Bozkurt NET

[funda3307]

Yabancılara satılan toprak miktarı, kanuni limiti aştı. Tapu uyarınca satışlar ikinci bir emre kadar yasaklandı. Hükümet’e Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden şok bir uyarı geldi. Yabancılara toprak satışında AKP iktidarının koyduğu binde 5’lik sınırın bile Hatay’da aşıldığı ortaya çıktı.

Suriye para ile ele geçiriyor
Hatay’da sürdürülen gizli yağma sonucu yabancıların eline geçen taşınmaz sayısının 3 bin 700 olduğu ortaya çıktı. Bunların 2 bin 400’nü Suriyeliler’in diğerlerini de çeşitli ülke vatandaşlarının satın aldıkları anlaşıldı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Hatay’da ve kanuni sınıra yaklaşan illerde yabancılara mülk satışının tamamen durdurulması için Bakanlar Kurulu’ndan acil karar bekliyor.


AKP izniyle başlayan yabancıya mülk satışı tehlikeli boyutlara ulaştı. Hatay’ın binde 5’inden fazlası yabancılara satılması üzerine, satışlar ikinci bir emre kadar durduruldu.

Hatay’da yabancılara gayrimenkul satışı, ikinci bir emre kadar durduruldu. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Hatay yüzölçümünün binde 5’inden fazlasının yabancılara satılmış olması nedeniyle, ikinci emre kadar satışları yasakladı. Tapu Kanunu’nda, yabancılara mülk satışıyla ilgili Ocak 2005’te yapılan düzenleme ile tarım, maden, enerji, sulama, flora ve fauna özellikleri gibi çeşitli nedenlerle yabancılara satış yapılmayacak yerleri belirlemeye ve il bazında edinilebilecek taşınmazların, illere ve il yüzölçümüne göre binde 5’i aşmamak üzere oranın tespitine Bakanlar Kurulu yetkili kılındı. Bu çerçevede, kamu kurum ve kuruluşlarının tekliflerini değerlendirmek üzere Bayındırlık ve İskan Bakanlığı bünyesinde komisyon oluşturuldu. Çalışmalarına başlayan komisyon, incelemeyi tamamladıktan sonra, elindeki verileri, Bakanlar Kurulu’na sunacak. Ancak bu süreçte, Hatay’da yabancılara yapılan gayrimenkul satışının il yüzölçümünün binde 5’ini aştığı tespit edildiğinden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, ikinci bir emre kadar satışları durdurdu.


Top Bakanlar Kurulu’nda
Hatay’da yabancılara gayrimenkul satışının tamamen yasaklanması için Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak karar bekleniyor. Hatay’da, yabancıların elinde 3 bin 700 taşınmaz bulunduğu ve bunların yaklaşık 2 bin 400’ünün Suriyelilere ait olduğu öğrenildi. Hatay’da, yabancılara ait gayrimenkulün dağılımında ikinci sırayı 590 taşınmaz ile Almanlar, üçüncü sırayı da 315 taşınmaz ile Lübnanlılar alıyor.


Atatürk: Hatay için savaşırım
Atatürk, Hatay’ın anavatana katılması için büyük uğraş vererek, her vesileyle yaptığı konuşmalarda Hatay sorunu benim namusumdur. Hatay’ı kurtaracağım mesajını vermiş 15 Mart 1923’te Adana’ya giden Atatürk, yol kenarında Hatay’ı sembolize eden iki genç kızın hıçkırıklar arasında, “Bizi de kurtar” feryadına karşılık, “Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde kalamaz” demişti. Atatürk Hatay davasına verdiği önemi, 1 Kasım 1936’da TBMM’nin açış nutkunda da, kesin bir dile dünya kamuoyuna şu sözlerle duyurmuştu: “Bu sırada, milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele hakiki sahibi öz Türk olan İskenderun-Antakya ve havalisinin mukadderatıdır. Bunun üzerinde, ciddiyet ve kifayetle durmaya mecburuz. Fransa ile aramazda tek ve büyük mesele budur. Bu işin hakikatını bilenler ve hakkı sevenler, alakamızın şiddetini ve samimiyetini iyi anlarlar ve tabii görürler.”


İstifa eder giderim...
Atatürk, Çankaya Köşkü’nde Bakanlar Kurulu’na başkanlık ederken de şöyle konuşur: “Hatay benim şahsi meselemdir. Keyfiyeti Fransız büyükelçisine ta bidayette açıkça ifade ettim. Dünyanın bu durumunda böyle bir meselenin Türkiye ile Fransa arasında müsellah bir ihtilafa müncer olması katiyen varid değildir. Fakat ben, bunu da hesaba kattım ve kararımı vermiş bulunuyorum. Şayet ufukta bu yolda binde bir ihtimal belirse, Türkiye Cumhuriyeti Reisliğinden ve hatta Büyük Millet Meclisi azalığından da çekileceğim. Ve bir fert olarak bana iltihak edecek birkaç arkadaşla beraber Hatay’a gireceğim. Oradakilerle el ele verip mücadeleye devam edeceğim.”


Kuşatmaya alındık
Hatay’dan Mardin’e kadar vatan topraklarının satıldığını belirten Özbek “Türkiye iyi yönetilemiyor. Tabandan gelen dip dalga vatan düşmanlarını süpürecek” dedi.

Türk Metal Sen Genel Başkanı Mustafa Özbek Türkiye’nin iyi yönetilmediğini belirterek, Türkiye’nin ekonomik yönden kuşatma altına alındığını söyledi. Türkiyem Topluluğu, Kadırga Kültür Merkezi’nde bir toplantı düzenleyerek ülke gündemini değerlendirdi. Toplantıya Türk Metal Sen Genel Başkanı Mustafa Özbek, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Mustafa E. Erkal, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, gazeteci yazar Arslan Bulut, Jeopolitik Dergisi Editörü Yaşar Hacısalihoğlu ve Emekli Orgeneral Hurşit Tolon konuşmacı olarak katılırken, Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek, Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba, deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan ile çok sayıda davetli de dinleyici olarak salonda yer aldı. Toplantının açış konuşmasını yapan Türk Metal Sen Genel Başkanı Mustafa Özbek, Türkiye’nin iyi yönetilmediği eleştirilerinin gün geçtikçe arttığını söyledi. Hatay’dan Mardin’e kadar arazilerin ve kıyı şeridindeki sahillerin parsel parsel yabancılara satıldığını dile getiren Mustafa Özbek, Türkiyem Topluluğu’nun ülkenin satanlardan hesap sormak amacıyla kurulduğunu vurguladı. Özbek “ Türk ananesini, geleneklerini bilen siyasetçi yetişmediği sürece ülke acemilerin elinde böyle oyuncak haline gelecektir” dedi.


Avrupa bize muhtaç
Almanya gibi bir nesli fırınlarda yakan utanmaz bir milletin bile Türkiye’ye karşı soykırımı iftirası attığını dile getiren Özbek şöyle devam etti.: “Biz Avrupa’ya değil, Avrupa bize muhtaç. Türkiye’de bunu gösterecek siyasi iradeye muhtaçtır. Bugünkü Başbakan, Erbakan’ın mücahidiydi, ne oldu sizin Müslümanlığınız? Dünyanın bir numaralı Siyonist teşkilatı hangi hizmetine karşı sana bu plaketi veriyor? Türkiye ekonomik ve kültürel yönden kuşatma altında. IMF ve Dünya Bankası heyetleri 6 ayda bir Türkiye’yi kontrole geliyor. Onlar IMF memuru, bizimkiler de IMF heyetinin memuru.”


Kiliseler kimin için?
Din özgürlüğü adı altında açılan kiliselere de değinen Özbek şöyle devam etti: “Ankara’da kaç tane Hıristiyan var? 80 tane kilise. Kimin için açılıyor bunlar? Almanya’ya giden Müslümanlar ibadet etmek için kendi camiilerini inşa ediyor. Buradaki kiliseler niye kuruluyor. Ankara’da cemaatleri mi var? Bizim için mi kuruluyor bu kiliseler? ” Siyasi iktidarın manevi değerlerin üstüne basarak siyaset yapamayacağını söyleyen Özbek, “Yaparsa işte bu hale gelir. Tabandan gelen dip dalga vatan, millet, bayrak düşmanlarını vuracak. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyen herkes bizdendir.” diyerek sözlerini tamamladı. Özbek’ten sonra kürsüye çıkan Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Mustafa Erkal, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Jeopolitik Dergisi Editörü Yaşar Hacısalihoğlu ve Yeniçağ yazarı Arslan Bulut da ayrı ayrı konuşma yaparak Tükiye’nin karşı karşıya kaldığı tehditlere dikkat çektiler.


Türk halkını uyandırmalıyız
Toplantıda konuşan Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise “Cumhuriyet karşıtlarının, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için yarış halinde” olduğunu belirterek, “Ülkemiz, gözle görülür bir karanlığın içine doğru sürüklenmektedir” dedi. Tolon, “Türkiye’nin, Kurtuluş Savaşı öncesinde yaşanan sürece doğru yönlendirildiğini, ülkenin kaderinin yerli ve yabancı güçler tarafından belirlendiğini” savundu. “Biz bu filmi 90 yıl önce gördük. Neden bu senaryoları yeni aktörlerle oynuyorlar” diyen Tolon, medyanın da doğruları değil, şişirilmiş bilgileri aktardığını söyledi. Tolon, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vatan bütünlüğüne ve ulusal beraberliğine yöneltilen saldırılarla karşı karşıyayız. Milli varlığımızın temeli olan ulusal birlik ve beraberliğimiz her şartta ve mutlaka korunmalıdır. bunun için Türkiyem Topluluğu ve benzer oluşumlar halkı uyandırmalıdır.”

Ağırlıklı olarak emlak satın alan yabancılar ile elde ettikleri taşınmaz miktarları şöyle:

Yabancılar Taşınmaz sayısı
Suriye 2.400
Almanya 590
Lübnan 315
Brezilya 90
Ürdün 90
İran 50
Avusturya 35
ABD 30
İngiltere 25
Yunanistan 15
İsviçre 10
Diğerleri 50

[hasan1299]

vatan topraklarını satışa çıkaranlar elbet birgün bu millet tarafından satılacaktır.kanımızı dökerek kazandığımız toprakları yabancılara satıyoruz olacak iş değil.özellikle en verimli topraklarımız satıyoruz.nekadarsulak bölge varsa hep oraları sattık.gelecekte petrolun yerinibor ve su alacak biz ise bor ve su olan heryeri satıyoruz.anlaşılacak bişey değilbu .hiç bir suç cezasız kalmaz.bu hükümette cezasını çekecektir.mhp iktidar olduğunda kaçacak yer arayacaklar.ALLAH TÜRK ü korusun ve yüceltsin

[Bozkurt-Yakup]

Yahu nasil olur böyle bir sey.Toprak mal mida para karisligina satilsin?Galiba Tayyip bey unuttu bu topraklari nasil kazandigimizi???Kac sehit ve gazi veridigimizi?Lan deyyuz sana sormazlarmi bu yaptiklarini.Topragin verimli olup olmamasi benim icin önemli degil.Bana göre her sehri her karis tarlasi hic bir seye karsi degisilmez.Allah Vatanamizi korusun böyle namerdlere karsi sonumuz hayirli olsun!!!

[Sebas]

toprak = Kan Bedeli = namus , san , seref !

Bunlari satan yarin anasini bacisinida satar !

yarasi olan gocunur !

Allah kahretsin Vatanimizi satanlara

[funda3307]

Vatanımı Böldürtmem



Kürt sorunu denildi bölücülerin adı
İtin adı değişti etiketi yine aynı
Ekmek yedikleri yerden yiyecekler tokatı
ALLAH birdir BAYRAK birdir böldürtmem vatanımı

Ceddim için TÜRKLÜK için canım feda
Kızılelma için çıkmışım ben bu yola
Engel olabilirmi bir iki köpek bozkurt olana
Biz ölsekte vatan uğruna asla bitmeyecek bu dava

Funda Şengül

[polat_38]

niye sasiriyorsun bunlari zaten biliyoruz
hic sasrimayin bu rte ve onun gibi itler oldu sürece bu tip haberlere alisalim bence
sabir edelim ve bekleyelim baska yapacak birsey yok
tek cözüm MHP
saygilarimla

NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE

[otuken17]

maglesef türkiyenin en büyük sorunlarindan biride budur. Satislar tek hatayda degil canakkalede antalyada ve bütün illerimizde ayni problem yasaniyor. buna acil bir cözüm bulmak lagizim.
programmin birinde bir kisi birsey anlatiyor. bu sahiz canakkalede yasiyor bunun yanindaki evler satisa cikmis. sagindakini alman solundakini yahudi aliyor. adam bir bakiyor bütün komsulari yapanci oluyor. bir tane satilik olan evi yapanci almasin diye akrabasiyla bu evi zar zor aliyorlar. bu adam komsularindan birisine sorar siz burdan niye ev aliyorsunuz. adamin cevapi cok sasirtici adam savasla alamadigimiz topraklari paramizla aliyoruz der. bunlari önlemek icin abdülhamitin filistine yaptigi politikayi yapmaliyiz.

[IHTIYARKURT]

Hukümeti dervaldiklarindan buyana, Aziz VATAN Topraklarini ona buna

peskes cekmekten baska bir icraatlari olmayan bu VATAN hainlerine daha

ne kadar tahammül edecegiz acaba.



Ne mutlu TÜRKÜM diyene

[mustafayaman]

Ülkemizde yabancı olduk

Antalya, Aydın, Muğla, Bodrum, Marmaris, Didim, Kaş ve Kalkan gibi turistlik bölgelerimizde topraklarımız parsel parsel İngilizlere satılıyor. Faturalar bile İngilizce basılıyor

ÇOK sayıda turistik ilçede yabancılara satılan arazilerin yasal sınırı aştiı halde hükümeten harekete geçmidiği belirtiliyor. Eski Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, yabancıların dolaylı satışlarla birlikte aldıkları gayrimenkul miktarının bilinenden çok daha fazla olduğunu belirterek "Didim'de su faturalarını bile artık İngilizce basıyorlar" diye konuştu.

RESMİ rakamlara göre 3 bin 500 İngiliz Didim'den ev satın almış. İngilizler Didim'de 5 bin kişilik site kuruyorlar. Bu yıl sonuna kadar bu rakamın 5 bini geçeceği söyleniyor. Didim'de yaşayan İngilizler'in sayısı bu yıl sonunda 10 bini geçecek. İngilizce yayımlanan haftalık The Didymian gazetesi, "Türkçeden çok İngilizce tabelaları, ilçede dikkat çekiyor.

Eski Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, yabancıların dolaylı satışlarla birlikte aldıkları gayrimenkul miktarının bilinenden çok daha fazla olduğunu belirterek "Didim'de su faturalarını bile artık ingilizce basıyorlar" diye konuştu.

Hatay'da il yüzölçümünün binde 5'ini aşması nedeniyle yabancıya mülk satışının durdurulması, diğer illerdeki tehlikeyi de gündeme getirdi. Yabancıların en fazla mülk aldığı Antalya, Muğla ve Aydın'ın özellikle turistik yerlerine yoğun ilgi var. Eski Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, Bodrum, Marmaris ve Didim gibi turistik yerlerde yabancıların site kurduğunu vurgulayarak "Didim'de su faturaları bile İngilizce basılıyor" dedi. AKP Hükümeti, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından yabancıya mülk satışına ilişkin yasaya bazı sınırlamalar getirerek yeniden düzenledi. Ancak getirilen 3,5 hektar ile il yüzölçümlerinin binde 5'inin aşılması sınırı, yabancıların ilgisini sınırlayamadı. Hatay'da, yabancılara satışın il yüzölçümünün 5'ini aşmasından dolayı satışlar durduruldu.

Şanlıurfa'daki arazileri İsrailliler alıyor

Yabancıların en çok hücum ettiği illerin başında ise 5 bin 566 gayrimenkul ile Antalya gelmekte. Antalya'yı sırasıyla 3 bin 988 ile Aydın, 3 bin 35 taşınmaz ile Muğla, 1463 ile İstanbul, 722 ile İzmir takip etmekte. Eski Tapu Kadastro Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya yaptığı açıklamada Bodrum, Marmaris, Didim, Kaş ve Kalkan'da da binaların yabancılara satıldığını söyleyerek "sahillerimiz Türklere kapatılacak iş o noktaya geldi" şeklinde konuştu. Özkaya ayrıca yabancıların dolaylı satışlarla birlikte aldıkları gayrimenkul miktarının bilinenden çok daha fazla olduğunu belirterek Şanlıurfa'daki arazilerin bu yolla İsrailliler tarafından alındığını ifade etti.

Didim İngiliz ilçesi mi oluyor?

İngilizler Didim'i 17-18 yıldır mesken edinmiş. Resmi rakamlara göre yaklaşık 3 bin 500 İngiliz Didim'den ev satın almış. İngilizler Didim'de 5 bin kişilik site kuruyorlar. Bu yıl sonuna kadar bu rakamın 5 bini geçeceği söyleniyor. Resmi olmayan verilere göre ise Didim'de yaşayan İngilizlerin sayısı bu yıl sonunda 10 bini geçecek. İngilizce yayımlanan haftalık The Didymian gazetesi, "Türkçeden çok İngilizce tabelaları, Türk İngiliz Hayvan Severler Derneği, İngilizce su faturaları, kurulacak olan İngiliz mezarlığı, kilisesi, bini geçen emlak bürosu ve İngiliz gelinleriyle Didim bir 'İngiliz ilçesi'olur mu? şeklinde haberler yayımlıyor. Didim'de İngilizler için İngilizce su faturasından belediyede İngilizce bilen enformasyon memuruna, mezarlıktan ilköğretim okulundaki İngiliz sınıfına kadar birçok çalışma yapılmakta.

Yabancıların Türkiye'den aldığı aldığı araziler KKTC'nin yüzde 5'i kadar

Yabancıların Türkiye'de aldığı taşınmazlar, KKTC'nin yaklaşık 20'de birine (yüzde5), Kıbrıs Adası'nın ise 55'te birine denk geliyor.

YAPILAN açıklamalar toprak satışının nasıl tehlikeli bir hal aldığının işareti. Hatay'da Suriyeliler'in aldığı toprak, ilin yüzölçümünün binde 5'ini aşınca satışlar durduruldu. Ancak diğer illerin de bundan farkı yok. AKP hükümeti ise uyarılara gözlerini kapayıp, toprak satışlarına devam ediyor. Tapu Kanunu'nun (2644 sayılı) yürürlüğe girdiği 1934 tarihinden günümüze kadar 57 bin 272 yabancı uyruklu kişi tarafından toplam yüzölçümü 166 milyon 193 bin 863 metrekare olan 53 bin 330 taşınmazın satın alındığı ve bu rakamın yaklaşık KKTC'nin 20'de 1'i, Kıbrıs Adası'nın tamamının ise 55'te 1'i büyüklüğünde olduğu bildirildi. Kıbrıs Adası'nın tamamının yüzölçümü 9 bin 240, KKTC'nin yüzölçümü ise 3 bin 355 kilometrekare.

Suriyeliler önde

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı verilerine göre, bu taşınmazların 137 milyon 913 bin 99 metrekare tutarındaki 4 bin 290 adedi 2 bin 218 Suriyeli gerçek kişilere ait. Suriye uyruklular 1939 yılından itibaren Türkiye'de mülk edinebiliyor. Suriye uyrukluların Hatay ilinin 1939 yılında anavatana katılımıyla, bu tarihte yörede yaşayan kişilerin bir kısmı Suriye vatandaşlığını tercih etti, ancak taşınmazları Türkiye'de kaldı. Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Suriye'de toplam 1 milyon 24 bin 261 dönüm arazisinin varlığı hükümetler arası görüşmeler sonucu kabul edildi. Ayrıca halen Türkler'in hak iddia ettiği 2 milyon 284 bin 902 dönüm arazi daha bulunuyor.

Yunanlılar da var

Yine bakanlık verilerine göre, 3 milyon 821 bin 20 metrekare tutarında 12 bin 205 taşınmaz 13 bin 957 Yunanistan uyrukluya ait. Bunlardan 3 milyon 421 bin 63 metrekarelik alana tekabül eden 11 bin 252 taşınmaz, 12 bin 563 Türk asıllı Yunanistan uyrukluların. Öte yandan, Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı'nın verilerine göre de 2003 yılı itibariyle Avrupa'da Türk vatandaşı ve Türk asıllı kişilere ait 190 bin taşınmaz bulunuyor.
ORTADOĞU

[aslanderen40]

NECDET SEVİNÇ beyin konuyla ilgili yorumu: (tercüman gazetesi)


"TEKRAR ediyorum ve iddia ediyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi dahil, hiçbir makam mukaddes vatan topraklarını ecnebilere satma yetkisine sahip değildir.
Satıyorsa onda millet fikri yok demektir!
Vatan fikri yok demektir!
Bayrak fikri yok demektir!
Bağımsızlık fikri yok demektir!
Devlet fikri yok demektir!
Çünkü devlet ancak toprakla mümkündür.
Toprağınız yoksa, devletiniz de olamaz! İtibarınız da olmaz! Şeref ve haysiyetiniz de olamaz!
Devletiniz olmayınca Afganlılar gibi, Filistinliler ve Iraklılar gibi itin kopuğun ayakları altında ezilmekten kurtulamazsınız!
Binlerce yılda oluşan bu tarihi birikim, her Türk evladında bir şuur olarak yaşadığı halde, Türklük ile sorunu olanlar Türk topraklarını satışa çıkardılar.
Şu lafa bir bakın lütfen...
Satışa çıkarmışlarmış ama mütekabiliyet esasını da getirmişlermiş...
Mütekabiliyet... Yani karşılıklılık.
Gavur size vize vermiyor ki toprak versin be adam!
Yunanistan; muhtemelen İstanbul'da kurulması planlanan Rum Ortodoks Devleti'ne tahsis etmek için Galata ve Fener'de yüzlerce gayrimenkul aldı. Fakat siz Yunanistan'da mezar bile alamazsınız!
Yunanistan; eğer Yunan ırkının evladı değilse, kendi vatandaşlarına bile toprak satmaz! Alman da satmaz! İngiliz de satmaz! Ötekiler de satmazlar.
Ama biz mütekabiliyet palavrasıyla uyutuluruz. Siz Ermenistan'dan toprak satın alamazsınız. Fakat bir devlet kadar zengin olan diaspora Ermenileri, ya şahsen veya şirketi adına parayı bastırıp Kars'ta veya Van'da büyük topraklara sahip olabilirler.
İsrail'de de toprak alamazsınız.
Recep Tayyip'ten kart, Abdullah Gül'den selam götürseniz bile toprak vermezler size.
Ama İsrail bizim toprağımızı alır.
Böyle devlet idaresi olur mu hiç?
Yalnız Cumhuriyet tarihinin değil, Türkiye Tarihi'nin en büyük yatırımını yaparak suya kavuşturduğumuz Harran'ın yüzde kaçının Yahudiler'in eline geçtiğini bilen bir makam yok Türkiye'de!
Oysa toprağa ve suya ihtiyaç duyduğu için GAP'la ilgilenen Yahudi Devleti'nin Güneydoğu'dan İsrail'e göçen soydaşlarını tekrar Urfa'ya yerleştirdiği yazılmıştır.
İsrail ajanlarının, Harran İlçesi'nde yaşayan Yahudi ve Ermenileri toprak almaya teşvik ettiği yazılmıştır. Bazı kişilerin Urfa - Mardin yolu üzerinde İsrail adına arazi aldığı yazılmıştır.
Şaron adında bir Yahudi'nin, başkaları adına Urfa- Akçakale- Harran üçgeninde 476 parça arsa aldığı yazılmıştır!
İstanbul'un Osmanbey semtinde ikamet eden, Urfa nüfusuna kayıtlı, karısı Yahudi olan bir Yahudi dönmesinin Urfa'daki vakfı üzerinden İsrail hesabına büyük topraklar aldığı yazılmıştır. Bu dönmenin Mossad ajanı bile olabileceği yazılmıştır.
Hasan Taşkın, istihbarat raporlarını derleyip, kitap bile yazmıştır bu konuda (H).
Fakat bütün bunlara rağmen GAP'ın yağmalanması önlenememiştir!
Sahip olmak için halen kan döktüğümüz toprakların ecnebilere satılmasına imkan veren kanun iptal edilmediği takdirde bu yağma devam edecek, bir süre sonra da GAP'ta Türk-İsrail egemenlik savaşı başlayacaktır! Tıpkı Filistin'de olduğu gibi!

[otukenli_ozan]

Bir zamanlar bedelini Atalarımız kanlarıyla ödedikleri Can Hatayımızı bugün bizler para ile yabancılara sattık. Biz diyorum evet biz. Çünkü biz O Ataların torunlarıyız. Ben değilim desem yalan olur. Bende varım sizlerde varsınız onlarda var. Bizler üzerimize düşen görevi yerine getirmedik. Yalan mı? Birileri toprağımızı satarken yahu kardaşım sen bu toprağı yabancıya nasıl satarsın dedik mi? Ya da hükümetler bu satışların önünü açarken çıkıp sen bizim devletimizi milletimizi yönetmeye mi geldin yoksa vatan topraklarını masada para ile vermeye mi geldin ?dedik mi? Sokaklara döküldük mü? Vatan toprağı satılıyor diye? Hayır sadece yeri geldiğinde lafımızı söyledik sustuk. Ya da BU MEMLEKETİN TAPUSU BİZİM LAN Dedik çıktık. Yalan mı? Madem VATANIN TAPUSU bizde nasıl sattık ya da neden mani olmadık? Demekki Vatanımızın tapusu bizde değilmiş. Sadece sloganda kalmış. O zaman suçu biraz da kendimizde arayalım. Aman sokağa dökülmeyin dendi sokağa dökülen gençlik istemiyoruz dendi. Yahu vatan toprağının satılmaması için miting yapsak yürüsek kötü mü olurdu? Keşke sokağa dökülüp yürüseydikde bu haberleri hiç duymasaydık. Kanımızla aldığımız toprakları bugün para ile satıyoruz. Bu kadar mı şerefimiz ayaklar altına serildi? Bugün toprağım satılır yarın dilim unutulur birgünde bayrağım sonunda köle bir millet oluruz. Biz KÖLE olacak bir millet değiliz. Uyanın artık yeter demenin zamanı geldi de geçiyor yarın çok geç olmadan uyanın.

CAN HATAYIMIZ BİTTİ SIRAŞİMDİ HANGİ VİLAYETİMDE.

[handsome_0216]

Vatan troprağını 3-5 kuruşa peşkeş çekenlere ,dilimizi kirletip yozlaştıranlara,asılsız ermeni soykırımını kabul edip yasalaştıranlara,müslüman vatan toprağında misayonerlik yapanlara,vatan hainlerine uşaklık yapıp ülkeyi uçuruma sürükleyenlere lanet olsun!

[aslanderen40]

hand some kardeşim çok güzel yazmışsın allah razı olsun ama dilimizin yozlaştığını söylüyorsun ve takma ismini yabancı seçiyorsun bu ne yaman çelişkidir anlayamadım doğrusu.
Biz ülkücüler boş lanet sözleriyle zaman kaybetmemeliyiz ülkücü sözü neyse hareketleri ve tavrıyla bunu göstermelidir.
hakkını helal et eleştiriyorum ama bu hakaret değil sadece gördüğüm çelişkiyi belirtmek istedim.
TTK

[funda3307]

aslanderen40 demiş ki:

NECDET SEVİNÇ beyin konuyla ilgili yorumu: (tercüman gazetesi) "TEKRAR ediyorum ve iddia ediyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi dahil, hiçbir makam mukaddes vatan topraklarını ecnebilere satma yetkisine sahip değildir. Satıyorsa onda millet fikri yok demektir! Vatan fikri yok demektir! Bayrak fikri yok demektir! Bağımsızlık fikri yok demektir! Devlet fikri yok demektir! Çünkü devlet ancak toprakla mümkündür. Toprağınız yoksa, devletiniz de olamaz! İtibarınız da olmaz! Şeref ve haysiyetiniz de olamaz! Devletiniz olmayınca Afganlılar gibi, Filistinliler ve Iraklılar gibi itin kopuğun ayakları altında ezilmekten kurtulamazsınız! Binlerce yılda oluşan bu tarihi birikim, her Türk evladında bir şuur olarak yaşadığı halde, Türklük ile sorunu olanlar Türk topraklarını satışa çıkardılar. Şu lafa bir bakın lütfen... Satışa çıkarmışlarmış ama mütekabiliyet esasını da getirmişlermiş... Mütekabiliyet... Yani karşılıklılık. Gavur size vize vermiyor ki toprak versin be adam! Yunanistan; muhtemelen İstanbul'da kurulması planlanan Rum Ortodoks Devleti'ne tahsis etmek için Galata ve Fener'de yüzlerce gayrimenkul aldı. Fakat siz Yunanistan'da mezar bile alamazsınız! Yunanistan; eğer Yunan ırkının evladı değilse, kendi vatandaşlarına bile toprak satmaz! Alman da satmaz! İngiliz de satmaz! Ötekiler de satmazlar. Ama biz mütekabiliyet palavrasıyla uyutuluruz. Siz Ermenistan'dan toprak satın alamazsınız. Fakat bir devlet kadar zengin olan diaspora Ermenileri, ya şahsen veya şirketi adına parayı bastırıp Kars'ta veya Van'da büyük topraklara sahip olabilirler. İsrail'de de toprak alamazsınız. Recep Tayyip'ten kart, Abdullah Gül'den selam götürseniz bile toprak vermezler size. Ama İsrail bizim toprağımızı alır. Böyle devlet idaresi olur mu hiç? Yalnız Cumhuriyet tarihinin değil, Türkiye Tarihi'nin en büyük yatırımını yaparak suya kavuşturduğumuz Harran'ın yüzde kaçının Yahudiler'in eline geçtiğini bilen bir makam yok Türkiye'de! Oysa toprağa ve suya ihtiyaç duyduğu için GAP'la ilgilenen Yahudi Devleti'nin Güneydoğu'dan İsrail'e göçen soydaşlarını tekrar Urfa'ya yerleştirdiği yazılmıştır. İsrail ajanlarının, Harran İlçesi'nde yaşayan Yahudi ve Ermenileri toprak almaya teşvik ettiği yazılmıştır. Bazı kişilerin Urfa - Mardin yolu üzerinde İsrail adına arazi aldığı yazılmıştır. Şaron adında bir Yahudi'nin, başkaları adına Urfa- Akçakale- Harran üçgeninde 476 parça arsa aldığı yazılmıştır! İstanbul'un Osmanbey semtinde ikamet eden, Urfa nüfusuna kayıtlı, karısı Yahudi olan bir Yahudi dönmesinin Urfa'daki vakfı üzerinden İsrail hesabına büyük topraklar aldığı yazılmıştır. Bu dönmenin Mossad ajanı bile olabileceği yazılmıştır. Hasan Taşkın, istihbarat raporlarını derleyip, kitap bile yazmıştır bu konuda (H). Fakat bütün bunlara rağmen GAP'ın yağmalanması önlenememiştir! Sahip olmak için halen kan döktüğümüz toprakların ecnebilere satılmasına imkan veren kanun iptal edilmediği takdirde bu yağma devam edecek, bir süre sonra da GAP'ta Türk-İsrail egemenlik savaşı başlayacaktır! Tıpkı Filistin'de olduğu gibi!

Necdet Sevinç üstadımla geçen hafta bizzat bir toplantı da görüştüm söylediği bir cümle var ki onu sizinle paylaşmak istiyorum çünkü çok etkilendim aynen şöyle söyledi:BÖLÜNÜCEK SÖZLERİNİ ARTIK TEKRARLAMAYIN BANA ZATEN BÖLÜNDÜ!!!!!.......................
evet ne denir ki Diyarbakır'a kürdistanın başkenti diyerek AB den bile gelenler var ya.............................biz hala mı görmüyoruz?.........