BİR VE BERABER OLALIM DA, NASIL?

Toplumda içinde en çok telaffuz edilen şeylerden biri de "BİRLİK VE BERABERLİK"tir. Bizim için de bunların önemi çok büyüktür. Bir milletin, madde ve manada kalkınması için; o milleti teşkil eden fertlerin;" BİR OLMASI, İRİ OLMASI VE D İRİ OLMASI" lazımdır. Eğer milletleri meydana getiren fertler FİKREN, RUHEN VE BEDEN güçlü değil iseler, o toplumun "BÜYÜK MİLLET- GÜÇLÜ DEVLET noktasına yükselmesi oldukça zordur..

Millet fertlerini bir araya getirecek ve onları içerde dışarıda sağlam kılacak bir takım hususlar vardır. Bunlardan biri de, karşılaştığımız da birbirimize"SELAM" verdikten veya selamı aldıktan sonra güler yüz gösterip elinden tutmak yani müsafaha etmektir. Çünkü selam vermek,iletişim kurmayı, (göz göze, gönül gönüle gelmeyi) sağlar. Güler yüz gösterip, Allah için el sıkışmakta yürekler arası gönül köprüsünü kurmak için yardım eder.
Ve böylece, BİR OLMANIN, İRİ OLMANIN VE DİRİ OLMANIN ilk adımı gerçekleşmiş olur.

Cihan Peygamberi, bir yerden geçerken eğer çok acele işi yoksa, selam verdikten sonra karşılaştığı kişilerle el sıkışır, hal-hatır sorar ve çok tatlı bir çehreyle bakıp ve öylece ayrılırdı. O´nun bu mütevazı hareketi etrafındaki insanları çok sevindirir onları bahtiyar eder, saygı ve sevgilerini kat k at artırırdı.

Aziz okuyucu,"büyüklük, başkasını küçük görmekle değil, küçük olsun, büyük olsun, fakir veya zengin olsun insanlara değer verip, onlardan biri olmayı prensip edinmek ve herkese (bulunduğu seviye ve derecesine göre) kıymet verip ilgi göstermektir. Tarihte sayıları pek az olan ilim irfan adamları, hep böyle bir tevazu içinde bulunmuşlar ve içinde bulundukları topluma değer verip onlardan biri gibi davranmışlardır. Peygamberlere gelince, halktan biri olmak, onların değişmeyen yolu ve ölçüsüdür."

Zannedildiği gibi, insanların birbiriyle iletişim kurup, kardeşlik ve dostluk bağlarının güçlenmesi için, bu konuda kelimeler tek kaynak değillerdir. Kaldı ki,. "SÖZCÜKLER ÇOK ZAMAN YANLIŞ ANLAŞILMALARIN KAYNAĞI DA OLABİLİRLER." denilmiştir.

BİRBİRİMİZE GÜLÜMSEMEYLE, EL SIKMAYLA, KUÇAKLAŞMAYLA, GÜLMEYLE, GÖZ TEMASIYLA, DOKUNMAYLA, SARILMAYLA, BAĞRIMIZA BASMAYLA ve daha bir çok sayıda jestlerle de konuşuruz. Bunlar da başlı başına bir dili meydana getirir.
Bazıları şöyle derler: "SÖZCÜKLERDEN DAHA YÜKSEK SESLE KONUŞ." Kadın yada erkek olsun, bir kişi elinizi sıkınca onun hakkında müspet-menfi bir çok şey hissedebilirsiniz. Bir kucaklaşma da sizden muhatabınıza ve muhatabınızdan size pek çok mesaj getirir ve götürür. Bir bakış bile, bir anda binlerce sözcüğü telkin edebilir. Buna mukabil pek azımız, bu "sözsüz mesajların" gücüne saygı gösteririz. Bu hareketlerin bize, başkaları için neler söylediğini de maalesef düşünmeyiz veya düşünmek istemeyiz.

İSLAM HİKMET DİNİDİR.
Evet, efendim, bilindiği gibi," İslam hikmet dinidir." Gerek dini emirlerin ve gerekse ilahi yasakların ve tavsiye niteliği taşıyan her bir hareketin hikmeti vardır. Bu itibarla,"o, niçin haram? diye sorulduğunda, "haram işte" diye işin içinden sıyrılamazsınız. Yasak edilmiş olmasının, neden ve niçinler muhakkak izah edilmelidir. Sevaplar da da aynı şey yapılmalıdır ki," yasak" ve"sevap" kavramlarındaki "hikmet" anlaşılmış olsun.

Cenab-ı Mevla Kerim Kitabında:"RABBININ YOLUNA (İslam Dinine) HİKMETLE VE GÜZEL ÖĞÜTLE ÇAĞIR..."(Nahl s.125.) buyurmaktadır. Demek oluyor ki, haram-helal; cennet- cehennem demekle hiçbir şeyi halletmek mümkün değil. Ne var ki, biz, öteden beri, yüce dinimizi böyle tebliğ(!?) etmeye çalıştık.Sizin anlayacağınız, cennet ve cehennem arasında gittik geldik. Ne yazık ki, niçinler ve nedenler bizi pek fazla alakadar etmedi..

Malum, EL SIKMAK Sünnettir. Yani, şanlı Peygamberimizin (mümkün mertebe) terk etmediği davranışlardan biridir. Biz, biraz önce bunun hikmetini (gerekçesini) kısaca izah etmeye çalıştık. Kim bilir bizim bilmediğimiz başka özellikleri de vardır. Sahanın uzmanları, müsafaha da bulunmanın otuzdan fazla faydasından söz etmektedirler. Muhakkak, el sıkışmanın da kendine mahsus adabı (şekli-şümulü) var. Bunun tarifi; EL ELE, GÖZ GÖZE VE YÜREK YÜREĞE gelmesidir. Ancak böyle yapmakla, beklenen netice elde edilmiş olur.." Adet yerini bulsun"diye yapılan hiçbir işte, hiçbir hayır yoktur! Değerli dostlar. Her bir işimizi ve her hareketimizi ihlasla , yani içten gelen samimi duygularımızla ortaya koymalıyız. Lütfen, inanın bana, hayatımızda ihlasın önemi, tahmin ettiğimizden çok çok daha büyüktür. Bakınız bu konuda Cihan Nebisi ne buyuruyor:

"CAHİLLER HELAK OLDU, ALİMLER MÜSTESNA; ALİMLER DE HELAK OLDU, ILMİYLE AMEL EDENLER MÜSTESNA; İLMİYLE AMEL EDENLER DE HELAK OLDU; ANCAK İHLASLA AMEL EDENLER KURTULDU."(Buhari)

EL SIKIŞMANIN FAZİLETİYLE İLGİLİ HADİSLER:

"HERHANGİ İKİ MÜSLÜMAN KARŞILAŞIR DA EL SIKIŞIRLARSA, HENÜZ BİRBİRLERİNDEN AYRILMADAN MUTLAKA BAĞIŞLANIRLAR."(Tirmizi)

Ebu Davud´un rivayetinde ise şu fazlalık bulunuyor:" İKİ MÜSLÜMAN KARŞILAŞTIKLARI ZAMAN EL SIKIŞIR, ALLAH´A HAMDEDER VE İSTİĞFARDA
BULUNURLARSA, İKİSİ DE BAĞIŞLANIRLAR.""

"ŞÜPHESİZ Kİ MÜ´MİN, MÜ´MİN İLE KARŞILAŞINCA, SELAM VERİR, ONUN ELİNİ TUTUP MÜSAFAHADA BULUNURSA, AĞAÇ YAPRAKLARI(sonbaharda) NASIL DÖKÜLÜRSE, ONLARIN DA GÜNAHLARI ÖYLECE DÖKÜLÜR."(el- Efsat)

"ŞÜBHESİZ Kİ, İKİ MÜSLÜMAN KARŞILAŞTIKLARI ZAMAN EL SIKIŞIR, BİRBİRİNİN HAL VE HATIRINI SORARSA , ALLAH ARALARINA YÜZ RAHMET İNDİRİR. DOKSAN DOKUZU, YÜZÜ DAHA BEŞÜŞ DAHA MÜTEBESSİM VE KARDEŞİNİ DAHA İYİ, DAHA GÜZEL SORANA
AİTTİR."(Teberani)

"EL SIKIŞIN Kİ SİZDEN KİN VE NEFRET GİTSİN; HEDİYELEŞİP SEVİŞİNİZ Kİ, DÜŞMANLIK VE AYRILIP BÖLÜNME GİTSİN." (İmamı Malik)

Copyright © Bozkurt NET Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2003-01-02 (2516 okuma)