Bozkurt NET

[bozkurt__1453]

Başbakan Erdoğan'a New York'ta; önyargıya,ırkçılığa ve musevi
düşmanlığına karşı dünya çapında mücadele yürüten ADL
örgütü tarafından, "ilgi göstermeye cesaret etmek" ödülü
verildi.


ABD'nin Irak'a girme amacı demokrasi,özgürlük, insan hakları ve
barış getirmekti.Neler yaptığı ortada.İşte ADL'nin amacını da
bu doğrultuda ele almak gerekir

[Alper_Tunga72]

rte o ödül töreninde 'Musevi düşmanlığı sapkınlıktır' demiş.Söyleyeni dikkate almazsak doğru ama burda bir kavram karmaşası yaratılmaya çalışılıyor.
rte, bazı musevilerin dünyayı örtülü işgaline karşı çıkan Türkleri de musevi düşmanıymış gibi göstermeye çalışıyor.
Türk insanı musevilere düşman değildir,İspanya'dan kaçanlarına 500 sene önce kucak açan da bizdik.Ancak dünya üzerindeki savaşların,kanlı olayların sorumlularının da yahudi olduğunu göremeyecek kadar aptal değiliz.

[kadir45]

Enver sedat da bir barış ödülü almıştı arapları sattığı için.Gülüp geçiyorum rte nin kendisine hayırlı olsun.Gittiği yere bu aldığı ödülü de götürsün.Orada görecek ödülmü almış başka birşey mi?

[Bozkurt_net]

Bende ona özel bir ödül vereceğim.Vatanı satma konusunda büyük cesaret gösterdi.Kızıl tamuda hediyesini layikiyle alacaktır...

[PusaT_KurT]

Aslında bu Türk düşmanı gayrı-türk'e Devleti üstün satma madalyası verilmesi ggerekir.Vatan topraklarını karış karış satmakta üstüne olmadığı için kimseninde konuşmaya hakkı yoktur.Musevi düşmanları sapkınmış.Bak sen şuna ya.Şu yüce milletin başındaki herife bakın ya..

[Turk_militani]

HEHE onda mı cesaret varrrr ondaki cesaretsen bende dunyanın en guzlu insanıyım :)))))))))) hem bunda cesaretin (c)si bile yok yaa golgesini gorse bush zannetip korkudan olur be beee o kadar korkak ki dik bileee yuryemiyor haksızmıyım yaaa:))))))))))))))


CESARETLİDE ÖLDÜ BASIMIZ SAOLSUN :p



ALLAH TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN

[gazibaba]

Tayip beyin aldığı "Üstün Cesaret Ödülü" aslında Yahudilere hizmet ödülüdür. ADL uluslararası yahudi teşkilatıdır. Tekbir kuruluş tüzügü vardır oda Dünyadaki yahudi düşmanlarını bertaraf etmektedir. Tayyib bey bir de utanmadan Allahtan korkmadan ve Peygamber Efendimiz Sav.den ar etmeden "Müslümanlarla yahudiler beraber yaşamışlardır Peygamberimiz sav. yahudilerin korunmasını sağlamıştır demektedir". Bu apaçık Peygamber efendimiz'e Sav. iftiradır. Kur'anı Kerimin Yahudileri lanetleyen ayetlerini inkardır (Kur'an-ı Kerimde lanet edilen tek kavim Yahudilerdir ve Allah cc. Onlardan Zalimler diye bahsetmektedir. Tabii Tayyib beyin referansı İslam olmadığı için de bunları çok rahat inkar etmektedir. Büyük hesap gününde ben bu konuda şahidim.

[gazibaba]

ADL’de kesiştiren hikmet ne?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın programında, Cuma sabahı 08:20’de ABD’deki Yahudi kuruluşlarından Anti–Defamation League (ADL)’den “Seçkin Devlet Adamı” ödülü alma ve kahvaltı programı vardı.
ADL’nin ne olduğunu bilmezdim, 20 Kasım 1992 günkü Zaman gazetesinden öğrendim… Arşivlerdeki Zaman’a şöyle bir göz atın siz de öğrenirsiniz.
Erdoğan, ADL’ye kahvaltıya ve ödül almaya giderken, Zaman’dan Ekrem Dumanlı, “Sayın Başbakanım şu ADL konusunda bizim gazetede çıkan bilgiler hiç de hayra alamet değil…” diye uyardı mı acaba, böyle bir ikazı yapma ihtiyacı hissetti mi acaba?
Nasuhi Güngör ise, Yenilikçi Hareket adlı çalışmasında Erdoğan’ın AKPnin kurulma aşamasında ADL Başkanı Abraham Foxman’la gizli bir görüşme yaptığından bahsediyor; Erdoğan’ın siyasi yasağının sürdüğü sıralarda gerçekleşen görüşmenin içeriğinin gizli tutulduğuna dikkat çekiliyor.
Zaman’dan bu ADL’nin Fetullah Gülen’e “hoşgörü ve diyalog masalı” yazdırdığını, Mesut Yılmaz’ı ödüllendirdiğini, 28 Şubat’ın en önemli ismi Çevik Bir, Hikmet Çetin ve İsmail Cem gibi zevatla görüşmeler yaptıklarını öğreniyoruz.
Mesut Yılmaz, Hikmet Çetin ve İsmail Cem’in aynı adreste buluşabilmelerini anlarım da; Tayyip Erdoğan’ı, Fetullah Gülen’i, Çevik Bir’i aynı ADL’de buluşturan hikmeti anlamadığım için, hikmetinden sual etmeden Zaman’da çıkan ADL haberlerini aynen aktarıyorum…
28 Şubatçı Bir ile güya 28 Şubat’tan ve “derin”lerden yakınan Gülen’ler ve Erdoğan nasıl aynı ADL’de buluşuyor, hangi hikmete binaen aynı adreste kesişiyorlar?
Önümüzdeki günlerin Türkiye’sinin nerelere doğru sürükleneceğini göstermesi bağlamında Erdoğan’ı ödüllendiren, 28 Şubatçı Bir ve diyalogcu Gülen’in ilişkili olduğu bu ADL’ye ilişkin Zaman’da çıkan haberleri noktasına ve virgülüne dokunmadan aktarıyorum.
Ben, ADL’yi tanımazdım, bilmezdim, hiç de böyle bilmezdim; Zaman gazetesinden bir nebze öğrendim...
Ekrem Dumalı, ADL hususunda Başbakan Erdoğan’ı acaba uyarmadı mı, diye sormamın sebebini bu haberleri okuduktan sonra anlamaya çalışın…
20 Kasım 1992 günkü Zaman’ın 2. sayfası, başlık “ABD’de Yahudi mafyası: ADL”, imza Yunus Altınöz:
“İngiliz Farmasonluğu’nun Yahudi kolu olan B’nai Brith’in etkisi altındaki ADL (Anti–Defamation League) 1913 yılında kurulmuştur… ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir… Kurdukları “Denizaşırı Yatırımcılar Servisi” adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir… İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım–satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor… ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürdü. FBI ise kongre tarafından suçlandığı zaman suçu daima ADL’nin üzerine attı… ADL’nin bilinen cinayetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985’te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov, evinin önünde bombalı saldırı sonucu öldürüldü… Musevi iken Hak din olan İslam’a dönüş yapan Prof. İsmail Raci Faruki ve eşi 1985’in Ramazan’ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürüldüler… Gandhı ve Palme suikaslerinin arkasında da ADL’yi görmekteyiz… ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığı’na bağlı Özel soruşturmalar Ofisi’nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv’de çalıştırmaktadır… İsrail Devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail Gizli Servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur… ADL–Sharon grubu ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan Yahudiler’i yetiştirdiler…”
Kim yazıyor bütün bunları ve dahasını; 20 Kasım 1992 günkü Zaman gazetesi… Dumanlı’ın Zaman’ındaki bu bilgiler, yenilir yutulur cinsten değil; ADL, acaba Zaman’a dava niye açmadı, açtı da biz mi bilmiyoruz?
Dumanlı, bu bilgileri Erdoğan’a niye hatırlatmadı?
Gelelim 10 Mart 1998 günkü aynı Zaman gazetesinde Gülen’in ADL ile ilişkisini anlatan "Diyalog çabaları devam ediyor” başlıklı ve Selçuk Gültaşlı imzalı haberine:
“3 gündür Türkiye’de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM Başkanı Çetin ve Dışişleri Bakanı Cem’den sonra Fethullah Gülen ile görüştü… 55 Yahudi örgütünü temsilen Türkiye’de bulunan 59 kişilik (AYÖBK) Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti, Fethullah Gülen’in Türkiye’deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın ‘barış’ asrı olması açısından önemsediklerini ve sözkonusu projeye büyük ilgi duyduklarını belirttiler…
Görüşmede; Gülen’in, ABD’nin en etkili Yahudi Lobisi olan “ADL’nin (Anti–Defamation League) teklifi”yle hazırladığı “hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap” da gündeme geldi. Gülen, İngilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak…”
Tek harf dahi ilave etmeden aktardım, 10 Mart 1998 günkü Zaman gazetesi aynen böyle yazıyor.
Hikmetinden sual etmek babından değil, asla, böyle bir sual ne haddimize, lakin sadece saf aklın bilgi ihtiyacını karşılamak babından soruyorum; Erdoğan’ı, diyalogcu Gülen’i, 28 Şubat’çı Bir’i, eski Başbakan Yılmaz’ı, Çetin ve Cem’i ADL adresinde buluşturan hikmet nedir?
Bilenler varsa beni de haberdar etsin…

Mehmet Emin KOÇ
Yenimesaj Gazetesi 11 Haziran 2005
www.yenimesaj.com.tr

[funda3307]

ADL NE YA TABİKİ ERDOĞANA ÖDÜL VERİR ONLAR MUSEVİLİĞİ YAYMA NİYETİNDE DEĞİLMİ BİZİM BAŞBAKANIMIZDA TÜRK VE MÜSLÜMAN HARİÇ HERKESE YARDIMCI OLUYOR BİZ ONA BİR ÖDÜL VERELİM BENCE İNTERNET ARACILIĞIYLA TÜRK SATAN VATANINI SATAN MÜSLÜMANLARIN KATLEDİLMESİNE YARDIMCI ÖDÜLÜ NASIL

[reisim25]

Hafsalam gerçekten alımıyor ve duyup, gördüklerime inanamıyorum.
B,r ülkenin yabancı ellere bu kadar teslim edilebilmesi arkasında kimler ve ne kadar büyük güçler olduğu endişe dışında vehamete dönüşmüştür.

Ne oluyoruz?

Kürt dili ve TRT ve radyo programlarınsda zazaca şiveleri tartışılıyor.

Yahudi dernekleri zaten her yerde kardeşleri sabataycılarla kol kola,

İş TSK'ya kalıyor, sonrada ÜLKÜCÜLERE.

Satılmış ve satanların arkalarında kimlerin olduğu önemli değil artık, bari hala hükümeti ayakta tutan milletvekilleri ne kadar ihaneti izleyeceksiniz?
Vatan gittiğinde, bölündüğünde kendinizi bile katletseniz, bu Millet sizi affedecek mi? Elbette hayır. O zaman geç olmadan bırakın ve ayrılın.

Yahudinin, ABnin ve ABD nin ekmeği tatlı olur ama vebali ve cezası büyüktür.

[reisim25]

RTE, ABD de ermeni sempozyumunun yapılması gerektiğini söyledi.
zaten kendisini tanıyorduk. Bari konuşmacıları kendisi ve bülent arınç olsun, çünkü aynı davayı savunuyorlar.

Şu andan itibaren benim için hiç farkları kalmamıştır.
Onlara destek veren milletvekilleride dahil.

Kişi savunduğu ile beraberdir Allah'ın ve Bizim gözümüzde.

[kadir45]

Bence burada en büyük haksızlık Abdullah Gül'e yapıldı.Ona neden ödül vermemişler anlayamadım.Esas kapalı kapılar ardında bu işleri tezgahlayan kişi o.Bu partinin en tehlikeli,en rahat yalan söyleyen,en sakin ,en pişkin adamı o.Bence o bu ödülü birkaç kez haketti.Ayıp olmuş.hiç böyle bir adam ödülsüz bırakılı mı?Bence abdullahın hakkı yeniliyor.Pastayı yiyen rte,ama işi kotaran abdullah.vah vah yazık oluyor bu adama)))))))

[reisim25]

Dış ülkeler tarfından verilen her ödül ve dizilen her zata mahsus methiye ülkemde menfaati olan insanların aferinleridir. Hiç bir hizmet karşılıksız kalmaz.
Ülkeme göz dikenlerin gözleri kör olacak ve madalya verdiklerinin de İnşallah.
Hatta yazdığı tek romanı "ince memed" olan yaşar kemal'e bile yazdığı ve edebi değeri beş para etmez küfür edebiyatını realizm gören bir yazara bile ödül vermişlerdi.
Orhan pamuk da aldı bu ödülden.
hatta ve hatta aziz nesin gavur tarafından övülmüş, ödüller verilmişti ve eserleri kendi ölümünden sonra ebedi değeri yok diye belçika kütüphanesinden çıkarılmıştı.


Sonuçta; elin gavuru menfaaat sağladığı insanları dolduruşa getiri ve kullanır sonra da ...... siler ve çöpe atar.
Dündar beyler , şeyh bedrettinler veya kürt saitler gibi..

[kadir45]

Bu madalya bir öğünç değil,utanç belgesidir.Önemli olan bu millete hizmet ederek madalya almak.Önemli olan bu cumhuriyete bir tuğla ilave ederek,onu yapısını yükselterek ödül kazanmak.Ülkesini dış bir ülkede utanmadan yalan yere gammazlayan bir insanın alacağı madalya,bir şeref madalyası değildir.Buna eskiler "karpuz kapuğundan madalya "derler.İşte böyle bir madalya almıştır rte.Bunu reklam eden o basın da aynı madalyayı fazlasıyla haketmiştir.