Önceki Yazıları
Yazar ile iletişime geç
SAHİP OLDUĞUMUZ HERŞEYDEN VERECEĞİZ
İnsan, madde ve manadan müteşekkil bir varlıktır. Bu itibarla "İNSANI-I KAMİL" (mükemmel insan) olabilmek için; ruh ve beden dengesini çok iyi ayarlamak lazımdır. Bunun yolu da, her ikisini fıtrata -yaratılışa-uygun bir şekilde beslemektir.
Günümüz insanının bu derece maddeleşmiş olması, doğrusu bizi korkutmaktadır. Haliyle böyle bir toplumda, ruh ve beden dengesini kurarak yaşamak gerçekten de çok zor!
Adam, daha fazla yemek-içmek için, ikide bir istifra ediyor. Öbür tarafta ise; et niyetiyle manda derisi çiğneyenler var." Ne olur, hiç olmazsa yediklerinizden arta kalanını olsun, şu çaresiz insanlara veriniz," dediğinizde;" Bize yetmiyor ki, neyi verelim" diyorlar.
Demek oluyor ki, vermek, imkandan çok tıynet meselesi aziz okuyucu.
Biliyor musunuz, "YÜZ KİŞİYİ DOYURMAK ÜZERE YARATILAN NİMETİ, BİR KİŞİNİN ZALİM VE KUDURKAN TEKELİNDE TUTMAK; YARATILIŞ KANUNLARINA EN BÜYÜK ZULÜMDUR. BU ZULMÜN ÖNÜNE GEÇİLMEDİKÇE; İNSANLIĞIN HUZURA KAVUŞMASI BEKLENEMEZ!"
Vermek, eksiltmez, artırır. Yüce Mevla Kitabı keriminde; bire on, bire yüz... ve bire hesapsız vereceği hususunda teminat vermektedir. Cihan Peygamberi de;"HER GÜNÜN SABAHI İKİ MELEK GÖKTEN İNER VE ŞÖYLE DUA EDERLER:
BİRİNCİSİ: ALLAH`IM, ELİNDEKİNDEN BAŞKALARINA VERENE SEN DE VER.
ÖTEKİ;"ALLAH`IM, ELİNDEKİNİ CİMRİLİK EDİP TUTANIN MALINI TELEF ET."
(Tecrid,5/190)
Vermek, aynı zamanda, Yüce Halık`ın ahlaklarından biridir, Cenab-ı Mevla, insanoğlunu da vermek için yaratmıştır. Bu itibarla, O`nun bize verdiklerinden biz de O`nun muhtaç durumda bulunan kullarına verelim.
Maddeleşmiş bir cemiyette," vermek "denilince, ne yazık ki hemen akla para geliyor. Halbuki, vermenin bir çok kaynağı var. Para bunlardan sadece biridir.Kişi, neye sahipse; ondan verecektir. Yani parası olan parasından; bilgisi, sevgisi olan da bunları paylaşacaktır.
Kur`an terminolojisinin büyük üstadı RAĞIBI İSFAHANİ,infakı anlatırken:" maldan olabileceği gibi, bunu dışında kalan şeylerden de olabilir." diyerek bu noktayı aydınlatmıştır. Gerçekten de infakta bulunmak servet sahiplerinin tekelinde olmadığı gibi, sadece onlara hitap eden bir yükümlülük de değildir.. Kimin neyi varsa o, ondan infak edecektir. Bütün mesele Hz. Mevla`nın bize verdiği her türlü(maddi ve manevi) nimeti O`nun yarattığı (canlı-cansız) her şeyle paylaşmaktır. Bütün mesele bizden başkalarına hizmet ve yardım sunmaktır. Biraz öncel ifade edildiğimiz gibi, malı olan
malından, makamı olan makamından, bunlara sahip olmayanlar ise, manevi imkanlarından, mesela sabrederek, severek, tatlı konuşarak,... infak edecektir. Nihayet insanın bir şeyler vermek, bir hizmette bulunmak arzusu taşıması da bir infaktır. Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:
"BİR İYİLİK YAPMAYI GÖNÜLDEN İSTEYİP DE BUNU YAPAMAYANA CENAB-I HAK, O
İYİLİĞİ YAPMIŞ GİBİ KARŞILIK VERİR."
İnsana ve insanlığa faydalı olmak Kur`an-ı Kerim`in temel esaslarından biridir. Bu sebeple vermeden,paylaşmadan yaşamak insanca, İslamca yaşamak değildir asla!
Bizden öncekiler bunu, bir hayat felsefi kabul ettiler. O muazzez ecdadımız; hem maldan ve hem de candan dolu dolu verdiler ve bunu sadece ve sadece Yüce Allah`ın rızasını kazanmak için yaptılar. Lütfen inanın bana, o insanlar için para, "el kirinden" başka bir şey değildi. Zeruri ihtiyaçlarından arta kalanı mutlaka dağıtırlardı. Çünkü yüce Halık`ın emriydi bu..
Aziz okuyucu, ne yapıp yapıp,biz de nefsimizi vermeye alıştıralım. Vermek istediğimizde de,"EN SEVDİKLERİMİZİ" verelim. Bu yüce ahlakı, çocuklarımıza da sevdirelim. Bunun en güzel yolu ise, yaşayarak göstermektir.
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
