Bozkurt NET

Delikanli66 · Kıdemli Üye Kayıt: Apr 08, 2004 İletiler: 1042

"Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,
yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız!
Memleketi asıl aydınlığa boğacak
sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,
kıymetli olduğunuzu düşünerek
ona göre çalışınız. Sizlerden
çok şeyler bekliyoruz."
MUSTAFA KEMAL ATATURK.

http://www.meb.gov.tr/belirligunler/23nisan_2002/ana.htm

KUTLU OLSUN.

kadir45 · Site Yöneticisi Kayıt: Jun 03, 2004 İletiler: 3100

Büyük Atatürk'ün,dünyada eşi görülmemiş bir şekilde önem verdiği,ve çocuklara armağan ettiği bir bayramı hüzünle ve buruk olarak kutluyoruz.
Milli Egemenlik ile çocuk kavramını bir araya getiren bu anlayış,geleceğin çocuklar üzerine inşa edileceğinin çok anlamlı bir ifadesidir.Bu gün o bıcır bıcır ,minicik yavrular;geleceğin büyükleri ve bu milletin devamıdır.
Bundan 80 küsur yıl önce bu gerçeği kavrayan Atatürk;bu günün Türkiye'sinden çok daha ileridedir.Geçen onlarca yılda bir de biz yaptıklarımıza bakalım,ve kendimizle hesaplaşalım!Çocuk ölümlerinde birinci sıralarda bir Türkiye,sakat doğumlarda şampiyon Türkiye,zihni özürlü çocuklarda önde bir Türkiye,bağımlılık yapan maddeleri kullanmada;ortalama yaşın ilkokullara kadar düştüğü bir Türkiye,suç işlemede patlama yapan bir çocuk nesli;ki çetecilik,uyuşturucu,yaralama,cinayet olaylarına karışan çocuk sayısında patlama var,sokaklarda parklarda başıboş dolaşan,yatacak yeri olmayan Türkiye.Bunlar yetmedi.Her doğan çocuğun bilmem kaç milyarla borçla hayata başladığı bir Türkiye.Boşanan onbinlerce çiftten arda kalan problemli çocuklar.Davranış bozukluğu içerisinde onbinlerce çocuk.HALA ÇOCUK YAŞINDA ZORLA EVLENDİRİLEN,ÇOCUKLUĞUNU YAŞAYAMADAN ANNE OLAN ÇOCUKLAR.Taciz edilen,itilip kakılan çocuklar.
Sıralamayla bitmeyecek kadar kepazelik içerisinde,tükenişe,mahvoluşa giden bir toplum.
Değerli ülküdaşlarım.Sayısal değerler her zaman bir kıymet ifade etmez.
Hayat bir matematikten ibaret değildir!Bir rakamı,önüne sonsuz sayıda rakam edilmiş bir sayıdan çok daha değerlidir.Çünkü Allah bir dir.Burada bir rakamına; çok az,değersiz diyebilirminiz?Önemli olan rakamların oluşturduğu miktarların niceliği ve kalitesidir.Şu kadar nüfuslu Türkiye!Bu öğünülecek bir şey değildir!Önemli olan o sayının ne kadarının beden ve ruhen sağlam olduğudur!Biz bu gün milletimize sunduğumuz hayat şartları ile,bedenen ve ruhen sağlam bir nesil yetiştirebiliyormuyuz?Tabiat dengesini koruyarak,geleceğe yemyeşil cennet gibi bir vatan bırakabiliyormuyuz?Onlara Hür ,satılmamış bir vatan bırakabilecekmiyiz?
Onlara borçsuz,problemlerini çözmüş,topraklarını ve kaynaklarını yabancılara kaptırmamış bir Türkiye bırakabilecekmiyiz?İnsanlarını iyi eğitmiş bir Türkiye,Milli eğitimi çözmüş bir Türkiye bırakabilecekmiyiz?Geleceğe bırakılacak gerçek miras bunlardır!Ama millet ;çoluk çocuğuna ev,araba,arazi,nakit para,emekli maaşı bırakabilmenin peşindedir.Peki bu bırakılanlar bir Milletin köleliğini önleyebilir mi?Asla!Yarın o evlerde o arazilerde yabancılar oturacaktır.Millet köle olacaktır bunlar yapılmazsa!
Güçsüz,batık bir milletin insanları,hangi şartlara sahip olursa olsun;bağımsız kalmayı becerebilip bu sahip oldukları imkanlardan yararlanabilecekmi?Dışarıya kaçmayı çözüm kabul eden soysuz ve kansızları bir tarafa ayırırsak;peki bu devleti soyma faaliyetlerine olan bu suskunluk,bu partileri iktidara taşımak ne anlam ifade ediyor?Neden suskun bir toplum olduk?Bu ülkede gerçekleri gören,bu vatanı seven sadece %17 insan mı var?
Bayramlar festival ya da eğlence değildir.Bir milletin bayramları ister dini,isterse milli olsun onların gurur günüdür!İçinde bulunduğumuz hal ve gidişat,gururlanmayı değil,ezikliğimizi ifade ediyorsa;ha o bayramı kutlamışsın,ha Brezilya karnavalını!
Dini olsun,milli olsun ;bayramlarımız ,bu hesaplaşmaların yapılması için bir referans günleridir!Biz bu düşünceleri taşımıyor da olaya kutlanması zorunlu bir gün,ya da bir panayır şenliği süsünü veiyorsak,o günlerin bizim için sıradan bir günden hiçbir farkı yoktur.Deliye her gün bayram nasılsa!
Bize bu değerli bayramı armağan eden,Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun değerli dava ve silah arkadaşlarını,bu gün dolayısıyla saygı ve minnetle anıyor,bu uğurda kanını dökmüş şehit ve gazilerimizi hürmet ve tazimle selamlıyor,Allah'tan rahmet diliyor,büyük Türk milletini böyle anlamlı bir günde bir kez daha düşünmeye ve vicdanının sesini dinlemeye davet ediyorum!

Bedii · Özel Üye Kayıt: Aug 22, 2003 İletiler: 119

Aziz Dosttum Kadir Bey,

Bizimle paylaşmaya çalıştığınız doğru ve güzel düşünceleriniz için size teşekkür ediyorum.
Değerli eserlerinizi, gerçekten de özlemiştik....Bunu, sizden daha sık yapmanızı rica edeceğiz.
Başta zatıaliniz olmak üzere bütün Ülküdaşlarımın 23 Nisan Milli Hakimiyet çocuk Bayramlarını en samimi duygularımla kutluyor, TÜRK'ün MİLLİ HAKİMİYETİNİN ve ULUSAL BÜTÜNLÜĞÜNÜN ezelden- ebede kadar devamını cenab-ı HAKK'tan niyaz ediyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
ALLAH(c.c.)'a emanet olunuz.

Tanrı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin....

bozkurt_1312 · Tarih: Pzr Nis 23, 2006 11:22 am ileti konusu:

Tum ulusumuzun 23 nısan ulusal egemenlık ve cocuk bayramını canı gonulden kutlarım...Cocuklarımız bırer guldur..

kaganos · Tarih: Pzr Nis 23, 2006 12:03 pm ileti konusu:

kadir21 demiş ki:

Büyük Atatürk'ün,dünyada eşi görülmemiş bir şekilde önem verdiği,ve çocuklara armağan ettiği bir bayramı hüzünle ve buruk olarak kutluyoruz.
Milli Egemenlik ile çocuk kavramını bir araya getiren bu anlayış,geleceğin çocuklar üzerine inşa edileceğinin çok anlamlı bir ifadesidir.Bu gün o bıcır bıcır ,minicik yavrular;geleceğin büyükleri ve bu milletin devamıdır.
Bundan 80 küsur yıl önce bu gerçeği kavrayan Atatürk;bu günün Türkiye'sinden çok daha ileridedir.Geçen onlarca yılda bir de biz yaptıklarımıza bakalım,ve kendimizle hesaplaşalım!Çocuk ölümlerinde birinci sıralarda bir Türkiye,sakat doğumlarda şampiyon Türkiye,zihni özürlü çocuklarda önde bir Türkiye,bağımlılık yapan maddeleri kullanmada;ortalama yaşın ilkokullara kadar düştüğü bir Türkiye,suç işlemede patlama yapan bir çocuk nesli;ki çetecilik,uyuşturucu,yaralama,cinayet olaylarına karışan çocuk sayısında patlama var,sokaklarda parklarda başıboş dolaşan,yatacak yeri olmayan Türkiye.Bunlar yetmedi.Her doğan çocuğun bilmem kaç milyarla borçla hayata başladığı bir Türkiye.Boşanan onbinlerce çiftten arda kalan problemli çocuklar.Davranış bozukluğu içerisinde onbinlerce çocuk.HALA ÇOCUK YAŞINDA ZORLA EVLENDİRİLEN,ÇOCUKLUĞUNU YAŞAYAMADAN ANNE OLAN ÇOCUKLAR.Taciz edilen,itilip kakılan çocuklar.
Sıralamayla bitmeyecek kadar kepazelik içerisinde,tükenişe,mahvoluşa giden bir toplum.
Değerli ülküdaşlarım.Sayısal değerler her zaman bir kıymet ifade etmez.
Hayat bir matematikten ibaret değildir!Bir rakamı,önüne sonsuz sayıda rakam edilmiş bir sayıdan çok daha değerlidir.Çünkü Allah bir dir.Burada bir rakamına; çok az,değersiz diyebilirminiz?Önemli olan rakamların oluşturduğu miktarların niceliği ve kalitesidir.Şu kadar nüfuslu Türkiye!Bu öğünülecek bir şey değildir!Önemli olan o sayının ne kadarının beden ve ruhen sağlam olduğudur!Biz bu gün milletimize sunduğumuz hayat şartları ile,bedenen ve ruhen sağlam bir nesil yetiştirebiliyormuyuz?Tabiat dengesini koruyarak,geleceğe yemyeşil cennet gibi bir vatan bırakabiliyormuyuz?Onlara Hür ,satılmamış bir vatan bırakabilecekmiyiz?
Onlara borçsuz,problemlerini çözmüş,topraklarını ve kaynaklarını yabancılara kaptırmamış bir Türkiye bırakabilecekmiyiz?İnsanlarını iyi eğitmiş bir Türkiye,Milli eğitimi çözmüş bir Türkiye bırakabilecekmiyiz?Geleceğe bırakılacak gerçek miras bunlardır!Ama millet ;çoluk çocuğuna ev,araba,arazi,nakit para,emekli maaşı bırakabilmenin peşindedir.Peki bu bırakılanlar bir Milletin köleliğini önleyebilir mi?Asla!Yarın o evlerde o arazilerde yabancılar oturacaktır.Millet köle olacaktır bunlar yapılmazsa!
Güçsüz,batık bir milletin insanları,hangi şartlara sahip olursa olsun;bağımsız kalmayı becerebilip bu sahip oldukları imkanlardan yararlanabilecekmi?Dışarıya kaçmayı çözüm kabul eden soysuz ve kansızları bir tarafa ayırırsak;peki bu devleti soyma faaliyetlerine olan bu suskunluk,bu partileri iktidara taşımak ne anlam ifade ediyor?Neden suskun bir toplum olduk?Bu ülkede gerçekleri gören,bu vatanı seven sadece %17 insan mı var?
Bayramlar festival ya da eğlence değildir.Bir milletin bayramları ister dini,isterse milli olsun onların gurur günüdür!İçinde bulunduğumuz hal ve gidişat,gururlanmayı değil,ezikliğimizi ifade ediyorsa;ha o bayramı kutlamışsın,ha Brezilya karnavalını!
Dini olsun,milli olsun ;bayramlarımız ,bu hesaplaşmaların yapılması için bir referans günleridir!Biz bu düşünceleri taşımıyor da olaya kutlanması zorunlu bir gün,ya da bir panayır şenliği süsünü veiyorsak,o günlerin bizim için sıradan bir günden hiçbir farkı yoktur.Deliye her gün bayram nasılsa!
Bize bu değerli bayramı armağan eden,Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun değerli dava ve silah arkadaşlarını,bu gün dolayısıyla saygı ve minnetle anıyor,bu uğurda kanını dökmüş şehit ve gazilerimizi hürmet ve tazimle selamlıyor,Allah'tan rahmet diliyor,büyük Türk milletini böyle anlamlı bir günde bir kez daha düşünmeye ve vicdanının sesini dinlemeye davet ediyorum!

Değerli kardeşim

Bu güzel yazıyı tekrar okumak için alıntı ile cevap veriyorum...

Ne acıdırki... bir zamanlar DEVLET olarak ülkemizden kovduklarımızı...

Şu anda yine DEVLET eliyle içeri alıyoruz...

Acı ama gerçek...

Devletin başına gerçek TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN gelmesi dileklerimle..

saygılarımla.

Vuslatim · Tarih: Pzr Nis 23, 2006 5:05 pm ileti konusu:

Basın Açıklaması

23 Nisan 1920 tarihi Türk milleti için büyük önem taşımaktadır. Ulu Önder Atatürk ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni; umutsuzlukların, yoklukların ve güçlüklerin yaşandığı bir dönemde açması, geleceğimizi aydınlatan anlamlı ve önemli bir dönüm noktası olmuştur. Meclis'in açılması, kurtuluş hareketinin millileşmesini ve milli egemenliğe dayanan, tam bağımsız yeni Türk Devleti'nin kurulması yolunda atılan büyük bir adımdır.

Büyük uyanışını gerçekleştirerek, işgal girişimlerine başkaldıran Türk Milleti, Yüce Atatürk'ün önderliğinde yürüttüğü Kurtuluş Savaşı'yla, tarih sahnesinde büyük bir mücadele vermiş ve tüm dünyaya Türk Milletinin bağımsızlığından taviz veremeyeceğini göstermiştir. Büyük Millet Meclisi, hiçbir baskıdan etkilenmeden çalışmış, zor günlerin aşılmasında varlığıyla, milletimize güç vermiştir. Atatürk'ün önderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, büyük Türk Milleti'nin sesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusal egemenliğin vücut bulduğu, demokratik rejimimizin temel kurumudur. Ulu önder Atatürk'ün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı bu günü bayram olarak çocuklara armağan etmesi çocuklara verdiği değerin ve duyduğu güvenin en büyük göstergesidir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, dünyadaki çeşitli ülke çocuklarının katılımıyla kutlanan ilk ve tek çocuk bayramıdır. Çocuklar bir toplumun geleceğidir. Bizlere düşen görev geleceğimizin mimarları olan çocuklarımızı, milli ve manevi değerler aşılayarak, topluma faydalı bireyler yaratmaktır. Küreselleşmenin olumsuz etkilerinden koruyarak her bir çocuğumuzu tarih ve millet sevgisiyle yetiştirmeliyiz.

Hepinizin bildiği üzere son günler de okullarımızda yaşanan şiddet olayları toplumuzun geleceği olan çocuklarımızı negatif yönde etkilemektedir. Ülkücü gençlik olarak hiçbir şekilde yaşanan bu şiddet olaylarını tasvip etmemekte ve genç arkadaşlarımızı daha bilinçli davranmaları konusunda uyarmaktayız. Bu başta aileler olmak üzere tüm kurumlarımıza önemli görevler düşmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlar, tüm dünya çocuklarının huzur, barış içerisinde yaşamasını dilerim.

Harun ÖZTÜRK

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı

Vuslatim · Tarih: Pzr Nis 23, 2006 5:11 pm ileti konusu:

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Münasebetiyle
Yayınladıkları Kutlama Mesajı

Dönemin küresel güçlerinin paylaşmayı umdukları bir imparatorluktan, doğacak olan yeni Türk Devletinin müjdesi, bundan 86 yıl önce TBMM’nin kuruluşu ile tüm dünyaya duyurulmuştur.

Bu açıdan TBMM, yalnızca meşruiyetini ve iradesini milletten alan kurumsal bir yapı değil, aynı zamanda büyük Türk milletinin yaşama, var olma, bağımsızlık ve özgürlük coşkusunun temsil edildiği milli ruhun ifadesidir.

Atatürk ve milli mücadele kahramanlarının TBMM’ni ilanı ile, üç yıl sonra kurulacak olan Cumhuriyetimizin temelleri atılmış, bugünkü sınırlarımızın çizilmesi ile sonuçlanacak bir kahramanlık destanının işareti verilmiştir. TBMM’nin varlığı büyük milletimiz için umudun, Türkün düşmanları için ise hüsranın adı olmuştur.

Yurdun işgal altında olduğu, süngü ve silah tehdidinin sürdüğü bir dönemde kurulan bu meclis ile kahraman ecdadımız, milli birlik ve beraberliğin, müşterek mücadelenin ve ortak aklın silahtan ve savaştan da önemli olduğunu vurgulamıştır. Bu yöntem, benzer tehditleri yaşadığımız bugün de en çok ihtiyaç duyduğumuz mücadele şeklinin ipuçlarını vermektedir.

Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının TBMM’ni kurarken hedefleri, düşmandan arındırılmış tam bağımsız bir ülke, hür ve eğitilmiş bir millet ve öz kaynaklara dayanan bir milli ekonomi idi. Bu öncelikli hassasiyetler farklı tezahürleri ile ne yazıktır ki 86 yıl sonra yine karşımızdadır.

Bugün, yönetenlerin taviz ve teslimiyet anlayışı ile her geçen gün yeni ve farklı tehditlerin yöneldiği ülkemizde, milli bir duruşun ve Dünyayı Türkçe okuyuşun nasıl olması gerektiğinin izleri ilk mecliste ve onu oluşturan yüksek vatanseverlik duygularında saklıdır.

TBMM, çok ağır tarihi sorunların cereyan ettiği o dönemlerde nasıl ki çözümün ilk kaynağı olmuşsa, bugün için de her türlü bunalım ve darboğazdan çıkışın, silkinişin, uyanışın ve yükselişin yegâne kaynağı olmalıdır.

TBMM’ni 1920’de kuran ve Cumhuriyetle taçlandıran milli ruh, yalnızca o günün şartlarına cevap veren, tarihte kalmış bir yadigar değildir. Aynı bilinç, heyecan ve güç, bugün de benzer buhranların arasında kurtuluş ve yükseliş arayan milletimize yol gösteren bir ışıktır.

Aziz milletimiz tarafından liyakat takdir edilerek ehil, güvenilir, kudretli ve kararlı ellere teslim edilmiş bir TBMM, Türkiye Cumhuriyeti’ni lider ülke yapabilecek tek kudrettir. Bu nedenle milli irade dışı arayışlar, demokrasi dışı çağrışımlar milletimiz için asla bir çözüm reçetesi olamaz. Çare milli heyecanın temsilcisi, ilkeli ve inançlı kadroların işbaşına gelmesidir.

Milli iradenin tecelli ettiği, kuruluşunun 86. yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokrasimizin, milli devletimizin ve geleceğimizin de en büyük güvencesidir. Bu güvencenin toplumsal dayanağı ise pırıl pırıl çocuklarımızdır.

Bu bayram günü, bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, egemenlik kaynağının ilan edildiği tarihî bir gün iken, diğer taraftan yarının büyükleri, geleceğimizin teminatı çocuklarımız için bir kutlu şenliktir.

Büyük Atatürk'ün Türk çocuklarına armağan ettiği bu bayram, çağdaş yorumuyla artık dünya çocukları arasında da sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve bütün insanların barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşmasına Türkiye merkezli bir katkıda bulunmaktadır.

Bu vesile ile, 83 yıl önce bu kutsal vatanı ve Meclis’i emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’ü, dâvâ arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve rahmetle anıyor, başta onurlu geleceğimiz olan çocuklarımız olmak üzere, bayramın aziz milletimize ve çocuklarımıza kutlu olmasını diliyorum.

Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı

EgE · Tarih: Pzr Nis 23, 2006 5:57 pm ileti konusu:

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Cocuk Bayrami kutlu olsun.

Sebas · Tarih: Pzr Nis 23, 2006 6:50 pm ileti konusu:

Yüce Türk Milletinin Ulusal Bayrami Kutlu Olsun Nice Bayramlara Türkiyem !

sinan37 · Tarih: Pts Nis 24, 2006 9:42 am ileti konusu:

"ULUSAL EGEMENLİK BAYRAMINIZI KUTLAYAMIYORUM BUGÜN ULUSAL EGEMENLİĞİMİZ VARMI???

Bağımsızlık ve ulusal egemenlik uğruna milyonlarca can verdiğimiz değerlerimizin başında yer almaktadır. Ne hale geldik veya getirildik ki, onun devredilmesinin tartışıldığı bir ortamda sessiz sedasız durabiliyoruz. İstiklal Savaşı vererek kazandığımız bağımsızlığımızı, aynı milletlere devretmemizi istiyorlar. İşin garip tarafı, bunun Atatürkçülük adına yapılmasıdır. Bir bunlara, bir de Atatürk’e bakınız. Atatürk, 27 Ocak 1923 yılında İzmir’de annesinin mezarını ziyarete gider ve mezar başında şunları söyler: “ Annemin mezarının önünde ve Allah’ın huzurunda and içiyorum, bu kadar kan dökerek milletin elde ettiği egemenliğin korunması ve savunulması için, gerekirse canımı feda etmek vicdan ve namus borcum olsun”. (Atatürk,Din ve Din Adamları, Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, s. 14).

Bir yandan “milli egemenlik yılı” ilan eden, öte yandan milli egemenliği devretmek için çalışan akp’nin bu tutumunu anlamak ve izah etmek gerçekten zor. Ama bütün bunları, şimdilik bir kenara koyuyor ve şu soruyu soruyoruz. Sahi, akp’nin egemenliği devretme hakkı ve yetkisi var mı?
Ekonomisini ımfye dış siyaseti abdye iç siyaseti ise avrupaya devredilmiş bir ülkenin ulusal egemenliğinden bahsedilemez.

Aysel27 · Tarih: Sal Nis 25, 2006 12:37 am ileti konusu:

23 Nisan ulusal egemenlik ve cocuk bayramini dün hamburg da cok sayida Ülküdaslarimla beraber coskuyla kutladik.

Cocuklar icin hazirlanan etkinliklerden sonra , Mehter takimini gururla dinledik ve Mehter önde bizler arkada , 1 kilometre yürüyüste Hamburg sokaklarida BAYRAGIMIZ elimizde gururla yürüdük.

Sonra salona gecip diger etkinliklere gectik. AHMET SAFAK gibi cok degerli bir Ülküdasimizla tanisma ve görüsme serefine erismis bir Ülküdasiniz olarak söylüyorum ki , hayatimin en güzel günlerinden biriydi.

O cosku ve o yüregi vatan sevgisiyle dolu ülküdaslarimi görünce , dedimki kendi kendime ALLAH im sana ne kadar sükretsem az , yardimcimiz ol Ülküdaslarimi koru.

Ve ilk dakikadan itibaren bana verilen Canimiz Kanimiz o güzelim Bayragimizi nasil gururla tasidim ve dalgalandirdim bunu kelimelerle anlatamam.

ALLAH hepinizden razi ve yardimci olsun

sinan37 · Tarih: Sal Nis 25, 2006 11:42 am ileti konusu:

NEYİ KUTLADINIZ ALLAH AŞKINA !!!
--------------------------------------------------------------------------------

TÜRKÇE'ye ne kadar hakim olursanız olun, yönetimine talip oldukları devleti ecnebi bir mahkemeye şikayet eden adamlara mill” egemenliğin mana ve mahiyetini anlatamazsınız.
Ecnebi mahkeme kararlarını Yargıtay'ın hükmünden üstün görenlere de anlatamazsınız mill” egemenliğin mana ve mahiyetini.
Öyleyse söyler misiniz lütfen, yargıdan sonra, Türk Milleti'nin kendilerine tevdi ettiği yasama ve yürütme yetkisini de yabancılara devretmek için Meclis'e yeni kanun tasarıları sevk edenler neyi kutladılar dün?
İpini koparan her Avrupalı'nın, Türk başkentinde, Türkiye Cumhuriyeti'ne meydan okumasını, Türk Devleti'ni tehdit edip, Türk Milleti'ne hakaretler yağdırmasını emsali görülmemiş bir pişkinlikle sineye çekenler dün neyi kutladılar Allah aşkına?
Yahu daha düne kadar, karakollarımızın, hapishanelerimizin ve hatta mahkemelerimizin ecnebi müfettişlerce teftiş edilmesi lazım geldiğini telkin edip, durmuyor muydunuz siz?
Öyleyse hangi mill” hakimiyet bayramını kutladınız dün?
Ve hangi yüzle kutladınız?
Daha bir hafta önce, Türkiye Cumhuriyeti'ne isyan halinde olan o Diyarbakır akrebine destek vermek için gelen Alman kadanasının boynuna sarılıp, -mideniz nasıl kabul ettiyse- şapur şupur öpmediniz mi onu?
Müfettişe teftiş veren memur halet-i ruhiyesiyle öylesine bütünleştiniz, öylesine özdeşleştiniz ki, Türk Ordusu'na saldırıp, duran Lagendayk adındaki şu densiz herife haddini bildirecek bir babayiğit çıkmadı içinizden.
Dava açan da çıkmadı.
Atatürk'e saldıran küstah İngiliz hakkında da dava açılmadı.
Fakaaattt, Avrupa Birliği'nin bir başka komiseri 'Orhan Pamuk davasını düşürmezseniz AB'ye giremezsiniz' deyince; ondan bundan ödül almak için Türk Milleti'ni cani ilan eden bu nankör yazar hakkındaki dava düşürülüverdi!
Elin ecnebisi mahkemelere bile müdahale edebiliyor kimin mahkum edilip, kimin salıverileceğini yabancılar tarafından kararlaştırılıyorsa bağımsızlıktan bahsedilebilir mi hiç?
Memleketi sömürgeye çevirdiniz, sömürgeye!
Maliye'yi IMF'ye teslim edeceksiniz, işçinize, memurunuza yapacağınız zamma bile elin ecnebisi karar verecek, ne yapmanız lazım geldiğini ya Brüksel'den, ya Washington'dan öğreneceksiniz, Allah'ınıza nasıl dua edeceğinizi bile AB'nin Ankara Komiseri tesbit edecek, Avrupalı müfettişlerin önünde elpençe divan duracaksınız, sonra da karşıma geçip, mill” egemenlikten bahsedeceksiniz ha?
Hadi oradan!
İnsan biraz utanır yahu.
Sizin önünde eğilip, büküldüğünüz adamlar her Türk evladında karşı konulmaz bir yumruklama duygusu uyandırıyor be!
Herhalde zillete başkaldırma yeteneğinden yoksun olduğunuzu fark etmiş olmalısınız ki; Mill” hakimiyet Bayramını Çocuk Bayramı haline getirdiniz.
23 Nisan bir çocuk festivalinin adı değildir beyler!
Türk çocuklarının mill” onurları uğruna başkaldırmaları için onlara armağan edilen mill” bir bayram günüdür. Yani zillete isyan günüdür.
Anlaşıldı mı?

25.04.2006
NECDET SEVİNÇ -TERCÜMAN

kadir45 · Site Yöneticisi Kayıt: Jun 03, 2004 İletiler: 3100

Hürriyet den alıntı:

	Alıntı:
	Başbakan Erdoğan: İster asar, ister kesersin hurriyet.com.tr 23 Nisan 2010 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, koltuğunu 4. sınıf öğrencisi Elgin'e bıraktı ve bir de nasihat verdi: 'Artık yetki sende. İster asar, ister kesersin'

Başbakanlıktan neyi anladığını şu sözleri ile kanıtlayan bir başbakanın iktidarında,23 Nisan için ne söyleyecek ne yazacaksınız?
Bakanlarının neredeyse tamamı kanun kaçağı,dokunulmazlık zırhına sığınmış,fezlekelerin havada uçuştuğu bir meclis;milletin hakimiyetini ne kadar temsil ediyor?
Kürtçülük ve arapçılık yapan bir partinin meclisi kullanarak kafalarındaki gerçek düşünceyi hayata geçirmek için uğraştığı meclise ben yasama mı yapıyor derim?
Çıkardığı yasaların büyük çoğunluğu anayasaya aykırı olduğu için yüksek yargıdan dönen bir meclis,şimdi yargıyı ele geçirerek yetki gaspı yapmaya kalkışıyor ve yürütme,yargı,yasama yı tek elde toplamak istiyor.
Bunun adı da demokratik anayasa hazırlama!
Milletin temsilcilerini seçme keyfiyeti,liderlerin iki dudağı arasında.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları,uğursuzlukları hep bu akepe iktidarı döneminde.Yalancılığın ,rezilliğin,art niyetin,soygunun diz boyu olduğu bir dönemde,onlarca gafil tv haberci ve yorumcuları(ulusal bazı kanallar da dahil)hala daha AK PARTİ DİYEREK,SAFLIK VE BEYAZLIĞIN SİMGESİ BİR RENGİN VE İSMİN IRZINA GEÇMEYE DEVAM EDİYORLAR!
Neredeyse 3/4 ü kürt den oluşmuş bir meclis,kürt açılımı yapmaya kalkışıyor.
Bir terörist,hapishane kaçkını milletvekili,ülkede iç savaş olduğunu söyleyebiliyor.Meclis başkanı başbakandan fırça yiyor,tehdit ediliyor.
Sahi biz bu gün neyi kutladık?!
Şu ülkeyi bugüne mahsus degil,sürekli çocuklara emanet etseydik;inanın durum bugünkünden çok daha iyi olurdu.
Niyeti;23 Nisanın 90.yılında;100.yılı göstermemek olan bir iktidarın devrinde;artık tüm bayramlar özelliklerini ve işlevlerini kaybetmiştir.
Geriye kalan bir sürü laf salatası ve renk cümbüşü!

Vuslatim · Tarih: Cum Nis 23, 2010 4:06 pm ileti konusu:

Diyarbakır'daki törende pkk marşı

Diyarbakır'da 23 Nisan törenlerinde 1988 yılında Bagok Dağı'nda güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada öldürülen 20 terörist için PKK'lılar için bestelenen 'Ciyaye Bagoke' (Bagok Dağı) marşı çalındı.

Atatürk Anıtı'na çelenk koyma törenin ardından askerler 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganıyla Anıt Park içinde yürüdü. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı kutlaması Anıt Park'ta Atatürk Anıtı'na çelenk koyulmasıyla başladı .

Vali Hüseyin Avni Mutlu, 7'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak, Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Metin Kılavuz'un da aralarında bulunduğu mülki amirler, kurum çelenklerini anıta bıraktıktan sonra, saygı duruşu bulundu ve İstiklal Marşı'nı okudu.

Çelenk koyma törenin ardından bir grup asker, park içinde 'Şehitler ölmez vatan bölünmez', 'Vatan sana canım feda' sloganlarıyla yürüdü.

PKK ŞARKISI

Diyarbakır'daki 23 Nisan kutlamaları anıta çelenk konulmasının ardından Atatürk Stadyumu'nda devam etti. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 7'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Metin Kılavuz'un kutlamalara katılanları selamasının ardından Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun mesajı okundu.
BAGOK DAĞI

Öğrenci andı ile şiirlerin okunmasıyla devam eden kutlamalarda, tören geçişinin ardından, minik öğrenciler dans gösterisi yaptı. Miniklerin dans gösterisini 'zeybek'den 'atabarı'na, 'zozan'dan 'hele yar'e kadar bir çok türkü ve şarkıların müziğiyle yaptı.

Dans gösterisindeki bu potpuride, PKK'nın 1988 yılında Mardin'in Nusaybin İlçesi'ndeki Bagok Dagı'nda çatışmada ölen 20 terörist için bestelediği ve marş olarak kullandığı 'Çiyaye Bagoke' (Bagok Dağı) şarkısının da bulunması dikkati çekti.

Etikhaber