Bozkurt NET

[reisim25]

Kanunlar, insanların kendi aralarında barışı, güvenliği sağlamak için çıkarılmışlardır.
Kanun; toplumun hak- hukuk güvencesi içindir.
Haksızlık yapmak; zulüm olarak tabir edilir.
Yaşayan insanların can, mal, namus güvenliğini korumak devletin görevi olduğu gibi, vatandaşlarında can, mal ve namuslarının korunması en tabii haklarıdır.
Ülke yönetenlerinin arkalarında onlarla ifade edilen korumaları varken; vatandaştan kendisini sadece Allah’tan koruması için dua etmesi istenmiştir.
Gerçi insan tarafından korunanı da korunmayanı da Allah korur; ancak sadece seçilmişleri korumalarla korumak, vatandaşı koruyacak hassasiyetten uzak durmak adil değildir, zulümdür!
İnsanları suçluya, suçu caydırıcı ceza vererek koruyabilirsiniz!
Yıllarca Türkiye’ye musallat olan terör belası otuz binin üzerinde vatandaşımızın ve altı bine yaklaşan kahraman güvenlik görevlilerimizi katletmiş olmasının asıl sebebi; katledenlerin cezalarını çekmemiş olmalarıdır.
Burada düz mantık kullandığımızda; kanun ve yasaları teröristi-katili idam etmemek üzere ayar edenler vebalde kalmışlardır.
Bugün ABD idam yasalarını terörist ve katiller için hayatta sımsıkı tutarlarken; biz her zaman duygusallığı ve hümanizmi ön planda kalkan olarak kullanan ve arka sahnede her türlü kan dökmekten çekinmeyen terör mucidi AB ülkelerini emsal alarak, idam cezasını kaldırdık!
AB ülkeleri zenginliklerini sömürdükleri, kan ve mallarına sahip oldukları Müslüman ülkelere borçludurlar.
İnsan öldürmeyi iş ve meslek haline getirmiş insanlar, insanın en değerli ve her türlü hakla korunmaya alınmış kutsal olarak bildirilen, bilinen canına kıymaktadırlar. Canlara kıyanların psikolojileri, davranışları hiçbir şekilde sağlıklı psikolojiyle, hakka uygun yaşamaya çalışan insanlarla aynı fotoğrafta yaşatılmaya uygun değildir.
İnsan öldürmeyi, korunması gereken ve bir defa verilmiş olan “can” hakkını insanların elinden alanlar; bu hakkı kullandıklarında kendi “can” haklarıyla bunu ödeyeceklerini bilmelidirler. Bildikleri takdirde can almaya cesaret edemeyeceklerdir.
Eğer ki biz; 1983’den beri cinayet işleyen teröristleri idam etseydik, bugün şehit ve kayıp ve tablomuzdaki kırkbin insanımız muhtemelen halen aramızdaydılar.
Ve bugün organlarını çalmak için öldürmek, cinsel tacizlerin izlerini yok etmek için öldürmek, şehir eşkıyalığı yapmak, para kazanmak için diğer insanları çeşitli şekillerde yok etmek, tuhaf ve hiçbir dinde olmayan “töre” cinayetleri “idam cezası olsaydı” hayatımızda olmayacaklardı.
İran’a gitmemek için Türkiye’ye teslim olan teröristler, İran’da idam cezası uygulandığını, idamdan kaçtıkları için Türkiye’ye teslim olduklarını söylemektedirler. Bu durum İran halkı için sevindirici olurken, Türk Milleti için ise düşündürücüdür.
Maktullerin yakınlarının kahrolduğu, katillerin mutlu olduğu idam cezasının uygulanması, hayata yeniden geçirilmelidir. Duygusallıkla katilin hakkını düşünen çarpık zihniyetli AB’li, desteklediği terör örgütleri sayesinde (başta PKK) can almaya devam etmektedir.