Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - NECİP FAZIL KISAKÜREK USTADIM, BİZİ AFFET
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Cum May 27, 2005 7:38 am    ileti konusu: NECİP FAZIL KISAKÜREK USTADIM, BİZİ AFFET Alıntıyla Cevap Gönder

Sayın Ülküdaşlarım;

Bu hafta Ustad Necip Fazıl KISAKÜREK'in doğum (100.) haftasıydı.

Ayrıca ölüm yıdönümüydü.

Bekledim, Genç Ülküdaşlarımdan. Ancak bu sitede ÜSTAD'la ilgili hiç bir yazıya rastlamadım.

Allah Rahmet eylesin, Üstadım. Sana Rahmet dilemek benim gibi acz kullara kaldıysa, durum gerçekten ciddi demektir.

Vasiyetinden hatırımda kalan birkaç söz:

*Bana mevlit okumayın, sadece KUR'AN
*Namazıma, inanmayan hiç kimse gelmesin.
*Merasimde rütbeli kimse istemiyorum.
*Merasimimde "kimliğimi" belirten hiç bir konuşma yapılmasın
*Beni sevenler bana sevabı bağışlanmak üzere 1 günlük kaza namazı kılsınlar

Arzusu: Şeyhının ayakları altına gömülmek ve ahirete kadar O ayakları öpmekten başka muradı yok.

"Olmasın son günümde çelengim, top arabam,
Alsın götürsün beni, tam inanmış dört adam.
N. Fazıl Kısakürek

MUHASEBE

VE

SAKARYA
Şiirleri her Ülkücü tarfından okunmalı ve çok iyi anlaşılmalı ve anlatılmalıdır.
"Çile" her ÜLKÜCÜ de mutlaka olması gereken bir kitaptır.

RUHUNA FATİHALAR USTADIM...

Bizi bağışla, Seni hatırlayamadık, işlerimiz çok, düşman kav'i, talih zebun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
selcen-mutlu
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 5
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cum May 27, 2005 8:26 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"BU NASIL BİR DÜNYA HİKAYESİ ZOR
MEKANI BİR SATIH ZAMANI VEHİM
BÜTÜN BİR KAİNAT MUŞAMBA DEKOR
BÜTÜN BİR İNSANLIK YALANA TESLİM"

Yalanlar içindemi oyalanıyoruz üstadım..gösterdiğin yoldan saptık mı
seni hakettiğince anamıyoruz...ama umutsuzluğuma yine sen cevap veriyorsun...

"MEHMED'İM SEVİNİN BAŞLAR YÜKSEKTE !
ÖLSEK DE SEVİNİN EVE DÖNSEKTE!
SANMA BU TEKERLEK KALIR TÜMSEKTE!
YARIN ELBET BİZİM EBED BİZİMDİR!
GÜN DOĞMUŞ GÜN BATMIŞ EBED BİZİMDİR"

Başımız daha dik seni anabilmek duasıyla...
RUHUN ŞAD OLSUN!......
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Cum May 27, 2005 11:06 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ellerime uzanan dudakları tepeyim;
Allah diyen gel, seni ayağından öpeyim!

N. Fazıl Kısakürek.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Cmt May 28, 2005 6:38 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Muhasebe

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!
Bakmayın tozduğuma meşhur Babıalide!
Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide.
Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?
Evet, kafam çatlıyor, güya ulvi hastalık;
Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.
Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.
Üstün çile, dev gibi gelip çattı birden! Tos!!
Sen cüce sanatkarlık, sana büsbütün paydos!
Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle...
Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç
Genç adam, al silahı; iman tılsımlı kılınç!
İşte bütün meselem, her meselenin başı,
Ben bir genç arıyorum, gençlikte köprübaşı!
Tırnağı en yırtıcı hayvanın pençesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,
Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;
Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!
Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
İçimde homurtular, inanma diye gülen...
İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?
Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,
Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;
Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!
Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...
Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım!
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!
Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak!
Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;
Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Mavalları bastırdı devrim isimli masal.
Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin;
Allah kuluna hakim, kulları heykellerin!
Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılapta!
Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!
Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!
Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak?

1947

Necip Fazıl Kısakürek |
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
tevhitgulseven
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: May 11, 2004
İletiler: 21

İletiTarih: Cmt May 28, 2005 6:50 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK'e Allah'dan rahmet diliyorum ve güncelliğini kaybetmeyen ölümsüz şiirini Arkadaşlarım'a ölüm yıldönümünde armağan ediyorum.


Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında halâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..


Necip Fazıl Kısakürek
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pts May 25, 2009 8:35 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder







Ülkücüler Necip Fazıl'ı unutmadı







Necip Fazıl Kısakürek, ölümünün 26. yıldönümünde anıldı.

Antalya Ülkü Ocakları'nın Necip Fazıl Kısakürek'in ölümünün 26. yıldönümü ile ilgili yayınladığı basın bildirisi şu şekilde:

Türk İslam davasının önemli şahsiyeti Necip Fazıl Kısakürek'i vefatının 26. yılında rahmet ve minnetle anmaktayız.

Ölümünün üzerinden 26 yıl geçen Necip Fazıl Kısakürek bizlere yüzlerce eser bıraktı. O sadece sanat ve edebiyata bağlı kalmadı. Büyük Üstat 'Çöle inen nuru' yazarak Peygamber Efendimizin hayatını ele alıp Hz. Muhammed'i genç kuşaklara sadece öğretmeyip onu sevdirip daha iyi anlaşılmasını sağladı.

Necip Fazıl Kısakürek kimdir? Maraş'lı bir soydan gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti. İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal, Ahmet Hamdi(Akseki),İbrahim Aşki gibi isimler vardı.

İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu. Paris'te geçen bohem günlerinden sonra, Türkiye'ye dönüşünde Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı. Bir Fransız Okulu, Robert Kolej, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı(1939-43).Sonraki yıllarında fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı.

Şairliğe ilk adımını on yedi yaşında iken, annesinin arzusuyla başladı ve ilk şiirleri Yeni Mecmua'da yayımlandı. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra, Paris dönüşü yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta çağdaşı şairlerin en önüne çıkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlık ve heyecan uyandırdı. Henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayı sürdürdü.

Necip Fazıl'ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar önemli yönü, çıkardığı dergilerle düşünce hayatımıza kattığı zenginlik ve bu dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadeledir. Haftalık Ağaç dergisi(1936,17 sayı) dönemin ünlü edebiyatçılarının toplandığı bir okul olmuştur. Büyük Doğu dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi,163. maddeye aykırı bulunan yazıları ve kimi zaman da bulunan bahanelerle birkaç yılda bir hapse mahkûm oldu. Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır. Sık sık kapatılan ve çeşitli bahanelerle toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı. Büyük Doğu'da çıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandı.1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde verdiği konferanslarla büyük ilgi topladı. Başta İdeolocya Örgüsü (1959) olmak üzere düşünce eserleriyle kültür hayatımıza verdiği büyük hizmet, diğer tüm yönlerini bile geride bırakacak üstünlüktedir.

1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, 'İman ve İslam Atlası' adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981),Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almış beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) unvanını kazanmıştır.

Büyük Üstat Necip Fazıl'ı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, ruhu şad, mekânı cennet olsun.


Etikhaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Sal May 26, 2009 4:06 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ÜSTAD ımzın RUHU şad olsun mekanı cenent olsun,
geriye çok önemli fikriyat ve eserler bıraktı,her sözü,her kitabı geleceğe bir ışık niteliğindedir,bütün ÜLKÜCÜ gençlere NECİP FAZIL KISAKÜREK anlatılmalı sevdirilmeli ve hissettirlmelidir,onun yolu TÜRK-İSLAM yoludur,ne DİNSİZ bir TÜRK nede SOYSUZ bir MÜSLÜMAN dı İKİSİNİDE layıkıyla yaşayan gerçek bir TÜRK aydınıydı,yolu yolumuzdur.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Sal May 26, 2009 8:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Güneşi ceplerinde kaybetmiş topluma oluş sırrını anlatma gayesi, benim olmadığım yerde kimse yoktur düsturu doğrultusunda tavrı Müslüman-Türk’ten yana olan Üstad Necip Fazıl’ı nur silsilesine katılmasının 26. yılında dua makamında anıyor ve arıyoruz.

Türk’ün madde cezaevinde mevkufluğu karşısında yırtınan, çatlayan; madde tevkifinden kurtulma çaresi filizlenen gençliğin önderlik liyakati Üstad Necip Fazıl hayatının ikinci evresinde nur akan çeşmesinden bu gençliği batılılaştırma hevesiyle ruh planında ebedi helak mahkûmiyetine karşı hücrelerde hücrelerine kadar çile çekerek, çile çekilmeden olunmaz düsturunca Müslüman-Türk tavrıyla mücadele vermiştir.



Bütün moda saçmalığına, onun gibi olmanın çağdaşlık olduğu çağdışlılığına ve kınanmaya inat, hayat ölçüsünü Allah’ın âlemleri “O”nun yüzü suyu hürmetine yarattığı biricik Resul’üne göre şekillendiren ve hakikati bunda bulan Üstad Necip Fazıl, bütün manevi kanalları lif lif yolunan, kökü ezelde ve dalı ebede olan varlığı hiçe sayılarak dalsız ve köksüz küflü bir kütüğün peşinde koşturulan, öz değerleri cımbızlanıp başkaları gibi oldurulmaya çalışılan, Müslümanlığın yobazlık, Türkçülüğün kafatasçılık olarak atfedildiği, bir zamanlar Allah rızası için ilim tahsil edilip abdestsiz girilmediği ama şimdi başörtülü bacılarının girdirilmediği okullarda okutulan gençliğe manevi fikirleriyle nazar etmeye çalışmış, gençliğin fikir kanalarındaki zehirli tesiri tahliye ederek asıl görevinin Anadolu’da düşen sancağı geri kaldırma mecburiyetinde, memuriyetinde ve mahkûmiyetinde olması gerektiği şuurunu oluşturmuştur.



Her anında Türk milletinin yeniden ayağa kalkması için mücadele veren ve bu mücadeleyi en çok övülmüş, en şerefli kişi Resulullah’ın(SAV) eteğine tutunup ondan başka sığınak tanımayarak gerçek Müslümanlığın mümin zindanı mabedinde marka Müslüman’ı değil, Güneş’i yeniden Dünya’yı aydınlatacak Müslüman olunması gerektiğini, bu ulvi amacı gerçekleştirmek için genlerinde kodlanmış Allah’ın bahşettiği teşkilatlanma özelliğiyle bu amaca uygun stratejiyi geliştirip gerçek kahramanlık şiarıyla hareket ederek özlediğimiz geleceğin “dağları birer kazık gibi oturttuk” kelimetullahındaki gibi sağlam temelleri üzerine inşa edecek gençliğin pusulası, mihenk taşı konumundadır, Necip Fazıl.



Gece yatağına uzandığında “Bugün Allah için ne yaptım?” sorusunu nefsine sorup, iç muhakemesini yaparak, Resul-u Ekrem’in(SAV) işaret ettiği “büyük cihat” anlayışıyla öz benliğinde “oluş sırrını” bulan, kendini gerçekleştirmeden değil vatan, ev bile düzeltilemez şuuruna sahip; nefsini mazlum karşısında uyutan, zalim karşısında ejderhaya dönüştüren; kısır çekişmeleri, şahsi çıkarları, ucuz iftira ve dedikoduları hayatının tek derdi haline getirenlere umursamaz ve kararlı yüz ifadesiyle: “Siz senaryosunu yazdığınız filmde en iyi yardımcı erkek rolü dalında ödül almak için birbirinizi ezerken, bizler Anadolu büyüklüğündeki dava taşı sırtımızda –Allah insana kaldıramayacağı yük vermez sözüne sorgusuz teslim olarak- gediğine koyma liyakati, heyecanı ve idraki içinde olanlarız.”



Bize, şeytanın görünce yolunu değiştirdiği Hz Ömer’e “seni kılıcımızla düzeltiriz” diyen sahabenin cesareti ve eleştiri hakkıyla; dermanı bal olan gence, o gün bal yedi diye kırk sonra “bal yeme” diyerek kendinin yaptığını başkasına “yapma!”, yapmadığını da “yap!” demeyerek müşriklik yapmanın zerresinin katrilyondan birinden Allah’a sığınan Hz Mevlana’nın anlayışı arasındaki ince çizgiyi öğretmiştir.



Damarlarına pompaladığı maneviyatla eski sağlıklı ve güçlü günlerine dönmesini amaçladığı Allah’ın seçtiği kurtulmuş milletin motor kuvveti gençliğin yol haritası Üstad Necip Fazıl, ülkücü hareket tarihinde kalplerde ayrı bir yeri olmuştur. Türk-İslam ülküsünün manevi yönünde anılan Üstadın “Çöle İnen Nur”u okudukça ülkücünün kalbinde manevi hal zuhur etmiş, DNA’sına işlemiş İslam’ın bayraktarlığı manevi haliyle birleşince büyük bir cezbeyle “Allahuekber” nidalarıyla arşı titreterek o mübarek “Oluş Sırrını” bulmuştur.



Fikriyatı, aksiyonu, tüm benliğiyle ülkücü hareketin fikir ve dava adamlarından N.F.K. vatanımızın kurtuluşu için beklediği neslin “Ülkücü Gençlik” olduğunu beyan etmiş ve bu gençlik için mücadelesini sürdürmüştür. Üstad Necip Fazıl bize dava derinliğinde boğulmayı öğretmiş, çile çekmeyi sevdirmişti. Yanmadan, pişmeden olunmaz düsturunca zindandaki Anadolu’nun kır çiçeklerinin bağrına hayat suyu taşımıştır.



Üstad Necip Fazıl Başbuğumuz ve Partimiz için yazdığı yazının son satırında ulvi zekâ ve kalbin birleşmesiyle şu sözleri yazmıştır:





“İçi alev alev Müslüman, dışı pırıl pırıl Türk ve içi dışına hâkim, dışı içine köle, yeni Türk neslinin maya çanağı olmak ehliyeti hangi topluluktaysa ben oradayım.

Allah’ın inayeti ve Resulünün ruhaniyeti bu yoldakilerin üzerinde olsun”





Sen ucu Allah’a bağlı nur halkasında iken biz de “kişi sevdiğiyle beraberdir.” Sözü düsturunca Allah için seni seven, fikriyatını idrak edebilmiş neferler olarak Hakk’a yürüyüşünün ardından seni bir kez daha rahmetle anıyoruz. Yolun yolumuzdur…





“Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun:

Ötelerden habersiz nizama lanet olsun!...”
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1