Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - TAYYİP OFER OLDU!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 2. sayfa (Toplam 3 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Sal Eyl 27, 2005 3:03 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çin'in Sincian Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi, nefesini tutmuş, 50. kuruluş yıldönümü kutlamalarına hazırlanıyor. "Nefesini tutmuş" ifadesi durumu tam açıklıyor. 1 Ekim günü yaklaştıkça heyecan artıyor. Endişe de! Özerk Bölge'de ABD'nin devreye sokmaya hazırlandığı kapsamlı terör saldırılarına karşı olağanüstü önlemler alınıyor.
11 Eylül 2005 tarihli Aydınlık'ta yazdığımız sükunet yerini, ABD'nin çılgınca hamlesini göğüslemek için gerginliğe bırakmış. Şanghay İşbirliği Örgütü'nün son Astana zirvesinde belirlenen "ABD, Orta Asya'yı terket!" politikasının yürürlüğe sokulması, Bush yönetimini, eteğindeki bütün taşları dökmeye yöneltmiş durumda. Özbekistan'da Andican ayaklanması elebaşlarının yargılanmasında ABD'nin parmağı somut olarak saptandı. Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov'un Çin ve Rusya desteğiyle iktidarını sağlamlaştırması, ABD'nin "turuncu devrim" komplolarının önünü kesti. Özbek hükümetinin yanısıra Kırgız hükümeti de ABD'ye üssü boşaltma çağrısında bulundu. Diplomasiye silahlı kuvvetler de karışıyor artık: Geçen hafta Rus ve Özbek ordusu, ABD üssünün çevresinde beş gün süren askeri tatbikat yaptı. 11 Eylül İkiz Kuleler saldırısı sonrasında Çin'i kuşatmak için işgal ettiği Afganistan'da da durumu hiç iyi değil. Beyaz Saray'ın adamı Devlet Başkanı Karzai, 22 Eylül günü ABD askerlerinin operasyonları durdurmasını istedi. İran'da Ahmedinecat'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi de bölgedeki dengeleri ABD aleyhine değiştirdi. Doğu Asya'dan Japonya ve Güney Kore ile Çin'i kuşatma politikası da sonuç getirmedi; 6'lı görüşmeler Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin isteklerinin kabul edilmesiyle sonuçlandı.
"YEDİ BİN KİŞİLİK KUVVET HAREKETE GEÇİRİLDİ"
Bush ekibinin, geçen yıl Eylül'de Washington'da "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti" kurdurmasının terör eylemleri hazırlığının habercisi olduğunun altını çizmiştik. Orta Asya'yı terketmek zorunda kalması ihtimali, ABD'yi çılgınca terör eylemlerine mecbur etti.
Bu gelişmeleri içinden izleyen Türk Genelkurmayı'na yakın kaynaklar, ABD'nin Çin'de istikrarsızlaştırma operasyonu için yedi bin kişilik bir kuvveti harekete geçirdiğini saptıyor. ABD'nin yıllar içinde besleyip eğittiği kadrolar değişik milliyetlerden. Çinliler de var, Çin'de yaşayan Japonlar da. Bolu-Adapazarı civarında terör eğitimi verilip yollanan Türklerin yanısıra Orta Asyalılarla birlikte az sayıda Uygur da bulunuyor.
BUSH'LA KRİTİK BULUŞMA
ABD'nin Çin Devrimini boğmak için kullandığı "Doğu Türkistan" kozu, 1940'lı yılların ortasından bu yana Türkiye marifetiyle kullanılıyor. Ancak kritik dönüşüm, Tayyip Erdoğan'ın Haziran ayında Bush'un ayağına gidip, "BOP için emir ve görüşlerinize hazırız" diye tekmil vermesiyle başladı. Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ekibi, Orta Asya'da Amerikan taşeronluğu politikasında son vitese geçti. Milliyet Gazetesi yazarı Semih İdiz de 9 Temmuz tarihli köşesinde Dışişleri'nden aldığı bilgiyi şöyle yazdı: "... Ankara, sessiz bir politika değişikliği ile, söz konusu ülkelerdeki muhalefetle görüşme kararı aldı. Bunun hem o ülkelerdeki büyükelçiliklerimiz düzeyinde, hem de Ankara'da olacağı belirtiliyor."
Tayyip Erdoğan, Bush'a, Genelkurmay'ın sınırlamalarını aşarak kontrolü tamamıyla, ABD'nin bölgedeki Örtülü Operasyonlar Karargâhı olan, Office of Defence Cooperation (ODC) Komutanı'na bıraktığını bildirmeye gitmişti. Kirazlıdere Mevkii, İsmet İnönü Bulvarı No: 94 adresindekiODC'nin Türkçesi Savunma İşbirliği Dairesi. Türk milleti onu eski adıyla, JUSMMAT olarak biliyor. 1991'de ODC adını aldı. SüperNATO'nun merkez karargâhı. Ankara'nın göbeğinde 92 personeli var ama komutanı bir Tümgeneral. Hani şu 9 Kasım 2004 günü koruması Türk uzman çavuşun elinden düşen MP 5'in yerden savurduğu 5 mermisiyle yaralanan Hava Tümgeneral Peter U. Sutton.
ÇOK GİZLİ YASSIADA BULUŞMASI
Bu yazının mürekkebi kurumadan, 17 Temmuz akşamı İstanbul'da çok gizli bir buluşma oldu. SüperNATO'nun merkez kadrolarının nezaretinde 23 kişi tekneyle Yassıada'ya çıktı. Resmi kişilerin dışındakiler, Asya'daki CIA muhalefetinin elebaşlarıydı. Yassıada, Marmara'daki ıssız adalardan biri. Ada'da elektrik yok, tekneyle jeneratör götürüldü. Toplantı, gün ışıyıncaya kadar devam etti. Bir başka bilgiye göre, grup adada kaldı ve ertesi akşam da görüşmeler sürdü.
Bir hafta sonra ise "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti ve Parlamentosu" gizlice Türkiye'de toplandı. Sadece kukla hükümetin Başı Enver Yusuf Turani, Türkiye'den sınırdışı edildi. Bush yönetiminin, "İslami teröre karşıyız, demokratik Türkçülüğü destekliyoruz" numarasına kurban edilen Enver Yusuf, "tayin ettiğim adamlar beni azletti" diye şaşa kaldı.
NOBEL ADAYI RABİYE KADİR MİLLİ LİDER OLDU!
İstanbul'daki "Sürgündeki Hükümet" toplantısından bir hafta önce,15-17 Temmuz günleri, esas ekip Münih'te Erkin Alptekin liderliğinde "Dünya Uygur Kurultayı İcra Komitesi Genişlatilmiş İkinci Toplantısı" adı altında toplandı. Türkiye'den de gidenlerin katıldığı Kurultay'a, "Uygurlar'ın Leyla Zana'sı" Rabiye Kadir de katıldı. Aydınlık'ın daha önce duyurduğu "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti" ekibiyle Erkin Alptekin ekibini, Rabiye Kadir adı etrafında biraraya getirme projesi gerçekleştirildi. "Kurultay" Rabiye Kadir için özel bir karar aldı: "Sayın Rabiye Kadir hanımı, Uygur milletinin manevi annesi, milli bağımsızlık hareketimizin lideri, dünya insan hakları camiasının öncüsü olarak tanır..." Sıra Cumhuriyet ilanı aşamasına gelmişti. Nitekim Erkin Alptekin, Rabiye Kadir imzasıyla yayınlanan "Münih Beyannamesi"nde şu satırlara yer verildi: "Bugün yeni bir sayfa açıldı. Çok yakında gelecek olan bağımsızlık ve özgürlüğümüz için...".
Rabiye Kadir, tıpkı Leyla Zana gibi Rafto Vakfı'ndan ödül aldı. Şimdi Nobel Barış Öoülü'nün adaylarından. "Barış ödülü" için çekiştiği isim de George W. Bush!
Rabiye Kadir'in, Çin'e yönelik terror eylemlerinin arifesinde, bugünlerde Türkiye'ye getirilmesi planlanıyor.
MEHMET EMİN HAZRETİ SAHNEYE ÇIKTI
"Dünya Uygur Kurultayı İcra Komitesi Genişlatilmiş İkinci Toplantısı" adı bir örtü. Aslında, illegal "Doğu Türkistan Milli Merkezi"nin toplantısı yapıldı. Çin'e yönelik terör kampanyası da burada kararlaştırıldı. Bu operasyonu yürütmek üzere, Çin'in Birleşmiş Milletlere yakalanması için bildirdiği 11 kişiden biri olan Mehmet Emin Hazreti Askeri Komite Başkanlığı'na getirildi. Geçen yıl 1 milyon 50 bin dolar ödeneği bulunan Mehmet Emin Hazreti'yi AKP hükümeti koruyor.
MUHAMMED SALİH ANKARA'DA
Ankara'da korunan bir diğer terör örgütü lideri ise Özbekistan Milli Merkezi Başkanlığı'na getirilen Muhammed Salih. Türkiye'den sınırdışı edildikten sonra ABD'nin vize vermediği Salih Norveç'te yaşıyor. Kırgız darbesiyle birlikte Bush, Salih'e ilişkin politikasını değiştirdi. Muhammed Salih, ABD Kongresi'nde konuşmaya davet edildi. Büyük paralar verildi ve Özbek muhalefeti onun etrafında birleştirildi. Bu da yetmedi, Azerbaycan Musavvat Partisi Başkanı İsa Gamber, Türkmenistan muhalefeti ve Özbekistan Muhalefet Cephesi'nin liderliğine getirildi. Akşam gazetesinden Güler Kömürcü 15 Eylül günlü yazısını şöyle bağlamış: "Birkaç yıldır Türkiye'ye girişi yasaklanan, bölgesel güç dengelerinde kilit görevi olan sayın Muhammed Salih'e, Ankara nihayet kapılarını açmış. Salih bir süredir Ankara'da konukmuş."
Muhammed Salih ile Erkin Alptekin grubu ve "Sürgünde Doğu Türkistan Hükümeti" ekibi birlikte hareket ediyor.
KUKLA HÜKÜMET İSTANBUL'A TAŞINDI
"Kukla Hükümet" de AKP hükümetinden aldığı destekle, İstanbul'da kamuya açık toplantılar düzenliyor. 17 Eylül Cumartesi ünü Zeytinburnu'ndaki Doğu Türkistan Göçmenler Derneği'nde "Sürgündeki doğu Türkistan Hükümeti'nin 1. Yıldönümü Kutlaması" yapıldı. Kukla Hükümet, 14 Eylül 2004'te Washington'da kurulmuştu. İstanbul'un göbeğinde, İçişleri Bakanlığı'nın izniyle "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" sıfatıyla Abdülveli Can, "Meclis Başkanı" sıfatıyla Mahmut Sultan Kaşgarlı, "Başbakan Yardımcısı" sıfatıyla Hızırbek Gayretullah Çin Halk Cumhuriyeti'nin parçalayacaklarını ilan ettiler!
ÇİN'İ PARÇALAMA OPERASYONU ANKARA'DAKİ ODC'DEN YÖNETİLİYOR
AKP hükümetinden "Doğu Türkistan" teröristlerine destek
İŞTE OFER GERÇEĞİ:
Kukla devletin bankasını O kurdu!
İsrailli işadamları, Türkiye ekonomisinin kontrolunu ele geçirirken, bir yandan da Irak'ın kuzeyindeki Kukla Kürdistan'ı inşa ediyorlar.
Necati Doğru, 17 Eylül günü, Vatan gazetesindeki köşesinde şöyle yazdı: "(...) ABD ordusu Irak'a girip de vura vura, öldüre öldüre, bombalaya bombalaya, seyreltilmiş uranyum bombaları atarak suyu bile içilmez hale gelen Irak'a 'özgürlük-liberalizm-hürriyet' getirince kurulan Kürt Yatırım Bankası'nın da sahibi Oferler'dir."
Aydınlık, "Kürdistan Yatırım Bankası"nın kurucusunun Tüpraş, Kuşadası ve Galata Limanı özelleştirmeleriyle Türkiye gündemine gelen İsrailli Ofer ailesi olduğunu doğrulattı. İsrailli Ofer'in bu operasyonu paravan bir isim altında, Amerikalılarla birlikte gerçekleştirdiği bilgisine ulaştık.
Ofer'ler, bankacılık alanında deneyimli. İsrail'in en büyük dördüncü bankası "United Mizrahi Bank"ın yüzde 51'ini kontrol ediyor. İsrail merkezli "Ofer Brothers Group"un yakın zamanda yöneldiği alan, "Bankacılık, bilgisayar ve elektronik alanlarının finanse edilmesi ve enerji kaynaklarının geliştirilip tahsis edilmesinde aktif rol üstlenmek" biçiminde tarif ediliyor.
Ekonomistler, "Bankalar, yapay devletlerin kurulmasında beşik görevi görür" diyorlar. Belli bir merkezden beslenen "Kürdistan Yatırım Bankası", Kürdistan Merkez Bankası'nın fonlamasını da yapıyor.
İsrail ve "Kürdistan", Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) belkemiği. Kürdistan'ın kurulması için Irak'ın kuzeyine para akıtan merkez, Türkiye'deki iktidarı da avucunun içine aldı.
Türk-İsrail İşadamları Derneği Başkanı Alon Liel, 22 Eylül günü İHA'ya verdiği demeçte, "İsrail ve Türkiye ekonomik ilişkileri inanılmaz değişecek" dedi.
50 MİLYARIN 15 MİLYARI GELDİ, HOLDİNGLER EL DEĞİŞTİRİYOR
Başbakan Erdoğan ve Maliye Bakanı Unakıtan'ın Ofer'le buluştuğu Davos'ta, Türkiye'ye 50 milyar dolar sermaye girişi ve siyasi destek vaadedildi. Buna karşılık, AKP iktidarı, yabancı sermayenin önünü açacak tedbirleri alacaktı. Tüpraş özelleştirmesine kadar 14-15 milyar doların Türkiye'ye sokulduğu belirtiliyor. İddiaya göre, bu parayla, "sırtı yere gelmez" zannedilen bazı holdingler, paravan isimler aracılığıyla satın alındı.
Turgut Özal, iktidara gelince, oğlu Ahmet Özal'la birlikte İsviçre'ye gidip, Ermeni altın kaçakçısı Şekerci ve Berber Yaşar'la bir görüşme yapmış, para istemişti. Onlar da, CIA'nın kontrolundaki uluslararası mafyanın, para, altın ve uyuşturucu tacirlerinin şartlarını Özal'ın önüne sürdüler: 1-İhracat rejimini değiştir, 2- Altın ticadetini serbest bırak, 3- Türk Lirasını Koruma Kanunu'nu kaldır ve para hareketlerini serbestleştir.
Özal, denileni yaptı. Türkiye'yi kara para cenneti haline getiren süreci başlattı. TÜPRAŞ VE LİMAN SATIŞLARI, TÜRKİYE'Yİ BOP'A BAĞLIYOR
Bugün daha büyük bir operasyon yapılıyor. Siyasi iktidar, Anayasa'ya, yasalara aykırı ayrıcalıklar vererek, Türkiye'nin kalelerini, BOP'un işadamı rolündeki kişilere teslim ediyor.
Tüpraş'ın, Erdemir'in, Türk Telekom'un ve limanların ele geçirilmesi, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) ekonomik ayağının kurulmasında önemli bir kilometre taşı. Özellikle Tüpraş ve limanlar. Zira petrol, dünya ekonomisinde ve dış politikada giderek artan bir öneme sahip. Böylece, Türkiye'nin bağımsız bir ekonomi ve dış politika yürütme şansı da elinden alınmış olacak. Ve Türkiye, BOP'a bağlanacak.
Türkiye'deki özelleştirmelerle kukla devlet atağının birlikte yürütülmesi de kuşkusuz bir tesadüf değil. Her ikisi de, Türkiye'yi parçalama planının parçası. KUMARHANE DE İŞLETİYOR
Deniz taşımacılığı, liman işletmeciliği, bankacılık, enerji, petrol, kimya, perakendecilik. Ofer kardeşlerin uğraşı alanı bunlarla sınırlı değil. Necati Doğru, 17 Eylül günkü köşesine "O bir kumarhaneci!" başlığını attı. Doğru, şöyle yazdı:
"Sadece kumarhaneci değil. Ama bana ‘en heyecan verici yatırımı' diye bilgi verdikleri için yazının başlığına ‘kumarhaneci' yazdım. Avrupa'nın en büyük kumarhanesi Monte Carlo'da diye bilinir.
"Doğru değildir.
"Selanik'tedir.
"Selanik'teki kumarhane Sami Ofer'indir.
"Bu kumarhanenin hisse senetleri Atina Borsası'nın günlük işlem hacminde en yüksek payı tutar..."
Ofer'lerin kara para bağlantısı bas bas bağırıyor.
LEONİD ASPER, SAMİ OFER'LE BAĞLANTILI
Medya satışlarında gözünü kırpmadan fiyat yükselten bir başka İsrailli işadamı Leonid Asper, Sami Ofer'le bağlantılı. Aydınlık'a ulaşan bilgilere göre her iki işadamı da, BOP'u temsil ediyor. Leonid Asper'i Türkiye'ye getirenin de, Sami Ofer olduğu belirtiliyor.
Leonid Asper'le Sami Ofer'in bir ortak noktası var ki, Aydınlık bir buçuk ay önce yazdı ve şimdi herkes biliyor: İsrailli her iki işadamı da, Türkiye operasyonlarında, Global Yatırım Holding'in sahibi Mehmet Kutman'ı kullanıyor. Mehmet Kutman, Yüce Divan'da yargılanan eski başbakan Mesut Yılmaz'ın yeğeni. (Kutman'ın annesi, Mesut Yılmaz'ın kuzeni.)
İki İsrailli işadamının bir başka ortak bağlantısını Referans Gazetesi ortaya çıkardı. 23 Eylül 2005 tarihli Referans'ın manşeti, "Satın alma yıldızları Ofer'le Canwest'i buluşturan aile". Necla Dalan'ın haberine göre, Fatih Akol, Canwest'in ortağı. Eşi Meltem Akol ise, Sami Ofer'e ait Royal Carribean'ın hukuk danışmanı ve sözcüsü.
İSRAİL, TÜRKİYE'DE MEDYA TEKELİ KURMAYA SOYUNDU
Türkiye'nin kaleleri bir bir teslim alınırken, medya boş bırakılacak değildi.
Diğer İsrailli işadamı, Canwest'in sahibi Leonid Asper, Uzanlar'a ait medya şirketlerinden önce Süper FM'i, ardından Metro FM'i satın aldı. Açık artırmada, gözünü kırpmadan fiyat yükseltti. İsrailli işadamı, iki radyo için 56 milyon dolar ödedi.
Ulusal yayın yapan tüm radyoların yıllık reklam cirosu, 52 milyon dolar.
Başbakan Tayyip Erdoğan'a göre bir radyo için ödenen 33 milyon dolar, Türk şirketlerinin değerinin arttığını gösteriyor. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök de, 22 Eylül günkü köşesinde aynı iddiayı öne sürdü. Ancak, ekonomistler, bu rakamların, kara para aklandığınının açık işareti olduğu görüşündeler.
Süper FM'in ardından Metro FM ihalesini kazanan Leonard Asper, haberi duyunca "Elde var iki" dedi. 26 Eylül günü açık artırmaya çıkarılacak Star TV'yi de almak niyetinde.
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ise, ikinci satıştan sonra sevinç içinde, "Türkiye'nin en büyük ve önemli satış kampanyasını başlattık" dedi.
REUTERS: HABERLERİMİ İSRAİL LEHİNE ÇARPITIYOR
Kanada'da medya tekeli kuran Canwest, İsrail, Yeni Zelanda, Avustralya ve İrlanda'da da çeşitli radyo ve TV kanalları, özel kablolu kanallar ve internet sitelerinin sahibi veya hissedarı konumunda.
İsrailli Leonard ve David Asper kardeşlere ait Canwest, sansürcülüğüyle tanınıyor. Reuters, bu grubu, kendi haberlerini saptırıp İsrail yanlısı, Arap ve Filistin düşmanı yayın yapmakla suçlamıştı. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu da, İsrailli işadamına ait bu şirketin sansür yaptığını ve mesleki ilkelere bağlı gazetecilerin ise kurban edildiğini açıklamıştı.
GECEYARISI OPERASYONLARINA GÜVENİYOR
Yasalarımıza göre ulusal radyo ve TV'lerde yabancı payı yüzde 25'i geçemiyor. Oysa Canwest, milyonlarca dolar yatırırken tereddüt etmiyor. Meclis açılır açılmaz AKP iktidarının yasayı değiştireceğinden emin, "payımızı kısa sürede yüzde 75'e çıkaracağız" diyor.
Ofer'in Tüpraş, Kuşadası ve Galataport operasyonları için çıkarılan geceyarısı kanunları gibi...
RTÜK Yasası'nın 29/1 maddesine göre de, "Bir özel radyo ve televizyon kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı kişi, bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamaz".
Bakan Unakıtan'ın dediği gibi "karşılarına binbir türlü engel çıkıyor". Geceyarısı operasyonlarıyla yasalar yapılan işe uydurulunca, özelleştirmeler "şeffaflık" kazanıyor.
Tüpraş, Kuşadası ve Galata Limanı özelleştirmeleriyle Türkiye gündemine gelen İsrailli Ofer ailesi, Kuzey Irak'ta "Kürdistan Yatırım Bankası"nın da kurucusu. Ekonomistler, "Bankalar, yapay devletlerin kurulmasında beşik görevi görür" diyor... İsrail ve Kürdistan, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin belkemiği.





ABD, Çin'in Sincian Uygur Özerk Bölgesi'nde istikrarsızlık yaratmak için kapsamlı bir terör operasyonu yürütüyor. Operasyon, AKP hükümetinin desteğiyle Türkiye'deki Amerikan Savunma İşbirliği Dairesi (ODC)'den yönetiliyor. Türk Genelkurmayı gelişmeleri çok yakından izliyor. Terör eylemlerinden sonra, "Doğu Türkistan Cumhuriyeti"nin ilanı planlanıyor. Saldırıların, 1 Ekim'deki Sincian Uygur Özerk Bölgesi'nin 50. kuruluş yıldönümü kutlamalarında yoğunlaşacağı belirtiliyor.




http://www.aydinlik.com.tr/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Eyl 27, 2005 10:19 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Böyla rant görülmedi !

TMSF'nin 440 milyara aldığı arsayı, Karayolları 2.2 trilyona geri aldı.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından geçen yıl ekspertiz raporuyla 440 milyar liraya satılan 5 dönümlük arsa, Karadeniz Otoyolu'nun güzergahında olması nedeniyle iki ay önce Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2.2 trilyon liraya kamulaştırıldı.

El konulan Pamukbank'tan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) geçen Giresun'daki 5 dönümlük arsa, geçen yıl haziran ayında ekspertiz raporuyla 440 milyar lira değer ile satılırken, aynı yer Karadeniz Otoyolu'nun güzergâhında kaldığı gerekçesiyle Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl temmuz ayında 2 trilyon 249 milyar liraya kamulaştırıldı.

TMSF'nin satış öncesi mahallinde yapılan incelemeyle hazırlanan ekspertiz raporuyla 440 milyar liraya Sema Turizm A.Ş'ye sattığı 5 bin 640 metrekare arsa Karadeniz Otoyolu inşaat ve emniyet sahası olarak Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldı. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 641 milyar lira bedel takdir ettiği aynı yer için Giresun Asliye 1.Hukuk Mahkemesi bilirkişi raporuna dayanarak 2 trilyon 249 milyar liraya kamulaştırılmasına kararı verdi.


Buyrun bir yolsuzluk haberi.Bu tabii çok küçük çaplısı.Ben size tahminen bu soygunun anatomisini anlatayım.Çünkü bunları çok yaşadık.
Bir yıl önce şirket bu yeri alır 440 milyar liraya.Alırken buradan otoyol geçeceğini bilmeyecek kadar da akılsızdır?????Karayolları bu yeri kanuni hakkını kullanarak kamulaştırır.Kaç paraya 641 milyar liraya.Bir yılda enflasyonun düşük olduğu????? bir ülkede,yüzde elli değerlenmiş.Şirket,kamulaştırma takdir komisyonunun biçtiği bedele itiraz ederek mahkemeye götürür.Sonuç bilirkişi 2 küsur trilyon bedel çıkarır.
Şimdi adama sormazlar mı?Bu bilirkişi nasıl böyle bir astronomik bedel buldu?Hadi diyelim ki bunlar doğru tesbit etti,peki o zaman tasarruf mevduatı sigorta fonu,değeri bu olan bir araziyi neden 440 milyar liraya bu şirkete sattı.Burada suçlu olan kim?Abartmalı bir değer tesbiti yapan bilirkişi heyeti mi;yoksa bu firmaya değerinin çok altında yaklaşık beşte bir fiatla satan tasarruf mevduatı sigorta fonu yönetimi mi?Bir ev alırken vatandaş gidip tapuda bir pürüzü var mı diye bakarken,bunu alan ticari bir firmaya ne diyeceksiniz?Buyrun denklemi siz çözün.İşte Türkiye'de işler böyle yürüyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yorukhasan
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 08, 2005
İletiler: 438
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Eyl 27, 2005 10:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

RTE böyle devam ederse iki yakası bir araya gelmez .
Allah ( azze ve celleye ) emanet olun kardeşlerim s.a
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
yivliminare
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Sep 28, 2005
İletiler: 1
Şehir: türkiye, türk-iye, türk e ait

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 1:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

bizim töremizde ülkümüzde bellidir, komünizm, liberalizm, capitalizm ve hatta milliyetçilik kavramları dahi ortada yokken, orhun yazıtlarında nasıl kalkınıp nasıl yıkılacağımız yazılmıştır. at avrat kılıç verilir ama vatan verilkemez

bide küçük duyuru yapayım bi imza kampanyası ile ilgili

www.3ekim.org

bi ziyaret edin 2 dakkanızı almaz
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 2:41 pm    ileti konusu: Başbakanı çıldırtan yazılar.... Alıntıyla Cevap Gönder

Başbakanı çıldırtan yazılar

Başbakan Tayyip Erdoğan son günlerde iyice hırçınlaştı. Hırçınlaşmasının sebebi de son zamanlarda vatandaşlardan yükselen tepkinin basınımızda yer alması ve başbakanın “Aktif Pazarlama” yöntemiyle, Türkiye’nin milli servetlerini birilerine özel görüşmelerden sonra peşkeş çektiğinin yayınlanmasıydı. “Siz kimin başbakanısınız” pankartını açan Aynur Saydam’ın tepkisini yayınlayan gazetelere çıkışan başbakan bundan sonra basınla özel olarak ilgileneceğini Hatay Dörtyol’da dile getirdi. Başbakanın, Türkiye aleyhine her türlü görüşü sarf edenleri “Demokrasinin gereği” kabul etmesine rağmen eleştirilerin kendisine yöneldiğini görünce basını susturmanın yollarını araması düşündürücü değil mi? Çünkü, başbakanın önce gizlemeye çalıştığı daha sonra ortaya çıkınca evet görüştüm dediği İsrailli işadamı Sami Ofer’le ilgili yazılar başbakanı çıldırtmaya yetmişti. Konu basının gündemine düşünce başbakanın Sami Ofer’le bir kere değil birkaç kere görüştüğü de ortaya çıktı. Daha sonra da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın da Hong Kong gezisine Ofer’in uçağıyla gittiği ortaya çıktı. Başta Melih Aşık, Bekir Coşkun, Necati Doğru ve Faruk Bildirici olmak üzere birçok köşe yazarı konuyu detaylarıyla işlediler. İşte bu yazılardan bazı örnekleri burada vermek belki başbakanı biraz daha çıldırtacak ama ne yapalım. Basının görevi gerçekleri yazmaktır. Bekir Coşkun Hürriyet’teki yazısında bu konu hakkında şu ifadeleri kullandı: “ ... Bu nasıl ayak, pardon görüşmedir ki sabah olmamıştı, akşam oldu. Başbakan önce niye ‘Başbakanlık dahil Ofer’le hiçbir yerde görüşmedim’ dedi de akşam televizyonda ‘Görüştüm’ dedi?.. Bir başbakan elbette yatırımcılarla görüşebilir. Zaten kimsenin ‘görüşmelere’ bir şey dediği yok. Sorun bu değil... Sorun; bu görüşmelerden sonra Ofer’in Kuşadası’ndaki özelleştirmeden aldığı yerlerdeki kaçak 56 işyeri için af kanunu çıktı, bir... TÜPRAŞ’ın yüzde 14.7’lik hissesi mevzuata aykırı ve gizli olarak bu görüşmelerden sonra Ofer’e satıldı, iki... Galataport’un imar planı bir gecede çıkartılan yasa ile İstanbul Belediyesi’nden alınıp özelleştirmeye verildi. (Rahmi Koç’a ‘Haberimiz olsaydı ben alırdım’ dedirten işlem) yine bu görüşmelerden sonra, üç... Ve dört; Başbakan görüştüğünü önce niye sakladı? Nasıl yapabildi? Ben yalan söylediğimde niçin dudağım uzuyor?..”

AKTİF PAZARLAMA

Deneyimli gazeteci Bekir Coşkun’un yazısı böyle. Yine Melih Aşık’ın köşesinde yayınlanan “Aktif Pazarlama” yazısı başbakanı çıldırtan yazılar arasında. Melih Aşık da köşesinde şu ifadeleri kullandı: “... Milliyet, Erdoğan’ın Ofer’le bir değil 4 kez görüştüğünü tarihleriyle sıraladı... Birincisi, 2002 kışında, Davos’ta oğul Eyal Ofer’le... İkincisi, 2003’te Davos toplantıları sırasında... Üçüncüsü, 14 Ağustos 2003, Ankara Bilkent Otel’de baba Sami, oğul Eyal Ofer’le... Dördüncüsü, Ocak 2004’te, Davos’ta Eyal Ofer’le...
Maliye Bakanı Unakıtan da Oferlerle aynı ölçüde içli dışlı. Bir defasında Hong Kong’a kadar gidiyor görüşme için. Son görüşmenin programı şöyle: 28 Şubat 2005 günü Mehmet Kutman ve Eyal Ofer özel uçakla Ankara’ya geliyor. 1 Mart 2005 sabaha karşı saat 02.00’de Eyal Ofer, Mehmet Kutman ve ekibi, Kemal Unakıtan’ın yanına getirilerek Tüpraş üzerine görüşmeler başlıyor. Saat 09.00; Bakan Unakıtan kendisine bağlı Özelleştirme İdaresi’ne Tüpraş’ın 14.76’sının Ofer’e satışının talimatını veriyor. Kemal Unakıtan Ofer’le neden konuştuğu sorusuna “Konuşurum tabii. Burada aktif pazarlamacılık yapıyoruz.” sözleriyle yanıt veriyor. Anımsatalım... Eski Başbakan Mesut Yılmaz da Türkbank’ta “aktif pazarlama” yapmıştı, şimdi Yüce Divan’da. “Türkbank İhale Sürecinde Fesat Oluşturacak İlişki ve Görüşmelere Girdiği” suçlamasıyla “aktif savunma” yapıyor. Diyeceğimiz aktif pazarlama, kritik bir görev... Sonu iyi bitmeyebiliyor!”
Yine Necati Doğru’nun da “Ofer’i yoldan kim çıkardı?” başlıklı yazısı okunmaya değer.
İşte sevgili okurlar, başbakanı kızdıran yazıların temelini Ofer görüşmelerinin perde arkası oluşturuyor. Ama şunu buradan ifade edelim ki, basını susturmayı birçok iktidarlar denedi... Ama hepsi gitti.
Basınımızda hala gerçekleri yazan bazı usta kalemler var çok şükür. Onları susturmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

-Kemal Capraz-

-------------------------------------------------------------------------------

Hadi bakalim hayirlisi.....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 5:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ege ülküdaşım,sağol eline sağlık mükemmel bir yazı göndermişsin.
Biz şimdi su içer gibi çok rahat yalan söyleyebilen bir başbakana nasıl güvenelim?Bunun kapalı kapılar ardında konuştuğu dış ülkelerin başkanlarıyla nasıl pazarlıklar içerisinde olduğunu ne bilelim?????Yalanı ortaya çıkmış adam o örnek aldığı ülkelerde istifa ederler.Bu istifa edeceğine,basına sopayı gösteriyor.Peki millet buna sopayı neden göstermesin?Millet bunu neden tehdit etmesin?Ne sanıyor kendisini.Bir yapmadığı,takrir-i sükun yasası kaldı.
Bu saatten sonra diktatörlüğe mi özendi?Bu milleti,İstanbul belediyesinin işiçileri ya da memurları mı sanıyor?Başından beri,bu başbakan iktidara geldiği günden 3 ay öncesinden beri Allah şahitim olsun,yetişebildiğim,ulaşabildiğim her yerde bundan başbakan olmaz diye söylüyorum.O olamıyacağını,bu yükü taşıyamıyacağını anladı depresyona girdi.Onu savunan,onu hala destekleyen taş kafalıların kalın kafaları hala anlayamadı.Ve bu akılsız insanların yüzünden,tüm ülke mahvoldu,artık bağımsızlığı bile tartışılır hale geldi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
mus25
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: May 18, 2005
İletiler: 473
Şehir: türkiye

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 6:01 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

AFFINIZA SIĞINARAK TEKRARDAN BU YAZIYI EKLEME GEREĞİ DUYDUM.HAKKINIZI HELAL EDİN

Hiç bir nesne görülmemişki bu hayatın zehrinden ve insan gibi görünüpte insanlık musvettelerinin elinden kirletilmemiş ola.
Güneşi balçıkla sıvamaya kalkan ellerin,güneşin sıcaklığında kızardığını beynin fark etmezi pekte uzun sürmeyecektir.Güneş gene aynı güneş,fakat onu sıvamaya kalkan çirkefe bulanmış eller aynı el değillerdir artık.Hayatları boyunca nereye giderlerse gitsinler bu kirlettikleri hayat onların takipçileri olacaktır.Ellerine bakınca önce Rabbinin büyüklüğünü,sonra güneşin muaazzam sıcaklığını ve kendilerinin oynanamakta oldukları çirkin oyunu düşünecekler.Dünyanın en pahalı deterjanlarıyla yıkayacaklar belki o çirkefe bulanmış ellerini fakat nafile bulaşmıştır bir kere.
Zamanları dolduğunda çalacak Hz.Azrail tak tak diye kapılarını.Belki çok sevdikleri kuş tüyü yataklarında,belkide çok sevdikleri şöminenin önünde.
Rabbinden bir emir getirdiğini belki iletmek isteyecek son kez olsun affedilmeleri için bir fırsat vermek isteyecek fakat çirkefe bulanmış kanlı eller buna mani olacaktır.
Bir parça bez, sıradan bir cenaze namazı ve konulacak o çirkef eller ebedi yerine.Hz.İsrafil üfürdüğünde SURA kalkacak bütün bedenler geldiği gibi dünyaya.Yürüyecek mahşer yerine,iyiliklerin kötülüklerin milim milim tartıldığı o mubarek sahraya.
Temizlenmemiştir topraktada kalsa o kirli eller aksiine iyice bulanmıştır cehennem azabında.
Soracaklar bu ellerin hesabını dil konuşmak isteyecek vuracaklar kelepçe dile susacak ve işte o zaman o kire bulanmış eller konuşacak.
Yaratanına istemeyerek nelere zorlandığını kaç canın kanına girdiğini.
Dökecekler göz yaşları içinde kirlerini.
Ey rte seninde ellerin çirkefe bulanmış.Kaç sabinin göz yaşı var o ellerinde,kaç gözü yaşlı gelinin ananın.Kerkükte,Musulda Türkmenin,canım vatanımda Ahmedin,Mehmedimin kanı bulaşmış o çirkef ellerine.Mahşer gününde o eller sende davacı olacak.
Satılmışlar............................
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 9:03 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ana Sayfa > Haberler > Kent > Galataport seçime yetişsin
Galataport seçime yetişsin
Tarih: 26 Eylül 2005 Kaynak: Milliyet Yazan: Ahmet Erhan Çelik

Erkan Mumcu'nun yakın çevresine aktardığına göre, Başbakan Erdoğan 2003 sonbaharında yapılan Galataport toplantısında, projenin temel atma töreninin 2004 yerel seçimlerine yetiştirilmesini istedi

ANAP lideri Erkan Mumcu'nun Galataport dosyasının AKP hükümetindeki Turizm Bakanlığı dönemindeki seyrine ilişkin olarak yakın çevresine ilginç bir olayın tanıklığını anlattığı ortaya çıktı.

Mumcu'nun yakın çevresine aktardığına göre, Başbakan Tayyip Erdoğan Ofer Grubu'na bağlı Royal Carribean'ın profesyonelleriyle 2003 sonbaharında Başbakanlık'ta yaptığı görüşmede Galataport projesinin temel atma töreninin 2004 yerel seçimlerine yetiştirilmesini istedi ve ilgili bakanlara "Üç ay içinde gerekli izinleri temin edin, prosedürleri tamamlayın" talimatı verdi..

Mumcu'nun yakın çevresine olayı şöyle anlattığı öğrenildi: "Birileri nedense bu projede çok ısrarlıydı. Başbakan'ın projenin yerel seçimlere yetiştirilmesini istediği doğrudur. Bugün edindiğimiz bilgiler ışığında baktığımda Başbakan'ın bizim katıldığımız toplantı öncesinde makamında özel olarak görüştüğü kişilerin Ofer ailesinden olabileceğini düşünüyorum."

Bakanlara talimat
Erdoğan'ın Başbakanlık'taki toplantıda her bakan için görev dağılımı yaptığı ve paylaşımını şöyle dillendirildiği öğrenildi:
Turizm Bakanı Erkan Mumcu: "SİT alanı ve koruma sahasıyla ilgili gerekli izinlerin çıkartılması."
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan: "İhale prosedürünün hazırlanması."
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen: "Gümrük işleriyle ilgili mevzuatın düzenlenmesi."
Ulaşıtrma Bakanı Binali Yıldırım: "Denizcilik İşletmeleri ve taşımacılık için gerekli düzenlemelerin yapılması."
Bu arada Erkan Mumcu Milliyet'e yaptığı açıklamada da 3.5 milyar euro ile Galataport ihalesine en yüksek teklifte bulunan Ofer Grubu ile Başbakanlık'ta yapılan toplantıyı doğruladı.

Başbakanlık'taki toplantı
"(Ofer Grubu şirketi) Royal Carribean'in projesi İstanbul'a ihanet anlamına geliyordu. Karşı çıktım, İstanbul'a ihanet etmedim. Başbakan Ofer'le görüştüğünü baştan inkâr ederek halka yalan söyledi. Acaba neden inkâr etti?" diye soran Mumcu şöyle konuştu:
"Başbakanlıkta Galataport'la ilgili bir toplantı yapıldı. Toplantıda Royal Carribean'ın profesyonelleri, (Global Menkul Değerlerin sahibi) Mehmet Kutman, (Akfen Yönetim Kurulu Başkanı) Hamdi Akın ve bakanlardan Kürşad Tüzmen, Kemal Unakıtan, ben ve Ulaştırma Bakanı vardı. Ben ve Kürşad iğreti duruyorduk. O zaman Tüpraş işi yoktu, Ofer ailesiyle ilgili bugünkü bilgiler de yoktu. Biz Carribean şirketini biliyorduk. Projeyi Kutman, Akın ve Carribean olarak üçlü biçimde yapmışlardı."


Mumcu'nun ağzından toplantı tutanakları
Mumcu, 2003'te Başbakanlık'ta yapılan Galataport'la ilgili toplantıda geçen konuşmaları şöyle aktardı:
"Toplantı Başbakan'ın makam odasının karşısındaki salonda yapıldı. Bizi ve profesyonelleri salonda 20 dakika kadar beklettiler. Bu arada Başbakan kendi makam odasında Galataport'la ilgili olarak Carribean'ın profesyonelleri dışında birileriyle özel görüşme yaptı. Bu görüşmeye yalnızca Unakıtan katıldı. Çeviriyi ise Başbakan'ın danışmanı Egemen Bağış yaptı.

İtiraz ettim, telkin geldi
Toplantıya geçildiğinde Rolay Carribean'ın profesyonelleri sunuşa şuna benzer bir cümleyle başladı: 'Sizin bize Davos'ta talimat buyurduğunuz üzere projeyi yeniden yaptık.' Ben de ilk görüşmenin Davos'ta olduğunu böyle öğrendim. Proje Koruma Kurulu'nun onayladığı projeden farklıydı. Onayladığı projede İstanbul için çok önemli olan bir meydan düzenlemesi vardı. Carribean'ın projesinde ise her şeyi yıkıyorlardı."

"Ben yeni projenin uygun olmadığını savunarak itiraz ettim. Bana hem yazılı hem de şifahi olarak hem Başbakan'dan hem de Maliye Bakanı'ndan çok sayıda telkin geldi. Projenin değiştirilmesine karşı çıktım çünkü bu İstanbul'a ihanet olurdu. Ben İstanbul'a ihanet etmedim." Galataport fikrinin aslında kendisine ait olduğunu belirten Mumcu, şöyle konuştu:
"İlk Turizm Bakanlığı dönemimden yani 2000 yılından söz ediyorum. Proje Koruma Kurulu'ndan onay aldı, somutlaştı, maket haline geldi ve ben görevden alındım. Sonradan projenin yarışması bile yapıldı. Carribean'ın projesi ise işte bu onaylanmış projeyi ortada kaldırıyordu. İhalenin de sabit kira bedeli üzerinden ve Atatürk Havalimanı ihalesi gibi yapılması doğruydu."
kaynak http:// www.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=4568
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 9:10 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Papatya | Astroloji | Ana Sayfa 23 Eylül 2005
bir kaynak daha

http:// www.hakimiyetimilliye.org/modules.php?name=News&file=article&sid=9046http://
www.yenicaggazetesi.com.tr/manset.asp?altid=6104

http:// www.iscikonseyi.org/modules.php?name=SinifGunlugu&file=index&sid=5727&devami=1

http:// www.kodadimedya.com/yazar.asp?ID=842&Catx=Altayli
http:// www.ebmhaber.com.tr/?s=cat&catid=2


Elimde Ofer'le ilgili 'kayıt' var!



Galaport ihalesiyle ilgili tartışmalar sürerken, CHP lideri Baykal, gündemi değiştirecek bir iddiada bulundu: "Elimde kayıt var. Hükümet Ofer'le görüştü."
Ofer'e usulsüz satış yapıldığını söyleyen Baykal, "Ofer'e, 'Yönetmelik iptal edilirse kanun çıkartırız' diye garanti verenler kim?" diye konuştu. l 5'te



***

Ofer bombası

CHP lideri Baykal: Erdoğan; CHP'yle uğraşmasın, kendisine baksın. Elimizde teyp kaydı var. Galataport ihalesi için İsrailli işadamı Sami Ofer'le görüştüler.

CHP lideri Baykal'dan gündeme bomba gibi düşecek iddia. Baykal, İsrailli işadamı Ofer'le görüşme yapıldığını ileri sürdü. Baykal, Erdoğan'ın sıkıştıkça CHP'ye küfür ettiğini belirterek, "Başbakan bizimle uğraşmayı bıraksın. Sağına soluna baksın. Kendisine baksın" şeklinde konuştu.

'Kanıtlayabiliriz'
İsrailli Ofer ailesinin önümüzdeki günlerde siyasetin ana konusu haline geleceğini savunan CHP Lideri, Kuşadası Limanı'nda Ofer ailesine yönetmelik gereği satış yapıldığını ve bu yönetmeliğin hukuka aykırı olduğu için iptal edildiğini vurguladı. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yönetmelik iptal edilince dediler ki, 'Yönetmelik iptal edilirse kanun çıkarırız.' Bu bizim elimizde, teypte, kayıtta. Ve nitekim bu laftan kısa bir süre sonra kanun çıkarıldı. Biz o kanunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdük. Şimdi o kanuna dayanarak Ofer, Galata Port ihalesini almaya çalışıyor.

'Bu Nasıl Oluyor?'
Peki bunların hepsi nasıl oluyor? Kişisel ticari başarısıyla mı oluyor? Kendisine bu imkanı sağlayan bir muhatap var mı? Memur mudur, bürokrat mıdır, kimdir o muhatap? 'Yönetmelik olmazsa kanun çıkartırız' deme kudretini gösteren bu kişi nasıl bir düzeydedir. Başbakan, 'Yeşil Kart hortumculuğu var, hepsini ezeceğim' diyor. Sen onları bırak önce sağına soluna bak. Adamlarla Başbakanlık'ta buluştun, nerede bunun tutanağı, ne konuştun orada? Senin bilgin olmadan bunlar oluyorsa sana yazık. Türkiye'ye yazık.'' Deniz Baykal Sami Ofer Başbakanlık'ta buluştun, nerede bunun tutanağı, ne konuştun orada? Senin bilgin olmadan bunlar oluyorsa sana yazık. Türkiye'ye yazık.''



http:// www.takvim.com.tr/2005/09/23/gnb101.html
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 10:07 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ÜLKÜDASLARIM

GÜZEL BIR KAYNAK ADRESI BULDUM !!!

http:// www.belgenet.com/2002/erdogan_191102.html
http:// www.belgenet.com/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 28, 2005 10:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MHP'YE YAKIN TAKİP


Siyasette her seçeneği değerlendiren Merrill Lynch ile Morgan Stanley, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural'ı ziyaret etti.


AKP Türkiye'yi yabancı yatırımcıların gözdesi haline getirdi. Özelleştirilecek KİT'ler, tartışmalı gruplar tarafından kapışılıyor. Ancak hükümet, bu verimli ortamda ürün hasat edeceğine itibar kaybına uğruyor.

AKP'yi hükümet eden iradenin, AKP'nin siyasi hanesine yazdığı artı puanlar hızla eriyor. Aşırı özgüven, güvenin düşmanı haline geliyor. Örnek mi? İşte Tüpraş'ın yüzde 14.76 hissesinin satışı. Başlı başına tartışılması gereken "icraat tarzı." Neden? Çünkü hükümetin iş başına geldiği günden bugüne kadar Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) toplandığını hatırlayan yok. Kritik ÖYK kararları ya elden dolaştırılıyor ya da bir kabine toplantısı sonrasında bakanların 10-15 dakikalık konuşmasıyla iş bitiriliyor. Hal böyle olunca Özelleştirme İdaresi'ne tanınan "Borsa'da hisse satma yetkisi"nin ne zaman ve nasıl kullanıldığını takipte bakanlar bile zorlanıyor. ÖYK üyesi Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un, "Yılbaşında genel bir karara imza atmıştım, sonrasında ne yapıldı tam bilmiyorum" dediği Tüpraş hisse satışı için Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Kemal Bey bana 'piyasa şartları iyi, satabiliriz' demişti" bilgisini verebiliyor.

İşin ilginç yanı Mehmet Kutman'ın patronu olduğu Global Menkul Kıymetler'in aracılık ettiği hisse satışının piyasaca bilinip bilinmediği. Özelleştirme İdaresi yetkilileri, resmi danışmanları olan İş Yatırım'a, Tüpraş için nabız yoklatıldığını söylüyor. Bu girişimin resmi bir yönü olmadığını da ekliyorlar. Yani piyasaya bir sinyal gönderilmiş değil. Sonra çıkıp, "Danışmanımız çalışması yaptı. Olayı herkesi duydu. Sadece Kutman'ın haberi olduğu doğru değil" diyebiliyorlar. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a gelince... Bakanın bozuk olan moralini ABD'den dönen Başbakan Tayyip Erdoğan düzeltiyor. Erdoğan'ın tam desteğini alan Unakıtan, Davos'taki, Hong Kong'taki iş görüşmelerini daha gür sesle savunabiliyor.

Bu toz duman arasında önemli bir temas gözden kaçıyor. Yabancı yatırım kuruluşları MHP'nin kapısını çalıyor. Merrill Lynch ve Morgan Stanley adına gelen uzmanları, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural kabul ediyor. Soruların ortak noktası MHP'nin, AB ile ilişkilere ve IMF destekli programa bakış açısı oluyor. 2006 için erken seçim senaryosu yazmayanlar bile şartların aniden değişebileceği ihtimalini gözardı etmek istemiyor. Erdoğan ve ekibi ise şimdilik rahat. İsrailli işadamı Ofer'den gelen teşekkür mektubu dahil bazı belgelerin nereden ve niçin servise konulduğunu saptamış durumdalar. Bu nedenle kriz yönetimini başaracaklarını düşünüyorlar. Tabi kağıt üstünde herşey kitabına uygun gözükse de kamuoyu vicdanında sorgulama başladığı da bir gerçek. Faturası mı? Onun için biraz daha beklemek gerekecek.

EBM
26.09.2005

kaynak.http:// www.ebmhaber.com.tr/?s=cat&catid=1
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Per Eyl 29, 2005 2:23 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21 demiş ki:
ege ülküdaşım,sağol eline sağlık mükemmel bir yazı göndermişsin.
Biz şimdi su içer gibi çok rahat yalan söyleyebilen bir başbakana nasıl güvenelim?Bunun kapalı kapılar ardında konuştuğu dış ülkelerin başkanlarıyla nasıl pazarlıklar içerisinde olduğunu ne bilelim?????Yalanı ortaya çıkmış adam o örnek aldığı ülkelerde istifa ederler.Bu istifa edeceğine,basına sopayı gösteriyor.Peki millet buna sopayı neden göstermesin?Millet bunu neden tehdit etmesin?Ne sanıyor kendisini.Bir yapmadığı,takrir-i sükun yasası kaldı.
Bu saatten sonra diktatörlüğe mi özendi?Bu milleti,İstanbul belediyesinin işiçileri ya da memurları mı sanıyor?Başından beri,bu başbakan iktidara geldiği günden 3 ay öncesinden beri Allah şahitim olsun,yetişebildiğim,ulaşabildiğim her yerde bundan başbakan olmaz diye söylüyorum.O olamıyacağını,bu yükü taşıyamıyacağını anladı depresyona girdi.Onu savunan,onu hala destekleyen taş kafalıların kalın kafaları hala anlayamadı.Ve bu akılsız insanların yüzünden,tüm ülke mahvoldu,artık bağımsızlığı bile tartışılır hale geldi.

Cok haklisin degerli Kadir abim. Basbakan olacak bu adi herif utanmadan yalan söylüyor, vatandasa firca atiyor, basini tehtit ediyor ve o koltuga oturdu oturali birsürü hainliklerine sahit olduk ve kim bilir bilmedigimiz daha nelere imza atti kapali kapilar ardindan, ama artik sonu geldi! Cildiriyor, panige kapildi, maskesi düseli cok oldu ama artik vatandasin gözüde acildi, bunun gercek yüzünü herkez gördü ve görüyor. Elbet yagcilari olacaktir. Bu yagcilarin mutlaka bir cikari oldugu icin bunun hainligini, beceriksizligini, teslimiyetci politikasini, vatani topragi satmasini görmezlikten gelip halen ve halen her ortamda savunurlar. Ama onlarinda sesleri kesilecek! Bu hesaplarin hepsi bu adi herifden sorulacaktir ve yagcilarida nasibini alacaktir evvel ALLAH! Bunlar kacacak delik arayip ama bulamayacaklardir! Türkiye ve Türk Milleti artik bu pislikten kurtulacak, MHP insallah iktidar olacaktir!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Eyl 30, 2005 11:24 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Son Güncelleme 17:25
30.09.2005
Kutman: Ofer ailesine haksızlık yapılıyor


Tüpraş ve Galataport satışlarıyla ilgili eleştirilere hedef olan Mehmet Kutman, Sami Ofer'e haksızlık yapıldığını söyledi.


Global Menkul Yatırım’ın sahibi Mehmet Kutman, CNNTURK'te yayınlanan Manşet programında Mithat Bereket'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kutman, Sami Ofer ile Bordum'da tanıştığını ve kısa bir süre sonra çok yakın aile dostu olduklarını söyledi.

Kutlan, Ofer ailesiyle ilgili olarak şunları anlattı: "Bugün yaşamını örnek aldığım ender insanlarından biridir. Ofer ailesi bütün yaz tatillerini hep beraber yaparlar. Aile bağları bu kadar güçlü birine saldırmak haksızlık. Son derece temiz, iş hayatını sıfırdan yaratmış biridir."

Kutman, Türkiye'yi çok iyi tanıyan biri olarak gösterdiği Ofer'in ülkedeki yatırımlarının yıllara öncesine dayandığını, Türk meydasının ise Ofer'i yeni yeni tanıdığının altını çizdi.

Kutman, Sami Ofer'in, Türkiye hayranı olduğunu belirterek "Dünya çapındaki bir insanın bizim medya tarafından böyle karşılanması üzücü" dedi.

"ELEŞTİRİLER BENİ TEŞVİK EDİYOR"

Kutman, kendisine yönelik eleştirilere "Bende haksızlığa uğradım" diyerek cevap verdi. Kutman, yaşanan bu olayların kendisini Türkiye'ye daha çok yatırımcı getirmeye teşvik ettiğini söyledi. Kutman sözlerine "Hiç bir güç Türkiye'deki yabancı sermaye girişini engelleyemeyecek" diyerek son verdi.

CANWEST MUTLAKA TELEVİZYON ALACAK

Mehmet Kutman, yatırım anlamında medyayla ilgilenmediklerini, yalnızca danışmanlık yaptıklarını ifade ederken, 5 yıl sonra medya sektöründeki şirketlerin değerinin 2 katına çıkacağını ileri sürdü. Kutman, Canwest’in kurucusunun oğlu ile şirket yönetim kurulu üyelerinin okul arkadaşı olduklarını, Newyork’ta sokakta karşılaşma sonrasında Türkiye’ye yatırım için ikna edildiklerini anlattı. Canwest’le Ofer Grubu’nun ilgisi olup olmadığı sorusu üzerine, "Benim bildiğim kadarıyla tanışmıyorlar bile" yanıtını veren Kutman, Star TV ihalesinde Canwest adına katılımcıların 306 milyon dolara kadar yetki aldıklarını, 1 dolar fazla verme şansları olmadığını söyledi. Kutman, Canwest’in bundan sonraki süreçte mutlaka Türkiye’de bir televizyon alacağını kaydetti. Yönetim konusunda Canwest’le hiçbir anlaşmaları olmadığını belirten Kutman, "Topu tamamıyla onlar götürüyor, inşallah gol atıncaya kadar devam ederler" diye konuştu.

GALATAPORT MEZBELELİK BİR YER

Galataport ihalesinin kapsadığı proje alanını "halkın giremediği mezbelelik durumdaki bir yer" olarak nitelendiren Kutman, ihale koşullarının her giren için aynı olduğunu ve ihale şartnamesinde yer aldığını söyledi. Kutman, yaşanan tartışmaları yabancı sermayeden rahatsız olan kitleler bulunmasına bağladı. Kutman,"Yabancı sermayenin girmesi, sizin benim evlerin değerini bile arttırıyor. Bunun ana nedeni ilk defa yabancı sermayenin Türkiye’ye giriş yapması. Beyoğlu’nda metrekaresi 300 dolardan bir daire almıştım, şu anda 2 bin dolarda. Daha da artacak" dedi.

"MESUT YILMAZ’IN KUZENİ OLMAK KAYBETTİRDİ"

Kutman, kendisiyle ilgili iddiları da şöyle yanıtladı: "Mehmet Kutman’ın yıldızı Rizeli başbakanlar döneminde parladı sözü doğru değil. 1993 yılında Tansu Çiller, Road Show yaptı. Arkasından gelen tüm hükümetler döneminde, bir tanesi hariç olmak üzere roadshowlar yaptık. Bizim görevimiz yatırımcıyla alıcı ile satıcıyı bir araya getirmek. Sabancı, Doğan Grubuyla yapıyoruz. Devlete niye yapmayalım. Türkiye kendini tanıtmazsa bugünkü değerlere ulaşılamaz. Hiçbir şekilde götüremediğimiz tek başbakan oydu (Mesut Yılmaz). Mesut Yılmaz’ın kuzeni olmak kazandırmadı değil, kaybettirdi. Onu söylediler, bunu söylediler. Hiçbir iş yapamaz hale geldik." Kutman, devalüasyon öncesi IMF belgesinin sızdırılması iddialarının doğru olmadığını, 2.5 milyar doları olsa çok büyük bir yatırım bankası kurmuş olacağını söyledi.

TÜPRAŞ İHALESİ

Kutman, TÜPRAŞ’la ilgili içerden bilgi sızdırılması konusunda ise şu açıklamayı yaptı: "Gerek Global Menkul, gerek piyasada kurulu tüm aracı kurumlar bunun satılık olduğunu biliyorlardı. Bu blok satış için 6 fon bulunmuş ve işlem gerçekleşmiştir. Bu ÖYK kararından Global’in haberi varmıydı? Yoktu, olmasına da gerek yoktu. ÖİB haftada en az 2 kez müracaat yapılır. ÖİB bunların kimisini yapar, kimisini yapmaz. Ocak 2005’te Güney Afrika’da zaten (satış için) görüşmeler oldu. Bunun satılacağını bilmeyen piyasada kimse yok. Tüpraş’ı abartmak, hele hele Ofer’e bağlamak doğru değil."

(Hürriyetim)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cmt Ekm 01, 2005 1:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Galataport ihalesi için dava açılıyor
Ankara

Liman-İş Sendikası, Galataport ihalesinin iptali için 3 Ekim Pazartesi günü dava açacak. Liman-İş Sendikası'ndan yapılan yazılı açıklamada, ihalenin ve projenin bir dizi usulsüzlük barındırdığı ve kanunlara karşı hileli yollara başvurulduğu ileri sürüldü.


İhale şartnamesine göre, yapılmak istenen işin bir turizm projesi olduğu ve Turizm Teşvik Kanunu hükümlerine tabi olarak yapılması gerektiği öne sürülen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Galataport, yap-işlet-devlet yöntemine göre yapılamaz. Yap-işlet-devret yöntemi, yeni bir liman yapımı gibi konularda kullanılan bir yöntemdir. Ne var ki bu projede bir liman yapımından söz edilemez, sadece varolan limanın tadilat ve tamiratı söz konusudur.

Turizm yatırımları yap-işlet-devret kapsamında değildir. Bu nedenle Galataport yap-işlet-devret ile yaptırılamaz. Galataport'ta liman yapımı değil, limanın işletme hakkı vardır ve dolayısıyla liman işletmesi yap-işlet-devret kapsamına girmez.”

Açıklamada, yap-işlet-devret modelinin ancak, KİT niteliğindeki kuruluşlarca uygulanabileceği ifade edilerek, Türkiye Denizcilik İşletmeleri'nin bir KİT değil, anonim şirket olduğu ve bu yüzden yap-işlet-devret yöntemiyle iş yapamayacağı öne sürüldü. Açıklamada, ihalenin yap-işlet-devret kapsamına sokulmasının nedeninin, uluslararası tahkime gitmenin yolunu açmak olduğu iddia edildi.

Açıklamada, “İhale sonucu ve yasaların tanıdığı yetkiye göre Galataport, 150 yıllığına kiraya verilecektir” denildi.

Galataport'un hukuka aykırı bir proje olduğu ve ihalesinin yasal olmadığı iddia edilen açıklamada, sendikanın 3 Ekim Pazartesi günü ihalenin iptali için ilgili mahkemeye dava açacağı bildirildi.

http:// www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~1@w~4@nvid~638575,00.asp#
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 2. sayfa (Toplam 3 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1