Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - KIZILAY EKİBİMİZ TELAFER'DEN DÖNDÜ..
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Çar Eyl 21, 2005 8:03 pm    ileti konusu: KIZILAY EKİBİMİZ TELAFER'DEN DÖNDÜ.. Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli kardeşlerim.
Şimdi haber sitelerinde okuduğum bir haberi aktarıyorum;
Telafer/ırak'ta bulunan kızılayımız..yurda dönmüş..
Anlattıklarına bakılırsa orada durum içler acısı...
Türkmenlerin durumuna ağlayarak cevaplar veren kızılay görevlileri..
ABD'ninde kendilerine çok kötü davrandıklarını söylüyor..
Bakalım daha neler göreceğiz..
Bu hükümet böyle devam ederse ...zannediyorum ...ABD buralara kadar gelecek ve bizleride itip kakmaya başlayacak..
ABD başkanının karşısında süklüm püklüm oyuran ecevit bile bunlardan daha iyi ülkeyi yönetir...
Hiç olmazsa onun yönetiminde kızılayımız ve ordumuz bu durumlara düşmezdi..
Ne diyeyim yine tek kelime ile yazıklar olsun...
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 21, 2005 8:08 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

'Kurtarın bizi!.."

Türkmenler feryadediyor Türkmen

Milliyetçi Hareketi Genel Başkanı Hüsamettin Türkmen, Ortadoğu gazetesine konuştu. "Türkmenler çok zor durumda. Katliam yaşanıyor Halkımız büyük devlet bildiği Türkiye'den bir atılım beklemektedir" dedi.

Türkmen Milliyetçi Hareketi Genel Başkanı Hüsamettin Türkmen ve Genel Sekreteri Turan Ketene ile Telafer'de yaşanan Türkmen katliamana karşı, Türkiye'nin tavrına, dünya devletlerinin tutumunu eleştiren Türkmen, seyirci kalınmasından yakındı.

Türkiye'deki kamuoyunu ve hükümetin genel tavrını değerlendiren Türkmen Milliyetçi Hareketi Genel Sekreteri Turan Ketene'de Türkiye'nin tavrından dünya devletlerinin de etkilendiğini belirterek, Türkiye'den biran önce tavır beklediklerini söyledi.

Tek umudumuz Türkiye

Türkmen Milliyetçi Hareketi Genel Başkanı Hüsamettin Türkmen Ortadoğu gazetesine verdiği demeçte "Türkmenler çok zorlu günler yaşamaktadır. Orada ki halkımız büyük devlet bildiğimiz Türkiye'den bir atılım beklemektedir" dedi.

Türkmen Milliyetçi Hareketi Genel Başkanı Hüsamettin Türkmen ve Genel Sekreteri Turan Ketene ile Telafer'de yaşanan katliama, Türkiye'nin tavrına, dünya devletlerinin tutumuna değindiğimiz röpörtaj gerçekleştirdik. Olayların içinden gelmiş, acıyı birebir hisseden yüreklerle yaptığımız sohbette, Telaferde Türkmenlere karşı yapılan haksızlıklara bir kez daha lanet yağdırdık.

Türkiye sahada yer almıyor

Türkmen Milliyetçi Hareketi Genel Başkanı Hüsamattin Türkmen Irak'ta İsrail, İran gibi emperyalist amaçlı devletlerin varlığından rahatsızlık duyduklarını belirterek "birçok devlet Irak'ın kuzeyinde, güneyinde var olmaya çalışıp dolaşırkan, Türkiye mevcut Türkmen sayısına rağmen orada hiçbir şekilde yer almıyor.'Yurtta barış dünyada barış'sözünü dış siyasette yer almamak gibi algılamak yanlış olur " dedi. Türkmenlerin dağınık halde bulunmaları ili ilgili yazılan haberlere değinen Hüsamettin Türkmen "orada her birimiz aynı inancı ve hedefleri taşımaktayız. Türkmenlerle ilgili kararlarda tek yürek olarak her türlü mücadelede ortak hareket edebilmekteyiz" diye konuştu.

Hükümetin değil,halkımızın desteği önemli

Türkiye'deki kamuoyunu ve hükümetin genel tavrını değerlendiren Türkmen Milliyetçi Hareketi Genel Sekreteri Turan Ketene "Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının duyarlı tavırları bizi ümitlendirmektedir,Türkiye'nin çok önemli bir konumda bulunduğu bilinmekte ve Türkiye'nin tavrından dünya devletleri etkilenmektedir. Bu anlamda hükümet bizi çok fazla ilgilindirmiyor. Sessiz kalan bir hükümette olsa halkımızın desteği önemli, hükümet gelip geçicidir" diye konuştu.








ORTADOĞU BASIN MESLEK İLKELERINE UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.
İLERİ GAZETECİLİK adına Zeki SARAÇOĞLU
Ortadoğu Gazetesi © 2005
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 21, 2005 8:17 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Türkmen kenti Telafer'e yönelik peşmerge destekli Amerikan operasyonu ikinci haftasında. Yoğun bombardımanda kimyasal silahlar kullanılıyor. Bugüne kadar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 350'den fazla kişi hayatını kaybetti. Şehirdeki halkın acil yardıma ihtiyacı var. Amerikan askerleri hastaneyi karargaha çevirdiği için durumu kritik yaralılar bile tedavi edilemiyor. Ölüme terkedilen onlarca kişinin sokaklarda yattığı bildirildi.
Tel Afer'deki durum, Kızılay Başkanı Tekin Küçükali'yi canlı yayında ağlattı. Küçükali, Kızılay'ın Irak'a yaptığı yardımları anlatmak için 14 Eylül günü TGRT Haber'in canlı yayın konuğu oldu. Kentteki durumu anlatan Küçükali: "İnsanlara biz ancak bir çadır ve üzerlerini örtebilmeleri için pikeler verebiliyoruz. Ölenler kurtuluyor, yaralıların durumu ölenlerinkinden kötü dedikten sonra ağlamaya başladı. Konuşmasına devam edemeyeceğini söyleyen Küçükali, özür dileyerek yayından ayrıldı.
KAÇANLARI BİLE ÖLDÜRÜYORLAR
Amerikan askerleri ve Irak ordusuna bağlı peşmergeler ev baskınlarına başladılar. Yüzlerce aile şehirden kaçtı. Operasyon sırasında şehirden çıkmaya çalışanlar ya öldürülüyor ya da terörist diye tutuklanıyor. Kentin girişinden itibaren tam bir hayalet şehir görüntüsü var. Kentin Arapça ve Türkçe "Tel Afer'e hoşgeldiniz tabelasının girişinden itibaren Amerikan tankları ve zırhlıları göze çarpıyor. Amerikan zırhlıları içinde ve üstünde peşmergelere var ve gelişi güzel ateş açıyorlar. Şehirde ilaç ve su sıkıntısı hat safhada. Acil ameliyat gereken hastalara müdahale edilemediği bildiriliyor. Şehirden kaçan aileler Telafer'in çevresinde günlerdir açıkta bekliyor. KİMYASAL SİLAH KULLANDIKLARINI KABUL ETTİLER
İki haftadır savaş alanına çevrilen Telafer'de bir insanlık trajedisinin yaşandığı, kentten kaçan görgü tanıklarının ifadeleriyle daha da netleşiyor. Saldırıyı yöneten Amerikalı Tümgeneral Rick Lynch'in askerlere, direnişçileri bulmak için şüphelendikleri yerleşim birimleri yakınlarında kimyasal silah kullanma emri verdiği ve birçok bölgede Napalm bombası kullanıldığı belirtiliyor. Görgü tanıkları, sokakların yanmış insan bedenleri ve ölmüş hayvanlarla dolu olduğunu bildirdiler. Tel Afer'lileri eski havaalanında hapse atan Amerikan askerleri başlarına gardiyan diye peşmergeleri dikiyor ve bunlara yüksek maaş ödüyor. Türkmen esirlerin gözleri bağlı biçimde yer yataklarına yatırıldığı ve işkence gördükleri belirtiliyor.
Ulusal Kanal dışındaki yayın kuruluşları da olayın görüntülerini ve haberlerini vermeye başladı. Ulusal Kanal katliamın ilk gününden itibaren Amerikan vahşetini tüm çıplaklığıyla ekranına taşıdı.
ABDULLAH GÜL'ÜN İBRET VERİCİ AÇIKLAMASI
Başbakan Yardımcısı ve Dışışleri Bakanı Abdullah Gül yaptığı açıklamada Türkiye'de etnik bölücülük yapan teröristlerle, Telafer Türkmenlerini aynı kefeye koydu! Gül, Tel Afer'de olduğu gibi diğer teröristelere karşı da operasyon yapılması gerektiğini söyledi. Tel Afer'deki Türkmen direnişçiler ise sözlerine "Burası Çanakkale'dir diye başlıyorlar ve devam ediyorlar: "Madem burada Türk var direnir.
Türkmen liderler yaptıkları açıklamalarda asıl hedefin Tel Afer değil Türkiye ve Suriye olduğunu belirtiyor. Kent Türkiye ve Suriye ve Irak arasında bir bağlantı noktası ve kukla devlet için bir önemli bir geçiş merkezi. ABD ORDUSU NAPALM KULLANDI
Tel Afer'deki Türkmen feryadını duy!KÜRT YURTTAŞLARIMIZA DÜŞMANLIK KIŞKIRTMASI
Demedik mi bunlar ajan diye!
İşçi Partisi'nden, MİT ajanı oldukları için atılan ve başını Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun çektiği grubun yayın organı Türk Solu dergisinin bu ayki kapak haberi, "Kürt varsa sorun var! başlığını taşıyor. Daha da vahimi, yayınladıkları bildiri: "Türk oğlu, Türk kızı Türklüğünü koru! Bildiri, alçakça ibarelerle dolu...Türk Solu dergisi, bu ayki sayısını Kürt düşmanlığına ayırdı. Kapağına "Türk'ün Sabırla İmtihanı başlığını atan Türk Solu dergisi, manşet haberine ise "Kürt varsa sorun var başlığını attı. Provokasyonların zeminini hazırlama görevine soyunan ve başını MİT içindeki CIA ekibinin görevlisi Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun çektiği grubun yayınladığı bildiri ise tam bir Kürt düşmanlığı kışkırtması...
ALÇAKLIĞIN BU KADARI
Türk Solu dergisinin yayınladığı bildiride alçakça, Kürt düşmanlığı yapılıyor. Lahmacun yemekten, Kürtçe konuşulan minibüse binmeye; köy yaşantısından, Türklerin az 'üremesine' kadar her şeyin lanetlendiği bildiride, "Türklerin Türklüğünü Koruması adı altına, Kürt yurttaşlarımıza savaş açılıyor.
ATATÜRK'ÜN TÜRKLÜĞÜ DEĞİL, HİTLERİN FAŞİZMİ...
İşte, İşçi Partisi'nden atılan ve MİT ajanı olan grubun yayınladığı bildiriden birkaç örnek:
1- Her Türk, alışverişini mutlaka Türkten yapmalıdır.
2- Her Türk, Türkçe konuşmalıdır. Bunu da İstanbul şivesi ile konuşmalıdır. Ancak şehri istila eden Kürtler kendi dillerini hakim kılmaktadır.
Buna direnmek için:
Türk, Kürt dizisi izlemez.
Kürtçe müzik dinlemez.
Kürtçe müzik çalan barlara gitmez.
Kürtçe konuşulan minibüse binmez.
Kürtçe kaset satan dükkandan alışveriş yapmaz.
3- Türk, ancak modern şehir hayatında kendini ifade edebilir. Köy, her halükarda Kürtçülüğün yaşam alanıdır. Türk'ü saza mahkum eden köylü kafası, bugün şehirleri Kürt kültürüne teslim etmiştir.
4- Türkler, yemeklerine sahip çıkmalıdır. Türk'ün damak tadı, Kürt yemekleri ile yer değiştirmektedir. Türk'ü kebaba, lahmacuna mahkum eden anlayışla mücadele edilmelidir. Yemek, kültür savaşının bir parçasıdır. Mc Donaldslar ne kadar tehlikeli ise Kürt mutfağı da o kadar tehlikelidir.
5- Her şeyden önce Türk üremelidir.
KİMDİR BU TÜRK SOLU?
Türk Solu dergisinin başında Gökçe Fırat Çulhaoğlu bulunuyor. Gökçe Fırat Çulhaoğlu, 2000 yılının Ocak ayında, ajan provokatör olduğunun kesin olarak kanıtlanmasının ardından İşçi Partisi'nden atıldı. Çulhaoğlu İşçi Partisi içerisinden atılmadan önce defalarca provokasyon düzenlemeye kalkıştı. İşçi Partisi Öncü Gençlik içinde gizli bir örgüt kurdu, İşçi Partisi'nin Bilimsel Sosyalizm teorisine ve Kemalist devrimi tamamlama programına taban tabana zıt eğitim programları hazırladı, Öncü Gençlik eğitim kamplarında parti yönetiminden habersiz video kaydı yaptı, bu kamplarda ordu düşmanı konuşmalar yaptı. Yine Öncü Gençlik eğitim kamplarında gençleri geceleri uyandırıp "Jandarma karakol baskını provası yapıyoruz diyerek gençleri yerlerde süründürdü. Tüm bunların tek bir amacı vardı, o da, İşçi Partisi'ni kapattırmak için malzeme yaratmak.
Nitekim bunlar, 24 Eylül 1998 yılında başlayan devlet operasyonunda, Genel Başkan Doğu Perinçek ve Genel Sekreter Mehmet Bedri Gületekin'in Ankara Terörle Mücadele'deki sorgularında karşılarına çıktı. 2000 yılında, MİT'e bağlı CIA'cı kliğin denetiminde olan Çulhaoğlu ve arkadaşları İşçi Partisi'nden atıldı. Bu grup ilk önce ADD'de yuvalanmaya başladı. ADD'de tutunamayan grup daha sonra CHP'nin kapısını çaldı. Burada da barınamayacağını anlayınca da 2001 yılında Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu adındaki örgütü kurdu ve kışkırtıcı eylemlerine bu örgüt çatısı altında devam etti. MİT içindeki CIA kliğinin ajanı, kışkırtıcı Çulhaoğlu'nun, ADKF ve Türk Solu dergisi üzerinden yürüttüğü provokatif eylemlerinin tek bir hedefi var; Milli Güçler! 30 Ağustos eylemlerinde "Ordu Göreve pankartları açan da yine aynı örgüttü!
YA BUNLARA NE DEMELİ!
Kışkırtıcı ve provokatörlüğü bütün çıplaklığıyla açığa çıkan Türk Solu Dergisi'nde yazı yazan, anlı şanlı profesörler şimdi ne diyecek? Hâlâ yazmaya devam edecekler mi?






Irak'taki Türkmen kenti Tel Afer'e karşı vahşi saldırı yüzlerce insanın ölmesine neden oldu. Amerikan ordusu Türkmenleri diri diri yakan napalm ve kimyasal bombalarla kenti cehenneme çevirdi. Abdullah Gül, Türkiye'de etnik bölücülük yapan teröristlerle, Telafer'de direnen Türkmenleri aynı kefeye koydu!


kaynak.
http://www.aydinlik.com.tr/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Kibris74
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 02, 2005
İletiler: 150
Şehir: K.K.T.C

İletiTarih: Per Eyl 22, 2005 2:06 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Allahima cok sukur

Turkmen kardeslerimize yardim geldi.
Bügün Kizilay girdi
gelecekde Ordularimiz

Kuzey irak Türk Cumhuriyeti kurulcak
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Eyl 22, 2005 3:20 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Telafer'den şok izlenimler





Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, Irak'ın Telafer kentine yardım götüren Kızılay ekibinin ''malzemeleri bilinmeyen yerlerde dağıtmalarının istendiğini ve haberleşme cihazlarının tamamına el konulduğunu'' söyledi. Küçükali, ''Biz orada malzeme dağıtmayalım diye bilerek bir oyun oynandı'' dedi.

Telafer'den dönen 10 TIR, 2 haberleşme aracı ve 16 personelden oluşan Kızılay Yardım ekibi, aileleri ve Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ve kurum personeli tarafından Gölbaşı'nda karşılandı.

TIR'ların tören için düzenlenen alana yanaşmasıyla heyecanlanan çocuklar, TIR'dan inen babalarına sarıldılar. Kızılay Genel Başkanı Küçükali de aileleriyle hasret gideren Kızılay ekibini tek tek kutlayarak teşekkür etti.

Törende konuşan Küçükali, Kızılay ekibinin, tarihi bir görevi daha yerine getirdiğini belirterek, ekibin, Kızılay ve Türk halkı adına Türkmenlere yardım götürdüğünü söyledi.

Küçükali, Cenevre Anlaşması'na imza atan tüm uluslararası çevreleri, Telafer'deki insanlık dramını, ayıbını durdurmaya çağırarak, ''Eskiden savaşlar belli meydanlarda olurdu. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bu değişti. Savaşlar bugün şehirlerde, caddelerde, sokaklarda, Telafer'de evlerde oluyor'' diye konuştu.


''KAHRAMANLARI KARŞILAMAYA GELDİK''
Telafer'e yardım götüren Kızılay ekibinin bazı zorluklarla karşılaştığını anlatan Küçükali, kendilerinin merkezden ekibi saat saat takip ettiklerini ve krizin aşıldığını kaydetti.

Yardım malzemelerinin tamamının çadırlarda yaşayan, insanlık dışı muameleye maruz kalan soydaş ve dindaşlara dağıtıldığını bildiren Küçükali, ''Irak'taki sefer, bizi insanlık adına zorladı. Bunun için kahramanlarımızı karşılamaya geldik'' dedi.

Küçükali, Kızılay ekibinin, ilaçları ve yardım malzemelerini gerekli yerlere teslim ettikten sonra döndüklerini vurgulayarak, ekibin Irak'tan zorla çıkarılmadığını söyledi.


PROVOKASYON
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Küçükali, yardım malzemelerinin yağmalanıp yağmalanmadığına ilişkin bir soru üzerine, şunları anlattı:

''Telafer'e 2 kilometre kala koalisyon güçlerinin karargahı var. Arkadaşlarımız bu karargahtan çıktılar ve 4 TIR'daki malzemeyi dağıttıktan sonra 'güvenliğinizi sağlayamayacağız' diye geri çekilmemizi istediler. Arkadaşlarımız da geri çekilerek karargaha girdiler. Daha sonra burada bir takım provokasyon olayları oldu ve bazı kimseler buradaki depoları yağmaladılar. Ama bizim verdiğimiz malzemeler çadırlara verilen malzemelerdi. İnsanlar zor durumda ama provokasyon yapınca farklı şeyler oluştu. Bunun arka planı var mı? Gayet tabi var.

Biz orada malzeme dağıtmayalım diye bilerek böyle bir oyun oynandı. Arkadaşlarımız gerçekten tecrübeliler, bizimle saat saat irtibat kurdular. Daha önce yaptığımız görüşmelerde olası ihtimallerden birisi de buydu. Biz serin kanlı olarak 'herkes çadırına çekilince geri kalan malzemeyi dağıtacağız, bizim için zaman sorunu yok, bekleyeceğiz' dedik. Malzemeyi başka yerde dağıtabilirsiniz şeklinde telkinler oldu. Ama biz Telafer'de dağıtacağız dedik ve dağıttık.''


''HABERLEŞME CİHAZLARINA EL KONDU''
Yaşanan zorlukların sorulması üzerine de Küçükali, şunları söyledi:

''Biz insani yardım kuruluşuyuz ve bizimle muhatap olanların o çerçevede muhatap olmaları lazım gelir. Bizim bilinmeyen yerlerde bu malzemeleri dağıtmamızı istediler. Bunda bir zorluk yaşadı arkadaşlarımız. Haberleşme cihazlarının tamamına el kondu. Daha önceden görüştüğümüzde ihtimallerden biri buydu. Arkadaşlarımız ne yapacaklarını biliyorlardı. Onları kutluyorum. Kızılay-Kızılhaç Federasyonu'na ve ABD Kızılhaçı'na durumu intikal ettirdik, sabaha karşı kriz çözüldü ve dağıtım başladı. İşin arka noktasını bilmiş değilim ama kimin yaptığını ileride tarih yazacaktır. Ama bir provokasyon olduğu belli oldu.''


''DURUMLARINI ANLATAMAM...''
Gazetecilere bölgede yaşadıklarını anlatan Kızılay ekibinden Hasan Bal, kendisi için çok zor bir görev olduğunu ifade ederek, bölgedeki insanların özellikle çocukların çok zor durumda olduğunu anlattı. Bal, ''Onların durumunu anlatamam. Gerçekten hepsi çok çok kötü durumda. Ağlamamak mümkün değildi...'' dedi.

Babasına kavuşmanın heyecanını yaşayan Hasan Bal'ın oğlu Mertcan Bal da babasını haberlerde gördüğünü ve korktuğunu belirterek, ''Orada insanların yemeği, evi yokmuş. Babam onlara yemek, çadır götürdü. Onun için mutluyum'' dedi.


ANLATIRKEN AĞLADI
Hasan Çekiç de koalisyon güçlerince kendilerine ''güvenliğinizi sağlayamayız, gidin'' dendiğini belirterek, çadırkente her gittiklerinde taciz ateşleri olduğunu anlattı. Çekiç, ''Hedef biz değiliz ama belki oradaki operasyonlarda rahat hareket etmelerini engelledik. Belirledikleri başka bir bölgeye yardım götürmemiz konusunda da ısrar ettiler. Ama genel merkezle yaptığımız görüşmeler sonucu yardımları Telafer'de dağıttık'' dedi.

Bölgedeki yaşadıklarını gazetecilere anlatırken gözyaşlarını tutamayan Çekiç, bir süre konuşamadı. Gazetecilerin soruları üzerine Çekiç, güçlükle, ''Orada çok zor durumdalar. Her türlü yardımı istiyorlar, onların sıkıntısını unutmak mümkün değil'' dedi.

Bölgedekilerin Türkiye'den yardım istediklerini, kendilerini ''Türkiye, Türkiye'' diye bağırarak karşıladıklarını anlatan Çekiç, ''Sizi ağlatan ne?'' sorusu üzerine, ''Oradaki herkesin durumu'' demekle yetindi. Başka sorular üzerine Çekiç, ''Türkiye'nin oraya yardım etmesi lazım. Siyasi, ekonomik yardım yapması lazım. Onlar Türkiye'den destek istiyorlar'' diye konuştu.


''ÇOCUKLARI GÖTÜRDÜLER''
Ekrem Taşdemir de oradaki halkın çok mağdur durumda olduğunu, Telafer içinde ve dışında sürekli operasyonlar düzenlendiğini, bazı kişileri alıp götürdüklerini anlattı. Taşdemir, ''Operasyonları yapanlar ve bizi engellemeye çalışanlar kimdi bilmiyorum. Hepsi aynı elbiseleri giymişti, hepsi İngilizce konuşuyordu'' diye konuştu.

Taşdemir, ''Biz yardım dağıtırken, yandaki çocukları yerlere yatırıyor, kafalarına çuval geçirip götürüyorlardı. Herkeste askeri elbise vardı. Kimin kim olduğunu anlamadık'' diyerek yaşadıklarını anlattı.

Şaban Çarkçı da bölgede genellikle kadın ve çocukların bulunduğunu belirterek, ''İnanın orada her türlü zorluğu yaşıyorlar. Telafer içine giriş yasak. Dükkanlar, marketler boşaltılmış, herkes çadırlarda kalıyor. Türkiye'nin kendilerine sahip çıkmasını istiyorlar'' dedi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Eyl 22, 2005 3:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kibris74 demiş ki:
Allahima cok sukur

Turkmen kardeslerimize yardim geldi.
Bügün Kizilay girdi
gelecekde Ordularimiz

Kuzey irak Türk Cumhuriyeti kurulcak



insallah,

aslinda Turkmenler birakin devlet kurmayi bir Turkmen federasyon'u bile kurmalarini engelliyorlar
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Eyl 22, 2005 3:35 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ABD askerleri Kızılay ekibini taciz etti!


ABD güçleri Telafer’e topyekûn bir harekâtla katliam ve vahşete başladıklarında AKP hükümetinin Telafer’deki soydaşlarımız için attığı tek somut adım birkaç tane araçla Kızılay yardım malzemesi göndermek olmuştu.
Bir taraftan Türk milletinin gözünü boyama kabilinden bu yardım malzemeleri gönderilirken diğer taraftan Dışişleri bakanlığından bu yardım malzemelerinin ayrım gözetilmeksizin tüm bölge insanlarına dağıtılacağı açıklaması yapılıyordu. Yani AKP hükümeti nezdinde katliam ve işkenceye maruz kalan Telafer’deki Türkmenlerle, bu katliamda ABD güçleriyle ortak hareket eden Peşmergeler eşit görülüyor ve hiçbir ayrım yapılmayacağı ifade ediliyordu.
AKP hükümetinin Dışişleri bu açıklamalarla da yetinmiyor ve “Nasıl Telafer’de silahlı direnişçiler var diye operasyonlar yapılabiliyorsa, başka teröristlerin bulunduğu yerlerde de operasyonların yapılması gerekir” ifadesini kullanarak AKP hükümetinin Telafer’de vatan ve namus mücadelesi veren Türkmenlere nasıl baktığını ortaya koyuyordu.
ABD güçleri, Türkmenlerin bu derece sahipsiz bırakılmalarından da cesaret alarak çirkefliklerini daha da fazla gösterme cüretini kendilerinde bulmaya başladılar.
Telafer’de son olarak yaşanan olaylar Türkmenlerin Türkiye tarafından kendi kaderlerine nasıl terk edildiğini bir kez daha ortaya koydu. Aynı zamanda AKP hükümetinin Türkmenler için gönderdiği yardımların da ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koydu.
ABD güçlerinin, Türkmen kenti Telafer’e giden Türk Kızılay ekibine tehdit ve tacizlerde bulunduğu haberleri geliyor.
Gönderilen yardım malzemeleri, ABD güçleri tarafından Telafer’e sokulmayınca Kızılay bu yardım malzemelerinden bir bölümünü Telafer dışında kurulan çadır kente indirmek zorunda kalıyor. Ancak bu indirilen yardımlar yağmalanıyor.
Bu yağma hadisesinden sonra ABD askeri yetkilileri Kızılay yetkililerine yardım malzemelerin dağıtımın Amerikan askerlerince yapılmasını önermiş. Yapılan bu öneriler Kızılay yetkilileri tarafından kabul edilmeyince ABD’li yetkililer, Türk Kızılay ekibini tehdit etmeye başlıyor ve birkaç saat içerisinde bölgeyi terk edin uyarısında bulunuyorlar.
Kızılay’dan yapılan yazılı açıklamada, “Kızılay ekibinin ABD askerlerinin taciz ve hukuk dışı uygulamalarına maruz kaldığı” ifade edildi.
Asıl merak konusu AKP hükümetinin bu olay karşısında takınacağı tutumun ne olacağıdır. On bir Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde AKP hükümetinin tutumu hala hafızalardan silinmiş değil.
Aslında yardım için gönderdiği Kızılay ekibine bile sahip çıkamayan bir hükümetten Telafer’deki Türkmenlere sahip çıkmasını bekleyerek büyük yanlış yapıyoruz. Bu hükümet kendi görevlisine bile sahip çıkamayacak halde.
AKP hükümeti, ABD’nin BOP projesini sahiplendiği gibi maalesef hiçbir devlet politikasına sahip çıkmadı.
Devran dönüp, günü geldiğine de AKP aynı kaderi yaşayacak ve ne devlet ne de millet AKP’ye ve AKP kadrolarına sahip çıkmayacaktır.
Bu dünya etme bulma dünyasıdır…


orhan dede
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Eyl 22, 2005 6:38 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

AĞLATAN VAHŞET


Telafer’den dönen Kızılay ekibi Amerikalı askerlerin Türkmenlere yaptıkları zulümleri anlatırken gözyaşlarını tutamadı.



Kızılay görevlisi Hasan Cekiz, ABD’nin alçaklığını şöyle anlatıyor: Telafer’de katliam gerçekleştiriliyor. Kadın, çocuk, yaşlı Türkmenler’in hepsi perişan... ABD’liler götürdüğümüz malzemeleri dağıtmamızı engellemek istediler. Biz direnip Türkmen çadırlarına gittik. Bu kez güvenliğimizi öne sürüp çekilmemiz için baskı yaptılar.


Türkmenleri evlerine sokup üstlerine bomba yağdırdılar

Türkmen kentinden dönen Kızılay ekibi, yaşanan vahşeti gözyaşları içinde anlattı.

Çocuklara işkence yapılıyor

Kızılay Genel Başkanı Küçükali, soydaşlarımıza giden yardımların dağıtılmaması için baskı yapıldığını söyledi.

Amerika’nın zulmü altında bulunan Telafer’e yardım götüren Kızılay ekibi yurda döndü. 10 TIR, 2 haberleşme aracı ve 16 personelden oluşan yardım ekibi, aileleri ve Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ve kurum personeli tarafından Ankara Gölbaşı’nda karşılandı. Kızılay Genel Başkanı Küçükali, ekibin büyük baskılarla karşılaştığını söyledi.



Bölgedeki durumu anlatan Kızılay ekibinden Hasan Bal, insanların özellikle çocukların çok zor durumda olduğunu anlattı. Bal, “Onların durumunu anlatamam. Gerçekten hepsi çok çok kötü durumda. Ağlamamak mümkün değildi...” dedi. Hasan Çekiç de koalisyon güçlerince kendilerine “güvenliğinizi sağlayamayız, gidin” dendiğini belirterek, çadırkente her gittiklerinde taciz ateşleri olduğunu anlattı. Telafer’de gördüklerini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Çekiç, bir süre konuşamadı.

HALK PERİŞAN

Bölgedekilerin Türkiye’den yardım istediklerini, kendilerini “Türkiye, Türkiye” diye bağırarak karşıladıklarını ifade eden Çekiç, “Sizi ağlatan ne?” sorusu üzerine, “Oradaki herkesin durumu” demekle yetindi. Ekrem Taşdemir de oradaki halkın çok mağdur durumda olduğunu, Telafer içinde ve dışında sürekli operasyonlar düzenlendiğini, bazı kişileri alıp götürdüklerini anlattı. Taşdemir, “Biz yardım dağıtırken, yandaki çocukları yerlere yatırıyor, kafalarına çuval geçirip götürüyorlardı. Herkeste askeri elbise vardı” diye konuştu.


Coniler yardımı yağmaladı

Gazetecİlerİn sorularını cevaplayan Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, yardım malzemelerinin yağmalanıp yağmalanmadığına ilişkin bir soru üzerine, şunları anlattı:”Telafer’e 2 kilometre kala Amerikan askerlerinin karargahı var. Arkadaşlarımız bu karargahtan çıktılar ve 4 TIR’daki malzemeyi dağıttıktan sonra ‘güvenliğinizi sağlayamayacağız’ diye geri çekilmemizi istediler. Arkadaşlarımız da geri çekilerek karargaha girdiler. Daha sonra burada bir takım provokasyon olayları oldu ve buradaki depolar yağmalandı. Biz orada malzeme dağıtmayalım diye bilerek böyle bir oyun oynandı. Malzemeyi başka yerde dağıtabilirsiniz şeklinde telkinler oldu. Ama biz Telafer’de dağıtacağız dedik ve dağıttık.”


Telafer’de kanlı oyun

Dünya böyle vahşet görmedi. Türkmenlere “evinize dönün çağrısı” yapan Amerikan ordusu, dönmek için yollara düşen onbinlerce insana karadan ve havadan bomba yağdırdı.

Washİngton yönetimi, Telafer’in Türk kimliğini tarihten silmek için her türlü kirli oyuna başvuruyor. Tel afer’deki kanlı operasyonlardan kaçan onbinlerce Türkmene “evinize dönön çağrısı” yapan ABD ordusu, evlerine dönmek için perişan bir halde yollara düşen onbinlerce insana karadan ve havadan saldırı başlattı. Kadın çocuk demeden masum insanlara bomba yağdıran eli kanlı Amerikan askerleri, binlerce insanı katletti. Bölgeden gelen haberlere göre, başlatılan saldırıların devam ettiği bildirildi.


LİSE CEZAEVİ OLDU

Kente girmek için gelen Türkmen gençlerin kontrol noktalarında gözaltına alınıp cezaevine dönüştürülen Telafer lisesine gönderildikleri kaydedildi. Lisede binin üzerinde gencin tutulduğu ve korkunç işkencelerden geçirildiği ifade ediliyor. Telafer’de işgal güçlerine karşı başlatılan direniş ise tüm şiddetiyle sürüyor. Türkmen kentindeki direnişe destek olmak için Irak’ın diğer kentlerindeki direniş hareketleri de hız kazandı.


‘Irak’ta 30 bine yakın direnişçi var’

Stratejİk ve Uluslararası Etütler Merkezi’nin (CSIS) raporuna göre, Irak’ta yüzde 10’u yabancı yaklaşık 30 bin direnişçi bulunuyor. Merkezi Washington’da bulunan düşünce kuruluşunun raporunda, direnişe katılan 30 bin kadar direnişçinin yüzde 90’ı, Şiilerin egemenliğinden kaygılanan ya da iktidarı kaybetmenin kızgınlığı içindeki Sünni Araplardan oluşuyor. Bu arada, Basra kentinde sokağa dökülen binlerce Iraklı, İngiliz ordusunun, 2 askerini kurtarmak için bir polis merkezine baskın yapmasını kınadı. Göstericiler, “İngiliz askerlerinin yasadışı eylemlerini kınıyoruz”, “İşgalcilere hayır” sloganları attı.


yanicag
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1