Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - TÜRKİYE EGEDEKİ 150 ADASINI İSTİYOR
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
alperen79
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 05, 2005
İletiler: 59

İletiTarih: Sal Nis 19, 2005 2:49 pm    ileti konusu: TÜRKİYE EGEDEKİ 150 ADASINI İSTİYOR Alıntıyla Cevap Gönder

Ege Denizi’ndeki Türk-Yunan sorunlari yeni bir mecraya ilerliyor. Avrupa Birligi (AB) üyelik sürecinde Kibris’tan sonra Türkiye’nin karsisina çikacak en önemli konulardan biri olan Ege sorununun müzakerelerle çözülmesi gerekiyor. Egemenligi devredilmemis adalar, karasularinin 6 milin üstüne genisletilmesi, kita sahanligi, hava sahasi (FIR), adalarin askersizlestirilmesi gibi konularin çözümü için bugüne kadar Uluslararasi Adalet Divani’na gitme politikasi güden Yunanistan’da farkli perspektifte tartismalar yasaniyor. Helsinki zirvesi ile baslayan çözüm arayislari çerçevesinde Atina’nin artik Adalet Divani’na gitmek istemedigi gündeme getiriliyor. Çünkü Yunanistan istedigi çözümlerin ilacini AB’nin sunabilecegine inaniyor. Disisleri Bakanligi’nin tanimiyla Yunanistan ile Türkiye arasinda istiksafi, yani kesfe dönük görüsmeler yapiliyor. Zaten sorunlar yumagi olarak görülen Ege’de yeni adimlar atilirken Türkiye’nin yeni tezleri de gündeme geliyor.

Türk-Yunan iliskilerinde bu gelismeler yasanirken Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararasi Iliskiler Bölümü Uluslararasi Hukuk Ana Bilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Hami Baseren ile Ali Kurumahmut, “Ege’de Gri Bölgeler Unutul(may)an Türk Adalari” basligiyla akademik bir çalisma yayimladi. Baseren ile Kurumahmut, Uluslararasi Sürekli Hakem Mahkemesi’nin, Kizil Deniz’deki eski Osmanli topragi olan bazi ada, adacik ve kayaliklar üzerindeki egemenlik uyusmazligini Lozan Baris Andlasmasi’nin 16. maddesine atifla çözerken Türkiye’ye yeni bir hukuki kazanim sagladigini ortaya koydu. Uluslararasi anlasmalar ve Osmanli Arsivleri taranarak yazilmis olan kitapta, Kardak Kayaliklari’nin da içinde yer aldigi egemenligi devredilmemis 150 kadar adanin son durumu ortaya konarak yeni haritalar olusturulmus. Çalismada, Hakem Mahkemesi’nin kararina göre, egemenligi devredilmemis bu adalarin iddia edildigi gibi Yunanistan’a ait olamayacagi, bunlarin geleceginin belirlenmesinde ilgili devletlerin ortak bir kararina ihtiyaç oldugu ileri sürülüyor.

Kurumahmut ve Baseren’in ortaya koydugu haritalara bakildiginda, Hakem Mahkemesi Karari’na göre Yunanistan’a ait olmadigi anlasilan ada, adacik ve kayaliklarin Türkiye’ye Mentese Adalari bölgesinde Ege Denizi’nin uluslararasi sularina yeni açilma imkanlari sagladigi görülüyor. Bu durum Ege sorunlarinin temelinde yer alan karasulari meselesi basta olmak üzere diger anlasmazlik konularinda da Türkiye’nin elini güçlendiriyor. Yunanistan’in, karasularini 1936’da 3 milden 6 mile çikartarak Türkiye’yi sikintiya soktugu; simdi de 6 milden 12 mile çikartacak olursa tamamen bu bölgeye hapsedecegi göz önüne alindiginda konunun önemi daha da iyi anlasiliyor. Egemenligi devredilmemis adalarin karasulari Ege’nin yaklasik yüzde besini olusturuyor.

Baseren ve Kurumahmut’un kitabinda, Eritre ile Yemen arasinda 1995’te on iki kisinin ölümüne neden olan silahli çatismalarin yasandigi benzer bir ada ve adaciklar krizini (Hanis-Zukar Adalari) çözen mahkeme kararinda yer verilen Lozan Baris Andlasmasinin 16. maddesi ile ilgili yorum ele aliniyor. Mahkemenin bu yorumuyla Osmanli Imparatorlugu’nun eski topraklarindan olusan adalari “egemenligi belirlenmemis toprak” statüsüne soktugu kaydediliyor. Yapilan tespitlere göre, bu yorum Yunan tezlerinin aksine egemenligi belirlenmemis toprak statüsüyle uyusmazlik konusu ada, adacik ve kayaliklarin Yunanistan’a ait olmadigi gerçegini uluslararasi hukuk dilinde de alenilestiriyor. Mahkeme kararinin 165. paragrafi, “Türkiye’nin eski Osmanli topraklari ve adalarindaki tüm hak ve yetkilerinden geleceklerinin ilgili taraflarca belirlenmesi kaydiyla feragat ettigini” hüküm altina aliyor.

ADALAR OSMANLI MIRASI
Bu hükmün Lozan Baris Andlasmasi’nda özel hükümlerle egemenlik düzenlemesine konu olmus Ege’deki adalara uygulanamayacagini savunan yazarlar, aksi söz konusu olsa bile hükme göre uyusmazlik konusu adalarin Yunan topragi olamayacagini vurguluyorlar. Bundan su hüküm çikiyor: Ege’de uyusmazlik konusu olan adalar Osmanli’nin egemenligini devretmedigi adalardir. Bu adalar Osmanli Imparatorlugu’nun halefi olan Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal etmistir ve Türk topragidir.

Baseren ve Kurumahmut’un son çalismalarina göre, Kardak’tan baslayan egemenligi devredilmemis adalar listesi Mentese Adalari bölgesinde genisliyor. Eritre-Yemen kararinin getirdigi yorumdan ve Osmanli Arsivleri’ndeki bilgilerden yararlanilarak belirlenen bu adalarin önemli olanlarindan bazilari söyle: Kardak, Esek Adasi (Gaidaros), Nergiscik (Mandiraki), Bulamaç (Farmakonisi), Keçi (Pserimos), Kizkardaslar (Adelfia), Sirina, Üç Adalar (Plakhida), Safran Adalari (Sofrana), Istakida (Astakidhapula), Kandilli (Kandhelioussa), Koçbaba (Koçpapas-Levita), Sirina Ardiççik (Zenari-Kinaros), Kendiroz (Liadi), Hursid (Furni), Fornoz (Fimena) ve Koyun Adasi.

Tarihi anlasmalara bakildiginda ise adalarin 150 yili askin aci devir serencami gözler önüne seriliyor. Egemenligi 24 Nisan 1830 tarihi itibariyle Yunanistan’a devredilen adalar, Egriboz Adasi ile Kuzey Sprorat Adalari ve Kiklad Adalari olarak geçiyor. Ingiltere’nin 29 Mart 1864’te Yunanistan’a devrettigi Çuha ve Küçük Çuha adalari ile 30 Mayis 1913 Londra Andlasmasi’nin devrettigi Girit Adasi’ndan baska Lozan Baris Andlasmasi’na kadar Ege’de herhangi bir ada, egemenlik devrine konu olmamis. Bu çerçevede Gökçeada, Bozcaada ve Tavsan Adalari üzerindeki Türkiye hakimiyeti teyit edilmis, antlasma aksine hüküm olmadigi takdirde Asya sahilinin üç mili içerisindeki adalar Türk hakimiyetine birakilmis. Limni, Semadirek, Midilli, Sakiz, Sisam ve Ahikerya adalari ismen sayilarak; Tasoz, Bozbaba ve Ipsara Adalari ise ismen sayilmis olmamalarina ragmen, Lozan’in 12. maddesinin ayrilmaz bir parçasi olan Alti Büyük Devlet Karari geregince 13 Subat 1914’te Yunanistan’a devredilmis. Bu bölgede egemenligi Yunanistan’a devredilmis baska ada, adacik ve kayalik bulunmuyor.

Baseren ve Kurumahmut tam burada Türkiye’nin Osmanli’dan devraldigi haklarin Yunanistan’a karsi savunulmasini öneriyor. Kardak Kayaliklari ve çevresindeki adalarda bugüne kadar fener dikmek, tarim yapmak, keçi otlatmak, iskele insa etmek, asker çikarmak, tatbikat yapmak gibi yöntemlerle hak iddia ederek fiilen egemenlik uygulamasina girisen Yunanistan’in taleplerinin tamaminin Eritre-Yemen uyusmazligi çözümünde açikliga kavusturuldugu gibi bos talep ve iddialar oldugu görülüyor. Hakem mahkemesinin karari bu adalari Lozan’in 16. maddesine istinaden egemenligi belirlenmemis toprak statüsüne sokuyor. Bu statü ise, Yunanistan’in tek tarafli uygulamalar ile hak kazanmasina engel teskil ediyor.

KARDAK ORTAK EGEMENLIK ADASI OLSUN
Yeni tezle “AB’ye üyelik sürecinde Türkiye’nin Yunanistan ile yapacagi Ege pazarliginda dezavantajli bir pozisyonda oldugu görülüyor. Ege sorunlarini AB’ye girmek için çözelim yaklasimi dogru olmayacaktir. Ege sorunlarini objektif hukuk kurallarinin bize tanidigi haklara sahip çikarak çözelim. Bu uyusmazliklar sonuç itibariyle devletlerarasi hukuk kurallari çerçevesinde ortaya çikmistir. Dolayisiyla objektif hukuk kurallari çerçevesinde Türkiye’nin hak olarak korunan çikar ve menfaatleri vardir. Bunlara sahip çikalim. Bu haklari AB’ye girmek için feda etmeyelim.” deniyor.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Dr. Erdem Denk ise öncelikli olarak kita sahanligindan baska sorunlarin da olduguna Yunanistan’in ikna edilmesi gerektigine isaret ediyor. Ege sorunlarinin uluslararasi mahkemelerde “al-ver” yaklasimiyla çözülecegine inanan Erdem Denk, “Ege sorunlarinin çözümüne deniz yetki alanlarinin belirlenmesiyle baslanmali. Bu da ada, adacik ve kayaliklarin egemenliklerinin kime ait olacagina bagli. Türkiye’ye deniz yetki alanlarinda yeni koridorlar açiyoruz denirse ya da adaciklarin deniz yetki alani yoktur denirse sorunlar daha kolay çözülür.” diyor.


Kardak Kayaliklari dahil bazi adacik ve kayaliklarin aidiyeti konusundaki anlasmazligin Türkiye ile Yunanistan arasindaki sorunlar listesine en son eklenen uyusmazlik oldugunu kaydeden Denk, egemenlik sorununun ön kosulu niteligindeki ada ve adaciklarin statüsünün belirlenmesiyle diger adimlara geçilebilecegini kaydediyor. Denk, 22’den 152’ye kadar varan adacik ve kayaliktan bahsedildigini aktariyor.

Taraflarin, Ege sorunlarini gizli görüsmelerde ele aldigini hatirlatan Erdem Denk, Yunan gazetelerine sizan haberlerde uyusmazlik konusunda uzlasmaya varilamadiginin yazildigina dikkat çekiyor. Denk’in, egemenligi tartismali adacik ve kayaliklar sorununun sembolü haline gelen Kardak Kayaliklari ile ilgili de çözüm önerisi var. Denk, kayaliklarin taraflarca (sadece iki kayalik için geçerli oldugu vurgulanarak) ortak egemenlik alani (condominium) ilan edilmesini öneriyor. Böylece sorunu çözümsüzlüge iten bir sembol, Yunan ve Türk tarafinin ‘kaybet-kaybet’ formülüyle ortadan kaldirilacak. Diger uyusmazliklarin çözümü için kapi aralanabilecek.

Avrupa Birligi’ne üyelik stratejik karari ile yürüyen Türk disisleri politikasinda Yunanistan ve Ege sorunlari Helsinki Zirvesi’yle birlikte özel bir yere kavustu. Iki ülke arasindaki uyusmazliklarin dolayli da olsa muhatabi Avrupa Birligi oldu. Bu üçlü iliskinin önümüzdeki günlerde neler getirecegi bilinmese de Türkiye’nin Yunanistan’a karsi talepkâr olmasi gerekiyor. Prof. Dr. Bayram Öztürk, Ege bölgesinde yasayan Türk nüfusunun Yunanistan’in toplam nüfusunun iki kati (20 milyon) oldugunu hatirlatarak, Ege Denizi’nin bir Yunan gölü olmadigini Yunanlilarin kabul etmesi gerektiginin altini çiziyor: “Burada amaç çatisma degil. Uzlasmaci, ancak haklarini bilen bir Türkiye, Ege’deki haklarini korumali ve istemeli.” Ege Denizi’nde Türkiye’nin bugünkü durumunu tek böbrekle yasayan hastaya benzeten Öztürk, Türkiye’nin Ege Denizi’nde daha genis karasulari hakki oldugunu ve bunun hakkaniyete uygun olacagini belirtiyor.

Ege Denizi, kesfedilen petrol rezervi, turizm, denizcilik ve balikçilik faaliyetleri açisindan da her iki ülkeye karsi cömert davranmis. Bu cömertlikten bugüne kadar daha çok Yunanistan istifade etmis. Örnegin Yunanistan’in 1970-2000 yillari arasinda Ege Denizi’ne ait toplam su ürünleri üretimi yillik 40 bin tondan basliyor. 1996-97 döneminde 150 bin tonu bulmus. Türkiye’nin ise yillarca Ege’deki balik üretimi 5-10 bin ton civarinda seyretmis. 1988-2000 döneminde 50 bin tonu geçmis. Türkiye’nin hizla gelisen bir balikçilik endüstrisi var; uluslararasi sularda avlanan balikçilarin sayisinin artmasi yaninda açik denizlere gelecekte kurulacak balik çiftlikleri için de yer gerekiyor. Karasularinin 6 milden daha fazla genisletilmesi, canli kaynaklardan yararlanmamiza engel olabilir. Buna karsin Türkiye’nin Ege Denizi’nden elde ettigi balikçilik verimi gittikçe artiyor. Gida güvenligi bakimindan bu denize bagimliyiz. Ege’de en verimli alanlar 0-200 metre arasinda yani ada ve adaciklarin hemen yani basinda bulunuyor.

YUNANISTAN ROMANTIK
Bölgede egemenlik tartismalarinin disinda baskaca riskler de var. Örnegin Rus ve Hazar petrollerinin 100 bin tonu Marmara Denizi ve Ege üzerinden Avrupa ve dünya pazarlarina ulasiyor. Adalar bölgesinde meydana gelecek herhangi bir tanker kazasiyla plajlari ve kiyilari, dip baliklari ve ekolojik zenginlikleriyle bilinen adalar fiziken kaybedilme tehdidiyle karsi karsiya. Ayrica turizm de sekteye ugrayacak. Türk Deniz Arastirmalari Vakfi Baskani Bayram Öztürk, egemenligi devredilmemis adacik ve kayaliklarin kapsadigi yüzde 5-6’lik bölgenin Türkiye’ye yeni iktisadi kaynaklar kazandiracagina isaret ediyor. Öztürk, yillik 100 bin ton sinirini zorlayan Ege balikçiliginin artmasiyla yeni kazanimlara isaret ediyor. Türkiye’nin mevcut Yunanistan politikasini fazlasiyla romantik bulan Öztürk, Yunanistan’in kurulusundan bu yana Türkiye’nin aleyhine genisledigine dikkat çekiyor.

NATO'DA BIZIM DEDIK
“Osmanli ve Türkiye, Ege’de kaybedecegi kadar kaybetti.” diyen Kurtulus Savasi gazisi babasinin sözlerini hatirlatan Emekli Amiral Çetinkaya Apatay, Eritre-Yemen kararinin Türkiye’nin hakliligini bir adim daha öne çikarabilecegine isaret ediyor. Apatay, Ege’deki adalarin 30 Mayis 1913’te Balkan Harbi sonrasinda imzalanan antlasmalar ve Ingiliz taktikleriyle yitirildigini hatirlatiyor: “Ege Adalari’ni Ingilizler’in cambazliklariyla kaybettik. Yunanistan’in AB’ye girmesiyle rahatlama dönemi yasaniyor. Artik Yunanistan Türk korkusuyla yönetilmiyor. Halk ‘AB’ye girdik, neden Türkiye’den korkayim’ diyor. Yani Türk düsmanligi üstüne politika yapilamiyor. Yumusama dönemi çözümü kolaylastirir. Mahkemenin uyusmazlikla ilgili karari Yunanistan’in da iddiasini çürütüyor. Taraflarin oturup masada çözüm bulmasini öneriyor. Biz de yillardir bu adalari, antlasmalarda ismi zikredilmeyen bütün adalar Osmanli’ya dolayisiyla bize aittir teziyle savunduk. Karar, Türkiye penceresinden çözümü daha da kolaylastiriyor.”

Apatay, Kardak Krizi’nin yasandigi dönemde NATO toplantisinda genç bir subayin Mentese Adalari grubundaki Gavati (Gauda) Adasi’nin Türkiye’ye ait oldugu iddiasini dile getirdigi anektodunu aktariyor. Apatay, Yunanistan ve Türkiye’nin Lahey’deki Uluslararasi Adalet Divani’na gitmek yerine, karsilikli görüsmelerle AB sürecinde sorunu çözecegine inaniyor.

Yemen-Eritre karari ile hareketin Türkiye’nin islerini zorlastiracagina, Ege sorunlarini çikmaza itecegine inananlar da var. Eski Atina Büyükelçisi Tuncer Topur, 28 Aralik 1932 tarihli Türk-Italyan Toplanti tutanaklarinda Kardak Kayaliklari’nin 12 Adalar çerçevesinde kendilerine verildigini belgeleyecek delilleri ileri sürdügünü hatirlatiyor. “Türkiye egemenligi devredilmemis adalari talep ederse Avrupa ayaga kalkar.” diyen Topur, Yunanistan’in bunu Türkiye aleyhinde kullanabilecegine dikkat çekiyor. Topur, bugüne kadar Ege sorunlarini çözmek için Uluslararasi Adalet Divani’na gitme politikasi güden Yunanistan’in simdi AB bünyesinde çözüm arayislarini ‘Daha talepkâr olacaklari bir ortam yakalamak istiyorlar’ seklinde yorumluyor.

Yunanistan, Ege’de sosyal hayati sürdürebilmek için büyük fedakarliklar, çok ciddi altyapi yatirimlari yapiyor. Ege Adalari’nda yasayan Yunan nüfusu 2 milyonu buluyor. Halki adalarda tutabilmek için tesvikler veriliyor. Ekonomik fedakarliklar yapiliyor. Örnegin bazi adalarda su yok. Deniz yoluyla ulasim uzun mesafeleri kapsiyor. Bunlarin hepsi ek bir külfet getirdigi için adalara sunulan kamu yatirimlari pahaliya mal oluyor. Tecrübeli bir diplomat ise, “Bazi bölgelerde halk oturmak istemiyor, adalar Türkiye’ye devredilmek istenir mi diye gizli bir korku yasaniyor. Yunanistan adalarda nüfusun çogalmasini bile tesvik ediyor. Rum nüfusu çok olsun diye her sey yapiliyor. Biz bu sorunu Kardak Kayaliklari çerçevesinde biliriz. Bunlardan herhangi birisinin Türkiye’ye verilmis olmasi, Yunanistan’in bütün bu çabalarini bir anda çökertmis olacak. Hakkimizi aramaliyiz, ancak sorunlar uzlasmayla çözülmeli.” diyor.

Eritre-Yemen kararini veren Sürekli Hakemlik Mahkemesi’nin hakimi R.J. Jennings geçen sene vefat etti. Bu karar adalari açik sahipsiz yaptigindan yeni tezin önümüzdeki günlerde daha da öne çikacagina dikkat çekiliyor.


EGEMENLIGI ANDLASMALARLA BELIRLENEN ADALAR :
1- Egriboz
2- Kuzey Sporat Adalari
3- Kiklad Adalari
4- Çuha, Küçük Çuha
5- Girit
6- Midilli
7- Limni
8- Semadirek
9- Gökçeada
10- Bozcaada
11- Sakiz
12- Sisam
13- Ahikerya
14- Tasoz
15- Bozbaba
16- Ipsara
17- Tavsan Adasi
18- Rodos

KAYNAK: Fatih Ugur / AKSIYON DERGISI .. 07.03.2005 12:33:26
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
lodoslu07
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 15, 2005
İletiler: 18

İletiTarih: Sal Nis 19, 2005 3:17 pm    ileti konusu: selam Alıntıyla Cevap Gönder

bu yazıyı dikkatli okumanı tavsiya edrim
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1