Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - öcalan ipten kurtuldu
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
tatvanbozkurt
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 11, 2005
İletiler: 512
Şehir: ....

İletiTarih: Pzr May 15, 2005 3:47 pm    ileti konusu: öcalan ipten kurtuldu Alıntıyla Cevap Gönder

Selamun Aleyküm ülküdaşlarım bu konuyu okumanızı isterim
Gazateden alınmıştır.Bu haberi daha evvel de yazdım ama yine okumanızı isterim

Öcalan ipten kuruldu

İmralı mahkemesinin idam kararından sonra Türkiye'de idam cezasının kaldırılması için başatılan kapmanya büyük bir yoğunluk kazanmıştır. 57. Hükümet ortaklarımız DSP ve ANAP da buna katılmıştır. MHP. Öcalan'ı ipten kurtarma operasyonu olacağı düşüncesiyle buna sonuna kadar karşı çıkmıştır. Ancak , MHP dışındaki hemen hemen bütün partilerin oyuyla idam cezası kaldırılmıştır.

Burada bir hususu da hatırlatmak isterim.Sayın Cumhurbakanımızın daveti üzerina TBMM'de grubu bulunan siyasi parti genel başkanlarınınişritaki ile 7 Haziran 2002'de Çankaya Köşkü'nde bir zirve toplantısı yapılmıştır. Bu toplantıda AKP Genel Başkanı Erdoğan da , idam cezasının kalkmasını savunmuştur. Nitekim, idam cezası MHP dışındaki partilerin oyuyla TBMM'de kaldırılırken, aKP milletvekillerinin önemli bir kısmı bunu lehinde oy kullanmışlardır. Öcalan bu şekilde ipten kurtarılmıştır. bunu takiben 3 Kasım seçim süreci başlamış ve AKP iktidara gelmiştir.''
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Pzr May 15, 2005 4:36 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Hükümetimiz şu anda da apo'yu yeniden yargılamanın yollarını aramaktadır.
Onlar için devletin onuru, iç ve dışarıı düşmanlarına karşı itibarı önem taşımamaktadır.
Tüm milletvekilleri böyle düşünüyorsa, hükümetin istifa etmesi gerekir.
Düşmana yad ve yar olanların da düşman olduğu aşikardır.

Hükümetin çıkaracağı bir karar Türk düşmanlarını sevindirip Türkleri üzecek ve yaralayacaktır.
Ancak hükümet için AB ve ABD'den başka dost olmadığı için Türk'ün üzülmesinde bir beis yoktur.

Devletin ve Şahsi itibar ve onurunu düşünen hiçbir şahıs hükümetin apo'yu yeniden yargılamasına "evet" demez, diyemez ve dememelidir.

Bazı şeylerin açtığı yara iyi olmaz.
Bazı hatalardan geri dönmek o hatayı asla tamir etmez.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Pzr May 15, 2005 5:25 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Başkanım Sayın Dvlet Bahçeli "AKP"nin bölücü faaliyetleri görmezden geldiğini söylemiştir.
Doğrudur.
RTE; AB uğruna ve ABD nasihatlarıyla hükümet idare edersen, daha çok şeyi sinene çekersin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
saltukB
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 11, 2004
İletiler: 124
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pzr May 15, 2005 5:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

işte buda bizim demokrasi anlayışımız haluk kırcı için hiç bişey yapılmazken bölücüyü yerden göğe çıkaran hükümetimizin AB UĞRUNA VATANI PEŞKEŞ ÇEKMESİNDEN BAŞKA BİŞEY DEĞİL
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM YIM MSNM ICQ
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pzr May 15, 2005 8:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli Kardeşlerim,
BU süreç Bu zat-ı muhteremi yeniden yargılama süreci değil serbest bırakıp siyaset yapmasına olanak sağlanması sürecidir..
Bugün sayın Devlet Bahçeli de bu konuya değinmiştir.
Bütün mesele Türk Halkının buna nasıl hazırlanacağıdır.
Bunu sindire sindire yavaş yavaş halka empoze edeceklerdir..
Halkda ne yazık ki! yavaş yavaş kıvama gelmektedir.
Bakınız şöyle bir halkın arasında nabız yoklayınız....eğer ailesinde şehit olmayan,veya bu ateşin yakmadığı aileler,''bana benim karnım aç ,bu adam serbest olsa ne olur ,içerde olsa ne olur...demeye başladılar..
Maalesef ,bu milletin namus,vatan ,millet,bayrak,ülke kavramlarını bozup yerle bir ettiler.....
Evet 1980'den sonra depolitize edilmiş bir gençlik yarattılar.....
EYY efendiler...buyrun ..yarattığınız bu gençliği tepe tepe kullanın.....
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Pts May 16, 2005 11:13 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Apo eşkıyasını yeniden yargılanması demek Türkiye'de pkk propogandasının aylarca dünyaya yeniden anlatılması ve yapılması demektir.
Avrupadan gelecek parlementer veya TR'yi bölme yarışında olanlar ellerinde zafer işaretleriyle tüm dünyaya pkk ve kürt reklamı yapacaklardır.

Apo eşkıyası yeniden mahkum edilse bile dünya kamuoyuna apo kendisini satlerce anlatabilecektir.
Türkiyede apo eşkıyasının biz adını bile yanlış kullanıyoruz. Artin Agopyan olarak gerçek kimliğini kullanmamız gerekir di ki ermenilerin Tr üzerindeki emel ve politikaları biraz daha netleşsin ve dünyada bunu öğrensin.
Türk Silahlı Kuvvetleri bence Artin Agopyan'ın yeniden yargılanmasına engel olmalıdır.
Türkiyenin itibarını zedeleyecek ve pkk ya yeniden ve kolay propaganda imkanı sağlamamak için her şeyin yapılması lazımdır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts May 16, 2005 11:52 am    ileti konusu: esselamün aleyküm ve rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

ülkü daşlarım benim yaşım sizlere nazaran küçüktür ve yannış bi kelime yazıyosam şimdiden özür dilerim... ülküdaşlarım benim küçük amcam hakkari' de şehid edildi ve sizler şimdi bunları yazmışsınız ben gazete televizyon takibi yapan bi insan değilim bilgisayarın başından kolay kolay kalkmam onun için bu haberi sizlerden duydum.. peki siz abilerimin ve gardaşlarımın düşüncelerini almak isterim bu şerefsizlerin amacı nedir. bu şerefsiz erdoğanın ve yandaşlarının amacı nedir eşcinsellerinde hakkı hukuku vardır diyen adamdan ne hayır gelir gardaşlarımmmmm artım bu işin sonu gelmeyecekmi daha ne kadar sabır edilecek bu şerefsizlerin yaptıkları bitmeyecekmi gardaşlarımmmm ben şehid yiğeniyim ve şunu sölemek isterim bu ülkenin başında olanlar bana göre bu ab ye girmek için herşeyi yapacaklar yakında bu ezanlar gene türkçe okuncak aynen cumhuriyetin ilk kurulduğu zamanlardaki gibi Allah (azze ve celle) türklerin ve tüm islam alemin yardımcısı olsun Allah (azze ve celle) ye emanet olun inşallah s.a

Şuheda gövdesi , bir baksana dağlar taşlar ...
O , rüku olmasa , dünyada eğilmez başlar ,

Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor ;
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor !

Ey , bu topraklar için toprağa düşmüş asker !
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer .

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid' i ...
Bedr' in aslanları ancak bu kadar şanlı idi ...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın ?
" Gömelim gel seni tarihe !" desem , sığmazsın .

Herc ü merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab ...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab .

" Bu , taşındır " diyerek Kabe' yi diksem başına ;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına ;

Sonra gök kubbeyi alsam da , rida namiyle ,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle ;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan ;
Yedi kandilli Süreyya' yı uzatsam oradan ;

Sen bu avizenin altında , bürünmüş kanına ,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına ,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem ;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem ;

Tüllenen mağribi , akşamları sarsam yarana ...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana .

Sen ki , son ehl-i salibin kırarak savletini ,
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin' i ,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran ...
Sen ki islamı kuşatmış , doğuyorken hüsran ,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın ;
Sen ki , ruhunla beraber gezer ecramı adın ;

Sen ki ; a' şara gömülsen taşacaksın ... Heyhat ,
Sana gelmez bu ufuklar , seni almaz bu cihat ...

Ey şehid oğlu şehid , isteme benden makber ,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber .


Mehmet Akif Ersoy (1873 - 1936 )
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
turk_neferi
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2005
İletiler: 869
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts May 16, 2005 3:30 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

aponun yeniden yargılanacagı haberleri üzerine tüm bölücü kürt aydınları tvlerde boy gösteriyor.krtleri savunma ayagıyla bölücülüğü savunuyorlar.apoya beyefendi diye hitap ediyorlar.ve bizleri çileden cıkartıyorlar.ama ben şöyle düşünüyorum.apo yeniden yargılansa bile serbest bırakılamaz.aihmye gitme planı tutmadı.tabi bu planı rte yapmıştı.başka planlar bulup,uygulayacaktır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
firatsevgili
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 18, 2004
İletiler: 94

İletiTarih: Pts May 16, 2005 5:17 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BİR HİLAL UĞRUNA BATAN GÜNEŞLERİN HESABINI SORACAĞIZ MEHMET AKİF ŞİİRLERİNİ HER YERDE OKUYAN RTE O ŞİİRLERDEN BİRAZ İLHAM ALSA BU ÜLKE BU DURUMA GELMEZDİ..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Sal May 17, 2005 7:01 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ABD İLE PKK ARASINDAKİ DÖRDÜNCÜ ANLAŞMA

PKK'ye Kukla Hükümet'te görev

ABD, PKK'nin Kuzey Amerika Temsilcisi Kani Gulam üzerinden yeni bir anlaşma ve görevlendirme teklifinde bulundu. AİHM'in Abdullah Öcalan'ın yeniden yargılanması kararının kesinleştiği günlerin hemen öncesinde yapılan ve avukatları tarafından ulaştırılan teklif, Abdullah Öcalan'a Kukla Hükümet'te görev vermeyi de kapsıyor.



1991 yılından bu yana PKK ile üç anlaşma yapan ABD, kısa bir süre önce, PKK ile dördüncü bir anlaşma girişimi başlattı. Anlaşma kapsamında, Abdullah Öcalan'a Kukla Hükümet'te görev verme önerisi yapıldı.
ABD'nin yeni anlaşma ve görevlendirme girişimi, PKK'nin Kuzey Amerika Temsilcisi Kani Gulam üzerinden yapıldı. Amerikalı yetkililerle Kani Gulam görüşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Öcalan'ın yeniden yargılanmasına ilişkin kararını verdiği günlerin hemen öncesinde gerçekleşti. Görüşmede, yeniden yargılanacağı henüz belli olmayan, yeniden yargılansa bile serbest kalma olasılığı yok denecek kadar az olan Öcalan'a Kuzey Irak'taki Kukla Hükümet'te görev verme önerisi yapılması dikkat çekti.

TALABANİ: TÜRKİYE İLE PAZARLIK EDECEĞİZ

Kani Gulam Amerikalı yetkililerle yapılan görüşmenin içeriğini Öcalan'ın avukatlarına bildirdi. Avukatlar da Öcalan'ı Amerikan önerisi konusunda bilgilendirdi. Öcalan'ın konuyla ilgili olarak nasıl bir karar verdiği ya da bir karar verip vermediği bilinmiyor.
Amerikan işgali altındaki Irak'ta devlet başkanı seçtirilen KYB lideri Celal Talabani'nin Sabah gazetesinin Ankara Temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş'a Bağdat'ta yaptığı açıklamalar, ABD'nin PKK'ye teklifiyle ilişkili bulunuyor. Talabani, 26 Nisan 2005 tarihli Sabah'ta çıkan açıklamasında, Türkiye ile PKK konusunda pazarlık yapacaklarını söylüyor.

AKP ÇIKIŞ YOLU BULAMIYOR

AİHM'in Öcalan'ın yeniden yargılanmasına karar verdiği ve bu kararın bir ay içinde açıklanacağını, Avrupa Birliği'nin Tayyip Erdoğan hükümetine tebliğ ettiğini, ilk olarak 18 Mart'ta Ulusal Kanal duyurdu. Aydınlık da 20 Mart'ta çıkan 922'inci sayısında kapaktan işledi. Başta haberi reddeden Tayyip Erdoğan hükümeti, kararı tebellüğ ettikten sonra, içlerinde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün de bulunduğu, denetimi altındaki holding medyası yöneticilerini topladı ve Türkiye kamuoyunun açıklanacak karara göstereceği tepkinin yumuşatılması için yayın yapılmasını istedi. Hükümet, halk nezdinde düştüğü güç durumdan kurtulmanın yolunu arıyor, ama bulamıyor.

ORGENERAL BİTLİS ÖZAL'A BİLDİRMİŞTİ

ABD, 1991 yılından bu yana, ikisi 90'lı yıllarda, biri Irak işgalinin hemen öncesinde olmak üzere üç anlaşma daha yaptı.
Birincisi yardım anlaşmasıydı. ABD, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Türk Ordusu ile çatışan PKK militanlarına malzeme desteği sağladı. Malzemenin PKK'ye ulaştırılmasında, merkez karargahı İncirlik'te bulunan Çekiç Güç örtü görevi yaptı. Türk yetkililer, Çekiç Güç'e bağlı helikopterlerin PKK'lilere ilaç ve sağlık malzemesi attığını saptadı. Ayrıca Şırnak'ta PKK'ye Amerikan malzemesi götüren kamyonlar yakalandı.
ABD'nin PKK'ye malzeme yardımına ilişkin toplanan bilgiler, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis tarafından dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a bir mektupla rapor edildi. Orgeneral Bitlis, 17 Şubat 1993 tarihinde, Diyarbakır'a giderken, uçağına düzenlenen sabotaj sonucunda şehit edildi.

ÇELİK HAREKATI SIRASINDA İMDADA ABD YETİŞTİ

ABD ile PKK arasındaki ikinci anlaşma, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 1995 yılının Mart-Nisan aylarında Kuzey Irak'a düzenlediği Çelik Harekâtı sırasında yapıldı. Çelik Harekâtı, CIA'nın kuzey Irak'tan Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'i devirmek üzere yürüttüğü örtülü faaliyete son verdiği gibi, Amerikalılarca eğitilen CIA peşmergelerini de açığa çıkardı. Harekât sonrasında 5 bin kadar CIA peşmergesi Guam Adası'na taşındı.
Çelik Harekâtı karşısında zor durumda kalan PKK'nin imdadına ABD yetişti. Yapılan anlaşma uyarınca, sınır boyunca Türk birliklerini oyalama görevi verilen PKK, kayıp vermemek için Mesut Barzani'nin denetimine girmeyi kabul etti. Uyuşturucu madde kaçakçılığının güzergahı kuzey Irak'tan Suriye sınırına kaydırıldı. Bununla Irak sınırına yakın bölgelerdeki Türk halkının ekonomik olarak zayıflaması, buna karşılık Suriye'deki PKK destekçilerinin güçlendirilmesi amaçlandı.

TIKAMA OLMAYACAK

Kaçakçılık güzergahının kaydırılmasına karşılık, Barzani ve Talabani'ye, Avrupa'daki satış dahil, uyuşturucu işinden kazanılan toplam gelirden pay verilmesi kararlaştırıldı.
Ayrıca PKK'ye Çekiç Güç uygulamasının başlamasından sonra güneye çekilen Irak birliklerinin bıraktığı, Irak-İran savaşından kalan ağır makinalı tüfeklerin bir bölümü verildi.
Türk birliklerinin saldırısı karşısında PKK'nin sıkışması durumunda, Barzani ve Talabani'nin yolu açarak PKK militanlarının Irak'ın içlerine kaçmasına olanak sağlaması konusunda anlaşmaya varıldı.

ÜÇÜNÇÜ ANLAŞMA İŞGALDEN ÖNCE

ABD ile PKK arasındaki üçünçü anlaşma, ABD'nin Irak'ı işgal saldırısandan hemen önce gerçekleşti.
ABD, saldırı öncesinde Barzani ve Talabani'ye silah yardımı yaptı. Uçaksavar, tanksavar ve benzeri ağır silahların bir bölümü PKK'ye verildi. Ayrıca PKK'ye, 22 Aralık 2002 tarihinde 125 milyon dolar para aktarıldı. Aydınlık ve Ulusal Kanal, bu paranın aktarıldığını da tespit ederek o günlerde kamuoyuna duyurdular.
Sonraki sayfalarımızda, bu anlaşmalar gereğince ABD'nin PKK'ye veridiği desteği, 18 madde halinde ayrıntılı olarak bulacaksınız.



http://www.aydinlik.com.tr/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Sal May 17, 2005 7:46 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

TÜRKİYE'NİN "EHVEN-i ŞER" KISKACI
(8000 YATAŞ'IN TAHLİLİ)


Son bir hafta içinde yaşanan gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik şubatlarından birine girilirken, Anadolu coğrafyasının ne tür fırtınalara gebe olduğunun bütün emarelerini taşıyordu. Ana gündem damarları takip edildiğinde, ortaya karmaşık bir psikolojik savaş tablosunun arkasında başrollerini yine yabancıların oynadığı ve Türk odakların sadece "en az zarar" ilkesine göre kendilerini konuşlandırdıkları bir coğrafya ortaya çıkmakta.

AKP ile ilgili bir yandan, Erdoğan'ın çevresindeki çemberin bazı niteliklerini ön plana çıkaran haberler gündeme gelirken, diğer taraftan Başbakan Gül'ün koordinasyon-uzlaşma yeteneğini zorlayacak sondajlar bizzat büyük sermaye çevreleri tarafından uygulamaya konularak, hükümetin TUSİAD Başkanı Özilhan'ın deyimi ile "derlenip toparlanması" sağlanıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı meslektaşları ile yürüttükleri teknik görüşmelerde yapılan "siyasi karar gerekliliği" vurgusunun, acelecilik havasından çıkarılıp pazarlık kozuna dönüştürülmesi Gül'ün arka plan başarısı olarak göze çarparken, Türk kamuoyunun, "İngilizle işbirliği yok" gibi haberlerle gözünün boyanması arka planda ABD ile pazarlıkların gayet iyi yürüdüğünün bir göstergesi olarak algılanmalı. İncirlik Üssü'nün YATAŞ'a verdiği 8000 yatak siparişi, arka planda yapılan pazarlıkların ne aşamaya geldiğinin somut bir göstergesi.

Avrupa'nın istihbarat çevreleri ile temasları bulunan bir gazeteciye bir başka gazeteci aracılığı ile iletilen belgelerle (asıl kaynağın kendini saklama yöntemi seziliyor. Yoksa belgeyi bulan gazeteci kendisine bu kadar sükse yapacak bir haberi niye köşeyazarına versin), PKK-KADEK ile ABD arasında aktif işbirliğinin ortaya serilmesi, bir içerikten çok zamanlama sorunu olarak karşımızda duruyor. Bu haberi medyaya sızdıranlar dahil olmak üzere herkesin ABD'nin yaptıklarını yıllardır bildiği bir ortamda, bu haberin sızmasının PKK-KADEK - ABD ilişkisinden çok, Fransa-Almanya ve ABD ilişkisi ile alakası var.

ABD-PKK ilişkisinin ortaya dökülmesi ile paralel olarak Güneydoğu'da yaşanan sıcak temaslar, MED TV'de Osman Öcalan'ın "bizim bölgede nerede adamlarımız olduğu biliniyordu" sözleri dikkate alındığında, PKK - ABD ilişkisinin ortaya dökülmesine engel olamayan ABD'nin, Türkiye'nin derin devlet mekanizmaları üzerinde kontrol mekanizmalarının zayıfladığının bir işareti olabilir. Öcalan'ın İngiliz avukatlarının, İmralı'ya gitmek için özel helikopter istedikleri haberleri ise İngiltere - PKK bağlantısını toplumsal zihne not düşmüştür.

Kıbrıs'ta, uzun zamandır çeşitli isimler aracılığı ile gerçekleştirilen psikolojik savaşa karşı sessiz kalanların, 28 Şubat yaklaştıkça seslerini yükseltmeleri, önce Bahçeli'nin ziyareti ve daha sonra TSK'nın Denktaş'a üst düzey desteği ile sembolleşti. Bu çıkışlar, Erdoğan'ın Davos zirvesinde, Denktaş ve Klerides'i "bunlar" ve "uzlaşmaz" kategorisinde ele alan sözlerinin hemen ardından geldi. Kıbrıs'ta hala "İngiliz" varlığının gündeme gelmemesi, bu senaryonun arkasındaki gölgenin ana belirleyicisi. Erdoğan'ın sorunun "çözümsüzlük" olduğunu varsayan saf tahlili ise, bu sürecin manipülasyonundaki ana dinamiklerden.

Yabancı medya aynı çoşkuyla yansıtmasa da, "Türk" medyasına göre "Fransa ve Almanya birleşti". Bu çoşkunun ana gerekçesi bu birleşmenin bazıları tarafından Kıbrıs için psikolojik zemin hazırlamak olsa da, gözardı edilemeyecek gerçek Fransa-Almanya yakınlaşmasının Atlantik'in sularını yarmaya başladığıdır. NATO Daimi Temsilciler Konseyi'nin çarşamba günkü toplantısında Irak operasyonu konusunda karar alınanaması "FransAlmanya" kadar önemli bir haberken yeteri ilgiyi görmemiş, satır aralarında Türkiye ile ABD'nin NATO'dan karar çıkması için işbirliği kararı aldığı gözden kaçmıştır.

Abdullah Gül başkanlığında gerçekleştirilen Çırağan Zirvesi, "Müslüman'ın Müslüman'a propagandasın"'dan başka bir şey üretmese de, AKP hükümetinin, bir yönü kamuoyuna, bir yönü ABD'ye yönelik Irak politikasına hizmet etti. Zirvenin yapıldığı sırada Çırağan'ın önüne demirli NATO gemileri ve zirve öncesinde Bush'un Gül'e çabalarını desteklediklerini belirten mektubu, Çırağan Sarayı'ndaki toplantıyı Saddam'dan çok ülke kamuoylarına yönelik bir ikna operasyonuna dönüştürdü.

Bütün bu gelişmeler sırasında, coğrafyanın tam ortasında bulunmasına rağmen, İsrail'in adı hiç bir şekilde (satıraralarında da olsa) geçmemektedir. İsrail'in hafta içinde durup dururken 50 Türk işçisini kaçak oldukları gerekçesi ile sınırdışı etmesi bu genele bir istisna olmakla beraber, İsrail'in Türkiye'nin yürüttüğü Kuzey Irak pazarlıklarının neresinde yeraldığı kamuoyunun gündemine bir satır olsun bile düşmemesi fazlası ile dikkat çekicidir.

Yukarıda paragraflar halinde özetlemeye çalıştığımız ana damarlar, medyanın bir köşesinden diğer köşesine savrulan kurum ve kişilerin bu noktada insiyatifi kaybettiklerini ve kendi güç zeminleri açısından "en az zarar" ilkesine göre konumlanmaya çalıştıklarını göstermektedir. AKP cephesi kanatlarını bir yandan dışarıda ABD, Avrupa, İsrail; içeride de TSK, Medya-Büyük sermaye ve tabanı arasında mümkün olduğu kadar kapsayıcı bir şekilde yayarak ağırlık merkezini düşürmeye çalışırken; bir yandan da bürokratik kadrolardaki konumunu güçlendirici adımlar atmaya çalışmaktadır.

AKP'nin hassas koalisyon yapısı, son olarak Mir Dengir Fırat'ın Radikal'den Neşe Düzel'e verdiği röportajda açıkca ortaya çıkmıştır. Parti içi uyumsuzluğun Erdoğan'ın Başbakan olması ile giderileceğini vurgulayan; Tüzmen'i Irak lideri Saddam'ı övmesini "abesle iştigal" olarak niteleyen ve siyasetin Genelkurmay'a değil, Genelkurmay'ın siyasete uyması gerektiğini vurgulayan Kürt kökenli Mir Dengir Fırat olmuştur. Gül'ün bütün hassas dengelere eşit mesafede durmaya çalıştığı bir noktada, AKP kadrolarının kendi içlerindeki mesajlaşmasının dış çevrelerle mesajlaşmalarından daha yoğun hale gelmesi dikkatle not edilmelidir. Hele, Erbakan Hoca'nın, Gül üzerinden AKP'ye nifak sokma çabalarına start verdiği bir noktada.

Yaklaşan Şubat ayı bu ana gündem damarlarından en az birinin çatlamasına sahne olabilir. Böyle bir çatlama karşısında, her taraftan çevrelenmiş Abdullah Gül'ün bu krizi yönetme başarısı, en iyi ihtimalle sadece AKP'yi değil, AKP ile derin devlet kurumlarını yakınlaştıracak, en kötü ihtimalle ise AKP dahil bir çok kurumun kendi içinde daha da ayrışması ile sonuçlanacaktır.

Şubat başında ABD'nin Irak konusundaki tavrı iyice belirginleşirken, Türkiye'nin ABD ile AB arasındaki sıkışmışlığı artacak ve bu noktada ABD ile kader birliğini savunan derin devlet kadroları ile AB ile kader birliğini savunan kadrolar arasındaki denge savaşı bir kaç yerinden patlak verecektir. DYP lideri Ağar'ın Gül ile yaptığı görüşmeden sonra İngiltere Büyükelçisi ile başbaşa yaptığı görüşme ve Cem Uzan'ın kamuoyu önünde aldığı net tavır bu çerçevede doğru okunmalıdır.

Şubat ortalarına doğru gelindiğinde, PKK-KADEK'in cepheye sürülmesi ve bunun aynı anda hem içeride, hem de dışarıda bölgede yaşanacak askeri hareketlenme için bir perdeleme-mazeret olarak kullanılması hayli olasıdır. Türkiye, Kuzey Irak için Meclis kararını bypass etme şansına PKK-KADEK sayesinde kavuşabilir. ABD, bu konuda gerekli ortamı yaratmak için ülke içindeki müttefiklerine gerekli lojistik desteği seve seve verecektir.

Şubat sonu ise, hem ABD'nin Ortadoğu operasyonunun olası başlangıç tarihi, hem de Kıbrıs için yaratılan geri sayım sürecinin son noktası olarak takvimde yerini almaktadır. Aytaç Yalman Paşa'nın son tarihe bir ay kala, "Size hayranız" mesajı ile Denktaş'a verdiği destek, dıştan çok içe yönelik bir mesaj olup, Kıbrıs üzerinde yaşanacak hareketlenmeler de, dıştan çok içte etkileri hissedilecek hareketlenmeler olacaktır. ABD ve İngiltere'nin "KKTC'de Berlin Duvarı mizanseni" sopasından vazgeçmesi Kuzey Irak pazarlığına bağlıdır ki, göstergeler TSK'nın Kuzey Irak'ta Musul-Kerkük / Kürdistan ekseninde istenilen uzlaşmayı sağladığını göstermektedir. Bu noktadan sonra, derin devlet kadrolarının KKTC'de kontrolü, "Berlin Duvarı sendromu" yaşamadan daha rahat sağlamaları beklenebilir fakat bunun karşılığı, oluşturulacak bir senaryo çerçevesinde Güneydoğu'ya ABD askerlerinin getirilmesi olacaktır. ABD'nin, 8000 Yataş'ı boşuna sipariş etmediği görülmelidir.

Şubat ayı başı, ortası ve sonunda Türkiyenin önümüzdeki 5 yılının tohumları fidan verecektir. Türkiye sürekli başkalarının önüne koyduğu satranç tahtasında en iyi hamleyi yapmaya çalışmakta ve dolayısı ile en iyi ihtimalle, satranç tahtasına tümü ile hakim rakiplerinin karşısında "ehven-i şer" pozisyonuna razı olmaktadır. Türkiye'nin bu "ehven-i şer" kıskacından kurtulmasının tek yolu, bu kritik dönemde satranç tahtasını yıkıp, masaya kendi taşları ile oturmasından geçmektedir. Stratejik ortaklardan stratejik kopuş açısından zamanlama doğru olmasına rağmen bu kopuşun gerektirdiği kolektif zeka ve cesaretin oluşmasını beklemek iyimserlik olacaktır.

http://www.sesar.com.tr/arsiv-jeokritik.asp
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
alptemizkan
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Apr 19, 2005
İletiler: 42

İletiTarih: Sal May 17, 2005 1:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ARKADAŞLAR BUGÜN MİLLİ DUYGULARIN YÜKSELDİĞİ BİR GERÇEKTİR. ANCAK BU DUYGULAR TAM ANLAMIYLA MHP'YE YÖNELMİŞ DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ MİLLETİMİZİN HAFIZASI BİRAZ ZAYIFTIR. DÜN DEVLET BAHÇELİ'NİN DE DEDİĞİ GİBİ MHP'Yİ APOYU İPTEN KURTARMAKLA SUÇLUYORLAR. HALBUKİ TATVANBOZKURT GARDAŞIN DA DEDİĞİ GİBİ İDAMI KALDIRMAYA KARŞI ÇIKAN TEK PARTİ MHP OLMUŞTUR.BİR MÜDDET SONRA DA BRÜKSEL SEVDALILARI MI TÜRKİYE SEVDALILARI MI DİYEREK SEÇİME GİTMİŞTİR. YANİ SİZDE ABYE BOYUN EĞDİNİZ DİYENLERE VE KAFASI KARŞAN MİLLETE BUNU ANLATALIM VE ARTAN MİLLİ DUYGUYU TAM OLARAK MHP'YE ÇEKELİM.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar May 18, 2005 6:37 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

HÜKÜMET: GEREĞİ YAPILACAK!

Apo kararının arkasındaki amaç

Hükümet, Avrupa ve ABD'den gelen talimatı harfiyen uygulayacağını ilan ediyor. Oysa sorun, yargılama sonucunda alınacak karar değil, yeniden yargılama sürecinin oluşturacağı ortam. Kararın arkasındaki esas amaç da bu ortamı oluşturmak. Kararın arkasından başlatılacak operasyon için işbölümü çok önceden planlanmıştı. ABD ve AB, bu kararın uygulanması için Hükümet'e talimatı verirken, bir başka talimat da PKK'ye ulaşmıştı. Hükümet yeniden yargılamayı sağlayacak girişimler için çalışırken, PKK Apo'nun serbest bırakılması için kitle gösterilerine hazırlanmaya başladı.



Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 18 Mart 2005'te kamuoyuna duyurduğu Apo kararını açıkladı. Karar: Abdullah Öcalan adil yargılanmamıştır ve yeniden yargılanmalıdır!
Karar, AKP Hükümeti'ne aylar öncesinden bildirilmişti. Perinçek iki ay önceki açıklamasında kararın Hükümet'e gizlice bildirildiğini belirtmiş ve bunun gereğinin yapılması talimatının verildiğini vurgulamıştı.
Nitekim Erdoğan-Gül Hükümeti buna uygun davrandı. Apo'nun yeniden yargılanmasını önleyen istisnai hükmün değiştirilmesi için hazırlık yapıldı.
Ancak Apo'yu yeniden yargılayacak düzenlemeyi yapmanın sorumluluğunu tek başına üstlenmek istemeyen Hükümet, konuyu 25 Şubat 2005 günü Milli Güvenlik Kurulu'na götürdü. Hükümet'in amacı, bunu bir "devlet kararı"na dönüştürmekti. Cumhurbaşkanı Sezer ve Kurul'un asker üyelerine, Öcalan davasıyla ilgili olarak AİHM ve Brüksel hattından gelen bilgiler aktarıldı. Kararın kesinleşmesi halinde AB ile ilişkileri sürdürebilmek için Öcalan'ın yeniden yargılanmasının önündeki engeli kaldırmaktan başka çare olmadığı anlatılarak, destek istendi.
Fakat Hükümet, Kurul'un asker kanadından da, Cumhurbaşkanı Sezer'den de beklediği desteği alamadı. Cumhurbaşkanı da, Kurul'un asker üyeleri de bunun siyasi bir karar olduğu, yetkinin de hükümette olduğunu dile getirdiler.
Cumhurbaşkanı Sezer'in tutumu açıktı. Sezer, kendisini ziyarete gelen bir heyetle yaptığı görüşmede, "Türkiye'de bunu yapabilecek bir kuvvet yok" dedi.
Sezer karar açıklandıktan sonra da yeniden yargılamanın ancak yasal bir değişiklikle yapılabileceğini belirtti. Sezer, "Türkiye'de bu davayı gören mahkeme, bu isteği reddedecektir. Çünkü bu konuda bir yasal engel bulunmaktadır. Ancak, Ceza Yargılama Usulü Yasası'nda bu konuda bir değişiklik yapılırsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı yargılanmanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilir. Bu yapılmadıkça, bugünkü yasal düzenleme karşısında bunun kabulü olanaksızdır. Bunu yapıp yapmamak da yasa koyucunun takdirindedir" dedi.
Asker kanadından da üst üste yapılan açıklamalarda, hem konunun siyasi bir karar olduğuna dikkat çekildi hem de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir bütün olarak bu karara karşı olduğu ilan edildi.

HÜKÜMETİN ALIŞTIRMA TURLARI

Perinçek'in açıklamasından sonra konu, gazeteciler tarafından sürekli olarak Hükümet yetkililerine soruldu. Hükümet yetkilileri, her seferinde bunun siyasi değil hukuki bir karar olduğunu ileri sürdüler. Burada amaç, bunun sıradan bir yargılama olayı olduğuna kamuoyunu ikna etmekti. Yani yeniden yargılama olursa ne olacaktı ki! Hatta Abdullah Gül, 9 Mayıs günü biraz da hamaset katarak, "Yüz kere de yargılansa teröristtir" diyerek niyetlerini açığa vurdu.

VE KARAR AÇIKLANDI

Temyiz organı niteliğindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Büyük Dairesi, Türkiye'nin itiraz ettiği 12 Mart 2003 tarihli Birinci Daire kararını onayladı. AİHM Büyük Dairesi, 12 Mayıs 2005 günü açıkladığı gerekçeli kararda, Abdullah Öcalan'ın tekrar yargılanmasını veya dava dosyasının yeniden açılmasını tavsiye etti. Gerekçeli kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkının 6'ıncı maddesinin 1'inci fıkrasının ihlal edildiği ifade edildi. Kararda, bağımsız ve tarafsız mahkeme hakkı ile savunma hakkının ihlal edildiği yolundaki görüşün 6'ya karşı 11 oyla alındığı bildirildi. Gerekçeli kararda, bağımsız ve adil yargılanma hakkıyla ilgili Türkiye'nin ihlalde bulunduğuna yönelik daha önceki davalara atıfta bulunuldu ve bu kararlarda mağdur kişinin tekrar başvuruda bulunması halinde gecikme olmadan yeniden yargılanmasına ilişkin tavsiyelere dikkat çekildi.

12 Mart 2003 tarihli karar şöyleydi:


- gözaltının yasal olmadığı itirazının ileri sürülebileceği bir iç hukuk yolunun olmaması ve yakalandıktan sonra derhal bir hakim önüne çıkartılmamış olması nedenleriyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) kişi özgürlüğü ve güvenliğine ilişkin 5. maddesinin;
- yargılamanın bir bölümünde askeri hakim bulunması nedeniyle bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığı, gözaltında bulunduğu sırada avukat yardımından yararlandırılmadığı, yargılamanın ileri aşamalarına kadar yargılama dosyasına ulaşma imkanı verilmediği, avukatlarına sayı, görüşme süresi ve dosyaya ulaşma imkanlarında kısıtlamalar uygulandığı gerekçeleriyle Sözleşme'nin adil yargılamaya ilişkin 6. maddesinin;
- adil olmayan yargılama neticesinde ölüm cezasına çarptırılmış olması nedeniyle Sözleşme'nin işkence ve kötü muamele yasağına ilişkin 3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermişti.
AİHM, Öcalan'ın yakalanması sebebiyle kişi özgürlüğü ve güvenliğinin, idam cezasına hükmedilmiş olması sebebiyle yaşam hakkının ve bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının, idam cezasının uygulanmasına yönelik şikayetleri, Kenya'dan Türkiye'ye getirilme ve İmralı adasındaki hükümlülük koşulları nedeniyle kötü muamele yasağının ve bireysel başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkin olarak ise ihlal bulunmadığı sonucuna varmıştı.
Mahkeme ayrıca, AİHS'nin 7, 8, 9, 10, 13, 14 ve 18. maddelerine ilişkin iddiaların incelenmesine gerek bulunmadığına karar vermişti.
AİHM kararında, başvurana ayrıca bir tazminat ödenmesine ihtiyaç bulunmadığına, ancak 120 bin Avroluk yargılama giderlerinin ödenmesine hükmetmişti.

HÜKÜMET: GEREĞİ YAPILACAK

Karar açıklandığında Tayyip Erdoğan Macaristan'da, Abdullah Gül de Ukrayna'daydı. Erdoğan kararın özünün yargılamanın usulü ile ilgili olduğunu iddia ederek, dosyanın yeniden açılabileceğinin işaretini verdi. Erdoğan, "Bu dosya hukuken yeniden açılsa da açılmasa da millet vicdanında kapanmış bir dosyadır" diye konuştu.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Abdullah Öcalan ile ilgili kararına, sağduyulu ve soğukkanlı bakılması gerektiğini belirterek, "Hiç bir şey dünyanın sonu değil" dedi. Çiçek, şunları kaydetti: "Bu süreç nasıl işleyecekse, uluslararası sözleşmeler, anayasa ve diğer yasalar çerçevesinde sürdürülecektir. Bunun ayrıntısına şu safhada girmem."
Abdullah Gül de, Ukrayna'da gazetecilerin AİHM kararına ilişkin sorularını yanıtladı. "Sürecin henüz bitmediğini, AİHM kararının Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'nde inceleneceğine" dikkat çeken Gül, kendilerinin bu kararı anayasa ve taraf olunan sözleşmeleri dikkate alarak değerlendireceklerini ve sonucu bekleyeceklerini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı da, resmi açıklamasında aynı doğrultuda görüş belirtti. Açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan'a ilişkin kararın gereğinin "anayasa, taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve yürürlükteki yasalar çerçevesinde takdir edileceğini" bildirildi.

BAYKAL'IN ÖNERİSİ BOŞ ÇABA

Dışişleri kaynakları, bu karar ışığında Türkiye'nin yeniden yargılama dışında bir seçeneğinin olmadığını açıkça söylüyorlar. Dışişleri kaynaklarının değerlendirmesi şöyle: "Kararın 60. sayfasında yeniden yargılama tavsiyesi var. Delegeler Komitesi karar alsa da almasa da bu önemli. Tavsiye var. Bu da içtihat oluşturur. Başvuru olması durumunda bu kararın yerine getirilmesinin en uygun yolu yeniden yargılamadır. Türkiye, AİHM kararı doğrultusunda süreci başlatmalıdır."
Yani anamuhalefet partisi CHP'nin lideri Deniz Baykal'ın 12 Mayıs günlü Zaman gazetesine verdiği demeçte Hükümet'le beraber Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi'ni ikna etme çağrısı boş bir çaba. Üstelik Türkiye'nin yeniden yargılamayı yapmaması için mevcut yasal düzenleme de varken, Baykal'ın önerdiği çözüm yolu, Erdogan ve Gül'ün çizgisinden bile geriye düşmek anlamına geliyor. Çünkü Avrupa Konseyi Bakanlar veya Delegeler Komitesi'nin, AİHM'den farklı bir karar vermesine ihtimal verilmiyor.

AB'DEN TALİMAT GELDİ: UYGULAYIN

Nitekim AB'den hemen talimat geldi. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, AİHM'in Öcalan kararına ilişkin "Aday ülke olarak Türkiye, AİHM'in kararlarına uymak durumundadır" dedi.

İÇİ ÇATIŞMA İÇİN İŞBÖLÜMÜ

Aslında bütün bunların amacının, bir iç çatışmayı fitillemek olduğu hemen açığa çıktı.
Hükümet, Avrupa ve ABD'den gelen talimatı harfiyen uygulayacağını ilan ediyor. Oysa sorun, yargılama sonucunda alınacak karar değil, yeniden yargılama sürecinin oluşturacağı ortam. Kararın arkasındaki esas amaç da bu ortamı oluşturmak. Kararın arkasından devreye girecek işbölümü çok önceden planlanmıştı. ABD ve AB, bu kararın uygulanması için Hükümet'e talimatı verirken, bir başka talimat da PKK'ye ulaşmıştı. Hükümet yeniden yargılamayı sağlayacak girişimler için çalışırken, PKK kararın arkasından Apo'nun yeniden yargılanması için kitle gösterilerine hazırlanmaya başladı.
9 Mayıs günlü Ülkede Gündem gazetesinde yer alan habere göre, PKK-Kongra-Gel yönetimi, resmi açıklama yaparak kararın uygulanması için eylemleri yükselteceklerini ilan etti.

ABD VE AB YARDIM ETSİN

KONGRA-GEL açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
"Öcalan davasının uzun bir süre AİHM'de bekletilmesi, bir yerde Kürt sorununa çözüm arayışlarının bekletmeye alınması ve geleceği ertelenmesi idi. Bunun ne kadar zorluklarla dolu bir süreç olduğu iyi bilinmektedir. Şimdi kararın açıklanmasıyla bu konuda köklü bir değişiklik olacak, Kürt sorununa çözüm arayışları çok yönlü bir biçimde gündeme gelecektir. AİHM kararının yeniden yargılama ve bu temelde davanın devam etmesi biçiminde olması bile özgürlük mücadelesinin geliştirilmesi ve Kürt sorununun demokratik çözüm süreci açısından önemli fırsat ve imkanlar ortaya çıkaracaktır."
KONGRA-GEL açıklamasında AB ve ABD'ye çağrı yapılarak "Bölgeyle çok yakından ilgili olan güçler, bu sürece doğru yaklaşım göstermelidir" denildi.

EYLEM ÇAĞRISI

Açıklamada bu konuda şu ifadeler kullanıldı:
"...Halk üzerinde bu kararın belirgin etkisi olacaktır. Bu nedenle, her şeyden önce 12 Mayıs karaını son derece duyarlı ve hazırlıklı karşılamalıyız. Her yerde Öcalan'ı sahiplenen ve özgürlüğünü talep eden etkinlikler ve demokratik eylemler gerçekleştirmeliyiz."
"...bu davayı Öcalan'a özgürlük ve Kürt sorununa demokratik çözüm mücadelesi haline getireceğiz. Ve bu hedefi başarana kadar, her türlü direniş mücadelesini yükselteceğiz."
Öte yandan Apo'nun avukatlarına yakın kaynaklar, PKK'nin önümüzdeki günlerde Apo lehine Diyarbakır'da büyük bir mitinge hazırlandığını bildiriyorlar


http://www.aydinlik.com.tr/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1