Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Türkiye’den Barzaniye Kerkük için yeşil ışık !
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 4:29 am    ileti konusu: Türkiye’den Barzaniye Kerkük için yeşil ışık ! Alıntıyla Cevap Gönder

Türkiye’den Barzaniye Kerkük için yeşil ışık !


Can Kerkük

Ak parti hükümeti Irak Türkmen Cephesinin, geçen seçimlerde başarısızlıkla elde ettiği sonuçların faturasını parti başkanı Sayın Sadettin Ergeç’e çıkardı.

Halbuki Irakta o dönemde cereyan eden olaylar ortada. Bir taraftan ihtilal, diğer taraftan ihtilal yandaşları, Türkmenlerin uğramış olduğu haksızlıklar ve başkalarının yapmış oldukları hileler, Türkmen bölgelerinde seçime katılmak için bölgeye yapılan malum akın, bu ve buna benzer olaylar, herkesçe aşikar olan nedenlerden dolayı Türkmen seçim sonuçları hüsrana uğratıldı.

Bir kere Geçen seçimdeki kötü sonuçların faturasını sayın Ergeç’e çıkarmak son derece yanlıştır.Bu hükümet aynı şeyi Kıbrıs lideri sayın Denktaş’a yaptı, Adada çözümsüzlüğün nedenini sayın Denktaşa yüklediler ve neticede halkının selameti için ve daha fazla baskılara dayanmayarak sayın Denktaş Kendini azletti.Ancak çözüm nerde işte her şey ortada.

Bir kere sayın Ergeç çiçeği burnunda bir lider.
Geçen seçimde Irak daha bakir bir demokrasi ile yeni tanışmıştı ve Türkmenler Irak siyasi arenasına daha yeni yeni ortaya çıkmışlardı, geçen seçimlerde Irak genelinde ve de özellikle Türkmenler tarafından, kim hangi Türkmen partisini temsil ediyor kaç tane Türkmen partisi var bilinmiyordu ve de duyulmamıştı.

Türkmenlerin seçim hazırlıkları maddi yetersizlikten son derece kısıtlıydı secim propagandaları sadece güvenilir bölgelerde yapılıyordu, bir çok Türkmen bölgesine ulaşılamadı veya sandık verilmedi. Türkmenelinde insanlarımız daha yeni ortaya çıkma cesaretini gösterdiler, halbuki Kürtler (Türkiye sayesinde) çekiç güç şemsiyesi altında 14 sene güven ve huzur içinde çoğaldılar siyasetçi yetiştirdiler tüm dünyaya davalarını anlatma fırsatına kavuştular dünyadan yardım aldılar Irak hükümetinden tamamen bağımsız yaşadılar habur sınır kapısına el koydular hedef belirlediler ve bugün o hedefe doğru ilerlemeye devam etmekteler.

Tabii burada şunu belirlemekte yarar vardır Kürtlere 14 yıl boyunca Türkiye ve süper güçler sayesinde yaratılan fırsatlar onları bu günlere taşıdı.

Bu olup biten gerçeklerin çok kısaca özeti idi benim burada Sayın Ergeci savunmak niyetim yok ama gerçekler bu.

Aslında AKP Hükümetinin niyeti başka işin altında yatan gerçek şu,Yaptıkları yanlışlıklardan geri dönemeyeceklerini anlayınca Irak’ta iki Kürt liderine sempati ile bakmaya başladılar, tabii aralarında havayı yumuşatmak için eskiden saddamın elini sıkmaya koşanlar simdi mesut barazani için sıraya girdiler.Bütün mesele PKK örgütüyle alakalı, aslında AKP hükümeti Barazaniyle ipleri germekle bir yere varamayacaklarını anlayınca ve sergiledikleri bu belirsiz politikanın, PKK lehine olacağının farkına varınca şimdi Talabani ve barazani ikilisine net bir şekilde zeytin dalı uzatmaya başladılar.

İlk Türkiye habur sınır kapısında pasaportlara basılan kürdistan mührüne göz yumuldu daha sonra kürdistan bölgelerine ticari uçakların karşılıklı uçuşlarına izin verildi. Şimdide Tüm kuzey ırakta Kerkük dahi PKK örgütünü kontrol altına almak ve hareketini kontrol etmek için barazani hükümetiyle işbirliğine gitme sinyalleri veriliyor.

Dikkat edilirse barzani bir süredir Kerkük’ten söz etmiyordu ama Türkiye’den Kerkük için yeşil ışığı görünce tekrar hararetli konuşmalarına başladı.Ayrıca Kürt petrolünü Türkiye üzerinden dünya piyasalarına pazarlarsa o zaman Türkiye ve özellikle AKP hükümeti geçici bir süre için bile olsa PKK konusunda başarıdan söz edebilir ama bu ne kadar sürer: onu İmralı adasında yatana sormak lazım.

İşte bu gerçeklerden yola çıkarak ey CEPHE yöneticileri siz yapamadınız bunun sonuncuna katılın demek son derece gülünç olur. Gerçi AKP hükümeti şu anda Türkmenleri kuzey ıraktaki siyasi denklemden çıkarmış gözüküyor.

Sayın Ak parti yöneticilerine mesajım ise şu olacaktır.Bizim insanlarımız her şeye rağmen mücadelelerine devam edecekler azmimizi sindirmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir, 3 katliama uğramamıza rağmen bizlerden hiçbir şey eksik etmiş değiller tam tersine gücümüze güç katmışızdır. İnsanlarımız,80 yıldır sahipsiz silahsız destesiz varlık mücadelesi vermekteler ve son olarak da dünyada sayılı en azgın diktatörlerinden biriyle boğuş maktalardı,sırtları yere gelmedi ve inşallah aziz milletimizin her zaman başı dik allı açık Türk milliyetçiliği uğruna tüm haklarını elde edinceye kadar mücadelesi devam eder ve de var olur.


Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 4:32 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Barzani Kerkük'ten emin


Fikret Bila



Irak'taki gelişmeler bölgedeki ilişkileri etkiliyor.
İran, nükleer çalışmaları nedeniyle ABD tehdidi altında. Suriye de Hariri suikastı nedeniyle aynı durumda...
Türkiye, Kandil Dağı'ndaki PKK'nın etkisiz kılınması için bir yandan ABD bir yandan da KDP lideri Barzani'yle temasta...
İran, ABD tehdidi arttıkça Türkiye'ye yakın duruyor. PKK ile mücadelede Ankara'ya işbirliği öneriyor. Kendi topraklarında mücadele ettiğini belirtiyor.
İran Dışişleri Bakanı Mottaki, Ankara'da eski ve yeni bütün liderlerle görüştü. Kuzey Irak'ta bir Kürdistan kurulmasına kimsenin kalkışamayacağını vurguladı. Böyle bir gelişmeye Türkiye gibi İran ve Suriye'nin karşı duracağı mesajları verdi.
Türkiye, İran'ın PKK ve bağımsız Kürt devletiyle ilgili açıklamalarından memnun ancak nükleer çalışmalar konusunda İran'ın dikkatini çekiyor.
PKK konusunda ABD'yi bekliyor. Barzani'yi yokluyor.

Kerkük gidici
Ankara, bu temaslarıyla PKK sorunu üzerinde yoğunlaşırken, KDP lideri de Kerkük üzerinde yoğunlaşmış görünüyor. Barzani, dün Selahaddin kentinde yaptığı konuşmada, Kerkük'ün 2007'de Kürt bölgesine bağlanacağını bir kez daha açıkladı.
Barzani, her fırsatta Kerkük'ün bir Kürt kenti olduğunu vurguluyordu. Şimdi Irak Anayasası'nın 136. maddesine dayanarak, bu kentin kendi yönetimine bağlanacağını belirtiyor.
Barzani, yeni Irak Anayasası hazırlanırken, bu hükmü koydurmuştu. Geçici anayasada Kerkük için özel statü öngören maddeye yeni anayasada yer verilmedi.
Anayasaya göre, en geç 2007 sonuna kadar Kerkük'te nüfus sayımı yapılacak, ardından da referanduma gidilecek. Bu referandumda Kerkük'ün kaderi belirlenecek. Barzani'nin kendinden emin konuşmasının nedeni, Kerkük'ün değiştirilen demografik yapısı nedeniyle, Kürtlerin çoğunluk haline gelmiş olması. Bu koşullarda referandumdan Kerkük'ün Kürt bölgesine bağlanması sonucunun çıkacağını biliyor.
Ankara, bu süreçte "kırmızı çizgim" dediği Kerkük konusunda etkili olamadı. Bugünden sonraki beklentisi ise, Irak Anayasası'nın öngördüğü referandumun sadece Kerkük'te değil bütün Irak'ta yapılması. Böylece, bu kentin Kürt bölgesine değil Bağdat'a bağlı bir statüye kavuşturulması. Ankara bu amaca dönük çaba gösterecek ama sonuç alması çok zor.
Barzani, ABD'den de Kerkük'ün sözünü almış gibi duruyor.

Türkmenler umutsuz
Kerkük'teki Türkmenler, giderek umutlarını yitiriyorlar. Demografik yapının Kürtler lehine değiştirildiğini, 2007 referandumuyla Kerkük'ün Kürt bölgesine bağlanacağını ve Türkmenlerin sindirileceğini düşünüyorlar.
Kerkük Vakfı Sözcüsü ve Erciyes Üniversitesi Nevşehir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahir Nakip, Kerkük'ün Kürt bölgesine bağlanmasından sonra bağımsız Kürt devleti ilanının an meselesi olacağını düşünüyor. Prof. Dr. Nakip, şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Kerkük, Kürdistan'a dahil edilmedikçe, Kürt siyasi grupları devletlerini ilan etmeye cesaret edemeyeceklerdir. Ancak, dahil ettirdikten sonra, Kürt devletini ilan etmeleri tamamen siyasi gelişmelere bağlı kalacaktır. Böyle bir gelişme Irak'ta ve civar ülkelerde önemli sorunlara belki de ileride sınır değişikliklerine yol açacaktır. Bundan en çok Türkiye zarar görecektir. Sonuçta, Kerkük, Kürdistan'ın başkenti ilan edilecektir."
Prof. Dr. Mahir Nakip, Türkiye'nin zaman yitirmeden Kerkük konusunda ağırlık koymasını istiyor. Aksi halde bu gelişmeler sonunda Kerkük'te yüzyıllardır yaşayan yüz binlerce Türkmen'in sindirileceğini, hali vakti iyi olanların Türkiye'ye veya Bağdat'a göçeceklerini, buna imkânı olmayanların ise sindirileceğini vurguluyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 5:00 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder





HADİ GEL ERGENOKONA GERİ DÖNELİM

Denizli Tugay Komutanı Tuğgeneral Hamit Tekkanat,yaptığı bir köy ziyaretinde; "Ordu'da bir tane başörtülü yok, olursa bu elbiseyi bırakır giderim. Bütün devlet kurumları böyle olmalı" diyor.


Bizde diyoruz ki;Yapma be komutanım,etme be komutanım!..


Süleymaniye'de askerlerimizin kafasına çuval geçirilirken neredeydin? Yoksa kadınlarımızın başındaki örtü, askerlerimizin başındaki çuvaldan daha mı tehlikeli?..


Kerkük,Musul gitti, bırakıp giden olmadı;Kıbrıs gitmek üzere, gitmeye hazırlanan kimse yok! Türklüğe karşı dış ve iç tehditler almış başını giderken, Atatürk'ün emanet ettiği bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün köküne dinamitler konulmuş ve yavaş yavaş patlamaya başlatılmıştır. Sizler nelerle uğraşıyorsunuz?


Milli acılar yaşanırken 'düğün değil,bayram değil' yine başörtüsü nerden çıktı.


Türkiye bölgesinde tamamen kuşatılmışken, başörtüsü ile bu ülke yıkılacaksa zaten bu ülkenin temelinde gerçekten büyük problemler var demektir.


Yine başörtüsü istismarcılarını büyütmeye çalışıyorsunuz,yine onların elini güçlendiriyorsunuz?


ABD, gözü dönmüş,ellerinden kan akan İsrail'le beraber "Büyük Ortadoğu Projesi'nde" yeni sömürge ve köle ararken, Türkiye'yi bu manada kullanılabilecek en verimli saha olarak görürken,buna dayanaklar bulması gereken devlet mekanizmamızın "başörtüsü" ile meşgul olması gerçekten ülkemizde büyük bir trajedidir.


Türkiye'de askerlerimizin asıl konusu, gönüllerimize tespitleri ile taht kuran Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon'un değindiği konulardır.Özellikle bu ülkede "vatan hainlerinin" ülkenin kaderinde geldiği belirleyici noktadır.Türk Ordusu'nun Türkiye'nin güvenliğini öncelikli olarak ilgilendiren Kuzey Irak'ta esir alınan Kerkük-Musul ve emperyalizmin Akdeniz Politikaları çevresinde ele geçirmek istediği ve varlığımızın,otoritemizin elimizden alınmak istendiği Kıbrıs Adasında yoğunlaştırılmış gündemi ve önceliği olmalıdır.


Başörtüsünü ve kendi deyimleri ile "dini istismar" ederek tek başına iktidara gelen kişilere birçok milli davada karar verme inisiyatifi bıraktıktan sonra," Ordu'da bir tane başörtülü yok, olursa bu elbiseyi bırakır giderim." demek biraz tuhaf ve yaşadığımız günlerin anlam ve önemine uzak cümlelerdir.


Gönül istiyor ki;tüm komutanlarımızın önünde bir harita, ekran karşısında ninnilerle uyuyan milletimize, Türklüğün sönmeyen güneşi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı ve söylediği gibi "Türkiye'nin yeniden işgal edildiğini ve Türk kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim.İkmal yollarımız ve imkanlarımız nelerdir?"sorusunu sorar ve haritada Kıbrıs'ı işaret ederek "Efendiler! Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece,bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır.Kıbrıs'a dikkat ediniz.Bu ada bizim için mühimdir" sözleri ile milli uyanışa seferberlik başlatsın.


Başörtüsü meselesi ile büyütülen partiden Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül'ün,büyük dava adamı Rauf Denktaş'ı "Bugüne kadar bir kasa portakal bile satamadılar" sözüyle aşağılayıp,dalga geçerek koskoca Kıbrıs'ı satma becerisini sergilemesi karşısında gösterilecek tavır ve harcanacak enerji, Türk milletinin ihtiyacıdır.


Mantığı kurduğumuzda, başörtüsünü istismar edenler, samimi insanların sırtına basıp iktidara gelmiş ve şimdi "bir kasa portakal satamayan" Denktaş'a Türklüğün namusu, şerefi,vatanı nasıl satılır onu göstermektedirler.


Sayın Hamit Tekkanat, değerli komutanım…Türk Ordusu, Türkiye Cumhuriyeti'nin teminatı amenna fakat başörtüsünden önce, bırakıp hiçbir yere gitmeden milli davalarımıza dikkat çekseniz nasıl olur?Çünkü bu millet bir uyanış bekliyor,milli bir refleks bekliyor.Prangalarından kurtulmayı bekliyor.Türk ordusunun milletin zihnine hep başörtüsü muhataplığında kazınmaması lazımdır.


Türk Ordusunun her zaman olduğu gibi milli stratejilerde yol başçı olması lazımdır.Dar alana sıkışmış ve kısır konularla değil, güçlünün güçsüzü ezdiği dünyada Türk milletini koruyacak, ona gelebilecek tehlikeler karşısında çelik yumruk olacak bir duruşun adı olacaktır.

Birer birer teslim edilen Kerkük,Musul ve Kıbrıs'tan sonrası gelecek mi? Veya bu yerleri geri alacak mıyız?


Ya da Türklerin çıktığı yerlere,yani Ergenekon'a geri mi dönelim?

Biz daha ziyade bu sorulara,cevap arıyoruz.

Yıldıray ÇİÇEK
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 5:12 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

cok guzel yazmis...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 5:25 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ankara'nın umudu Barzani mi?

Fikret BILA

Alıntı:
Ünlü 1 Mart tezkeresi öncesinde, Ankara'nın ilan ettiği "kırmızı çizgi" politikası çoktan geride kaldı. Gelişmeler gösterdi ki, Ankara, kırmızı çizgi gözetecek güç ve etkinlikte değil.
Son dönemdeki işaretler, Ankara'nın "Kuzey Irak ve Kürt" politikasında hissedilir bir değişikliğe yöneldiğini gösteriyor. Tıpkı, Kıbrıs politikasındaki kırılma gibi...


Ankara, Avrupa Birliği süresinde ancak Kıbrıs politikasında radikal bir değişiklik yaparak, önkoşulları yerine getirerek ilerleme sağlayabildi.
Şimdi de "Kuzey Irak politikası"nda değişiklik kendini hissettiriyor. Acaba Ankara, "PKK ve Kürt sorunu"nu Barzani üzerinden çözmeyi mi umut ediyor?

Ankara temasta
Alıntı:
Ankara'nın, ABD'nin Irak'ı işgalinden önceki Kuzey Irak politikası artık yok. Yerine yerleşmeye yüz tutan politika ise, Talabani ve Barzani'nin desteklenmesi ve güçlendirilmesi. Barzani'nin bugünkü konumu Federal Kürt Bölgesi Başkanı...
Ankara, Bağdat'tan çok Barzani ile temasta. Federe Kürt devletine bir itirazı olmadığı Kürt liderler tarafından da açıklandı.
MİT Müsteşarı da Barzani'yle görüştü.
Değişen durumun kabul edilmesi gerektiği Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök tarafından da belirtildi.
Barzani, Kerkük'ü Kürt kenti haline getirdiği gibi yönetimine katacağını da ilan etti
.


1991 Birinci Körfez Savaşı sonrasında, Bağdat, Kuzey Irak üzerindeki otoritesini tümüyle yitirmişti. Bu bölgede otorite boşluğu vardı. Çekiç Güç tarafından korunuyordu. Bu koşullarda Ankara, Talabani ve Barzani ile muhatap oluyordu.
Mart 2003 savaşından sonra ise, Bağdat'ta merkezi bir yönetim kuruldu ama Ankara yine Barzani'yle muhatap. PKK'ya karşı işbirliği beklentisiyle...
Öyle anlaşılıyor ki, Ankara, PKK ve onu destekleyen Türkiye'deki hareketlere karşı Barzani'yi desteklemeyi yeğlemiş durumda...
PKK'nın etkinliğini ve Güneydoğu'daki süreci böylece önlemeyi planladığı hissediliyor.

Nihai hedef
Barzani'nin hedefinin bağımsız Kürdistan'ı ilan etmek olduğu biliniyor. Bunun için koşulların uygun hale gelmesini bekliyor.
Ankara için böyle bir gelişmenin hâlâ "kırmızı çizgi" sayılıp sayılmadığı, en azından belli değil. Sayılmayacağına ilişkin işaret daha fazla...
Tabii, Barzani'nin nihai hedefi Kuzey Irak'la sınırlı değil. Türkiye, İran ve Suriye topraklarının bir kısmını da içine alan Bağımsız Birleşik Büyük Kürdistan Projesi geçerli...
Son günlerde Barzani, Türkiye'deki Kürtler de ayrı millettir söylemini kullanmaya başladı. Güneydoğu'daki vatandaşların sözcüsü gibi de hareket etmeye özen gösteriyor.
Bu koşullarda Barzani ve PKK'nın sürekli çatışma içinde olacağı düşünülebilir mi? En azından nihai hedeflerinin aynı olduğu biliniyor. Barzani'nin, Türkiye'deki Kürtler için ayrı, Kuzey Irak'taki Kürtler için ayrı politika izlemesi uzun vadede de pek mümkün olmayacaktır.
Barzani ile PKK arasında "liderlik çatışması", Ankara açısından sorunu çözecek yegâne yol olarak görülüyorsa, yanılgı olur.

İki olasılık
Barzani ve PKK'nın Ankara'yla olan çatışmaları, kendi aralarındaki çatışmadan daha önemli ve daha belirleyicidir. Her ikisi açısından da temel çatışmanın Ankara'yla yaşanması kaçınılmazdır.
Ankara ile Barzani'nin anlaştığı yönünde gelen haberlere gelince.
Eğer Ankara ile Barzani anlaştıysa, iki olasılık var demektir:
Ya Barzani, Bağımsız Büyük Kürdistan idealinden vazgeçti...
Ya da Ankara, Kürt tezlerini doğru bulmaya başladı.
Ulusal sorunların dışarıdan çözüldüğü görülmemiş olsa da, Barzani umut haline geldiğine göre ikisinden birinin gerçekleşmiş olması gerekiyor...





TAM BIR REZALET
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 5:26 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Turk Ordu'su nerde?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 5:45 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Atatürkcülük sadece sözde kalmistir.

Hangi kurum veya kurulus olursa olsun bu cizgiden uzak kalanlarin islahi gerekmektedir.

Ordunun baslica derdi Türkcülük olmalidir. Türk´ün yararina calismalar yapmak olmalidir. Kendini besleyen dinamiklere sahip cikmak olmalidir. Esir Türklerin kurtulusu icin projeler üretip hayata gecirmek icin adimlar atmak olmalidir.

Irticai bölücü faaliyetler konusundaki hassasiyetin buralarda olmuyor görünmesi dikkat cekmeye baslamistir. Sanli Ordumuz bu görüntüden uzaklasmalidir. Asli görevlerini yerine getirmelidir.

Emekli olanlarin görevi de parti kurup milliyetcileri bölmeye calismak olmamalidir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 6:06 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Benim anlamadigim, bizim ordumuz dünyanin en güclü ordularindan birisidir! TSK cok güclüdür. Peki bu pkk´nin kökü neden kurutulamiyor? Nasil olur hergün birkac sehit veririz halen. Hadi hükümeti anladik. Hic orali olmuyorlar. Kac yil oldu ya??? Niye o daglari bosaltmiyorlar? Neden sinirlari kapatmiyorlar? Hatta neden zamaninda sinir ötesi operasyonlar yeterli olarak yapilmadi? Bu pkk denen serefsizler cooooktan ortadan kaldirilmasi gerekirdi! Günümüze bakin. Ellerinde pkk carsaflari, apo resimleri sokakta dolasiyorlar. Öldürülen teröristler devlet arabasiyla kaldiriliyor, tabutlarinda o carsaflar kullaniliyor! Hadi hükümetin isi bunu engellemek ama hükümet yapmiyor iste, peki bizim ordu ne diye IZLIYOR bu cirkefligi? Hadi gecen F16´yla pkk cenazesi kaldirirken üzerinden kisa ucus yaptilar. Bide suclu duruma düstüler nerdeyse bunu yaptilar diye. Bosbakan bunu arastiracakmis vs. Neden hükümete ordu tarafindan bir uyari verilmiyor??? Neden birseyler yapilmiyor ülküdaslarim aklim ermiyor? Amerika olsaydi coooooktan kökünü kazimisti bu bölücülerin, bizimkiler niye yapmiyor bunu? Yapamiyor, yapamaz demeyin, istenilse bal gibide YAPILIR diye düsünüyorum!

Ordumuzun icine kadar girdiler demek? Mehmetciklerimiz harcaniliyor!
Bu iste bir is var ülküdaslarim. Fazla bilgisi olan beni aydinlatsin lütfen.

Rahmetli basbugumuz demisti, bana izin versinler pkk´nin suyunu kuruturum, kökünü kazirim, bitiririm bu terörü diye!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 6:12 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EgE demiş ki:
Amerika olsaydi coooooktan kökünü kazimisti bu bölücülerin, bizimkiler niye yapmiyor bunu? Yapamiyor, yapamaz demeyin, istenilse bal gibide YAPILIR diye düsünüyorum!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
DOLGAN
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Mar 24, 2005
İletiler: 135

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 7:08 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EgE demiş ki:
Amerika olsaydi ....

Amerika olduğu için yapılamıyor..


Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 10:27 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli Kardeşlerim,
Yazdıklarınızda yerden göğe haklısınız..
Ancak dün gece ..Hulki Cevizoğlu.
Eski bakanlardan Kamran İnan Beyi konuk etmişti...
Kamran bey'İ severim..
Tutarlı..ülkesini seven bir devlet adamı olduğuna inanıyorum...
Programda güzel tespitlerde bulundu...
Bir yunanistanın...bir almanyanın..bir amerikanın...milli politikası vardır..
Dedi..
Ama beğenirsiniz ama beğenmezsiniz..
Gerçektende hepsinin milli politikaları var..
Ama maalesef bizim ülkenin bir milli politikası yok...
Her hükümet hatta her başbakanın kişisel görüşüne göre ...
Değişkenlik gösteren ilginç bir milli politika yapımız var....
Halbuki milli politika hiçbir zaman değişmez....
Hükümetler değişir..başbakanlar değişir...
Ama o değişmez...
Eğer değişirse...
Böyle çuvallarsınız işte!...
Kürdistanda kurulur..
Barzani ülke semalarından geçerken...
Başbakana devlet başkanı edasıyla
mesajda çeker...
Kamran bey;çok doğru birşey söyledi....
Milletlerarası politikalarda ''HUKUK'' geçmez dedi...
geçerli olan şey..GÜÇ''tür dedi...
Çok haklı...
Kendinizi bu kadar güçsüz duruma düşürürseniz...
Ekonominiz...askeri gücünüz dışa bağımlı ise...
Maalesef yarı yarıya bu gücü kaybetmişsiniz demektir.....
Üzücü ama gerçek bu.....
Şimdi yapmamız gereken...
Bundan sonraki 20yıl içinde yeniden milli politikalar üretebilecek...
Ülkeyi bu çıkmazdan kurtarabilecek iktidarların bu ülkede iş başına geçmesidir...
Bunu için de doğru adres MHP'dir...
Benim ülkesini ,vatanını
Bayrağını ,milletini seven milletvekillerinden beklediğim;
Bir an önce yanlışlıklarının farkına varıp...
Sine-i Millete dönmeleri...
Veya MHP'ye katılmalarıdır...
Yavaş yavaş vakit geç olmakta...
Ülke hergün kan kaybetmektedir...
Bütün sağ duyulu vatandaşlar kendine gelsin....
BU VATAN ...
Gazetelerden 30 kupona alınmadı......
Çikletten çıkmadı.....
Bir tane yazlık ev uğruna...
Bir tane son model otomobil uğruna....
Ek maaş uğruna...
Şerefimizi ayaklar altına alıp yaşamayalım...
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Cmt Arl 03, 2005 9:34 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

DOLGAN demiş ki:
EgE demiş ki:
Amerika olsaydi ....

Amerika olduğu için yapılamıyor..


Saygılarımla.


Yani abd bizim ordunun icinemi sizmis?

Bizim ordu abd korkusundanmi pkk´yi bitiremiyor onca sene?

Yada sirf amerikanin varligi yüzündenmi ordumuz pasif kaliyor?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pzr Arl 04, 2005 2:12 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

“Durumu değiştiremediğimiz zaman, kendimizi değiştirmek zorunda kalırız.”

-VICTOR FRANKL-

Türk medyası içinde, Türkiye’den yana olanlar, özellikle milli davalarda tavizsiz bir duruş sahibi olanlar oldukça azdır. Bu duruş sahibi olmayanlar, olanlara nazaran kitleleri yönlendirmede daha etkin rol sahibidirler.

Milletin değerlerine bakış açılarını, devamlı olarak başka milletlerin değerleri ile kıyaslamak gibi garip bir huyları vardır. Bu düşüncelerini yaymak için, kalemleri her türlü kabiliyeti sergilerler. Kendi milli menfaatlerini, hep başka milletlerin –ki, bunlar daima düşman milletlerdir-menfaatlerine kurban verecek kadar düşüncelerinde genişlik sözkonusudur.

AKP iktidarı ile milli davalarda yaşanan seri haldeki yenilgilerine katkı sağlamayı misyon edinen medyadaki birçok kişinin Türk düşmanı yüzü, artık iyice gün ışığına çıktı. Bizi asıl şaşırtan ise; herhangi bir konuda, (zerre kadar dahi olsa) Türkiye’yi savunmaları olmaktadır. Misyonlarını takip ettiğimizde, istatistik olarak bu duruma da fazla rastlamak zaten pek mümkün olmamaktadır.

Şimdi malûm medyada, Irak’ın kuzeyinde meydana gelen “Kürdistan” oluşumu ile ilgili hummalı bir çalışma var. Türkiye’yi yönetenlerin bile her düzeyde onay verdiği Kürdistan’ı Türk milletine kabul ettirmek görevi üstlenen bu medya kalemşörleri, adeta “Tecavüz kaçınılmazsa, zevk al” metotları üretmeye çalışmaktır.

Daha düne kadar Kürdistan’ın kurulması, kurulmaya çalışılması, kırmızı çizgilerle belirlenen savaş sebebi iken, bugün sözde Kürdistan’a kalkacak uçaklara Türkiye’yi yönetenler izin vermişlerdir. (Burada ilginç bir nokta daha var; gerek Ermenistan’a, gerekse şimdi Kürdistan denilen bölgeye uçak seferlerini, sanki bir görevi yerine getirircesine aynı firma başlatıyor.)

Tabii bu durumda, AKP’nin çizgisinde gitmeyi bir kutsal görev(!) bilen bir takım medyaya da Kürdistan’ı meşrulaştırmak düşmektedir.

Bu meşrulaştırma çalışmaları içinde yer alanların başında da Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut gelmektedir. Akşam Gazetesi’nde “modern-milliyetçi-muhafazakâr” formülünü oluşturmaya çalışan ama üretmeye çalıştığı formülün bu gazete de hormonlu olacağını bilmesine rağmen söyleminde ısrar eden, eyleminde zerre kadar atılım yapmayan Genel Yayın Yönetmeni var ya, o kişi işte…

“Modern-milliyetçi-muhafazakâr” çizgiden dem vurduğu günlerde bile belden aşağı yazılar, şarap tarifleri ve buna benzer şekilde, sözde oluşturmaya çalıştıkları muhtevaya uygun olmayan yayın politikasına “devam” dediler.

Baktılar “Modern-milliyetçi-muhafazakâr” kimliği kendilerine oldukça uzak bir anlayış, gazetede milli tavır sergileyen herkesi kapının önüne koyarak,”en iyi yol, bildiğimiz yoldur” deyip, yazımızın giriş cümlesindeki söz gibi, durumu değil, kendilerini değiştirmek zorunda kaldılar.

“Türk milliyetçiliğini sulandırabilir miyiz” düşüncesinde bile başarılı olamadılar. Çünkü o misyonla gazete muhtevasına yön vermişlerdi.

Akşam Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni, geçtiğimiz gün “Kuzey Irak’la güzel ilişkilere doğru” başlıklı bir yazı yazdı. ‘Kürdistan’ demekte acele etmediğinden, ‘Kuzey Irak’ diye bahsettiği yerle ilgili, artık toplumu yavaş yavaş alıştıralım düşüncesi, yazının röntgeninde apaçık ortaya çıkıyordu.

Türkiye, nereden nereye geldi. Dün kırmızı çizgilere güvenip, savaş sebebi saydığımız oluşumları, bugün gazete köşeleri öve öve bitiremiyor. Dün kapımızda,”Saddam’dan bizi kurtarın” diye yatan iki çapulcuya bugün övgüler diziliyor. Bu çapulcular, hergün bizi tehdit ettiği halde bizdeki yüzsüzler, ekonomik gerekçeler uydurup, önlerinde saygı ile eğiliyorlar.

Serdar Turgut, Kürdistan’ı meşrulaştırma misyonunu yerine getirmedeki gayretini “ekonomik” gerekçelere dayandırıyor. Bir milletin namusu, onuru bunlar için fazla bir his uyandırmıyor. Onların hakaretleri, tehditleri ve soydaşımız Türkmenlerin canına, toprağına ve tüm varlıklarına el konulmasının bunlar nazarında hiçbir hükmü yok…

Kürdistan’ı meşrulaştırma görevinde bulunan gazetecilere bir bakın, hepsi de “Barzani-Talabani bize de ihale verir mi?”, diye gözlerinin içine bakan tiplerdir.

Piyasada ‘Çevik’ gazeteciler varken Serdar Turgut’a da bu pastadan pay düşüyor mu, düşecek mi, bilmeyiz…

Şu bir gerçek ki; Akşamcı Serdar Turgut ve benzerleri, artık “Kürdistan rozetlerini” yakalarına şimdiden takmaya başlamışlardır. Bunların beklentileri de Türk milletinin şimdiden bu duruma alışmasıdır.

Bunların cümlelerini dikkatli incelerseniz, psikolojik etkileme sanatlarını icra ettiklerini rahatlıkla göreceksiniz…

Yildiray CICEK
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pzr Arl 04, 2005 9:27 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"Irak'ta faktör değiliz"
Baykal, benzeri bir sürecin Irak ve özellikle Kuzey Irak sorununda da yaşandığını vurguluyor. Türkiye'nin, Irak sorununda bundan en fazla etkilenen ülke olmasına karşın, etkinliğini tümüyle yitirdiğini savlıyor. CHP liderinin bu konudaki değerlendirmesi şöyle:
"Gelişmeler gösteriyor ki hükümet, Irak politikasında da inisiyatifi tümüyle kaybetmiş durumda. Türkiye için yaşamsal önem taşıyan bu konuda inisiyatifi Barzani'ye ve ABD'ye terk etmiş görünüyor. Bir öncülüğü ve belirleyiciliği yok. Umudunu ABD ile Barzani'ye bağlamış durumda. Böyle dış politika olur mu? Belli ki Irak politikasında da temel kırılmalar var. Ankara, sadece talepleri kabullenen bir konumda. Ödünler vererek sürükleniyor. Bizim görevimiz, bu saptamayı yapmak ve hükümeti uyarmak."
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1