudilerin, Zerdüştilerin, hatta Budist gibi herhangi bir şekilde bir tanrıya inananların cennete gireceklerini kabul ederler” diye beyanat veriyor Hürriyet’in Gülen Efendi’nin röportajını temize çıkarma operasyonunda (Hürriyet gazetesi, 17 Nisan 2004).

Bunda bizden bir ekleme yok, bir çamur, bir iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu yedi.

“Tercan Ali Baştürk gibi arkadaşlarınızın yönetiminde öğrenciler, 21 Nisan 2000 Cuma sabahı yurtdışındaki okullardan İstanbul’a getiriliyor; Patrik Bartholomeos, papaz Marotvich, Zaman’dan Abdullah Aymaz ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan Harun Tokak ziyaret ettiriliyor, sonunda da Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman öğrenciler ‘belli zamanlarda birlikte ortak ibadet etme kararı’ alınıyor” (Çağlayan dergisi, Nisan 2000, Tabuları Yıkan Seyahat, Tercan Ali Baştürk)

Bunda da bizden bir ekleme yok, bir fazlalık, bir iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu sekiz.

“Türkiye’de Hıristiyan misyonerlerin başlattığı çalışmalar sonucunda dağıtılan İncil sayısının miktarı milyonlara, açılan Kilise Evlerin sayısı 25 bine ulaştı” haberini de mevkutenizde siz yazıyorsunuz (Zaman gazetesi, Serkan Talan, 2 Mart 2005). Sonra da tünediğiniz ekranlardan veya gazete köşelerinden “Yalan; yok canım nerede o kadar kilise ev…” diye siz konuşuyorsunuz.

Bunda da bizden bir ekleme yok, bir fazlalık, bir iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu dokuz.

Hıristiyanlaştırılan binlerce gencimizin haberlerinden öte mevkuteler, artık “Eski Nurcu papaz’ın öyküsü”, “Nurcu papaz” ve “Ateistti, Nurcu oldu şimdi Başpapaz” (Bkz. Star, Milliyet gazeteleri 15 Aralık 2001; Tempo dergisi 28 Mart 2005) haberleriyle dolup taşıyor. “Türk Dünyası Ankara Presbiteryen Kilisesi Başpastörü Yavuz Kapusuz’un hikâyesi ise artık son yıllarda dindar Müslümanların bile Hıristiyanlık dinini seçebildiğini ortaya koyuyor. Gençlik yıllarında ateist olan Yavuz Kapusuz, üniversiteye başlamasıyla birlikte Fethullah Gülen Cemaati’yle tanıştı… Başpapaz Kapusuz, ‘Onların yurdunda kalmak istediğimde ‘Buyurun, kapımız herkese açık’ dediler ve aldılar” (Tempo dergisi, 28 Mart 2005) haberlerini okuyorsunuz.

Bütün bunlarda bizden bir ekleme yok, bir abartı yok, bir iftira yok, tamam mı ey diyalogcu aymaz, bu on… Ve dahası var ama bu olsun son.

Ey diyalogcu aymaz ve zamane aymazlar, milli ve dini bütünlüğümüz bakımından vahim olan bütün bu yanlışları icra etmenize rağmen “mülaane ve mübahale”yi dahi istismar eden cüretiniz karşısında, aynen Necran Hıristiyanlarının karşısına Hamse–i Âl–i Aba olarak çıkan Alemlere Rahmet Hz. Muhammed’in ve Ehl–i Beyti’nin vahiyle müeyyed edaları ve ruhaniyetiyle “hodri meydan” diyorum…

Her zaman ve her yerde, dilediğiniz ekranda veya dilediğiniz meydanda, Beytullah’ta veya Arafat’ta, aynen Alemlere Rahmet Hz. Muhammed’in Hz. Fatıma’sını, Hz. Ali’yi, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i abasının altına alarak Necranlıların karşısına çıkışı gibi, kızım Fatıma Betül’ü, oğullarım Recep Haydar ve Ali’yi abamın altına alarak tüm diyalogcu aymazların karşısına çıkıyor; haksız, yalancı, müfteri olanın ve nâhak yere Müslüman’ın harîm–i ismetine dil uzatanın soyunun ve sopunun kuruyup kesilmesi üstüne “mülaane ve mübahale”ye davet ediyorum. Ellerini öpüp yapıştığınız papazlarınızı ve hahamlarınızı da yanlarınıza alarak geliniz…

Buyurunuz, hodri meydan!

“Gerçek Rabb’inden gelendir. Öyleyse şüphecilerden olma. Artık sana bu ilim geldikten sonra, kim seninle (İsa’nın durumu) hususunda çekişirse de ki: ‘Haydi gelin, sizler ve bizler bizzat dahil olmak üzere, oğullarımızı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı çağırıp gönülden Allah’a yalvaralım; bu konuda kim yalancı ise Allah’ın lânetinin onların üzerine inmesini dileyelim” (Âl–i İmran Sûresi, 60–61)

Her zaman ve her yerde, dilediğiniz ekranda veya dilediğiniz meydanda, Beytullah’ta, Arafat’ta veya Ravza–i Mutahhara’da…


Mehmet emin KOC
Yenimesaj Gazetesi
01 Nisan 2005
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hayridede
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Mar 29, 2005
İletiler: 60

İletiTarih: Cmt Nis 02, 2005 9:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kursad88 demiş ki:
Çok güzel yazıyorsun da gazibaba benim senin kadar bilgim yok ve Nurcuların karşısında(kendileri 24-25 yaşında-abi-) birşey diyemiyorum sanki onlar haklıymış gibi oluyor


Sevgili kardeşim..Unutmaki münafık korkak olur...Sen hak davanı anlatmakta asla cekinme..Madem bu adamlar haklıdırda su diyalog denen olayı birde muslumanlarla yapsalar;Mehmet Emin Koç Beyin cagrısına cevap veripte herhangi bir platformda yuzyuze,halkın onunde bir goruşseler..ama dedik ya münafık korkak olur..Görülüyorki bizler bu konuda ne yapıyorsak Allahın izniyle delillerle,belgelerle insanların karşısına çıkıyoruz..iftiradan,yalandan Allaha sıgınırız..Allah muhafaza..Ama papazcı cemaat her dakika yalan ve iftira peşinde koşuyorl..Bir müslumanın ailesine,namahremine,namusuna dil uzatacak kadar islamdan,insanlıktan(bunlar insan deildir beşerdir)nasibini almamış bu yüzsüzler nasıl olurda vatanını satmaz..hainin ta kendisidirler..!!(cemaatteki saf,temiz insanları tenzih ederim..)..selametle..


En son hayridede tarafından Cmt Nis 02, 2005 10:02 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hayridede
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Mar 29, 2005
İletiler: 60

İletiTarih: Cmt Nis 02, 2005 9:58 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Seni gece vakti yatagından kaldırsınlar zannetki namaza kaldırıyorlar...deil efendim papaya dua edilecekmiş..neden;daha fazla haç çıkartsın,daha fazla Allaha ortak koşsun diye...uyanın efendiler uyanıııın...Allah rızası için,Allaha iman etmiş,peygamberine iman etmiş,ahlakı duzgun,delikanlı bir şakirt yokmu aranızda hiç..soylesin nur sohbetlerinde incil okunmuyormu.kliselere ziyaretlere gidilmiyormu..Abilerim,bacılarım Allah rızası için soyleyin yaaa...Ondan sonrada utanmadan,sıkılmadan iftira diyorsunuz..Ve musluman insanların ailelerine,namuslarına laf ediyorsunuz..sorarım size bu nasıl imandır...Sizin yaptıklarınızı papa bile yapmaz..!
uyanın artık bu sevdadan..!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Pzr Nis 03, 2005 7:32 am    ileti konusu: Mürşid-i Kamil Alıntıyla Cevap Gönder

Beyazıd-ı Bistami “yılan derisini nasıl atarsa, ben de öyle sıyrıldım benliğimden, sonra kendime baktım,ben, “O” olmuşum” diyor.
Kebir’ de “Sen, Sen diye haykırırken birde ne göreyim,Sen olmuşum, Ben kaybolmuşum aradan, Sen varsın nereye baksam “ diyor.
Bunlar Başbuğ velilerden ve ALLAH(CC) dostları.
Şimdi soruyorum:

Hangi Allah(CC) dostu papa ile, papaz ile dost olmuş?
Müslüman olmayanın müslümanlar üzerindeki en temiz emelleri onu dininden döndürmek. Sırp katilleri Kardeşlerimizi niye katlettiler?
Allah(CC) bu cemaatin saf insanlarını İnşallah uyandırsın.
Amerikada papa dostundan hidayet arayanlar gözlerini Menzil' e çevirsinler de belki gözleri ve kalpleri nur görsün.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1