Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - BİZ BU HALLERE DÜŞECEK ADAM MIYDIK!!!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
aybuke83
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 14, 2005
İletiler: 74

İletiTarih: Pzr Ağu 14, 2005 6:47 pm    ileti konusu: BİZ BU HALLERE DÜŞECEK ADAM MIYDIK!!! Alıntıyla Cevap Gönder

Ne günlere kaldık Yarabbi!!Vatan,bayrak,millet sevgisi,Allah korkusu kalmamış bir güruh haline geldi yurdum insanı..Tıpkı bir sürü gibi kim nereye çekerse oraya gider oldu...Artık ne dününü hatırlayıp ders almak derdinde,ne de geleceğimiz ne olacak diye düşünüyor.Öyle bir gaflet uykusuna yatmış ki insanlarımız uyandırabilmek ne mümkün!!
Gündelik menfaatler peşine düşüp ideallerinden,imanından,geleneğinden kısaca tüm bizi biz yapan unsurlardan,özbenliğinden uzaklaşır oldular..Bu vatanın dünyanın kalbi olduğunu,Rabbimin bu topraklara ne büyük nimetler sunduğunu,aslında bizim abnin ya da abdnin peşinde koşacağımıza onların bizim peşimizde koşacağı bir ülke olduğumuzun ne yazık ki farkında değiller hala!!!
Türk Dünyası İnsan Hakları Derneğinin yaptığı bir belirlemeye göre Dünyada sadece Türkiye'de ve Bulgaristan'da çıkartılan ve en büyük kaynağının da Türkiye'de olduğu NEPTUNYUM elementi eğer kıymetini bilecek olsak ülke borçlarını kapatmaya ve hatta kendi başımıza ayakta durmaya yetecek kadar büyük bi kaynak!!!
127 bin ton...Bunun değeri yaklaşık 9 TRİLYON DOLAR..Türkiye'nin iç borcu 85 milyar dolar,dış borcu 125 milyar dolar..Toplam borç 220 milyar dolar..yani getirisi ülke borcunun tam 40 katı...
Ülkemiz maden rezervleri bakımından bu kadar zenginken biz neden başkalarının elini,eteğini öpmekteyiz,taviz üstüne taviz vermekteyiz anlayamıyorum...



BİZ BU HALLERE DÜŞECEK ADAM MIYDIK!!!!!

Duymadıklarımızı duyduk,görmediklerimizi gördük
İki dirhem aklımız vardı,onu da yedik bitirdik
Freni patlamış kamyon gibiyiz,Allah’a havale gidiyoruz
Biz bu hallere düşecek adam mıydık!...
Dalından kopan yaprak misali,bir rüzgara kapıldık ki sormayın gitsin
Koskoca beş bin yıllık çınar
Batının hızarına düştü,feleğin nazarına düştü
Yiğit diye namım vardı,namert pazarına düştü
Biz bu hallere düşecek adam mıydık!...
Ne batılı olabildik,ne doğulu
İki cami arasında kalmış beynamaz gibiyiz
Bizi biz yapan,bize ait ne varsa her şeyi attık
Tıpatıp taklit ettik,aslını yaşattık
Üretmedik,tükettik,hazıra konduk,hep yattık
Hazıra dağ mı dayanır beyler
İlimsiz çağ yakalanmaz,ilimsiz kaldık
Sığ kaldık,kaldık böyle kıraç
Ciğeri beş para etmeyenlere el açtık
Ve KAHRETSİN yaşıyoruz onlara muhtaç
Bu son liman,bu son gemi başka yol yok
Anlayın artık,anlayın
TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOK
Biz bu hallere düşecek adam mıydık!...
“Yardım almaya alışanlar,emir almaya da alışırlar”
Alıştılar beyim,alıştılar
Üç beş kuruş için dalınız kökünüz dediler,açtılar
Kıyınız,köşeniz dediler,ortalığa saçtılar
Gururumu köprü ettiler geçtiler,ölçtüler,biçtiler
Şah damarımı kestiler beyim,kestiler
ŞEREFE DİYEREK HAYSİYETİMİ İÇTİLER
Bizler gölgemizle oynaşırken onlar poyraz olup estiler
Hürriyetin tarifini unuttuk,Çanakkale’yi,Sakarya’yı unuttuk
Unuttuk ecdadı,maziyi unuttuk
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET,DAMARDAKİ ASİL KANI UNUTTUK
Unuttukça musibetlere gark olduk
SANKİ BU VATANI BEDAVA BULDUK
Biz bu hallere düşecek adam mıydık!...
Hey gidi asırlar hey,ses verseniz yürekleri o günlere çevirseniz
Hey gidi üç kıta,yedi deniz,Hey gidi uçsuz,bucaksız vatan
Vatan için can veren,şimdi elin vatanında yatan
Mezarsızlarımız,sahipsizlerimiz,gariplerimiz,yani AZİZ ŞEHİTLERİMİZ
Özür dileriz,özür dileriz,ÖZÜR DİLERİZ….
BİZ BU HALLERE DÜŞECEK ADAM MIYDIK!...

MUSTAFA YILDIZDOĞAN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkcu88
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 15, 2005
İletiler: 4
Şehir: Norvec

İletiTarih: Pts Ağu 15, 2005 1:50 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

su mustafa yildizdogan'a helal olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts Ağu 15, 2005 10:38 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

AĞZINA SAĞLIK KARDEŞİM.BU DUYGU YÜKLÜ YAZINDAN DOLAYI RABBİM TEMENNİ VE DİLEKLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEYİ NASİP EYLESİN VE BİZLEREDE SİZLER GİBİ DEĞERLERİN ELLERİNDE SANCAK HEP ÖNDE İLERDE OLDUĞUNUZU GÖRMEYİ NASİP EYLESİN.
ALLAHIN SELAMI SELAMETİ VE BEREKETİ SİZ VE SİZİN GİBİ DİNİNİ VATANINI SEVEN ÜLKÜ GÜLLERİYLE BERABER OLSUN.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
aybuke83
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 14, 2005
İletiler: 74

İletiTarih: Pts Ağu 15, 2005 11:55 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

inşallah mus25 abi..Allah razı olsun..Allah sizler gibi değerli abilerimizi davamızdan eksik etmesin..
Bu ülkenin koruyucuları olan ülkücüler ve aziz şehitlerimiz sayesinde inşallah gaflet günlerinden de kurtulacağız...
GaripKurt gönüldaşıma da yaptığı eklemeden dolayı teşekkür ederim...
RABBİM TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
cengizhan_333
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 01, 2004
İletiler: 472
Şehir: Türk´ün oldugu her yerden

İletiTarih: Pts Ağu 15, 2005 5:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ülküdaşlarım bu bizim madenleri işliyorlarda bize varlık içinde yokluk çektiriyorlar ya buna karşı durmamız ve de bunu bizim işlememiz için gerekli olan bilgileri başbugumuz dokuz ışıkta endüstricilik ilkesinde belirtmiştir.
madenlerimizi kendimiz işleyip dış endüstrilere baglı kalmamalıyız diyor ne güzel söylemiş başbugumuz
işte yapmamız gereken bunları işleyecek sanayilerin kurulmasına yardımcı olmak ve de başka ülkelere muhtaç kalmaktan kurtulmaktır.
YARABBİM TÜRK'LÜGÜ VE İSLAM'I YENİDEN HÜKÜM SÜRECEGİ BAYRAMLARA ERİŞTİR.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts Ağu 15, 2005 5:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerlerini yitirmiş milletler yok olmaya mahkumdurlar.İçim sızlayarak bakıyorumda etrafıma çirkinlikten rezaletten başka bir şey gözüme çarpmıyor.Din inanç esaret altında,Bayrak sevdalıları ise vatan haini suçlamasıyla dört duvar arkasında demir parmaklıklar arasında.Rüşvet başını almış gidiyor almayana ödül değil ahmaklık damgası vuruluyor canım ülkemde.Allah korusun hastalanıp düşsen bir hastahene önüne helede paran yoksa vay haline çırpınsan haykırsan velakin ölsen sahip çıkanın yok.Çıkmazlar tabi paran yok dayın yok yada paranı helal yollardan kazandığın için az kazandığın için yetiremediğin rüşvet vermediğin için yüzüne bile bakmazlar tabi.Bacımın başı örtülüdürdiye sen neden kapanıyorsun yoksa sen devletin rejimini yıkmakmı istiyorsun yobaz ahmak diye hakaretlere maruz kalıyor .Onlarki kurtuluş savaşında cepheye cephene taşırken cephene ıslanmasın diye kışın -20 derecede çocuğunun kundağını açıp cepheneyi çocuğunun yerine sarıp sarmalayan kara fatmalar nene hatunlar.Okul arkalarında gizli köşelerde ağlayan Ayşeler fatmalar zeynepler
Millete hoş görünmek maksadında ve gayesinde olan ideailst kılıklıara söylecek kelime bulamıyorum.Her taşın altından her deliğin ışığından onlar çıkıyor.İşlerine geleni görüyorlar gelmeyeni göz ardı ediyorlar nasıl olsa bunlar koyun al eline değneği istediğin yere sür.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
bozkurt_1977
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 28, 2005
İletiler: 401
Şehir: turkiye

İletiTarih: Pts Ağu 15, 2005 6:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

yerden göge kadar haklisin mus25, cok haklisin ülküdasim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
drmfk
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 361

İletiTarih: Sal Ağu 16, 2005 12:20 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

SEN BİR AZ-GELİŞMİŞSİN
Kıt’aları ipek bir kumas gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...

Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, "Ben Avrupalıyım" demeğe başladı, "Asya bir cüzzamlılar diyarıdır."

Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına: "Hayır delikanlı", diye fısıldadılar, "sen bir az–gelişmişsin."

Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "nisân-i zîşân" gibi gururla benimsedi aydınlarımız.

(Bu Ülke s. 96)
CEMİL MERİÇ

Bu Ülke fikir hayatımızın temel eserlerinden.Yazarı için cumhuriyet tarihinin en büyük mütefekkiriydi dense çokta hata edilmiş olmaz hani...
Evet biz hrıstiyan batının gözünde sözde aydınların da tastikiyle anca böyle nitelendirilebiliriz.
Şimdi de yine usta mütefekkir rahmetli C.Meriç'ten gerici kim başlıklı yazıdan alıntı yaparak noktayı üstada koyduracağım.




GERİCİ KİM?
Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal mali mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.

Ne güzel tarif; "Gerici, bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse)” (Meydan – Larousse). Tarifin tek kusuru bu ucûbenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.

Murdar bir hâl’den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.

4. Murad’a, Süleyman devrine dön! diye haykıran Koçi Bey'den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!

Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.

(Bu Ülke s. 80)


Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bozkurt_1977
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 28, 2005
İletiler: 401
Şehir: turkiye

İletiTarih: Sal Ağu 16, 2005 2:21 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Garipkurt ülküdasim cok can alici bir noktaya temas ettin, Allah razi olsun.

Ben ülküdaslrin bu sorulari es gecmeyecegini ümit ediyorum ve bir iki birsey söylemek istiyorum.

madenlerimizi kullanamamamizda, imzaladigimiz anlasmalarin etkisi var, bu noktayi teferruatli bilgisi olan ülküdaslar anlatirlar diye düsünüyorum.

bir deginmek istedigim hususta, bircok Devlet kademesindeki insanlarimizin mason oluslari, yani siyonizmin bu ise olan etkisi.

ülküdaslarimdan bu konuya katki yapmalarini bekliyorum.
eger suandaki ekonomik durumumuzdan kurtulacaksak, refaha cikacaksak, hem devlet ve hemde millet olarak, kacinilmaz bir sekilde özellikle yer alti zenginliklerimize ihtiyacimiz oldugunu ve olacagini düsünüyorum.

saygilar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Ağu 16, 2005 7:45 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

15.Yüzyıldan 19. Yüzyılın ikinci yarısına kadar olan dö nemde, Osmanlı’da Yerbi limsel uygulamalar maden cilik’le ilgilidir. Madencilik de silah sanayi ve kısmen de denizciliğe yöneliktir. Do layısiyle ekonomik yaşamın da önemli yer tutar. Üretim ve ticareti devlet tarafından daha fazla düzenlenerek kontrol altında alınmıştır. Bu na neden olan temel anlayış “kendi kendine yeterli olabilme” düşüncesidir. Bu nedenle hiçbir yabancı belgede, hiçbir yükleme lis tesinde 19.yüzyıla kadar im paratorluktan yurt dışına çı karılan maden kaydına rast lanmamıştır. Yani, “doğal kaynaklar,kendi sanayisi için üretilmiştir”. Dolayı siyle tekelci ve devletçi politikalar bu dönemde öne çıkmıştır.

Madenler 18. Yüzyılın ikinci yarısına kadar maliye hazi nesine bağlıydı. 1736’dan itibaren Darphane Neza reti’ne bağlanmıştır.

19.yüzyılın ikinci yarısından I. Paylaşım savaşına kadar olan dönemi, batıda ortaya çıkan, İngiltere önderliğin de ki kartelci kapitalizmin dışarı dan dayattığı politikalar belir ler. 19. Yüzyılın başlarında, kol gücünden makine gücü ne geçemeyen Osmanlı sa nayisi ve ekonomisi, tekelci kapitalizmin ürettiği malların baskısı altındadır. Bu dönem de askeri ve siyasi krizler (Mısır sorunu) gerekçelen dirilmiş, 1838’de, önce İngil tere ile, 1846’da da diğer Av rupa ülkeleri ile “Ticaretin Serbestleşmesi” antlaşma ları imzalanarak, Osmanlı dış ticaret ilişkileri açısından yeni dönem başlatılmıştır. Nihayet 1854’de Osmanlı ilk borcunu almış(İngiltereden), 1856’da da yabancı sermayeye yatırım izni vererek (alt yapı yatırım ları), “sermayenin serbestçe dolaşımı” politikaları da yaşa ma geçirilmiştir. Dolayısıyle Osmanlı’nın 19. Yüzyılda dünya kapitalist sistemi ile bütünleşme süreci, emper yalizmin gelişmekte olan ül keler için kullandığı sömür geci yaklaşımın aracı olan I. küreselleşme politikaları böylece yürürlüğe girmiştir. 1838’den 1914 yılına kadar süren 76 yıllık bu dönemde de Yerbilimlerine yönelik uygulamalarda madencilik sektörü ağırlıklı olarak öne çıkar.

Bir taraftan ekonomi dışa açılırken ,sosyal ve idari yapılarda da önemli değişim ler gündeme getirilmiş, 1839 ıslahat fermanı ile uygula maya konulmuştur. Buna bağlı olarak da 1858’de top rak rejimi değişikliği ile mülkiyet, 1861’de maden yönetmeliği çıkarılarak ma denler de özelleştirilmiştir. Madencilikte de büyük dönü şümler olmuştur.

1867’de yabancıların Os manlı’da mülk edinmesi, 1870’de de yabancı şirket lere maden arama ruhsatı ve işletme imtiyaz hakkı ve rilerek madenler yabancı ser mayeye açılmıştır.

Bir taraftan şirketleşmeler teşvik edilirken (%70’i yaban cı sermayeye ait), diğer taraf tan da yoğun “özelleştirme” politikaları yaşama geçiril miştir. 1870’den 1895’e gelin diğinde Ergani-bakır ve Bolkardağ-simli kurşun ma den işletmeleri de zarar edi yor gerekçesi ile özelleş tirilerek, devletin madencilik teki faaliyeti, %10’lara kadar geriletilmiştir. Bu tarihte dev let işletmesi olarak; Gümüş hacıköy-simli kurşun, Eskişe hir-lületaşı ve Ankara-Mihalıçık-kil madenleri ile Tokat-kalhanesi (bakır izabe si) kalmıştır
Sonuç olarak ;.Küresel leşme döneminde gelinen nokta: “ekonomisi düvel-i sitte borçlanarak tüm insan ve hammadde kay nakları ipotek altında, sanayisi kurulmamış, üreti mi kapitalzm öncesi üre tim tarzında tarımsal ürün ler ve madenler avrupa sanayisinin bütünleyici bir parçası, avrupa sanayi maddelerinin pazarı konu munda bir ülke”...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
ergenekon63
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jul 10, 2005
İletiler: 22
Şehir: şanlıurfa

İletiTarih: Çar Ağu 17, 2005 10:04 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

duygularımı anlatmama imkan yok
İTİN SAHİBİ VARSA KURDUN ALAJI VAR
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Çar Ağu 17, 2005 5:40 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Tespitler ve tarihi açıklamalar çok güzel... Ellerinize, yüreğinize sağlık...
Çözümse bence tek...
Güçlü bir MHP iktidarı...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
aybuke83
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 14, 2005
İletiler: 74

İletiTarih: Çar Ağu 17, 2005 8:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Madenler konusunda oldukça geniş bi konu,biliyorum..Ama bahsedilenlerin hiçbiri esgeçemeyeceğim konulardı..Umarım sabrınız tükenmeden okuyabilirsiniz :))
Türkiye Kamu Sen'in 2003 yılında hazırlamış olduğu "Maden Yasası mı İhanet Yasası mı? " başlıklı raporundan....


Yeni Dünya Düzeni’nin en önemli politikası olan küreselleşme yönünden madenler konusunda genel bir bakış getirdiğimizde karşımıza şu tablo çıkmakta :
Şirketi ve çok uluslu sermayeyi ön plana çıkaran yeni dünya düzeninin merkez ülkeleri şirketlerinin ihtiyaç duyduğu yer altı kaynakları açısından dünyanın en kısır ülkeleridir
Çok uluslu şirketler ,girdikleri ülkelerde madenciliğe konu olan ülkelerin dışsatım gelirlerinin artacağını,bu yolla sağlanacak gelirlerle kalkınmanın hızlanacağı ve yoksulluğun yenileceği propogandasıyla ,küresel yaptırımları zorlayarak doğal kaynakların talan politikalarını uygulamaya başlamışlardır.Uygulana gelen politikalar sonucu bazı ülke topraklarının 2/3’üne kadar varan milyonlarca hektar alan,ulus ötesi şirketlerin kontrolü,maden arama ruhsatı altında verilmiş,sağlanan olanaklarla bu şirketler çoğu durumda hazır bulundukları maden yataklarını yeni teknolojilerle hızla tüketirken,elde ettikleri ürünü hiçbir kısıtlamaya uğramaksızın o ülkelerin dışına çıkarmışlardır.
Maden kaynakları işletirken yatağın en karlı bölümü,deyim yerindeyse kaymak tabakası seçilerek farklı zenginlikteki tenörlere sahip cevher zonlarından en zengin kesimler,en kısa sürede en düşük maliyetle çıkarılıp,işletmeler kapatılarak çok büyük miktardaki daha düşük tenörlü cevher ise bir daha kolay kolay işletilemeyecek şekilde terk edilmiştir.

Yeni Dünya Düzeni’nin ikinci etkisi olan özelleştirme yönünden ülkemiz mevzuatında madenler konusunda izlenen uygulamaya bakılacak olursa en köklü değişikliklerin neo liberalizmin istekleri doğrultusunda 80’li yıllarda gerçekleştirildiği görülür..
1983 sonrasında çıkarılan yasalarla yabancı sermayenin ülkemize girişi ve kolayca dolaşımı amaçlanmıştır.Yabancı sermayaye açılan en önemli alanlardan biri madencilik olmuştur.3213 sayılı Maden yasasından sonra 3996 sayılı yasayla da devletin hüküm ve tasarrufu altındaki madenlerin işletilmesi yabancıların imtiyazına açılmıştır.
Ülkemizdeki özelleştirme furyası 1986 yılında hükumetin isteği üzerine Morgan Bank tarafından hazırlanan özelleştirme ana planında ilk özelleştirilecek madenler arasında bor ve krom belirtilmektedir.Alüminyumun kiralanması bakırların rehabilite edilerek satılacak duruma getirilmesi bu planda önerilmektedir.Bunun sonucunda MTA’nın en önemli işlevi kısıtlanmış ve Enstitü yalnızca ruhsat alabildiği yerlerde çalışabilen bir kurum haline getirilmiştir.

Yeni Dünya Düzeninin üçüncü ayağı olan yerelleştirme politikası yönünden hükümetin uyum yasaları adı altında çıkarmaya çalıştığı Mahalli İdareler Yasası,Maden Yasası ve Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu birlikte değerlendirildiğinde;
Devletin üniter yapısının bozulduğunu,merkezi otoritenin zayıfladığını,özel güvenlik birimleri oluşturularak ulusal ordunun zayıflatılıp parçalanacağını,etkin özellikler ve mezhep farklılıkları ön plana getirilerek Türkiye de kendi içine kapalı bölgeler yaratılacağı,uzun vadede Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkılmasına meydan verileceği,halkın elindeki tüm sermayesi olan hammaddesinin yok edileceği gerçeklerinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

TÜM BUNLARIN IŞIĞINDA 3213 SAYILI MADEN YASASI’NI DEĞERLENDİRECEK OLURSAK:

* Madencilik sektörünün önündeki yasal engellerin kaldırılarak,sektörün önünü açmak ve böylece madenciliği teşvik etmek
* Ruhsat iptalleri yerine maddi cezalar öngörülerek ruhsat ve yatırım güvencesini artırmak
* Madencilik faaliyetlerinin tabi olduğu izinlerin alınmasındaki bürokratik işlemleri azaltmak
* Madencilik faaliyetlerine getirilen teşvikler ile sektöre ivme kazandırmak
* Devlet hakkı ödemelerinde yeni bir düzenleme getirilerek devletin gelirlerini artırmak
* Mahalli İdarelerin maddi yönden güçlendirilmelerini sağlamak için madencilik faaliyetlerinin yapıldığı vilayetlerin özel idare müdürlüklerine,Devlet hakkı payı aktarmak
* Tuğla,kiremit,çimento,kireç sanayilerinin hammaddelerini kanun kapsamına alarak sektörde güvence sağlamak amaçlanmıştır.

Anayasa 168.maddede;”Tabi servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.Bunların aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir.Devlet bu hakkını belirli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebilir.” Hükmü mevcuttur.
Son zamanlarda bilhassa uluslar arası firmaların ihtiyaçları dikkate alınarak yeni bir egemenlik tanımı yapılmak istenmektedir.Doğal olarak yeni egemenlik alanlarının açılması için mevcut egemenlik tanımının değiştirilmesi,başka bir ifade ile mevcut egemenliğin daraltılması gerekmektedir.

Maden yasasında değişiklik yapılan maddelere ilişkin olarak kamu yararı güdüldüğü ifade edilmekte ancak madencinin yararı devletin,ulusun yararının önüne geçmektedir.
Mevcut yasanın ana fikri Ruhsat Ticareti’ne zemin hazırlanması,Aşırı ve Plansız Üretime yol açılarak düşük olan fiyatların daha da düşmesinin sağlanması,getirilecek yanlış teşvik sistemi ile neredeyse üzerine para alacak şekilde kontrolsüz faaliyet göstermenin ve yanlış beyanlara uygulanan cezaların caydırıcı olmaktan çıkarılması suretiyle yolsuzlukların alt yapısının hazırlanması olarak karşımıza çıkmaktadır.Kar yerine sarış tutarı üzerinden devlet hakkı alınması şeklinde olumlu bulunacak hükümler varsa da teşvik sistemi ile bunlardan da geçilmektedir.Ülkenin herhangi bir kazancı olmayacaksa niçin madencilik yapılacaktır!!!!

Maden Yasası’nın 3.maddesi “Maden Kanunu’nun 7.maddesinde yapılmak istenen değişiklik ilgili yasalar gereği izin alınması kuralı kaldırılarak Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının hazırlayacağı bir yönetmelik doğrultusunda madencilik faaliyetleri düzenlenir” kuralı haline dönüştürülmektedir.
Hukuk kuralının göz ardı edildiği bu düzenlemenin ardından verilmiş ruhsatlara dayalı olarak devletin gözetim ve denetimi altında yürütülen madencilik faaliyeti yürütülmekte olan faaliyetin niteliğinin gerektirdiği bilimsel ve teknik çözümlere riayet edilmesi koşuluyla engellenemez hükmü konularak İdari Yargılama Usul Hukuku’ndaki yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının uygulanması ile maden kanunu arasında bir kanunlar ihtilafı yaratılmaktadır.Bu durum da açıkça Anayasa’ya aykırıdır.”Yargıyı etkisizleştirmek ve yargı kararının uygulanmasını engellemek anlamına gelen bu düzenleme Anayasanın 138 ve dolaylı olarak da değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek Cumhuriyetin niteliklerini düzenleyen 2.maddesine aykırıdır.

Bu yasa Anayasamıza 5,11,17,43 sayılı Kıyılardan Yararlanma 44 sayılı Toprağın korunması,45 sayılı Tarım Alanları ve Meraların Korunması ,56 sayılı Sağlık ve Çevre Hakkı,63 sayılı Tarih,Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması’na ilişkin kanunlarla birçok uluslar arası sözleşmelere de aykırıdır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bozkurt_1977
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jul 28, 2005
İletiler: 401
Şehir: turkiye

İletiTarih: Çar Ağu 17, 2005 10:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Garipkurt ülküdasimin yukarida sordugu sorulara daha kapsamli cevaplar görmeyi temenni etmistim. yazan ülkücüler sagolsunlar, yazmayan ülkücülerde sagolsunlar.

bu meselenin cok önemli oldugunu düsünüyorum. önemlidende fazla, bütün meselenin bunlar oldugunu düsünüyorum.

aklima eski siyasiler geliyor, kimisi vefat etmis olan bu siuyasilerimiz senelerce bu ülkeye iktidarlik yaptilar ve hepside masondurlar. Masonluk öyle tapinakcilari anlatmakla, 3-5 locasini tarif etmekle anlasilacak kadar basit degildir. semsiye sahibi olup yagmura rest cekmek kadar basit bir bakis acisidir. yagmur sen semsiyeli iken seni islatamaz ama senden baska heryere yagarda yagar.

bu konulari acmak lazim, ecevit niye bir Bilderberg toplantisindan sonra o zamanki CHP yonetim kuruluna soyle demistir? orada ne konusuldugunu, partiden istifa eder ve yinede anlatmam. demirel niye masondu? özal niye masondu?

bu 3 siyasininde neden hanimlari, kocalarindan daha akilli? yahudi erkeklere kadinlar yoluylami dirayet ediyor?
masonluga hizmet eden insan baska bir davaya hizmet edebilirmi? yahudi neden masonlara ihtiyac duyuyor?
islamla nurlanan Türk milleti neden masonlugu ve siyonizmi kücümsüyor? RTE boyuna mason localarinda görünüyor, bu adam müslüman olabilirmi? hem mason ve hem müslüman olunabiulirmi? bu kadarmi cahiliz? bunlari göremiyormuyuz?

yüzlerce sorular var daha kafamda.

saygilar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1