Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - BEYAN DERGİSİNİN SAPIK YAZISI (Editörden)
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 1. sayfa (Toplam 7 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
yunusatmaca
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 03, 2005
İletiler: 24

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 2:57 pm    ileti konusu: BEYAN DERGİSİNİN SAPIK YAZISI (Editörden) Alıntıyla Cevap Gönder

KİTABIN TAM ORTASINDAN OKUYACAĞIZ

ALLAH'I BİLMEYENE BAŞI ÖRTMEKTENBAHSEDİYORSUNUZRahman ve Rahîm olan Rabbimizin adı ile…Muhterem kardeşlerim!Öncelikle sizleri selâmların en güzeli ile selâmlar, en kalbî muhabbetlerimi her birinize ayrı ayrı arz ederim. Çok karışık günler geçiriyoruz. O kadar karışık ki, dengeler altüst olmuş, kimin kime ve neye inanacağı birbirine karışmış, bir karışıklıktır almış başını gidiyor. Bu kargaşa içerisinde, malumunuz olduğu üzere Beyan dergisi özellikle son bir yıl içinde çizgisini biraz değiştirir gibi oldu. Geçmişte dergimiz güncel meselelere değinmez, sadece kitabî bilgileri ehil kalemlerden aktarmaya çalışırdık. Bir yıldır, kitabî bilgileri kısarak güncel konulara girmeye başladık. Mesela namaz; başımızın tacı, gözümüzün nuru, elbette namazla ilgili yazılar olacak. Ancak namazla ilgili yazılacaklar yazıldı, söylenecekler söylendi. Oruç, zekât, hac ve İslâm'ın ibadet ve itikat meseleleri ile ilgili konularda müçtehit imamlarımız gerekeni yapmıştır. Bugün mü'minler çok değişik tuzaklarla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu tuzak ve tehlikeler karşısında sessiz kalmak, tepki vermemek, mü'min kardeşlerimizi uyarmamak, bizim üzerimize büyük vebal yüklerdi. Bu vebalden kurtulmak ve bir noktada emri bi'lmaruf nehyi ani'lmünkeri gerçekleştirmek için yol ve metodu sizlerin de izni ile değiştirdik.Son yıllarda ülkemizde bir başörtüsü meselesidir almış başını gidiyor. Değerli beyan okuyucuları, İnanın başörtüsüne karşı olanları anladık, ancak başörtüsü lehinde olanları, başörtüsü mağdurlarını anlayamadık.Dikkatinizi çekiyorum.Televizyonlarda ya da değişik mekânlarda toplantılar, paneller, seminerler yapılıyor. Her birinde de ülkemizdeki başörtüsü sorunu tartışılıyor. Bir tarafta başörtüsü yasağından yana olanlar, diğer yanda da başörtüsünü savunanlar."Ey Allah'a ve Resûlüne iman eden mü'minler!Siz kime neyi anlatıyorsunuz. Adamlar Allah'a inanmıyor, Kur'an'ı kabul etmiyor, dini gericilik ve irtica olarak görüyor, siz kalkıyorsunuz bunlara başörtüsü Allah'ın emridir, bunu kabul edin diyorsunuz. Yahu kardeşim! Adamlar dinsiz, senin dinini kabul etmiyor, sen çıkmış, başörtümü kabul et diyorsun. Boşuna uğraşmayın, onlar başörtüsünü kabul etmezler.MİLLETİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA
YALAN SÖYLÜYORLARBu mânadaki bir başka tezat da Avrupa mahkemeleri. Avrupa mahkemelerine başvuru yapanlara sesleniyoruz: Siz kime hizmet ediyorsunuz? İnançlarınıza mı? Yoksa size bu sıkıntıları yaşatan zihniyete mi? Siz ya anlamıyor, ya bilmiyor, ya da akledemiyorsunuz. Bu Avrupa kâfirleri, İslâm'ın lehine olacak bir kararın altına imza atmazlaaaarrr! Artık bunu anlayın. Artık gözünüzü açın, kulaklarınızı açın ve akıl edin ki; bu batı size dönük iyi rüya görmez. Konunun bir başka yönü de şu: Batının bizim için bir şey yapıp yapmaması önemli değildir; zaten biz kâfirlerden medet ummayız. Bu iş bu kadar basittir.Bu ülkede "egemenlik kayıtsız şartsız milletin"miş. Yapılan kamuoyu araştırmalarında, ülke nüfusunun yüzde sekseninden fazlası başörtüsü yasağını anlamsız, mânasız bulduğu için kaldırılmalıdır diyor. Ne diyor malûm çevreler: "Demokrasi herkesin hakkını korumak demektir, sen çoğunluğu eline geçirdin diye her istediğini yapamazsın." Bu da doğru; çoğunluğu eline geçirenler, azınlıkların fıtrattan gelen haklarını, insanı insan yapan değerlerini elinden alamazlar. Burada bir farklılık var. Yüzde seksenin üzerindeki halk topluluğu, geri kalan yüzde onların haklarını gasp edelim demiyor ki, yüzde seksenin üzerindeki halk topluluğu kendi kullanacağı hakkı istiyor. Hem de toplumsal, ortak bir kullanım hakkını değil; ferdî olarak kullanacağı bir hakkı talep ediyor. Hayır, kullanmazsın! deniyor. Bunu diyen koro, bir bakıyorsun ki, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyor. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Değerli Beyan okurları,Bizler uyanalım, çevremizi uyaralım, millet olarak uyanalım. İnanın adamın İslâm dini ile hiçbir alâkası yok; çıkmış, "Efendim Kur'an'da örtünmek yok." diyor. Bu satırları yazarken, duygularımın kabarmasına engel olamıyorum. Anamız, bacımız, eşimiz, kızımız, başını örterken sana mı soracak bire edepsiz! Sen kendi yakınlarının değil başını, neresini açarsan aç, bize ne karışıyorsun! Tam bir edepsizlik örneği. Bunlar kendileri beyaz insanlar, kendilerinin haricindekiler zenci köleler… Biz düşünemeyiz, onlar düşünür, biz bilemeyiz onlar bilir (!) Malûm çevrelerden bir yazar bozuntusu vardı. Tutturmuş "Türkçe ibadet" diye. "İbadetlerinizdeki okumaları Türkçe yapın." derken âdeta kuduruyordu. Buna da diyorum ki: "Bre edepsiz! Sana ne benim ne okuyacağımdan! Ben ibadetlerimde ne okuyacağımı senden iyi biliyorum. Adam ömründe ibadet yapmamış, çıkmış bana ibadeti öğretiyor. Sen ibadet yaparken istersen Rus lisanını kullan, ister Rum lisanını. Benim hangi dille ibadet yaptığıma karışma."YASAK RAHMETE DÖNÜŞTÜBir başka sorun da çocuklarımıza Kur'an öğretme yaşında yaşanmaktadır. Çağdaş geçinen zavallılar! İslâm dinine ne kadar büyük hizmet ettiğinizi tahmin edemezsiniz. Kur'an okuma yaşını 12'ye çıkardınız. Teşekkür ederiz, evlerimizin Kur'an kursu olmasını sağladınız. Bir kardeşimden bizzat duydum; daha okula başlamadan, anneler babalar, teyzeler, halalar, amcalar, dayılar, çocuklara Kur'an öğretiyor. Birler beş oldu, beşler on, onlar yüz. Görüyor musunuz yasağı, yasağın getirdiği rahmeti.Aklın alacağı iş değil. Çocuk benim çocuğum, birileri benim çocuğum için diyor ki, 12 yaşına gelene kadar bu çocuğa Kur'an yasak. Bale, dans, folklor, müzik, her türlü kültürel faaliyet serbest; ama Kur'an yasak.Korkunun ecele faydası yok. Ecelleri geldi, ne yaparsanız yapın, güneşi yok sayamazsınız. Eski zamanlarda hakikatleri gizlemek kolaydı. Milletin gerçeği öğrenme, bilgi edinme imkânı yoktu ya da bir bilemedim iki kaynağı vardı. Bugün bilgi edinmek için fazla zahmete gerek yok, onlarla ifade edilen kaynaktan, hem de alternatif doğru kaynaklardan bilgi edinme imkânı var. Bu şartlarda güneşin varlığını inkâr etmenin imkânı yok. İşte bunun içindir ki, bu zihniyetin eceli geldi, korkunun da bir faydası olmayacak. Ancak burada inananlara çok ama çok önemli görevler düşmektedir.Biz rahmete mi layığız yoksa zillete mi? İşte "rahmet mi, zillet mi?" tercihini bizim elimizle yapacağımız işler sonuca bağlayacak.YA RABBİ FALAN KULUNUN
RUHUNU İMANSIZ OLARAK ALKısaca durumu arz etmeye çalıştık. Peki, mü'minler planlı bir şekilde köşeye sıkıştırılırken, mü'minler kendi içlerinde ne yapıyor? Değerli kardeşlerim,Hepinizden özür dileyerek yine yazacağım. Geçmişte yazdıklarımız için bir kısım tepkiler aldık. Şu deniyordu: "Mü'minlerin kusur ve kabahatlerini alenî açıklamayın." Eyvallah, bu mü'minler için doğru. Fakat biz sahtekârların, münafıkların durumlarını açıklıyoruz ki, gerçek mü'minler uyansınlar, onların oyununa gelmesinler.Başımdan geçen bir hâdiseyi siz okurlarımla paylaşıp paylaşmamak için üç aydır mücadele ediyorum. Bu yazı gündeme gelince yazmaya karar verdim. Kısaca hâdise şu: Bir hocaefendiden bir miktar borç para talep ettik. O da bir miktar parayı (dolar olarak) bize borç verdi. Ödeme günü için sözleştik. Aradan zaman geçti, ödeme günü geldi, elimiz darda olduğu için ödenecek meblağın yarısını ancak tamamladık. Borcumuzun yarısını ödedik, geri kanlını da yakında ödeyeceğiz dedik. Elimize geçtikçe borcumuz için hocaya ödemeye yapıyorduk. Allah için söylemek lâzım ki, biz borcumuzu geciktirdik. Ödeme yapıyoruz; ama hocaefendi de (bu sıfatı kullandığım için bütün hocaefendilerden özür dilerim) kudurmaya başladı. Borcumuzun yüzde yirmi beşi kaldığı bir zaman bu hocaefendinin hacca gideceği zamana denk düştü. Bu kuduruk hoca, dergiye telefon etti ve aynen şunları söyledi:"Ben şimdi hacca gidiyorum, geri kalan paramı gidene kadar bana vermezseniz, Mekke'de Kâbe'yi görür görmez yapacağım dua şöyle olacak: "Ya Rabbi Sarıhan'ın ruhunu imansız olarak al."(!)… Bu hâdise birkaç defa tekrar etti. Ne yapalım? Bu adam hoca… Bunun peşinden giden insanlar var, onlar bunu hoca bilerek peşinden gidiyor değil mi? Şartlar ne olursa olsun, bir mü'min bu şekilde dua edemez, bu şekilde dua edecek kişinin sıfatı ne olursa olsun, imanı tehlikeye girmiştir. Yapılması gereken şu: Bu ve bunun gibi şarlatanlar için dua edelim, Rabbimiz onları ıslah ederek hidayete erdirsin…Geçmişin güzel insanlarına baktığımızda biri gelip onlara dünyalık sorduklarında "Biz dünyayı üç talakta boşadık." diyecek kadar yürek sahibiydiler. Şimdi ben istemem yan cebime koy, cebim istiyor deniyor.YATMAK YOK HERKESİN MUHAKKAK YAPACAĞI
BİR ŞEY VARDIRBirkaç sayıdır değişik yazılar yazıyoruz. Bir kısım kardeşlerimiz diyorlar ki, tespitler doğru da bu tespitlere karşı nasıl bir uygulama yapacağız? Onlarla nasıl baş edeceğiz? Çok kolay. Benim gücüm var veya yok demeden herkesin yapabileceği bir şey var. Çok kolay kardeşim, senin mâneviyatına her gün küfreden gazeteleri almayacaksın. Şuursuzca alanlara da hakikati anlatarak onların da bu gazeteleri almasını önleyeceksin. Başka mı ne yapacaksın? Bir mü'min hiçbir zaman bir papazın, bir piskoposun elini öpmez. Eğer bir mü'min hürmetle eğilip papazın elini öpüyorsa, bu papaz da ülkemizin altını oyuyorsa, el öpen kesinlikle mü'min değildir. Papazın elini öpen iş adamının ürettiği ürünlerin hiçbirini evinden içeri sokmayacaksın (zorunluluk hali hariç). İşte sana yapacağın hizmet ve izleyeceğin yol. Sadece papazın elini öpen ticaret erbabının mı? Elbette ki hayır, malûm zihniyetin ürettiği hiçbir ürünü kullanmayacaksın. Ne yazık ki bizim öncülerimiz, bırakın bu ürünleri kullanmamayı, bilakis onların kullanımını teşvik ediyorlar. UÇKURUNA SAHİP OLAMIYORSAN OTUR OTURDUĞUN YERDEKendini sözde İslâm'a adamış insanların aylık olarak çöpe attıkları gıdalardan on tane aile, iaşesini sağlar. Kullandıkları arabaların, oturdukları evlerin değerlerini hesaba katarsan fakir bir vilayeti kalkındırırsın. Lüks, israf ve her türlü saltanat içinde yüzerek İslâm'a hizmet edeceksin, mü'minleri de kendi peşinden koşturacaksın (!) İşte bu noktada mü'minlerin uyanmaları gerekir. İslâm dinini o kadar suiistimal ediyorlar ki, akıl duruyor. Evlilik dersen, üç hanım, dört hanım, beş hanım, ne tutturabilirlerse. Sorsan onlara eh işte dört taneye izin var ya. Var ama Rabbimiz buyuruyor ki; "adaletle muamele edemezsiniz?" Dikkat edin Rabbimiz bir şeyi yapamazsınız diyorsa, yapamazsınız demektir. O "Sizin için bir tane hayırlıdır." buyuruyor. Mevlâ böyle buyurmuş, kimin umurunda (!) Bir, iki, üç, dört, beş… Bunu yaparken de Peygamberimiz örnek gösteriliyor. Peygamberimizin önemli sünnetiymiş. Orasını da anladık. Anlamadığımız bir yer var, bir bilen varsa orasını da o bize anlatsın. Kâinatın Efendisi yirmi beş yaşında, evlendiği kadın kırk yaşında. Kâinatın Efendisi elli üç yaşında, evlendiği kadın altmış yedi yaşında. Kâinatın Efendisi elli yedi yaşında, evlendiği kadın yetmiş üç yaşında. Burası önemli (!) Peygamberi örnek aldıklarını söyleyenlerin her ne hikmetse yaşça kendilerinden büyük kadınlarla evlendiklerini göremedik. Bir başka ifade ile; yaşlı kadınlarla evlendiklerini de göremedik, her nedense bu Sünnet âşığı görünen, uçkur düşkünü zatlar on sekiz yirmi yaşındaki kızlarla evleniyorlar. Daha bundan on gün önce bir uçkurcu çıktı kendisi yetmiş sekiz yaşında, evlendiği kız (müridi) on sekiz yaşındaydı. Kardeşim uçkuruna sahip olamıyorsan, milletin önüne çıkmayacaksın, İslâmî temsil ve hizmet makamına talip olmayacaksın. Sıradan (avam) insan gibi yaşa, ne yaparsan yap, kimsenin umurunda olmazsın. ÖRTÜNMENİN DECILKI ÇIKTIYukarıda izahını yaptığımız örtünme ve başörtüsü meselesi var. Yine kusura bakmayın değerli kardeşlerim, onun bunun hoşuna gitmeyecek diye biz doğruyu söylemekten geri kalmayız. Örtünmenin de cılkını çıkardılar. Bu nasıl bir örtünmedir?! Tam mânası ile rezalet! Öyle örtünüyorlar ki, insan içinden diyor ki "Açık olsa daha iyi"(!) Örtünmeden amaç nedir? İslâm dininin, kadının örtünmesindeki amacı, vücut hatlarının belli olmayacak şekilde örtülü olmasıdır. İslâm ölçülerine göre kadın; yabancı erkelere karşı teşhirci, güzel görünmek, beğenilmek için giyim kuşam yapamaz. İslâm dini bunu böyle vaz' ediyor. Bunun aksini söylüyorsanız, söyleyebilirisiniz; ama bu söylediğiniz kesinlikle İslâmî değildir. Bu mantıkla şu sokaklara bir bakın bakalım, İslâm'ın şiarı dediğimiz örtü ne hâle gelmiş? İslâm'ı örtü kimlerin temsil tezgâhına düşmüş. Ey Beyan dergisinin güzel okurları! Her taraf birbirine karışmış, kimin ne yaptığı belli değil. Hava dumanlı, kimin kimin kapısını çaldığı belli değil. Bir tarafta dinsizler, ateistler, siyonistler, masonlar vesaire, insanlara yeni bir din dayatıyorlar. Kendileri inanmıyor; ama "sizin inanacağınız din bu" diyorlar. Özellikle ülkemizde milyonlarca insan bunların peşine düşmüş, uçuruma gidiyor. Bu taraf, maddî planda da çok ama çok güçlü. Onların imkânları ile onlarla mücadelede hiç ama hiç şansımız yok. Biz onlarla Kur'an ile, iman ile, ihlâs ile mücadele edeceğiz ve işte o zaman galip gelecek olan Allah'ın taraftarları olacaktır. Ne demişti devrin İngiliz devlet başkanı ve başkomutanı Çorçil: "Türklerin elinden Kur'an'ı almadıkça onlarla baş edemeyiz." Vakit elimizden alınan Kur'an'ı tekrar ele alma zamanıdır.SÖYLEYENE DEĞİLSÖYLETENE BAKINGelelim bizim tarafa… Bizim taraf da kokuyor. Bu kokuşmuşlukla da bir noktaya varmamız mümkün değil. Buradan yapacağımız çağrı gerçek mü'minleredir. Ey değerli mü'min kardeşlerim! Söyleyene değil söyletene bakın. Hiçbir hatır Allah'ın hatırının üstünde değildir. O'ndan sonra hiçbir hatır Resûlullah'ın hatırının üstünde değildir. Allah ve Resûl'ünün hatırından sonra hiçbir hatır Allah dostlarının hatırının üstünde değildir. Bu böylece bilinsin.Benim gerçek mü'min kardeşlerim! Yaşadığımız hâdiseleri tartmamız için elimizde üç tane terazi vardır:1- Allah Celle Celâluhu'nun terazisi (Kur'anı Kerim)2- Resûlullah'ın terazisi (Sünneti Seniyye)3- Allah dostlarının terazisi (Bu güzel insanların hayatları, başta mezhep imamları uygulamaları gelmektedir)Herhangi bir sorunla karşı karşıya kaldığımızda işte elimizde üç tane terazi. Sorunun ebat ve cinsine göre teraziye koy, sana doğru tartıyı versin.
Çıkmış kadının biri bir büyük ticari şirketin üst düzey yöneticisi olmuş. Millet tesettürlü güzelliğini ve bağışlayın, çekiciliğini konuşuyor. Bu kadın tesettürlü ve tesettürü ile İslâm'ı temsil ediyor. Koyun bakalım, az önce zikrettiğimiz terazilerden birine. Ne oldu hiçbir terazinin kefesine uymadı. O zaman geç, bize ölçü değil. İslâm'ı temsil diye adam ortaya çıkmış, trilyonlarla ifade edilen saraylarda oturuyor, lüks, saltanat almış başını gidiyor. Koyalım terazilere ne göreceğiz. O da olmadı, terazimizin kefesi almadı. Adam hayatında dört beş evlilik yapmış, hepsi de genç kızlar. Koy teraziye, uyuyor mu? Uymuyor. Adam çevresindekilere başka gruplar için kin ve nefret duyguları aşılıyor. Koy teraziye; terazimiz kabul etti mi? Hayır, etmedi, mesele yok.Muhterem kardeşlerim! Her ne ile karşılaşırsanız karşılaşın, yukarıda zikrettiğimiz terazileri kurduğunuzda göreceksiniz ki, bütün meselelerin çözümüne ulaşmışsınız. Kimse kimsenin peşinden körü körüne gitmesin. Sonra "Ben bilmiyordum." demek kimseyi kurtaramaz. Allah akıl verdi, fikir verdi; aklınızı kullanacaksınız. Kur'anı Kerim'in onlarca yerinde "akıl etmez misiniz?", "aklınızı kullanmaz mısınız?" buyruluyor. Demek ki akletmekle sorumlusunuz. "Ben bilmiyordum, beni kandırdılar" demek, sizi kurtarmayacak.Değerli kardeşlerim,Yazacak o kadar çok şey var ki, maalesef yazamıyoruz. Ancak bu kadarını yazabiliyoruz, buraya bir çizgi çizin, önümüzdeki aylarda belki yıllarda ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Bizden söylemesi… ALNI SECDEDE OLAN KÂFİRLERDört mezhebin müftüsü, âlim bilge kişi Ali Haydar Efendi Kuddise Sırruhu Hazretleri (ö.1960) bir gün Fatih Camii'nin önünden geçerken, insanlar camide vakit namazı kılıyordu, mübarek seslendi:"Ey alnı secdeye giden kâfirler!.." Mevlânâ Celaleddini Rûmî Hazretleri, bir sohbet esnasında dinleyenlere şöyle der:"Secdeye gittiğiniz zaman Rabbim gözünüzden perdeyi kaldırsa, her birinizin başka başka ilâhlara secde ettiğinizi görürdünüz."Muhyiddin Arabî Kuddise Sırruhu Hazretleri devrin idarecisine ya da halka şöyle hitap ediyor:"Sizin ilâhınız benim ayağımın altındadır."Efendimiz buyuruyorlar ki: "Öyle bir zaman geleceki, mescitler namaz kılanlarla dolacak, ancak içlerinden çok az kişi imanını kurtarabilecek."Evet, kardeşlerim, gerçek mü'minler azalmış; çok ama çok az. Efendimiz yine onlarla ilgili olarak "garipler" diyor, sonra da "ne mutlu o gariplere" buyuruyor.NAMAZ KILANLARIN İÇİNDE
GERÇEK MÜ'MİNLERİ ARIYORUZYine çok uzun oldu dediğinizi duyar gibiyim. Son bir bağlantı ile bitiriyorum. Yıllar önce rahmetli olan iman eri Seyyid Ahmet Arvâsî Hoca vardı. Bir gün bu yazıda yazdığım hususlarda sohbet etti ve şunun altını çizdi: "Kimyada bir kural vardır. Bir bileşim başka bir bileşimi etkilemesi için en az yüzde on oranına sahip olmalıdır. Örneğin, on kiloluk bir bidon siyah boyayı düşünün. Bu siyah boyayı değiştirmek için, içine yüzde dokuz beyaz boya karıştırsak, siyah boyada herhangi bir değişim olmaz. Eğer yüzde on beyaz boya katacak olursak değişim olur. Bunun için deriz ki: Bu ülkede beş vakit namazını kılan insanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde on olsa meseleleri hallederiz. Namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde on olsa, bu yüzde on geri kalanı da değişime uğratacak ve işler yoluna girecektir. Maalesef ki, namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde onların da çok çok altında kaldığı için cemiyet hayatı çökme noktasına gelmiştir. Değerli kardeşlerim!Bizim inancımızda iki kelimenin yeri yoktur. Bunlardan biri umutsuzluk, diğeri de tesadüf. Mevlâ'mız var, o hâlde ümitsizlik yoktur; hiçbir şey de tesadüf değildir. Biz çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kitabın en orta yerinden okumaya devam edeceğiz. Bundan kim darılırsa darılsın, kim alınırsa alınsın bizim için hiçbir önem arz etmez. Son verirken bir konunun daha altını çiziyorum: Bir kısım çalışmalardan bahsetmiştik. Rabbimiz bize bir ışık gönderdi, yakında çok ama çok farklı şeylerle sizlerin karşısına, mü'minlerin karşısına çıkacağız. Sizlerden özel dua istiyorum. Duamız da şudur: "Ya Rabbi! Senin rızan üzere yaşamak, senin rızana uygun işler yapmak için bize imkânlar ver. Gerçek mü'min kardeşlerimize bizi hizmetkâr eyle, gerçek mü'min kardeşlerimin dertlerine deva olmayı biz acizlere nasip eyle. Bizi dini mübini İslâm'a hizmetkâr eyle." Duamız budur, bu duamıza sizler de ortak olun… Gelecek ay buluşmak üzere her birinizi en kalbî duygu ve muhabbetlerimle selâmlıyorum. Rabbimizin mağfireti, bereketi, rahmeti üzerinize olsun...Selâm ve dualarımızla...sarıhan

Yazıyı dikkatli okursanız
1-Mü'minlerin kusur ve kabahatlerini alenî açıklamayın." Eyvallah, bu mü'minler için doğru diyor fakat ardından borcunu ödemedikleri hocaefendiye kudurmuş diyorlar.

2-Adamın borcunu ödememekle beraber kusurları kendinde değil hocaefendi (kim olduğunu bilmiyorum) bulmaları apayrı bir yanlış

3-O Hocaefendi diye dedikleri zat şayet ölürse bu borcun vebalini düşünmemişler galiba?

4-Daha önceleri Fetullah Gülen için dinler arası diyalogta tam destek verirlerken bacılarımızın başörtüsünü düşünmüyorlardı.şimdi ise başörtüsünü ağzına doluyorlar. Bacılarımızın başları ile oynayan AB mahkemelerine veryansın ediyor. Yani anlayacağınız tükürdüklerini bir güzel yalıyorlar.

5-Daha bundan on gün önce bir uçkurcu çıktı kendisi yetmiş sekiz yaşında, evlendiği kız (müridi) on sekiz yaşındaydı. Kardeşim uçkuruna sahip olamıyorsan, milletin önüne çıkmayacaksın, İslâmî temsil ve hizmet makamına talip olmayacaksın. Bunu diyen adam peygamber efendimizin hz.Aişe annemiz 13 yaşında iken evlenmelerine ne diyecekler. Haşa sonsuz kere haşa peygamberdemi böyleydi. Aslında bunlar peygamber efendimizin sünnetinden iğrenen insanlardır. Dikkat edin evlendi diyor. Ortada sünnete aykırı birşey yok iken adını bilmediğim zata iftira değildir de nedir?
6-Maalesef ki, namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde onların da çok çok altında kaldığı için cemiyet hayatı çökme noktasına gelmiştir Bu yazıyada dikkat edin ALLAHU TEALANIN kimin kalbinde ne olduğunu kendileri çok iyi biliyormuş gibi yazmalarına ne diyeceksiniz. Böyle saçma bir mantık olurmu. dilerse ALLAHU TEALA bir kulunun yüzü suyu hürmetine o cemiyeti ayakta tutar dilerse tüm kulları iman eri olsun 1 tane bozuk olsun ona sebep helak eder. Bu dileme işi ALLAHA AİT iken kendilerinin yazısına ne demeli ?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ucbeyi
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 04, 2005
İletiler: 9

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 3:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sevgili site yöneticilerine;

Bu arkadaşı size havale ediyorum.Kardeş senin derdin nedir git Hizmet ini yap Dinini yaşa milletle alıp veremediğin ne?Bu yaptığın resmen fitne fesat işleri önüne gelene saldırıyosun.Başka bişeyler yap başkalarının yanlışları üzerinden din öğretmeye çalışıyosun.Lütfen site yöneticileri bu bölücüyü el atın....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 3:28 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sen yunusatmaca denilen ve foruma ne zaman geldiği belli olmayan adam :

1. Beyan Dergisi sahibi ve editörü Ahmed Zeki SArıhan'ı yakinen tanıyor musun? Kendisi Sayın Muhsin Yazıcıoğluna yakın olan insanlardan birisidir ve şu anda tüm malını ve canını Beyan Dergisi ile beraber İslama ve Türk Milletine adamıştır.

2. Beyan Dergisinde ilmen kendisini ispatlamış AHmed Mahmud Ünlü Hocaefendi gibi Mehmed Talu Hocaefendi gibi insanlar yazmaktadır.

3. Ulemanın ittifakı ile zamanımızın en mübarek isimlerinden birisi olan Hacı Mahmud Efendinin sohbet ve vaazları da yayınlanmaktadır.

Yazıda geçen şey nerene dokundu ey adı peygamber ismi olan ama kalbi Turan Dursun'dan da kara olan sapık adam :

1. Sen bu yazının neresinde sapıklık buldun ?

2. Sen kimsin de bu yazıyı sapıklıkla suçluyorsun ?

3. Beyan Dergisinin cevaz vermediği ve bu milleti kökünden bölecek olan Diyalog çalışmaları mı zoruna gitti yoksa şeyhinin aldığı kızların yaşlarının ifşa edilmesi mi ?

Edepten , ilimden , ahlakdan, faziletten nasibini almamış sapık adam : Haddini bil ve Beyan Dergisi gibi Türk Mİlletini Ehl-i Sünnetten ayırmaya çalışanlara karşı çıkan müstesna bir dergiye çamur atma.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yunusatmaca
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 03, 2005
İletiler: 24

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 3:31 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kardeş asıl senin derdin ne?

biz bu toplumda bu insanların ne yaptığı ve nerelerde hata yaptığını göstermek suçmu?

Size söylüyorum suç mu emri maruf neyhi münker nerede kaldı?

İSLAMIN SAFHASINDA GÖZÜKENLERİN GERÇEK YÜZLERİNİ GÖSTERMEK SENİ NEDEN RAHATSIZ ETTİ ACABA ?

BİR MÜSLÜMANI UYARMAK FİTNE FESAD DEĞİL ASIL BİR GÖREVDİR.



Senin bu insanların hatalarını örtbas etmendeki maksadın ne

derdin ne sahi derdin ne?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 3:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Yazıyı dikkatli okursanız
1-Mü'minlerin kusur ve kabahatlerini alenî açıklamayın." Eyvallah, bu mü'minler için doğru diyor fakat ardından borcunu ödemedikleri hocaefendiye kudurmuş diyorlar.


İsim vermiş mi ? Vermemiş. Hoca demekten imtina ettiğim o adamın ettiği duayı niye göz önüne almıyorsun efendi. Sen o ismi de bilmediğini söylüyorsun. Ben o ismi de biliyorum. Öyle beddua mı olur ? Resmen ve alenen ilmini maddi çıkar için kullanmak değil midir ?


Alıntı:
2-Adamın borcunu ödememekle beraber kusurları kendinde değil hocaefendi (kim olduğunu bilmiyorum) bulmaları apayrı bir yanlış


Sen Beyan Dergisine takıntın var anlaşılan. İslam tarihinde öyle bir beddua eden zat gördün mü ? Ne demek canının imansız al ? Böyle bir beddua kafire dahi yapılmaz. Ayrıca daha borcumuz da vardı diyor.

Alıntı:
3-O Hocaefendi diye dedikleri zat şayet ölürse bu borcun vebalini düşünmemişler galiba?


Hanefi fıkhına göre borçlu olduğun adam ölürse varislerine borcunu ödersin. Varisleri de yoksa onun adına hayır müesseselerine bağışlarsın.

Alıntı:
4-Daha önceleri Fetullah Gülen için dinler arası diyalogta tam destek verirlerken bacılarımızın başörtüsünü düşünmüyorlardı.şimdi ise başörtüsünü ağzına doluyorlar. Bacılarımızın başları ile oynayan AB mahkemelerine veryansın ediyor. Yani anlayacağınız tükürdüklerini bir güzel yalıyorlar.


Anlamadım. Efendi İsmail Ağa Cemaatinden ve Beyan Dergisinden hiçbir kimse Dinler Arası Diyalog fikrine destek vermedi. Kendine gel. Haddini bil.

Alıntı:
5-Daha bundan on gün önce bir uçkurcu çıktı kendisi yetmiş sekiz yaşında, evlendiği kız (müridi) on sekiz yaşındaydı. Kardeşim uçkuruna sahip olamıyorsan, milletin önüne çıkmayacaksın, İslâmî temsil ve hizmet makamına talip olmayacaksın. Bunu diyen adam peygamber efendimizin hz.Aişe annemiz 13 yaşında iken evlenmelerine ne diyecekler. Haşa sonsuz kere haşa peygamberdemi böyleydi. Aslında bunlar peygamber efendimizin sünnetinden iğrenen insanlardır. Dikkat edin evlendi diyor. Ortada sünnete aykırı birşey yok iken adını bilmediğim zata iftira değildir de nedir?


Efendi efendi kendine gel. İsmail Ağa cemaatinin mensublarının yüzde doksanı Sünnet-i Seniyye’ye bağlıdırlar. Hatta bu bağlılık o derecededir ki şalvar – cübbe – sakal – sarık gibi sünetleri ihya ederler. Hala yerde yemek yerler. Yerde uyurlar. Medreseleri Osmanlı usulüdür. Bugün o cemaat kadar Sünnet’e düşkün bir cemaat var mıdır ?


Haaa. Bir diğer karın ağrın. Efendi anlamıyorsun sen. Bak ne güzel söylüyor. Adam 78 yaşında ama müridi 18 yaşında. Bunu için elveriyor mu ? Efendimizin Hz. Aişe ile evlenmesini örnek veriyorsun ama ilimden bihaber olduğun için bunun ilmi kitablarda nasıl izah edildiğini bilmiyorsun . Hz. Aişe ile Efendimizin erken evlenmesinin sebebi bellidir : “ Kadınlara ait meseleleri öğretmek “. Böyle bir durum hiçbir şeyh efendi için geçerli olamaz. Anladın mı ? Efendimizin evlilikleri içinde Hz. Aişe hariç bakire olan yoktu. Ama şeyh demekten imtina ettiğim adamın tüm karıları bakire. Hepsi de kendinden bilmem kaç yaş küçük.

Aklı ve firaseti ve basireti kıt ilmi olmayan adam şimdi iyi dinle :

Adam şeyhim diyor ama cemaatindeki 18 lik bakire kızlara göz dikiyor. Ulan Bu mu sünnete ittiba ? Efendimizin her sünnetine uydun da bir o sünnet mi kaldı?

Alıntı:
6-Maalesef ki, namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde onların da çok çok altında kaldığı için cemiyet hayatı çökme noktasına gelmiştir Bu yazıyada dikkat edin ALLAHU TEALANIN kimin kalbinde ne olduğunu kendileri çok iyi biliyormuş gibi yazmalarına ne diyeceksiniz. Böyle saçma bir mantık olurmu. dilerse ALLAHU TEALA bir kulunun yüzü suyu hürmetine o cemiyeti ayakta tutar dilerse tüm kulları iman eri olsun 1 tane bozuk olsun ona sebep helak eder. Bu dileme işi ALLAHA AİT iken kendilerinin yazısına ne demeli ?


Ayetten, hadisten uzak adam. “Hakiki namaz insanı kötülüklerden alıkoyar “ . Sana bişi hatırlatıyor mu bu ? Hatırlatamıyor çünkü duymadın. Çünkü okumadın. Çünkü bu yazı zülfiyare dokundu. Efendi namaz kılıp da kötülük yapan herkes kendisine dikkat etmelidir. Çünkü namazında nakıslık vardır. Anladın mı ?


En son ilteris-kaan tarafından Pts Tem 04, 2005 4:07 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 3:53 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Bacılarımızın başları ile oynayan AB mahkemelerine veryansın ediyor. Yani anlayacağınız tükürdüklerini bir güzel yalıyorlar.


Bu iddiayı sana aynen iade ederim. Efendi sen o cemaati Fethullah GÜlen cemaati ile karıştırma.

Deprem vaazından ötürü ceübbeli hocaefendi ye hapis kararı çıktığında Ürdün'den ihvanlar geldi İsmail Ağa'ya. Efendi Hazretlerine sordular cübbeli hocaefendinin Ürdüne gelmesi hususunda.
Mahmud Efendi Hazretleri de buyurdu :

" Hayır. Ahmed Hocaefendi içeri girsin. Cezasını çeksin."

O cemaatten bir tek kimse AİHM'ye gitmedi. Gitmez de. Çünkü müslüman kafire şikayet edilmez. Onlarca medresenin kapatılmasına rağmen gidilmedi. Gidilmez de .

Sen neyin emri bil marufunu yapıyosun. Git İskender Evrenosoğlu hakkında konuş. Yaşar Nuri hakkında konuş . Alnından öpeyim. KAfana göre tenkidler yapıp , zoruna giden lafları tenkid etmeye kalkma.

O Editör ilmiyle , ameliyle mahşre günü senin gibi on tanesini cebinden çıkarır. Haaa bu emri bir maruf değil. EMri bil maruf açarsın telefonu Beyan Dergisine. Şu yazıda şu hata var dersin. BU ne biliyo musun ? GOCUNMA GOCUNMA
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 4:32 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
İSLAMIN SAFHASINDA GÖZÜKENLERİN GERÇEK YÜZLERİNİ GÖSTERMEK SENİ NEDEN RAHATSIZ ETTİ ACABA ?


Yahu ALlah'tan korkmaz, kuldan utanmaz adam. Sen ne dediğinin bile farkında değilsin. Beyan Dergisi yapınca kötü oluyor, sapık oluyor. Sen yapınca emr bil maruf. Akıl mı bu mantık mı bu ?

Yahu o dergide yazanların hepsi hoca. Hem öyle Yaşar Nuri gibi ilahiyat fakültesinde sıraya oturmamışlar. Osmanlı usülü yere çöküp rahle de okumuş insanlar.

CÜbbeli AHmet Mahmud Ünlü Hafız, Mehmed Talu HAfız, Selim Köroğlu Hafız.

Onlar Osmanlı usulüne göre okumuşlar . Sen onların okuduğu kitapların adını rüyanda bile duymamışsındır efendi :

EMSİLE, BİNA, MAKSUD, İZZİ, AVAMİL, KAFİYE ,MOLLA CAMİ,
KUDURİ, CELALEYN, MEKTUBAT-I RABBANİ , RİSALE-İ HALİDİYE, RİSALE-İ KUDSİYYE, DAMAT, MÜLTEKA, NURUL İZAH,MEBSUT, ŞİFA-İ ŞERİF,TAC...

Daha ziyade yazmıyorum. Hepsi Osmanlı Medreselerinde okunan kitaplar. Cemaatin büyük şeyhi Ali Haydar Efendi ks. Mecelleye şerh yazacak kadar büyük bir alim.

Öyle bir ilmin olsun. Ama çürük şeyler ile sapıklıkla suçluyorsun. KArdaşım söylediklerinin hepsini çürüttük. Kendine gel. Tevbe istiğfar et.

Ömer Öngüt gibisin. Aynen onun gibi. O'da Mahmud Efendiyi Refahçılıkla suçladı. Hem de nasıl biliyor musun ? Yanına Mahmud Efendinin üç tane ihvanı gelmiş. Biz Refhaçıyız demiş. Tamam . Mahmud Efendi oldu Refahçı.

Allah'tan korkun biraz. Mahmud Efendi 1991'de parti adı telaffuz eden kırk senelik arkadaşı Musa Amcayı hizmetinden uzaklaştırmış.

İftiranın da bir sınırı ve edebi var.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 5:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

El vardır yücelmekte her an aldıkça tekbir
El vardır maşa diye kul kullanmakta müstekbir

El vardır tesbihlerde tetiklerde bilenir
El vardır onursuzdur kapı kapı dilenir

El vardır mühür vurmuş tarihte altın çağa
El vardır alkış tutar utanmadan alçağa

El vardır aşkla okşar öksüzlerin başını
El vardır yetimlerin akıtır göz yaşını

El vardır öp ve kokla tıpkı bir gül yaprağı
El vardır tiksindirir değse taşı toğrağı

El vardır nerede olsa Hak'kı tutar kaldırır
El vardır aç sırtlan gibi ne bulursa saldırır

El vardır infak ile imtihanı kuşanan
El vardır kuruyası tesettüre uzanan

El vardır taa ezelden ebede mesai çalar
El vardır rahimdeki yavruya bıçak çalar

El vardır Hz.İbrahim'de balta sallar putlara
El vardır odun taşır hala nemrutlara

El vardır vahdet için yapışır hablullaha
El vardır hüküm koyar şirk koşarak Allah'a
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sahmethak
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: May 16, 2005
İletiler: 5

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 5:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Allah senden razı olsun ilteris-kaan.Söylemek istediklerimden fazlasını o kadar güzel bir dille yazmışsın ki okumaktan keyif aldım.
Başlık, "Beyan Dergisi'nin Sapık Yazısı"ydı.Açıkçası Beyan Dergisi'ni takip eden bir kişi değilim.Yazıyı okumaya başladığımda çok güzel bir giriş dedim.Ortalarına geldiğimde halen en ufak bi sapıklık izine sahip cümleye rastlamadım.Yazı bittiğinde kardeşim başlığı yanlış yazmıştır diye düşündüm.Ancak cevapları okumaya başladıktan sonra kardeşimin her cemaati bir tuttuğunu anladım.Gerçekten, aynı sıfata sahip olan insanları bir başlık altına toplamak ve hepsine karşı aynı düşünceyi beslemek çağımızın en büyük hastalıklarından biri belki de.Neyse Allah yanlış yolda olan herkesi ıslah etsin.
İlteris-kaan,sana ayrıca sormak istediğim bir soru var.Bu cemaatle bir yakınlığın var mı?Bildiğim kadarıyla ve senin söylediklerinden anladığım kadarıyla bu cemaatin de çoğu cemaatin olmadığı gibi siyasetle arası yok.Kısacası ilgilenmezler.(Sorumu bu sebepten dolayı sordum)
Allah tekrar senden razı olsun gereken cevabı verdiğin için.Allah'a şükürler olsun senin gibi ülküdaşımız olduğu için.Allah'a emanet olun.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 5:47 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Abi allah razı olsun. Hakkınızı helal edin. biraz ağır konuştum. O cemaatin içerisinde Hüseyin Üzmez de vardır ( Mahmud Efendinin avukatıdır aynı zamanda ) eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu da vardır.

Cemaatin içerisinde Milli Görüşe yakın olanlar olduğu gibi Ahmed Zeki Sarıhan gibi Büyük Birliğe yakın olanlar da vardır. Resul Hocaefendi gibi de MHP görüşüne yakın olanlar vardır.

Cemaat siyasetten uzak durmaya çalışmıştır bugüne kadar. Kimi zaman siyasete adı karışsa da şu parti bu parti diye işaret edilmez.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yunusatmaca
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 03, 2005
İletiler: 24

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 6:05 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

bre zavallı

Sen şu soruların cevabını versene

"Mü'minlerin kusur ve kabahatlerini alenî açıklamayın." Eyvallah, bu mü'minler için doğru. Fakat biz sahtekârların, münafıkların durumlarını açıklıyoruz ki, gerçek mü'minler uyansınlar, onların oyununa gelmesinler

1- Bir müslümanı dolaylı yada dolaysız ima etmek gıybet değilmi?
2-Sen de hiç utanma yokmu bre zındık madem alacak verecek hesabınız var ise niye yayınlıyorsun.? Niye açıklıyorsun. Sana beddua etmişse haklı ise size değilse söyleyene döner.

3-elinizdeki dergilerle trajınız kadarını yayıp o insanın onurunu gururunu düşündünüzmü aynı şeyi ben sana yapsam erkekliğe sığarmı ulan?

4- İslam ona buna bakmaz tamam mı kardeşim Kim olursa olsun kim hata yaparsa yapsın islamda ne ise o uygulanır?

5-Bir insan borcunu istiyor diye ona kudurdu demek hangi mertlikle bağdaştırıyorsun?

6-Hem suçlu hem güçlüsünüz


7-O Hocaefendi diye dedikleri zat şayet ölürse bu borcun vebalini düşünmemişler galiba? ödeyecek kişi bunun vebaliyle uğraşıp zamanında ödesin?

8-Ona buna uçkurcu demeden önce araştırmayı öğrenin. keni elinizle yazdınız. evli diye.Siz her evli insana uçkurcu mu diyorsun ? peygamber efendimiz Hz.Aişe annemizle evlendiğinde Aişe annemiz 13 yaşındaydı bre zındıklar. Niye sakladınız yazarken gerçekleri niye. 40 yaşında 60 yaşında evleneni gösterip 13 yaşındaki AİŞE annemizle yaptığı evliliği örnek göstermemek kendi art niyetini göstermiyormu demekki kuduz köpekler gibi saldırmak için vakit bekliyormuş?
Er yiğit ilim yapıyorsa adam gibi herşeyi yazar döker bir açık dahi bırakmaz. Ona buna uçkurcu diyen siz iftiracılar olduğunuz apacık belli oldu?KİM OLDUĞUNU YAZIN BİZ BİLELİM ONA BUNA UÇKURCU DEYİP KENDİNİZİ NAMUSLU MU ZANNEDİYORSUNUZ? YAZILARINIZDAN BU ÇIKIYOR MAALESEF.

9-Maalesef ki, namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde onların da çok çok altında kaldığı için cemiyet hayatı çökme noktasına gelmiştir bununla ne demek istediniz. Nerden biliyorsunuz %10 altında olduğunu her camiye gidip saydınız mı?

10-AĞUSTOS 2004 BEYAN DERGİSİNİN DİNLER ARASI DİYALOG İÇİN YAZILAN İFADE

Sonuç Olarak Deriz Ki
Gerek bu sayımızdaki yazımız, gerekse geçen sayıdaki yazılarımız bütün sorumluluğuyla Beyan dergisine aittir. Beyan dergisinin haricinde hiçbir kişi, kurum ya da kuruluşu bağlamaz ve onların görüş ve düşünceleri de değildir. İlgili yazılar yazarının ve Beyan dergisinin görüş ve düşünceleridir.
Muhterem yazar, ilgili vakıf ve vakfın onursal başkanı saygıdeğer Hocaefendi!
Biz, sizleri seviyoruz ve yaptığınız hizmetleri memnuniyetle izliyoruz. Allah için yapılan her icraatı desteklemek mecburiyetinde olduğumuzun şuurundayız. Bu hizmetlere vesile olanları sevmek de birinci vazifemiz ve inancımızın gereğidir.
Bu kadar güzel ve başarılı icraatın arasına "Dinler arası diyalog" kavramının hiç yakışmadığını düşünüyoruz. "Dinler arası diyalog" çalışmasını kabul etmemiz yukarıda açıkladığımız gerekçelerimiz ışığında mümkün değildir. Sizlerin "Dinler arası diyalog" çalışmalarınızı, yukarıda sıraladığımız olumsuz sonuçlar çıksın diye yapmadığınıza da eminiz. Görünen o ki, amaçlananla sonuç aynı olmamaktadır. Bu yanlıştan dönüleceği ve sizlerle bizlerin arasında konu ile ilgili derin görüş ayrılığının olmadığı kanaatindeyiz.
"Hakkın hatırı yücedir, hiçbir hatıra feda edilmez."

FETULLAH GÜLENİ SEVDİĞİNİZ YUKARDAKI YAZINIZIN BAŞINDAN BELLİ AL İŞTE SANA KANIT TAMAM MI?

11-bağlıdırlar. Hatta bu bağlılık o derecededir ki şalvar – cübbe – sakal – sarık gibi sünetleri ihya ederler. Hala yerde yemek yerler. Yerde uyurlar. Medreseleri Osmanlı usulüdür. Bugün o cemaat kadar Sünnet’e düşkün bir cemaat var mıdır ? müslümanlık yerde yatmayla uyumayla olmaz kardeşim?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 6:32 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

yumuşatmaca adlı üye;
daha gelir gelmez ağzını bozar,ilk iletinle birlikte küfüre başlarsan,senin iyi niyetinden şüphe duyarız.2 iletin silinmiştir.
Bu sana ilk ve son ikazdır.İslamcı görünüp de edepsizleşmenin savunulacak bir yanı yoktur.İleti göndermeden önce otur forum kurallarını adam gibi oku.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 7:32 pm    ileti konusu: esselamün aleyküm ve Rahmetullah Alıntıyla Cevap Gönder

yunusatmaca zavallı , zındık sensin sen kendini ne zannediyorsunda bu şekilde konuşma gerekçesi buluyorsun ülen herif bak kimsin nesin bilmem ama çizmeyi aşma daha dün gelip bu forumda ona buna bu şekilde saldıramazsın sen kendin ol ve kendin gibi davran burada kiminle ne şekilde konuştuğuna dikkat et ben senin kazdıklarından anladım kadarıyla sen onun bunun yazılarını eleş.tirmesi seven birisisin zınndık dediğin kişi bu sitenin en önde gidenlerindendir ve senden daha fazlla hatırı sayılır çizmeyi aşma haddini bil...

Alıntı:
1- Bir müslümanı dolaylı yada dolaysız ima etmek gıybet değilmi?


güzide kardeşim bir müslümana o şekilde beddua etmek islam aleminde hiç bir şekilde görülmemiş bir şeydir ve bu yazının sahibide müslümanın müslümana beddua etmemesi gerektiği için bu şekilde bir örnek vermiştir yani senin gibi beyinsizlerin anlayacağı şekle sokarsak belgelemiştir.

Alıntı:
2-Sen de hiç utanma yokmu bre zındık madem alacak verecek hesabınız var ise niye yayınlıyorsun.? Niye açıklıyorsun. Sana beddua etmişse haklı ise size değilse söyleyene döner.


aynen söylediğim gibi bu yazıyı yazan kişi bir örnek vermiştir ve müslüman müslümana hiç bir şekilde beddua etmemelidir.

Alıntı:
elinizdeki dergilerle trajınız kadarını yayıp o insanın onurunu gururunu düşündünüzmü aynı şeyi ben sana yapsam erkekliğe sığarmı ulan?


sözlerine dikkat et ulanlı mulanlı konuşma 1--- 2. si de peki biz sana aynı şekilde beddua etsek bu erkekliğe sığarmı o kişi bir müslümanın yapmaması gereken bir olayı yaptı ve buda yapılaması geren bir şey olduğu için o kişide bunu isim vermeden örnek olarak gösterdi.

Alıntı:
-Bir insan borcunu istiyor diye ona kudurdu demek hangi mertlikle bağdaştırıyorsun?


bir insan borcunu isteye bilir ama bilinmelidirki bir insan borcunu isterken ben mekkeye haç görevimi yapmaya gidecem ve kabeyi ilk gördüğümde sizlerin imansız ölmeniz için beddua edecem diye tehditte savurmaz müslüman müslümanın kardeşidir ve o zat bunu öğrenemedise ben onun imanından şüphe duyarım kim olursa olsun .

Alıntı:
6-Hem suçlu hem güçlüsünüz


hayır yannış söylemişsin hem haklı hemde güçlüyüz.

Alıntı:
-O Hocaefendi diye dedikleri zat şayet ölürse bu borcun vebalini düşünmemişler galiba? ödeyecek kişi bunun vebaliyle uğraşıp zamanında ödesin?


bak güzide vatandaş bunun açıklamasını ilteris-kaan üstadım yapmış hanefi mezhebine göre borçu olunan kişi vefat ederse onun yerine o kişinin varislerine o borç takfdim edilir buradan formu takip etmediğin ortada

Alıntı:
Ona buna uçkurcu demeden önce araştırmayı öğrenin. keni elinizle yazdınız. evli diye.Siz her evli insana uçkurcu mu diyorsun ?



Efendiler Efendisi (s.a.v) in sünneti seniyesine dayandırmayacaksınız o zaman bak ilteris-kaan üstadım açıklamasını yapmış Efendiler Efendisi (s.a.v) Ayşe validemizle evlendiğinde 25 yaşındaydı ve Ayşe validemiz Efendiler Efendisi (s.a.v) ondan baya bir yaş farkıyla küçüktü.Hayır biz her evli olana uçkurcu demiyoruz lafı tersinden anlama kendisi 70 yaşında ve evli ise ve tekrardan bir hanım daha almaya kalkıyor sa ve almaya kalktığı kişi 18 yaşında ise biz buna uçkurcu diyoruz.bu olayı iiyice öğren bire zındığın önde gideni..




Alıntı:
9-Maalesef ki, namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde onların da çok çok altında kaldığı için cemiyet hayatı çökme noktasına gelmiştir bununla ne demek istediniz. Nerden biliyorsunuz %10 altında olduğunu her camiye gidip saydınız mı?


Allah ( azze ve celle ) istediğine bildirir isteiğine bildirmez istediğini bildirir istediğini bildirmez sen bunu yazma gerekçesini nereden buluyosun ülen kuduz it.


Alıntı:
Dinler arası diyalog" kavramının hiç yakışmadığını düşünüyoruz.


ifadeleri iyi takip et düzide it bak neler anlatılmış orada.

Alıntı:
"Dinler arası diyalog" çalışmasını kabul etmemiz yukarıda açıkladığımız gerekçelerimiz ışığında mümkün değildir.


bak kardeşim mümkün değildir deniliyo yok sen fetullah hocayı seviyosunuz diyorsun .. ne alaka haddini bil.


Alıntı:
Sizlerin "Dinler arası diyalog" çalışmalarınızı, yukarıda sıraladığımız olumsuz sonuçlar çıksın diye yapmadığınıza da eminiz. Görünen o ki, amaçlananla sonuç aynı olmamaktadır. Bu yanlıştan dönüleceği ve sizlerle bizlerin arasında konu ile ilgili derin görüş ayrılığının olmadığı kanaatindeyiz.


burada o cemaatin yapmış olduğu yannış tatlı dille ifade edilmektedir amaç diyalog ve hoşgörünün Kur'an-ı Kerimde olmadığını o cemaate anlatmaktır lafları tersinden anlama.


Alıntı:
bağlıdırlar. Hatta bu bağlılık o derecededir ki şalvar – cübbe – sakal – sarık gibi sünetleri ihya ederler. Hala yerde yemek yerler. Yerde uyurlar. Medreseleri Osmanlı usulüdür. Bugün o cemaat kadar Sünnet’e düşkün bir cemaat var mıdır ? müslümanlık yerde yatmayla uyumayla olmaz kardeşim?


kardeşim ne anlatmaya çalıştığın bellli değil kusura bakma zaten başından beri sünnete karşı duran sensin..



Allah ( azze ve celleye ) eemanet olun s.a
.


En son yorukhasan tarafından Pts Tem 04, 2005 9:16 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
ilteris-kaan
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2005
İletiler: 146

İletiTarih: Pts Tem 04, 2005 8:07 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"Mü'minlerin kusur ve kabahatlerini alenî açıklamayın." Eyvallah, bu mü'minler için doğru. Fakat biz sahtekârların, münafıkların durumlarını açıklıyoruz ki, gerçek mü'minler uyansınlar, onların oyununa gelmesinler

Alıntı:
1- Bir müslümanı dolaylı yada dolaysız ima etmek gıybet değilmi?


Sefih mahluk. Senin yaptığın nedir ? Yazıda geçen hocanın adını bilmiyorsun bile. Ben o ismi de biliyorum. Sen adamın bedduasına bakmıyosun da ee bak burada gıybet etmişler.

Alıntı:
2-Sen de hiç utanma yokmu bre zındık madem alacak verecek hesabınız var ise niye yayınlıyorsun.? Niye açıklıyorsun. Sana beddua etmişse haklı ise size değilse söyleyene döner.


Anaaa. Adamın yaşadığı hadiseyi nakletmesi suç mu oldu ? Açık açık hadiseyi yazmış. Borcumuzun şu kadarını ödedik şu kadarı da kaldı diye. A. Zeki Sarıhan bir zihniyeti anlatıyor ve bu zihniyetin tenkidini yapıyor.

Alıntı:
3-elinizdeki dergilerle trajınız kadarını yayıp o insanın onurunu gururunu düşündünüzmü aynı şeyi ben sana yapsam erkekliğe sığarmı ulan?


Sen buraya sapık yazı derken Ahmet Zeki Sarıhanın gururunu düşündün mü ? Sen
Yapınca iyi. Beyan yaparsa kötü. Mert ol mert.

Alıntı:
4- İslam ona buna bakmaz tamam mı kardeşim Kim olursa olsun kim hata yaparsa yapsın islamda ne ise o uygulanır?


E tamam ama sen kendine bak önce.


Alıntı:
5-Bir insan borcunu istiyor diye ona kudurdu demek hangi mertlikle bağdaştırıyorsun?


Gerçekten de kudurmuş. Lan öyle beddua olur mu ? Hala anlamıyosun hadiseyi ?


Alıntı:
7-O Hocaefendi diye dedikleri zat şayet ölürse bu borcun vebalini düşünmemişler galiba? ödeyecek kişi bunun vebaliyle uğraşıp zamanında ödesin?


Ben sana Hanefi fıkhında o meselesinin çözümünü yukarıda yazdım ama aklın kadar idrakin de kıt olduğundan anlamışsın. Ya da siz Harici fıkhına tabisiniz ki siz de uygulanmıyor bu dediğim kaide.

Alıntı:
8-Ona buna uçkurcu demeden önce araştırmayı öğrenin. keni elinizle yazdınız. evli diye.Siz her evli insana uçkurcu mu diyorsun ? peygamber efendimiz Hz.Aişe annemizle evlendiğinde Aişe annemiz 13 yaşındaydı bre zındıklar. Niye sakladınız yazarken gerçekleri niye. 40 yaşında 60 yaşında evleneni gösterip 13 yaşındaki AİŞE annemizle yaptığı evliliği örnek göstermemek kendi art niyetini göstermiyormu demekki kuduz köpekler gibi saldırmak için vakit bekliyormuş?
Er yiğit ilim yapıyorsa adam gibi herşeyi yazar döker bir açık dahi bırakmaz. Ona buna uçkurcu diyen siz iftiracılar olduğunuz apacık belli oldu?KİM OLDUĞUNU YAZIN BİZ BİLELİM ONA BUNA UÇKURCU DEYİP KENDİNİZİ NAMUSLU MU ZANNEDİYORSUNUZ? YAZILARINIZDAN BU ÇIKIYOR MAALESEF.


Salak . Sefil mahluk. Senin yarana mı dokundu. Kudurmuş köpek. Sana eski yazımda da yazdım. Efendimizin Aişe annemiz ile evlenmesinin sebebi bellidir : “ kadınlara ait dini meseleleri nakledebilmek. “ . Salak şimdi 78 yaşında bir şeyhin 18 lik kızla evlenmesinin böyle bir gerekçesi mi olabilir ? Aklın hayalin alıyor mu ?

Alıntı:
9-Maalesef ki, namaz kılanların içinde gerçek mü'minlerin oranı yüzde onların da çok çok altında kaldığı için cemiyet hayatı çökme noktasına gelmiştir bununla ne demek istediniz. Nerden biliyorsunuz %10 altında olduğunu her camiye gidip saydınız mı?


Yazının içinde hakiki seyyid , bazı şeyhler gibi sahte seyyid olmayan Seyyid Ahmed ARVASİ ks.’dan Ahmet Zeki abi alıntı yapmış. Oradan biliyor.

Alıntı:
10-AĞUSTOS 2004 BEYAN DERGİSİNİN DİNLER ARASI DİYALOG İÇİN YAZILAN İFADE

Sonuç Olarak Deriz Ki
Gerek bu sayımızdaki yazımız, gerekse geçen sayıdaki yazılarımız bütün sorumluluğuyla Beyan dergisine aittir. Beyan dergisinin haricinde hiçbir kişi, kurum ya da kuruluşu bağlamaz ve onların görüş ve düşünceleri de değildir. İlgili yazılar yazarının ve Beyan dergisinin görüş ve düşünceleridir.
Muhterem yazar, ilgili vakıf ve vakfın onursal başkanı saygıdeğer Hocaefendi!
Biz, sizleri seviyoruz ve yaptığınız hizmetleri memnuniyetle izliyoruz. Allah için yapılan her icraatı desteklemek mecburiyetinde olduğumuzun şuurundayız. Bu hizmetlere vesile olanları sevmek de birinci vazifemiz ve inancımızın gereğidir.
Bu kadar güzel ve başarılı icraatın arasına "Dinler arası diyalog" kavramının hiç yakışmadığını düşünüyoruz. "Dinler arası diyalog" çalışmasını kabul etmemiz yukarıda açıkladığımız gerekçelerimiz ışığında mümkün değildir. Sizlerin "Dinler arası diyalog" çalışmalarınızı, yukarıda sıraladığımız olumsuz sonuçlar çıksın diye yapmadığınıza da eminiz. Görünen o ki, amaçlananla sonuç aynı olmamaktadır. Bu yanlıştan dönüleceği ve sizlerle bizlerin arasında konu ile ilgili derin görüş ayrılığının olmadığı kanaatindeyiz.
"Hakkın hatırı yücedir, hiçbir hatıra feda edilmez."

FETULLAH GÜLENİ SEVDİĞİNİZ YUKARDAKI YAZINIZIN BAŞINDAN BELLİ AL İŞTE SANA KANIT TAMAM MI?


Hani bu yazı mı diyalogcu yunusatmaca. Bu yazı mı diyalog destekliyor * mert ol. Diyalogcu dedin. Göster diyalogu savuınan destekleyen yazıyı. MÜFTERİ


Alıntı:
11-bağlıdırlar. Hatta bu bağlılık o derecededir ki şalvar – cübbe – sakal – sarık gibi sünetleri ihya ederler. Hala yerde yemek yerler. Yerde uyurlar. Medreseleri Osmanlı usulüdür. Bugün o cemaat kadar Sünnet’e düşkün bir cemaat var mıdır ? müslümanlık yerde yatmayla uyumayla olmaz kardeşim


İşte sünnetten iğrenen demiştin Beyan dergisi ve o cemaate. Kendin tiksiniyorsun sünnetten. Bak sünneti nasıl tadil ettin. Nasıl kafana göre yorumlayıverdin. Sıkıştın çünkü.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Bu başlık kilitlenmiştir; cevap yazamaz, iletileri değiştiremezsiniz 1. sayfa (Toplam 7 sayfa)

Sayfa: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1