Bozkurt NET

[cCcBilgecCc]

29 Mart 2009 Yerel Seçimleri öncesi Tunceli' de Valiliğin başlatmış olduğu beyaz eşya yardımı AKP'yi daha doğrusu AKP'nin Belediye başkan adaylarını zor ve çaresiz bir duruma düşürmüştür. Tuncelilere var da bize yok mu diye AKP'li adayları bunaltan halk, kendileri ile Tunceli seçmenler arasındaki farkı AKP'li yetkililerden, adaylardan sormakta ve ipe sapa gelmez taleplerde bulunmaktadır.

Yer Ankara'da bir otelin kulisi. Takım elbiseli iki adam hararetli hararetli konuşuyor. İçlerinden tıknaz olanı uzun boylu olana 'Bu kadarı da çok oldu nereye gitsem hangi kapıyı çalsam Tuncelilere var da bize yok mu diyorlar. Vekilim hafta sonu siz de gelince göreceksiniz vatandaş, teşkilat gözünü dikmiş bizim de bir şeyler dağıtmamızı bekliyor. Kaymakamlığın dağıttığı kömür ile belediyenin dağıttığı erzak paketleri artık kimseyi kesmiyor. Bunaldım valla, gece yarıları eve gelip başkanım gizliden lap top, çamaşır makinesi dağıtıyor musunuz valla size on oy kesin veririm bana bir çamaşır makinesi diyenler çıkıyor. Sokakta çevirip başkanım depolarda bekleyen fırınlarla, çekyatlar ne zaman dağıtılacak diyenlerden bıktım vekilim. Tunceli işi çıkana kadar kafamız rahattı gel de seçmene simdi yok de.'

Sevgili okurlar yukarı da geçen diyalogun benzeri diyaloglar şu günlerde Anadolu'muzun bir çok yerinde geçmektedir. 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri öncesi Tunceli' de Valiliğin başlatmış olduğu beyaz eşya yardımı AKP'yi daha doğrusu AKP'nin Belediye başkan adaylarını zor ve çaresiz bir duruma düşürmüştür. Tuncelilere var da bize yok mu diye AKP'li adayları bunaltan halk, kendileri ile Tunceli seçmenler arasındaki farkı AKP'li yetkililerden, adaylardan sormakta ve ipe sapa gelmez taleplerde bulunmaktadır.

İlk bakışta AKP'nin lehine gibi görünen beyaz eşya yardımı meselesi şu an için Türkiye'nin birçok yerinde AKP'nin aleyhine gelişmektedir. Özellikle küçük yerleşim yerleri başta olmak üzere Büyükşehirlerin varoşlarından daha önce AKP'yi desteklemiş seçmen kitleleri homurtularını her geçen gün biraz daha yükselmekte. AKP'li yetkililer ise çaresizlik içinde Erdoğan'dan yeni bir Davos şövalyeliği beklemektedir.

AKP'nin büyütmüş olduğu eşantiyonist seçmen canavarı her geçen gün biraz daha büyümekte, yavaş yavaş kendisini büyütenler başta olmak üzere tüm ülkeyi yutmaktadır. Özellikle ekonomik kriz altında ezilen ve işlerinden olan kitleler hayatlarına ekstra kazanç getirecek, krizin yükünü hafifletecek her şeye gözlerini dikmiş beklemektedirler. Bir yandan çığ gibi büyüyen işsizlik ve ümitsizlik diğer taraftan dağıtılan uçuk seçim eşantiyonları özellikle onurlu yaşam mücadelesi verme gayretinde olan üretken ve gururlu Türk seçmenlerinin sinir kat sayılırını artırmakta, buna karşın iktidar partisi nezdinde devlet kurumlarına olan güveni sıfırlamaktadır.

Türk medyasının yerel seçimler öncesi taşra ve varoşlardan gelen "Tuncelilere var da biz yok mu?" tepkilerini yetirince gündemine almamasını ve bu çarpık toplumsal hali ortaya koymamasını hayretle karşılamaktayım.

Yine yerel seçimlerde AKP ile yarışan MHP ve CHP'nin kendiliğinden oluşmuş olan bu politik hoşnutsuzluk ortamını yeterince değerlendirememesi ise ayrı bir hayret uyandıran durumdur. Medya ne kadar görmezden gelirse gelsin, AKP ne kadar oluşan bu hoşnutsuzluk durumunu örtmeye çalışırsa çalışsın ve diğer partiler bu ortamı ne kadar ıskalarlarsa ıskalasın seçmende oluşan Tuncelilere var da bize yok mu sendromu bugünlerde kahvehanelerin, cami avlularının, kadın sohbetlerinin bir numaralı gündemidir.

Vatandaşın gündeminin belirlendiği bu mekanlardan gelen sinyalleri alan AKP yönetiminin Tuncelilere var da bize yok mu sorusuna ne gibi cevaplar vereceği ya da ne gibi politik açılımlar ortaya koyacağını sevgili okurlarım merakla beklemekteyim. AKP karşısında mücadele eden muhalefet parti adaylarının çok geç olmadan bu siyasi fırsatı değerlendirmeleri gerektiğini de düşünmekteyim.

Oğuzhan Alparslan/Ortadoğu